Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Denizli'de konuştu: (1)
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Türkiye’nin tarım potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek zorunda olan bir ülke olduğunu söyledi.
Bakan Kirişci, Denizli Büyükşehir Belediyesi Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda, tarım sektörü temsilcileriyle bir araya geldi.
Kirişci, konuşmasında Tarım ve Orman Bakanlığının geniş bir görev alanı olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin geleceğiyle ilgili çalışmalarının önem arz ettiğini kaydeden Bakan Kirişci, tarım, toprak koruma, arazi kullanım, lisanslı depoculuk gibi konularındaki düzenlemelerin de AK Parti iktidarında yasalaştığını ifade etti.
Tek eksikliğin “su kanunu” olduğunu kaydeden Kirişci, “Suda bir çok başlılık var. Yerel yönetimler bir taraftan, Devlet Su İşleri bir taraftan, il özel idareleri başka bir taraftan. Buradaki bu dağınıklığı da ortadan kaldırmak ve bir bütünlük sağlama adına inşallah su kanunumuz da gündeme gelmiş olacak.” dedi.
Bakan Kirişci, Türkiye’nin yıllardır özlemini çektiği planlı tarım, sözleşmeli üretim gibi kaynakların optimum düzeyde verimli kullanılması adına hazırlanan mevzuat çalışmasının TBMM’den geçtiğini hatırlattı. Çalışmayla, 9 kanunda 40 maddelik bir değişiklik yapıldığını söyleyen Kirişci, şöyle dedi:
“Biz kendi kendimize büyük bir ülkeyiz diyebiliriz ama bizim tarımsal üretim adına bu büyüklüğü nüfusumuzun artmasından, sanayimizin gelişmesinden, ihracatımızın yine her geçen gün artış göstermesinden kaynaklı olarak bizim topraklarımız artık bize yetmez hale geldi. Çünkü Cumhuriyet’in kurulduğu yıllardaki nüfus ile bugünkü nüfusu asla mukayese edemezsiniz. Nereden baksanız 4 katına, 5 katına çıkmış bir nüfus var ve bu nüfusun o günkü istek ve arzularıyla bugünkü istekleri ve talepleri sektörden beklentileri doğal olarak aynı değil.”
– Geleceğe yönelik çalışmalar
Türkiye’de büyük değişimlerin yaşandığını söyleyen Kirişci, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin 2002 yılında kişi başı arazi varlığı 4 dekar iken bugün 2,8 dekara geriledi. 2050 yılı için veya 2053 için bunun 105 milyon olacağını öngördüğümüzde bu otomatikman bizim kişi başına 1,7 dekar gibi bir düzeye ineceğini de mutlaka bilmemiz gerekiyor. Bu çerçevede toprak zengini olmadığımız, yani topraklarımızın verimsizliğini falan onları söylemiyorum, öyle bir şeyiniz yok ama bu nüfus artışımızdan, ihracattaki geldiğimiz noktadan, ülkeyi ziyaret eden turist sayısından ve de refah seviyemizin yükselişinden dolayı biz toprağımızla ilgili daha dikkatli olmak zorundayız. Toprağımızdan maksimum gelir elde etmek, oradan maksimum üretim yaparak üreticilerimize kazanç sağlamak, ülkemizin ihtiyaçlarını da buradan temin etmek durumundayız.”
Bakan Kirişci, Türkiye’nin 112 milyar metreküp suyu olduğunu, bu suyun 2050 yılında yüzde 25 azalacağının öngörüldüğünü söyleyerek, “Kişi başı su tüketimi, sanayinin kullandığı su miktarındaki artış vesaire derken su da artık bizim için bir problem olmaya başlayacak ki Denizli’miz örneğin bunu yaşıyor.” dedi.
– “Planlı üretim yapmak durumundayız”
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremler ve aşırı yağış nedeniyle son dönemlerde büyük kayıplar yaşayan Türkiye’nin doğal afetler noktasında risk taşıdığını anımsatan Kirişci, şöyle devam etti:
“Şimdi bunların hepsini bir topladığımızda o halde bildiğim yeni normalle karşı karşıyayız. Yani ‘Siz 20 yıldan beri iktidarsınız. 20 yıldan beri ne değişti de şimdi bunları gündeme getiriyorsunuz?’ denilmesin. Bu soru sorulacak olur ise de onun cevabı olsun tarzındaki bu açıklamaları lütfen kabul ediniz. Nüfusumuz artıyor, tarım alanlarımızın üzerinde baskılar var, azalıyor. Öbür taraftan ihracatımız artıyor. Ülkemize gelen turist sayısı artıyor ve iklim değişikliğinden kaynaklı olarak suyumuz azalıyor. Biz planlı bir üretim yapmak durumundayız.”
Akıllı tarıma 1.7 milyon TL’lik yatırım yapıldı
Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vehbi Çağrı Güngör’ün kurucuları arasında yer aldığı yapay zeka ve nesnelerin interneti teknolojilerini kullanarak meyve ve sebzelerin depo ömrünü uzatan Freshsens adlı akıllı tarım girişimi 1.7 Milyon TL’lik yatırım aldı. İlk yatırımlarını Startup Wise Guys adlı uluslararası şirketten aldıklarını belirten Freshsens girişiminin ortaklarından Prof. Dr. Güngör, en büyük hedeflerinin akıllı tarım teknolojileri alanında ülkemizden değeri 1 milyar doların üzerinde olan bir unicorn şirket çıkarmak olduğunu söyledi.
500 milyar dolarlık kayıp yaşanıyor
Gıda ve Tarım Organizasyonu (Food and Agriculture Organization – FAO) verilerine göre taze meyve ve sebzelerin tedarik zincirindeki aksamalar ve yanlış operasyonlar sonucu her sene yaklaşık 500 milyar dolar ekonomik kayıp yaşanıyor. Bu soruna çözüm getirebilmek için ortaya çıkan Freshsens girişimi yapay zeka ve nesnelerin interneti teknolojilerini kullanarak, meyve, sebze, mantar ve kesme çiçek gibi ürünlerin depolama ömürlerini uzatan, raf ömürlerini tahminleyen ve kayıpları engelleyen teknolojiler geliştiriyor.
Stok yönetimindeki klasik “İlk giren ilk çıkar” şeklindeki felsefeyi, “İlk bozulacak olan ilk çıkacak” şeklinde değiştiren Freshsens girişiminin bu bağlamda Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında yer alan “Zero Hunger (Sıfır Açlık)” amacına ulaşmasına önemli katkılar sağlayacağı düşünülüyor.
4 farklı ülkede hizmet veriyor
Prof. Dr. Çağrı Güngör, iş adamı Baran Baykurt Emiroğlu ve Elektrik-Elektronik Mühendisi Dr. Cem Ayyıldız tarafından kurulan ve 12 kişilik ekibiyle operasyonlarına devam eden Freshsens, sahip olduğu teknolojiyi 2019 yılından bu yana geliştiriyor. 2023’te şirketleşme süreçlerini tamamlayan girişim, operasyonlarını Türkiye’den yönetiyor.
Freshsens şu an 4 farklı ülkeden birçok müşteriye hizmet veriyor. Coğrafi altyapı uygunluğu sebebi ile Avrupa, Amerika Kıtası ve Asya’da faaliyetlerini sürdürmeyi hedefleyen ve bu konuda adımlar atan girişim, özellikle Güney Amerika gibi bu alanda büyük kayıplar yaşayan coğrafyaları ana hedef pazarı olarak görüyor.
Startup Wise Guys adlı uluslararası şirketten aldıkları 1.7 milyon TL’lik yatırımı değerlendiren Prof. Güngör, şirketin büyümesini ve hızlı bir ivme yakalamasını sağlayacak bu yatırım sayesinde önümüzdeki 5 yılda 40 meyve, sebze ve çiçek ürününün depolama ömrünü uzatmayı ve gıdada kayıpların önüne geçmeyi hedeflediklerini söyledi. Prof. Güngör, akıllı tarım teknolojileri alanında ülkemizden değeri 1 milyar doların üzerinde olan bir unicorn şirketi çıkarmak için çalıştıklarını kaydetti.
Freshsens girişimine gerçekleştirdikleri yatırımla ilgili olarak Startup Wise Guys ortağı Günce Önür ise Freshsens’in uzman ekibi tarafından geliştirilen akıllı tarım uygulamalarının birçok farklı pazarda karşılık bulup, gıda alanında büyük bir fark yaratacağına inandıklarını söyledi.
Gıda ve tarımın artık herkesin gündeminde olan ana konu olduğu belirten Önür, Pandemi sonrası savaşla daha da ciddileşen bu konun artık, son günlerde yaşadığımız üzücü deprem felaketiyle ülkemizi de yakından ilgilendirdiğini vurguladı.
Çukurova'da tarıma dayalı organize sanayi bölgeleri ile üretim artacak
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Adana’da kurulacak sera ve su ürünleri tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgeleriyle Çukurova’nın tarımsal üretiminde artış bekleniyor.
AA muhabirinin Tarım ve Orman Bakanlığından aldığı bilgiye göre, Karataş ilçesi kırsalında Sera Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TDİOSB) ve Su Ürünleri TDİOSB kurulması 2023 yatırım programına alındı.
Sera TDİOSB, 4 bin 100 dekar alan üzerine kurulacak ve faaliyete geçmesiyle yılda 100 bin ton sebze üretilebilecek. Yatırım tutarı 2,5 milyar lira olan bölgede, yoğun talep dolayısıyla henüz OSB kurulmadan tüm parseller tahsis edildi.
En küçüğü 25 dönüm alana sahip 38 yüksek teknolojili seranın yer alacağı bölgede işleme, paketleme, depolama ve AR-GE tesisleri bir arada bulunacak ve 5 bin kişinin istihdam edilmesi planlanıyor.
– Su ürünleriyle ihracata 250 milyon dolar katkı
Yine Karataş ilçesi kırsalında 6 bin 350 dönüm alan üzerine kurulacak Su Ürünleri TDİOSB’de tatlı su ve denizel su ürünleri yetiştirme imkanı olacak.
Avrupa’nın ilk ve tek Su Ürünleri TDİOSB olacak 2,2 milyar lira yatırım tutarına sahip bölgede, yılda 60 bin ton su ürünü elde edilecek.
İhracata 250 milyon dolar katkı sunacak bölgede en az 3 bin kişinin istihdam edilmesi hedefleniyor.
– OSB’de yeşil duyarlılığı
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Organize Tarım ve Hayvancılık Bölgeleri Daire Başkanı Deniz Oruç, AA muhabirine, Bakan Vahit Kirişci’nin önerisiyle yatırım programına alınan Sera TDİOSB’nin Türkiye’nin en büyük sera kümelenmelerinden biri olacağını söyledi.
OSB’nin atıl, verimsiz, kullanılmayan tuzlu bir arazinin tarıma kazandırılmasına vesile olduğunu aktaran Oruç, “Projemizde sera, sanayi işletmeleri, atık arıtma tesisleri, yeşil çözümleri destekleyecek, yeşil üretimi teşvik edecek. Yağmur suyu hasadının yapılacağı atık su arıtmasının yapılacağı ve karbon salınımını azaltıcı önlemlerin alınacağı bir proje olacak.” diye konuştu.
Oruç, seraların ileri teknolojide olacağı projede, üretimin yeşil duyarlılığı kapsamında az ilaç ve gübre kullanımını öngören topraksız tarım ağırlıklı yapılacağını belirtti.
– “Bitkisel üretimin her 10 kilosundan 1’i üretilecek”
Projeye rekor düzeyde başvuru talebi olduğunu, ön tahsis çalışmalarının tamamlandığını vurgulayan Oruç, şöyle devam etti:
“Projemiz Bakanımız Sayın Vahit Kirişci’nin önerisiyle 2023 yılı yatırım programına alındı. Bu yıl altyapı inşaatlarına başlayacağız. Projemizdeki en küçük sera büyüklüğümüz 25 dekar, en büyük sera büyüklüğümüz 125 dekar olacak. Bunun dışında sanayi parsellerimiz yerini alacaktır. Adana’daki üretilen bitkisel üretimin her 10 kilosundan 1’i burada üretilecek.”
– Türkiye’nin su ürünleri üretiminin yüzde 12,7’si karşılanacak
Oruç, Avrupa ve Türkiye’nin ilk ve tek Su Ürünleri TDİOSB’nin de Adana’da kurulacağına dikkati çekti.
Bölgede yıllık 60 bin ton su ürünleri üretileceğini belirten Oruç, “Bu rakam, Türkiye’nin tüm su ürünleri üretiminin yüzde 12,7’sine tekabül ediyor. Projemizde 3 bin kişi istihdam edilecek. Tamamen faaliyete geçtiğinde yıllık 350 milyon dolar ciro elde edecek, bunun 250 milyon doları ihracattan kazanılacaktır.” bilgisini verdi.
Oruç, bu bölgede de yeşil duyarlılığı kapmasında 20 megavat kapasiteli güneş enerji santralinin kurulacağını, enerji ihtiyacının tamamen yenilenebilir, yeşil enerjiden karşılanacağını söyledi.
Adana’da Türkiye’nin en büyük iki OSB projesini hayata geçirdiklerini aktaran Oruç, “Bu iki proje Adana’mızın bir tarım şehri olduğunu bir daha tescilleyecek. Bu iki projemizle yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme hedeflerimizle yer alacağız. Adana’mız uluslararası piyasada da konumunu daha da güçlendirecek.” dedi.
Fiyatı muzu geçen soğan için yeni haber
Sofraların vazgeçilmez olan soğan fiyatları uçtu gidiyor. Özellikle İstanbul ve Ankara’da marketlerde muzun kilosu 25 TL’ye satılırken, önceki sezonun son soğanlarının fiyatı ise 30 TL’ye yükseldi.
Adana’da geçen yıl 12 bin 500 dönümde ekilen soğan, bu yıl 23 bin dönümde ekildi.
Türkiye’nin en erkenci soğanının yetiştiği kenti hasat heyecanı sardı. Tarlalardan sökülen ürünler 17-18 TL’ye satılarak kamyonlara yüklenip hallere ve ülkenin dört bir yanına gönderilmeye başlandı.
Kısa bir süre sonra Hatay başta olmak üzere diğer kentlerde de hasadın başlamasıyla, fiyatların düşerek dengeleneceği bildirildi.
PLANLI TARIM VURGUSU
Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, dönemsel olarak bu tip iniş-çıkışların yaşandığını kaydetti. Önceki yıl ekim alanlarının az olması nedeniyle fiyatların son dönemde yükseldiğini kaydeden İncefikir, hasat bölgelerinin genişlemesiyle piyasada bolluk oluşabileceğini ve fiyatların 7-9 TL arasına düşebileceğini söyledi.
Bu tip dengesizliklerin önlenmesi için envantere dayalı planlı tarım yapılması gerektiğini vurgulayan İncefikir, “Planlı tarımın bir an önce devreye sokulması lazım. Arz-talep dengesinin piyasa koşullarına göre ayarlanması gerekiyor.
Bir ülkenin ne kadar ektiği ne kadar ürününün çürüdüğü, ne kadar ihraç ettiği, iç piyasaya ne kadar sattığı ve ne kadar tüketildiğinin envantere dayalı sistemle belirlenmesi gerek. Fiyat dengesizlikleri arz-talep dengesine, ekim alanlarına, dayanıyor.
Üretici önceki sene zarar etmişse, kar etmemişse, ürünü tarlada kaldıysa bir süre sonra o üründen kaçabiliyor. Envanter sağlanırsa astronomik farklar oluşmaz” dedi.
Konya'da nasada bırakılan yerlere nohut ekilecek
Beyşehir ilçesinde düzenlenen çiftçilere sertifikalı nohut dağıtımı töreninde bir konuşma yapan Konya İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Töke, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tarımsal üretime verdiği destek ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin talimatları ile nadasa bırakılan ve atıl durumdaki tarım alanlarının üretime kazandırılması noktasında Bakanlığın 2019-2023 stratejik planları istikametinde yürütülen “Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi”nin alt projesi olan “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi”nin uygulanmaya başladığını söyledi. Töke, “Ekilmeyen bir karış toprak kalmasın anlayışıyla 2022 yılı yatırım programı dahilinde il müdürlüğümüzce toplam 21 milyon 995 bin 266 liralık bütçe ile 6 proje yürütülmüştür. Yürütülen projeler çerçevesinde toplam bin 191 ton sertifikalı arpa, yeşil mercimek, nohut, yağlık ayçiçeği, kanola, kırmızı mercimek, yulaf ve tritikale tohumunun 438’i kadın çiftçi olmak üzere toplam 4 bin 230 çiftçimize teslimi gerçekleştirilerek 112 bin 716 dekar alanda üretim yapılması sağlanmıştır. 2023 yılında da nohut üretimimizi artırmak ve nadasa bırakılan ve tarıma elverişli olduğu halde kullanılamayan alanların üretime kazandırılması amacıyla ‘Nohutla Nadası Bırak’ projemiz hayata geçirilmiş olup, bu çerçevede yaklaşık 162 ton sertifikalı nohut tohumu Ahırlı, Akören, Beyşehir, Bozkır, Derbent, Ereğli, Güneysınır, Hadim, Halkapınar, Hüyük, Kadınhanı, Meram, Taşkent, Seydişehir ve Yalıhüyük ilçelerimizde çiftçilerimizle buluşturulacaktır. Bakanlığımızın 2023 yılı yatırım programı dahilinde, il müdürlüğümüz tarafından hazırlanarak Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğüne sunulan ve ilimizde uygulanması uygun görülerek başlatılan ‘Nohutla Nadası Bırak’ projesi toplam 5 milyon liralık bir bütçe ile yüzde 50 Bakanlığımız ve yüzde 50 çiftçi katkısı ile yürütülmektedir. 120’si kadın çiftçi olmak üzere toplamda 500 çiftçimize ulaştırılacak olan 162 ton nohut tohumunun toprakla buluşturulması sonucu 12 bin 900 dekar nadas tarım alanı tarıma kazandırılacak hem üreticilerimize hem de ülke ekonomisine katkı sağlanacaktır. Beyşehir’de de bu çerçevede çiftçilerimize yaklaşık 27 ton sertifikalı nohut tohumu dağıtımı gerçekleştiriyoruz” dedi.
Beyşehir Kaymakamı Mehmet Kemal Akpınar ise, tarımın ne kadar önemli olduğunun son birkaç yıldır yaşanılan olaylarla bir kez daha yakından görüldüğünü ifade ederek, “Bir savaş çıktı Rusya ve Ukrayna arasında. Bir ayda buğday fiyatlarının, mısır fiyatlarının, ayçiçeği fiyatlarının dolayısıyla yağ fiyatlarının ne kadar hızlı bir şekilde arttığını, dalgalandığını hep beraber gördük. Bu durum bize yerli ve milli tarımın, üretimin ne kadar önemli olduğunu gösterdi” ifadelerini kullandı.
Beyşehir Ziraat Odası Başkanı Mustafa Ağralı da, hükümetin son dönemde tarıma büyük destekler içerisinde olduğunu belirterek, “Ama ne yazık ki, bir taraftan korona virüs, bir taraftan savaşla ilgili gerçekten bazı sıkıntılarımız olmuştur. Buna rağmen biz çiftçiler olarak fedakarca, cefakarca bütün bu zorluklarla elimizi, hatta vücudumuzu taşın altına koyaraktan zorluklar içerisinde üretim yapmaya gayret etmekteyiz. Bu konuda duyarlı çiftçilerimize çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Şanlıurfa’da işbirliği projesi: Türkiye’de bir ilk olacak
Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Osman Çopur’un yürütücülüğünde, Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Güneşoğlu, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Mehmet Şenbayram, Prof. Dr. Ali Fuat Tarı ve Doç. Dr. Hasan Haliloğlu ile birlikte hazırlanan ve Kahramanmaraş’ta bulunan MARİTAŞ Denim San. ve Tic. A.Ş’nin müşteri kuruluş olarak yer aldığı ‘Harran Ovası Koşullarında Üretilen Rejeneratif Pamuk Lifi ile Denim Kumaş Yapıları Geliştirilmesi ve Performans Özelliklerinin Belirlenmesi’ isimli proje, TÜBİTAK tarafından Üniversite-Sanayi İşbirliği programı kapsamında desteklendi.
TÜBİTAK tarafından onaylanan, özellikle pamuk ekili alanların iyileştirilmesi ve toprağın daha verimli hale getirilmesi amacıyla temel prensipleri geliştirilen onarıcı tarım projesi, günümüzde güncel araştırmalar yönüyle önemli yer alıyor. Proje ile toprak verimliliği ve besin döngüsünün iyileştirilmesi, karbon, nitrojen ve fosfor gibi toprak besinlerinin tutulumunu kolaylaştıran toprak yönetim planı uygulanması, ürün rotasyonu ile biyoçeşitliliğin arttırılması ve nihai olarak toprak verimliliğinin arttırılması hedefleniyor.
Proje kapsamında; toprak sağlığının iyileştirilmesi, biyoçeşitliliğin arttırılması, sentetik pestisit ve gübre kullanımında kısıtlamalara gidilerek ürün artıklarından yeşil gübrelerin kullanılması, daha az sıklıkta toprak işleme ve örtü ekimi yapılması, rotasyonlu ekimi yapılarak kış sezonunda pamuk ekilen alanların yem bitkileri veya mercimek ekilerek bitki ile kaplanmasına imkan sağlanacak. Ayrıca proje, hayvancılık faaliyetlerinin entegrasyonu ile doğal gübre elde etmesi sonucu doğal döngünün sağlanması, toprağın azotça zenginleştirilmesi ve karbon tutulumunun artırılması sonucu endüstriyel tarım faaliyetleri ile oluşan karbon salınımının azaltılması ve topraktaki organik karbonun geri kazandırılması gibi primer hedeflere sahip olan rejeneratif tarım uygulamaları ile elde edilecek pamuk liflerinin üretimde kullanımı ile tekstil işletmelerinin sürdürülebilir üretim anlayışına büyük destek sunacak.
Kimyasal tüketimini azaltmayı hedefleyen, çevre dostu üretim metoduyla doğaya saygılı, kaliteli pamuk yetiştirileceğini belirten Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu; “Bu proje, ülkemiz pamuk üretiminde lider konumundaki Şanlıurfa’da yönlendirici akademik çalışmalar yapan Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümümüz ve denim kumaş üretiminin lider kuruluşlarından MARİTAŞ Denim San.Tic. A.Ş. işbirliğiyle; rejeneratif pamuk lifi üretimine yönelik temel prensiplerin geliştirilmesi, lif üretim sürecinin uluslararası akreditasyon kuruluşları tarafından rejeneratif tarım uygulaması olarak tescil edilmesi, konvansiyonel pamuk lif üretimi ile karşılaştırmaların yapılmasına olanak sağlayacak şekilde paralel üretim faaliyetlerinin yapılması hedefleniyor.
Dijital tarım uygulamaları ile toprak özelliklerinin izlenmesi, başta su olmak üzere tarımsal tüketimin takibi ve karbon ayak izi değerlerinin hesaplanması, rejeneratif pamuk lifi özelliklerinin belirlenmesi, rejeneratif pamuk lif örneklerinin iplik ve denim kumaş üretiminde kullanımı, iplik ve kumaş mekanik, boyanabilirlik ve giyim konforu özelliklerindeki değişimlerin ortaya konması içeriğiyle hazırlandı. Rejeneratif pamuk lifi üretimi ve tekstil sektöründe kullanımı üzerine ülkemizdeki ilk Üniversite-Sanayi işbirliği örneğidir” diye konuştu.
Konya Yalıhöyükte çiftçilere sertifikalı destek
Düzenlenen törende konuşan İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mevlüt Semerci, “TAKEP, Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi kapsamında gerçekleştirilen ‘Nohut’la Nadası Bırak Projesi’ ile ilçedeki çiftçilerimize yüzde elli devlet destekli 5 bin kilogram sertifikalı nohut tohumu dağıtımı yapılmıştır.” dedi.
Törene İlçe Tarım ve Orman müdürü Mevlüt Semerci, projede görevli personeli ve çiftçiler katıldı.
Antalyalı girişimci ekmeğini çekirgeden kazanıyor! Çekirgenin büyüğü 4.75 liradan satılıyor!
İHA’dan Ertuğrul Gün ve Fırat Demir’in haberine göre, Rehberlik mesleğini bırakıp iç piyasadaki ihtiyaç istikametinde canlı yem üretimine yönelen girişimci Selami Gökgöl, 19 yıldır Aksu’nun Kurşunlu Mahallesi’ndeki çiftliğinde çekirge üretimi yapıyor. Gökgöl, 10 dönüm üzerine 1,5 dönümü kapalı alanda 370 kafeste yılda 1 milyon çekirge üretimi yapıyor. Petshop mağazaları, tavuk çiftlikleri, akvaryumcular ve amatör balıkçılıkta canlı yem olarak kullanılan çekirgenin büyüğü 4 TL 75 kuruş, küçüğü 1 TL 95 kuruştan alıcı buluyor.
Türkiye’de kim senden böcek alacak’ dediler
Çekirge üretim fikrinin 24 yıl önce kendisinde oluştuğunu belirten Selami Gökgöl, “Arkadaşlarım ile önce fikir alışverişinde bulundum. Onlar bana, ‘Ne gereği var, Türkiye’de kim senden böcek alacak. Doğada her yerde böcek var, kim bunu evine alır’ dedi. Yapalım mı yapmayalım mı derken, 4 arkadaş bu işe girdik. 19 yıldır bir fil bu işi yapıyorum. Bu süre içerisinde 2 ortağım hayatını kaybetti, diğer ortağım da yurt dışına gitti. Şu an eşimle beraber işleri yürütüyorum” dedi.
En pahalısı 4 TL 75 kuruş, yeni doğmuş çekirge ise 1 TL 95 kuruş
1 milyona yakın çekirge ürettiğini belirten Gökgöl, “1 tona yakın da un kurdumuz var. Fiyatı ürüne göre değişiyor, 30 kuruşa kurdun tanesini satarken, 30 TL’ye sattığımız ürün de var. Bu tamamen hayvanın doğurganlığı ile alakalıdır. Bazı hayvanların üretimi çok basittir, özel personele ihtiyaç duymazsınız. O hayvanın birim fiyatı düşük olacak. Çekirge gibi her gün özel ihtiyacınızı gidermek için çalışacak olursanız da çekirgede birim fiyatı yüksek oluyor. Çekirge için 5 dönüm tarla ekip biçiyoruz. Çekirgede en pahalısı 4 TL 75 kuruş, yeni doğmuş çekirge ise 1 TL 95 kuruş” şeklinde konuştu.
Eskişehir'de 26 çiftçiye yüzde 70 hibeli ayçiçeği tohum desteği!
Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce 31 Mart 2023 Cuma günü Çifteler İlçesi’nde Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nce “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi (TAKE)” Projesi kapsamında desteklenen “Ayçiçeği Üretimini Zirveye Taşıyoruz Projesi” kapsamında tohum teslim töreni düzenlendi.
Söz konusu törene Çifteler İlçe Tarım ve Orman Müdürü Asuman Cansu, projede görevli İl ve İlçe Müdürlüğü personeli ve projeden faydalanan çiftçiler katıldı.
Proje ile 1400 dekarlık tarım arazisinin üretime kazandırılması amacıyla Çifteler İlçesinde 26 çiftçiye 700 kg Ayçiçeği (Gündöndü) tohum desteği sağlandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü sorumluluğunda yürütülen “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi (TAKE)” Projesi kapsamında 2023 yılında Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce uygulanması planlanan, İl Müdürlüğü proje ekibi koordinatörlüğünde İlçe Müdürlükleri ile beraber çiftçilerin talepleri doğrultusunda hazırlanıp Bakanlığa sunulması sonucunda, yapılan değerlendirmede Eskişehir’de ilkbahar döneminde uygulanmak üzere 3 proje desteklenmeye hak kazandı.
Bu kapsamda yer alan projelerden olan Eskişehir’de “Ayçiçeği Üretimini Zirveye Taşıyoruz Projesi” ile Beylikova, Tepebaşı, Günyüzü, Odunpazarı, Seyitgazi ve Çifteler ilçelerinde Proje ekibince belirlenen şartları taşıyan 223 çiftçiye 4260 kg ayçiçeği tohumu desteği verilerek 8520 dekar alanda ayçiçeği üretimi gerçekleştirilecektir. %70’i Tarım ve Orman Bakanlığı, %30’u çiftçi katkısı ile temin edilen 2 Milyon TL. bütçe ile 8520 dekarlık tarım arazisi, ayçiçeği ekilerek üretime kazandırılacaktır.
AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİ YÜZDE 300 ARTTI
Eskişehir, ayçiçeği üretiminde önemli bir yere sahip olup; üretimdeki payını Bakanlığımızın da katkılarıyla yıllar itibariyle daha üst seviyelere taşıma eğiliminde olmuştur. Bu bağlamda İlimizde 2004 yılında 63.900 dekar üretim alanı ve 13.658 ton üretim miktarı bulunan ayçiçeği üretimi; 2022 üretim sezonu sonunda alan bazında %300 gibi bir artışla 176.082 dekarlık üretim alanına, ürün bazında ise %400 gibi önemli bir artışla 55,142 ton üretim miktarına ulaştı.