636 milyon liralık tarımsal destekleme ödemesi bugün yapılacak
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 636 milyon 199 bin liralık tarımsal destekleme ödemelerinin bugün çiftçilerin hesaplarına aktarılacağını açıkladı.
Bakan Yumaklı, sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, çiftçilere yönelik destek ödemelerine ilişkin bilgi verdi.
Bakan Yumaklı, “636 milyon 199 bin lira tarımsal destekleme ödemesini çiftçilerimizin hesaplarına bugün aktarıyoruz. Hayırlı ve bereketli olsun.” ifadesini kullandı.
Paylaşımda yer verilen bilgilere göre, söz konusu ödemelerin, 582 milyon 142 bin 838 lirası buzağı, 33 milyon 525 bin 249 lirası Uzman Eller Projesi, 16 milyon 154 bin 579 lirası kırsal kalkınma yatırımları, 2 milyon 491 bin 64 lirası sertifikalı tohum üretim, 1 milyon 885 bin 600 lirası hayvan gen kaynakları desteğine ayrıldı.
Bakan Yumaklı duyurdu! Tarımda sözleşmeli üretim dönemir
Tarımda sözleşmeli üretime ilişkin açıklamalarda bulunan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Üreticiye pazar garantisi, satış garantisi sağlıyorsunuz, sanayiciye de ham maddeyi sağlıyorsunuz. Bunların hepsi sözleşmeli üretimin parçası. Nihai hedefimiz arz ve talebi birbiriyle yakınlaştırmak” dedi.
Haberin Devamı
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, TRT Haber’de gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bakan Yumaklı’nın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
ÜRETİM PLANLAMASI
Yeni normallerimiz var, toplumun özümsemesi gerekir. Bizim çiftçilerimize önerilerimiz olacak. Kaynaklarınızı en iyi şekilde kullanacağınız, gıda güvenliğini sağlamak adına düzenli, sürdürülebilir bir üretimi oluşturabilmek adına planlı bir üretim yapmak durumundasınız.
Bütün hususların tamamlanmasından sonra planlama çalışmaları başlayacak. Biz her yıl gerektiği zaman güncellenebilecek şekilde 3 yıllık planlamalar şeklinde üreticimizin önüne getireceğiz. Tarımsal üretim planlaması uygulaması 2024-2025 üretim yılında hayata geçmiş olacak.
TARIMDA SÖZLEŞMELİ ÜRETİM
En önemli unsurlarından biri de sözleşmeli üretim. Üreticiye pazar garantisi, satış garantisi sağlıyorsunuz, sanayiciye de ham maddeyi sağlıyorsunuz. Bunların hepsi sözleşmeli üretimin parçası. Nihai hedefimiz arz ve talebi birbiriyle yakınlaştırmak.
TARIM SAYIMI YAPILACAK
Tarım sayımı en son 2001’de yapıldı. Tarım sayımını stok sayımına benzetebiliriz. Bununla alakalı her türlü veriler Türkiye İstatistik Kurumu’nda. Biz hazırlıklarımızı tamamladığımızda TÜİK hemen harekete geçecek.
İŞLENMEYEN TARIM ARAZİLERİ
Bununla ilgili bir yasal düzenleme çalışmalarımız vardı. Eğer herhangi bir arazi 2 yıl boyunca ekilmemiş ise bakanlığımız bu arazileri önce bulunduğu lokasyondan, orada talipli çıkmaması halinde daireyi genişleterek rayiç değere göre kiraya verecek.
DEPREM BÖLGESİNDE TARIM ÜRETİMİ
Deprem bölgesiyle ilgili sürekli proje yapıyoruz. Çiftçilerimize sürekli bir desteğimiz var. Bizim bitkisel üretimimiz hemen hemen hiç etkilenmedi. Hayvansal üretimimiz de sınırlı bir şekilde etkilendi. Deprem bölgesindeki tarımsal üretimimiz majör bir değişikliğe uğramayacak.
Tarımsal üretim yapmak isteyen herkesi destekliyoruz.
TARIMSAL DESTEK ÖDEMELERİ
21 yılda 841 milyar liralık tarımsal destek ödemesi gerçekleştirildi. 2023 yılı içerisinde 46 milyar liralık destek ödemesi yapıldı. Yıl sonunda 64 milyara ulaşmasını bekliyoruz. Önümüzdeki yıl da 91,5-92 milyar liraya gelecek.
Yaklaşık 11,2 milyar liralık mazot desteği üreticilerin hesaplarına yatırıldı.
GIDA GÜVENLİĞİ DENETİMLERİ
Biz 21 Ağustos’tan itibaren denetimlere başladık. 217 binin üzerinde denetim gerçekleştirildi. 7 bin 500’e yakın arkadaşımız sahada. Sağlığı tehdit edenlere idari yaptırımda ve suç duyurusunda bulunuyoruz.
Bakan Yumaklı: 11,2 milyar liralık mazot ve gübre desteği hesaplara yatırıldı
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, TRT Haber’de gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Bakan Yumaklı’nın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
(Üretim planlaması) Yeni normallerimiz var, toplumun özümsemesi gerekir. Bizim çiftçilerimize önerilerimiz olacak.
Kaynaklarınızı en iyi şekilde kullanacağınız, gıda güvenliğini sağlamak adına düzenli, sürdürülebilir bir üretimi oluşturabilmek adına planlı bir üretim yapmak durumundasınız.
Bütün hususların tamamlanmasından sonra planlama çalışmaları başlayacak. Biz her yıl gerektiği zaman güncellenebilecek şekilde 3 yıllık planlamalar şeklinde üreticimizin önüne getireceğiz. Tarımsal üretim planlaması uygulaması 2024-2025 üretim yılında hayata geçmiş olacak.
Tarımda sözleşmeli üretim
En önemli unsurlarından biri de sözleşmeli üretim. Üreticiye pazar garantisi, satış garantisi sağlıyorsunuz, sanayiciye de ham maddeyi sağlıyorsunuz. Bunların hepsi sözleşmeli üretimin parçası. Nihai hedefimiz arz ve talebi birbiriyle yakınlaştırmak.
Tarım sayımı yapılacak
Tarım sayımı en son 2001’de yapıldı. Tarım sayımını stok sayımına benzetebiliriz. Kayıtların doğrulanması anlamına geliyor. Bununla alakalı her türlü veriler Türkiye İstatistik Kurumu’nda. Biz hazırlıklarımızı tamamladığımızda TÜİK hemen harekete geçecek.
İşlenmeyen tarım arazileri
Bununla ilgili bir yasal düzenleme çalışmalarımız vardı. Eğer herhangi bir arazi 2 yıl boyunca ekilmemiş ise bakanlığımız bu arazileri önce bulunduğu lokasyondan, orada talipli çıkmaması halinde daireyi genişleterek rayiç değere göre kiraya verecek.
Deprem bölgesinde tarım üretimi
Deprem bölgesiyle ilgili sürekli proje yapıyoruz. Çiftçilerimize sürekli bir desteğimiz var. Bizim bitkisel üretimimiz hemen hemen hiç etkilenmedi. Hayvansal üretimimiz de sınırlı bir şekilde etkilendi. Deprem bölgesindeki tarımsal üretimimiz majör bir değişikliğe uğramayacak.
Hayvanları telef olan üreticilerimize küçükbaşta yaklaşık 43 bin 300, yaklaşık 6 bin civarında büyükbaş hayvan, 550 bine yakın kovan kanatlı hayvan, 26 bine yakın da kovan vardı. Bunları üreticilerimize teslim ettik. Önümüzdeki haftadan itibaren de Hatay’dan başlamak üzere 11 ilimizdeki üreticilerimize yaklaşık 6 bin büyükbaş hayvanları da yine kendilerine de teslim etmiş olacağız.
Tarımsal üretim yapmak isteyen herkesi destekliyoruz.
Tarımsal destek ödemeleri
21 yılda 841 milyar liralık tarımsal destek ödemesi gerçekleştirildi. 2023 yılı içerisinde 46 milyar liralık destek ödemesi yapıldı. Yıl sonunda 64 milyara ulaşmasını bekliyoruz. Önümüzdeki yıl da 91,5-92 milyar liraya gelecek.
Yaklaşık 11,2 milyar liralık mazot ve gübre desteği üreticilerin hesaplarına yatırıldı.
ABD'de tarım dışı istihdam Eylül'de güçlü artış kaydetti
ABD’de tarım dışı istihdam Eylül’de 336 bin arttı.
Veriler işsizliğin yüzde 3,8 seviyesinde kaldığını gösterdi.
Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi artışın 170 bin olması yönündeydi. Ankette işsizlik oranı beklentisi de yüzde 3,7 olarak belirlenmişti.
Enflasyon görünümü açısından izlenen ortalama saatlik kazançlarda ise beklentilerin sınırlı da olsa altında bir tablo ortaya çıktı.
Buna göre Eylül’de ortalama saatlik kazançlar bir önceki aya göre yüzde 0,2 arttı. Buradaki beklenti artışın yüzde 0,3 olması yönündeydi.
Aylık olarak ise ortalama saatlik kazançlarda artış yüzde 4,2 oldu. Bu veriye ilişkin beklenti yüzde 4,3 olarak belirlenmişti.
Öncü verilerden karışık sinyaller gelmişti
Tarım dışı istihdam verisi öncesinde gelen veriler karışık bir istihdam piyasası görünümüne işaret etmişti.
ADP verilerine göre ABD’de şirketler Eylül ayında 2021 başından bu yana en düşük seviyede yeni istihdam yarattı. Ağustos ayında 180 bin artış kaydeden özel sektör istihdamı geçen ay yalnızca 89 binlik artış yaşadı. Veriler işgücü talebinin birçok sektörde yavaşladığını gösterdi.
ABD’de açıklanan ISM hizmet endeksi de Eylül ayında 53,6 ile bu yılın en düşük seviyesine indi ve Fed’e dair endişelerin azalmasını destekledi.
Kindap "Ucuz, sağlıklı ve erişilebilir gıda jeotermal tarımla mümkün"
Türkiye’nin tarımda maliyet artışı kaynaklı yaşadığı sorunları azaltacak etkilerin başında jeotermal tarım uygulamaları geliyor. Son yıllarda sayıları giderek artan jeotermal seraların tarım ekonomisine etkisini Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap’la konuştuk.
HEMEN her gün gazete sütunları ve TV ekranlarında gördüğümüz haber başlıkları arasında tarımla ve üretimle ilgili sorunlar başta geliyor. Türkiye’de tarımda çalışan nüfus büyük bir hızla gerileyerek 500 bin sınırının altına düşerken, 85 milyon insanın ihtiyaç duyduğu temel gıdaların dahi üretilememesi riski artıyor. Tüm dünya özellikle de pandemi döneminde sağlıklı ve ucuz gıdaya ulaşmanın önemini çok daha iyi anlamış durumda. Dünyanın en bereketli topraklarına ve iklimine sahip Türkiye’nin tarımsal ürünlerde hem üretimi, hem de ihracatı potansiyelinin çok altında. Türkiye’nin sahip olduğu zenginliği sadece iklimi ve toprak yapısıyla sınırlı değil… Jeotermal kaynak zenginliği bakımından Avrupa’nın 1’inci, dünyanın 4’üncü ülkesi olan Türkiye’nin ayaklarının altındaki bu zenginliği tarım üretiminin hizmetine daha fazla sunması gerekiyor. Türkiye’de sektörün çatı kuruluşu olan Jeotermal Enerji Derneği (JED) bu anlamda dikkat çekici çözüm önerilerini kamuoyunun gündemine sunuyor. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap’la jeotermal enerji ve tarım sektörü ilişkisini konuştuk.
* Türkiye’nin jeotermal enerji varlığı konusunda kısaca bilgi verir misiniz?
– Ülkemiz jeotermal kaynak zenginliği açısından Avrupa’nın lider, dünyanın 4’üncü ülkesi. Ben doğrusu Anadolu coğrafyasını ‘jeotermal cenneti’ olarak nitelendiriyorum. Bu enerji binlerce yıldır bu topraklarda var ve kullanılıyor. Anadolu’nun en büyük antik kentlerinin de jeotermal kaynakların üzerinde ya da çok yakınında kurulduğunu görüyoruz. Bin 500’ün üzerinde doğal jeotermal kaynak çıkış noktası olan Anadolu’nun jeotermal kaynaklarını milletimizin ortak refahına hizmet eder noktaya taşırsak, dünya sıralamasındaki 4’üncülüğümüzü de açık ara liderliğe taşıyabiliriz. Ancak bugün geldiğimiz noktada ‘ayaklarımızın altındaki güneş’ olarak gördüğümüz bu zenginlikten potansiyelimizin çok altında yararlandığımızı söylemeliyim. Enerji üretimi, konut ısıtması, seracılık ve turizmde 5 bin megavat (MW) seviyesinde jeotermal kullanımımız var. Keşfedilmiş ve resmi kaynaklara yansıyan kaynak potansiyelimiz 62 bin MW seviyesinde. Keşfi yapılmamış kaynaklarımız düşünüldüğünde bu rakamın kat be kat üzerine çıkmamız mümkün.
SADECE 5 BİN 293 DÖNÜM
* Jeotermal enerjinin tarım sektöründeki kullanımının giderek arttığını gözlemliyoruz. Özellikle de Tarıma Dayalı İhtisas OSB’ler bu noktada kritik bir işlev yükleniyor. Jeotermal seracılıkta Türkiye hangi noktada?
– Türkiye’de gıda ürünlerinde yaşanan enflasyon resmi enflasyon oranının çok üzerinde gerçekleşirken, tarımsal üretimdeki düşüşün en önemli sebepleri arasında enerji başta olmak üzere girdi maliyetlerindeki öngörülemez artışlar geliyor. Sorunuzda bahsettiğiniz ve sayıları hızla artan jeotermal seralar ise enerji maliyetlerini çok aza indirmesi nedeniyle Türkiye’de tarımsal üretim artışının adeta anahtarı konumunda. Bizimle kıyaslanmayacak ölçüde düşük jeotermal kaynağı olan ülkelerin jeotermal seracılıkta Türkiye’den daha ileride olmasını kabullenmemeliyiz. Türkiye’de bugün itibariyle 5 bin 293 dönüm jeotermal serada üretim yapılıyor. Bu büyüklük elbette dikkate değer ancak yeterli değil. Türkiye’nin 10 yıl içinde 100 bin dönüm jeotermal sera büyüklüğüne çok rahatlıkla ulaşabileceğini biliyoruz. Bunun için de TDİOSB’lerin tarım ürünleri tüketiminin yoğun olduğu yerlerde ya da yakınında konumlanması kadar, jeotermal kaynaklara yakın olmaları, hatta tam üzerinde kurulmaları önemli.
-35 DERECEDE DOMATES ÜRETİMİ
* Jeotermal sera uygulamaları ile her ilde her türlü tarım ürününün yetişmesi mümkün olabilecek mi?
– Sorunuzdaki gelecek zaman kipini hemen kaldıralım ve “Zaten mümkün oluyor” diyelim. Sözgelimi Nevşehir Kozaklı’da, Afyon Sandıklı’da, Ağrı’nın bin 925 metre rakımlı ilçesi Diyadin’de eksi 35 derecede domates üretilebiliyor ve bu üretim Antalya’da üretilen domatesten daha rekabetçi fiyata sahip. Bugün Ağrı’da domates, Van’da muz, Erzurum’da çilek yetiştirmemiz mümkün. Bu üretimlere ilişkin çok özgün örneklerimiz de var. Bu örneklerdeki verimlilik ve rekolte seviyesi bu alanda dünyada söz sahibi olan ülkelerle rahatlıkla yarışabilecek seviyede. Tüm çabamız bu üretimleri yurt sathına yaymak olmalı. Antalya’da üretilen bir tarım ürününün 800 kilometre uzaktaki İstanbul’a taşınmasının gereği de anlamı da yok. Jeotermal seralarla tarımsal üretimimizi artırarak gıda fiyatlarını düşürebilir ve bu alanda dünyanın önde gelen ihracatçı ülkelerinden biri olabiliriz.
ANADOLU’NUN HER YERİNDE
* Jeotermal enerjiyle tarımın birbirini destekler iki sektör olduğunu söyleyebiliriz o halde…
– Elbette söyleyebiliriz. Bugün küresel iklim krizi, savaşlar ve jeopolitik krizler yakın gelecekte gıda ve su savaşlarını karşımıza çıkaracak. Türkiye tüm kaynaklarından en yüksek seviyede ve verimlilikte yararlanarak tarım ürünleri ithalatını büyük ölçüde azaltabilir. Bu önermemiz kuşkusuz geleneksel tarım üretimini yok saymak değil. Ancak iklim koşullarından ve coğrafi bölgelerden bağımsız olarak mutlaka topraksız tarım ve jeotermal seracılık uygulamalarını geliştirmemiz ve desteklememiz gerekiyor. Jeotermal kaynaklarımızla Anadolu coğrafyasının her yerinde istediğimiz sebze ve meyveyi üretebilecek imkana sahibiz.
Haberin Devamı
* Geleneksel tarım üretimimizde katma değer sorunu yaşandığını da biliyoruz. Tarımdan çekilen nüfusun önemli bir gerekçesi de bu zaten. Jeotermal seracılıkta bu değer zinciri nasıl oluşuyor?
– Haklısınız, özellikle de geleneksel tarım uygulamalarında ciddi bir katma değer sorunu yaşandığı gibi üretimde plansızlık kaynaklı arz fazlası ya da eksiği sorunu da sıklıkla yaşanıyor. Jeotermal seracılık uygulamaları tarımda yaşanan katma değer sorunun aşılmasında da çok önemli işlev yüklenecek. Yılın 12 ayı tarımsal üretim yapmayı sağlarken, tropikal bitki ve meyve üretimi gibi katma değeri çok yüksek alanlarda ülkemizi dünyada marka haline getirebiliriz. Jeotermal seralarla birlikte inşa edilecek sebze-meyve kurutma tesisleri ile Türkiye olarak tarımsal katma değer zincirinin her halkasında yerimizi almış olacağız. Jeotermal, yenilenebilir enerji kaynakları arasında çoklu ve entegre kullanıma imkan tanıyan tek kaynak olma özelliği taşıyor. Aynı jeotermal kaynakla elektrik üretebilir, konutları ısıtabilir, jeotermal seralarda üretim yapabilir, termal turizm, tropikal balıkçılık yapabilir, jeotermal kaynakların içindeki kıymetli madenleri ayrıştırabiliriz.
JED ÜYELERİNDEN ÖRNEKLER
* Bu alanda derneğinizin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
– Derneğimize üye kurumsal şirketlerin sadece Türkiye’ye değil, dünyaya örnek olan uygulamaları var. Sözgelimi Türkiye’nin ilk özel sektör yatırımcısı olan bir üyemiz, Aydın Nazilli’de bulunan jeotermal enerji santralinin hemen yanında 80 dönümde domates üretiyor ve çok yüksek seviyede katma değer sağlıyor. Bir diğer üyemiz Denizli Sarayköy’deki santralinin hemen arkasında bulunan jeotermal sera OSB’nin ihtiyacı olan termal suyu sağlıyor. Son yıllarda Türk özel sektörünün yurtiçinde ve yurtdışında jeotermal seracılığa ciddi yatırım yaptığını da görmekteyiz. Ayrıca hemen her gün bir ilimizde jeotermal seraların kuruluş haberlerini okuyoruz. Bu durumun bizi ne kadar mutlu ettiğini anlatamayız. Jeotermal seraların önemine yönelik farkındalığın artmasını sağlayan bakanlığımıza ve valilerimize çok teşekkür ediyoruz. Bu alanda yatırım yapmak isteyen çok sayıda şirket var. Tarım ve Orman Bakanlığımız başta üzere tüm merkezi ve yerel otoritelerinden beklentimiz, farklı sebeplerle üretim yapılmayan tarım arazilerinde bu yatırımları destekleyici mekanizmaları harekete geçirmesi ve uygun faiz oranları ile kredi desteği sağlaması. Bu alana yatırılacak her kaynak bize tarım ürünleri ithalatının azalması ve bu ithalat için harcadığımız dövizimizin cebimizde kalması demek.
TÜRKİYE’DE BUGÜN 5 BİN 293 DÖNÜM JEOERMAL SERADA ÜRETİM YAPILIYOR
DÜNYANIN en yüksek 4’üncü jeotermal kaynak zenginliğine sahip ülkesi Türkiye’de halen 5 bin 293 dönüm alanda jeotermal seracılık yapılıyor. Afyonkarahisar 900 dönümle ilk sırada yer alırken, İzmir 819 dönümle ikinci, Manisa 756 dönümle üçüncü sırada yer alıyor. İzmir-Dikili (3 bin dönüm), Denizli Sarayköy (700 dönüm) ve Ağrı-Diyadin’de (1.3 bin dönüm) kurulan TDİOSB’ler jeotermal kaynakla ısıtılacak. Balıkesir Gönen’de kuruluş çalışmaları süren jeotermal kaynakla ısıtılacak TDİOSB ise 8 bin dönüm büyüklüğü ile dünyanın en büyüğü olacak. 10 milyar TL’ye mal olacak bu proje 10 bin kişiye istihdam sağlayacak.
DÜNYANIN EN BÜYÜK JEOTERMAL KAYNAKLI TDİOSB’Sİ GÖNEN’DE KURULUYOR
TARIM ve Orman Bakanlığı verilerine göre ağustos ayı itibariyle Türkiye’de bugüne kadar 39 ilde 41 Tarıma Dayalı İhtisas OSB’si (TDİSB) kuruldu. Bu bölgelerin 10’unda altyapı çalışmaları tamamlanarak yatırımcılara sunuldu. Bu OSB’ler arasında yer alan Dikili TDİOSB 3 bin dönüm sera alanı ile Türkiye’nin en büyüğü olma özelliği taşıyor. Ancak Balıkesir Gönen’de kuruluş çalışmaları süren jeotermal ısıtmalı tarıma dayalı organize sanayi bölgesi, 8 bin dönüm sera alanı ile Türkiye ve dünyanın en büyük projesi olacak. Gönen TDİOSB’de yılda 250 bin ton ürün üretilecek ve 10 bin kişiye iş imkanı sağlanacak. Üretilen ürünlerin sevki nüfus yoğunluğu olan büyük şehirlere çok hızlı bir biçimde yapılabilecek. Tarımdaki en büyük girdi maliyetleri arasında enerji geldiği düşünüldüğünde jeotermal enerji üreticilere çok büyük bir maliyet avantajı sağlayacak.
Gelecek yıl yapılacak fuarlarda eğitim, tarım ve hayvancılık başı çekecek
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğince (TOBB) hazırlanan “2024 Yılı Fuar Takvimi”ne göre, gelecek yıl düzenlenecek 348 fuarın 102’si uluslararası nitelikte olacak.
Söz konusu yıl, eğitim/eğitim ekipmanları ve teknolojileri ile tarım, seracılık, hayvancılık ve teknolojileri en fazla fuar organize edilecek alanlar olarak ilk sıralarda yer alacak.
Bu kapsamda eğitim/eğitim ekipmanları ve teknolojileri sektöründe 34, tarım, seracılık, hayvancılık ve teknolojileri sektöründe 30 fuar açılacak. Gıda sektöründe 28, ısıtma soğutma havalandırma sektöründe 20, tıp ve tıbbi cihazlar sektöründe 13, mobilya sektöründe 11 fuar düzenlenecek.
2024 yılında düzenlenecek 348 fuarın 102’si uluslararası ihtisas, 242’si ihtisas ve 4’ü ise genel fuar niteliğinde olacak.
Fuarların illere göre dağılımına bakıldığında 195 ile İstanbul ilk sırada yer alıyor. Bu ili 34 ile İzmir, 20 ile Antalya, 15 ile Ankara ve 14 ile Bursa takip ediyor.
6 şehirde eğitim ekipmanları ve teknolojileri fuarı düzenlenecek
Eğitim/eğitim ekipmanları ve teknolojileri alanındaki 34 fuar; İstanbul, Ankara, Antalya, Bursa, Adana ve İzmir’de organize edilecek.
Bu alanda 16 fuarla İstanbul ve 6 fuarla Ankara en fazla etkinliğe ev sahipliği yapacak iller olacak. Bu illerin yanı sıra 6 ile İzmir ve birer ile Adana, Antalya ve Bursa söz konusu alandaki fuarlara ev sahipliği yapacak.
Tarım, seracılık, hayvancılık ve teknolojileri fuarları başta Antalya, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Samsun, Burdur, Muğla olmak üzere 20 ilde düzenlenecek. Bu alanda Antalya 4 fuar ile öne çıkıyor.
Anılan alanda gerçekleştirilecek 30 fuarın 8’i uluslararası nitelikte olacak.