Bakan Kirişci: Tarım ülkesi olma vasfımızı daha ileriye götürmek mecburiyetindeyiz
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde tarım ülkesi olma vasfımızı daha ileriye götürmek mecburiyetinde olduğumuzun da farkındayız” dedi.
Tarım Ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Türkiye Damız Sığır Yetiştiricileri Merkezi Birliğinin (TDSYMB) düzenlediği İl Birlik Başkanları Toplantısı’na katıldı. Devlet Su İşleri (DSİ) Konferans Salonu’nda yapılan toplantıda konuşan Bakan Kirişci, son 20 yılda gerçekleştirilen yatırımlarla Türkiye’nin her açıdan kendi kendine yetme kapasitesine sahip dünyanın sayılı ülkelerinden birisi haline geldiğini belirtti.
“TARIM ÜLKESİ OLMA VASFIMIZI DAHA İLERİYE GÖTÜRMEK MECBURİYETİNDEYİZ”
Çiftçilerin sorunlarının çözülmesinin kendi görevleri olduğunu dile getiren Kirişci, şunları kaydetti:
“Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde tarım ülkesi olma vasfımızı daha da ileriye götürmek mecburiyetinde olduğumuzun da farkındayız. Daha fazla, daha kaliteli ve daha verimli üretim yapmak için hep birlikte daha fazla çalışmamız gerektiği de aşikardır. Bunun için Bakanlık olarak bizim bir sloganımız var; ‘Sen üret yeter’ diyoruz. Siz üretime odaklanın; sizi desteklemek, sorunlarınızı çözmek, Türkiye ve dünya pazarlarında önünüzdeki engelleri kaldırmak da bizim görevimiz.”
Bakan Kirişci, AK Parti hükümetleri olarak 2002’den bugüne hayvancılık yönündeki desteklerin tarımsal destek içerisindeki payının arttığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Çok şükür bu desteklerin güzel sonuçlarını da millet olarak görüp yaşıyoruz. Büyükbaş hayvan sayımızı yüzde 81 artışla 17,9 milyona, küçükbaş hayvan sayımızı da yüzde 83 artışla 58 buçuk milyona ulaştırmış ve bu sayılarla Avrupa’da birinci sıraya yükselmiş durumdayız. Hayvansal üretimde de önemli bir gelişme kaydettik, bu da bizim için oldukça övünülecek bir durum. Islah çalışmalarımız ortalama karkas ağırlığını 178 kilogramdan yüzde 60 artışla 184 kilograma çıkarmak hakikaten ülke hayvancılığı adına da övünülecek bir durum. Kırmızı et üretimimizi 779 bin tondan yüzde 156’lık bir artışla 2 milyon tona ulaştırmış bulunmaktayız. Diğer TARIM ürünlerinde olduğu gibi hayvansal ürünlerde de net ihracatçı konumundayız.”
Hayvan yetiştiricilerinin desteklenmesi ve hayvan ıslahı konusunda yapılan çalışmalara ivme kazandırmak adına verilen desteklerin çerçevesini genişlettiklerini de söyleyen Kirişci, “Anaç hayvanlara verdiğimiz desteği 2016 yılında buzağı desteğine çevirerek doğan buzağılarımızın yaşatılması ve sığır varlığımızın sürdürülebilir olmasına böylelikle katkı sağlamış bulunuyoruz. Bu amaçla en son 4 milyon baş buzağıya birim hayvan başına 379 lira ödeme gerçekleştirdik. Bu çerçevede Cumhurbaşkanlığı kararında buzağı desteğinin hayvan başına 5 yüz lira belirlemiş bulunuyoruz” açıklamasında bulundu.
Ayrıca toplantıda; hayvan yetiştiriciliği konusunda TDSYMB ile Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliği ile geliştirilen projeler ve elde edilen başarılar ele alındı. TDSYM’nin 81 il başkanının katıldığı toplantıda, Türkiye’de hayvan yetiştiriciliğinde gelinen noktanın anlatıldığı kısa filmden sonra hayvansal üretimde yapılan hizmetlere değinildi.
TDSYMB Başkanı Kamil Özcan’ın Bakan Kirişci’ye hediye takdiminde bulunduğu toplantı, katılımcıların hatıra fotoğrafı çektirmesiyle son buldu.
Çöplükte dikey tarım modeli
Türkiye’nin 13 şehrinde katı atık bertarafı yapan ITC’nin İş Geliştirme Direktörü ve 4T olarak adlandırılan ‘Temiz Çevre, Temiz Enerji, Temiz Tarım ve Temiz Beslenen İnsan Platformu’ Kurucu Başkanı Ali Rıza Öner, tesiste yaktıkları atıklardan ürettikleri enerjiyi ısıya çevirerek bunu dikey tarım için kullandıklarını belirterek, yerinde üretim sayesinde ilk hasatları olan marulda maliyeti yüzde 60 oranında düşürdüklerini söyledi.
LED IŞIKLA SEBZE
Ankara’da Mamak Çöplüğü olarak bilinen ve katı atık tesisine dönüşen, enerji üretilen alanda tarım ile ilgili çalışmalar hakkında bir grup gazeteciye bilgi verildi. Tesiste topraksız tarım yapılan seralarda domates üretiliyor, patates tohumu üretimi yapılıyor. Enerji ihtiyacının çevre sorunu yarattığını, bunun tarımı-gıda üretimini, gıdalardaki bozulmaların insan bedenini etkilediğini, hastalandırdığını kaydeden Ali Rıza Öner, “Bu gittikçe hızlanan bir kısır döngüye dönüşmüş durumda” ifadelerini kullandı.
ÇÖZÜM OLABİLİR
Dikey tarım ile gıda üretim alanlarının yerleşim alanlarının dışında ya da uzağında olması zorunluluğunun kalktığına dikkat çeken Öner, şu bilgileri verdi: “Bir konteyner içinde yapılacak olan kontrollü çevre tarımı ya da diğer adıyla dikey tarım bizzat şehirlerin içinde uygulanabilir nitelikte. Şehir içerisindeki kampüs alanlarda, köylerimizde ve evimizin apartmanımızın ya da apartman altındaki sığınaklar dahil boş alanlarda konteyner tipi ‘Dikey Tarım’ ya da yeni adıyla ‘Kontrollü Çevre Tarımı’ ile çözmek mümkün gözüküyor. Böylece insanlar oturdukları apartman ya da sitelerde tükettikleri sebze ve bazı meyvelere özel LED ışıklarla tasarlanmış, kimyasal ilaç ve gübre kullanılmayan, kanserojen etkisi olan pestitten yoksun, geleneksel tarım yapılan toprak ve sudan yüzde 95 oranında tasarruf sağlayan alanlarda yapabilecekler.”
‘MARULDA MALİYETİ YÜZDE 60 DÜŞÜRDÜK’
Mamak’ta belediye atıklarını bertaraf ederek elektrik üreten firma, Dikey Tarım çalışmalarını başlattı. Konteyne r tipi alanlarda çalışma başlattıklarını anlatan Öner, yerinde üretim sayesinde ilk hasatları olan marulda maliyeti yüzde 60 oranında düşürdüklerini belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin de modeli incelediğini dile getiren Öner, dünya çapında yaklaşık 5 milyar dolarlık bir pazara sahip olan dikey tarımın 2026 yılında 12 milyar doları aşacağının tahmin edildiğini söyledi.
Tarım, gıda ve içecek sektörü ilk 10 ayda 20,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi
2022 yılının ilk 10 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 20,2 milyar dolar ihracat, 17 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Dış Ticaret Verileri baz alınarak Agrimetre tarafından hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli’ne göre 01 ile 23 fasılları arasındaki tüm GTIP kalemleri ile 29. ve 35. fasıllardan seçili ürünlerin dahil edildiği hesaplamalara göre, 2022 yılının ilk 10 ayında sektörün dış ticaret fazlası önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 28,2 düştü.
Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınlanan dış ticaret verilerine göre 2022 yılının ilk 10 ayında ihracat, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,5 oranında artarak 20,17 milyar dolara, ithalat yüzde 30,3 artarak 17 milyar dolara ulaştı. Ekim 2022’de, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,2 artan aylık ihracat değeri 2,25 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ithalat yüzde 20,5’lik bir artışla 1,53 milyar dolar oldu.
Dış ticaret fazlası, geçtiğimiz yılın gerisinde kaldı
Sektör yıl genelindeki net ihracatçı konumunu korumasına rağmen geçtiğimiz yılki dış ticaret fazlasının gerisinde kaldı. 2022 yılının ilk 10 ayında dış ticaret fazlası önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28,2 düşüşle, 3,17 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yılın ilk aylarında dış ticaret fazlası önceki yılın yüzde 50 üzerindeydi. Mart ayında bu oran yüzde 101,5’e ulaştı. Ancak Nisan, Mayıs ve özellikle Haziran aylarındaki yüksek aylık ithalat rakamları ve Mayıs ayında aylık bazda dış ticaret açığı verilmesi, dış ticaret fazlasını aşağıya çekti. Yılın ilk 6 ayında dış ticaret fazlası önceki yılın yüzde 22,1 gerisinde kaldı, bu gerileme yaz ayları boyunca devam etse de sonbahar aylarında gerilemede yavaşlama görüldü.
Birim ihracat değeri 2022 yılının ilk 10 ayında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,5 artarak 1.200 dolar/ton olarak gerçekleşti. İthalat birim değeri ise önceki yıla göre yüzde 18,2 artışla 695 dolar/ton’a yükseldi.
Dış ticarette öne çıkan ürünler
2022 yılının ilk 10 ayında ihracatta öne çıkan ürünler sırasıyla Un (1,20 milyar dolar), Rafine ayçiçeği yağı (0,90 milyar dolar) ve Makarna (0,80 milyar dolar) olurken bu ürünler toplam ihracatın yaklaşık yüzde 14,4’ünü oluşturdu. 2022 yılının ilk 10 ayında en çok ithal edilen ürünler ise sırasıyla Buğday (2,6 milyar dolar), Soya Fasulyesi (1,9 milyar dolar) ve Ham Ayçiçeği Yağı (1,3 milyar dolar) oldu. Bu 3 ürün, toplam ithalatın yaklaşık yüzde 34,1’ini yani 3’te 1’inden fazlasını oluşturdu.
2022 yılı Ekim ayında ihracatta öne çıkan ürünler Buğday unu (133,6 milyon dolar), Fındık içi (108,1 milyon dolar) ve Rafine ayçiçeği yağı (106,1 milyon dolar) oldu. Aynı dönemde en çok ithal edilen ürünler Buğday (271,3 milyon dolar), Ham Ayçiçeği Yağı (130,6 milyon dolar) ve Soya fasulyesi (106 milyon dolar) oldu.
En fazla ithal edilen ürün kalemlerinde Rusya-Ukrayna’nın yeri
Yılın ilk 10 ayında ithalatta ilk sırada yer alan buğdayın (2,6 milyar dolar) en fazla ithal edildiği ilk 2 ülke şu anda savaşta olan Rusya (1,9 milyar dolar) ve Ukrayna (0,5 milyar dolar) oldu. Yılın ilk 10 ayındaki buğday ithalatında bu 2 ülkenin payı yüzde 90’ın üzerinde yer aldı.
Ekim ayında yapılan 271,3 milyon dolarlık buğday ithalatının da 205,9 milyon doları Rusya’dan (yüzde 75,9), 62,2 milyon doları ise Ukrayna’dan (yüzde 22,9) geldi. İthalatta 3. sırada yer alan ham ayçiçeği yağında yılın ilk 10 ayında 1,3 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Burada da ilk 2 sırada Rusya (0,76 milyar dolar) ve Ukrayna (0,54 milyar dolar) yer aldı. Yılın ilk 10 ayındaki ham ayçiçeği ithalatında bu 2 ülkenin payı yüzde 96,7 oldu.
Türkiye’nin ithalatında ilk 3 sırada yer alan 2 üründe, ithalatın çok büyük bir bölümü 2022 yılının başından bu yana savaş halinde olan Rusya ve Ukrayna’dan yapıldı.
En çok ihracat yapan sektörler
2022 yılı ilk 10 ayına ait dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde Şeker ve Şekerli Mamuller (2.080 milyon dolar), Bitkisel Yağ (1.892 milyon dolar), Yaş Meyve (1.584 milyon dolar), Sert Kabuklu Meyveler (1.461 milyon dolar) ve Balıkçılık-Su Ürünleri (1.256 milyon dolar) Sektörleri en fazla ihracat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ihracatın yüzde 41’i bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi.
2022 yılı ilk 10 ayında Hayvan Yemi (4.927 milyon dolar), Bitkisel Yağ (3.360 milyon dolar), Un (2.888 milyon dolar), Şeker ve Şekerli Mamuller (658 milyon dolar) ile Kakao-Çikolata (506 milyon dolar) sektörleri ise en çok ithalat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ithalatın yüzde 72,6’sı, neredeyse 4’te 3’ü bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi. Bu oranın yüksek olması ve geçmiş dönemlere göre artması, ithalatın az sayıda sektörde yoğunlaştığını gösterdi. Hayvan Yemi Sektörü, 2022 yılının ilk 10 ayında 4.927 milyon dolar hacim ile toplam ithalatın yüzde 29’unu, yaklaşık 3’te 1’ini oluşturdu.
Bitkisel Yağ Sektörü, 2021 yılında 3 milyar doları aşan ithalat ile toplam ithalatın yüzde 17,9’unu oluşturmuştu. 2022 yılının ilk 10 ayında da 3.360 milyon dolar ile toplam ithalatın yine yüzde 19,8’ini oluşturdu.
İhracatın arttığı ve azaldığı sektörler
2022 yılının ilk 10 ayında, önceki yılın aynı ayına göre ihracatını değer olarak en fazla arttıran sektörler bitkisel yağ sektörü (496 milyon dolar artış), un sektörü (267 milyon dolar artış), şeker ve şekerli mamuller sektörü (265 milyon dolar artış), salça ve konserve sektörü (248 milyon dolar artış) ile balıkçılık ve su ürünleri sektörü (223 milyon dolar artış) oldu.
Aynı dönemde ihracatın gerilediği sektörler Sert Kabuklu Meyveler Sektörü (389 milyon dolar düşüş), Yaş Meyve Sektörü (112 milyon dolar düşüş), Sebze Sektörü (20 milyon dolar düşüş) ile Kahve, Çay ve Baharat Sektörü (6 milyon dolar düşüş) oldu.
2022 yılının ilk 10 ayında, önceki yılın aynı ayına göre ithalatı değer olarak en fazla artan sektörler Hayvan Yemi Sektörü (1.252 milyon dolar artış), Bitkisel Yağ Sektörü (1.110 milyon dolar artış), Un Sektörü (870 milyon dolar artış), Şeker ve Şekerli Mamuller Sektörü (433 milyon dolar artış) ile Bakliyat Sektörü (195 milyon dolar artış) oldu.
Aynı dönemde ithalatı en çok düşen sektörler Canlı Hayvan Ticareti Sektörü (169 milyon dolar düşüş), Pirinç Değirmenciliği Sektörü (112 milyon dolar düşüş), Kakao ve Çikolata Sektörü (104 milyon dolar düşüş), Tohumculuk Sektörü (50 milyon dolar düşüş) ve Makarna Sektörü (28 milyon dolar düşüş) oldu.
En çok ihracat Irak’a
2022 yılının ilk 10 ayına ait dış ticaret verileri ülkeler bazında incelendiğinde en çok ihracat yaptığımız 5 ülke 3 milyar 69 milyon dolar Irak, Rusya 1 milyar 343 milyon dolar, Almanya 1 milyar 331 milyon dolar, ABD 1 milyar 183 milyon dolar ve İtalya 594 milyon dolar oldu. Bu 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatımızın yüzde 37,3’ünü oluşturdu.
Ülkelere göre en çok ihraç ettiğimiz ürünler Irak için un, dondurulmuş tavuk eti, domates salçası; Rusya için alabalık, şeftali ve mandalina; Almanya için fındık içi, ambalajlı fındık, kiraz oldu.
Ülke bazında ithalat verileri incelendiğinde, 2022 yılının ilk 10 ayında en fazla ithalat yaptığımız ülkeler Rusya 4 milyar 40 milyon dolar, Ukrayna 2 milyar 324 milyon dolar, Brezilya 1 milyar 836 milyon dolar, Malezya 950 milyon dolar ve ABD 825 milyon dolar oldu. Bu 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 58,7’sini oluşturdu.
Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı 2 ülke şu anda savaşta olan Rusya ve Ukrayna olurken, bu 2 ülkeden yapılan ithalat ise toplam ithalatın yüzde 37,4’ünü oluşturdu. Rusya’nın tüm ithalattaki payı yüzde 23,8 oldu.
İthalatta öne çıkan ürünler Rusya için buğday, ham ayçiçeği yağı ve dane mısır; Ukrayna için ham ayçiçeği yağı, buğday ve dane mısır; Brezilya için soya fasulyesi, kahve ve şeker oldu.
Tarım Kredi 5 milyar liralık yatırım hedefliyor
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri (Tarım Kredi) Genel Müdürü Hüseyin Aydın, ayçiçek yağı ve zeytinyağı ile et ve süt ürünleri sektörlerinde Türkiye’nin en önemli oyuncularından olmayı hedeflediklerini belirterek, bu yılki toplam yatırım tutarlarının 2,5 milyar liraya ulaştığını, gelecek yıl da ilave 5 milyar liralık yatırım yapacaklarını söyledi.
Aydın, süt ve süt ürünleri sektörüne yönelik Aynes Gıda’nın satın alma işlemlerinin tamamlandığını, bu yatırımla sektörde ciddi bir pazar payına ulaşmayı hedeflediklerini dile getirdi. Aynes Gıda’nın Tarım Kredi tarafından satın alınmasının tesisin bulunduğu yöredeki süt üreticilerini de sevindirdiğini kaydeden Aydın, şu ifadeleri kullandı: “Biz zamanında sütün parasını ödüyoruz, üretim maliyetiyle fiyatı birbirine uyumlu kılıyoruz. Çünkü bizim için önemli olan husus ihtiyacımız olan sütü tedarik etmek ve aynı zamanda üreticilerimizin olabilecek en yüksek seviyede gelir elde edebilmelerini sağlamaktır. Şu anda tesis kapasite kullanımı günlük 400 tona düşmüş durumdadır. Biz bu rakamı en kısa zamanda günlük 1000 ton seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz. Özetle süt üretenlerin sütünü uygun fiyatla almış olacağız ve ödemelerini zamanında yapacağız.”
Çin, Kara Toprağı Korumak İçin Tarım Teknolojisini Geliştiriyor
Çin’in kuzeydoğu eyaletleri Heilongjiang, Jilin ve Liaoning ile İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nin bazı bölgelerinde bulunan kara toprak veya diğer ismiyle çernezyom toprağı, ülkenin toplam tahıl üretiminin yaklaşık dörtte birini gerçekleştiriyor ve Çin’in gıda üretimi açısından büyük önem taşıyor.
Çin’in kuzeydoğu eyaletleri Heilongjiang, Jilin ve Liaoning ile İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nin bazı bölgelerinde bulunan kara toprak veya diğer ismiyle çernezyom toprağı, ülkenin toplam tahıl üretiminin yaklaşık dörtte birini gerçekleştiriyor ve Çin’in gıda üretimi açısından büyük önem taşıyor.
Çin’in “tahıl ambarı” olarak bilinen Heilongjiang eyaletindeki tipik kara toprak alanı, yaklaşık 10,4 milyon hektar. Bu da Çin’in kuzeydoğusundaki toplam kara toprak alanının yüzde 56,1’ini oluşturuyor.
Ancak aşırı ıslahın toprağın besin maddelerini aşındırması ve toprağın çernezyom tabakasının incelmesi, Çin’in ekolojik güvenliği ve sürdürülebilir tarımsal gelişimi için tehdit oluşturuyor.
Ülkenin kuzeydoğusunda son yıllarda giderek artan modern tarım teknolojisi ve teçhizat kullanımı ile kara toprağın daha iyi korunması, tahıl üretiminin artmasına ve gıda güvenliğinin korunmasına yardımcı oldu.
SES 1 (Çince): JİN LİJUN, Beidahuang Grubu Qixing Şubesi Tarımsal Teknoloji Genişletme Merkezi Laboratuvarı Müdür Yardımcısı:
“Geçen birkaç yılda kara toprağı korumak için toprak testi ve formüle edilmiş gübreleme ile ağır metal içerik testi gibi teknik önlemler aldık. Bu önlemlerin uygulanmasıyla, gübreleri daha bilimsel şekilde kullanabilir, böylelikle de kara toprağın verimliliğini etkin şekilde artırabilir ve tahıl üretim kapasitesini iyileştirebiliriz.”
SES 2 (Çince): WANG XİAOQİNG, Beidahuang Grubu’nun 8511 çiftliğindeki Toprak ve Gübre Test Merkezi Müdürü:
“Hedeflenen toprak testi ve formüle edilmiş gübreleme, toprak testlerine dayalı olarak farklı ürünlere özel gübre formüllerinin uygulanmasına yardımcı oluyor, bu da gübrelerden daha iyi yararlanılmasını mümkün kılıyor, maliyetten tasarruf sağlıyor ve karı artırıyor.”
Xinhua Haber Ajansı muhabirleri Harbin’den bildiriyor.
Tarımın kalbi İzmir'de attı
SEKTÖRÜN önde gelen temsilcilerinin yer aldığı zirvede konuşan İzmir Valisi Köşger, “Yüzde 30’luk alanlarıyla tarımsal üretimde Türkiye dördüncüsü olan İzmir, sanayi, ihracat ve ticaretin yanı sıra sağlık, inanç ve kültür turizminin hepsine sahip. İzmir’in kıymetini bilmemiz lazım, bu değerli mücevheri ustalıkla işlememiz lazım. İzmir’in kısa sürede hak ettiği yeri alacağına inanıyorum” dedi
Önemi giderek artan tarım sektörünün kalbi, Yeni Asır Tarım Buluşması, ‘Tarımın Büyük Dönüşümü’ ismi ile düzenlenen ve sektörün önde gelen temsilcilerinin yer aldığı İzmir Ticaret Odası’ndaki etkinlikte attı. İzmir Ticaret Odası, Ege İhracatçı Birlikleri, İzmir Ticaret Borsası, Ege Üniversitesi, Koza Altın İşletmeleri, Migros, Pınar, Tariş Pamuk Birliği ve Ziraat Bankası sponsorluğunda gerçekleşen etkinlikte sektör için çok önemli mesajlar verildi.
KÖŞGER: MÜCEVHERİ USTALIKLA İŞLEMELİYİZ
İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğin açılışında konuşan Vali Köşger, yüzölçümünün yüzde 30’u tarım alanı olan İzmir’in Türkiye’deki tarımsal üretimde dördüncü şehir olduğuna dikkat çekerek, “Sanayi, ihracat, ticaret, sağlık turizmi, inanç turizmi, kültür turizmi, plaj turizmi bunların hepsine sahip. Tarımda da hep ilklerin şehri olagelmiş bir şehir. Bu anlamda İzmir’in kıymetini bilmemiz lazım. Bu değerli mücevheri ustalıkla işlememiz lazım. Ben inanıyorum ki İzmir çok uzak olmayan bir vadede her anlamda hak ettiği yeri alacak” diye konuştu.
Turkuvaz Reklam Genel Müdür Yardımcısı Ümit Erçelik konuşmaların ardından İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’e günün anısına bir hediye verdi.
Yeni Asır öncülüğünde düzenlenen ‘Yeni Asır Tarım Buluşması’ İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) ev sahipliğinde gerçekleşti. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, yüzölçümünün yüzde 30’u tarım alanı olan, 150 bin çiftçinin çalışıp ürettiği, Türkiye’deki tarımsal üretimde dördüncü şehir olan İzmir’de tarım ve tarımın sürdürülebilir olması için düzenlenen zirvede yer almaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Geçen hafta İzmir’de turizmin bileşenlerinden birisi olan sağlık turizmi ile ilgili küçük çaplı bir çalıştay gerçekleştirdiklerinin altını çizen Köşger, “Bu İzmir’in ne kadar potansiyeli, ne kadar kapasitesi olduğunu gösteren şeylerden birisi. Her zaman söylediğim bir şey var. Birçok şehre bir tanesi nasip olsa, İzmir şehri dünya içerisinde seçkin ayrıcalıklı konuma getirecek olan şeylerin üçüne, dördüne, beşine sahip bir şehir. Sanayi deseniz sanayi var. İhracat deseniz ihracat var. Ticaret deseniz müthiş bir şekilde ticaret var. Turizmin alt bileşenlerinin hepsinde müthiş bir potansiyel var. Sağlık turizmi, inanç turizmi, kültür turizmi, plaj turizmi bunların hepsine sahip. Tarımda da hep ilklerin şehri olagelmiş bir şehir. Bu anlamda İzmir’in kıymetini bilmemiz lazım. Bu değerli mücevheri ustalıkla işlememiz lazım. İnşallah İzmir’i hep birlikte daha iyi bir hale getirmek için çalışacağız. Ben inanıyorum ki İzmir çok uzak olmayan bir vadede her anlamda hak ettiği yeri alacak” diye konuştu.
ÖZGENER: DÖNÜŞÜM ZORUNLU
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener iklim krizi ve küresel nüfus artışı nedeni ile sürdürülebilir gıda arzı için geleneksel tarım politikalarında dönüşümün zorunlu olduğunu vurgulayarak, “Dünya nüfusunun 2050 yılında 9,7 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Büyüyen nüfusun ihtiyaç duyduğu gıda arzının sağlanması için üretimin dünya genelinde yüzde 68 oranında artırılması gerektiği belirtiliyor. Halihazırda kullanılmakta olan verim izleme sistemlerine ek olarak yapay zeka uygulamalarına sahip sensörler aracılığıyla optimum miktarda su ve gübre kullanımının gerçekleştirilmesi, toprak analizlerinin yapılması ve ürün çeşidinin belirlenmesini de içeren bütünleşik bir veri analizine sahip üretim modelinin oluşturulması gerekiyor.
Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Ercan Demir İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’e günün anısına bir hediye verdi.
Banu Yücel, Meltem Onay, Hayrettin Uçak, İsmail Peker, Mustafa Özen, Ümit Savcıgil, Yener Arslan
Yeni Asır Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ercan Demir, “Dünyanın şuan Ukrayna savaşı nedeni ile yaşadığı gıda krizi hepimize bir kez daha gösterdi ki tarım politikamız geleceğimize de yön verecek. Gelecekte tarım ürünlerinin altın değerinde olacağına inanıyorum. Dünyada söz sahibi olabilmek için sürdürülebilir bir tarım ülkesi haline gelmemiz şart” dedi.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak da ‘Türkiye Yüzyılında İklim Değişikliği Ekseninde Sürdürülebilir Tarım Perspektifi’ konusunda bilgiler paylaştı. İklim değişikliği ile birlikte 2050 yılına kadar yerkürede 1,5 santigrat derece sıcaklık artışı öngörüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Budak, “Sıcaklık artışıyla beraber Akdeniz Havzası’nda tarım yapan çiftçilerimizin Karadeniz’e göç etmesi öngörülüyor. Bu küresel iklim değişikliği tüm dünyayı olduğu gibi bizi de etkileyecek. Bunlar bilimsel verilerle ve bazı tahmini senaryolarla ortaya konuluyor. Şuan bilim ve bilişim çağındayız, çıkış yolu da eğitim, öğretim, bilim ve üniversiteler. Basit bir döngü var. Aslında su var, çok iyi kullanmak gerekiyor. Toprak var, toprağın korunması lazım. Su, toprak, bitki, hayvan ve insan. Su ve toprak kaliteli olmazsa, bitki kaliteli ürün vermez. Hayvan bitki yediği için de hayvansal ürünler kaliteli olmaz. Bitkisel ve hayvansal ürünler kaliteli olmazsa insan sağlığı iyi olmaz. İnsan sağlığı iyi olmazsa da bir ülkenin sağlık alanındaki harcamaları artar” dedi.
1948 yılında doktora için burslu olarak Amerika’ya gittiğinden ve bir profesörle arasında geçen konuşmadan da bahseden Prof. Dr. Budak, “Amerikan Tarım Bakanlığı’ndan bir heyet Artvin’in Yusufeli ilçesine tohum toplamaya geliyor. 10 gram lahana, patlıcan, bamya, marul vs. alıyorlar ve kaç para vereceklerini soruyorlar. Onlar da ‘Ya siz buraya Amerika’dan gelmişsiniz, tohuma para mı olur, biz misafirperveriz?’ diyor. Tohumlar çok kaliteli. 60 kilogramlık lahanadan bahsediliyor. Sonra Amerikalı profesör bunları makaleye çeviriyor ve ‘Türkler neye sahip olduğunu iyi biliyorlar mı?’ diyor. Yani Türkiye tohum anlamında çok şanslı bir ülke. Çok büyük zenginliklere sahip. Biz Ege Üniversite olarak tohumculuk anlamında dünya uluslararası üniversite standartlarına uygun 7 üniversiteden biriyiz. Dünyadaki bu 7 üniversitede ISTA (Uluslararası Tohum Test Birliği) diye bir merkez var. Bize şimdi Avrupa’dan tohum geliyor, testini yapıyoruz. Türkiye aslında tohumculukta çok ciddi mesafe aldı. Biz Ege Üniversitesi olarak Tohum Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’mizde (EGE-TOTEM) Avrupa’dan gelen tohumları test ediyoruz ve ihracatına onay veriyoruz. Tohum anlamında iyiyiz” diye konuştu.
ÖZEN: İSRAFI ÖNLEMEK ÇOK ÖNEMLİ
Açılış konuşmaları ve Rektör Budak’ın sunumunun ardından Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Banu Yücel’in moderatörlüğünü üstlendiği ‘Sürdürülebilir Tarım’ konulu panel gerçekleştirildi. de İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, İzmir’in tarımsal potansiyeli olarak önemli bir kent olduğunu, üretilen gıdalar kadar israfının da önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.
ARSLAN: DİJİTAL TARIM İSTASYONLARI KURUYORUZ
Migros Meyve Sebze Pazarlama Direktörü Yener Arslan, tarımın sürdürülebilirliği ile iklim değişikliğinin tarım ve gıda sektörleri üzerindeki etkilerini azaltabilmek üzere Migros’un yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Arslan gıda arz güvenliği için; veriye dayalı planlı tarım yapılması, su kaynaklarının korunması ve izlenmesinin gereğine işaret etti. Bu yönde teşvikler, eğitim, mentorluk desteklerinin hayata geçirilmesinin büyük önem taşıdığını belirten Arslan, “Türkiye’nin açık ara en çok meyve sebze satan şirketi olarak, yıllık 350 bin tonluk satışımız var. Migros’un cirosunun yüzde 77’si tarıma dayalı. Dolayısıyla gıdanın sürdürülebilirliği gündemimizdeki en önemli konular arasında. Tarımsal üretimin devamlılığı ve çiftçilerimizin emeğinin karşılığını güvenle alabilmeleri için önemli destekler sağlıyoruz. Üretim süreçlerinin dijital dönüşümünü destekliyor, tarımda dijitalizasyona önemli yatırım yapıyoruz. Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki tarlalarda dijital tarım istasyonları kuruyoruz”dedi.
Migros’un İyi Tarım Uygulamaları (İTU) usul ve esaslarına uygun üretilen ürünleri tüketicilerle buluşturan ilk perakendeci olduğunu vurgulayan Arslan, şu bilgileri verdi: “İTU ile Türk gıda perakendesinde bir standart yarattık. İTU Sertifikalı ürün tedarikimiz bugüne kadar toplam 1 milyon tona ulaştı. İTU standartlarındaki üretimlerle toprağın verimi ve bereketi korunarak, gelecek nesiller için sağlıklı bir çevre sağlanıyor. Yerelleşme ve kooperatiflerle çalışmalar da gündemimizdeki önemli konulardan. Çiftçilerimizle birlikte Türkiye’nin tarım haritasını çıkararak doğru zamanda doğru ürünü tüketiciye ulaştırıyoruz. Yerelden alınan ürünlerin aynı bölgede satışının önceliklendirilmesi üzerine geliştirdiğimiz model ile o coğrafyadan aldığımız yerel ürünleri yerel ekonomiye kazandırıyoruz” diye konuştu.
UÇAK: İYİ TARIM UYGULAMALARINI YAYGINLAŞTIRIYORUZ
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, ”Birlik olarak sürdürülebilir tarım konusunda devam eden projelerimiz var. İlki 2 yıldır 10 ürünün ihracata uygunluğunu ortaya koymak adına “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz” isimli projeyi sürdürüyoruz. Mandalina için çeşitli bölgelerden yaptığımız analizlerin yüzde 95’inin ihracata uygun. İkincisi Ege Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz meyve kayıplarının belirlenmesi projesi. Maalesef ülkemizde birçok meyvede yüzde 10 ile yüzde 30 arasında kayıplar yaşanıyor. İkinci kalite olarak nitelendirdiğimiz ürünler zaten sanayiye giderek değerleniyor. Konserve, meyve suyu, kozmetik sektörlerinde değerlendiriliyor. Bizim bu proje ile amacımız özellikle hasat ve depolama süreçlerinde yaşanan kayıpları tespit ederek eğitim çalışmaları ile bu kayıpları en aza indirmeyi sağlamak. Ege Üniversitesi’nden çok deneyimli bir ekip ile saha çalışmalarına başladık. Bu projeye mandalinanın yanında nar ve domatesi de dahil ettik. Üçüncüsü projemiz de İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile yürüttüğümüz İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması Projesi. Bu proje çerçevesinde Menderes, Selçuk ve Seferihisar ilçelerimizde 100 üretici belirledik be bu üreticileri üretimden ihracata kadar kontrol ederek belgelendireceğiz” dedi.
ONAY: SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM ÖNEMLİ BİR KONU
Cemre Sürdürülebilir Tarım Gıda Platformu Kurucu Ortağı Prof. Dr. Meltem Onay ise, ”Bugün 7.7 milyara ulaşmış olan dünya nüfusunun tükettiği bütün yiyecekler hayvansal ve bitkisel kaynaklar dolaylı olarak da topraktan sağlanıyor. Günümüzde artan gıda ihtiyacını karşılamak için sürdürülebilir tarım, dikkate alınması gereken önemli bir konu. Sürdürülebilir tarım; toprağın, suyun ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimini desteklemenin yanında, gıda güvenliğini de garanti altına alarak, sağlıklı ekosistemleri besliyor. Sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok yerinde kontrolsüz bir şekilde kullanılan girdilerle (kimyasal gübreleme ve tarımsal ilaç kullanımı) tarım, dünyadaki beslenme sorununa çare olmazken, toprakların bozulmasına, kirlenmesine ve hatta yok olmasına neden oluyor. Tarımdaki bu yanlış uygulamaların çevre kirliliğine, yeraltı su kaynaklarının kirlenmesine ve yetiştirilen ürünlerde meydana gelen kimyasal kalıntıların insan ve hayvan sağlığını tehdit etmeye başlamasına neden olduğu yapılan bütün araştırmalar sonucunda kanıtlanmış durumda” diye konuştu.
PEKER: GELECEK NESİLLERDEN ÇALMAMALIYIZ
Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Genel Müdürü İsmail Peker de, “Bugünün beklenti ve ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin ihtiyaç ve beklentilerinden çalmamamız gerekiyor. Kaynaklarımızı doğru ve etkili bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Tarımsal kalkınma projlelerimiz de olarak devam ediyor. Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, TARİŞ ortak ismini kullanan dört Tariş Birliğinin en büyüğüdür. Birlik ortaklarının kütlü pamuk üretiminde; kaliteli kimyevi gübre, zirai ilaç, motorin ve tohum gibi tarımsal üretim girdilerin temini, Ar-Ge ve teknik hizmet, Nakdi kredi desteği, ile katkıda bulunmakta, Bölgede piyasa ve fiyat düzenleme fonksiyonu ile üreticinin mağduriyetini önleyerek tarımsal üretimin etkin, kaliteli ve verimli bir şekilde sürdürülebilirliğini sağlamaktayız. Birlik, bağlı kooperatifler aracılığıyla bölge kütlü pamuk rekoltesinin yaklaşık yüzde 40’ını alarak işlemekte ve pazara sunmaktayız” dedi.
SAVCIGİL: KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ
Pınar Enstitüsü Direktörü Ümit Savcıgil ise, “2013 yılında gıda sağlık beslenme konularının toplum bilinçlendirmek ve eğitim faaliyetleri bulunmak üzere Pınar Enstitüsü kar amacı gütmeksizin Yaşar Holding’in inisiyatifiyle kurulmuştur. 10 yıllık süreçte bir çok proje oluşturan enstitümüzün hala devam eden projelerinden biri olan Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde projesi kapsamında kamu – üniversite – sanayi iş birliğinin yanı sıra uluslararası partnerimiz Business Call to Action (BCtA) platformu ile bağlantımız devam ediyor. Yılın ilk aylarında gerçekleştirdiğimiz ve yeni içerikler eklediğimiz yüz yüze eğitimlere, Pınar Enstitüsü Youtube hesabına ve faaliyete açılan proje web sitesine yüklenen eğitim materyalleri, eğitim videoları ve broşürler eşlik etmeye başladı. Böylece tüm üreticiler, telefon veya bilgisayarlarından bizi ve eğitimlerimizi takip edip, eğitimleri pekiştirebilecek” şeklinde konuştu.
Soldan Sağa: T.C Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Danışmanı Ejder Oruç – ION Academy Kurucusu Ali Rıza Ersoy – TETA Teknik Tarım Genel Müdürü ve Tarım 4.0 Derneği Başkanı Sümer Tömek Bayındır – Yeditepe Üniversitesi Tarım Ticareti ve İşletmeciliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Turan – Tabit Akıllı Tarım Teknolojileri Kurucu Ortağı Tülin Akın- İTB Genel Sekreteri Erçin Güdücü
“TAHIL KORİDORU İNSANLIK İÇİN YAPILAN ÖNEMLİ BİR ADIM”
T.C Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Danışmanı Ejder Oruç moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Dijital Tarım’ konulu panel gerçekleştirildi. Dijital Tarım paneline, Yeditepe Üniversitesi Tarım Ticareti ve İşletmeciliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Turan, TETA Teknik Tarım Genel Müdürü ve Tarım 4.0 Derneği Başkanı Sümer Tömek Bayındır, İTB Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü, ION Academy Kurucusu Ali Rıza Ersoy ve Tabit Akıllı Tarım Teknolojileri Kurucu Ortağı Tülin Akın panelist olarak katıldı. Panelde, küresel iklim değişiklikleri ve diğer etmenlerin tarıma etkileri, tarımda dijitalleşme, Türkiye’deki çifçilerin dijitalleşme süreçleri konuşuldu.
Bakan Danışmanı Ejder Oruç, gerçekleştirdiği konuşmada ” Uluslararası alanda ortaya çıkan gıda arz güvenliği hayati öneme haiz inisiyatifle sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı dokunuş ‘Karadeniz Tahıl Koridoru’ sürecini getirmiştir. Bilindiği üzere bugüne kadar tahıl koridorundan 12 milyon ton tahıl taşınmıştır. Bunun yüzde 61’i Avrupa’ya, yüzde 26’sı Asya’ya, yüzde 13’ü de Afrika’ya gitmiştir. Ülkemizin bu girişimi insanlığa yapılan önemli bir katkıdır” dedi.
Tarımı bir bütünlük içinde yönetme arzusunda olduklarının altını çizen Oruç, “Tarım ve orman sektörüne ayrı bir vizyon katma fırsatı ortaya çıktı. İliklerimize kadar hissettiğimiz iklim değişikliği, salgın hastalıkların yol açtığı sorunlar tarım ve gıdanın stratejik durumunu daha önemli haline getirdi ” diye konuştu. Tarımda arz güvenliğini merkeze alan yeni bir dönemin başladığını söyleyen Oruç, gıda meselesini bir milli güvenlik meselesi olarak gördüklerini ifade etti. Oruç, çiftçileri güçlendirmeyi önceleyen bir yaklaşım belirlediklerini, sözleşmeli tarımı yaygınlaştırmayı ve kadınlar ile gençlerin üretime katılmasını destekleyen politikalara yöneldiklerini sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Metin Turan ise, “Tarım konusunda pek çok kurumun çalıştığını fakat en önemli eksikliğin bir araya gelememek olduğunu vurguladı. Önceden olsa olsa metoduyla çalışıyorduk. Tarımcılar olarak biz hep tahmine ve tecrübeye dayalı çalıştık. Ta ki küresel ısınmaya kadar. Artık bunlar pek işlemiyor” diye söyledi.
Dünyada 570 milyon çiftçi olduğu bilgisini paylaşan Tabit Akıllı Tarım Teknolojileri Kurucu Ortağı Tülin Akın, “Teknolojiye gelecek olursak, bizim çiftçilere verdiğimiz verilerin onların tarafından değerlendirilmesi değil, onlara değerlendirilmiş ve yönlendirme üzerine veri göndermemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
ION Academy Kurucusu Ali Rıza Ersoy, pandeminin tarımın önemini yeniden gözler önüne serdiğini söylerken “İnek, tezek diye ötelediğimiz tarım 8 milyar insanın gözünde kısa sürede nasıl mükemmel bir şey olduğunu bize hatırlattı. Geleceğin en prestijli mesleği çiftçilik, geleceğin en stratejik konusu tarım olacak. Buna bütün kalbimle inanıyorum” dedi.
Tarım 4.0 Derneği Başkanı Sümer Tömek Bayındır “Tarımda döngüselliği ne kadar sağlarsak; o kadar etkili, doğayı gözeten ve verimli oluyor. Döngüsellik bozulduğu zamanda kayıplar ortaya çıkıyor. Biz çağdaş tarımda tekrar eskiyi keşfediyoruz. Özellikle Anadolu kültürünün yani kadim kültürümüzün yükselişte olduğunu biliyor ve gözlemliyoruz” diye belirtti.
Dr. Erçin Güdücü ise, İzmir Tarım Teknolojileri Merkezi’nin hikayesini anlatırken, merkezi, 8 ay sonra hayata geçireceklerinin bilgisini verdi.
Destekler çiftçinin yükünü hafifletti
ÇALIŞMALAR YAPILDI
Son dönemde dünyada yaşanan gelişmeler nedeniyle tedarik zincirlerinde sorunlar yaşanırken gıda noktasında da sıkıntılar baş göstermeye başladı. Yaşanan sıkıntılar Türkiye’de birçok belediyenin tarıma destek konusunda çalışmalar yapılmasının gerekliliğini ortaya çıkarırken Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de çalışmalarını gerçekleştirdi.
3 YILDA 290 MİLYON TL
İlimizde çiftçiye mazot, gübre, tohum, sera malzemesi, arazilerin temizlenmesi noktasında destek veren Büyükşehir, son 3 yılda 290 milyon TL değerinde çiftçiye destek verdi. 2022 yılında sadece 75 milyon TL mazot desteği veren Büyükşehir Belediyesinin toplam destek bütçesinin 289 milyon TL olduğu açıklanmış ve destek kapsamında mazot kartlarının çiftçiye dağıtımı başlamıştı.
ÇİFTÇİLER MEMNUN
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen destekler konusunda Gebze, İzmit, Kartepe, Kandıra, Karamürsel, Gölcük ve Derince Ziraat Odası Başkanları memnuniyetlerini dile getirdi. Destek için Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a teşekkürlerini sunan başkanlar, özellikle mazot desteği ile birlikte geçen sene hasat zamanının daha kolay geçtiğini, desteğin gelmesiyle birlikte arazilerin biçilebildiğini hatırlattı.
EKİLMEYEN TARIM ARAZİSİ KALMADI GİBİ
Büyükşehir’in, tamamı hibe mazot desteği çiftçilerimizi son derece memnun etti. Bu yıl mazot miktarının, arazi büyüklüğü ve hayvan sayısına göre belirlenmiş olması da isabetli bir karar oldu. Ben de çiftçilik yapıyorum. 250 litre mazot, orta ölçekli bir üreticinin bir sezonunu karşılar. Çiftçimizin en büyük sıkıntısı akaryakıt ve gübre. Büyükşehir belediyesinin verdiği desteklerle ekilmeyen tarım arazisi kalmadı gibi. Bu kaynakları çiftçilerimiz verimli kullanarak, daha fazla üretecek. Destekler girdi maliyetleri nedeniyle sıkıntı yaşayan çiftçilerimize can suyu oldu. Tahir Büyükakın ve ekibine, tüm çiftçilerimiz adına teşekkür ediyorum. Bu destekler artarak devam ettikçe, biz de üretmeye devam edeceğiz.
Yusuf Karaaslan (İzmit Ziraat Odası Başkanı)
ÇİFTÇİLERİMİZ EMEĞİ GEÇENLERE DUA EDİYOR
Destekleri harika buluyoruz, Tahir başkanımdan Allah razı olsun. Bu yıl için çiftçilere mazot kartları dağıtıldı ve kartları alan çiftçilerimiz emeği geçenlere dua etti. Verilen destekler sebebiyle bize yakın olan Sakarya Kaynarca’dan çiftçiler gelip bizim odaya üye oluyorlar. 200’e yakın Kaynarca’dan üyemiz var. Toplam ÇKS’ye kayıtlı 7 bin 600 üyemiz var. Kandıra’da artık genç çiftçi kalmadı, üyelerimizin yüzde 80’i 60 yaş ve üstü. Tarımla uğraşacak olan kişiler hep bir kumar oynar çünkü ekim yapar sonra yağmuru bekler. Kandıra’da son dönemde seracılık yapılmaya da başlandı, özellikle yüzde 50 hibe olması harika. Tahir başkan elinden geleni yapıyor, gerisi çiftçilerimize kalmış.
Erdal Çetin (Kandıra Ziraat Odası Başkanı)
‘İMDAT’ DENİLDİĞİ ANDA KOŞUYORLAR
Çiftçi ciddi anlamda zor durumda, ülke genelinde böyle. Bugün Karamürsel’de, Kocaeli’de iş yapan çiftçi neyse Kahramanmaraş’ta ya da Adana’da iş yapan çiftçinin durumu da aynı. Tarımda genel olarak bir sıkıntı söz konusuyken Kocaeli Büyükşehir Belediyemizin çiftçiye destek vermesi, ‘İmdat’ denildiği anda koşması çok iyi oldu. Hem oda başkanı hem de Karamürselli bir çiftçi olarak verilen desteklerden dolayı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyorum, başta başkanımız Tahir Büyükakın olmak üzere emeği geçenler sağolsun. Ciddi çalışma yapılıyor, yeter mi? Yetmez ama başkanımızın da söylediği gibi bize olta veriliyor, balık tutmak öğretiliyor, ilerleyen günlerde 4 bin civarındaki üyemizle balık tutacağız.
Memduh Birinci (Karamürsel Ziraat Odası Başkanı)
VERİLEN DESTEĞİN KARŞILIĞINI GÖRDÜK
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği destekler yadırganamaz. 2021’de verilen desteklerin yansımasını çok iyi gördük, geçen yıl mazot desteği verildiğinde tarlalar henüz daha sürülmemişti ve mazot verildiğinde tarlalar sürüldü. Verilen bu destek sonra tarlalara yukarıdan bakıldığında ortaya çıkan farklılık gözle görülüyordu. Bu yıl verilecek olan destekler de çiftçimiz tarafından bekleniyor. Tohum, gübre, fidan destekleri veriliyor, bu çok büyük bir çalışma. Tohum ve mazot desteğinin faydasını gördük. Yeni yeni seracılık faaliyetleri başladı ve bu durumda verilen sera desteğinin etkisi çok fazla. Aktif üye sayımız bin 900, üyelerimiz arasında tarlasını bırakıp gitmiş ve bugünlerde geri dönenler var.
İsmail Demir (Derince Ziraat Odası Başkanı)
ÇİFTÇİNİN ELİNDEN TUTULAN BİR DÖNEM YAŞIYORUZ
Büyük bir destek veriliyor. Bugün bu destekler verilmiyor olsa kent çiftçisi çok zorlanırdı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, çiftçilerimize bir jest yaptı. Bakanlık tarafından verilen destekler Türkiye genlinde dağıtılırken, bu desteklerin cılız kaldığını duyuyoruz ama bizim çiftçilerimiz ekonomik anlamda güçlü olan bir Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olmasının avantajını yaşıyor. Tahir Başkan çiftçiye önem veriyor, bu da çiftçimizin yüzünü güldürüyor. Tahir başkanımıza çok teşekkür ederiz. Yakın zamanda 650 çiftçimize yakıt kartı verdik, oda üye sayımız bin 400 civarında. Üyelerimiz de desteklerden dolayı oldukça memnun. Çiftçinin elinden tutulan bir dönem yaşıyoruz, bu da üretim ve köye dönüş oranlarını yükseltiyor.
Bekir Çanaklı (Gölcük Ziraat Odası Başkanı)
GELİNEN NOKTADA GÜZEL İŞLER YAPILIYOR
Uzun zamandır yapılması gereken çalışma sonunda hayata geçirildi, inşallah çalışmalar ilerleyen günlerde de artarak devam eder. Yaklaşık 5 yıldan beri yaptığımız çalışmaların meyvesini almaya başladık, daha da iyi olacaktır ve olmalıdır çünkü daha ekilmeyen çok fazla arazimiz var. 10 bin dekar dikilmemiş alanlar var, bu alanlar için de destekler verilmeli. Bugün gelinen noktada güzel işler yapılıyor, emeği geçenlerden Allah razı olsun. Destekler çiftçiyi rahatlatıyor. Biz çok şanslıyız, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi verdiği desteklerin yanında bir de arazilerin temizlenmesi için de araçlar gönderiyor, başka bir yerde yok. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne tarıma, çiftçiye verdiği destekler nedeniyle tam not verdim.
Hüseyin Türker (Kartepe Ziraat Odası Başkanı)
DESTEKLE BİRLİKTE KENTTEN KÖYLERE DÖNÜŞ BAŞLADI
Desteklerden çiftçimiz memnun ama bu destekler geçici çözüm gibi duruyor. Tahir başkanın niyeti samimi, bunda bir sıkıntı yok ama buğday ekimi yapan bir çiftçimiz 600 kilo topladığı ürün 500’e düştüğü zaman ‘zarar ettik’ derdi. Bugün çiftçimiz kar-zarar hesabını bırakmış para kazanma hesabı yapıyor. Ürünün fiyatının artması, verimimin artması için çalışma yapılması gerekiyor. Bu desteklerle birlikte kentten köye dönüşler başladı, geçmişte yavaş yavaş köyden kente giden çiftçiler bugün de yavaş yavaş geri dönüyorlar. Yalnız dönüş düşünen çiftçilerimizin de ellerini çabuk tutmasında fayda var çünkü yer kalmayabilir. Üye sayımız 3 bin 430 civarında, üyelerimiz adına Tahir başkanımıza teşekkür ediyoruz.
Ayhan Pekşen (Gebze Ziraat Odası Başkanı)
‘Kazanmayı bilen çiftçi' projesi Şanlıurfa ve Diyarbakır'da
Türkiye’nin önde gelen tohum ıslahçısı ve üretici firmalarından MAY Tohum, hazırladığı ‘Kazanmayı Bilen Çiftçi’ projesi ile çiftçi eğitimlerini Şanlıurfa ve Diyarbakır’da sürdürdü.
Türkiye’nin önde gelen tohum ıslahçısı ve üretici firmalarından MAY Tohum, hazırladığı ‘Kazanmayı Bilen Çiftçi’ projesi ile çiftçi eğitimlerini Şanlıurfa ve Diyarbakır’da sürdürdü. Çiftçilerle bir araya gelen MAY Tohum Marka Müdürü Selcan Şenol, ar-ge, kaliteli üretim gibi iş geliştirme süreçlerine yapılan yatırımların yanı sıra çiftçilerin gelişimine de katkı sağlayacak sosyal sorumluluk projelerine önem verdiklerini, bu doğrultuda Kazanmayı Bilen Çiftçi Projesini hayata geçirdiklerini söyledi.
Türkiye’nin ilk özel tohum firması MAY Tohum, Şanlıurfa ve Diyarbakır çiftçisiyle buluştu. Özel bir mekanda, tarım kentinde çiftçilerle bir araya gelen firma yetkilileri, tarımsal üretimde verimi ve kazancı arttırmaya katkı sağlayacak sulama- gübreleme ve finansal okuryazarlık konularında bilgilendirmede bulundu.
1978 yılından beri sebze, tarla ve endüstri bitkileri tohumluklarının Ar-Ge’si, üretimi, yurtiçi-yurtdışı pazarlaması ve satışı konularında faaliyetlerini sürdüren MAY Tohum, hazırladığı proje ile çiftçilerin tarımsal üretimde finansal süreçlerin yönetilmesi konusunda ve üretim süreçlerinde teknik destek eğitimlerini çiftçilere sunuyor. 2022 yılının ilk buluşmasının Eskişehir’de gerçekleştirildiği eğitime, çiftçiler yoğun ilgi gösterdi. Eğitimci Hakan Turgut ile Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özekici’nin konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, sektör çerçevesinde yapılabilecek yatırımlar, finans yönetimi hakkında bilgiler ile tarımsal üretimde verimliliği artırmaya yönelik etkin sulama ve gübreleme uygulamaları hakkında bilgiler verildi.
MAY Tohum Marka Müdürü Selcan Şenol, ‘Kazanmayı bilen çiftçi’ projesi ile ilgili açıklamada bulundu. Şenol, “MAY Tohum ailesi olarak bizler her zaman gelişime yatırım yapan bir markayız. Çiftçilerimize daha iyi tohum çeşitleri sunabilmek için Ar-Ge faaliyetlerimize yatırımlar yapıyoruz. Daha kaliteli tohumları çiftçilerimize sunabilme çalışmalarımız sürüyor. Kaliteli tohumu Türkiye ve uluslararası pazara sunabilmek için üretim süreçlerimize yatırımlar yapıyoruz. Çiftçimize daha iyi hizmetler sağlayabilmek için ekimden hasada kadar onların yanında uzman personellerimizle yer alabilmek için çalışanlarımızın gelişimine yatırımlar yapıyoruz. Tüm bu iş geliştirme süreçlerimize yaptığımız yatırımların yanı sıra çiftçilerimizin gelişimine de katkı sağlayacak sosyal sorumluluk projelerine de önem veriyoruz. Kazanmayı bilen çiftçi projemiz de bu çalışmalarımızdan bir tanesidir. ‘Kazanmayı bilen çiftçi’ projemiz ilk olarak 2020 yılında başladı. Korona virüs pandemisi koşulları sebebiyle 2 yıl ara vermek durumunda kaldık. 2022 yıl itibariyle ilk olarak Eskişehir’de, ikinci olarak Balıkesir’deki çiftçilerimizle bir araya geldik ve 2022 yılının 3’üncü ayağı Şanlıurfa’da çiftçilerimizin karşısındayız. ‘Kazanmayı Bilen Çiftçi’ projemiz her geçen yıl giderek zorlaşan çevresel ve ekonomik şartlarda çiftçilerimize minimum alandan maksimum faydayı elde etmelerine katkı sağlayacak finansal okuryazarlık ve teknik eğitimleri barındıran özel bir projedir. Finansal okuryazarlık eğitimlerimizle çiftçilerimize kendi bütçelerini en etkin şekilde, en verim şekilde yönetmelerine katkı sağlayacak önemli bilgileri paylaşıyoruz. Teknik eğitimlerimizde ise sulama, gübreleme, hayvan besleme gibi onların üretim verimliliğine katkı sağlayacak daha sürdürülebilir bir tarım yapmalarına katkı sağlayacak bilgileri uzmanlarımızla aktarıyoruz. Bugün burada hocalarımız çiftçilerimize değerli bilgiler paylaştılar. Finansal okuryazarlık anlamında ilk çalışmaları yapan eğitmen ve yazar Hakan Turgut hocamız çiftçilerimize önemli bilgiler paylaştı. Çukurova Üniversitesinden Bülent hocamız ise özellikle pamuk ve mısır üretiminde fayda sağlayacak sulama ve gübreleme programları hakkında değerli bilgileri çiftçilerimizle paylaştı” ifadelerini kullandı.
MAY Tohum, ‘Kazanmayı bilen çiftçi’ buluşmaları çerçevesinde 4’üncü programını ise Diyarbakır’da gerçekleştirdi. Diyarbakır çiftçisi, programın verimli geçtiğini belirterek emeği geçenlere teşekkür etti.