09.12.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Çiftçi borcuna sadık! Tarım kredileri artıyor takip oranı düşüyor

Çiftçi borcuna sadık! Tarım kredileri artıyor takip oranı düşüyor

Son yıllarda tarımda hem kullandırılan kredi miktarı hem de kredi kullanan çiftçi sayısı önemli miktarda artarken, veriler çiftçinin borcunu ödeme konusunda da sadık olduğunu gösteriyor. Çiftçilere kolaylık sağlamak ve tarımın gelişmesine yardımcı olmak amacıyla kurulan Ziraat Bankası’nın Genel Müdürü Alpaslan Çakar, hem takipteki kredi rakamının hem de üretici sayısının azaldığını söyledi. Çakar, “2022 yılında takipteki tarım kredilerimiz yüzde 20, kredileri takip hesaplarında izlenen üretici sayımız ise yüzde 14 oranında azaldı. Tarım kredilerinden kaynaklanan takipteki kredi (TOA ya da NPL) oranımız yüzde 1’in altına geriledi. Bu oranlar genel teamüllerin ve sektör ortalamalarının çok altındadır. Bundan dolayı çok mutlu olduğumuzu belirtmek isterim” dedi.

TALEP YÜKSEK

Bu yıl sonu için kredi kullanan çiftçi sayısında kendilerine 1 milyon çiftçi hedefi belirlediklerini belirten Çakar, halen 930 bini aşan çiftçi sayısının yıl sonunda ise hedefe ulaşacağını söyledi. Bu yılın sonu itibarıyla tarım kredilerindeki artışın da yüzde 100’ün üzerinde olacağını belirten Çakar, “Toplam tarım kredilerimiz 210 milyar TL’yi aştı. Bizim 2022 yıl sonu tarım kredisi hedefimiz 200 milyar TL düzeyindeydi. Ancak mevcut kredi talebi ve artış hızı bu yılın sonunda kredi rakamımızın 225 milyar TL’ye ulaşacağını gösteriyor” dedi.

HAZİNE DESTEKLİ

Kullandırdıkları tarım kredilerinin yüzde 88’inin yani 185 milyar TL’lik kısmının Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın faiz desteği uyguladığı kredilerden oluştuğunu belirten Çakar, şunları söyledi: “Küçük ölçekli işletme sahibi çiftçilerimizin 200 bin TL’ye kadar kullandıkları kredilerde faizin tamamını Hazine karşılıyor. Diğer kredilerde de belirli şartların sağlanması halinde çiftçilerimize yansıyan faiz oranı sıfıra kadar düşebiliyor. Mevcut faiz destekli tarım kredilerimizin 53 milyar TL’lik kısmında faizin tamamı devletimiz tarafından ödeniyor. 44 milyar TL’lik kısmında faiz oranı yüzde 1-5 aralığında, 82 milyar TL’lik kısmında yüzde 5-10 aralığında, 6 milyar TL’lik kısmında ise yüzde 10 ve üzerinde faiz oranı yansıtılıyor. Bu açıdan Bankamızca kullandırılan tarım kredilerinde Hazine ve Maliye Bakanlığımız çok güçlü faiz desteği sağlıyor.”

MAZOT VE GÜBRE DESTEĞİ

Çiftçilerin mazot ve gübre desteklemelerini ekim döneminde alabilmesi için geliştirilen Destekleme Avans Kredisi kullanan çiftçi sayısının hızla arttığını dile getiren Çakar, şunları söyledi: “Bu kredi, adından da anlaşılacağı üzere desteklemelerini avans olarak normal ödeme takviminden önce almak isteyen çiftçilerimize yönelik bir kredi. Bu kredinin anaparasını ve faiz dışındaki masraflarını Tarım ve Orman Bakanlığımız, faizini ise Hazine ve Maliye Bakanlığımız karşılayacak. Yani çiftçilere herhangi bir finansal yük getirmeyecek. Bugüne kadar 166 bin 212 çiftçimiz 2.1 milyar TL Destekleme Avans Kredisi kullanarak gübre ve mazot desteklerini almış oldular.”

4 YENİ PAKETE YOĞUN İLGİ

Genç Çiftçi’, ‘Kadın Çiftçi’, ‘Altın Kovan’, ‘Güneş Enerjili Sulama’ kredilerine olan ilginin her geçen gün arttığını belirten Alparslan Çakar, “Bu dört kredi paketinden bugüne kadar 9 bin 500’e yakın üretici, 2.5 milyar TL kredi kullandı. Özellikle Genç Çiftçi Kredisi’ne olan ilgi ülke tarımının geleceği için güven verici” dedi.

Çambükü köyünde meraya iş makineleri girdi otlak ve buğday tarlaları çiftçinin elinden alındı!

Çambükü köyünde meraya iş makineleri girdi otlak ve buğday tarlaları çiftçinin elinden alındı!

Sözcü gazetesinden İsmail Akduman’ın haberine göre, Çambükü köylülerinin kullandığı meraya Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın onayıyla OSB yapılmasına karar verilmesi üzerine, kaymakamlık geçtiğimiz nisan ayında köy muhtarı İlyas Celep’e tebligat yaparak köy tüzel kişiliğine ait olan araziyi devredilmesini istedi.

Celep ise, köylülerin tarım arazileri ile hayvanlarını otlattıkları meralarının OSB alanına dahil edilmesine karşı çıkarak araziyi vermedi.

Meralarına OSB yapılmasına karşı çıkan köylülerde eylem yapmaya başladı. Bunun üzerine muhtar Celep ve 4 azası valilik tarafından görevden alındı.

Meraya OSB yaptırmamak için yaklaşık 5 aydır mücadele eden köylüler eylemlerine devam ederken, iş makineleri jandarma eşliğinde bölgeye geldi.

YEMYEŞİL MERAYI YOK ETTİLER

Yıllardır merada hayvancılık ve tarım yaptıklarını söyleyen köylü kadınlar, jandarma eşliğinde gelen iş makinelerine engel olamadı. Yeşil meraya giren dozerler, ağaçları kökleriyle söktü.

Ardından hayvanların otlak alanı ile buğday tarlalarını tahrip etti. Kamyonlarla getirilen toprak buğday tarlalarına döküldü.

Meranın iş makineleri tarafından yok edilmesini köylüler uzaktan izleyerek, “OSB yapıldıktan sonra geriye sadece buradaki evler kalacak. Hayvanların otlak alanı bizimde ekecek bir yerimiz kalmayacak” diye konuştu.

BİLİRKİŞİ MERA VASFININ DEĞİŞTİRİLMESİNİ UYGUN BULMADI

Çambükü Köyü Hak Arama Platformu adına açıklama yapan Özgür Dönmez, Samsun 2. İdare Mahkemesi’ne açtıkları davanın devam ettiğini ve görevlendirilen bilirkişi heyetinin OSB yapılacak alanda inceleme yaptığını belirtti.

Otlak alanlarının ve tarlaların yok edildiğini dile getiren Dönmez, “Mahkemenin görevlendirdiği keşif heyetinin bırakılması yönünde tavsiyede bulunduğu alan iş makinalarıyla toprak dolduruluyor. Bizim hayvanlarımızın yayılacağı alana toprak doldurduktan sonra köyümüzün mevcut 2 bin 750 baş hayvanı ne yiyecek ne içecek? Etin kilosunun 200 liraya dayandığı yerde hayvancılığı bitirmek, tarımı bitirmek akla izaha sığacak bir şey değildir. Burada buğday tarlalarının üzeri kapatılıyor. Yarın Ukrayna’dan gelecek olan buğday gemilerini bekleyeceğiz. Ama kendimizin olana sahip çıkmıyoruz maalesef. Ekili tarlalarımızı kazadılar. Allah ıslah eylesin” dedi.

Yetkililere seslenen Dönmez, OSB’ye değil yerine karşı olduklarını dile getirerek, yetkililerden yapılan yanlıştan geri dönülmesini istedi.

Diğer taraftan, bölgede inceleme yapan bilirkişi heyeti, OSB alanındaki mera arazisinin vasıf değişikliğinin kanuna uygun olmadığını tespit ederek raporunu mahkemeye verdi.

Tarım Bakanı ilk kez açıkladı: Damızlık Birliklerine 2021 destek bütçesinden 51 milyon lira ödeme yapıldı!

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği (TDSYMB) İl Başkanları Toplantısına katıldı.

A.A’nın haberine göre, Islah konusunda yapılan çalışmalara ivme kazandırmak için verilen desteklerin kapsamının genişletildiğini anımsatan Kirişci, “Hayvan ıslahında kayıtlılık, doğru, güvenilir ve kullanılabilir verilerin oluşturulması son derece önemli. Bu konu birliklerimizin en temel ilkesi olmalıdır. Toplanan bu veriler gelecek nesillerin ebeveynlerinin belirlenmesi ve ülke hayvancılığının gelişimine katkı sağlaması açısından hayati önem taşır. Sizlerin bu konuya oldukça önem verdiğinizi biliyorum ama daha fazla dikkat ve gayret göstermenizi istiyorum.” ifadesini kullandı.

Kirişci, Genomik Seleksiyon Projesini kapsamında izinli üretim merkezlerinde bulunan siyah alaca (Holsteın) ırkı boğaların testine başlandığına işaret ederek, Simental ırkında da genomik çalışmalarını başlattıklarını vurguladı.

Damızlık düve alım desteği kapsamında, yurt içinde doğmuş ve düve merkezlerinden temin edilen düveler için yüzde 50, diğer tedarik merkezlerinden temin edilen düvelere ise yüzde 40 hibe desteği sağlandığını hatırlatan Kirişci, “Buna ilave olarak destekleme miktarı gebe düveler için yüzde 100 arttırılarak 40 bin liraya, boş düveler için yüzde 108 arttırılarak 25 bin liraya yükseltilmiştir. Tüm bu yatırım ve desteklemelerle damızlık düve ithalatını en düşük seviyelere indireceğiz. Burada da en büyük görev damızlık birliklerine düşmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

TÜRKİYE 2022’İN İLK 10 AYINDA 18 BİN 533 DÜVE İTHAL ETTİ

Bilindiği üzere Türkiye, 2022’nin ilk 10 ayında boş ve gebe olmak üzere toplam 18 bin 533 tane düve ithal etti. İthal edilen 1 tane gebe düvenin ortalama maliyeti ise 40 bin lira oldu.

DAMIZLIK BİRLİĞİNE 51 MİLYON LİRA ÖDEME YAPILDI

Kirişci, yetiştiriciye ödenecek destek tutarlarından yüzde 3’ünün, yetiştirici birliklerinin güçlendirilmesini ve daha nitelikli hizmet vermesini sağlamak amacıyla birliklere aktarıldığını belirterek, bu kapsamda Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliklerine 2021 yılı buzağı desteklemesinde 19 milyon lira, diğer desteklerden toplamda 51 milyon lira ödeme yapıldığını aktardı.

Tarım ekonomisinde durum neden kötü?

Tarım ekonomisinde durum neden kötü?

Gıdada fiyatlar düşmüyor. Bunun bir nedeni enflasyonun düşmeyeceği hatta artacağı beklentisidir. Marketler, bugün belirli bir fiyata satacağı malı ileride o fiyata alınmayacağını düşünerek zam oranını biraz daha artırıyorlar. Enflasyon yıllık yüzde 84,39 olsa da çok yüksektir.

Dünya Bankası verilerine göre, Türkiye, gıda enflasyonu en yüksek 4’ üncü ülkesidir.

1. Zimbabve Enflasyon oranı : %321

2. Lübnan Enflasyon oranı : %208

3. Venezuela Enflasyon oranı : %158

4. Türkiye Enflasyon oranı : %99

Yüksek çiftlik ve tedarik zinciri maliyetleri, tüketici gıda enflasyonunun temelini oluşturur.

Güçlü emtia piyasaları ve gıda zincirinden geçen yüksek tarımsal girdi maliyetleri nedeniyle tüketicilerin bir süre için marketlerde ve restoranlarda nispeten yüksek fiyatlar görme ihtimali yüksektir.

Üretici maliyetinin tüketiciye yansıtılması gerekiyor. Bu devam ediyor.

Üreticiler 2021 yılında girdi maliyetlerinde çift haneli artışlar gördü. Daha sonra tüketicilerde gıda maliyetlerinde çift haneli artışlar gördü. Bunun üç haneli olması bekleniyordu.

Gıda enflasyonu, Kasım Ayında yıllık yüzde 102,55, aylık yüzde 5,75 oldu.

Ayrıca ülkemizde, ithalatımız artarken ihracatımız azalıyor.

Tarım ve gıda tedarik zincirlerinde enflasyonist baskıların kaynaklarını belirlemek neden zor?

Gaslighting nedir?

2022 Yılının Kelimesi, psikolojik veya duygusal manipülasyon yani “Gaslighting” oldu.

Gaslighting, zihni manipüle eden, fena halde yanıltıcı, düpedüz aldatıcı davranış olarak tanımlanıyor.

Tarımda kim uygulayabilir? Bunu ilişkiler içinde egemenlik kurmak isteyen, karşısında olan tarım paydaşlarını kontrol altına almak ve her zaman, daima haklı çıkmak isteyen, tarım paydaşlarının düşüncelerini hiçe sayan herhangi biri uygulayabilir.

Tarım paydaşı ne düşünmeli? Tetikteysem, huzursuzsam, uykusuzsam, bunun ne kadarı benimle ilgili, ne kadarı ilişkideki tarım paydaşları veya ilgili otorite ile ilgili diye düşünmesi gerekiyor.

Kısaca, gaslighting; birini özellikle kendi çıkarı için büyük ölçüde yanıltma eylemi veya uygulamasıdır.

Gaslighting, ilişkilerde istismar eden taraf dışında, siyasetçiler ve bazı medya, haber kuruluşlarınca da kullanıldığı görülen bir yöntemdir.

Kurumsal bir taktik ya da kamuoyunu yanıltmanın bir yolu olabilir.

Gaslighting, örneğin bir tarım yetkilisinin, bir çiftçinin gelecekle ilgi kuşkularına, “hepsi senin kafanda, aslında bir sorun yok” diyerek geçiştirdiğini görürüz.

Yanlış tarım politikaları sonucunda çiftçilerin para kazanamamasını unutturularak her şeyin yolunda olduğuna ikna etmeye çalışan siyasilerin tercih ettiği bir silah haline geldi. Bu nedenle çiftçilerin tetikte olması gerektiği konusunda uyarılması gerekir. Sonra çiftçiler yanlış tarım politikalarını sorgulamak yerine kendinden şüphe duymaya neden olurlar.

Gaslighting araçları şunları içerir:

Açıkça yalan söylemek. Bunu ayrıca sosyal medyada özellikle çiftçinin inandığı medyada yazarlar veya söylerler. Örneğin ticaret savaşları iyidir ve kazanması kolaydır derler… Böyle olmayınca kendini yalanlarlar. Amaç, çiftçilerin anılarından şüphe etmelerini sağlamak ve nihayetinde onların gerçekliğini bu yalanla değiştirmektir. Başkaları da bu yalana inanır ve onlarda bu yalanı söylemeye başlarlar.

Çiftçilerin mali sorunlarının suçunun, enflasyonda ve dövizdeki artışın, pahalılığın nedeni dış güçler veya önceki yönetimler olduğunu anlatırlar. Bu nedenle bakın, çok fazla çiftçi çok borçlandı. Kendilerini zor durumlarda bıraktılar derler. Şimdi her şey yolunda gidiyor diyerek çiftçinin gerçekleri görmesini önlemeye çalışırlar. Çoğu kez çiftçi ile yapılan anketler çiftçilerin bunlara inandığını ve bunu söyleyenlere karşı güven ve saygının çok fazla azalmadığını gösteriyor.

Euro bölgesi için derin bir durgunluk öngörülüyor. Almanya, verileri beklenenden çok daha güçlü ve önemli anket verileriyle karşılaştırıldığında GSYİH’sı şu anda yükseliyor. Bu yükseliş kaçınılmaz olarak sona erecek. Firmalar yatırım yapmayı tamamen durdurdu ve tüketici harcamaları zayıflayacak.

Rusya, enerjiyi silah olarak kullanıyor. Ne kadar ölümcül olacak?

Savaştan önce Rusya, AB’nin doğal gaz ithalatının %40-50’sini sağlıyordu. Ağustos ayında Putin, Avrupa’ya giden büyük bir boru hattının musluklarını kapattı. Akaryakıt fiyatları yükseldi. Ekonomiler zor durumda kaldı.

Şimdiye kadar Avrupa, depolama alanlarını dolduracak kadar gaz stoklayarak bu şoku iyi atlattı. Ancak toptan enerji maliyetlerindeki artış tüketiciye ulaştı. Piyasadaki yakıt fiyatları tepe noktalarından düşmüş olsa da, gerçek ortalama konut Avrupa gaz ve elektrik maliyetleri daha önceki yılların rakamlarının %144 ve %78 üzerindedir. Çok soğuklarda gaz biter, enerji sorunu büyürse ölüm oranları artabilir.

Avrupa, kalıcı bir enerji ve jeopolitik krizle karşı karşıya…

Acımasız bir ekonomik daralma, 2023 ve sonrasında Avrupa’nın direncini test edecek. Küresel enerji sisteminin yeniden şekillendirilmesinin, Amerikan ekonomik popülizminin ve jeopolitik çatlakların Avrupa Birliği’nin ve İngiltere dahil üye olmayan ülkelerin uzun vadeli rekabet gücünü tehdit ettiğine dair artan bir korku var. Risk altında olan sadece kıtanın refahı değil, transatlantik ittifakının sağlığı da.

Son haftalarda Avrupa’dan gelen güzel haberlere aldanmayın. Enerji fiyatları yaza göre düştü ve bu güzel hava, gaz deposunun neredeyse dolu olduğu anlamına geliyor. Ancak enerji krizi hala tehlike arz ediyor. Benzin fiyatları uzun dönem ortalamasının altı katıdır. 22 Kasım’da Rusya, füze saldırıları Ukrayna genelinde acil elektrik kesintilerine neden olurken, Avrupa’ya giden son faal boru hattını da kısmakla tehdit etti. Avrupa’nın gaz deposunun 2023’te bir kez daha doldurulması gerekecek. Bu sefer herhangi bir boru hattı ve Rus gazı olmadan nasıl olacak?

Avrupa Birliği Konseyi, Rus petrolünün varil başına 60 ABD doları olarak petrol fiyatı üst sınırı belirlemeye karar verdi.

Konuyla ilgili bir basın açıklaması yayınlandı. Bu 5 Aralık 2022’den itibaren geçerli olacak.

Rus petrolündeki tavan fiyat, olağanüstü piyasa koşullarından kaynaklanan fiyat artışlarını sınırlayacak.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yasadışı saldırı savaşını başlatmasının ardından petrolden elde ettiği gelirleri büyük ölçüde azaltacak.

Aynı zamanda, üçüncü ülkelere enerji arzı üzerindeki olumsuz etkileri hafifletirken, küresel enerji fiyatlarının istikrar kazanmasına da hizmet edecektir.

Rus petrolü için bir fiyat sınırının belirlenmesi, bu tür kısıtlayıcı önlemlerin bir parçasıdır.

Kremlin’in Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı finanse etme kabiliyetini önemli ölçüde azaltmayı amaçlamaktadır.

Gübre sorunu!

Yara International, Avrupa Birliği hükümetlerini hem gübre hem de gübre dışı kullanımlar için nitrojen tedarikini sağlamak için harekete geçmeye çağırdı. Gübre devi, aynı gübre üreten tesislerde AdBlue’de üretiyor. Avrupa’da bu ürüne ihtiyaç duyan 29 milyondan fazla araçla işleyen bir ulaşım sektörü için çok önemli olduğunu söyledi.

Sürekli ve kesintisiz AdBlue tedariki hayati önem taşıyor. Temiz hava solumak ve işleyen bir ulaşım sektörü toplum için temel unsurlardır. Gübre ve gıda malzemeleri, ilaç ve hastane malzemeleri AdBlue’ya güveniyor.

Yara, AB’nin Avrupa gübre endüstrisine yönelik çözüm paketinin iki ana noktayı içermesi gerektiğini söyledi.

Birincisi, AB’nin gübre fabrikaları için doğal gaza sürekli erişimi güvence altına alması gerekiyor. Doğal gaz, üretimin devam etmesi için gerekli olan gübre fabrikalarının ham maddesidir.

İkinci olarak Yara, AB’nin Avrupa’nın stratejik özerkliğini güçlendirmesini istiyor. Yara’ya göre Avrupalı ​​yetkililer, artan karbon emisyonlarını önlemek ve yeni bağımlılıkları önlemek için Avrupa nitrojen üretimi için hammadde tedarikine öncelik vermeli.

Bir DTÖ basın açıklamasına göre, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yakın tarihli bir araştırması, yaklaşan bir gıda krizini önlemek için dünya genelinde gübreye erişimin iyileştirilmesi çağrısında bulunuyor.

Dünyada buğdayda sorun var!

Arjantin’de buğday üretimi düşünce, Brezilya, Rus tahılına yöneliyor. Ancak kendi sorunları var

Geçen hafta, Arjantin’de FOB mevcut buğday ton başına ortalama 370 ABD dolarına, Rus buğdayı ise 330 ABD dolarına mal oldu.

Şiddetli bir kuraklığın ardından birkaç don olayının Arjantin’deki buğday hasadını ilk tahminlere göre %40 azaltarak yaklaşık 11-12 milyon tona düşürmesi ve bunun Mercosur’un ortağı Brezilya’yı etkilemesi bekleniyor.

Brezilya geleneksel olarak güneydeki komşusundan yaklaşık 6 milyon ton yüksek kaliteli buğday satın alıyor, ancak piyasa analistleri artık Brezilyalı üreticilerin, özellikle Kuzeydoğu’dakilerin Rusya, ABD veya AB gibi diğer tedarikçilere başvurması gerekeceğini tahmin ediyor.

Rusya’nın, Ukrayna’nın işgal altındaki topraklarında hasat edilen en az 1 milyar dolarlık buğdayına el koyduğu açıklandı. Bloomberg, NASA’nın gıda güvenliği ve tarım programından uydu görüntülerini kullanan bir araştırmaya atıfta bulunarak, Ukrayna’nın, Rusya tarafından kontrol edilen bölgelerde hasat edilen en az 1 milyar dolarlık buğdayı kaybettiğini bildirdi.

NASA, yapay öğrenim modeli kullanarak, uydu görüntüleri ile doku ve renk değişikliklerini tespit ederek, ekinlerin nerede hasat edildiği belirliyor. Bunu haritalarda göstermektedir.

Hindistan’da bu yıl rekor fiyatla buğday satıldı. Bu 2023 yılında daha fazla ekime neden oluyor. Nadasa bırakılan ve kurak topraklarda buğday ekilecek..

Daha yüksek buğday üretimi, dünyanın en büyük ikinci tahıl üreticisi olan Hindistan’ı Mayıs ayında temel gıda ihracatına yönelik yasağı kaldırmayı düşünmeye teşvik edebilir. Bu enflasyona ilişkin endişeleri hafifletebilir.

Yurtiçi buğday fiyatları, 2022 yılında şu ana kadar %33 artarak ton başına 29.000 rupi (355,19 $) ile rekor bir seviyeye yükseldi. Hükümetin sabitlediği 21.250 rupilik satın alma fiyatının çok üzerindedir. Bu sene kuraklık nedeniyle üretim düşmüş ve buğday ihracatını yasaklanmıştı.

Tarım ve Çiftçi Refahı Bakanlığı tarafından yayınlanan geçici verilere göre, çiftçiler mevcut ekim sezonunun başladığı 1 Ekim’den bu yana bir önceki yıla göre yaklaşık %11 artışla 15,3 milyon hektar alana buğday ekti.

Hindistan’da buğday alanı arttı. Ancak ürün için önümüzdeki haftalarda daha düşük sıcaklıklar gerekecek. Ardından mahsulün olgunlaştığı Mart ve Nisan aylarında havanın olumlu geçmesi gerekiyor.

Küresel Yem Talebi 2023!

Enflasyon, girdi maliyetlerinin artışı nedeniyle 2022 yılında yem fiyatları artmıştı.

2023 yılında yem fiyatları ile girdi fiyatlarının artması ve diğer faktörler nedeniyle küresel canlı hayvan sayısının azalması bekleniyor. Küresel Yem Talebinin 2023’te düşmesi muhtemel görülüyor. Daha yüksek fiyatların anahtarı taleptir. Talebin tahmin edilmesi zordur ve sürekli hareket eden bir hedeftir.

2023 yılında sığır geleceği güçlü üreticilere bağlı görünsede ne kadar dayanabilirler? Bu kışı nasıl geçirecekler?

Kuraklık ve erken itlaf, muhtemelen sığır eti arzını azaltacak ve önümüzdeki aylarda kıtlıklara ve artan maliyetlere yol açacaktır.  

Kaliteli yem sorunu gündemdedir.

Yem sorunu konusunda alternatifler var mı? Örneğin; maliyeti düşük verimi fazla olduğu söylenen “Maralfalfa/Dev Kralotu-DEKO ile Rafta Yeşil Yem” bir çözüm olabilir mi?

Rusya, 2023’te sığır üreticilerine sübvansiyonlar için 600 milyon ruble tahsis edilecek. Tarım Bakanlığı açıkladı; 2023’te kesimlik sığır üretme maliyetinin bir kısmı devlet tarafından karşılanacak… Damate, Tyumen bölgesinde Rusya Federasyonu’ndaki en büyük hindi yetiştiricisini açtı…

Çeşitlendirilmiş tarım sisteminin önemli bir parçası haline gelebilir mi?

FAO, dünya gıda fiyatlarının Kasım ayında daha da düştüğünü açıkladı.

Birleşmiş Milletler gıda ajansının dünya fiyat endeksi, Kasım ayında marjinal bir düşüş göstererek, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden sonra Mart ayında gördüğü rekor seviyeden bu yana üst üste sekizinci aylık düşüşüne işaret ediyor.

FAO’ya göre Kasım ayında tahıllar, et ve süt ürünleri fiyatı düştü. Bitkisel yağlar ve şeker fiyatları yükseldi.

Kasım ayındaki hafif düşüşle ilgili FAO gıda endeksi incelendiğinde şu anki seviye, bir yıl önceki seviyesinin yalnızca %0,3 üzerinde olduğu anlamına geldiğini söyleniyor.

ABD çiftlik gelirlerinin, küresel gıda ve yem talebinde yeni zirvelere çıktığı görülüyor..

ABD Tarım Bakanlığı’nın bildirdiğine göre, üreticilerin küresel tahıl ve yağlı tohum talebindeki kısıtlılık nedeniyle artan tahıl ve canlı hayvan fiyatlarının ABD tarım gelirlerini bu yıl tarihi bir yüksekliğe taşıması bekleniyor.

Mahsul sektöründeki büyümenin çoğunun mısır, soya fasulyesi ve buğday satışlarından geldiğini belirterek, hayvancılık nakit satış gelirlerinin de yaklaşık %31 artarak 256.0 milyar dolara çıkması bekleniyor.

Şunu artık biliyoruz. Bu sorunlar ekonomimizi ve tarımımızı olumsuz etkileyecektir. Krizleri beklemeden, risk planlarımızı hazırlamak gerekir. Politikalar belirlenmelidir.

Önümüzdeki günlerde Tarım ve Orman Bakanlığının Bütçesi Mecliste görüşülecek. Bakanlık şimdiden hazırlanıyordur. Gelebilecek sorular ve cevaplar…. Bakan, görüşme sonunda gelen soruların birkaçını cevaplandırır ve sonunda geri kalan sorulara yazılı cevap verilecektir, der. Eller kalkar gelen bütçe aynen kabul edilir.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği'nde Tarım Bakanlığının desteklediği yönetim seçimleri kaybetti!

ANKA’nın haberine göre, Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin 50. Büyük Kongresi, hafta sonu Ankara’daki özel bir otelde yapıldı. Veterinerler, birliğin yeni merkez konseyini belirlemek için dün oy kullandı. Çarşaf listeyle yapılan seçimi, Prof. Dr. Murat Arslan’ın öncülüğündeki ‘Meslekte Uyanış Platformu’ kazandı. Meslekte Uyanış Platformu, yedi kişiden oluşan merkez konseye beş isim sokmayı başardı.

Arslan’ın yanı sıra Prof. Dr. Murat Fındık, Melike Baysal, Taner Canbulut, Türkay Berberoğlu, Meslekte Uyanış Platformu’nun listesinden seçilirken birliğin eski başkanı Ali Eroğlu ile Enes Gazi Atıcı da yönetime girdi.

Seçim sonuçlarının belli olmasından sonra kürsüye çıkan Prof. Dr. Murat Arslan, katılan ve oy kullanan delegelere teşekkür ederek, “Delegenin iradesi ne diyorsa bizim ona uymamız gerekir. Delege, ‘Birlikte olun, birlikte yönetin demişti’ daha önce. Şimdi de aynı şeyi söyledi. Seçilen kim olursa olsun herkesin, aktif olarak görev yapan herkesin destek vermesi gerekiyor. Bu mesleği ayağa kaldırmamız için çok çalışmamız gerekiyor” dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, hafta sonu yapılan Türk Veteriner Hekimleri Birliğinin 50. Büyük Kongresine katılarak bir konuşma yapmıştı. Kongreye ayrıca TBMM Tarım Komisyonu Başkanı Yunus Kılıç ve Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil de katılmıştı.

Tarım ve Orman Bakanı Kirişci paylaştı: Dünyada ikinci, ilk hasadı yaptık

İGSAŞ, Türkiye’de yenilikçi projeleri desteklemeye devam ediyor

İGSAŞ, Türkiye’de yenilikçi projeleri desteklemeye devam ediyor

Kapalı mekanlarda tarım yapmayı mümkün hale getirecek olan İstanbul Kapalı Dikey Tarım Uygulama ve Ar-Ge Merkezi’nin açılışı yapıldı.
İGSAŞ, Türkiye’de yenilikçi projeleri desteklemeye devam ediyor

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın başlattığı dikey tarım projesinin iş ortağı olan İGSAŞ’ın da katkısıyla; şehirde tarımın gelişimine ve dönüşümüne katkı sağlanacak. Kağıthane’deki kapalı bir otoparkın eksi 8’inci katında, 30 metre derinlikte ve güneşsiz alanda sadece led ışıklarla tarım ürünleri yetiştirilecek.

Türkiye’de tarım sektörünün öncülerinden biri olan İGSAŞ, ülke tarımının gelişmesi için sürdürdüğü çalışmalarına bir yenisini ekledi. İGSAŞ’ın da ortakları arasında yer aldığı, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından başlatılan dikey tarım uygulamasının gerçekleştirileceği, İstanbul Kapalı Dikey Tarım Uygulama ve Ar-Ge Merkezi’nin açılışı yapıldı.

Kağıthane’de gerçekleştirilen açılış törenine, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı İbrahim Yumaklı, İstanbul Vali Yardımcısı Uğur Aladağ, Kağıthane Kaymakamı Tahir Şahin, Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, İstanbul İl Tarımı Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız ve İGSAŞ Genel Müdürü İlkay Ünal katıldı.

Tesisin açılış töreninde konuşma yapan İGSAŞ Genel Müdürü İlkay Ünal, “Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Ar- Ge merkezimizin açılışını yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Son yıllarda ülkemizde ve dünyada nüfus artışı, gıdaya erişim ve yüksek su tüketimi gibi problemler, modern tarım çalışmalarına hız kazandırdı. Yapılan araştırmalarda kapalı dikey tarım metoduyla yüksek verim ve kalitede ürün alınırken, enerji maliyetinde de ciddi oranda azalma olduğunu gözlemledik. Türk tarımının gelişimine öncülük edecek bu Ar-Ge projemizle, sürdürülebilir yaşamın, şehir hayatında da mümkün olduğunu gösterebileceğimize inanıyorum. Bizim için çok değerli olan bu projeyi hayata geçirmemize katkı sağlayan ve mesai harcayan herkese şükranlarımı sunarım. Önümüzdeki dönemde bu kıymetli iş birliğinin meyvelerinin daha da arttığını görmeyi temenni ediyor, Türk tarımı için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Dikey Tarım Nedir?

İlk kez 1999 yılında konuşulmaya başlanan dikey tarım kavramı, yıllar içinde geliştirildi. Kapalı dikey tarım yöntemiyle geleneksel tarımdan yüzde 95 oranında da az miktarda su ile üretim yapılabiliyor. Hidroponik ve aeroponik yetiştirme şekilleriyle minimum miktarda su, besin çözeltisi ile birlikte kapalı bir sistem içinde birim alanda daha fazla üretim yapmak mümkün. Geliştirilen teknolojilerle, ekinlerin ideal düzeyde ışık alması, su ve besine kavuşması sağlanıyor. Çimlenmeden filizlenmeye, gelişmeden hasada kadar tarımsal yetiştiriciliğin her aşaması kontrol altında tutuluyor. Projeyle tohumdan fideye, fideden ürüne bütün süreçlerle kurulacak tesis bünyesinde sağlanacak.

Kasımda 354,9 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihraç edildi

Kasımda 354,9 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihraç edildi

Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ferhat Gürüz, Türkiye’nin kasım ayında 354,9 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihraç ettiğini açıkladı.
Ferhat Gürüz, yeni pazarlara ulaşmaya yönelik çalışmalar kapsamında, Tayland’ın başkenti Bangkok’ta 2-4 Kasım’da gerçekleşen Asia Fruit Logistica Fuarı’nda Türk yaş meyve ve sebzelerini tanıttıklarını belirtti.

Sektörün kasım ayı dış satımını değerlendiren Gürüz, “Türkiye’nin kasımda yaş meyve sebze ihracatı 354,9 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılın 11. ayında 565 bin 406 ton ürünü uluslararası pazarlarda değerlendiren sektörümüz, en yüksek ihracat değerlerine mandalina, limon ve üzümde ulaştı. 109,3 milyon dolarlık mandarin, 38 milyon dolarlık limon ve 28,9 milyon dolarlık üzüm ihraç ettik.” ifadesini kullandı.

Gürüz, söz konusu dönemde en fazla ihracatın Rusya’ya yapıldığı bilgisini paylaşarak, şunları kaydetti:

“İlk üç sırada Rusya, Ukrayna ve Romanya yer aldı. Rusya’ya 168,3 milyon dolarlık, Ukrayna’ya 23,6 milyon dolarlık, Romanya’ya 16,5 milyon dolarlık ihracata imza attık. Söz konusu dönemde ihracat hacminde önemli artış sağladığımız ülkeler Katar, İsrail ve Avusturya oldu. Türkiye ile Suudi Arabistan arasında pozitif seyreden ikili ilişkilerle oluşan normalleşme sürecinde bu pazardaki varlığımızı da aydan aya güçlendiriyoruz.”​​​​​​​

Main Menu