23.12.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

TOBB Tarım Sektör Meclisi Başkanı ve TYSB Başkanı Karakuş: Büyük zincirler üreticiyi adeta köle haline getiriyor

EKO-Nabız sayfasına bu hafta son dönemde gündemden düşmeyen tarım sektörünün önemli bir temsilcisi konuk oldu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Tarım Sektör Meclisi Başkanı ve Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, “Üretici küserse gelmiyor. Bakın çiftçinin yaş ortalaması 57-58’i bulmuş. Millilik, milliyetçilik torununa ve çocuğuna iyi bir sistem bırakmakla olur. Tarım yönetilmez, yönlendirilir” yorumunda bulundu. Çok tartışılan zincir marketlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Karakuş, “Büyük zincirler üreticiyi adeta köle haline getiriyor” dedi. Karakuş ile yaptığımız sohbetten öne çıkanlar şöyle oldu:

Haberin Devamı
BİR ŞİŞE MANTARI 5 LİRA, BİR YUMURTA 2.5 LİRA

-Niye biz sürekli olarak gıda fiyatlarını tartışıyoruz?

Ben bu sektöre girdim gireli fiyat artışları en fazla gıdada olur ama mevsimsel olarak en fazla düşüşte gıda da olur. Türkiye’de yıllık kişi başı tavuk tüketimi 25 kilogram, kırmızı et tüketimi 13 kilogram, yumurta tüketimi de 15 kilogram. Hayvansal ürünler hayati önemde. Burada üreticinin merkeze konulması gereken bir politika gerekiyor. Süt; 3-4 yıldır hedef fiyatın gerisinde. Örneğin bir şişe mantarı 5 lira ama en ucuz protein kaynağı yumurta 2.5 lira. Burada şöyle bir parantez açalım. Hayvansal üretimin yüzde 70’lik maliyetini yem oluşturur. Dolayısıyla bir üründeki fiyat artışını biz yem sektörü olarak önceden görürüz. Buradan yola çıkarak bakarsak, son 3 aydır yem fiyatlarında bir artış yok. Hatta dövizde olağan dışı bir şey olmazsa önümüzdeki birkaç ayda yem fiyatlarının stabil kalabileceğini de söyleyebilirim. Ama süt fiyatı 7.5 liradan 10 liraya çıktı. Neden? Çünkü süt fiyatlarına müdahale edildi. Bunun sonucunda kesilen hayvan sayısı çok olunca arz problemi oluştu, anası olmadan danası da olmuyor. Çünkü tarım yönetilmez, yönlendirilir.

SÜTTE OLAN ETTE DE OLACAK

-Bu fiyat artışları ete de yansır mı?

Sütte olan ette de olacak, hatta olmaya da başladı. Son birkaç haftadaki fiyat hareketlerine baktığınızda bunu görürsünüz. Bir yandan da tavukla veya balıkla ilgili böyle bir durum görüyor musunuz, görmezsiniz. Çünkü özel sektör kuralları işliyor. Et ve Süt Kurumu ve Süt Konseyi’nin açıkladığı fiyatlarda da üreticinin merkeze alınarak, düzenli ve yeterli kazanç sağlayacağı bir model oluşturulmalı. Üretim masrafları çok arttı. Bir kilowatt elektriğe 5 kat fazla ödüyoruz. Boş domates kutusunu taşla doldurup İstanbul’a göndermeye kalksanız, Zeytinburnu’nda reyona koysanız, manava maliyeti 5.5 lira olur. Hayvanların altına serilen talaşın geçen yılki fiyatı 650 TL idi, bu sene 4 bin 250 TL. Kömür 250 TL idi, şimdi 3 bin 500 TL. İlaç dört kat arttı, dönemlik işçi maliyeti 5 kat arttı. Yapılan zamları görmeden üreticiyi hedefe koymak haksızlık olur. Bir de ayrıca tüm dünyada da yeni bir durum var. Artık ucuz hayvan dönemi bitti, bir miktar daha artacak fiyatlar. Üretici küserse gelmiyor. Bakın çiftçinin yaş ortalaması 57-58’i bulmuş. Millilik, milliyetçilik torununa ve çocuğuna iyi bir sistem bırakmakla olur.

-Peki bu fiyat artışlarında zincir grupların etkisi ne?

Türkiye’de son 15 yılda alışveriş yapısı değişti. Üreticileri az sayıda piyasa oyuncusu teslim aldı. Büyük zincirler üreticiyi adeta köle haline getiriyor. Tüketiciler eğer gittiklerinde almak istedikleri ürünü buluyorlarsa, üretici üzerine düşeni yapıyor demektir. Ama devamlı üreticiyi baskılıyorlar. Üreticinin kendini korumaya gücü yetmiyor. Böyle bir piyasada ürününü vermeme şansı da ne yazık ki olmuyor.

TOBB Tarım Sektör Meclisi Başkanı ve TYSB Başkanı Karakuş: Büyük zincirler üreticiyi adeta köle haline getiriyor

YABANCI ÇALIŞANLARDAN İŞVEREN SORUMLU OLSUN

-Tarımda yabancı çalışanların payı tartışıldığı kadar yüksek mi?

Türkiye doğrudan veya dolaylı olarak 8 milyon insanı barındırıyor. Bu birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan fazla ve normal değil. Şöyle bir gerçeklik var, iş gücünde sıkıntı çekiyoruz. Afganlar ve diğer göçmenlerle de bu açığı kapatmaya çalışıyoruz. Peki bu insanlar olmasa biz gerçekten çalışacak insan bulamaz mıydık? “Bulamazdık” denmesinin de biraz kolaylık olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

TOBB Tarım Sektör Meclisi Başkanı ve TYSB Başkanı Karakuş: Büyük zincirler üreticiyi adeta köle haline getiriyor

SÜREÇ UZUN MASRAF ÇOK

Ama sonuçta bir gerçeklik var. Pratikteki işleyişe bakmak lazım. Yabancı bir işçi çalıştıracağımız zaman Göç İdaresi’nden İçişleri Bakanlığı’na geniş bir prosedür devreye giriyor. Birçok yer bunları merdiven altı çalıştırmaya yöneliyor, kaldı ki kayda alınması gerektiğinde süreç uzun oluyor, aynı zamanda masraflı da oluyor. Tüm işlemler tamamlandıktan sonra bir de bakıyorsunuz, 3 ay sonra bırakıp gidiyor. O yüzden burada süreç farklılaştırılmalı. Örneğin işverensiniz ve çalışan sizin işletmenize kadar gelmiş, bir iş ilişkisi kuruyorsunuz. Böyle bir durumda devlet desin ki “Tamam bu çalışan senin iş yerinde çalışıyor. Bir sorun olursa seni bilirim, sana gelirim. Sen sorumlu ol.” Böyle bir durumda sorunların büyük kısmı ortadan kalkar. Sonuçta o çalışanı benden iyi kimse bilemez. Her gün işe gelip gelmediğini ben bilirim. Ülkeyi terk etti örneğin, ikinci gün durumu ben bildiririm, işe gelmediğini ilk ben fark ederim.

ÇALIŞAN BULMA ZORLUĞU

-Yabancıların belli sektörlerde istihdam edilmemesi durumunda sektörde eleman açığı oluşacağı tezi sık sık işverenlerce dile getiriliyor. Eğer böyleyse işverenlerin de kendini sorgulaması gerekmiyor mu?

Şöyle bir durum var. Kendi işletmemden örnek verelim: Kümes bakıcılığı işi için ayda 14 bin liralık maaş veriyorum, artı lojman, elektrik ve su giderleri de bana ait. Ama bir yerden sonra gerçekten çalışan bulmakta zorlandım. Çünkü iş ve lojman kırsalda. Adam geliyor bir süre sonra çocukları büyüdüğünde, o çocuklar şehir hayatına karışmak istiyor, çalışanın kendisi gençse o da aynı şekilde bir sosyal hayatın içinde olmak istiyor. Kırsalda onları cezbedecek bir sosyal hayat ne yazık ki bulunmuyor.

ÇOCUKLUĞUMDA TURHAL’DA 8 SİNEMA VARDI

-Ülkü Karakuş’un çocukluğu nasıl geçti?

1960 doğumluyum. O dönemdeki yapıyı gözünüzde canlandırmanız için söyleyeyim, Tokat’ın Turhal ilçesinde 8 tane sinema vardı. İşçi çocukları konser verirdi. Biz iki kardeştik. Önce sanat okulunda elektrik okudum, o zaman meslek okulları sınavla öğrenci alırlardı ve başarılı öğrenciler meslek okullarına giderdi, sınavı kazanamayanlar düz liseye giderdi. Okuldan sonra bir yıl şeker fabrikasında işçilik yaptım, o sırada üniversite okumaya karar verdim. Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde ‘Ziraat’ okuduktan sonra ilk görev yerim Turhal oldu. Turhal Yem Fabrikası’nda müdür olarak başladım, hatta hiç unutmam, ilk kartvizitime italik harfle ‘Fabrika müdürü’ diye yazdırdım. Askerlikten sonra Roche ilaca girdim. Hayatımı değiştiren de budur. 10 yıl Ankara Bölge Şefliği yaptıktan sonra kendi işimi kurdum. Yemcilik, tavukçuluk yapıyorum. Hem bitkisel üretim hem de hayvansal üretim var. Bir oğlum, iki kızım var. Eşim Emine Hanım da sektörden, veteriner hekim.

TELEFON ÇALDIĞINDA YA CENAZE OLUR, YA DA KÜMESTE OLAY

-Boş vakitlerinizde ne yaparsınız?

Müziği çok severim. Çocuklarıma da müzik sevgisini aşıladım. Seyahat diğer bir tutkum. Dünyayı gezdim. Roma ve Avustralya’dan çok etkilendim. Saint Petersburg da etkilendiğim yerlerden. Lübnan’ın eski halini görmeyi çok isterdim. Benim geçliğimde Halep, Şam, Beyrut, Bağdat ve Tahran beş önemli merkezdi ama Şam ve Halep’i eski halleriyle görme imkânım olmadı. Hafta sonları kümeslere giderim. Hem keyif hem de iş. Gece geç saatte telefon çaldığında da “Ya mahallede cenaze var, ya kümeste olay var” deriz.

Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Özdemir'den atıl tarım arazilerine ekim yapılması önerisi:

Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Özdemir'den atıl tarım arazilerine ekim yapılması önerisi:

Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, sektörün üretim kapasitesini artırmak için nadasa bırakılan ve kullanılmayan alanlara bakliyat ekimi yapılması önerisinde bulundu.

Konseyin 11. Olağan Genel Kurul Toplantısı, Mersin’in Yenişehir ilçesindeki bir restoranda gerçekleştirildi.

Mersin Ticaret Borsası Başkanlığı görevini de yürüten Özdemir, bakliyat sektörünün sorunlarını masaya yatırarak çözüme kavuşturmaya çalıştıklarını söyledi.

Sektörün başlıca sorunlarının ekim alanlarının daralmasından kaynaklandığını aktaran Özdemir, şöyle devam etti:

“Her platformda dilimiz döndükçe bunu vurgulamamız lazım. Ne kadar çok alana bakliyat ektirebilirsek, o kadar çok üretimimiz artar. Türkiye’de işlenen 235 milyon dekar tarım arazisi var. Nadas alanı 31 milyon dekar, atıl olarak kullanılmayanı da 20 milyon dekar. 51 milyon dekar alan kullanılmıyor. Bu kullanılmayan alanlar için en uygun bitki de bakliyat olarak karşımıza çıkıyor. Bu alanları bakliyatla kullandıralım. Buralarda bakliyat ekimini yaygınlaştıralım.”

Özdemir, bazı bakliyat çeşitlerinde Türkiye’nin dünyada “anavatan” konumunda bulunduğunu, bunun yüklediği sorumlulukla üretimde atağa geçmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Prof. Dr. Kaya: Yağmur buğdayı kurtardı, tarım çok büyük etkilenirdi

Prof. Dr. Kaya: Yağmur buğdayı kurtardı, tarım çok büyük etkilenirdi

Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı ve Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, son 40-50 yılın en kurak ekim ve kasım ayının yaşandığını belirtti. Son yağışların buğdaya hayat verdiğini söyleyen Prof. Dr. Kaya, “Hiç yağmur yağmayıp buğday çıkmayabilirdi. Buğday bizim en önemli ürünümüz. Olmazsa olmaz stratejik ürünlerimizden bir tanesi buğday. Tarım çok büyük etkilenirdi. Ülke olarak ekonomik krize girerdik” dedi.
Prof. Dr. Kaya: Yağmur buğdayı kurtardı, tarım çok büyük etkilenirdi
Türkiye’nin tahıl ambarı Trakya’da son yılların en kurak ekim ve kasım ayını yaşandı. Son 30 yıllık verilere göre, 50-60 kilogram yağış alan bölge, ekimde 1 kilogram yağış aldı. Bölgede bazı üreticiler buğday tohumlarını kuru toprağa ekerken, bazıları da geciktirip kasım ayına bıraktı. Trakya’da kasım ayında metrekareye 65,8, aralık ayında ise 36,6 kilogram yağışla üreticinin yüzü güldü.


Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı ve Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, buğdayın ülke için en önemli ve en fazla ekilen ürün olduğunu belirtti. Trakya’nın da buğday ekim alanları açısından önemli bir bölge olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kaya, “Son 40-50 yılın belki de en kurak, hiç yağmur yağmadan olan ekim, hatta kasım ayını geçirdik. Ekim ayı derken aslında buğday ekim zamanı olduğu için adı ekim ayı olmuş. Ama maalesef son zamanlarda küresel ısınma çerçevesinde biz ekim ayını terk ettik. Ekimler, kasım ayına kaydı. Yağmur bekledik ancak maalesef hiç yağmadı. Hatta çiftçiler, kasım ayı sonuna kadar da ekimlerini tamamladılar. Biz çok merak ettik, ‘Acaba buğdaylarımız çıkacak mı’ diye. Fakat yağmur, özellikle kasım sonu, aralık başında Hızır gibi yetişti. Şu anda buğday gayet güzel, kışa hazır halde giriyor” dedi.

Tarımsal girdi enflasyonu ekimde yıllık yüzde 134,76 arttı

Tarımsal girdi enflasyonu ekimde yıllık yüzde 134,76 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu, ekim ayına ilişkin Tarım-GFE verilerini açıkladı. Buna göre, endeks ekimde aylık bazda yüzde 2,68, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 134,76 yükseldi.

Endeks, geçen yılın aralık ayıyla karşılaştırıldığında yüzde 97 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 105,81 arttı.

Ana gruplarda, geçen aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 2,34, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 5,43 artış gerçekleşti.

Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 100,96, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 140,04 yükseliş kayıtlara geçti.

ALT GRUPLAR
Yıllık Tarım-GFE’ye göre 7 alt grup daha düşük, 4 alt grup daha yüksek değişim gösterdi.


Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar yüzde 38,42 ile veteriner harcamaları ve yüzde 63,76 ile diğer mal ve hizmetler oldu. Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise yüzde 196,89 ile enerji ve yağlar, yüzde 192,52 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi.

Aylık Tarım-GFE’ye göre 4 alt grupta daha düşük, 7 alt grupta daha yüksek değişim görüldü. Aylık artışın düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,39 ile diğer mal ve hizmetler ve yüzde 0,67 ile makine bakım masrafları oldu. Aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise yüzde 6,79 ile malzemeler, yüzde 4,11 ile enerji ve yağlar olarak tespit edildi.

ANTBİRLİK, kütlü pamuğun kilosunu yüzde 80'in üzerinde zamla alacak

Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (ANTBİRLİK) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yavuz, geçen yıl 11 lira olan kütlü pamuğun kilogram fiyatı için bu yıl 20 liradan alım yapacaklarını duyurdu.

“Çiftçiye büyük mutluluk yaşattığımızı düşünüyorum”

Yeni yılda pamuk üreticisinden yüzde 80’in üzerinde bir zamla alım yapacaklarını duyuran Yavuz, şunları söyledi:

“Türkiye piyasasının en yüksek pamuk alım fiyatını verdik. Dünya piyasasında düşük seyreden fiyatlar nedeniyle endişeli olan çiftçiye, bu fiyatla büyük mutluluk yaşattığımızı düşünüyorum. Bugüne kadar her zaman üreticinin yanında olduk, bundan sonra da böyle olacak. Çiftçimiz kazansın ki her alanda üretmeye devam etsin. Temel prensibimiz de aldığımız kararlar da bu yönde.”

Yavuz, fiyatın pamuk üreticilerine hayırlı olmasını diledi.

Bakan Kirişci: Tarım ve Orman Gençlik Konseyi oluşturduk

Bakan Kirişci: Tarım ve Orman Gençlik Konseyi oluşturduk

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Bakanlığın bünyesinde Tarım Orman ve Gençlik Konseyi oluşturduklarını söyledi.
AK Parti Ankara İl Gençlik Kolları Başkanlığınca Gölbaşı ilçesindeki Örencik Mahallesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Genç Çiftçi Buluşması’na katılan Kirişci, programda yaptığı konuşmada, tedarik ve üretim zincirinin bozulduğu Kovid-19 salgını döneminde Türk çiftçisinin üretmeye devam ettiğini belirterek “Çok şükür ne pandemi döneminde ne de şu anda bir kişi çıkıp da ‘bu ülkede şu ürün de yok’ diyemiyor.” ifadesini kullandı.

Bakan Kirişci, tam “pandemi dönemi bitti” derken Rusya-Ukrayna savaşının çıktığını dile getirerek “Bir ‘gıda milliyetçiliği’ kavramı ortaya çıktı. Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya gibi üreten ülkeler ürünleri stokta tutmaya başladı, ihracat yasağı getirdi ama bizim üreticimiz üretmeye devam etti. Hamdolsun ne üretim ne de tedarik zincirinde bir problem olmadı.” dedi.

“Tarım Orman ve Gençlik Konseyi oluşturduk”

Tarım sektöründe gençlerin düşüncelerinden ve heyecanlarından yararlanmak için Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Tarım Orman ve Gençlik Konseyi oluşturduklarını belirten Kirişçi, şunları söyledi:

“Hayırlı uğurlu olsun. Dünyada da bir iki ülkede ya var ya yoktur. Bu Gençlik Konseyimiz 30 kişiden oluşacak, 10 tanesi de hanım kardeşimizden oluşacaktır. Tüm Türkiye’yi temsilen bu kardeşlerimizle sürekli tarım ve orman adına yeni ne yapabiliriz, tartışacağız. Başvurular bitti. Ocak ayında ilk toplantıyı yapıyoruz. Bu, beni gerçekten çok heyecanlandırıyor çünkü biz sırtımızı gençlere dayandırmazsak biz iki gün sonra nefessiz kalabiliriz. Gençlerin heyecanından inşallah istifade edeceğiz.”

“Tarım Cebimde” uygulaması 1 Ocak itibarıyla kullanımda olacak

Tarım ve Orman Bakanlığında dijitalleşmenin geliştirilmesi adına çalışmalar yapıldığını vurgulayan Bakan Kirişci, “Bu çerçevede 1 Ekim itibarıyla e-Devlet üzerinden Çiftçi Kayıt Sistemi’nin yapılmasının önünü açtık. Şu anda da bu uygulama kullanımdadır. Çiftçilerimiz artık çok kolay bir şekilde bu belgeyi alabiliyor. 1 Ocak itibarıyla da ‘Tarım Cebimde’ mobil uygulamasını kullanıma sunuyoruz. Türkiye Yüzyılı logosunu kullandık. Bu uygulama ile birçok işlem yapılabilecek. Üreticilerimiz, bu uygulama ile verilecek destekleri, nereye ne ekeceğini öğrenebilecek.” diye konuştu.

“Genç Çiftçi Buluşması” programı, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.

Elazığ vişnesi tescillendi

Elazığ vişnesi tescillendi

Elazığ Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından 2020 yılında Elazığ vişnesine coğrafi işaret alınması için Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılan başvuru sonuçlandı.

Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılan başvurusu sonucunda Elazığ vişnesi coğrafi işaretli ürünü olarak tescillendi. Elazığ vişnesinin tescillenmesiyle birlikte Elazığ’ın tescilli ürün sayısı 8’e yükseldi.

Bin kadına 10 bin koyun ve 400 koç desteği!

Bin kadına 10 bin koyun ve 400 koç desteği!

Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve yürütülen “Kadın Dayanışmasıyla Koyun Yetiştiriciliği” projesi dağıtım törenleri Ortaca, Menteşe ve Milas’ta gerçekleştirildi. Üç günde toplam bin 300 koyun ve 52 koç sahiplerine teslim edildi.

İl Tarım Müdürü Barış Saylak, Muğla’da iki yıl devam edecek projenin ilk yılında 4 bin koyun ve 160 koç adayını, kadın üreticilere teslim ettiklerini belirterek, proje sonunda Muğla’da bin kadın üreticiye 10 bin koyun 400 koç dağıtımı gerçekleştirmiş olacaklarını açıkladı.

Ortaca, Menteşe ve Milas İlçelerinde yapılan törenlere Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, ilçe protokolü, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, muhtarlar ve üreticiler katıldı. İlk tören Ortaca’da gerçekleştirildi. Seydikemer Fethiye, Dalaman, Ortaca ve Köyceğiz ilçelerinden 60 kadın üreticiye koyun ve koç adayı dağıtıldı.

Menteşe’de gerçekleştirilen törene Ula, Marmaris, Menteşe ve Yatağan ilçelerinden 40 kadın üretici katılırken, Milas’taki dağıtım töreninde ise Bodrum ve Milas ilçelerinden 30 kadın üretici, küçükbaş hayvanlarını teslim aldı.

2022’DE 400 KADIN ÜRETİCİYE 4 BİN KOYUN VE 160 KOÇ DAĞITILDI

“Kadın Dayanışması ile Koyun Yetiştiriciliği” projesinin, Muğla’da imece usulü çalışmanın ve kadın dayanışmasının en güzel örneklerinden biri olduğunu belirten İl Müdürü Barış Saylak “Hayvancılık Genel Müdürlüğümüzün destekleriyle başlattığımız bu projede 2 yılda bin kadına 10 bin koyun ve 400 koç dağıtımını hedefledik. Projemizin ilk etabında 270 kadın üreticimize 2 bin 700 koyun ve 108 koç adayı dağıtımını gerçekleştirdik. İkinci etabımızda ise 130 kadın üreticimize bin 300 koyun ve 52 koç adayı dağıtımını daha yaparak 2022 yılında toplam 400 kadın üreticimize 4.000 koyun ve 160 koç teslim etmiş olacağız.” dedi.

22 MİLYON BÜTÇELİ PROJENİN GELİRİNİN 90 MİLYON TL OLMASI BEKLENİYOR

İl Müdürü Barış Saylak konuşmasına şöyle devam etti: “Hedefimiz, ilimiz genelinde 2 yılda bin kadın yetiştiricimize 10 bin koyun ve 400 koç dağıtımı yaparak kadınlarımızın eliyle bu sürüleri çoğaltmaktır. Proje süresince doğan dişi yavruların en az %50’sini ellerinde tutarak proje sonunda (5 Yıl) yaklaşık %50’lik artış ile üretici başına 34 anaç varlığına ulaşılması hedefliyoruz. Proje sonunda dağıtımı yapılan 10.000 anaç hayvan sayısı yaklaşık 30.000 adede çıkmasıyla 22 milyon bütçeli projenin gelirinin 90 milyon olması bekleniyor.”

Projenin sahada 5 yıl boyunca takipçisi olacaklarını ifade eden Barış Saylak, projenin kadınların eliyle bereketleneceğini ve çoğalacağını söyledi.

Eskişehir'de 50 çiftçiye meyve ağaçları budama eğitimi

Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yerleşkesinde bulunan meyve ağaçları uygulama bahçesinde çiftçilere yönelik olarak “Meyve Ağaçlarında Budama Teknikleri” konulu eğitim gerçekleştirildi.
Söz konusu eğitimler, Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü’nde görevli Ziraat Mühendisi Mustafa Mutlu Aslan ve Ziraat Mühendisi Ahmet Altıkat tarafından verildi.

Eğitimlere Eskişehir ilçelerinden 6 kadın çiftçi ve 44 erkek çiftçi olmak üzere toplam 50 çiftçi katılım sağladı. İki aşamalı olarak düzenlenen eğitimler çerçevesinde ilk olarak teorik eğitimler verildi daha sonra meyve bahçesinde uygulamalı olarak tamamlandı. Eğitimlerde, sonbahar dönemlerinde meyve bahçelerinde budama, budama teknikleri, aşılama zamanı ve aşılama tekniklerinden bahsedildi. Ayrıca meyve ağaçlarında ağaç budama ve aşılama teknikleri uygulamalı olarak çiftçilere gösterildi. Bu şekilde yapılan uygulamalı eğitimlerin daha faydalı olduğunu ve doğru bildikleri bazı bilgilerin hatalı olduğunu belirten çiftçiler uygulamalı eğitimlerin sık sık tekrarlanmasını talep etti.

Modern tarımın geliştirilmesi ve üretilen ürünlerden daha fazla verim alınması için düzenlenen eğitimleri tamamlayan 50 çiftçiye Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü tarafından katılım belgeleri düzenlenecek. Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce çiftçilere yönelik olarak bu tür eğitimlerin devam edeceği bilgisi verildi.

Main Menu