Tarım sektöründe 10 aylık ihracat rekoru
Küresel ekonomideki daralma sinyalleri ve devam eden jeopolitik risklere karşın ihracatta rekorlar kırılmaya devam ediliyor.
Şirketlerin yeni pazarlar ve iş birlikleri için yurt dışı temaslarına ara vermeden devam etmesi de Türkiye’nin ihracatına katkıda bulunuyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye’nin ihracatı, bu yılın ocak-ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15,4 artarak 209 milyar 450 milyon dolara yükseldi.
Türkiye’nin tarım sektörü de 27 milyar 525 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek ocak-ekim ihracatını gerçekleştirdi.
Türkiye’nin tarım ihracatı, yılın on ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,3 artarken, toplam ihracattan yüzde 13,1 oldu.
HUBUBAT İHRACATI 9 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNE ÇIKTI
Tarım grubunda ihracatta rekor kıran sektörler, hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri, meyve sebze mamulleri, kuru meyve ve mamulleri, su ürünleri ve hayvansal mamuller, mobilya kağıt ve orman ürünleri oldu.
Yılın on ayında hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri 9 milyar 297 milyon dolar, meyve sebze mamulleri 2 milyar 57 milyon dolar, kuru meyve ve mamulleri 1 milyar 259 milyon dolar, su ürünleri ve hayvansal mamuller 3 milyar 359 milyon dolar, mobilya kağıt ve orman ürünleri 6 milyar 922 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek ocak-ekim ihracatını gerçekleştirdi.
Bu dönemde, hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri yüzde 27,3, meyve sebze mamulleri yüzde 24,6, kuru meyve ve mamulleri yüzde 3, su ürünleri ve hayvansal mamuller yüzde 25,8, mobilya kağıt ve orman ürünleri yüzde 24 ihracat artışı kaydetti.
Hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri, aylık ihracatta da rekor kırdı. Sektör ekim ayında 1 milyar 45 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek aylık ihracatını gerçekleştirdi.
Hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri sektörünün dış satımı ekim ayında geçen yılın
IRAK’A MOBİLYA İHRACATI 800 MİLYON DOLARI AŞTI
Tarım grubu ihracatında rekor kıran sektörlerde Irak ön plana çıktı.
Irak’a hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri 1 milyar 920 milyon 602 bin dolar, meyve sebze mamulleri 339 milyon 554 bin dolar, su ürünleri ve hayvansal mamuller 633 milyon 713 bin dolar, mobilya kağıt ve orman ürünleri 824 milyon 552 bin dolarlık ihracat yaptı.
Almanya pazarına ise kuru meyve ve mamulleri sektörü 165 milyon 532 bin dolarlık dış satım gerçekleştirdi.
Gıdayı ucuza satıp, pahalıya alıyoruz
Türk tarım, gıda ve içecek ürünleri ihracatında birim fiyatlar uluslararası piyasalardaki artışın altında yükseliş gösterirken, aynı sektörde ithal ürünlerin fiyatları daha yüksek oranda artıyor. Bu durum, net ihracatçı olunan sektörde dış ticaret makasının daralmasına neden oluyor. Sektör temsilcileri, katma değer, inovasyon, ambalaj, markalaşma gibi konularda gelişme kaydedilememesinin fiyat oluşumuna yansıdığını, Türk ürünlerinin piyasa ortalamalarına göre daha ucuza satıldığını belirtiyor.
Gıda, tarım ve içecek sektörünün ihracat ve ithalatı arasında yılardır korunan yaklaşık yıllık 5 milyar dolarlık ticaret fazlası giderek eriyor. Bu yıl dış ticaret fazlasında ciddi bir kayıp yaşandı. Sektör geçen yıl ilk 9 ayda 3,6 milyar dolar ticaret fazlası verirken, bu yıl aynı dönemde 2,4 milyar doların altında kaldı.
İthalat birim fiyatı ihracatın 2 katı arttı
Bu yılın ilk 9 ayında ise ihracat önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 23,2 artış ile 20,78 milyar dolara ulaştı. Ancak ithalat yüzde 38,2 arttı ve 18,39 milyar dolara yükseldi. Geçen yıl ilk dokuz ayda dış ticaret fazlası 3,6 milyar dolarken, bu yıl aynı dönemde 2,4 milyar dolara geriledi. İhracat birim değeri yüzde 11,38 artış gösterdi ve ton başı fiyat bin 164 dolar olarak gerçekleşti. İlk 9 ayda ithalat birim değeri ise tonda yüzde 21,48 artış ile 738 dolar oldu. Özellikle tüm dünyada gıda fiyatının yüksek olduğu bir dönemde Türkiye’nin ihracatını yeterince artıramaması ve ithalatın ise değer bazında neredeyse iki katına yakın artış göstermesine dikkat çekiliyor. Geçen yıl pandemi döneminde ihracat yüzde 22,73’lük artışla 24,35 milyar dolar olarak gerçekleşti. İthalat ise yüzde 21,9 artış ile 18,87 milyar dolara yükseldi ve sektörün dış ticaret fazlası 5 milyar 480 milyon dolara çıkmıştı.
En çok buğday ithal edildi
Bu yıl en çok ihraç edilen ilk 5 ürün şunlar oldu: Yüzde 31,6 artış ve 1 milyar 65 milyon 887 bin dolarla buğday unu, yüzde 69,6 artış ve 857 milyon 77 bin dolar ile ayçiçeği yağı, yüzde 43,4 artış ve 723 milyon 791 bin dolarla dondurulmuş tavuk eti, yüzde 26,6 artış ve 708,4 milyon dolarla makarna ve yüzde 26,8 azalışla 587,6 milyon dolarla fındık içi.
İhracat fiyatını yükseltemiyoruz
En çok ithal edilen ilk 5 ürün ise; yüzde 35,3 artışın gerçekleştiği 2 milyar 231 milyon dolar ile buğday, yüzde 48,4 artış ve 1 milyar 803 milyon dolarlık ithalat ile soya fasulyesi, yüzde 128 artışın gerçekleştiği 1 milyar 769 milyon dolar ile ham ayçiçek yağı, yüzde 157,4 artış ile 994,8 milyon dolarla mısır, yüzde 55,5 artış ile 877,9 milyon dolar rafine palm yağı oldu.
Gıda ihracatı ve ithalatı arasında dış ticaret açığı makasının gittikçe küçüldüğünü kaydeden TOBB Gıda Meclis Başkanı Necdet Buzbaş, söz konusu makasın bazı aylarda azaldığını, ancak gıda sanayinin genel olarak dış ticaret açığı vermeyen sektörlerden bir tanesi olduğunu söyledi. İthalatın miktar bakımından artmadığını belirten Buzbaş, dünyadaki hammadde fiyatlarının yükselmesinden dolayı aynı miktarın daha yüksek fiyatla alındığını kaydetti. Bir diğer nedeni olarak ihracatın artış göstermesine rağmen ihraç edilen ürünlerin fiyatını yükseltemediklerini bildiren Buzbaş, “Yıllık fiyat artışı yüzde 12 civarında, ama dünyanın neresine giderseniz gidin fiyat artışı en az yüzde 40-50’ler civarında. Fiyat artırmadığımız için ihracat değer olarak düşüyor, miktarın artmasına rağmen. Ama ithalatımızda miktar aynı, fiyatlar yükseldiği için toplam ithalat verisi de yükseliyor. Dolayısıyla aradaki makas kapanıyor” dedi.
Buradaki farkın mevsime ve aylara bağlı değişebildiğini dile getiren Buzbaş, sezon başlangıcında gıda sanayiinde çikolata gibi bazı ürünlerde sezonsal ürünler bulunduğunu aktardı. İhracatta aylık değişimlerin yanıltıcı olabileceğini anlatan Buzbaş, esas olarak ithalatın artış göstermesini, ithalattaki fiyatların dünya piyasalarında yükselmesinden kaynaklandığını vurguladı. Türkiye’nin ihracat yaptığı ürünlerin fiyatını bir türlü artıramadığına işaret eden ve “Ürünlerimiz maalesef ucuz gidiyor” diyen Buzbaş, şöyle konuştu: “Dünya fiyatlarından dolayı ihracat-ithalat arasındaki fark kapanıyor. Yılsonu itibarıyla dış ticaret neredeyse kafa kafaya gelecek, ama bu fark tam kapanmaz diye düşünüyoruz.”
Markalaşmaya yönelmeli İhracatta hedefin, satış fiyatlarının, dünya piyasasındaki gelişmelere denk şekilde artırılması gerektiğine vurgu yapan Buzbaş, bunu yapmanın yolunun katma değeri yüksek ürünlerden, inovasyon, ambalaj ve markalaşmadan geçtiğini söyledi. Markalaşmanın önemine dikkat çeken Buzbaş, “Tüm bunları halletmeden o fiyatı yükseltmek pek mümkün olmuyor. Örneğin, zeytinyağında bu sene rekolte iyi ama varillerle satıyoruz. Fakat İtalya şişeye koyuyor ve bizim 10 mislimiz kadar kazanıyor.”
“İnsanların tarımdan uzaklaşması ithalata olan bağımlılığımızı artıracak”
Tarım ürünleri ihracatında yaklaşık 10 milyar dolar ile meyve ve sebze ihracatının ilk sırada yer aldığına işaret eden TOBB Tarım Meclisi Başkanı Ülkü Karakuş, ithalatta ise hububatlar, yağlı tohumlar ve bunların yan ürünlerinin ilk sırada bulunduğunu belirtti. İthal edilen bu ürünlerin değerinin 10 milyar doları bulduğunu aktaran Karakuş, “Ülkemizin tarımsal ürünlerde kendine yeterliliği yüzde 100 sağlanması, coğrafi koşulları, arazilerimizin dağınık ve parçalı olmasının yanı sıra aldığımız yağış miktarı göz önüne alındığında mümkün görülmüyor. Kısa vadede özellikle yağlı tohum üretiminin artırılması, su yönetiminin ön plana alınması, hayvancılıkla uğraşanların karlı üretim yapabilmeleri için meralarımızın vasfının iyileştirilmesi gerekiyor. Tabii hepsinden önce tarımla uğraşanların hem sosyal hem ekonomik anlamda yaşam standartlarının artırılmasına ihtiyacımız var. Aksi halde insanların her geçen gün tarımdan uzaklaşması ithalata olan bağımlılığımızı daha da artıracak” dedi.
Efes Tarlası Yaşam Köyünde çiftçi eğitimleri başladı
Efes Tarlası Yaşam Köyünde, zeytin ağacı budama eğitimi düzenlenirken, ilk eğitime katılan 61 üreticiye sertifikaları verildi.
Selçuk Belediyesi ile Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi arasında imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde, Efes Tarlası Yaşam Köyünde çiftçilere yönelik eğitimler yeniden başladı. Ziraat Mühendisi Anıl Ayvaz tarafından “zeytin ağacı budamanın önemi”, “budamada yapılan hatalar”, “bilezik alma”, “ağaç gençleştirme”, “budama sırasında dikkat edilmesi gerekenler”, “şekil budaması”, “ürün budaması” konu başlıkları altında eğitim verildi. Tarım ekonomisinin ve üreticinin güçlendirilmesi amacıyla, Ziraat Mühendisleri Odası ve bir belediye arasında hayata geçen ilk bütünsel iş birliği protokolünün sonucunda başlayan eğitimler, Efes Tarlası Yaşam Köyünde kasım ayı süresince her Cuma 10.00-17.00 saatleri arasında devam edecek.
Öte yandan; kasım ayı içerisinde Efes Tarlası Yaşam Köyünde 11 Kasım Cuma günü nar ağacı budama eğitimi, 18 Kasım Cuma günü şeftali ağacı budama eğitimi, 25 Kasım Cuma günü ise mandarin ağacı budama eğitimi düzenlenecek. Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek eğitimlere katılmak isteyen üreticiler, SELBİM üzerinden 444 8 892 veya 0232 892 69 25/394 numaralı telefonlar üzerinden bilgi alarak eğitim için kayıt yaptırabilecek.
Bahçede elma toplamaya giden çiftçi, gördüğü manzara sonrası İlçe Tarım'ı aradı: Çok garip bir doğa olayı var
Manisa’nın Selendi ilçesinde bahçesindeki ağaçtan elma toplamak isteyen bir çiftçi, ağacın çiçek açtığını görünce büyük şaşkınlık yaşadı. Olay, İlçe Tarım Müdürlüğü’ne intikal ettirildi. Bölgeye gelen Selendi İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Ayhan ve ekibi, ağaçta yaptıkları incelemede bu tarz durumların yaşanabileceğini ancak ilerleyen günlerde erken uyanışın azalacağını belirtti.
Eskicami Mahallesi’nde Nurullah Şentürk’e ait bahçedeki 2 elma ağacı, sıcaklıkların mevsim ortalamasının üzerinde seyretmesiyle çiçeklendi. Olayla ilgili Selendi İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne de bilgilendirme yapıldı.
“BU TÜR DURUMLAR OLABİLİYOR”
Selendi İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Ayhan, bölgede normalin üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının ağaçları yanılttığını belirterek, “Bu gibi şartlarda ağaç kendisini ilkbahardaki iklim şartındaymış sanıp çiçek açması, yapraklarını dökmeden yeni yaprak sürmesi gibi durumlar olabiliyor. Buna ilişkin olarak önlem anlamında bir alternatif yok.”
“ERKEN UYANMA AZALACAK”
Ayhan, gelecek haftadan itibaren hava sıcaklıklarının mevsim normallerine düşmesinin beklendiğini belirterek, ağaçlarda erken uyanmanın azalacağını sözlerine ekledi.
Edirneli çiftçi: Eski yönteme döneceğiz, kara saban, öküz, eşek koşmaya
Edirneli çiftçiler, traktör ve ekipmanlarının satış fiyatına gelen zamlara tepki gösterdi. Çiftçi Volkan Vardar, “2 ay bekleyeceksin, sıraya yazılacaksın. 2 ay sonra gelecek fiyatı kabul edeceksin. 2 ay sonra Türkiye’de fiyat ne olur, ben bir şey diyemem. Traktör olmazsa olmazımız” dedi. Çiftçi Ahmet Mola ise, “Durmak yok zamma devam. Eski yönteme döneceğiz. Kara saban, öküz, manda, eşek koşmaya” diye konuştu.
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, bugün Edirne’nin Uzunköprü ilçesine bağlı Aslıhan köyünde çiftçilerle bir araya geldi. Çiftçilerin sorunlarını dinleyen Gaytancıoğlu, “Çiftçinin olmazsa olmazı, traktör. Geçen yıl 250 bin liraya almıştı. Bu sene sordu, 750 bin lira. Destek var mı? Herhangi avantaj var mı? Çiftçi üretmekte istiyor ama destek de istiyor” dedi.
“BAKIM MALİYETİ ARTTI”
Çiftçi Volkan Vardar, çiftçinin olmazsa olmazı olan traktörün çok pahalandığını ifade ederek şunları söyledi:
* “2 ay bekleyeceksin, sıraya yazılacaksın. 2 ay sonra gelecek fiyatı kabul edeceksin. 2 ay sonra Türkiye’de fiyat ne olur, ben bir şey diyemem. Traktör olmazsa olmazımız. Yeri geliyor motosiklet. Yeri geliyor bir iş makinası. Yeri geliyor, kamyon nakliyat. Çok lüks de değil. Ama bizim işimizi yapıyor, yeter.
* Bakım maliyeti arttı. Yevmiye arttı. Allah bütün çiftçi arkadaşlarımızın yardımcısı olsun. Süspansiyonlu 5 yıl kredimiz var. O şekilde kredi kullandırıyor banka. Çiftçi nakit paraya alamaz. Geçen sene bakım 500-600 lira civarındaydı. Bugün 2 bin 500 lirayı buluyor.
* Geçen yıl traktörün arkasındaki bıçak 5-6 bin lira civarındaydı. Bugün 20 bin lira. Demire çok zam geldi, ondan. Biz üretmeye mecburuz. Çeltikçinin olmasa olmazı bu malzeme. Biz emeğimizin karşılığını alalım yeter.
* Bir gün çalıştır bu traktör 3 bin 300 liralık mazot yakar. Diğer masraflar yok. Bu 130-140 litre mazot alıyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Ne diyelim.”
“BU SENE 50 BİN LİRA CİVARI”
Çiftçi Hüseyin Tekin, traktör lastik satış fiyatının geçen yıla göre çok arttığını kaydederek, “Traktörü sadece almak değil. Diğer masrafları da var. Parça masrafları, lastikler. Geçen sene 20 bin lira olan lastikler bu sene 50 bin lira civarı” dedi.
Çiftçi Ahmet Mola ise, “Durmak yok zamma devam. Eski yönteme döneceğiz. Kara saban, öküz, manda, eşek koşmaya” şeklinde konuştu. ANKA
Çiftçiye büyük gelir sağlıyor! Çiftçinin cebine 650 milyon lira girecek
Muş’ta bin 200 çiftçi tarafından 46 bin dekar alanda hasadına başlanan şeker pancarından 280 bin ton ürün beklenirken, ülke ekonomisine de 1 milyar 400 milyon liralık katma değer sağlanması hedefleniyor.
CKD, çiftçi kadınlarla buluştu
Türkiye çapında 60’a yakın şubesi olan Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD)‘Üretimde ve istihdamda kadın zirveleri’ başlıklı çalışma başlattı. Antalya’da 14 Kasım’da “Çiftçi Kadınlar Zirvesi” yapılacağını belirten Cumhuriyet Kadınları Kepez Özgürlük Şubesi Başkanı Mutlugün Özturan, çiftçi kadınlarla ilgili çalışmaların devam edeceğini belirterek, “Çiftçi kadınlara bir dizi ziyaretler yapıp dertlerine ortak olup, sorunlarına çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bu güne kadar uyuşturucuyla mücadele kapsamında ‘Uyuşturucuya karşı anneler hareketi’ ve ‘Su Bilinci’ gibi faaliyetlerle sesimizi duyurmaya çalıştık. Önümüzdeki günlerde işçi kadınlarla, girişimci ve esnaf kadınlarla, kamuda çalışan kadınlarla, sanat üreten kadınlarla ve kayıt dışı çalışan kadınlar ile ve de çiftçi kadınlarla ilgili çalışmalarla kadınlarımızın yanında olacağız” dedi.
Sosyal güvence şart
Antalya’nın doğusundan batısına birçok çiftçi kadınla yapılan ziyaretlerde edindikleri bilgileri kamuoyuyla paylaşan Özturan, hazırladıkları çiftçi kadınların sorunlarını, yaşam koşullarını ve mağduriyetlerini içeren rapora göre; kırsalda çiftçilik yapan kadınların genellikle ilkokul mezunu olduğunun, hemen hemen hepsinin sosyal güvencelerinin olmadığının ortaya çıktığını aktardı. Çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunan Özturan, İstanbul’da “Girşimci Kadınlar Zirvesi” , İzmir’de “Esnaf Kadınlar Zirvesi”, Ankara’da “Kamu Çalışanı Kadınlar Zirvesi”, Bursa’da “İşçi Kadınlar Zirvesi”, Kayseri’de “Kayıt Dışı Çalışan Kadınlar Zirvesi” yapıldığını söyleyerek, “Çiftçi kadınlarımız çok zor koşullarda hayat mücadelesi veriyor” dedi. ‘Kadının devrimi üretimdedir’ diyen başkan Öztüran, Antalya Büyükşehir Belediyesinin ve Antalya Tarım Konseyinin katkılarına teşekkür etti.
Muğla'da kışlık sebze tarla günü etkinliği yapıldı
Muğla’nın Kavaklıdere ilçesinde düzenlenen kışlık sebze tarla günü etkinliğinde üretilen ürünlerin hasadı gerçekleştirildi.
Çatak Mahallesi’nde üretici Erdal Kaya’nın tarlasında düzenlenen programda karnabahar, lahana, brokoli ve kara lahana hasadı yapıldı.
Törende konuşan Kavaklıdere Kaymakamı Oray Güven, kentten köye göçün arttığı salgın döneminde ortaya çıkan gıda ihtiyacının, Kavaklıdere’deki üretimin artmasında etkili olduğunu söyledi.
Güven, kışlık sebze üretiminin her geçen yıl katlanarak büyüyeceğine inandıklarını anlatarak üreticilere katkılarından dolayı teşekkür etti.
Kavaklıdere Belediye Başkanı Mehmet Demir ise ilçede tarım arazilerinin küçük olmasından dolayı kapama meyve bahçelerinin yaygınlaştırılmasına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
İl Tarım Müdürlüğü tarafından yürütülen projelerin üreticinin yüzünü güldürdüğünü belirten Demir, çilek ve katma değeri yüksek ürünlerle birlikte üreticilere yeni gelir kaynakları oluşturulmasından memnuniyet duyduklarını kaydetti.
İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak da mikro klima özelliği olan Kavaklıdere ilçesinde 2018 yılında çilek yetiştiriciliği ile başlayan katma değeri yüksek sebze üretiminin kısa zamanda başarıya ulaşmasında üreticilerin emek ve gayretinin çok büyük olduğunu söyledi.
İlçede yaşanan su sorununun en kısa sürede çözülmesi için yoğun bir çalışma yaptıklarını belirten Saylak, Bu çerçevede Kavaklıdere’de 8 adet sulama projesinin hayata geçirileceğini vurguladı.
Tarımın Muğla’nın en önemli sektörü olduğunu ifade eden Saylak, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi’nden de söz ederek üretimi ve istihdamı artırmaya devam edeceklerini kaydetti.
Konuşmaların ardından üretici Kaya’nın tarlasında ürünler incelenerek hasat yapıldı.
Yurttaşlar sebze-meyve fiyatlarına tepki gösterdi: 'Bakıp bakıp gidiyoruz'
Yurttaşlar sebze-meyve fiyatlarına tepki gösterdi: ‘Bakıp bakıp gidiyoruz’
Edirne’de pazardaki fiyatlara tepki gösteren bir yurttaş, ‘Her şey pahalı, bütçe yetmiyor. Sebzelere bakıp bakıp gidiyoruz. Alma gücümüz de yok’ dedi.
Edirne’de vatandaşlar, bugün kurulan halk pazarında sebze ve meyve fiyatlarının yüksekliğine tepki gösterdi. Vatandaşlar, sarımsağın kilogram satış fiyatının 50 liraya çıkmasını eleştirdi.
Cemile Yalçın isimli bir yurttaş, alım gücünün kalmadığını ifade ederek şunları söyledi:
“Bir şey almadım. 2 kilo patates aldım. Onunla gidiyorum. Her şey pahalı, bütçe yetmiyor. Sebzelere bakıp bakıp gidiyoruz. Alma gücümüz de yok. 50 lira pahalı. Geçen sene 15 liraya aldık. Bu sene 50 lira. Daha ne diyeyim, her şey pahalı. Kimse ‘dur’ demiyor. Ne fiyat koyuyorlar. Herkes tutturabildiğine satıyor. Çoğunu bizim vatandaşımız yapıyor. Bir ıspanak 20 lira olur mu? Geçen sene 5 liraya alıyorduk. Bu sene 20 lira.”
Hanife Kartal ise fiyatlara vatandaşın müdahale edemediğini belirterek, “Pahalı kardeşim. Bir şey yapamıyoruz ki. Alıyoruz ne yapalım. Emekli maaşınla geçinmeye uğraşıyoruz” dedi.
Sarımsağın fiyatı ateş pahası
Pazarda sarımsak satan Cemal Zülf ise şunları söyledi:
“Sarımsağın ekimi bu sene çok az. Geçen sene çok fazlaydı. Herkesin elinde kalınca bu sene bu sene ekimi yüzde 60 falan azaldı. Talep olunca bu sefer çıkıyor. Baştan toptan alışı diyelim 20 liraydı, şimdi 35-40 liraya çıktı. İhtiyacın oldu mu yine alacaksın. İhtiyacı kadar herkes kendine kadar alıyor. ‘Alıp da koyalım’ diye bir şey yok. Geçen sene 20-25 lira civarındaydı. Bu sene 50. O da enflasyon, zam katladı, daha doğrusu.”
‘Fiyatlar hiç de uygun değil’
Fatma Akalp, pazarda fiyatların çok pahalı olduğunu dile getirerek, “Fiyatlar hiç de uygun değil. Yaşanabilecek gibi değil fiyatlar. Emekli, asgari ücrete çalışana yetecek gibi değil. Bir karnabahar 15-20 lira olursa bunun sonunu düşünün derim artık. Sarımsak neden 50 lira? Üreten olmayınca, dışarıdan gelince böyle olur” dedi.
Hollanda modeli tarım kampüsleri
MEB, Türkiye’nin tarımsal üretim üssü haline gelmesi için harekete geçti. Yapılacak çalışmaları ilk kez SABAH’a anlatan Bakan Özer, Hollanda’yla işbirliği yaparak Antalya’da tarım, Konya’da da hayvancılık eğitimlerinin verileceği kampüsler kuracaklarını açıkladı. Ayrıca Hollanda’yla kardeş okul projeleri başlatılacak. Öğretmen ve öğrencilere yönelik değişim programları uygulanacak
ANTALYA’YA TARIM MERKEZİ: Hollanda’ya yapılan ziyarette eğitimciler, kamu, eğitim kurumları ve özel sektör işbirliğiyle oluşturulan Dünya Tarım Merkezi (World Horti Center) oldukça ilgimizi çekti ve benzer bir uygulamayı Türkiye’de Antalya bölgesinde uygulama kararı aldık. World Horti Center yönetimi de bu uygulamada tüm deneyimlerini bizlerle paylaşacak. Kuracağımız bu merkezde de birlikte araştırmalar yürüteceğiz.
KARDEŞ OKUL PROJESİ: Wageningen Üniversitesi ve World Horti Center işbirliğiyle ülkemizin farklı iklim koşullarına en uygun üretim seçeneklerini belirlemek adına ortak çalışmalar yapacağız. Son olarak hayvancılık alanında Yuverta Okulları’yla, tarım alanında ise Lentiz Okulları’yla kardeş okul projesi başlatarak öğretmen ve öğrencilerimize yönelik bir değişim programı oluşturacağız ve iyi uygulamaların paylaşılmasını sağlayacağız.
TEKNOKENTLER OLUŞTURULACAK
KONYA’DA HAYVANCILIK EĞİTİMİ: Tarım ve Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlığı alanlarında niteliği artırmak ve iş gücü piyasası ile mesleki eğitim arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini sağlamak amacıyla tarım ve hayvancılıkla ilgili Antalya’da “Tarım Eğitim Kampüsü” ile Konya’da “Hayvancılık Eğitim Kampüsü”nü açmayı planlıyoruz.
4 ALANDA ÇALIŞMA: Kurulacak kampüslerde meslek ve halk eğtim merkezlerinin olacağı “Eğitim Alanı”, tarım ve hayvancılıkla ilgili spesifik araştırmaların, verilerin, analizlerin yapıldığı “Araştırma Alanı”, son teknolojilerin, şirketlerin, start-up’ların, iyi uygulamaların yer aldığı, “Teknoloji Alanı” ve isteyen tarafların bir arada çalışmalarına olanak sağlayan ziraat ve sera ağırlıklı teknolojilerin yer aldığı “Uygulama Alanı” olacak. Öğrencilere de burs verilmesi sağlanacak.
ULUSLARARASI TANINMA
Hollanda ile işbirliği kapsamında yapılacak çalışmaların, eğitim kampüsünün uluslararası alanda tanınırlığını artıracağını söyleyen Bakan Özer “Tarım ve Ormancılık Bakanlığımızla yeni kurduğumuz işbirlikleriyle kurulacak teknoloji donanım ve laboratuvarında Türkiye tarımına yön verecek çalışmalar yapılabilecek, okul bünyesinde açılacak sürekli eğitim merkezi ile çiftçi eğitimleri, teknik personel ve kurum ve bayi eğitimleri yapılarak sertifikalandırılacaktır. Böylece bölge bir tarım kampüsü haline gelecektir. Son olarak uygulama alanında tarım teknokenti oluşturabilme potansiyeli artacaktır” dedi.