Didim MYO ’Nazilli Tarım, Hayvancılık ve Gıda Fuarı’na katıldı
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Didim Meslek Yüksekokulu (MYO) Aşçılık Programı öğrencileri ’Nazilli Tarım, Hayvancılık ve Gıda Fuarı’na katıldı. Fuara, Didim Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Mehmet Taş ve Didim Aşçılık Programı öğrencileri katıldı. Nazilli Belediyesi’nin desteği ile Öğr. Gör. Şef Mehmet Taş koordinatörlüğünde açılan stantta, Aydın’ın coğrafi işaretli ürünü olan kestane kurabiyesi ile adını Mastaura Antik Kenti’nden alan ve bölgede yetişen ceviz ve nar kullanılarak yapılan cevizli gevrek, nar kompostosu yapımı ve tanıtımı gerçekleştirildi. Fuarda, öğrencilerin yaptığı ürünler açılışa katılan protokol üyeleri tarafından büyük beğeni toplarken, bu ürünlerin dünya pazarına açılmasına yönelik olarak fikir alış verişinde bulunuldu.
Vanlı çiftçilere 'hibe ve kredi' bilgilendirmesi
VANTB’de düzenlenen toplantıda, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) ve Ziraat Bankası yetkilileri tarafından hibe ve krediler ile ilgili sunumlar gerçekleştirildi. Toplantı sonunda bir açıklamada bulunan VANTB Yönetim Kurulu Başkanı Nayif Süer, yaklaşık 5 yıldır hep sahada olduklarını ifade ederek, tarım ve hayvancılık noktasında çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Tarım ve hayvancılıkla ilgili projeler yaptıklarını aktaran Süer, “Soğuk zincir süt projemiz yaklaşık 7 aydır devam ediyor. Bizler sahada çiftçilerimizden sütü toplayıp gerekli işletmelere aktarıyoruz. Bunun yanında sahada gördüğümüz eksikliklerin giderilmesi noktasında çalışmalarımız sürüyor. Özellikle devletimizin verdiği hibe, kredi ve destekler ile ilgili çiftçilerimiz fazla bilgi sahibi değiller. Bizde VANTB olarak çiftçilerimizi bilgilendirme noktasında üç kurumumuzla birlikte böyle bir etkinlik düzenledik. Bu noktada her üç kurumumuza teşekkür ediyorum. Çiftçilerimizde büyük bir katılım sağladı. Toplantı oldukça verimli geçti. Çiftçilerimize şimdiden hayırlı olsun” dedi.
Malatya'dan KKTC'ye hayvancılık desteği
Malatya – KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ı ziyaret eden Birlik Başkanı İhsan Akın, ziyarette Malatya kayısısı, tarım, hayvancılık ile ilgili bilgiler vererek, ortak yapılabilecek proje ile çalışmalar konusunda görüş alış verişinde bulundu. Ziyaret ile ilgili açıklama yapan Akın, “Yaptığımız görüşmede Malatya tarım ve hayvancılığı konusunda kurumumuzun çalışmaları ile ilgili birçok konuyu istişare ederek bilgiler sunduk. Ziyaretin sonunda Malatya kayısımızı ve küçükbaş hayvan kıl ve yününden yapılma namazlığımızı hediye ettik. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar ise bizlere kendi yazmış olduğu hayatını anlatan ‘Bir uç beyi ‘ kitabını imzalayarak hediye etti. Görüşmeler esnasında kendilerinin de kısa bir süre önce Malatya’yı ve Malatya’nın birçok kurum ve kuruluşunu ziyaret ettiğini olumlu mesajlar aldığını dile getirdi. Malatya’yı sevdiğini ifade ederek Malatyalılara selamlarını iletti” ifadelerini kullandı.
KKTC Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Veteriner Hekim Mustafa Naimoğulları ile birlik binasında bir araya geldiklerini de anlatan Akın, “Tarım ve hayvancılık konularında istişarelerde bulunduk. Görüşmeler yaptık. Et ve et ürünleri konusunda, süt ve süt ürünleri konusunda tarımsal ve hayvansal anlamda verilen desteklemeler ve birçok konuda bilgi alışverişinde bulunduk. KKTC’nde hayvan varlığı verimliliği ile ilgili görüşmeler yaptık. Verilen eğitimler yaptığımız ve yapılan çalışmalar konusunda bilgi alışverişinde bulunduk. Türkiye’deki yapılan programlar ve Kıbrıs’taki yapılan ve yapılacak olan programlar ile ilgili karşılıklı davetler sunduk. Önümüzdeki süreçlerde ortak çalışma planları yapılması konusunda görüş alışverişinde bulunarak Malatya’mıza davet ettik. Birlik başkanı veteriner hekim Mustafa Naimoğullarına Malatya kayısımızı hediye ettik. Birlik başkanı ise bize çalışmaları ile ilgili hazırlamış olduğu yayınları hediye etti” diye konuştu.
Sakaryalı tarlasında ırgat oluyor
CHP Adapazarı Belediye Meclis Üyesi Haluk Akbay, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Sakarya’da bir yandan OSB’ler ve Büyükşehir Yasası, tarımsal üretime zarar verdi. Tarım alanları imara açıldı. Meralar ve tarım arazileri belediyeler tarafından kamu yararı adı altında amaç dışında kullanılmaya başlandı. Elde edilen ortak mallar belediyelerce satılmaya başlandı. Tarımsal üretim ve hayvancılık büyükşehir yasası ile gerilemeye başlayınca tekrar çıkarılan yasa gereği eskiden köy olan sonradan mahalleye dönen yerler ilçe belediyeye başvurmak, ilçe meclisleri kararı ile kırsal alana dönebilmeleri yolu açılmasına rağmen belediyeler bunu uygulamayarak Sakarya’nın gelişmesine engel olmaktadır.
YABANCILARA SATILAN ARAZİLER
Sakarya da yabancılara satılan arazi ve arsa bakımından ilk 10 il arasında 4’üncü ildir. Yine yabancıların ülkemizde konut aldığı ilk 10 il içinde 6’ıncı ildir. Sakarya, Türkiye’nin gayrisafi hasılasının % 37,5 sahip olan Marmara bölgesinde nüfus bakımından 6 inci büyük ilidir. 2020 yılı Marmara bölgesinde Sakarya’nın gayrisafi yurt içi hasıladan aldığı pay 57.688 TL dir. Marmara bölgesinin 11 ilin içinde 9 uncu gelen ildir daha sonra 52.284 TL ile Balıkesir, 50.646 TL ile Edirne gelmektedir. Rakamlar Sakaryalıların topraklarında ırgat olmaya hızla gittiklerini göstermektedir
NEDEN FABRİKALARI YOK
Sakarya da yetişen tarımsal ürünlerin neden fabrikaları yoktur. Ayçiçek yağ fabrikası, Mısır Yağ fabrikası, nişasta fabrikaları, fındık yağ fabrikaları, patates cipsi, soğan fabrikaları, domates salça fabrikaları, kereviz fabrikaları, alternatif aromatik bitkileri işleyen fabrikalar gibi ham maddesi olan tarım ürünleri yine hayvancılık, sütçülük, yumurta, süs bitkileri yetiştiriciliği ile geliştirilmesi neden düşünülmüyor. Tarım ve gıda ürünlerinin ihracatını artırmak yeni ihracatçılar kazanmak için Sakarya İhracatçı Birliği kurulmalıdır.
SEFERBERLİK İLAN EDİLMELİ
Sakarya’da tarım sefer birliği ilan etmeliyiz. Organize Sanayideki kuruluşlarında gelecekte varlıklarını sürdürmeleri için katma değeri yüksek sanayi ye geçmeli onun için AR-GE ye yatırım yapmalıdırlar. Sakarya’nın ve Türkiye’nin kalkınması için Sanayide hammaddeleri işlenmiş duruma sokup yüksek teknoloji ile değerlendirerek kullanılacak ürünler durumuna getirmeli, kendi Patentlerimizle dünya markası olmalıyız aksi halde sanayi ülkesi ve sanayici de olamayız.”
Tarımda sürdürülebilir projeler yolda
İzmir Ticaret Borsası’nın bu yıl onuncusunu düzenlediği, gelenekselleşen ekonomi muhabirleri yılbaşı buluşmasında konuşan İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, “Pandeminin gölgesinde geçen 2020 ve 2021 yıllarının ardından 2022’ye hızlı bir giriş yaptık. Dünyada işler yoluna giriyor derken Rusya-Ukrayna arasındaki savaşı küresel piyasaları olumsuz etkiledi. Ekonomik kriz doğal olarak ülkemize de yansıdı. Hem genelde yaşam şartlarının hem de borsamızın temel faaliyet alanı olan tarım sektörü faaliyetlerinin zorlaştığı bir yıl oldu” diye konuştu.
Tarımda sürdürülebilir projeler yolda
İTB Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Yağcıoğlu ise “2023’te Türkiye’de tarımsal teknolojilerin geliştirilmesiyle ilgili ilk ekosistem olacak İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM)’yi 2023’ün ortalarında girişimci kabulüne almayı planlıyoruz. Ege Gastronomi projesinin altyapı çalışmalarını yürütüyoruz, tarımsal üretimin değerlenmesi ve Ege Bölgesi’nin tanıtılmasıyla ilgili kapsamlı bir proje hazırlıyoruz. İhmal edemeyeceğimiz bir konu tarımda sürdürülebilirlik. Projelere bundan sonra ayrıca devam edeceğiz” dedi.
Zirai ilaç ve gübrede tasarruf için çiftçiye "akıllı tarım" önerisi
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahattin Akdemir, traktörün direksiyon sistemine takılan otomatik dümenleme sistemi sayesinde zirai ilaç ve gübreden tasarruf sağlanabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Akdemir, AA muhabirine, ABD’de başlayan daha sonra Avrupa’ya yayılan akıllı tarımın “tarımsal işletmecilik felsefesi” olarak tanımlandığını belirtti.
Akıllı tarımın amacının tarımsal üretim sırasında kullanılan girdilerin gereksiz yere kullanımını önlemek, çevreyi korumak ve maliyetleri azaltarak çiftçinin daha fazla kar etmesini sağlamak olduğunu ifade eden Akdemir, bu konuda saha çalışmalara yapıldığını dile getirdi.
Akdemir, Türkiye’de ve yurt dışında akıllı tarımla ilgili yapılan arazi çalışmalarında, tarımsal ilaç kullanımında yüzde 40’a varan azalma ve gübreyle ilgili çalışmalarda da ortalama yüzde 25 tasarruf sağlanabileceğinin görüldüğünü dile getirdi.
Türkiye’de akıllı tarımın, traktörün direksiyonuna takılan otomatik dümenleme sistemleri ile yapıldığını anlatan Akdemir, “Bu sistemde yabancı otun olduğu yer ilaçlanacak. Yabancı otun olmadığı yer ilaçlanmadığı için hem çevre kirliliği hem de ilaç tüketimi azalacak. Tükettiğimiz gıdalar daha güvenli olacak. Mineral ve kimyasal olarak adlandırdığımız gübre kullanımında da yüzde 25 tasarruf sağlanabileceği saptanmıştır.” dedi.
Akdemir, Türkiye’de büyük işletmelerin bu sistemleri kullandığını vurgulayarak, “Orta büyüklükteki işletmelerde ise otomatik dümenlemenin yaygın kullanıldığını görüyoruz. Burada çiftçilerimize önerim, 500 dekarın altında arazisi olan çiftçilerimiz, öncelikle kiralama yoluyla bu sistemleri kullansınlar. Ondan sonra yatırım konusunu düşünsünler. Küçük işletmeler için abonelik yoluyla hizmet almalarını ve o hizmetlerden faydalanmalarını öneriyorum.” diye konuştu.
Akıllı tarım sayesinde tüketicilerin de ürünlerin bilgilerine rahatlıkla ulaşabildiğine işaret eden Akdemir, şunları kaydetti:
“Tarımda önemli sistemlerden biri izlenebilirliktir. Tarımsal üretimde tohum, tarımsal ilaç, gübre ve su kullanılıyor. Akıllı tarımda kullanılan makineler ne kadar miktar gübre, tohum, ilaç kullanıldığını bildiği için bunları o parsel için kayıt edebilmektedir. Tüketiciler bu verilere rahatlıkla ulaşabilecekler. Tükettikleri ürün için ne kadar ilaç, su, gübre kullanıldığını rahatlıkla saptayabilecekler.”
Muğla'da tarım kooperatifleri tek çatı altında toplandı
Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından, Ticaret Bakanlığı ile Tarım Orman Bakanlığı altında bulunan kooperatifleri tek çatı altında toplayan ve Türkiye’de bir ilk olduğu belirtilen ‘Muğla Tarım Güçbirliği İşletme Kooperatifi’ projesinin protokolü Büyükşehir Belediyesi Başkanlık makamında imzalandı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından, Ticaret Bakanlığı ile Tarım Orman Bakanlığı altında bulunan kooperatifleri tek çatı altında toplayan ve Türkiye’de bir ilk olduğu belirtilen ‘Muğla Tarım Güçbirliği İşletme Kooperatifi’ projesinin protokolü Büyükşehir Belediyesi Başkanlık makamında imzalandı.
Protokol ile birlikte; Marmaris, Yeşilüzümlü, Fethiye Ata Kooperatifleri, Anatolie Kadın Girişimi üretim ve İşletme Kooperatifi, Datça Yazıköyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Bafa Doğal Yaşam Tarımsal Üretim ve Pazarlama Kooperatifi, Yerkesik Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olmak üzere toplam 7 kooperatif bir araya getirilerek üst kooperatif olan Muğla Tarım Güçbirliği İşletme Kooperatifi kuruldu.
Başkan Gürün: “Birleşerek, bölüşerek büyüyeceğiz”
Protokolde konuşma yapan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, “2014 yılında kooperatifçilik konusunda hedefimizi koymuştuk. Bu güçbirliğini bugün gerçekleştiriyoruz. Kooperatifçilerin ürettiği ürünler bu şekilde en üst rakamlarla satılabilecek. Kooperatiflerimiz daha etkin hale gelecek. Bu güçbirliğine inandığınız, güvendiğiniz için teşekkür ederim. Biz sizlere verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz. Bugün ayrıca Dünya Kooperatifçiler Günü. Gününüzü kutluyorum. Toprağını satma ürününü sat sözümüz ilk olarak algılanmamıştı. Şuan geldiğimiz noktada bu sözün anlamı anlaşıldı ve çok önem kazandı. Önümüzdeki yıllarda, çektiğimiz bu sıkıntıların ardından çiftçiye çok büyük katkılar sağlanacak. Bunu bireysel değil, birlikte tek çatı alında yapmalıyız. Bölünerek değil, birleşerek ve bölüşerek büyüyeceğiz” dedi.
“Bugün bizim doğum günümüz”
Muğla Tarım Güçbirliği İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Öztürk, “6-7 aydır çalışmalarımız devam diyor. Büyükşehir Belediyemizin öncülüğünde kooperatifleri bir araya getirerek, faaliyetlerimizin sürdürülebilirliğini sağlamak istedik. Belediyemizden büyük destek aldık. Bugün bizim doğum günümüz. 21 Aralık Dünya Kooperatifçiler Günü’nü kutluyorum” dedi.
Çiftçi kayıt sistemi için ek süre isteniyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2022 yılı için Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kaydolan üreticilerden üçte birinin henüz yeni dönem için başvuruda bulunmadığını belirterek, “Bu nedenle 31 Aralık 2022’de bitecek 2023 yılı ÇKS kaydı başvuru süresi uzatılmalıdır” dedi.
Bayraktar, yazılı açıklamasında, ÇKS Yönetmeliği’nin Resmi Gazete’nin 23 Eylül tarihli sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile değiştirildiğini ve ÇKS başvuru döneminin 4 ayla sınırlandırıldığını bildirdi. Gelecek yıla yönelik ÇKS başvurularının, yeni yönetmelik çerçevesinde 31 Aralık’ta sona ereceğini hatırlatan Bayraktar, Tarım ve Orman Bakanlığının “tarımda dijitale geçiş” uygulamasıyla arazi beyanında ve ek belgelerinde değişiklik olmayan çiftçilerin başvurularını e-Devlet üzerinden kabul etmeye başladığını kaydetti.
Uygulamanın ilk yılı
Bayraktar, diğer çiftçilerin başvuru belgelerinin geçmiş yıllarda olduğu gibi oda tarafından tamamlandığını ve çiftçilerce Bakanlığın il/ilçe müdürlüklerine teslim edildiğine dikkati çekerek, “Bu yıl yapılan yeni uygulamalara çiftçilerimiz yeterince uyum sağlayamıyor. Özellikle uygulamanın ilk yılı olması nedeniyle e-Devlet başvurularında sık sık sistem sorunu yaşanıyor. 2022 yılında 2 milyon 172 bin 974 çiftçinin toplam 15,3 milyon hektar tarım alanı ÇKS’ye kaydedildi. 2023 tarımsal üretim dönemi için ise odalarımızdan alınan bilgilere göre bugüne kadar yaklaşık 1 milyon 460 bin çiftçinin, 10,6 milyon hektar alanının kaydı yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.
ÇKS kaydını yaptırmayan çiftçilerin desteklerden yararlanamadığını, tarım sigortasını yaptıramadığını ve düşük faizli kredi kullanamadığını vurgulayan Bayraktar, TÜİK verilerine göre Türkiye’de işlenen toplam tarım alanının 23,5 milyon hektarken ÇKS’ye kayıtlı alanın 15,3 milyon hektar olduğu bilgisini verdi.
5.1 milyon çiftçinin yüzde 58’i sistem içinde
Bayraktar, her yıl Türkiye’de ortalama 8,2 milyon hektar tarım arazisinin kayıt altına alınamadığının altını çizerek, şunları kaydetti: “ÇKS’ye kaydolamayan 8,2 milyon hektar tarım alanı, intikali yapılamamış, hissedarlar arasındaki sorunlar veya arazilerin çok küçük olması nedeniyle işlense de ÇKS’ye kaydettirilmeyen, atıl tarım alanları ve ecrimisille işlenen hazine arazilerinden oluşuyor. Ziraat Odaları Bilgi Sistemi’ne (ZOBİS) göre, 2022 yılında ziraat odalarımıza kayıtlı olarak, tarımsal üretime devam eden 5 milyon 186 bin 206 çiftçi varken ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 172 bin 974’dür. Bu rakamlara göre ülkemizde üretim yapan çiftçilerin yüzde 58’inin ÇKS kaydı bulunmuyor.”
Şehirden köye dönen kadın girişimci tarıma yönelerek üretici oldu
Samsun’un Bafra ilçesinde 41 yaşındaki Gülşen Hekimoğlu, şehir hayatını bırakıp tarıma yönelerek tıbbi aromatik bitki ile çilek yetiştiriciliği yapıyor.
Samsun’da doğup büyüyen Gülşen Hekimoğlu, 2008 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Havza Meslek Yüksekokulu İnşaat Teknolojisi Programı’ndan mezun oldu.
Yaklaşık 9 yıl önce evlenen, bir süre sonra de eşiyle Ankara’ya taşınan Hekimoğlu, çalışmayı bıraktı. Yeniden çalışmak isteyen ve tarım sektörünü tercih eden Hekimoğlu, 7 yaşındaki kızıyla ailesinin bulunduğu Samsun’un Bafra ilçesine döndü.
Burada kırsal Evrenuşağı Mahallesi’nde 2 yıl önce kendi birikimini kullanarak arazi kiralayan Hekimoğlu, kekik, nane, ada çayı, ekinezya gibi tıbbi ve aromatik bitkiler üretmeye başladı. Bir süre sonra eşinin de desteğiyle araziyi satın alan Hekimoğlu, bu yıl çilek üretimine de yöneldi.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Samsun Büyükşehir Belediyesinin fide ve sulama desteğinden yararlanan Hekimoğlu, üretimini bir firmaya toptan olarak veriyor.
Arkadaşlarıyla Dönüşüm Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifini kurup başkanlığını üstlenen Hekimoğlu, AA muhabirine, yıllarca inşaat sektöründe teknik eleman olarak ofiste çalıştığını söyledi.
Eşiyle tanıştıktan sonra Ankara’ya yerleştiklerini belirten Hekimoğlu, çocuğunu kendisi büyütmek istediği için bu dönemde çalışmadığına işaret etti.
Çocuğu belli bir yaşa geldikten, kendisine bağımlılığı azaldıktan sonra iş arayışına girdiğini dile getiren Hakimoğlu, “Araştırma yaptım. Ailem çiftçilikle uğraştığı için tarım sektörü ilgimi çekti ve bu sektöre girmeye karar verdim.” dedi.
Eşinin tarım sektöründe çalışmasına önceleri sıcak bakmadığını, bunun üzerine bireysel emeklilikteki parasıyla küçük bir arazi kiraladığını anlatan Hekimoğlu, “Tarım sektörüne ilgimin ciddi olduğunu anlayan eşim, maddi ve manevi destek vererek araziyi satın aldı. Burada tıbbi ve aromatik bitki yetiştirmeye başladım.” bilgisini paylaştı.
– “Hedefimiz, ürettiğimiz bitkileri Türkiye geneline pazarlayabilmek”
Daha sonra 6 arkadaşıyla tarım sektöründe üretim yapmak için kooperatif kurduklarını belirten Hekimoğlu, şunları kaydetti:
“Bugün 10 üyesi bulunan kooperatifimizin ortakları şehirde yaşayan, köyde arazileri olan, arazilerini işlemeyen kadınlar. Kooperatif ortaklarımızla kekik, tıbbi nane, tıbbi ada çayı, ekinezya, aynısefa, aronya gibi bitkiler üretiyoruz. Diktiğimiz ürünleri hasat ettik ve toptan satışa sunduk. Asıl hedefimiz, ürettiğimiz bitkileri katma değerli hale getirerek Türkiye geneline pazarlayabilmek.”
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Samsun Büyükşehir Belediyesinden ortak proje kapsamında çilek fidesi desteği aldığını, 2 dönümlük arazisine haziran ayında çilek diktiğini anlatan Hekimoğlu, “İlk hasadı ağustos ayında aldım. Bu zamana kadar bir tonun üzerinde hasat yaptım. Zor bir sektöre girdiğimin farkındayım ama Kovid-19 salgını döneminde de gördük ki vazgeçemediğimiz tek sektör tarım sektörü ve tarım hepimizin geleceği.” diye konuştu.
Hekimoğlu, eşinin de Samsun’a taşınmasının ardından tarım alanında birlikte çalışacaklarını sözlerine ekledi.