06.06.2023 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Buğday fiyatları ne zaman açıklanacak, TMO buğday fiyatları ne kadar olacak? Eski Bakan Kirişci açıklamıştı!

Buğday alım fiyatları 2023, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) açıklaması ile netlik kazanacak. Türkiye’nin önemli hububat üretimlerinden olan buğday alım fiyatlarının açıklanması için üreticilerin beklentileri arttı. Konu ile ilgili geçtiğimiz haftalarda Eski Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, 2022 yılı fiyatlarının 5 Haziran’da açıklandığını hatırlatarak bu sene ise piyasa şartlarını ve mevsimsel şartlarını da dikkate alarak gereken fiyatı duyuracaklarını bildirmişti. TMO tarafından Her sene sert buğday ve kaliteli buğdayın fiyatları türüne göre değişiklik gösteriyor. Peki, buğday alım fiyatları ne zaman açıklanacak? İşte, o konu hakkında bilgiler.

İhracatın yüzde 60'ı tarım sektöründen

İhracatın yüzde 60ı tarım sektöründen

ANTALYA Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, il ihracatın rakamının beş ayda yüzde 5 artışla 935 milyon dolara ulaştığını, tarım sektörünün 560 milyon dolarla toplam ihracatın yüzde 60’ını oluşturduğunu açıkladı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) yönetim kurulu üyesi ATB Başkanı Ali Çandır, 2023 yılı Mayıs sonu itibarıyla Antalya’nın ihracat verilerini açıkladı. Çandır, tarım, gıda sanayi ve maden ürünleri ihracatında güçlü özelliklere sahip Antalya’nın mayıs ayında yüzde 16 artışla 194 milyon dolar, ilk 5 aylık dönemde ise yüzde 5 artışla 935 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini söyledi. Antalya’nın ürettiğine dikkat çeken Çandır, emek veren tüm üreticilere, çalışanlara ve ihracatçılara teşekkür etti.

İHRACATIN YÜZDE 60’I TARIM SEKTÖRÜNDEN

Ali Çandır, il ihracatında tarım, madencilik ve sanayi olmak üzere üç ana sektörde 5 aylık verilere göre, tarım sektörünün yüzde 15’lik artışla 559 milyon 764 bin dolara ulaştığını, geçen yıl aynı dönemde yüzde 55 olan toplam ihracattaki payının ise yüzde 60’a yükseldiğini kaydetti. Çandır, tarım sektörü içinde yüzde 29’luk artış ve 359 milyon dolara yakın ihracatla yaş meyve ve sebze sektörünün ilk sırada yer aldığını dile getirdi.

SANAYİ VE MADENCİLİK

Antalya ihracatında en yüksek ikinci paya sahip sektörün yüzde 3’e yakın artış ve 236 milyon 508 bin dolarla sanayi sektörü olduğunu açıklayan Çandır, madencilik sektörünün ise yüzde 19’a yakın düşüş ve 136 milyon dolarla üçüncü sırada olduğunu söyledi. Çandır, toplam ihracatta sanayi sektörünün yüzde 25, madenciliğin ise yüzde 15 paya sahip olduğunu kaydetti.

BÜYÜME ORANLARI TÜRKİYE’Yİ GEÇTİ

Antalya’nın Türkiye ihracatındaki payına ilişkin bilgi veren Çandır, tarım ve gıda ihracatının mayıs ayında Türkiye’de yüzde 20 artarken, Antalya’da yüzde 25 artış yaşadığını söyledi. Çandır, 5 aylık dönemde ise tarım ve gıda ihracatı Türkiye’de yüzde 4.8 büyürken, Antalya’da yüzde 15’i aştığını dile getirdi.

2023 Mayıs ayında ve ilk 5 ay toplamında Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 1’inin Antalya’dan yapıldığını da belirten Çandır, şöyle devam etti:

“2023 Mayıs ayında Türkiye’nin tarım ve gıda ihracatının yüzde 3,4’ü, ilk 5 ay toplamında yüzde 4’ü Antalya’dan yapıldı. 2023 Mayıs ayında Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatının yüzde 21,2’si, ilk 5 ay toplamında ise yüzde 25,2’si Antalya’dan yapıldı. 2023 Mayıs ayında Türkiye’nin süs bitkileri ve mamulleri ihracatının yüzde 46,3’ü, ilk 5 ay toplamında ise yüzde 45,1’i Antalya’dan yapıldı.”

Konya'da dolu tarım alanlarına zarar verdi

Konya'da dolu tarım alanlarına zarar verdi

Ereğli ilçesi Aziziye ve Kuzguncuk Mahallerinde etkili olan sağanak ve dolu hayatı olumsuz etkiledi.

Yağmur, dolu ve şiddetli rüzgar, ilçede ekili alanlara da büyük zarar verdi. Tarım alanlarının bazı bölümlerinde arpa ve buğdaylar yere yatarken ahırları da su bastı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü ekipleri hasar gören alanlarda hasar tespit çalışmalarına başlayacağı öğrenildi.

Bilecik'te Sel Sonrası Tarım Arazilerinde Hasar Tespit Çalışmaları Yapıldı

 

Bilecik’te meydana gelen sel sonrası bölgede başlatılan altyapı ve özellikle tarım arazilerinde hasar tespit çalışmaları yapıldı. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalarda, çiftçilerin ekili arazilerinde yüzde 30 oranında zarar olduğu tespit edildi. İl Özel İdaresi ve karayolları ekipleri de yollarda temizlik çalışmaları yaparak zarar gören yolların onarımını gerçekleştirdi.

Bilecik’te meydana gelen sel sonrası bölgede başlatılan altyapı ve özellikle tarım arazilerinde hasar tespit çalışmaları yapıldı.

Merkez Kurtköy’de meydana gelen sel ile su baskınları sonucu tarım arazisinde hasar oluştu. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekiplerince, yapılan çalışmalarda 12 çiftçinin 226 dekarda mısır, yağlık ayçiçeği, kuru fasulye, yonca ve buğday olmak üzere yüzde 30 ürünlerin zarar gördüğü tespit edildi.

Bozüyük ilçesin de Akpınar ve Kovalıca köylerinde 220 çiftçinin bin 200 dekarlık alandaki ekili arazinin yüzde 30 seviyelerinde zarar gördüğü, 12 küçükbaş hayvanın telef olduğu ve ağıl tamamen çöktüğü belirlendi.

İl Özel İdaresi ve karayolları ekipleri yollarda temizlik çalışmaları yaparak, kuvvetli sağanak nedeniyle zarar gören karayolu ve köy yolları onarımları yapıldı.

Akıllı tarım

Bu tarım sistemiyle bitkiler, toprakta konvansiyonel tarımda yetişen bitkilerden daha iyi yetişir ve çok daha iyi büyürler. Çok daha dayanıklıdırlar ve çok daha lezzetli olurlar. Tarımsal üretimin standartını bozan faktörlerden biriside toprak yapısının bölgeden bölgeye değişkenlik göstermesidir. Bir üretim arazisi dikkatli incelendiğinde, bitkileri yer yer değişim gösterdiği, yer yer zayıf kaldığı ve hatta yer yer öldüğü rahatlıkla gözlemlenebilir. Bu farklılıkların sebebi toprağın her dekarda ve hatta her m2’de değişen fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısıdır.    Akıllı tarımın birçok unsurunun ortaya çıkmasında bu değişkenlikler yer alır.  Bu kapsamda konvansiyonel üretimden vazgeçilerek, araziyi homojen olmayan değişken bir yaklaşımla ele alan bir uygulama biçiminin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Buradaki asıl amaç; tarımsal üretimde uygulanan girdilerin, ihtiyaç duyduğu yerde, zamanda ve miktarda kullanılmasıdır.    Akıllı tarım, bir tarım işletmesinde ürün ekiminin yapıldığı alanda konumsal ve zamansal açıdan farklılık gösteren gereksinimlere, bu konum ve zaman kriterleri göz önünde bulundurularak yapılacak müdahaleyi esas alan modern bir tarım teknolojisidir. Akıllı tarım, geliştirilmiş bilgi kontrol sistemlerinin kullanımıyla, kaynak israfının önüne geçmeyi, günün brüt getirisini artırmayı ve üretimden kaynaklanan çevresel kirliliği minimuma indirmeyi amaçlamaktadır.    Akıllı tarımın hedefleri arasında gübre ve ilaç gibi kimyasalları giderlerin azaltılması, kaliteli ürün sağlanması, işletmenin karar verebilmesi için daha etkin bir bilgi akışının sağlanması yer almaktadır. Bu dönemde kullanım alanı genişleyen dron teknolojisi gelişimi sayesinde, havadan görüntüleme, topraktaki nem oranının tespiti, ürün hastalık ve zararlıların teşhisi gibi işlemlerin yanı sıra, ilaçlama gibi tarımsal faaliyetler de hız kazanmıştır. Yine dronlar sayesinde toprak analizi için haritalar oluşturmak, böylece ekim, sulama ve azot takviyesi için planlama yapılabilmektedir.    Akıllı sulama sistemleri sayesinde, sensörler vasıtasıyla bitkinin ihtiyacına göre sulama yapılmaktadır. Böylece hem su israfının önüne geçilmekte, hem de daha sağlıklı bitki gelişimine imkan oluşturulmaktadır. Çiftliklerde kurulan meteoroloji istasyonları sayesinde güneş ve rüzgara göre buharlaşma oranı tespit edilmekte ve sulama saatları ayarlanabilmektedir. Güncel hava durumu ve toprak parametreleriyle tarlanın önceki sezona ait verim haritası dikkate alınarak hazırlanan gübreleme, ilaçlama ve hatta sulama reçeteleriyle tarlada ihtiyacı olan bölgeye su ve ilaç vererek daha karlı üretim yapmak ve doğayı daha az kirletmek mümkün olabilmektedir. Bu yeni dönemde, bulut bağlantılı ve kameralı iha’larla tüm çiftliği görüntüleme, dijital sensörlerle nem ve sıcaklık gibi doğal öğelerin kontrolü, artık olağan bir uygulama haline gelmiştir.Ayrıca çiftçiler bu sistemlerle gerçek zamanlı olarak rakip çiftliklerle karşılaştırmalı üretim performansı değerlendirmesini yapabilecek, tüm ürünlerini ve kaynaklarını detaylı bir şekilde analiz edebileceklerdir. Üreticiler bir tablet veya akıllı telefonla tüm çiftliği yönetebilirler.    Çiftliklerdeki büyükbaş hayvanlar, robotlar tarafından sağılırken, hayvanların takibi, yediği yem, verdiği sütteki yağ ve protein oranı, hastalık ihtimalleri dijital olarak yönetilebilmektedir. Tarım sektöründe kullanılmaya başlanan başlıca teknolojilerin mobil uygulamalar, dijital haritalama, alan sensörleri, bulut tabanlı iç sistemleri, akıllı çiftlik ekipmanları, akıllı hava ve arazi araçları olduğu görülüyor. Bu teknolojilerin kullanılma amacı ise, birbirine bağlı cihazların oluştuğu sürekli takip edilebilir dijital bir ekosistemden geçiyor. Çiftliklerdeki otomasyon teknolojisine ek olarak sensörler sayesinde çiftlik, orman ya da su kaynaklarının durumunu tam zamanlı olarak takip edebilmektedir.    Telematikler sayesinde, tarım alanında sıkça kullanılan traktör ve biçerdöver gibi araçlar,ortaya çıkması muhtemel olan potansiyel problemlerle ilgili diğer mekanik araçlara uyarı gönderebiliyor. Diğer bir değişle böylesi bir traktör veya biçerdöver için iletişim sistemi çiftlik için merkezi bir iletişim platformunu da beraberinde getiriyor. Ups ve akıllı tasmalarla hayvanlarla ilgili hayati bilgiler gerçek zamanlı ve otomatik olarak tanımlanabiliyor ve izlenebiliyor. Bu teknolojinin 2020 yılından beri yaygın olarak kullanılması ve ekonomik erişebilirliğinin sağlanması bekleniyor.    Uygulama öncesi arazi verimliliğin öngörülmeye çalışılması yerine, yüksek çözünürlüklü sensörler sayesinde, uygulama ekipmanlarının m2 başına gereken tohum miktarı konusunda bilgilendiriliyor. Ayni zamanda, optik sensörler, ya da dronlar arazi boyunca sağlıklı ekimleri tespit edebiliyor. Alt yapısal sağlık sensörleri sayesinde binalar, köprüler, çiftlikler ve diğer yapılardaki titreşimleri ve yapılarında kullanılan materyalin mevcut durumu takip edilebiliyor.    Teknolojik tarım ile bitkilere eşit bir şekilde gübre vererek, bitkilerin eşit düzeyde gelişmelerini sağlamak ve birbirine yakın verim elde etmek kolaylaşır. Bazı besin elementlerinin Mangan, Demir, Çinko, Molibden ve Bakır gibi zararlı etkilerinden kaçılabilir. Toprakta tarımdaki işlemler için gerekli olan işgücünde, tamamen teknolojik ve otomasyon sistemleri devreye girdiği için, önemli kazançlar elde edilebilir ve daha az enerji sarf edilir. Toprağım barındırdığı zararlı bakteri, böcek ve parazitler olmadığı, onun yerine su tutucular olduğu için yetiştirme ortamı sterilize olmaktadır. Böylece kökten kaynaklanan hastalıkların önüne geçilebilir. Toprakta yapılan tarımda, bitkilere verilen su, sızma yoluyla toprakta tutunarak veya buharlaşma nedeniyle fazlaca kullanılır.    Toprakta teknolojik tarımla, verilen su ölçülebilir olduğu ve kontrollü bir şekilde bitkilere verildiği için ve otomasyona bağlı olduğu için, sulama işlemleri de daha ucuza mal olur.

Bu tarım sistemiyle bitkiler, toprakta konvansiyonel tarımda yetişen bitkilerden daha iyi yetişir ve çok daha iyi büyürler. Çok daha dayanıklıdırlar ve çok daha lezzetli olurlar. Tarımsal üretimin standartını bozan faktörlerden biriside toprak yapısının bölgeden bölgeye değişkenlik göstermesidir. Bir üretim arazisi dikkatli incelendiğinde, bitkileri yer yer değişim gösterdiği, yer yer zayıf kaldığı ve hatta yer yer öldüğü rahatlıkla gözlemlenebilir. Bu farklılıkların sebebi toprağın her dekarda ve hatta her m2’de değişen fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısıdır.    Akıllı tarımın birçok unsurunun ortaya çıkmasında bu değişkenlikler yer alır.  Bu kapsamda konvansiyonel üretimden vazgeçilerek, araziyi homojen olmayan değişken bir yaklaşımla ele alan bir uygulama biçiminin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Buradaki asıl amaç; tarımsal üretimde uygulanan girdilerin, ihtiyaç duyduğu yerde, zamanda ve miktarda kullanılmasıdır.    Akıllı tarım, bir tarım işletmesinde ürün ekiminin yapıldığı alanda konumsal ve zamansal açıdan farklılık gösteren gereksinimlere, bu konum ve zaman kriterleri göz önünde bulundurularak yapılacak müdahaleyi esas alan modern bir tarım teknolojisidir. Akıllı tarım, geliştirilmiş bilgi kontrol sistemlerinin kullanımıyla, kaynak israfının önüne geçmeyi, günün brüt getirisini artırmayı ve üretimden kaynaklanan çevresel kirliliği minimuma indirmeyi amaçlamaktadır.    Akıllı tarımın hedefleri arasında gübre ve ilaç gibi kimyasalları giderlerin azaltılması, kaliteli ürün sağlanması, işletmenin karar verebilmesi için daha etkin bir bilgi akışının sağlanması yer almaktadır. Bu dönemde kullanım alanı genişleyen dron teknolojisi gelişimi sayesinde, havadan görüntüleme, topraktaki nem oranının tespiti, ürün hastalık ve zararlıların teşhisi gibi işlemlerin yanı sıra, ilaçlama gibi tarımsal faaliyetler de hız kazanmıştır. Yine dronlar sayesinde toprak analizi için haritalar oluşturmak, böylece ekim, sulama ve azot takviyesi için planlama yapılabilmektedir.    Akıllı sulama sistemleri sayesinde, sensörler vasıtasıyla bitkinin ihtiyacına göre sulama yapılmaktadır. Böylece hem su israfının önüne geçilmekte, hem de daha sağlıklı bitki gelişimine imkan oluşturulmaktadır. Çiftliklerde kurulan meteoroloji istasyonları sayesinde güneş ve rüzgara göre buharlaşma oranı tespit edilmekte ve sulama saatları ayarlanabilmektedir. Güncel hava durumu ve toprak parametreleriyle tarlanın önceki sezona ait verim haritası dikkate alınarak hazırlanan gübreleme, ilaçlama ve hatta sulama reçeteleriyle tarlada ihtiyacı olan bölgeye su ve ilaç vererek daha karlı üretim yapmak ve doğayı daha az kirletmek mümkün olabilmektedir. Bu yeni dönemde, bulut bağlantılı ve kameralı iha’larla tüm çiftliği görüntüleme, dijital sensörlerle nem ve sıcaklık gibi doğal öğelerin kontrolü, artık olağan bir uygulama haline gelmiştir.Ayrıca çiftçiler bu sistemlerle gerçek zamanlı olarak rakip çiftliklerle karşılaştırmalı üretim performansı değerlendirmesini yapabilecek, tüm ürünlerini ve kaynaklarını detaylı bir şekilde analiz edebileceklerdir. Üreticiler bir tablet veya akıllı telefonla tüm çiftliği yönetebilirler.    Çiftliklerdeki büyükbaş hayvanlar, robotlar tarafından sağılırken, hayvanların takibi, yediği yem, verdiği sütteki yağ ve protein oranı, hastalık ihtimalleri dijital olarak yönetilebilmektedir. Tarım sektöründe kullanılmaya başlanan başlıca teknolojilerin mobil uygulamalar, dijital haritalama, alan sensörleri, bulut tabanlı iç sistemleri, akıllı çiftlik ekipmanları, akıllı hava ve arazi araçları olduğu görülüyor. Bu teknolojilerin kullanılma amacı ise, birbirine bağlı cihazların oluştuğu sürekli takip edilebilir dijital bir ekosistemden geçiyor. Çiftliklerdeki otomasyon teknolojisine ek olarak sensörler sayesinde çiftlik, orman ya da su kaynaklarının durumunu tam zamanlı olarak takip edebilmektedir.    Telematikler sayesinde, tarım alanında sıkça kullanılan traktör ve biçerdöver gibi araçlar,ortaya çıkması muhtemel olan potansiyel problemlerle ilgili diğer mekanik araçlara uyarı gönderebiliyor. Diğer bir değişle böylesi bir traktör veya biçerdöver için iletişim sistemi çiftlik için merkezi bir iletişim platformunu da beraberinde getiriyor. Ups ve akıllı tasmalarla hayvanlarla ilgili hayati bilgiler gerçek zamanlı ve otomatik olarak tanımlanabiliyor ve izlenebiliyor. Bu teknolojinin 2020 yılından beri yaygın olarak kullanılması ve ekonomik erişebilirliğinin sağlanması bekleniyor.    Uygulama öncesi arazi verimliliğin öngörülmeye çalışılması yerine, yüksek çözünürlüklü sensörler sayesinde, uygulama ekipmanlarının m2 başına gereken tohum miktarı konusunda bilgilendiriliyor. Ayni zamanda, optik sensörler, ya da dronlar arazi boyunca sağlıklı ekimleri tespit edebiliyor. Alt yapısal sağlık sensörleri sayesinde binalar, köprüler, çiftlikler ve diğer yapılardaki titreşimleri ve yapılarında kullanılan materyalin mevcut durumu takip edilebiliyor.    Teknolojik tarım ile bitkilere eşit bir şekilde gübre vererek, bitkilerin eşit düzeyde gelişmelerini sağlamak ve birbirine yakın verim elde etmek kolaylaşır. Bazı besin elementlerinin Mangan, Demir, Çinko, Molibden ve Bakır gibi zararlı etkilerinden kaçılabilir. Toprakta tarımdaki işlemler için gerekli olan işgücünde, tamamen teknolojik ve otomasyon sistemleri devreye girdiği için, önemli kazançlar elde edilebilir ve daha az enerji sarf edilir. Toprağım barındırdığı zararlı bakteri, böcek ve parazitler olmadığı, onun yerine su tutucular olduğu için yetiştirme ortamı sterilize olmaktadır. Böylece kökten kaynaklanan hastalıkların önüne geçilebilir. Toprakta yapılan tarımda, bitkilere verilen su, sızma yoluyla toprakta tutunarak veya buharlaşma nedeniyle fazlaca kullanılır.    Toprakta teknolojik tarımla, verilen su ölçülebilir olduğu ve kontrollü bir şekilde bitkilere verildiği için ve otomasyona bağlı olduğu için, sulama işlemleri de daha ucuza mal olur. 


Bu tarım sistemiyle bitkiler, toprakta konvansiyonel tarımda yetişen bitkilerden daha iyi yetişir ve çok daha iyi büyürler. Çok daha dayanıklıdırlar ve çok daha lezzetli olurlar. Tarımsal üretimin standartını bozan faktörlerden biriside toprak yapısının bölgeden bölgeye değişkenlik göstermesidir. Bir üretim arazisi dikkatli incelendiğinde, bitkileri yer yer değişim gösterdiği, yer yer zayıf kaldığı ve hatta yer yer öldüğü rahatlıkla gözlemlenebilir. Bu farklılıkların sebebi toprağın her dekarda ve hatta her m2’de değişen fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısıdır. Akıllı tarımın birçok unsurunun ortaya çıkmasında bu değişkenlikler yer alır. Bu kapsamda konvansiyonel üretimden vazgeçilerek, araziyi homojen olmayan değişken bir yaklaşımla ele alan bir uygulama biçiminin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Buradaki asıl amaç; tarımsal üretimde uygulanan girdilerin, ihtiyaç duyduğu yerde, zamanda ve miktarda kullanılmasıdır. Akıllı tarım, bir tarım işletmesinde ürün ekiminin yapıldığı alanda konumsal ve zamansal açıdan farklılık gösteren gereksinimlere, bu konum ve zaman kriterleri göz önünde bulundurularak yapılacak müdahaleyi esas alan modern bir tarım teknolojisidir. Akıllı tarım, geliştirilmiş bilgi kontrol sistemlerinin kullanımıyla, kaynak israfının önüne geçmeyi, günün brüt getirisini artırmayı ve üretimden kaynaklanan çevresel kirliliği minimuma indirmeyi amaçlamaktadır. Akıllı tarımın hedefleri arasında gübre ve ilaç gibi kimyasalları giderlerin azaltılması, kaliteli ürün sağlanması, işletmenin karar verebilmesi için daha etkin bir bilgi akışının sağlanması yer almaktadır. Bu dönemde kullanım alanı genişleyen dron teknolojisi gelişimi sayesinde, havadan görüntüleme, topraktaki nem oranının tespiti, ürün hastalık ve zararlıların teşhisi gibi işlemlerin yanı sıra, ilaçlama gibi tarımsal faaliyetler de hız kazanmıştır. Yine dronlar sayesinde toprak analizi için haritalar oluşturmak, böylece ekim, sulama ve azot takviyesi için planlama yapılabilmektedir. Akıllı sulama sistemleri sayesinde, sensörler vasıtasıyla bitkinin ihtiyacına göre sulama yapılmaktadır. Böylece hem su israfının önüne geçilmekte, hem de daha sağlıklı bitki gelişimine imkan oluşturulmaktadır. Çiftliklerde kurulan meteoroloji istasyonları sayesinde güneş ve rüzgara göre buharlaşma oranı tespit edilmekte ve sulama saatları ayarlanabilmektedir. Güncel hava durumu ve toprak parametreleriyle tarlanın önceki sezona ait verim haritası dikkate alınarak hazırlanan gübreleme, ilaçlama ve hatta sulama reçeteleriyle tarlada ihtiyacı olan bölgeye su ve ilaç vererek daha karlı üretim yapmak ve doğayı daha az kirletmek mümkün olabilmektedir. Bu yeni dönemde, bulut bağlantılı ve kameralı iha’larla tüm çiftliği görüntüleme, dijital sensörlerle nem ve sıcaklık gibi doğal öğelerin kontrolü, artık olağan bir uygulama haline gelmiştir.Ayrıca çiftçiler bu sistemlerle gerçek zamanlı olarak rakip çiftliklerle karşılaştırmalı üretim performansı değerlendirmesini yapabilecek, tüm ürünlerini ve kaynaklarını detaylı bir şekilde analiz edebileceklerdir. Üreticiler bir tablet veya akıllı telefonla tüm çiftliği yönetebilirler. Çiftliklerdeki büyükbaş hayvanlar, robotlar tarafından sağılırken, hayvanların takibi, yediği yem, verdiği sütteki yağ ve protein oranı, hastalık ihtimalleri dijital olarak yönetilebilmektedir. Tarım sektöründe kullanılmaya başlanan başlıca teknolojilerin mobil uygulamalar, dijital haritalama, alan sensörleri, bulut tabanlı iç sistemleri, akıllı çiftlik ekipmanları, akıllı hava ve arazi araçları olduğu görülüyor. Bu teknolojilerin kullanılma amacı ise, birbirine bağlı cihazların oluştuğu sürekli takip edilebilir dijital bir ekosistemden geçiyor. Çiftliklerdeki otomasyon teknolojisine ek olarak sensörler sayesinde çiftlik, orman ya da su kaynaklarının durumunu tam zamanlı olarak takip edebilmektedir. Telematikler sayesinde, tarım alanında sıkça kullanılan traktör ve biçerdöver gibi araçlar,ortaya çıkması muhtemel olan potansiyel problemlerle ilgili diğer mekanik araçlara uyarı gönderebiliyor. Diğer bir değişle böylesi bir traktör veya biçerdöver için iletişim sistemi çiftlik için merkezi bir iletişim platformunu da beraberinde getiriyor. Ups ve akıllı tasmalarla hayvanlarla ilgili hayati bilgiler gerçek zamanlı ve otomatik olarak tanımlanabiliyor ve izlenebiliyor. Bu teknolojinin 2020 yılından beri yaygın olarak kullanılması ve ekonomik erişebilirliğinin sağlanması bekleniyor. Uygulama öncesi arazi verimliliğin öngörülmeye çalışılması yerine, yüksek çözünürlüklü sensörler sayesinde, uygulama ekipmanlarının m2 başına gereken tohum miktarı konusunda bilgilendiriliyor. Ayni zamanda, optik sensörler, ya da dronlar arazi boyunca sağlıklı ekimleri tespit edebiliyor. Alt yapısal sağlık sensörleri sayesinde binalar, köprüler, çiftlikler ve diğer yapılardaki titreşimleri ve yapılarında kullanılan materyalin mevcut durumu takip edilebiliyor. Teknolojik tarım ile bitkilere eşit bir şekilde gübre vererek, bitkilerin eşit düzeyde gelişmelerini sağlamak ve birbirine yakın verim elde etmek kolaylaşır. Bazı besin elementlerinin Mangan, Demir, Çinko, Molibden ve Bakır gibi zararlı etkilerinden kaçılabilir. Toprakta tarımdaki işlemler için gerekli olan işgücünde, tamamen teknolojik ve otomasyon sistemleri devreye girdiği için, önemli kazançlar elde edilebilir ve daha az enerji sarf edilir. Toprağım barındırdığı zararlı bakteri, böcek ve parazitler olmadığı, onun yerine su tutucular olduğu için yetiştirme ortamı sterilize olmaktadır. Böylece kökten kaynaklanan hastalıkların önüne geçilebilir. Toprakta yapılan tarımda, bitkilere verilen su, sızma yoluyla toprakta tutunarak veya buharlaşma nedeniyle fazlaca kullanılır. Toprakta teknolojik tarımla, verilen su ölçülebilir olduğu ve kontrollü bir şekilde bitkilere verildiği için ve otomasyona bağlı olduğu için, sulama işlemleri de daha ucuza mal olur.

 

Main Menu