12.08.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

TZOB'dan Tarım Bakanına süt tepkisi! Üretici zarar ediyor süt fiyatlarını daha ne zamana kadar artırmayacaksınız?

 

TZOB'dan Tarım Bakanına süt tepkisi! Üretici zarar ediyor süt fiyatlarını daha ne zamana kadar artırmayacaksınız?

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, süt sektörünün çok zor dönemden geçtiğini belirterek, “İlerleyen zamanlarda ‘et ve süt ürünlerinde fahiş fiyatlar’ tartışılırsa bilin ki bu bir anda gelişmiş bir sorun olmadığı gibi bir anda da giderilebilmesi mümkün bir sorun değildir” dedi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, süt sektöründe yaşanan sorunları yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi. Ulusal Süt Konseyi (USK)’nin, 15 Mayıs 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatını litrede brüt 7,50 lira olarak belirlediğini hatırlatan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

SÜT ÜRETİCİSİNİN ELİNE 7 LİRA GEÇİYOR!

“Konsey yaptığı açıklamada; ‘çiğ süt üretim maliyetinde önemli bir değişiklik olduğunda önümüzdeki süreçte piyasa şartlarına göre tekrar değerlendirme yapılacaktır’ dedi. Bugün itibarıyla üreticilerimizin eline kesintiler çıktıktan sonra ortalama 7 lira geçiyor. Bazı yerlerde ise bu fiyatın da altında çiğ süt satılıyor.

1 LİTRE SÜTE KARŞILIK SADECE 1 KG YEM ALINABİLİYOR

Gerek üretici örgütleriyle birlikte gerekse Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) olarak yaptığımız açıklamalarla ‘üretim maliyetlerinde önemli artışlar olduğunu’ kamuoyuna duyurduk ve süt fiyatlarının revize edilmesinin önemine dikkat çektik.

Bugün parite, beklentimiz olan 1,5 seviyelerinden çok uzakta, 1 civarındadır. Üreticimiz bir kilogram süt satarak ancak bir kilogram yem alabilmektedir. Bu durum sürdürülebilir değildir.

KABA YEM MALİYETLERİ ÇOK YÜKSELDİ

Küçükbaş hayvancılıkta alınması gereken kararlarda ve uygulamalarda geç kalınıyor!
Küçükbaş hayvancılıkta alınması gereken kararlarda ve uygulamalarda geç kalınıyor!
Yeni sezonda yonca ve mısır silajı gibi kaba yem maliyetleri de yükseldi. Öte yandan üreticilerimizin tek maliyeti yem de değildir. Son günlerde bir miktar düşüş yaşansa da mazota, elektriğe, işçiye, nakliyeye, ilaca zam geliyor.

SÜT FİYATLARI ARTIRILDIĞINDA YEM FİYATLARI DA ARTIYOR GEREKÇESİYLE SÜT FİYATLARI NEREYE KADAR ARTIRILMAYACAK?

Üreticilerimiz artık ne önünü görebiliyor ne de geleceğini planlayabiliyor. Yetkililerin ‘süt fiyatları artırıldığında yem fiyatları da artıyor, bu yüzden süt fiyatlarında artışa gitmeyeceğiz’ şeklinde söylemleri bulunuyor. Bu gerekçeyle nereye kadar süt fiyatları artırılmayacaktır? Krize giren süt işletmeleri nasıl ayağa kaldırılacaktır? Azalan üretim nasıl artırılacaktır?

SÜT ÜRETİMİ DÜŞÜYOR

Sektörde işlerin iyi gitmediğini sadece biz söylemiyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri de bizi destekliyor. TÜİK’e göre son beş ayda geçen yılın aynı dönemine göre toplanan inek sütü miktarı yüzde 2,8, içme sütü üretimi yüzde 6,5, peynir üretimi ise yüzde 5,2 oranında azaldı.

Sanayiciler çiğ süt bulmakta, marketler ise süt ve süt ürünlerini satmakta sıkıntı yaşıyor. Hem üretim hem de talep ayağındaki daralma, sektördeki ciddi sorunu gözler önüne seriyor. Asıl sorun talep ayağındaki daralma ortadan kalkınca yaşanacaktır. İşte o zaman artan talebi karşılayacak yeterli ürün bulunamayacak, tüketiciler çok yüksek fiyatlardan süt ve süt ürünleri tüketmek zorunda kalacaktır. Buna yönelik hazırlıklı olmak zorundayız.”

Sütün üretimden pazarlamasına kadar ki tüm sürecin, doğrudan döviz kuruyla ilişkili olduğuna dikkat çeken Bayraktar, “dövizdeki yukarı yönlü en ufak bir hareketlenmede zincirin her halkası ciddi maliyet artışlarıyla karşılaşıyor” diyerek, açıklamasına şöyle devam etti;

SÜT ÜRETİCİSİ DAYANAMADIĞI İÇİN DİŞİ HAYVANLARINI KESTİRİYOR

“Bu artışların üretime ve tüketime olası yıkıcı etkilerini azaltmaya yönelik her türlü tedbir hayata geçirilmelidir. Son dönemde yem fiyatları o kadar arttı ki, üreticilerimiz damızlıklarını kestirip elden çıkarmaya, genç dişi hayvanları (düve) ise damızlığa çekmek yerine besleyip kesime göndermeye başladı. Sahada damızlık hayvan kesimlerinin hala devam ettiğini artık kabul etmemiz gerekiyor.

Üreticilerimiz, ellerinde tuttukları hayvanlarına ise ‘daha az yem, daha az süt’ diyerek verdikleri fabrika yemini azalttılar, hayvanlarını dengeli beslemekten vazgeçtiler. Asıl tehlike de işte burada başladı. Dengesiz beslenmeye bağlı olarak damızlık hayvanlarda besleme hastalıkları ve üremeye yönelik sorunlar artmaya başladı. Yani damızlıklar bir bir elden gidiyor, elde kalanlar ise damızlık vasfını kaybediyor.

Özetle sektörün üretim ayağında çok ciddi kayıplar yaşanmaya başladı. Dengesiz besleme sonucu damızlık hayvanları erken elden çıkarma, buzağı alamama gibi durumlar hem süt hem de et sektörünün geleceğini tehdit ediyor. İlerleyen zamanlarda üreticinin damızlık hayvan ihtiyacı ülke içerisinden yeterli hayvan bulunamadığı ve yurt dışından ise çok pahalı olduğu için karşılanamayabilir. Maalesef yılların emeği olan damızlık hayvanları elde tutup, geliştirme noktasından kopma noktasına geldik.


Kamuoyunun şunu çok iyi bilmesini istiyoruz. Eğer ilerleyen zamanlarda ‘et ve süt ürünlerinde fahiş fiyatlar’ tartışılırsa bilin ki bu bir anda gelişmiş bir sorun olmadığı gibi bir anda da giderilebilmesi mümkün bir sorun değildir. Biz uzun süredir bu konuyu dile getiriyoruz ama maalesef politikalar sadece geçici oluyor.

Artık üreticilerimiz, ‘sürdürülemez çiğ süt fiyatları ve artan maliyetler nedeniyle sürekli fiyat talep eden’ konumda olmaktan yoruldu. Yüksek süt fiyatlarına ulaşmakta zorlanan, sağlıklı ve dengeli beslenememe riskiyle karşı karşıya kalan tüketicilerimiz de durumlarından memnun değildir.

Sonuç itibarıyla;

Önceliğimiz damızlık hayvan kesimlerinin durdurulması, yem başta olmak üzere girdilerdeki fiyat artışlarına yönelik etkili tedbirlerin hayata geçirilmesi, üreticilere sürdürülebilir gelir sağlanması, tüketiciye ise ulaşılabilir fiyattan gıda sağlayacak politikaları hayata geçirmek olmalıdır.

Hep söylediğimizi bir kez daha tekrar etmek istiyoruz. Üretimin devam etmesi için ya çiğ süt fiyatları artırılmalı ya da yem fiyatlarını düşürmeye ve kontrol etmeye yönelik tedbirler alınmalıdır. Gıda Komitesi’nin yem fiyatlarındaki artışların olası etkilerini önlemeye yönelik bir yol haritası belirlemiş olmasını da olumlu buluyoruz. Her ne kadar detayları sektör paydaşlarıyla paylaşılmamış da olsa bizce üreticilerin elindeki sağmal hayvan sayısı bellidir. Üreticinin ne kadar süt ürettiği de, hayvan başına tüketilen kesif yem miktarı da bellidir. Dolayısıyla bu veriler ışığında çapraz kontroller de yapılarak üreticiye yem desteği verilebilir ve olası suistimaller önlenebilir.

Burada önemli iki nokta vardır; Birincisi desteğin üreticiyi tatmin edecek miktarda verilmesi, ikincisi ödemelerin her ayın sonunda üreticinin hesabına geçmesidir. Verilecek bu destekle süt/yem paritesinin ideal parite olan 1,5 seviyelerinde olması sağlanmalıdır.”

DESTEKLER ZAMANINDA VERİLMİYOR

Süt teşvik prim ödemelerinin 4 ay geriden geldiğini belirten TZOB Genel Başkanı Bayraktar, üreticilerin en son Mart ayına ait desteği aldığını açıkladı. Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Böylesi çok geriden gelen bir desteğin etkisi de sınırlı olacaktır. Kaldı ki 20 kuruşluk destek ne üreticiyi teşvik etmekte ne de sektörü kayıt altına almakta etkili olmaktadır. Destek artırılmalı, ödemeler erkene çekilmelidir.

Çiftçiler ürünlerini maliyetlerinin üzerinde satamadıkları takdirde, piyasa istikrarından ve üretimde sürdürülebilirlikten bahsedemeyiz.

Süt üretiminde hiç kimse bir mucize beklemesin. Türkiye’de sütün büyük bir kısmı, çiftçilerimizi kırsalda tutan, küçük aile işletmeleri tarafından üretilmektedir. Bu sektörü ayakta tutan aile işletmeleridir. Üreticilerimiz para kazanamadıkları anda üretimi bırakıp şehirlere göç ediyor, geri dönüşleri de mümkün olmuyor. En büyük kayıp da işi bilen kalifiye elemanların kaybedilmesi oluyor. Ülke tarımının geleceği aile işletmelerinin ayakta kalmasına bağlıdır. Bunu unutmayalım.

SÜT FİYATLARI BASKILANARAK ENFLASYONU ÖNLEMEYE ÇALIŞMAK ÜRETİMİ BALTALIYOR

Gıda enflasyonu ile mücadelede üretim artışına daha fazla önem vermek gerekiyor. Süt fiyatlarını baskılayarak enflasyonu önlemeye çalışmak üretimin azalmasıyla birlikte daha yüksek enflasyon olarak bize geri dönecektir.

İthalatla ülkeyi doyurma imkanı yoktur. Bunu görmezden gelemeyiz. Tarım sektörü dünyada en stratejik sektör haline geldi. Elimizde ne var ne yoksa vererek üreticiyi desteklemekten, üretimi artırmaktan başka çare yoktur. Bunu başaramazsak gıdayı tüketicilerimize ulaştıramayacağız.”

 

Tarımsal destek ödemeleri hesaplara yatıyor

Tarımsal destek ödemeleri hesaplara yatıyor

Kirişçi, açıklamasında, “32 milyon 651 bin 947 liralık distekleme ödemelerini bugün çiftçilerimizin hesaplarına aktarıyoruz.” ifadesini kullandı.

Buna göre, Uzman Eller Proje Desteği için 16 milyon 363 bin lira, Hububat, Baklagil ve Dane Mısır Desteği için 9 milyon 590 bin lira, Et Regülasyon Desteği için 5 milyon 310 bin lira ve Anaç Koyun Keçi İlave Göçer Desteği için 1 milyon 387 bin lira çiftçilerin hesaplarına aktarılacak.

Diyarbakır’da 20 işçi tarım ilacından zehirlendi

 

Diyarbakır’da 20 işçi tarım ilacından zehirlendi

Diyarbakır’da, dün akşam ilaçlamanın yapıldığı pamuk tarlasında bu sabah çalışmaya başlayan 10’u çocuk 20 tarım işçisi, bulantı ve kusma şikayetiyle hastaneye kaldırıldı. Tarım ilacından zehirlendikleri belirlenen 20 kişi, Dicle Üniversite Tıp Fakültesi Hastanesi’nde gözetim altına alındı.

Sur ilçesi Bağıvar Mahallesi’nde oturan 10’u çocuk 20 tarım işçisi, akşam ilaçlama yapıldığı kırsal Kartaltepe Mahallesi’ndeki pamuk tarlasına bu sabah saatlerinde çapaya gitti. Tarım işçileri, bir süre sonra mide bulantısı şikayetinde bulundu. Çevredekilerin durumu bildirmesi üzerine bölgeye çok sayıda sağlık ekibi sevk edildi.

20 tarım işçisi, sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Doktorların yaptığı ilk müdahalede tarım ilacından solunum yoluyla zehirlendikleri anlaşıla, yaşları 15 ile 25 arasındaki 20 işçinin 10u çocuk bölümünde 10u ise yetişkin bölümünde tedaviye alındı.

“HEPSİNİN DURUMU İYİ”

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis sorumlusu Prof. Dr. Recep Dursun, hastaların tedavilerine devam edildiğini ve 48 saat için gözlem altında tutulacağını söyledi. Prof. Dr. Dursun, şunları söyledi:

* “Servisimize 20 hasta başvurdu. Bunların 10u çocuk, 10u yetişkin. Ortalama yaşları 15 ile 25 arasında pamuk işçileridir. Hepsinin durumu iyi. Çocuk acile başvuran hastalarımızın tamamına tedavilerini yaparken öncelikli olarak dezenfeksiyon açısından tüm elbiselerini çıkarttık. Yıkamalarını yaptık.

* Üniversite hastanesi tarafından elbise bankasından yeni kıyafetler verildi. Bu tür zehirlenmelerde hastaların 24 ile 48 saat takipte kalmaları gerekiyor. Bunlar pamuk işçileri, organofosfat dediğimiz bir zehirlenme vakası aslında.

* Tarım ilacı olarak bildiğimiz ilacın solunmasıyla, temasıyla oluşan bir zehirlenme, bu zehirlenme vücutta özellikle solunum yoluyla alındığında veya ağız yoluyla alındığında zehirlenmelere yol açıyor. Bunaltı kusma belirtileriyle bize başvurdular.

* İlk etapta bunların pamuk işçisi olması bizi bu tanıya yönlendirdi. Ve gerçekten o ilaçları incelediğimizde o ilaçların organofosfat olduğunu ve bunun zehirlenme yapacağını tespit ettik ve tedavisine başladık.”

Şehzadeler'de tarıma kazandırılan atıl arazide ilk hasat yapıldı

 

Şehzadeler'de tarıma kazandırılan atıl arazide ilk hasat yapıldı

MANİSA’nın Şehzadeler Belediyesi tarafından Sancaklıbozköy Mahallesi’nde atıl durumdayken temizlik çalışması yapılarak, silajlık mısır ekimi yaptığı arazide yetişen ürünlerin hasadı yapıldı. Hasat edilen silajlık mısırların ilçede büyükbaş hayvan besiciliği yapan üreticilere ücretsiz olarak dağıtılacağını ifade eden Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, bu tür desteklerin devam edeceğini ifade etti.

Şehzadeler Belediyesi’nin Sancaklıbozköy Mahallesi’nde atıl durumdayken tarıma elverişli duruma getirip, silajlık mısır ekimi yaptığı alanda yetişen ürünlerin hasadı yapıldı. Uzun yıllar atıl durumda olan bir alanı tarıma kazandırarak, yapılan silajlık mısır ekimi ile büyükbaş hayvan besiciliği yapan vatandaşlara destek vereceklerini ifade eden Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, “Şehzadelerimizdeki üreticilerimizi desteklemek için başlattığımız projemizin meyvelerini topluyoruz. Hazineye ait boş ve atıl alanda bu yılın başlarında çok ciddi bir temizlik çalışması yapmıştık. Yaklaşık 250 moloz ve atık temizliği gerçekleştirmiştik. Temizlik çalışmasının ardından yaptığımız çalışma ile atıl durumda bulunan toprağı tarıma elverişli hale getirdik. Tüm hazırlık çalışmalarının ardında bu alanda silajlık mısır ekimi yaparak, üretime başladık. Bugün de yetiştirmiş olduğumuz mısırlar silajlık olarak biçilerek, Kiraz Pazarı’nın içerisindeki belirlediğimiz alan getirilip dökülüyor. Burada bu silajlık mısırlar özel bir makine ile paketlenerek hayvan üreticilerimize dağıtılmak üzere hazır hale getiriliyor. Tüm bu çalışmalarımızın tamamlanmasının ardından nasip olursa ilçemiz sınırları içerisinde 1 ila 30 büyük baş hayvanı bulunan besici hemşerilerimize, yaklaşık 400 kilo halinde hazırlanan bu silajlık mısır paketlerini ücretsiz olarak vereceğiz. Buradaki amacımız, üreticimizi her alanda desteklemek. Her alanda üreticilerimiz destekliyoruz. Bu bağlamda da besicilik ile uğraşan hemşerilerimize ücretsiz silajlık yem desteğinde bulunacağız. Şimdiden tüm üreticilerimize hayırlı olsun. Bu atıl durumdaki arazinin büyük bir titizlikle temizlenerek tarıma elverişli hale getirilmesinde emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.

Yapılan ürün hasadı ile birlikte 300 adet silajlık yem paketi elde edildiğini ifade eden Çelik, talep eden besicilerin tespitlerinin yapılmasının ardından önümüzdeki ay içerisinde yem paketlerini ücretsiz bir şekilde dağıtılacağını da sözlerine ekledi.(DHA)

8 yıl önce harabe binanın enkazında bulunan bir avuç ata tohumu, yerli tarım için umut oldu

 

8 yıl önce harabe bir binanın enkazında bulunan bir avuç ata tohumu, yerli tarım için umut oldu

Sivas’ta 8 yıl önce harabe halindeki bir binanın enkazında bir avuç bulunan Anadolu’da kaybolduğu düşünülen ata tohumu Habeş buğdayı, bugün yaklaşık 70 tonluk üretimle yerli tarım için umut oldu.
Sivas’ta 8 yıl önce Zaralı iş adamı Sedat Çoşkun tarafından harabeye dönüşen bir binanın enkazında bir avuç buğday bulundu. Yapılan incelemede buğday tanelerinin Anadolu’da kaybolduğu düşünülen ata tohum Habeş buğdayı olduğu anlaşıldı. Asırlardır enkazda olduğu düşünülen tanelerin günümüz buğday çeşitlerine göre protein değerinin daha yüksek ve hastalıklara kaşı daha dirençli olduğu görüldü. Zara Sanayici ve İş Adamları Derneği ve Zara Vakfı tohumlara sahip çıktı. Çimlendirilebilen tohumlar ekilerek, tohum miktarı arttırıldı. Elde edilen tüm tohumlar ekilerek 8 yılda 350 dönüm alana yayıldı. Bir avuç buğday tohumu ile başlayan çalışmada 8 yılın sonunda tohum miktarı yaklaşık 70 tona çıkartıldı.

8 yıl önce harabe bir binanın enkazında bulunan bir avuç ata tohumu, yerli tarım için umut oldu

HASAT TÖRENLE YAPILDI
Sivas’ın Zara ilçesine bağlı Yukarı Sedille köyünde ekimi yapılan ata tohumu buğdaylar bugün düzenlenen törenle hasat edildi. Törene Sivas Valisi Yılmaz Şimşek başta olmak üzere çok sayıda kişi katıldı. Vali Şimşek, konuşmasında emeği geçenlere teşekkür ederek, “Zara Vakfımız ve ZASİAD’in öncülük yaptığı gerçekten çok güzel bir çalışma. Akademisyenlerimiz de destek vermiş ve ata tohumumuz, yerli ve milli tohumumuz, bu bölgeye has bir çeşit olan Habeş buğdayının hasadını gerçekleştiriyoruz. Amacımız bu yerli ve milli tohum çeşidimize sahip çıkmak, bunu tanıtmak ve bunun ekimini yaygınlaştırmaktır. Bu hususta çiftçilerimizi teşvik etmek istiyorum. Kaliteli ve verimli bir buğday türü, protein değeri çok yüksek. Hastalıklara ve soğuğa karşı dayanıklı. Bu çeşide sahip çıkmamız gerekiyor. Ülkemizin doğusundan batısına her karışında bir lütuf var. Atalarımız yıllarca bu topraklarda tarım yapmış, toprağı işlemiş ve toprağa saygı duymuş. Ülkemizde tarım milli ekonomi için lokomotif görevi görüyor. İnşallah bizler de bu çalışmalarla milli ekonomimize katkı sağlamış olacağız. İnşallah bu çalışmamız amaçlarımıza hizmet eder ve bu çeşit çiftçilerimiz tarafından benimsenip daha çok ekilir” dedi.

8 yıl önce harabe bir binanın enkazında bulunan bir avuç ata tohumu, yerli tarım için umut oldu

“ATA TOHUMUMUZU YOK OLMAKTAN KURTARDIK”
Zara Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Şenel Çobanoğlu ise “Bundan 8 yıl önce harabe bir bina içerisinde sandıktan çıkartılan bir avuç buğdayın yeniden var olma mücadelesine katkı sunmak için buradayız. Öz buğdayımız olan Habeş buğdayımızı ZASİAD ve Zara Vakfının destekleri, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tolga Karaköy’ün değerli katkılarıyla üreticimizle buluşturduk. Bu vesile ile ata tohumumuzu yok olmaktan kurtarıp bu günlere getirdik.” ifadelerini kullandı.

8 yıl önce harabe bir binanın enkazında bulunan bir avuç ata tohumu, yerli tarım için umut oldu

Konuşmaların ardından buğday hasadına geçildi. Vali ve beraberindekiler önce sembolik olarak tırpanla buğday biçti. Ardından 10 dönümlük tarlaya giren biçerdöverler hasadı gerçekleştirdi.

Müjdeyi bakan verdi: Sakarya’da tarım alanını seçen öğrencilere 500 TL burs

Müjdeyi bakan verdi: Sakarya’da tarım alanını seçen öğrencilere 500 TL burs

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Ekrem Yüce, Sakarya’da tarımsal eğitimde tarihi nitelikte 3 protokolü Milli Eğitim Bakan Özer ile imzaladı. Tarım Okulu/Tabiat Akademisi ve Tarım Lisesi için protokol yapıldı. Bir müjdeyi daha paylaşan Bakan Özer, şehirde tarım alanını seçen her öğrenciye Büyükşehir tarafından aylık 500 TL burs verileceğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. Bakan Özer, kurum girişinde Başkan Yüce tarafından karşılandı. Ziyarette ayrıca Vali Çetin Oktay Kaldırım, AK Parti Milletvekilleri Çiğdem Erdoğan Atabek, Recep Uncuoğlu, AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Ali İnci, AK Parti İl Başkanı Yunus Tever ve bakanlık yetkilileri yer aldı. Görüşmede 3 başlık ön plana çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi arasında, Tarım Okulu/Tabiat Akademisi Ve Tarım Lisesi’nin hayata geçirilmesi için protokol imzalandı. Bakan Özer, ayrıca gün boyu ifade ettiği müjdeyi de burada verdi ve Başkan Yüce’nin bizzat takip edeceği yeni bir protokolle Büyükşehir Belediyesi tarafından bu okullarda liseden itibaren eğitim alacak her öğrenciye aylık 500 TL burs verileceğini açıkladı.

TABİATLA İÇ İÇE DOĞAL EĞİTİM MODELİ

Bakan Özer, ayrıca makamda yapılan ve planlanan yeni projelerle ilgili sunum yapan Yüce’ye şehre özellikle tarım alanında kattığı vizyondan dolayı teşekkür etti. Tarımsal kalkınmaya yönelik projeleri sebebiyle Yüce’yi takdir ettiğini ifade eden Bakan Özer, “Kendisinin Sakarya’da 7’den 70’e herkesin iyiliği ve huzuru için herkesten fazla çalıştığını biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Ayrıca ziyaretin başlangıcında Büyükşehir tarafından başlatılan Genç Katılımlı Proje Atölyesi Fikir Yarışması’nda halk oylamasına çıkan projeler arasından oy kullandı. Başkan Yüce ise yaptığı konuşmada tarım alanında açılacak eğitim kurumlarının detaylarına ilişkin bilgiler verdi. Ekolojik eğitim tekniğini uygulayacakları Tarım Akademisi’nde çatısız, duvarsız doğayla iç içe eğitim verileceğini ifade eden Yüce, “Tabiat Akademisinde temiz hava, su, toprak, ağaçlar, yapraklar ve bol hayal gücü var. Çocukların doğasına uygun bir öğretim modeli var” dedi.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’YLA 3 YENİ PROTOKOL

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’i Sakarya’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek sözlerine başlayan Başkan Ekrem Yüce, “İnsanların dengeli ve sağlıklı beslenmesinin yolu kaliteli ve sağlıklı tarım ürünlerinden geçiyor. Artan nüfusumuzun temel gıda ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için birim alandan daha fazla üretim yapılması, sertifikalı ve doğal ürünlerin üretiminin arttırılması gerekiyor. Bunun da temel altyapısı eğitimdir. Üretimin hangi aşamasında olursa olsun eğitim olmadan üretim olmaz. Bu amaçla bugün Milli Eğitim Bakanımızla 3 konuda sözleşme yapıyoruz. Hayırlı olsun” diye konuştu.

16 DERSLİKLİ TARIM MESLEK LİSESİ

Yüce, 3 başlıkta yapılacak çalışmaların detaylarına ilişkin olarak, “Erenler Alancuma’da yapımına başladığımız AR-GE Uygulamalı Tarım ve Çiftçi eğitim merkezimizin yanına tarım meslek lisesi yapımı ile ilgili protokolümüzü imzaladık ve Bakanımızda uygun gördü. Uygulamalı eğitimin verileceği tarım meslek lisesi 16 derslikli olacak. Tarım Lisesi sayesinde geleceğin tarım sektörüne yön verecek bir nesil yetiştirmeyi planlıyoruz. Gençlerin mesleki eğitimlerini desteklemek için iş birliği yapıyoruz. Ortaokul eğitimini tamamlamış gençlerin erken yaşta mesleki beceri kazanmalarını sağlayarak genç işsizliğini azaltmak, istihdamı arttırmak için öğrencilere eğitim desteği vermektir. Sakarya ilinde ikamet eden öğrencilere eğitim desteği verilmesine ilişkin ve daha bilinçli konusuna hâkim üreticileri ilimize kazandırmaktır” şeklinde konuştu.

TARIM OKULU – TABİAT AKADEMİSİ

Başkan Yüce, Milli Eğitim Bakanlığıyla Sakarya’ya yeni bir tarım okulu kazandırılacağını müjdeleyerek, “Eğitimin sadece dört duvar arasındaki bilgi akışından ziyade doğayla iç içe, özgürce ve keyifle yapabilmeleri adına Tabiat Akademisi projemizi hayata geçiriyoruz. Bu akademiyi çatısız ve duvarsız okul dışı öğrenme ortamı şeklinde hazırladık. Tabiat Akademisi ile öğrencilerin ekosistemle uyum içerisinde tabiatla buluşacağı, yapıp-yaşayıp deneyim ve güven elde edeceği, el becerilerinin, kişisel, sosyal ve duygusal yönlerinin geliştirileceği, birlikte iş yapabilme yeteneğinin güçlendirileceği, değerlerimizin kazandırılacağı ortamlar oluşturacağız. Tabiat Akademisinde temiz hava, su, toprak, ağaçlar, yapraklar ve bol hayal gücü var. Çocukların doğasına uygun bir öğretim modeli var. Çocuk pasif bir öğrenici konumunda değil, bir kaşif meraklı ve araştıran aktif bir birey konumda olabilmesi adına tasarlanmış bir akademi olacak” ifadelerini kullandı. Yüce, konuşmasının devamında ise Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle yapılan çalışmalardan bahsetti.


Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Başkan Yüce’nin şehirde devam eden ve planlanan projelerle ilgili sunumundan sonra genel bir değerlendirme yaptı. Sakarya’da yürütülen başarılı projeler için Yüce’yi tebrik eden Özer, eğitim ve tarım alanındaki politikaları sebebiyle de ayrıca takdir ettiğini ifade etti. Sakarya’da hayata geçirilecek olan Tarım Okulu/Tabiat Akademisi ve 16 derslikli Tarım Meslek Lisesi için Başkan Yüce ve Bakan Özer’in imzalarıyla bir protokol yapıldı. Başkan Yüce’nin şehirde 7’den 70’e herkesin iyiliği ve huzuru için proje ürettiğini belirterek, “Sakarya’da bulunmaktan çok keyif duyuyorum. Bilgilendirme noktasında Sakarya’ya yaptığımız yatırımlarla ilgili çok önemli bir toplantı yaptık. Açılışımızı yaptık ve yakında tüm okullarımızı açmak için yine geleceğiz. Her gelişimizde daha iyi sonuçlar göreceğimiz inanıyoruz. Başkanımız Ekrem Yüce’nin ne kadar heyecan ve şevkle projeler yaptığını biliyoruz. Bunu 7’den 70’e herkesin iyiliğini düşündüğünü, herkesten çok çalıştığını görüyorum ve teşekkür ediyorum” dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Tarım Kredi marketlerinde büyükbaş hayvan etinde indirim

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Tarım Kredi marketlerinde büyükbaş hayvan etinde indirim

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarım Kredi Kooperatifleri’nin büyükbaş hayvan etinde yüzde 30-35 indirimle satışa başlayacağını söyledi. Erdoğan, bu marketlerde şeker, un gibi 30-40 çeşit üründe de süratle indirime gidileceğini belirtti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapımı tamamlanan 34 hidroelektrik santralin (HES) açılış töreninde konuştu.

YUSUFELİ BARAJI’NDA SONA GELİNDİ

Ilısu Prof. Doktor Veysel Eroğlu, Deriner, Ermenek, Borçka, Batman ve Obruk gibi yüksek kapasiteli hidroelektrik santrallerini ülkeye kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesine yıllık 1,9 milyar kilovatsaate yakın katkı sağlayacak en yüksek barajımız Yusufeli de bitme aşamasına gelmiştir” dedi.

Hidroelektrik potansiyelini daha hızlı harekete geçirmek için 2003 yılında özel sektörün bu alandaki yatırımlarının önünü açarak tarihi bir adım attıklarını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:


“Böylece hidroelektrik üretim kapasitemizi kısa sürede 2,5 kat artırarak 44 milyar kilovatsaatten 110 milyar kilovatsaate çıkardık. Hali hazırda ülkemizin toplam kurulu gücünün üçte birini hidroelektrik oluşturmaktadır. Bir başka ifadeyle ülkemizde yanan her 3 lambadan birinin elektriği, su kaynaklarımızdan gelmektedir. Bugün dünyada 9’uncu sırada yer aldığımız hidroelektrik gücümüze, 34 yeni tesis daha kazandırıyoruz. Kamu özel sektör iş birliğiyle 20 farklı ilimizde faaliyete geçecek 34 hidroelektrik santralimiz, 653 kilovatsaat kurulu güce ve yıllık 2,3 milyar kilovatsaat enerji üretim kapasitesine sahiptir. Yatırım bedeli 16 milyar lirayı bulan bu santraller ülkemize yıllık 2,7 milyar lira ekonomik fayda sağlayacaktır. Kendilerini 6 yılda amorti edecek hidroelektrik santrallerimiz ardından uzun yıllar boyunca ekonomimize katma değer sağlamaya devam edecektir.”

Afyonkarahisar'da sağanak tarım arazilerine zarar verdi

 

Afyonkarahisarda sağanak tarım arazilerine zarar verdi

Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde etkili olan sağanak nedeniyle oluşan su baskını, tarım arazilerine zarar verdi.
Sağanak bazı mahallelerdeki cadde ve sokaklarda su birikintileri oluşturdu, araçlar yolda ilerlemekte güçlük çekti.

Yeni Sanayi Sitesi’ndeki bazı iş yerlerinde su baskını yaşandı.

Bölgede bazı tarım arazilerinin, oluşan su baskını nedeniyle zarar gördüğü bildirildi.

Sivrihisar'da sağanak, tarım işçilerinin çadırlarına zarar verdi

Main Menu