05.01.2023 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Tarımda 3N

Tarımda 3N

Hem içsel süreçlerimiz hem de dünyada olup bitenler nedeniyle bazen zihnimiz farklı durumların içine girebilir. Bu durum bazen mevsimsel bazen de dönemsel olabilir. Yaşanan sorunların büyüklüğü değil, bizim bu sorunlar karşısında ne kadar güçlü kalabildiğimiz önemlidir.

Dolayısıyla bizler nefes aldığımız müddetçe önce kendimize hep şu üç soruyu sormamız gerekir: Neden? Nasıl? Ve Niçin? Hayatımızdaki birçok doğru dediğimiz olguların yanlış olduğunu ya da başka bir boyuttan baktığınızda aslında bize dayatılan doğruların aslında birçok eksikliğinin olduğunu ancak bu soruları sorarak tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarabiliyoruz.

Neden, nasıl ve niçin olarak yaklaşım bizlere, düşüncede derinlik sahibi olmamızı ve olaylar karşısında ikileme düştüğümüzde mümkün olduğunca en doğru yolu bulmamızda yardımcı oluyor. Özellikle söz konusu tarımsa; kendimize de hep bu üç soruyu (neden, nasıl ve niçin) sormamız gerekir.

Tarımda bir başkasının doğru diye sattığı hiçbir şeyin peşin alıcısı olmamalıyız. Kendi kendimize sorular sormalıyız, sorgulamalıyız, araştırmalıyız ve en önemlisi sazan gibi hemen her şeye balıklama atlamaktan kaçınmalıyız. Tarım konusunda bireysel olarak hareket ettiğimizde, her birimizin atacağı doğru adımların çiftçi olarak, tüketici olarak ve millet olarak topluca doğru adımlar atabilmemizin ilk şartı olduğunu bilmeliyiz.

‘KRAL ÇIPLAK’ DESEM Mİ?

Hemen herkes tarafından bilinen “kral çıplak” hikâyesinde “problem kralın çıplak olması mı yoksa krala çıplak olduğunu söylemek mi?” Bu durum kral ve hakikat tarafının bakış açısına göre değişir. Eğer kral tarafından bakarsak kralın çıplak olduğunu söylemek problem ama hakikat tarafından bakarsak da kralın çıplak olması problemdir.

ZAMAN ÇOK ÖNEMLİDİR!

Zaman, her zaman daha fazlasına ihtiyaç duyduğumuz, asla yetmeyen bir üründür. İçinde bulunduğumuz dünyanın bizlere yaptığı baskılardan birisidir zaman. O hâlde zamanı yönetmeyi bilmeli hatta zamanı iyi yönetmeliyiz. Zamanı yönetmek aslında meşguliyetin sembolü, önemli olmanın bir göstergesidir. Bir kısım insanlar, çok hassas bir şekilde kullandığını ima etmek amacıyla, zamansızlıktan şikâyet ederler. İddia ederim ki bunlar da zamanlarının büyük kısmını, “havanda su döverek” harcamaktadırlar. Her ne olursa olsun, zaman yönetimi önemli ve kutsal bir alandır. Zaman, tarımda da çok önemlidir! Ülke tarımına yön ve karar veren makam ve mevkiler için zaman kısıtı olmayan bir süreçtir. Tarım sektöründe bir gün erken ekiliş, bir saatlik erken hasat veya 10 dakikalık don vurma durumları önemlidir. Dolayısıyla 5 ay 16 gün çok önemli bir zamandır!

E-DEVLET ÜZERİNDEN YENİ BİR DÜZENLEME

Tarım ve Orman Bakanı Sayın Vahit Kirişci, bakan olduktan hemen sonra “tarımda inovasyon ve dijitalleşmeden yararlanabilmenin bir zorunluluk olduğunu işaret etmiş ve teknolojik dönüşümleri en etkin şekilde üretime aktarmanın en öncelikli hedefleri arasında” olduğunu belirtmişti. Bir ziraat mühendisi olarak bizleri de heyecanlandırmıştı.

Yeni bir düzenleme ile “2023 üretim yılı için başvurular 1 Eylül 2022 tarihinde başladı ve çiftçiler, e-Devlet üzerinden ve ilçe tarım müdürlüklerine fiziki olarak başvurularını yaptı ve 31 Aralık 2022 tarihinde sona erdi.” Çiftçiler ürün değişiklik bildirimlerini şubat ayı içinde yapabilecek. Üretim yılına ilişkin başvuru yapan çiftçiler, e-Devlet üzerinden ÇKS belgesi alabilecekler.

ATTIĞIMIZ TAŞ, ÜRKÜTTÜĞÜMÜZ KURBAĞA

Yeni düzenleme ile e-Devlet üzerinden yapılan güncellemeler; ziraat odaları ve çiftçinin durumunda nasıl bir değişiklik meydana getirdi? Yani attığımız taş, ürküttüğümüz kurbağaya değdi mi? Bunları sorgulamak, içinde birtakım soruları da beraberinde getirdi.

E-Devlet üzerinden yapılan başvurularda; yeni bir tarla sisteme eklenebiliniyor mu? Kiralama yapılabiliyor mu? Yazlık ekimler sisteme girilebiliyor mu? Mevcut 100 dekar olan tarlanın 60 dekarına ayçiçek, kalan 40 dekarlık kısma mısır bitkisi eklenebiliyor mu? Tarım ilçe müdürlüklerindeki evrak ve iş yoğunluğu yüzde kaç azaldı? Tarım ilçe müdürlüğü personeli hem 2023 ÇKS dosyalarını hem de 2022’ye ait olan: Hububat, Baklagil ve Dane Mısır Fark Ödemesi Desteği, Sertifikalı Tohum Kullanım Desteği, Toprak Mahsulleri Ofisi Alım Primi Desteği, Yem Bitkileri Desteği gibi birçok destekleme kalemlerini sisteme zamanında giriş yapabilecek mi? Hangi il ve/veya hangi ilçe müdürü yeni düzenleme ile ilgili düşüncelerini dile getirdi/getirebildi? Ziraat odaları 1 Eylül-31 Aralık 2022 zaman sürecinde bu düzenleme ile ilgili ne gibi çalışmalar yaptı?

Diğer yandan 14 Haziran 2018 yılında Sayın Bekir Pakdemirli döneminde; Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvuruları ziraat odaları tarafından alınması için bir çalışma başlatılmış ve uygulama için Bursa ve Aydın illerimiz pilot bölge olarak seçilmişti. Nihayetinde ülkemiz geneline yayılacak olan bu çalışma hangi aşamada, sonuçlandı mı?

şamada, sonuçlandı mı? Tarım Bakanlığında çok hassas dengeler vardır. Dolayısıyla sıradan bir bakanlık gibi düşünmeyelim. Bu konuda bazen haksız eleştiri yaptığımız da olabiliyor. Tarım Bakanlığını büyük bir gemi gibi düşünün, dümeni çevirdikten çok sonra hareket etmeye başlıyor. Hareket ettikten sonra da ikinci bir komutu yerine getirmesi zorlaşıyor. Dolayısıyla yapılan çalışmaları ve süreçleri iyi takip edelim ki dümeni doğru istikamette tutabilelim.

Son söz: Ziraat mühendislerini ilçe tarım müdürlüklerinde evrak işinden alacak ve sahada çiftçiyle beraber ürün deseni, tarımsal girdilerin miktarı ve dozu gibi konularda beraber karar verip, uygulama yapmaları mutlak sağlanmalıdır!… Mühendis maaşı verip, memur işi yaptırılmamalıdır. Ziraat mühendislerini asli görevlerine döndürecek bir sistemin uygulanabileceği yeni düzenlemeler ve üretim modelleri geliştirilmelidir.

Güzel ülkemiz ve ülkemiz tarımı için kalıcı, olumlu etki sağlayan her bireye minnet ve saygılarımı sunarım.

Genç nesil "İyi Tarım"la bilinçleniyor

Genç nesil "İyi Tarım"la bilinçleniyor

Isparta İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından düzenlenen “İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması Projesi” bünyesinde; Isparta Merkez, Yalvaç, Gelendost ve Eğirdir ilçelerinde ilkokul öğrencilerine iyi tarım uygulamaları konusunda eğitim verildi.


Proje çerçevesinde öğrencilere mesleki tanıtımların yanında; toprak ve bitkisel üretim, toprak verimliliğinin ve toprak analizlerinin önemi, toprak numunesi alımı, gıda güvenirliği, hayvansal üretim ve su ürünleri yetiştiriciliği, iyi tarım uygulamaları, organik tarım, doğa ve çevre bilinci konularında temel ve genel bilgilendirme yapıldı.


Bilinçsiz pestisit ve gübre kullanımı gibi halk sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz gelişmelere dikkat çekilirken, üreticilerin ve tüketicilerin davranışlarını olumlu yönde etkilemek üzere geliştirilmiş bir kalite kontrol ve sertifikasyon sistemi olan “İyi Tarım Uygulamaları” eğitimlerinin sonunda 200 öğrenciye “İyi Tarım” logolu tişört, şapka, bloknot ve tohumlu kalem hediye edildi.

Ortak hedef için protokol imzaladılar

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde imzalanan protokol imza törenine, İl Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz, İl Tarım ve Orman Müdürü Osman Akar ve Erzurum Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Polat katıldı.

Ortak hedef için protokol imzaladılar

Protokole imzaların atılmasının ardından yapılan ortak açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Tarım Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılmış olan “Okullarda Gıda Güvenirliğine Yönelik Uygulamaları Geliştirmek” ve “Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi” projesi hedefi doğrultusunda, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Tarım Müdürlüğü ve Erzurum Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi arasında 6 ay süre ile Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde okuyan kız öğrencilere yönelik Kooperatifçiliğin Geliştirilmesi ve Güvenilir Gıdaya Yönelik Eğitim Protokolü yapılmıştır.


Bu protokol ile bu okullarda okuyan kızlarımızın güvenilir gıda ve kooperatifçilik konularında bilinçlendirilmesi hedeflenmektedir.


Protokol çerçevesinde yapılacak eğitimlerde; En hassas tüketici grubu olan geleceğin iş kadınları ve anneleri olacak öğrenci kızlarımızın güvenilir gıda ve gıda israfı konusunda bilgilendirilmeleri, bilinçli gıda tüketicisi olmanın sorumluluk ve farkındalıkları, gıda satın alırken dikkat edilecek hususlar, gıda hijyeni, gıda ve beslenme okuryazarlığının öneminin anlaşılması ve yaygın hale getirilmesi, tüketilen ürünlerin etiketini okuyarak sağlıklı ve bilinçli beslenmenin sağlanması;


Kız öğrencilerimizin özellikle tarımsal üretimde yer almak üzere girişimcilik kabiliyetlerinin artırılması ve ekonomide bir aktör olarak yer almalarının sağlanması için kooperatifler çatısı altında birleşmeleri, başka bir işte çalışma olanağı olmayan kızlarımızın kooperatifler çatısı altında tarımsal üretimde çalışma, üretme ve pazarlama imkânlarının artırılması, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarının giderilmesini sadece kendileri için değil toplum içinde ekonomik ve sosyal kazanımlar elde edebilmeleri hususunda kadın kooperatifçiliğinin önemi anlatılacaktır. 6 ay sürecek eğitimler sonucunda Mesleki Teknik Anadolu liselerinde okuyan kızlarımızın Güvenilir Gıda konusunda bilinçlendirilmesiyle aynı zamanda gıda israfının önüne geçilecektir. Kız öğrencilerimizin ileriki yaşamlarında kooperatif kurma konusunda bilgi ve farkındalığının arttırılmasıyla kadın kooperatifçiliğinin yaygınlaştırılması adına önemli bir adım atılmış olacaktır. İmzalanan protokolün şehrimize, taraflara ve tüm öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyoruz.” Kaynak: İHA

 

Tarım ilacı yerine biyolojik mücadele

Tarım ilacı yerine biyolojik mücadele

Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek’in yerelden kalkınma hedefi doğrultusunda başlatılan tarımsal ilaçlamaya alternatif olarak biyolojik mücadele kapsamında yetiştirilen faydalı böcekler yıl boyunca üreticiye ücretsiz dağıtıldı. Üreticiyi, tüketiciyi, tarımı ve doğayı koruyan biyolojik mücadele ile daha kaliteli ve sağlıklı ürünler yetişmesi sağlanıyor. Ürünlerdeki pestisit kalıntısının önüne geçilmesi, tarımda kimyasal ilaç kullanımını azaltmak, tüketici sağlığının korunması ve ihracatta yaşanan kalıntı sorununa çözüm için Büyükşehir Belediyesi tarafından patates ve balkabağı üzerinde üretilen faydalı böcekler ile hem verim kaybı önleniyor hem de daha doğal ürünler elde ediliyor. Turunçgil ve nar ağaçlarına bırakılan avcı böcekler ile unlu bit zararlısıyla mücadele ediliyor. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından turunçgil, nar ve Trabzon hurmasında ciddi kayıplara neden olan unlu bit zararlısıyla mücadele için ilçelerde bu yıl yaklaşık bin dekar üzerindeki 18 bin 770 ağaca 162 bin 500 predatör avcı böcek ile 111 bin parazitoit böcek salımı yapıldı.

Adana Çiftçiler Birliği’nden 2023 Tarım Raporu

Türkiye’nin tarımdaki ilk sivil toplum kuruluşu olan ve kurulduğu 1930 yılından beri çiftçinin sesi olmaya devam eden Adana Çiftçiler Birliği, 2023 Yılı Tarım Raporu’nu açıkladı. Başkan Mutlu Doğru’nun imzasıyla yayınlanan raporda, tarım ve hayvancılıktaki sorunlar ile çözüm önerilerine yer verildi.

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, tüm dünyayla birlikte Mart 2020’den geçtiğimiz yaz aylarına kadar yaşanan ve can kayıplarının yanı sıra büyük ekonomik kayıplara da yol açan pandemi sürecinin sona ermesine rağmen uluslararası piyasalardaki tarımsal girdi ve emtia fiyatlarındaki yükselişin devam ettiğini bildirdi. Covid-19 salgınının tarımın ne kadar vazgeçilmez ve stratejik bir sektör olduğunu bir kez daha tüm insanlığa gösterdiğini vurgulayan Doğru, “Bu düşünceler ışığında 2023 yılına girerken, tarım ve hayvancılık sektöründe başlıca yaşanan sorunlar, düşüncelerimiz ve çözüm önerilerimizi içeren Tarım Raporu’muzu hazırladık” dedi.

Basınçlı sulama sistemlerine hız verilmeli

2023 Yılı Tarım Raporu’nun ilk maddesinde iklim değişikliğine dikkat çekilerek, “İklim değişikliğinden en olumsuz etkilenecek ülkelerden biri olarak, tarımsal sulama konusunda su kaynaklarımızı daha iyi koruyacak, daha az suyla, daha az enerji sarf ederek, daha fazla verim alınabilecek kapalı basınçlı sulama altyapı yatırımlarına hız verilmeli. Tarımsal sulama projeleri, Türk tarımının geleceği için en önemli yatırımdır” görüşü dile getirildi.

Enerji maliyetlerindeki artış

Artan enerji maliyetlerinin tarımsal sulama, hayvancılık ve tarımsal üretim ile tarım ve hayvancılık ürünlerinin işlenmesinde güneş enerjisiyle elektrik üretmenin daha fazla teşvik edilmesi zorunluluğunu ortaya çıkardığı vurgulanan raporda, “Bu teşvikler sadece finansman desteğiyle değil; çorak ve taşlık arazilerin GES yatırımına açılması, küçük alanda daha fazla enerji üretebilecek yeni panellerin geliştirilmesi, bürokrasinin azaltılması gibi konuları da kapsamalı” denildi.

Gıda enflasyonu ile mücadele

Gıda enflasyonu ile mücadelede önceliğin tarımsal girdi maliyetlerini düşürücü tedbirlerin alınmasına verilmesi gerektiği görüşünün dile getirildiği raporda, tüm dünyayla birlikte yaşanan gıda fiyatlarındaki artışın sebebinin Türk çiftçisi olmadığı, hatta tarım, gıda fiyatlarındaki artıştan en olumsuz etkilenen sektörlerin başında tarım sektörünün geldiği ifade edildi. Planlı üretim modeli Raporda, planlı üretim modeli ile ülkede üretim miktarı tüketimden az olan stratejik ürünlerin değil, arz ve talep dengesizliği nedeniyle fazla ekildiğinde ihracat şansı da olmayan, özellikle yaş meyve ve sebzede sulama imkanı, verimlilik, kalite ve alternatif ürün imkanlarının da gözetilerek planlama yapılması gerektiği vurgulandı.

Tarımsal destekler

Raporda, tarımsal destekler ve bu desteklerin içeriği konularına da dikkati çekilerek, “Tarımsal destekleme; üretime, verime ve üretim maliyetlerini düşürmeye odaklı olmalı. Tarımsal destekler içinde yer alan mazot, gübre ve yem gibi önemli girdiler ile fiyat fark desteği ödenen ürünlere ait birim fiyatlar gelecek yılki üretimi teşvik için minimum rakamlarla en geç 1 Aralık tarihinde açıklanmalı. Piyasada oluşacak girdi maliyetlerindeki ve ürün fiyatlarındaki değişimler bakanlıkça takip edilerek 30 Ekim tarihinde ilk açıklanan destek miktarları revize edilerek nihai destekler belirlenmeli. Çiftçinin serbest piyasada oluşacak fiyatlarla zarar etmesini engellemek amacıyla belirlenen son destek tutarlarının tamamı en geç takip eden yılın 31 Mart tarihine kadar çiftçi hesaplarına yatırılmalı” denildi.

2023 buğday yılı olacak

Pandemi, Rusya Ukrayna savaşı, yurtiçi ve yurtdışında yaşanan ekonomik sıkıntılar 2022 yılında gıdanın; dolayısıyla tarımın önemini bir kez daha ortaya koydu. Un, yağ gibi stratejik ürünlerde hammadde tedariki ülkeler için ön plana çıktı. Türkiye’de de buğday yurtiçinde ekmek fiyatlarıyla, yurtdışı ayağında Rusya ve Ukrayna’dan yapılan ithalat ve uluslarası arenada tahıl koridoru konusuyla geçen yılın en çok tartışılan ürünü oldu. Peşinden ham ayçiçek yağı gelirken, üreticinin girdi maliyetleri içinde önemli bir yer tutan yem konusu diğer maddeler arasında yer aldı.

Tarım tüm kesimlerde çözüm aranan konu olurken aralık ayında İş Bankası Alman finans kuruluşu Finance in Motion ve Alman danışmanlık firması Frankfurt School ile buğday temalı bir İmece Çalıştayı yapıldı. İlgili kamu ve sivil toplum kuruluşları, tarım kooperatifi ve birliklerinden temsilcileri, üreticileri, akademisyenleri, tarım girişimcilerini ve çiftçilerin bir araya geldiği çalıştayda buğday, verimli üretim, sürdürülebilir tarım içi buğdayın önemi, çözüm önerileri gibi konular ele alındı. Çalıştayda dikkat çeken noktalardan biri de 2010 yılından sonraki dönemde küresel ısınmanın etkisinin artmasıyla diğer tek yıllık ürünlerde olduğu gibi tahıl üretiminde de artışın hız kestiğine dikkat çekilmesi oldu. Ayrıca, küresel buğday üretiminde 2022/2023 dönemine ilişkin beklentilerin olumsuz iklim koşulları sebebiyle aşağı yönlü revize edilmesi, Çin’in ardından ikinci büyük üretici konumunda olan Hindistan’ın iç piyasayı korumak amacıyla yıl içinde buğday ihracatını durdurma ve un ihracatını kısıtlama kararı alması gibi global riskler dile getirildi.

Üretici buğdaya dönüyor

Birleşmiş Milletler’in raporuna göre Türkiye dünyanın en çok buğday ithal eden ilk üç ülkesi arasında yer alıyor. 11 aylık dönemde sadece buğday ithalatı 2.9 milyar dolar olarak gerçekleşti. İthalatın önemli bir kısmı Rusya’dan gerçekleştirdi. Türkiye’nin bir özelliği de en çok buğday üreten ülkeler arasında yer alması. Türkiye ithal ettiği buğdayın önemli bir kısmını üretimde kullanarak ihraç ediyor. Buğday, buğday unu ve kepeklerin de dahil olduğu un sektöründe 11 aylık ihracat 1,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2023 yılında ise buğday üretiminde artış bekleniyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) kasım ayı Fenolojik Değerlendirme raporuna göre kışlık hububat ekilişleri yüzde 80 oranında tamamlandı. Doğu Anadolu Bölgesi dışındaki bölgelerde özellikle pamuk, ikinci ürün mısır ve şekerpancarı hasadı yapılan alanlarda devam eden ekilişlerin ocak ayı başında tamamlanması bekleniyor. Rapora göre İç Anadolu Bölgesi’nde mısır ekili alanlardan hububata, Marmara Bölgesi’nde (özellikle Balıkesir’de) ayçiçeği, kanola ve haşhaştan buğdaya, Akdeniz Bölgesi’nde ayçiçeği, pamuk ve mısır ekili alanlardan buğdaya, Karadeniz Bölgesi’nde ayçiçeğinden buğday ve arpaya, Ege Bölgesi’nde mısır, yağlık ayçiçeği ile haşhaş ekiminden hububata, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yem bitkilerinden hububata, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde pamuk ekili alanlardan hububata, (Adıyaman’da bakanlığın mercimek tohumu dağıtmasıyla buğdaydan, arpa, mercimek ve nohuta), geçiş öngörülüyor.

Yaş sebze ve meyvenin toptan fiyatları belirlendi!

Yaş Sebze ve Meyve Referans Fiyatları Belirleme Komitesi’nin belirlediği fiyatlar ile tüketiciler değil, marketler toptancılara karşı korunacak. Tüketiciler, marketlerin fahiş kâr oranlarının altında ezilmeye devam edecek…

Yaş sebze ve meyvedeki fiyat artışını önlemek için 30 Kasım 2022 tarihinde hayata geçirilen ‘Yaş Sebze ve Meyve Referans Fiyatları Belirleme Komitesi’ fiyatları açıklamaya başladı.

Üretici ve tüketiciyi korumak, toptancının satış fiyatı belirlemesine katkı sağlamak amacıyla kurulan Komite, ilk fiyatları 28 Aralık 2022’de ikinci fiyatları ise 2 Ocak 2023 tarihinde açıkladı.

Öte yandan, Komite tarafından belirlenen fiyatlar tüketiciyi marketlerin fahiş kâr oranlarına karşı korumayacak, marketleri toptancılara karşı koruyacak.

 

EKONOMİ BAKANI: “MARKETE GİDİŞ FİYATIDIR, MARKET FİYATI DEĞİL”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, dün Meclis Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı açıklamada, Yaş Sebze ve Meyve Referans Fiyatları Belirleme Komitesi’nin sadece toptan fiyatları halk ile paylaşacağını belirterek, “Belirlenen fiyatlar markete gidiş fiyatıdır, market fiyatı değildir” dedi.

Ticaret Dairesi’nin internet sitesi üzerinden duyurulan fiyatlar şu şekilde;

 

Samandağ'da balıkçılık faaliyetleri denetlendi

Balıkçılara denetim! Tezgahlara tek tek bakıldı - Günün Haberleri

Hatay’ın Samandağ ilçesinde balıkçılık ve su ürünlerine yönelik denetim gerçekleştirildi.

Denetime, İlçe Jandarma Komutanlığı, Çevlik Sahil Güvenlik Karakol Komutanlığı ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri katıldı.

Ekipler, denetimlerde avlanılan su ürünlerini, su ürünlerinin saklanmasını, sevk edilmesini, balık satış yerlerini ve yasa dışı avcılık yapıldığı belirlenen bölgeleri kontrol etti.

Genetiği değiştirilmemiş tohumlar çiftçilere dağıtıyor

Genetiği değiştirilmemiş tohumlar çiftçilere dağıtıyor

Kayseri Üniversitesi (KAYÜ) bünyesinde kurulan Ata Tohumu Araştırma Uygulama ve Fide Üretim Merkezi’nde çiftçiler için daha verimli ve genetiği değiştirilmemiş biber, domates ve patlıcan tohumları araştırılıyor.

Develi ilçesinde KAYÜ bünyesinde kurulan merkezdeki laboratuvarda, çiftçilerden temin edilen ata tohumlarının genetiği araştırılıyor. Merkezin bahçesinde bu yıl kurulan seralarda yetiştirilen fideler ise çitçilere dağıtılıyor.

Ata tohumlarının gelecek nesillere aktarılması ve daha fazla çiftçi tarafından kullanılması amacıyla araştırmalarını devam ettiren merkez, bölge için bu alanda önemli bir görev üstlenmiş durumda.

KAYÜ Öğretim Üyesi ve Ata Tohumu Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Nihat Yılmaz, AA muhabirine, Orta Anadolu Kalkınma Ajansının desteğiyle merkezi yaklaşık 500 bin lira maliyetle kurduklarını söyledi.

Kayseri çevresinde bulunan ve son yıllarda kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalan ata tohumlarının merkezde toplandığını vurgulayan Yılmaz, “Domates, patlıcan ve biber, yerel adlarıyla söyleyecek olursak Karahıdır domatesi, Yamula patlıcanı ve Cırgalan biberinin ata tohumlarını topladık. Bu tohumlar geçmişten geldikleri için değerli. Bu tohumların katma değerini artırarak fideye dönüştürüp bölgemiz üreticisine fayda sağlamayı düşünüyoruz.” dedi.

Hibrit tohumlardan daha kaliteli

Çiftçilerin son zamanlarda “F1” adı verilen hibrit tohumları toprakla buluşturduğunu vurgulayan Yılmaz, bu ürünlerin tohumundan tekrar aynı düzeyde verim alınamadığını ifade etti.

Bu durumun ata tohumlarıyla yıkılabileceğini belirten Yılmaz, “F1 hibrit tohumu biliyorsunuz tohum oluşturmadığı, oluştursa da salatalıkta mesela kalem gibi hepsi. Domatesler standart. Bizim ata tohumlarımızda böyle bir standart yok. Ama neyimiz var, tohumlarımızı biz her sene kendimiz alıp kendimiz yetiştiriciliğe devam edebiliyoruz. Hibritte böyle bir şey yok.” diye konuştu.

Yılmaz yerli tohumlarla dışa bağımlılığın bitirilebileceğini, yapılan çalışmalar neticesinde tohumların yaygınlaşarak ülke çiftçisine katkı sağlanacağını dile getirdi.

Kadın istihdamı için de çalışmalar sürüyor

Yerli tohumların önemini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

“Kendi tohumumuzu kendimiz alıp eskiden atalarımızın, dedelerimizin yapmış olduğu ekim şeklini yaygınlaştırmaya çalışacağız. Herhangi bir şekilde oynanmış bir tohum değil bunlar. Dolayısıyla hem ülkemizi hem sağlığımızı korumak hem çevreyi korumak adına yaptığımız bir iş bu. Biz bu proje kapsamında kırsal bölgelerde yaşayan çiftçilerimize, özellikle kadın istihdamını artırabilmek adına eğitim seminerleri düzenledik. Epey de bir katılım oldu. Tohumdan fideye nasıl, ne şekilde yetiştirilir, bunların eğitimini uygulamalı veriyoruz. Geçen yıl yaptığımız eğitime 60’dan fazla kadın üreticimiz katıldı. Kırsal kalkınma bölgesinde eğitimimizi yaptık.”

Yılmaz, başka bölgelerin de kendine has yerli tohumları olduğunu belirterek, bunların asıllarının korunup gelecek nesillere aktarılması gerektiğine işaret etti.

Çiftçileri ‘pilot’ yapan eğitim

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Meşelik Kampüsü’nde verilen Zirai İnsansız Hava Araçları (ZİHA) eğitimlerine katılan çiftçiler 10 dakikada 10 dekar alanı yüzde 90 su ve önemli ölçüde ilaç tasarrufu ile ilaçlamayı öğreniyor. Birçok konuda avantajı olan ZİHA eğitimine yoğun katılım gerçekleşiyor.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde verilen, zirai ilaçlamada kullanılan dron pilotluğu eğitimlerine çiftçiler ve ziraat mühendisleri yoğun ilgi gösteriyor. Boyutuna göre 10 dakikada 10, 30 veya 40 dekarlık alanları ilaçlama özelliğine sahip dronlar, tarımda birçok konuda avantaj sağlıyor. Zirai İnsansız Hava Aracı olarak adlandırılan araçlar, yüzde 90’a kadar su tasarrufu sağlamanın yanı sıra daha az ilaçla daha fazla alanı ilaçlayabiliyor. Osmangazi Üniversitesi Meşelik Kampüsü’nde, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığı onayında verilen simülasyon, teorik ve saha eğitimleri sonunda öğrenciler kendi arazilerini ilaçlayabilir kapasitede oluyor.



“10 dakikada 40 dönüm alanı ilaçlayabiliyor”
ZİHA’nın pilotluk eğitimini veren Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Tamer Savaş, süreç hakkında konuştu. Çiftçilerden ve ziraat mühendislerinden gelen yoğun talepten memnun olduğunu belirten Savaş, “ZİHA olarak isimlendirdiğimiz Zirai İnsansız Hava Araçları’na önem gösteriyoruz ve bunların eğitimlerini hem çiftçilere hem ziraat mühendislerine hem de bu işi yapmak isteyen vatandaşlarımıza veriyoruz, doğru bir biçimde kullanmaları için yardımcı oluyoruz. Teorik, simülasyon ve pratik eğitimlerden oluşuyor süreç. Her çiftçimiz her İHA pilot adayının dronları sahada kullanmalarını sağlayarak eğitimi sağlıyoruz. Traktör, yakıt ve ilaç maliyetleri çok yüksek. Su tasarrufu konusunda yüzde 90’lık bir avantaj elde edebiliyoruz, ilaç konusunda da yine az ilaçla da geniş alanları ilaçlayabiliyoruz. Çiftçilerimiz verimlerini bu yollarla arttırmış oluyorlar. Arkamda gördüğünüz ZİHA’nın ağırlığı 24,9 kilogram. Adayların bu ZİHA’yı kullanmak için 32 saatlik bir İHA 1 Ticari Pilot Sertifikası alması gerekiyor. 10 dakikada 10 dönüm alanı ilaçlayabiliyor. Bunun üst versiyonları 10 dakikada 30 ve yine başka bir üst versiyonu aynı sürede 40 dönüm alanı ilaçlayabiliyor” dedi.

“Özellikle büyük alanlar için avantaj”
Eğitimlere katılan Ziraat Yüksek Mühendisi Selma Gürel, aracın sağladığı avantajlar hakkında konuştu. ZİHA’ların ülke genelinde belirli büyük işletmeler dışında yaygın olmadığının altını çizen Gürel şöyle konuştu;
“Özellikle büyük alanlar için avantaj. Mısır, ayçiçeği ve buğday gibi hububat ürünlerinde daha avantajlı. Şu an da ülkemizde çok yaygın değil, büyük firmalar ve büyük çapta tarım yapan daha karlı gibi gözüküyor. Ancak önümüzde dönemde, tarımdaki gelişmelerle birlikte ülkemizde de uygulanması gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu işin ziraat mühendisleri tarafından yapılması gerektiğine inanıyoruz.”

“Dron ile ilaçlama yapmak bizim için çok karlı olacak”
Odunpazarı İlçesi Sevinç Mahallesi’nde çiftçilik yapan ve ayanı zamanda Ziraat Mühendisi olan Gürbüz Ek ise pilotluk eğitimi sonrasında tarımsal faaliyetlerinde ZİHA’yı kullanmaya dikkat edeceğine değinerek, “4 günlük bir eğitim aldık, öncelikle teorik daha sonra uygulamalı. Bunun kullanımını öğrendik, kendi arazimizi ilaçlamada kullanmayı düşünüyoruz. Özellikle bitiklerin ileriki dönemlerde örneğin, tane mısır gibi bitkilerde traktörle içine girilmiyor. Dron ile ilaçlama yapmak bizim için çok karlı olacak. İleride hemen hemen her çiftçinin kullanabileceği bir araç” şeklinde konuştu.

Main Menu