Sarayköy’de Tarım Kredi Kooperatif Market açıldı
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri ürünlerinin satışının yapılacağı ‘Türkiye Tarım Kredi Kooperatif Market’, Sarayköy’ün Turan Mahallesi’nde düzenlenen açılış töreninin ardından hizmete girdi. Sarayköy’de açılan şube Türkiye’nin bin 436’ncısı olurken, Denizli’nin ise 10’uncu şubesi oldu.
Sarayköy’ün Turan Mahallesi Mescit Bendi Sokağı’nda Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri’nin üretici ve tüketici arasında köprü vazifesi gören Tarım Kredi Kooperatif Market, düzenlenen açılış töreniyle hizmete girdi. Açılış törenine; Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş, Belediye Başkan Yardımcısı Mestan Özkan, Ziraat Bankası Sarayköy Şube Müdürü Serkan Alptekin, İlçe Tarım Kredi Kooperatifi Müdürü Mesut Yıldız, Türkiye Tarım Kredi Kooperatif Market Bölge Yöneticisi Hüseyin Akkalp, çalışanlar ve vatandaşlar katıldı.
Türkiye Tarım Kredi Kooperatif Market’in Sarayköy Şubesi’nin açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Belediye Başkanı Özbaş, “Üreticiden tüketiciye vatandaşlarımızı ekonomik ve sağlıklı ürünlerle buluşturan marketin ilçemize ve hemşehrilerimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Konuşmanın ardından yapılan dua ile Denizli’nin 10’uncu, Türkiye’nin bin 436’ıncı şubesi olan Türkiye Tarım Kredi Kooperatif Market’in Sarayköy Şubesi’nin açılış kurdelesi kesildi.
Bakan Kirişci: Türkiye su kısıtı altında yaşayan ülkeler kategorisinde
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, “Türkiye şu anda kişi başı 1323 metre küp su ile dünyada su kısıtı altında yaşayan ülkeler kategorisinde. Nüfusumuz daha da artarsa doğaldır ki artık bu bin ila 1700 metreküp arasındaki suyun altına da inmiş olacağız, o seviyenin altına düşmeden bazı tedbirleri almamız gerekiyor.” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Antalya’da Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde düzenlenen Tarımda Türkiye Yüzyılı Çalıştayı’nın açılışında konuştu.
Kirişci, Bakanlık olarak bütün paydaşlarla istişare halinde olmaya büyük önem verdiklerini ve sektör temsilcileriyle sık sık bir araya geldiklerini söyledi.
Uzun bir yüzyılı inşa etme yolundaki hedeflerin ancak toplumun ilgili bütün kesimlerini bir araya getirmek ve gereken sinerjiyi oluşturmakla mümkün olacağını belirten Kirişci, bu nedenle Türkiye’nin yüz yılına damgasını vuracak tarım ve ormanla ilgili çalışmaları da tüm paydaşlarla işbirliği içinde gerçekleştireceklerini bildirdi.
Tarımın, “Türkiye yüzyılının” en güçlü ayaklarından birisi olması gerektiğini vurgulayan Kirişci, Bakanlık olarak da yeni yüzyılın şekillenmesi konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Kirişci, yeni yüzyıl için artık yeni şeyler söylemek gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti:
“Maalesef uzunca bir dönem (dünya genelinde ve ülkemizde de oldu bu) sanki tarım, gelir getiren ve stratejik bir sektör değilmiş gibi algılandı veya öyle görülmeye çalışıldı. Bundan dolayı gerek tarım topraklarımız gerekse tarımsal sulama başta olmak üzere üretim için kullanmış olduğumuz suyumuz ve diğer girdilerimiz konusunda biraz hoyratça davrandığımızı söylememiz çok abartı olmaz. Bundan dolayı açıkça artık tarım adeta bir milli güvenlik meselesi haline gelmiş ve özellikle stratejik olan ürünler vazgeçilmez olarak ifade edilmeye başlanmıştır.”
Kirişci, insanların temel ihtiyaçlarının beslenme, barınma ve giyinme olduğunu ve tarımın da bu üç özelliği karşıladığını hatırlattı.
“Kanunlar yol gösterici oldu”
Tarımı “Türkiye’nin yüzyılının” kilit taşlarından biri olarak değerlendirdiklerini vurgulayan Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz iktidara gelene kadar kim hangi katkıyı sağladıysa müteşekkiriz. Ama düşünün tarım ülkesi olarak bilinen bir ülkenin bir tarım kanunu yoktu, ıslahçı hakları kanunu yoktu, tohumculuk kanunu yoktu, lisanslı depoculuk kanunu yoktu, toprak koruma ve arazi kullanım kanunu yoktu bunun gibi 10’un üzerinde temel ve vazgeçilmez olan kanunlar bu dönemde çıktı. Bu kanunlar yol gösterici oldu.”
Kirişci, 2006’da yürürlüğe konulan Tarım Sigortası Kanunu’nu örnek göstererek, olası risklere karşı üreticinin üzerindeki yükün hafifletildiğini anımsattı.
“Bitkisel üretimde bu yıl tüm zamanların rekorunu kıracağız”
Türkiye’nin nüfusunun arttığını, 2002’de 15 milyon olan turist sayısın 52 milyonlara dayandığını belirten Kirişci, “85 milyonun yanı sıra bir de bu ülkeye gelen turistleri doyuran bir üretici var. Bu kişilere ‘eli öpülesi üreticiler’ diyorum. Aynı şekilde bu ülkeyi güvenli liman bulup, bu ülkede bir müddet de olsa yaşamak isteyen sığınmacılar var. Bunların da nüfusunun 4,5-5 milyon olduğunu biliyoruz.” diye konuştu.
2002 yılında 3,8 milyar dolar olan ihracatın bu yıl 30 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini dile getiren Kirişci, Cumhuriyet’in 100. yılında 2002’deki tüm Türkiye ihracatına eş değer bir tarım ürünleri ihracatı gerçekleşmiş olacaklarını kaydetti.
Kirişci, 20 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tarıma ciddi önem verildiğini söyledi.
Bugün pek çok ülkede tarım noktasında sıkıntılar yaşandığını ifade eden Kirişci, şu değerlendirmede bulundu:
“Düşünün ülkenin adı Almanya, ülkenin adı Hollanda, ülkenin adı İtalya, ülkenin adı İngiltere, raflarda olmayan ürünler var ve bu ürünlerin eksikliklerinden şikayetçi olan tüketici var. Ama hamdolsun Türkiye’de bu ürünlerle ilgili en ufak bir eksiklik yok. Bulunmayan ürün en pahalı üründür. Evet, bir enflasyon problemimiz var, bu enflasyonla ilgili bu ayki enflasyon rakamlarından hareketle bir aşağıya doğru yöneliş var, düşüş var ama netice itibarıyla bu ülkede üretim var, istihdam var, ihracat var, bulunurluk konusunda en ufak problem yok. 98 bin ton olan üretimimiz 117 bin tona çıkmıştı, kuraklığa rağmen 2021’de ve bu yıl tüm zamanların inşallah rekorunu kıracağız, bu çerçevede 127 bin tonu bitkisel üretimde göreceğiz.”
“Tarım Orman Gençlik Konseyi kurulacak”
Bakan Kirişci, Türkiye’nin tarım sektöründe çok iyi olduğunu ancak anlatma noktasında sıkıntılar yaşandığını dile getirdi.
Buna daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğine değinen Kirişci, ana okul çocuklarından başlayarak toplumun her kesimine tohumun, tohumculuğun, hibritin, GDO’lu tohumun çok iyi anlatılması gerektiğini ifade etti.
Bakanlık olarak Tarım Orman Gençlik Konseyi’ni kuracaklarını dile getiren Kirişci, “Bir teknofest kuşağını konuşan Türkiye, teknofest kuşağının ürettiği ürünlerle iftihar eden bir Türkiye’nin tarım alanında da kendi teknofest kuşağı gibi bir kuşağı mutlaka ortaya çıkarması, bunların akıl ve alın terlerinden istifade etmesi bizim olmazsa olmazımız olmalıdır.” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle 2 bin Köy Yaşam Merkezinin açılışını gerçekleştirdiklerini anımsatan Kirişci, Türkiye genelinde kapanmış olan köylerdeki okulların yeniden açılması, buraların da tarımsal faaliyetler için de kullanılması gerektiğini kaydetti.
“Kuraklığa dayanıklı çeşitler geliştirin” çağrısı
Tarımsal faaliyetler konusunda tohumun ürüne ve tüketiciye ulaştığı ana kadar her süreçten sorumlu olduklarını anlatan Kirişci, bu açıdan üreticileri rahatlatma konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
Kuraklığa karşı tohumculara uyarılarda bulunan ve su israfının önüne geçilmesi gerektiğine işaret eden Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha az suya ihtiyaç duyan, kuraklığa dayanıklı çeşitler üzerinde daha fazla mesai harcayalım. Çünkü Türkiye şu anda kişi başı 1323 metre küp su ile dünyada su kısıtı altında yaşayan ülkeler kategorisinde. Nüfusumuz daha da artarsa doğaldır ki artık bu bin ila 1700 metreküp arasındaki suyun altına da inmiş olacağız, o seviyenin altına düşmeden bazı tedbirleri almamız gerekiyor. Bu tedbirleri de kısa zamanda inşallah alalım. Biliyoruz aslan payını tarımsal sulama alıyor ama içme suyu ve endüstriyel kullanımı için de su tüketimine çok dikkat etmemiz gerektiğinin de altını çizmek istiyorum. Yerlilik konusunda tohumculukta elde ettiğimiz başarıyı her vesileyle dile getiriyoruz. Daha fazlasını yapabilir miyiz? Evet, yapabiliriz çünkü sizin gibi çalışkan, işinin tabir yerindeyse takipçisi olan üreticilerimiz var. Biz sizlere güveniyoruz. Bunları da dikkate alarak daha fazla yerlileştirme ve daha fazla da millileştirme konusundaki desteklerimiz inşallah devam edecek.”
Ormansızlaşma sorunu gıda kriziyle derinleşebilir
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin temel nedenlerinden biri ormansızlaşma. Afrika, Güney Amerika veya Avrupa’da ormanların kullanım amaçlı yok edilmesi tüm gezegeni etkiliyor.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Serengil, ormansızlaşmanın tanımını iyi yapmak gerektiğini söylüyor.
Ağaç kesmenin ormansızlaşma olmadığının altını çizip, “Ormansızlaşma demek orman kullanımından başka bir kullanıma geçmek demek. Bu mera olabilir, tarım olabilir, yerleşim olabilir veya sanayi olabilir. Yani arazi kullanım değişikliğinden bahsediyoruz ormansızlaşma deyince. Ormanın kesilmesi, yangın veya bozulması ormansızlaşma değildir” diye ekliyor.
Yanlış orman yönetimi, madencilik, kentleşme, sanayileşme, tarım… Ormansızlaşmanın birçok sebebi var ve sebepler bölgeden bölgeye değişebiliyor.
Serengil, “Her ülkede ormansızlaşma olur. Mutlaka yol yapıyorsunuz, bina yapıyorsunuz, bir yerde bir şeyler gerçekleştiriyorsunuz. Önemli olan bunun hızı ve ne kadar kompanse ettiğiniz” diyor. Ülkelerin ormansızlaşan alandan çok daha fazlasını ağaçlandırması gerekiyor. Bir hektarlık ormansızlaşma için bin hektarlık ağaçlandırma yapmak gerektiğini konuşuyoruz.
Dünya ormansızlaşma riskinin farkında ve önlemek için çeşitli programlar uygulanıyor. Mesela COP26 zirvesinde dünya liderleri, 2030 yılına kadar ormansızlaşmaya son verme taahhüdünde bulunmuştu.
Serengil, “Dünyada ormansızlaşma hızı geçen on yılda biraz yavaşladı. Bundan otuz yıl önce çok hızlıydı. REDD+ projeleriyle falan yavaşladı ama daha fazla düşmüyor, düşüremiyorlar” diyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin ormanlık alanında son 47 yılda yaklaşık 2,7 milyon hektarlık artış oldu. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün raporundaysa “Türkiye’nin Ulusal Orman Programı çerçevesinde iddialı bir ağaçlandırma programı var. Türkiye, dünyadaki orman alanları azalırken, orman alanlarını artıran ülkelerden biri” yorumu yer alıyor.
Prof. Dr. Serengil, “Türkiye orman arazisi genişleyen bir ülke. Orman arazisi yılda yaklaşık 200 bin hektar genişliyor. Orman yapısını da koruyan bir ülke. Havalimanı, yol vb. şeyler yapılıyor ormanın yerine ama onun yerine ormanlar da kuruluyor ve bunları telafi eden bir ülke. Türkiye tropikal ülkeler gibi veya Afrika gibi orman kaybeden bir ülke değil” değerlendirmesinde bulunuyor.
Ormansızlaşmanın en büyük sebeplerinden biri tarım. 2012’de hazırlanan “Ormansızlaşma ve Orman Bozulmasının Sebepleri” adlı rapora göre, Afrika’da tarım kaynaklı ormansızlaşmanın oranı yüzde 70’ten, Latin Amerika’da ise yüzde 90’dan fazla.
Ormansızlaşmayı konuşurken kantarın diğer ucunda gıda krizi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan G20 Liderler Zirvesi’nde, “Daha büyük bir gıda krizi kapıda” açıklamasında bulunmuştu. Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen Gıda Krizi Konferansı’ndaysa, 22 milyon kişinin acil gıdaya ihtiyaç duyduğuna ve özellikle Afrika için uzun dönemli gıdaya erişim konusunda birlikte çaba gösterilmesi gerektiğine dikkat çekilmişti.
Avrupa Parlamentosunda gıda krizine muhtemel çözümler ele alındı
Genel tabloya bakınca, dünyanın ortak rezervi sayılabilecek ormanlar büyük oranda tarım sebebiyle yok olurken, bu yok oluşu hızlandırabilecek olası bir gıda krizi de kapıda.
Prof. Dr. Serengil, özellikle gelişmekte olan bölgelerde kahve, palmiye yağı gibi yüksek gelir getiren plantasyonların ormanların yerine dikildiğinden bahsediyor. Tarımsal ürün fiyatlarındaki artışın tarıma olan ilgiyi artıracağı ve daha fazla orman bozulması yaşanabileceği endişesini dile getiriyor.
Tarımsal verimliliğin artırılması ve orman arazisinde tarım yapan topluluklara başka gelir kaynakları üretilmesiyse şimdilik konuşulan çözümler arasında.
Tarım sektöründen aylık ihracat rekoru
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı, geçen ay 2021’in aynı dönemine göre yüzde 1,9 artarak 21 milyar 854 milyon dolara yükseldi.
Tarım ihracatı ise kasımda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,2 artarak 3 milyar 329 milyon dolara çıktı. Tarım sektörü böylece kasım ayında aylık ihracat rekoru kırmış oldu.
Tarım ihracatı, geçen ayki toplam ihracatın yüzde 15,2’sini oluşturdu. Tarım grubu altındaki alt sektörlerde hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri ile zeytin ve zeytinyağı sektörleri rekor kırdı.
Hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri 1 milyar 78 milyon dolar, zeytin ve zeytinyağı sektörü de 64 milyon 258 bin dolarla tüm zamanların en yüksek aylık ihracatına imza attı.
Hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri tarım grubu içinde en fazla ihracat yapan sektör oldu.
Kasım ayında bu sektörü, 764 milyon 645 bin dolarla mobilya kağıt ve orman ürünleri, 356 milyon 380 bin dolarla su ürünleri ve hayvansal mamuller, 354 milyon 890 bin dolarla yaş meyve ve sebze, 231 milyon 495 bin dolarla meyve sebze mamulleri, 224 milyon 828 bin dolarla fındık ve mamulleri, 169 milyon 120 bin dolarla kuru meyve ve mamulleri, 75 milyon 680 bin dolarla tütün, 64 milyon 258 bin dolarla zeytin ve zeytin yağı, 10 milyon 96 bin dolarla süs bitkileri ve mamulleri izledi.
ZEYTİNDE YÜZDE 100’ÜN ÜSTÜNDE ARTIŞ
Tarım bünyesindeki 10 sektörden 6’sının ihracatı kasım ayında artarken, 4 sektörün dış satımı azalış kaydetti. Aylık ihracat rekoru kıran zeytin ve zeytinyağı sektörü tüm sektörler arasında ihracatını en fazla artıran sektör oldu. Bu dönemde zeytin ve zeytinyağı sektörünün ihracatı yüzde 109,1 arttı.
Tütün sektörü yüzde 31,1, meyve sebze mamulleri yüzde 21, hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri yüzde 20,3 su ürünleri ve hayvansal mamuller yüzde 10,9, mobilya kağıt ve orman ürünleri yüzde 10,1 ihracat artışı kaydederken, dış satımda yaş meyve ve sebze yüzde 2,8, kuru meyve ve mamulleri yüzde 3,9, süs bitkileri ve mamulleri yüzde 5,1, fındık ve mamulleri yüzde 19,1 düşüş gösterdi.
HUBUBAT SEKTÖRÜ IRAK’A 200 MİLYON DOLARIN ÜSTÜNDE İHRACAT YAPTI
Tarım ihracatında sektörlere en fazla talep Irak’tan geldi. Irak’a hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri 211 milyon 923 bin dolar, mobilya kağıt ve orman ürünleri 113 milyon 554 bin dolar, su ürünleri ve hayvansal mamuller 70 milyon 167 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
ABD’ye meyve sebze mamulleri 33 milyon 507 bin dolar, tütün sektörü 11 milyon 951 bin dolarlık dış satım yaptı.
Rusya’ya yaş meyve ve sebze 168 milyon 271 bin dolar, İtalya’ya fındık ve mamulleri 76 milyon 356 bin dolar, Almanya’ya kuru meyve ve mamulleri 21 milyon 533 bin dolar, İspanya’ya zeytin ve zeytinyağı 19 milyon 427 bin dolar, Hollanda’ya süs bitkileri ve mamulleri 2 milyon 774 bin dolar tutarında ihracat gerçekleştirdi.
TİM verilerine göre, kasım ayında tarım ve tarıma bağlı ürünlerin ihracatı (bin dolar) şöyle:
Çiftçi isyanda: 'Tarım Kredi Kooperatifleri'nin tohumları bozuk çıktı' iddiası
Çiftçi isyanda: ‘Tarım Kredi Kooperatifleri’nin tohumları bozuk çıktı’ iddiası
Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından satılan buğday tohumlarının bozuk çıktığı iddia edilirken, çiftçiler duruma tepki gösterdi.
HABER MERKEZİ
Çiftçinin girdi fiyatları yüzünden tarlasına ekeceği ürün için parasal sorunu çözmekte zorlandığı şu günlerde Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından çiftçiye satılan buğday tohumlarının bozuk çıktığı öne sürüldü.
Çukurova Barış Gazetesi’nin haberine göre, bozuk buğday tohumu dağıtması çiftçiyi isyan ettirdi.
Kasım ayında ekilen tohumlar çıkmadı
Adana’nın Sarıçam ve Ceyhan ilçelerindeki üreticiler Tarım Kredi Kooperatifleri’nden satın aldıkları tohumluk sertifikalı buğdayları tarlalarına ektiler. Kasım ayında ekilen tohumların çıkmaması üzerine çiftçiler, tohumun çillenmemesi nedeniyle sebebini araştırmaya başladılar.
Konuyu Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bildiren üreticiler, yetkililere tohumluklarda sıkıntının olduğunu izah ederek zarar gördüklerini ifade ettiler.
İnceleme başlatıldı
Üreticilerin şikayetleri üzerine Tarım Kredi Kooperatifi yetkilileri zarar gören arazilerden inceleme başlattı. Üreticiler doğan zararın karşılanmasını istediler. Yetkililer ise konuyla ilgili yapılacak araştırmadan sonra zararın karşılanması adına harekete geçebileceklerini söylediler.
Kırklareli’nde “Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi Yarışması” finali yapıldı
Kırklareli’nde gerçekleşen “Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi Yarışması” finalinde Lüleburgaz’dan katılan 2 kadın çiftçi 90 puan ile birinci oldu.
Kırklareli’nde “Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi Yarışması” gerçekleşti. Halk Eğitim Merkezinde gerçekleşen yarışma saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başladı. 8 ilçeden 16 kadın çiftçinin katıldığı yarışmaya Kırklareli Valisi Birol Ekici, birçok kurum ve kuruluş müdürleri ile çiftçiler katıldı.
Yarışmada konuşan Vali Ekici, “Tarımın ve hayvancılığın geliştirilmesi son derece önem taşımakta. Sanayimizde gelişiyor ama hepimizin bildiği üzere Trakya Türkiye’nin nadide tarım alanlarını içeriyor ve tarımsal üretimde yüzde 8’ini Trakya tek başına karşılıyor. Tarım işletmesi büyüklüğü açısından Türkiye ortalamasının oldukça üzerindeyiz ve verimlilik açısından da Türkiye ortalamasının çok üzerindeyiz. Burada verimlilik derken gerçekten bilgi birikimimiz çok yüksek. Tarım alet ve makinalarını en iyi şekilde kullanıyoruz. Bu bilgi birikimimiz, becerimiz ve tecrübemiz ile Anadolu’daki bütün çiftçilere de örnek oluyoruz” dedi.
Kadının hayatın her alanında olduğunu vurgulayan Ekici, “İlimizdeki tarım ve hayvancılıkta da çok önemli başı çekiyor. Yani bu işin tamamı ile içindeler. Hanımlarımızın tarım ve hayvancılık ile ilgili bilgi birikimlerinin artması, bu işi bilimsel yolla yapmaları verimliliğimiz artırıyor. Verimliliğimizin artması buna tabi aslında. Tarımdaki makinaları, teknolojileri kullanmasak dünyamız 8 milyarı aştı, 8 milyar insanı beslemesi mümkün değil” diye konuştu.
İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy’da kadının önemine değinerek ilçelerde, köylerde kadın çiftçilere eğitim verdiklerini söyledi. Aksoy, yarışmaya katılanlara teşekkür etti.
Konuşmaların ardından yarışma başladı. 20 soru sorulan yarışmada Lüleburgaz ilçesinden katılan Gülizar Önal ile Sıla Uzuntekin 90 puanla 1. oldu.
Toprak analizinde sistem kapandı çiftçi aylardır analiz sonuçlarını alamıyor! TADLap portalı ne zaman çalışacak?
Toprak analizlerinde Tarım ve Orman Bakanlığının ‘Laboratuvar Bilgi Sistemi’nin çalışmaması, çiftçinin toprak analizlerini yaptıramamasına neden oluyor. Çiftçinin özellikle kullanacağı gübre miktarını belirlemek için yaptırdığı toprak analiz sonuçlarını alamaması tarımsal üretimi tehdit etmeye başladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş toprak analiz laboratuvarlarını tek bir çatı altından denetim ve işlemlerinin yürütüldüğü Laboratuvar Bilgi Sistemi portalı TADLab’ın güvenlik açığından dolayı kullanılamadığı ortaya çıktı. Toprak analiz sonuçlarında büyük bir sıkıntı yaşanırken, sistem çalışmadığı için çiftçi yaptırdığı toprak analiz sonuçlarını alamıyor.
GÜBRE FİYATLARININ ARTMASI TOPRAK ANALİZİNE OLAN TALEBİ ARTIRDI
Gübre fiyatlarının yükselmesi, çiftçinin toprak analizine olan talebi artırırken, Laboratuvar Bilgi Sistemi portalının çalışmaması büyük bir mağduriyeti gündeme getirdi. Alınan bilgilere göre, TADLap portalında bir güvenlik açığı sorunu tespit edildiği ve Bakanlık tarafından sisteme bütün girişlerin kapatıldığı kaydediliyor. Sadece belli güvenli linklerden girişine izin verilirken, Tarım Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş toprak analiz laboratuvarları ile araştırma enstitüsü müdürlükleri bünyesindeki laboratuvarlar başta olmak üzere ziraat odaları bünyesindeki laboratuvarlar ile Tarım Bakanlığının merkez il/ilçe müdürlüğü laboratuvarları ve personeli dahi sisteme giremiyor.
DEPSAŞ Urfalı çiftçiler için toplandı
Dicle Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi, ( DEPSAŞ) yetkilileri tarafından Şanlıurfa’da “Tarımsal Sulama Elektrik Desteğiyle” ilgili bir basın toplantısı düzenlendi.
Şanlıurfa’da faaliyet gösteren çiftçi ve sulama birliklerine Ziraat Bankası tarafından sağlanan sıfır faizli 5 yıl vadeli ve cari borçlar için de sıfır faizli 1 yıl vadeli “Tarımsal Sulama Elektrik Desteğiyle” ilgili bilgilendirme kampanyasının tanıtımı yapıldı
Bir otelde düzenlenen tanıtım programına, Depsaş Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel, Depsaş Enerji Şanlıurfa İl Müdürü Şükrü Bereket ve Depsaş Enerji Tarımsal Sulama Müdürü Yusuf Ergün katıldı.
Genel Müdür Karagüzel, yaptığı açıklamada, tarımsal abone sayısının 16 bin 296’ya ulaştığını, borçlu abone sayısı 14 bin 394’e ulaştığını, Şanlıurfa’daki çiftçilerin yüzde 88’inin borçlu olduğunu ve Urfa’daki kayıp kaçak oranın yüzde 35 olduğunu kaydetti.
TARIMSAL SULAMA ELEKTRİK DESTEĞİ
Şanlıurfa’da faaliyet gösteren çiftçi ve sulama birliklerine Ziraat Bankası tarafından sağlanan sıfır faizli 5 yıl vadeli ve cari borçlar için de sıfır faizli 1 yıl vadeli “Tarımsal Sulama Elektrik Desteğiyle” ilgili bilgilendirme kampanyasında çiftçilerin müracaat etmeler gerektiği belirtildi.
Çiftçilere ve sulama birliklerine geçmiş elektrik borçları için 5 yıl vadeli ve 10 milyon liraya kadar sıfır faizli kredi imkânı veriliyor. 2022 yılı ve 2023 yılına yönelik olarak sıfır faizli destek kredisi için başvuran çiftçilerin borcunda anapara üzerinden de indirim imkânı sağlayacak. Bu fırsattan faydalanmak isteyen çiftçilerin Dicle Elektrik tarımsal sulama iletişim merkezi, ilçe yöneticilikleri ve müşteri memnuniyeti merkezlerinden ’Tarımsal Elektrik Borcu Kapatma Bildirim Formu’ alarak herhangi bir Ziraat Bankası şubesine başvurmaları gerekiyor.
Geçmiş borçlar için sıfır faizli, 5 yıl vadeli kredi imkânı sağlanırken, cari borçlar için de yine hasat döneminde ödenebilen 1 yıl vadeli sıfır faizli kredi kullanılabiliyor.
SON TARİHİ 31 ARALIK 2022
Karagüzel, tarımsal sulamada “Tarımsal Sulama Elektrik Desteğiyle” 31 Aralık 2022 tarihine kadar bankaya müracaat edilmesi gerektiğini belirti.
Ziraat'ten büyükbaş hayvan üreticisine özel proje
Ziraat Bankası tarım bankacılığı stratejisi kapsamında yeni bir proje başlattı. Yapılan açıklamaya göre, banka küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesine yönelik olarak 2020 yılında uygulamaya koyduğu ‘Köyümde Yaşamak İçin Bir Sürü Nedenim Var-Küçükbaş’ projesinin ardından bu kez de büyükbaş süt hayvancılığının desteklenmesi amacıyla ‘Köyümde Yaşamak İçin Bir Sürü Nedenim Var-Büyükbaş’ projesini hayata geçirdi.
Proje ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Ziraat Bankası Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ferhat Pişmaf, “Projemizin ilk bölümü olan küçükbaş hayvancılıkta çok iyi sonuçlar aldık. Bu kapsamda 39 il valiliğimizle iş birliği protokolü imzaladık. Proje kapsamında yaklaşık 6 bin 700 üreticimize 1 milyar TL kredi kullandırdık. Bu kredilerle 614 bin baş koyun ya da keçinin sürüye katılmasını sağladık” dedi.
‘AMAÇ KÜÇÜK ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ ORTA ÖLÇEĞE ÇIKARMAK’
Büyükbaş süt hayvancılığı projesinde kooperatif ve birliklerle işbirliği yapacaklarını ifade eden Pişmaf, “Üreticilerimize işletmelerindeki büyükbaş süt hayvanı sayısını artırabilmeleri amacıyla 600 bin TL’ye kadar uzun vadeli ve düşük faizli tarım kredisi imkanı sunuyoruz. Projenin bu ayağında ortaklarının/üyelerinin ürettiği çiğ sütün satışına aracılık eden kooperatif ve birlikle işbirliği yapacağız. Amacımız, süt üretimi yapan küçük ölçekli aile işletmelerini orta ölçeğe çıkarmak” ifadelerini kullandı.
Ferhat Pişmaf, hayvan alım bedelinin tamamına kadar kredi kullandırılacağını, üreticilerden özkaynak katkısı istenmeyeceğini, ilk 18 ay anapara ödemesiz olmak üzere 84 aya kadar taksit imkanı verileceğini, kredinin teminatının krediyle alınan hayvanların rehni ve kefaletle sağlanacağını, geri ödemelerin ise süt bedellerinin belirli kısmından kesinti yapılarak gerçekleştirileceğini de sözlerine ekledi.
Ziraat Bankası, Köyümde Yaşamak İçin Bir Sürü Nedenim Var (Büyükbaş Süt Hayvancılığı) Projesi kapsamında ilk işbirliği protokolünü ise Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (HAYKOOP) ile imzaladı.