Tarım yakıtı nedir, ne demek?
Tarım yakıtı, normal yakıtla farklılık arz etmemekle birlikte belirli prosedürleri olan yakıt türüdür. Tarım Bakanlığı tarafından çiftçilerin belirlemiş olduğu kartlara tanımlanan çiftçi tarım yakıtı hakkı, belirtilen tarım araçları dışında farklı bir plakaya verilmemektedir. Tarım yakıtı, normal yakıta göre indirimli kullandırıldığı için plaka sınırlaması bulunmaktadır.
Dolayısıyla Tarım Yakıtı alabilmek için bu prosedürleri yerine getirip, tarım kartı bulundurulması gerekmektedir.
Erzurum’da tarımsal üretimde 2022 bereketi
Erzurum’da yüzde 80’lere ulaşan kurak bir yılın ardından tarım sektörü, 2022 yılında elde edilen mahsulle çiftçinin yüzünü güldürdü. Bir önceki yıla göre yüzde 150 artışla 400 bin tonun üzerinde buğday hasat edilen Erzurum’da yem bitkisi, ayçiçeği, patates üretiminde de büyük artış oldu. Erzurum Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Akar, “2021 yılında yaklaşık yüzde 70-80 civarında bir kuraklık sıkıntısı yaşadı çiftçilerimiz. Ancak bu yıl hava şartları, üretim, bakanlığımız destekleri ve yerelde yaptığımız projelerle Erzurum çok bereketi ve verimli bir yıl geçirdi” dedi.
Erzurum’da geçen yıl yaşanan kuraklığın ardından 2022’ye ümitli başlayan çiftçiler, tarımda verimli bir yılı geride bırakıyor. Yaklaşık 1 milyon dekar arazide geçen yıl 160 bin ton civarında olan buğday üretimi bu yıl yaklaşık yüzde 150 artışla 400 bin tonun üzerine çıktı. Geçen yıl 1 milyon 400 bin ton olan yonca, korunga, fiğ, silajlık mısır gibi kaliteli yem üretiminde bu yıl 974 bin dekar alanda 2 milyon 100 bin tona ulaşıldı. Yaklaşık 35 dekar alandan geçen yıl 80 bin tona yakın patates elde edilirken bu yıl bu rakam 110 bin tona çıktı. 2021 yılında 26 bin dekar olan ayçiçeği üretimi, tohum desteğiyle bu yıl 48-49 bin dekar alanda yapıldı.
KURAKLIK YÜZDE 70-80 CİVARINDAYDI
Hayvancılık potansiyeli yüksek olan Erzurum’un aynı zamanda bitkisel üretimde de önemli bir merkez olduğunu belirten Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Akar, şunları söyledi:
“Geçen yıl bir kuraklık süreci yaşadık. Çiftçilerimiz, 2021 yılında yaklaşık yüzde 70- 80 civarında bir kuraklık sıkıntısı yaşadı. Ancak üretim, hava şartlarının iyi gitmesi, bakanlığımız ve yerelde yaptığımız projelerle yaptığımız girdi destekleri ile bu sene Erzurum için gerçekten çok bereketli ve verimli bir yıl oldu. 2021 yılında yaklaşık 160 bin ton civarında buğday elde ederken bu sene 400 bin tonun üzerine çıktı. Yani yüzde 150’ye yakın bir artış yaşandı. Tabii ki buna bağlı olarak yem bitkisi alanlarımıza da aynı şekilde bizim bir güzel bir üretim sonuçlarımız oldu. Yaklaşık 974 bin dekarda yem bitkisi ekim alanımız var. Yonca korunga, fiğ, silajlık mısır buna benzer yem üretimimiz geçen yıl yaklaşık 1 milyon 400 bin ton iken bu yıl ki kaliteli kaba yem üretimimiz 2 milyon 100 bin tonun üzerinde. 2021 yılında yaklaşık 26 bin dekar civarında bir ayçiçeği ekimimi vardı. Bu sene 42 bin dekar çerezlik ayçiçeği 7 bin 500 dekarda yağlık ayçiçeği ekimi oldu. Çiftçilerimiz ayçiçeği üretiminden de güzel sonuçlar elde etti. 26-27 dekarlık ayçiçeği ekili alanımız neredeyse ikiye katlanarak 49 bin dekara yaklaştı. Patates üretiminde geçmiş yıllarda 35 bin dekar civarında bir ekim ve 80 bin tona yakın üretimimiz vardı. Bu yıl aynı alanda üretim 108 bin tonun üzerinde. Bunları sahadan aldığımız rakamlarla ifade ediyoruz. Hasadın devam ettiği ekim alanlarından patates üretiminin 110 bin ton civarında olmasını bekliyoruz.”
31 MİLYON LİRA BÜTÇELİ 35 PROJE
Erzurum’da bitkisel üretimde 35 bine yakın çiftçi bulunduğu bilgisini veren Akar, bu yıl yaklaşık 31 milyon bütçeli 35 proje ile onlara destek olmaya çalıştıklarını bildirdi. 1172 ton civarında yazlık ve güzlük buğday tohumu dağıttıklarını, 172 ton civarında yem bitkisi, 3 ton civarında üreticiye ayçiçeği tohumu verdiklerini belirten Akar, çiftçinin ihtiyaç duyduğu girdilerde az da katkıda bulunduklarını söyledi.
TARIMSAL ÜRETİM DEĞERİ 12-13 MİLYAR TL CİVARINDA OLACAK
Kuraklığa rağmen 2021 yılı tarımsal üretim değerinin 11,5 milyar lira olarak gerçekleştiğini ifade eden Akar, “7-8 yıl önce bu rakam 2,5 milyar TL civarındaydı. Bunlar bizim rakamlarımız değil. Bunlar TÜİK’in, bakanlıkların açıkladığı rakamlar. Yani son 6-7 yıl içerisinde sadece bizim tarımsal üretim değerimiz 6-7 kat artmış. 2002 yılına göre kıyaslandığında 750 milyon TL olan bizim tarımsal üretim değerimiz 2021 yılı kuraklık yaşadığımız sezon olmasına rağmen 11,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu yıl tabii yılbaşından sonra bunlar netleşecek. Yine 12-13 milyar TL civarında bir tarımsal üretim değeri olacağını düşünüyorum” dedi.
Bakan Kirişci: Tarım ve Orman Gençlik Konseyi'ni oluşturacağız
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Türkiye’de son 5 yıldır TEKNOFEST kuşağını konuşuyoruz. Bunların tarım ve orman alanına ilgilerini çekmek için Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Tarım ve Orman Gençlik Konseyi’ni oluşturacağız” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Orman Mühendisleri Odasınca, Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium’da gerçekleştirilen Orman ve Ekosistem Zirvesi ve Fuarı’ndaki konuşmasında Milli Ağaçlandırma Günü’nün bu yıl dördüncüsünü düzenlediklerini hatırlattı.
Etkinliğin sloganlarından birinin de “Geleceğe Nefes Dünyaya Nefes” olduğunu dile getiren Kirişci, “Yeni mottomuz, ‘Türkiye Yüzyılına Nefes oldu.’ Türkiye Yüzyılına tarım ve ormanın damga vuracağını düşünüyoruz. Tıpkı pandemiyle başlayıp daha sonra Rusya-Ukrayna Savaşı’yla kabaran, jeopolitik riskler ve gelişmeler sonrasında gıda krizi diye bir kavramla bütün dünya karşılaştı ve sonunda bir çözüm şimdilik üretilmiş oldu.” diye konuştu.
Küresel meselelerin küresel yaklaşımlarla çözüleceğini ifade eden Kirişci, “Bunlara ulusal çözümlerin elbette katkısı olur ama bu hiçbir zaman yeterli olmaz. Aslolan bu zararı başlangıçta vermemek veya koruma kullanma dengesi dediğimiz bir denge içinde bunu yürütmek. Bu coğrafyada ve dünyanın herhangi bir coğrafyasında global etkisi olabilecek gelişmelerle ilgili bizim küresel anlamda FAO, UNDP ve diğer uluslararası örgütlerle iş birliği yaparak bunun üstesinde gelmek, bu hasarı minimize etmek mecburiyetimiz var.” değerlendirmesinde bulundu.
Kirişci, Türkiye’nin son 20 yılda 2 milyon hektarın üzerinde bir alanda 6 milyarın üzerinde fidanı dikerek kendi orman alanlarının genişleten Avrupa’da birinci dünyada dördüncü ülke olduğunu ancak bunun yeterli görülemeyeceğini kaydederek, bu alandaki iş birliği ve birlikte çalışma durumunun mutlaka daha da genişletilmesi ve geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
“Tarım ve Orman Gençlik Konseyi’ni oluşturacağız”
Gelecek yıl itibarıyla “2023 Türkiye Yüzyılı”na adım atılacağına işaret eden Kirişci, şu ifadeleri kullandı:
“Cumhuriyetimizin 100 yılını geride bırakmış olacağız. Yeni bir yüzyıla başlayacağız. Bu yüzyıla ilişkinde elbette Bakanlık olarak ormanla ilgili bir takım yaklaşımlarımızın olması gerekiyor. Bunların başında da orman alanlarımızı geliştirmeye devam edeceğiz. Orman alanlarımızı, yangın başta olmak üzere, her türlü saldırılara karşı koruyacağız ama bunlarla ilgili de yeni nesli de eğiteceğiz. Türkiye’de son 5 yıldır TEKNOFEST kuşağını konuşuyoruz. Bunların inovatif ürünlerini konuşuyoruz. Bunların tarım ve orman alanına ilgilerini çekmek için Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Tarım ve Orman Gençlik Konseyi’ni oluşturacağız. Böylelikle gençlerimizin düşüncelerinden, onların alın terlerinin yanı sıra akıl terlerinden istifade edeceğiz. Aslolan onların bu projeleri sahiplenmesidir.”
Kirişci, orman yangınlarına ilişkin yapılan çalışmalara da değinerek, geçen yıl 3 olan uçak sayısının 20’ye, 39 olan helikopter sayısının 55’e, 1 olan insansız hava aracı (İHA) sayısının da 8’e çıkarıldığını, bu yıl 2 bin 43 hadise ve 12 bin 384 bin hektar alanda yangınların söndürüldüğünü anlattı.
Söz konusu alanlarda ağaçlandırma çalışmalarının yeniden başlatıldığını dile getiren Kirişci, şunları kaydetti:
“Orman insanın desteğine ihtiyaç duymayan bir ‘Yeşil Vatan’dır ama bu ‘Yeşil Vatan’ değişen ve gelişen dünya şartlarında maalesef yine insanın desteğine ihtiyaç duyar hale gelmiştir. Bu manada da 25 binin üzerinde çalışanımız ki bunun 8 binini bu yıl Orman Genel Müdürlüğümüz ve Bakanlığımız bünyesinde istihdam etmeye başladık. Geçtiğimiz yıl 140 bin hektara ulaşan yanan alanları bu yıl 12 bin 384 hektar gibi bir düzeyde tutmuş olduk. Bir ağacımızın dahi yanmasına tahammülümüz yok. Bize düşen tedbirini almak, öncesinde ve devamında bu tedbirleri hayata geçirmek.”
“Orköy marifetiyle verdiğimiz destekleri gelecek yıl 1 milyara çıkarıyoruz”
Kirişci, kırsal bölgelere yönelik çalışmalardan da bahsederek, 2002’den bugüne kadar kırsal bölgeler için sağladıkları desteklerle, özellikle Orköy marifetiyle verdikleri desteklerle, insanları kırsalda tutmaya çalıştıklarını söyledi.
Kırsal bölgelerde yaşayan insanların kent kültürüne uyumlarının güçlüğüne dikkati çeken Kirişci, şu ifadeleri kullandı:
“2022’de 400 milyon gibi desteklerle desteklediğimiz, Orköy marifetiyle verdiğimiz destekleri gelecek yıl 1 milyara çıkarıyoruz. Ormandan elde ettiğimiz gelirlerden orman köylülerimizin daha fazla yararlanması için çalışmalara hız veriyoruz. Ormandan istihdam edilenlerin sosyal güvenlikle ilgili birtakım desteklere muhtaç olduğunu biliyoruz. Buna ilişkin çalışmalarımız da devam ediyor. Yine ormanla bir şekilde ihtilaf yaşayan, problem yaşayan milyonlarca vatandaşımızın olduğunu da biliyoruz. Böyle bir kavganın 21. yüzyıl Türkiyesine yakışmadığını, mutlak surette, ormanla barışık orman köylüsü başta olmak üzere vatandaşlarımızla orman arasındaki bir kavga değil muhabbeti önceleyen çözüm önerilerimiz ve yaklaşımlarımız olacak.”
Zirve’de Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanı Şükrü Karatepe, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Yunus Kılıç ve Orman Mühendisleri Odası Hasan Türkyılmaz da bir konuşma yaptılar.
Konuşmaların ardından Bakan Kirişci stantları gezdi, çocuklarla sohbet etti.
Tarım Kredi’den yem fabrikası hamlesi
Geçtiğimiz günlerde Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın bir televizyon programında Doğu Anadolu’da yem fabrikası kararı aldıklarını ve bu ilin Erzurum olduğunu ifade etmesi üzerine Tarım Kredi Holding murahhas üyeleri Mustafa Hamurcu ve Yılmaz Bademli, Erzurum’da bir takım ziyaret ve görüşmelerde bulundular.
Uzun zamandır yapılması konuşulan fakat bir türlü yapımına başlanılmayan Erzurum Yem Fabrikasında son zamanlarda somut adımlar görülmeye başlandı, nitekim geçen haftalarda Hüseyin Aydın’ın yaptığı açıklamadan sonra Tarım Kredi murahhas üyeleri Mustafa Hamurcu ve Yılmaz Bademli bölgenin en büyük yem fabrikası kurulması amacıyla Erzurum Valisi Okay Memiş, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve Aziziye Belediye Başkanı Cevdet Orhan ile görüşmeler gerçekleştirdiler.
Aziziye ilçe sınırları içerisinde yapılacak olan fabrikanın, sadece Erzurum’a değil Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgesine hizmet vereceğinden bahseden Mustafa Hamurcu en kısa zamanda fabrikanın inşaatına başlayacaklarını, bu fabrikanın Erzurum’da hayvancılık faaliyetlerine ciddi bir katkısı olmakla birlikte, yem de kullanılan hammaddenin de bu bölgeden tedarik edileceğini ve bunun tarımsal hasılanın artışına ciddi bir katkı sağlayacağını söyledi, bu bağlamda Erzurum Valisi Okay Memiş’e, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e ve Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan’a katkılarından dolayı teşekkür etti.
Hamsi tezgahları şenlendirmeye başladı, fiyatlar yarı yarıya düştü
Hamsi tezgahları şenlendirmeye başladı, fiyatlar yarı yarıya düştü
Tarım Kredi Kooperatifleri Erzurum Bölge Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Küçükoğlu’da bu fabrikanın Erzurum’a yapılması hususunda son dönemde çok önemli bir mesafe alındığını belirttikten sonra Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın konuyu yakın takip ettiğini ve fabrika kurulmasına verdiği katkılardan dolayı teşekkür etti.
ERZURUM’A KOOP BAKKAL MÜJDESİ
Geçen günlerde TESK ve Tarım Kredi Kooperatifleri arasında KoopBakkal projesi hayata geçirilmiş bu proje kapsamında Tarım Kredi Kooperatif Marketleri bünyesinde uygun fiyatlarla sunulan ürünlerin Türkiye genelinde yaygınlaştırılması ve bakkal olarak faaliyet gösteren gerçek veya tüzel işletmelerin desteklenmesi amacıyla bayilikler verilerek bakkalların da satış kanalına dâhil edilmesi için oluşturulan geniş tabanlı bir iş birliğine başlanılmış fakat 6 pilot il içerisinde Erzurum’un olmadığı görülmüştü, Erzurum Büyükşehir Belediyesinde yapılan ziyarette konunun gündeme gelmesi üzerine Mehmet Sekmen, Erzurum’un proje kapsamına alınması talebine karşılık Tarım Kredi Holding murahhas üyesi Yılmaz Bademli en kısa zamanda ve en geç 2023 Ocak ayı içerisinde KoopBakkal projesinin Erzurum da uygulamaya başlanacağını söyledi, ayrıca 2022 sene sonuna kadar Erzurum’a en az 10 market daha açmayı planladıklarını söyledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, son zamanlarda Tarım Kredi Kooperatiflerinin yaptığı hizmetlerle daha çok görünür olduğunu, bu hizmetlerin artmasının şehrin ekonomisine ciddi bir fayda sağlayacağının söyleyerek Erzurum Bölge Müdürü Bekir Parlak ve ekibine teşekkür etti ve fabrika kurulumu başta olmak üzere Erzurum’a yapılacak her yatırıma destek vereceklerini belirtti.
2023 yılında tarımda beklentiler! Buğday, ekmek, ve tarım her şeyin başıdır!
Dünyamızda tarımda sorunlar ve çözümler söyleniyor ve yazılıyor. Ancak bir türlü çözümsüzlük havuzundan çıkılamıyor.
Bunun en önemli nedenleri günü kurtarma politikasıdır. Tarımda esas sorunları çözmek yerine pansuman tedbirler, geçiçi çözümler tercih edilmektedir. Bu tercihler sorunları daha da artırmaktadır. Bunun yanında risk planlarını bir türlü sevemedik. Kriz çıkar ve kriz planları ile çözmeye uğraşılır.
Tarımın bugünkü durumu göz önünde bulundurulduğunda, günü kurtarma politikalardan, önlemlerden ve politik sloganlardan bir mucizede görülmemiştir.
Pansuman tedbirlerde, tarımın sorunlarını ve çözüm maliyetlerini artırmıştır. Artırmağa devam etmektedir.
****Dünyada tarımda 2023 yılında beklentiler!!
****Dünyada tarımda sesler değil artık çığlıklar yükselmektedir. Tarımda 2023 yılını, bazı ülkeler şimdiden kaybetti, bazıları kaybetmek üzereler…
****Büyük bir tehlike geliyor. Tarım hızla tekelleşiyor. En büyük toprak sahipleri ve uluslararası şirketler küçük çiftlikleri ya yok ediyor ya da kontrolünü ele geçiriyor. Bunun sonucunda çiftlikler büyük şirketlerle bir sözleşme sistemine girmek zorunda kalıyorlar.
****Gıda güvenliği ve çiftçilik güvenlik ağı sorunları devam edecek…
Çoğu tedarik zinciri kesintileri, kuraklık koşulları, yakıt, ulaşım, girdi ve üretim malzemeleri fiyatlarındaki artışlar çiftçiler için büyük zorluklar olmaya devam edecektir.
*Çiftçilerin karamsarlığının artmaya devam etmesi şaşırtıcı değil. Bir yıl sonra mali açıdan daha kötü durumda olmasını bekliyorlar.
Ukrayna’daki savaşının gıda ve tarımsal ticaret üzerindeki etkileri, COVID-19 pandemisinin de ön plana çıkardığı gıda arzı sorunları, ulusal güvenlik üzerindeki etkilerini devam ettirecek..
***Bazı endişeler var. Tarım ve gıda tedarik politikasının ulusal güvenlik etkileri ne olacak? Çin ile ABD arasındaki gergin ilişkiler!! Özellikle gelişmiş ülkeler için bol ve güvenli bir gıda arzı sağlama ihtiyacına ilişkin artan endişeler…
****Hindistan ve Brezilya gibi bazı hükümetler, şeker üretimlerini sübvanse ediyor ve ardından fazla şekeri, üretim maliyetinin çok altındaki fiyatlarla küresel pazara döküyor. Bu faktörler, genel gıda üretiminde hayati bir emtia olan şekerin dünyadaki en çarpık emtia piyasalarından biri olmasına katkıda bulunur.
**Jeopolitik belirsizlik artıyor.
Çiftçiler yeni bir iklim zorlukları dalgasıyla karşı karşıya kalabilirler. Nasıl yardımlar yapılmalıdır?
Birçok yönden çiftçilik daha da zorlaştı. Kuraklık, aşırı sıcaklık, sel, fırtınalar, tükenmiş toprak ve su, ayrıca tozlayıcı kıtlığı, çiftçiler için ürün ve hayvan yetiştirmeyi daha zor ve daha pahalı hale getiriyor. Ülkeleri besleyen insanlar, iklim krizinin getirdiği zorlukların ön saflarında yer alıyor ve çözüme ihtiyaçları var.
Belirli ürünler ve bölgeler için uyarlanmış tarımsal destek programları hazırlıyorlar. Tarımda destekleme politikaları değişiyor.
****Tarım piyasasındaki oynaklık, 2023 yılında devam edecek.
Rusya-Ukrayna savaşı tahıl ve yağlı tohum tedarikini üç yıl boyunca etkileyebilir.
Dünyanın dört bir yanındaki çiftçiler ve tüketiciler, tarımsal emtia ve girdi fiyatlarına yönelik yukarı yönlü riskler arttıkça, 2023’e kadar dalgalı bir piyasayla mücadele etmek zorunda kalabilirler.
Mısır, soya fasulyesi ve buğday gibi büyük mahsullerin fiyatları, Rusya-Ukrayna savaşı gibi olumsuz olaylar, hava sorunları ve lojistik darboğazlar mahsul arzını sıkıştırdığı için normal seviyelerin üzerinde işlem görüyor.
İşlerin 2023 yılında değişebileceğine, işlerin daha kötü olabileceğine dair işaretler var. Temkinli olmaya çalışıyorlar.
**Jeopolitik bozulmalar var.
Ukrayna dünyanın en büyük mısır, buğday ve ayçiçek yağı tedarikçilerinden biridir ve ülkedeki savaş bu önemli ürünlerin arzını önemli ölçüde azaltmıştır.
Ukrayna’dan tarımsal ihracata izin verilmesi yönünde bir miktar ilerleme kaydedilmiş olsa da, yakın vadede çatışmanın sona ereceğine dair net bir işaret yok.
Yüksek enerji maliyetleri de gübre üretimini pahalı hale getirdi. Son zamanlarda gübre fiyatları biraz gevşedi. Yine de, AB’de Rusya’dan doğalgaz arzının kesintiye uğraması ihtimali, gaz fiyatlarında ve gübre maliyetlerinde yeniden artışa yol açabilir.
Eğer Rusya arzı çekerse, doğal gaz fiyatları yükselir… Bu, gübre fiyatlarının yükseleceği anlamına gelir ve merkez bankalarının faiz oranlarında ne yaptığına bakmaksızın enflasyonu yeniden başlatır.
****Piyasaların Çin-Tayvan gerilimlerini görmezden gelemeyeceği konusunda da uyarıyorlar.
Çin, dünyanın en büyük gıda ve yem tahıl üreticilerinden, tüketicilerinden ve ithalatçılarından biridir.
Çiftçiler, mahsul fiyatlarındaki artış sayesinde bu yıl yüksek enerji ve gübre maliyetlerinin üstesinden geldi.
Ancak, mahsul fiyatları son birkaç hafta içinde düştü.
Yüksek enflasyon, faiz oranlarındaki artış ve talebin yavaşlama olasılığı nedeniyle çiftçilerin gelirlerinin darbe almasıyla ilgili endişeler var.
Çeşitli endişelere rağmen, mahsullerin ortalamanın üzerindeki fiyat seviyeleri göz önüne alındığında, çiftçilerin hala bir miktar kar elde edebileceklerini söyleniyor.
Ham petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle lojistik maliyetleri de bu yıl genel olarak yüksek oldu ve devam edecek.
Çin’deki pandemi ve yeni salgınlar nedeniyle devam eden tedarik zinciri sorunları, tahıl tüccarları için zorlu bir ortam oluşturmaya devam ediyor.
Arjantin’de yakıt kıtlığı yaşandı. Brezilya’da kamyon navlun fiyatları yükseldi ve yüksek benzin fiyatları nedeniyle ABD’de emtia taşımacılığında görevli personel sıkıntısı var.
Her şeyin normale döndüğünü söylemek saflık olur.
Tedarik zincirindeki sorunların 2022 dengesinde ve muhtemelen 2023’ün büyük bir bölümünde devam edeceği bekleniyor.
***İklim değişikliği 2023 yılında bir tehdit olarak beklenmektedir.
Arjantin’in 2022-23 buğday ekimi kuru hava nedeniyle engelleniyor. ABD mısır mahsulleri, ısı stresi nedeniyle ideal olmayan koşullarda gelişiyor. Ayrıca ABD’de kasırga mevsiminin ortasındadır.
Üreticilerin geleceğe yönelik beklentileri de zayıfladı.
Artan girdi maliyetleri ve geleceğe ilişkin belirsizlik, çiftçi duyarlılığı üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. Birçok üretici, 2023’te üretim maliyet/gelir sıkışıklığına yol açabilecek üretim maliyetlerinde ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmada devam eden artıştan endişeli….
Esas olarak cari yıl için gelir beklentilerini yansıtan Çiftlik Mali Performans Endeksi, Haziran ayında 2 puan artarak 83’e ulaştı, ancak endeksin son 2 yıldaki en düşük değerlerinden biri olmaya devam ediyor.
Çiftlik Sermayesi Yatırım Endeksi, üreticilerin şu anda çiftlik operasyonlarında büyük yatırımlar yapmak için iyi bir zaman olmadığını söylemeye devam ettikleri için, arka arkaya ikinci ay için 35 ile rekor düşük bir seviyede tutuldu. Tedarik zinciri sorunları çiftçileri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor.
Önümüzdeki yıl üreticiler için en önemli endişeler;
Girdi fiyatları,
Girdi bulunabilirliği,
Düşük çıktı fiyatlarıdır.
Çiftçilerin çoğunluğu 2023’e bakıldığında, 2022’de yaşanan büyük artışlara ek olarak;
Daha yüksek maliyetler,
Büyük girdi maliyet artışları görmeyi bekliyorlar.
Üreticiler, ayrıca enflasyonun önümüzdeki yıl çiftçi ailelerinin yaşam maliyetini artırmasını bekliyorlar.
Önümüzdeki yıl için mahsul planları sorulduğunda, mahsul üreticilerinin bir kısmı artan girdi maliyetlerine yanıt olarak önümüzdeki yıl mahsul karışımını değiştirmeyi düşündüklerini, soya fasulyesi, buğday ve mısır ekimine geçeceklerini söylüyorlar.
2023 Çiftçiler İçin Daha Zor Olabilir!
Çiftçiler ne gibi zorluklarla karşı karşıya?
Çiftçiler başta güvensizlik olmak üzere birçok sorunla karşı karşıya.
O halde tarımda verilen destekler gerçek çiftçilere ulaşmalıdır. Küçük toprak sahibi çiftçiler sübvanse edilmelidir. Sübvansiyon sadece gübre ve diğerleriyle uğraşan aracılar veya işadamları için değil, çiftçilere de gitmelidir.
***Gelişmiş ülkeler 2023 yılına kadar tarım sektörü için projeksiyonlar sunuyorlar. Projeksiyonlar, tarımsal emtiaları, tarımsal ticareti ve sektörün çiftlik geliri gibi toplam göstergelerini kapsamaktadır. Öngörüler, küresel tarım piyasalarına herhangi bir iç veya dış şok olmaksızın makroekonomik koşullar, politika, hava durumu ve uluslararası gelişmeler hakkındaki belirli varsayımlara dayanmaktadır. Buna göre düzenlemeleri bulunmaktadır.
Yakın vadede, tarım sektörü son yıllarda birçok tarım ürünü için yüksek fiyatlara yanıt vermeye devam ediyor.
Gelişmekte olan ülkeler dünya ekonomisinin daha büyük bir parçası haline geliyor. Çin, Hindistan ve diğer gelişmekte olan Asya, Afrika ve Latin Amerika bölgelerindeki nispeten yüksek büyüme oranları, gelişmekte olan ülkeler için beklenen makroekonomik kazanımların temelini oluşturmaktadır.
Gelişmiş ülkeler arasında, Japonya’nın ekonomik büyümesi, uzun vadeli yapısal katılıklardan, ekonomik reformu zorlaştıran bir siyasi süreçten ve yaşlanan bir nüfustan kaynaklanan kısıtlamalarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor.
Avrupa Birliği’ndeki (AB) büyüme, devam eden Euro Bölgesi mali zorlukları nedeniyle sınırlı olacaktır.
Nüfus, önümüzdeki on yılda daha güçlü küresel ekonomik büyüme, doğum oranları düşerken dünya genelinde nüfus artışlarının yavaşlamasına katkıda bulunuyor. Küresel nüfustaki büyümenin, son on yılda ortalama yüzde 1,2’lik bir orana kıyasla, yılda ortalama yüzde 1,0 olacağı tahmin edilmektedir.
ABD Dolarının Değeri önümüzdeki on yıl için daha fazla değer kazanması bekleniyor. Bununla birlikte, dolar son yirmi yıla kıyasla nispeten zayıf kalıyor.
Petrol fiyatları 2014 yılındaki düşüşün ardından, küresel ekonomik aktivitenin iyileşmesiyle birlikte hem nominal hem de reel ham petrol fiyatlarının önümüzdeki on yılda artacağı varsayılmaktadır.
Geçtiğimiz yıl boyunca, çoğu mahsulün dünya üretimi, son yıllarda yaşanan hava koşullarına bağlı üretim eksikliklerinden kurtuldu. Sonuç olarak, birçok emtianın dünya stokları düşük seviyelerden yükselmeye başladı ve fiyatlar yükseliş eğilimlerini tersine çevirdi. Bazı ülkelerdeki bazı emtialar için stoklar oldukça büyük hale geldi. Çin’deki politikalar, orada büyük pamuk stoklarının birikmesine yol açtı. Benzer şekilde, Tayland ve Hindistan şu anda alışılmadık derecede büyük pirinç stoklarına sahiptir. Bu ülkelerin stokları daha normal seviyelere nasıl düşürdükleri, dünya pamuk ve pirinç piyasaları üzerinde etkileri olacaktır.
Düşük ve orta gelirli ülkelerin, önümüzdeki on yılda dünya tarımsal tüketimindeki ve ithalatındaki artışın büyük çoğunluğunu oluşturacağı tahmin edilmektedir. Tahminlerde, küresel et tüketimindeki artışın yaklaşık yüzde 80’i, tahıl ve yağlı tohumlar için yüzde 83’ü ve pamuk kullanımındaki büyümenin çoğu gelişmekte olan ülkelerden geliyor. Ayrıca, bu ülkelerde tarım ürünlerine olan talep üretimden daha hızlı artmaktadır. Sonuç olarak, dünya et ithalatındaki toplam artışın yaklaşık yüzde 90’ını ve tahıl ve yağlı tohumlardaki artışın yüzde 95’inden fazlasını oluşturuyorlar. Gelişmekte olan ülkelerin talebindeki hızlı artışa katkıda bulunan ana faktörler, artan kentleşme ve orta sınıfın genişlemesi ile birlikte yüksek nüfus ve gelir artış oranlarıdır.
Afrika ve Orta Doğu’nun birleşik bölgesinin, önümüzdeki on yılda gıda talebi ve tarımsal ticarette en güçlü büyümeden bazılarına sahip olacağı tahmin edilmektedir. Sonuç olarak, bölgenin dünya ithalatındaki artıştaki payının kaba tahıllar için yaklaşık yüzde 17, buğday için yüzde 50 ve pirinç için yüzde 64 olacağı tahmin edilmektedir.
Meksika’nın et, tahıl ve yağlı tohum ithalatı için bir başka büyük büyüme pazarı olacağı tahmin edilmektedir.
Avustralya, Brezilya, Kanada, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri gibi geleneksel olarak büyük miktarda ve çok çeşitli tarım ürünleri ihraç eden ülkelerin önümüzdeki on yıl boyunca önemli ihracatçılar olarak kalması bekleniyor. Ancak, tarım sektörlerine önemli yatırımlar yapan ve Rusya, Ukrayna ve Kazakistan da dahil olmak üzere tarımsal üretimi teşvik etmeye yönelik politikalar izleyen ülkelerin, tarımsal emtialar için ihracat pazarlarında artan bir varlığa sahip olmaları bekleniyor.
Küresel olarak, tahıllara, yağlı tohumlara ve pamuğa ekilen toplam alanın yılda ortalama yüzde 0,5 oranında artması bekleniyor.
Dünya kaba tahıl ticaretinin 2014/15’ten 2023/24’e kadar 36 milyon ton (yüzde 25) artacağı tahmin edilmektedir. Mısırın dünya kaba tahıl ticaretinden artan bir pay alması bekleniyor. Yem açığı olan ülkelerde hayvancılık üretiminin genişlemesi, kaba tahıl ithalatındaki büyümenin başlıca itici gücü olmaya devam etmektedir. Kilit büyüme pazarları arasında Çin, Meksika, Afrika ve Orta Doğu bulunmaktadır.
Meksika’nın mısır ithalatının 2014/15’te 11,0 milyon tondan 2023/24’te 15,5 milyona yükselmesi bekleniyor.
ABD mısır ihracatının, hava koşullarına bağlı üretim eksikliklerinden ve son birkaç yılın azalan ihracatından toparlanması bekleniyor.
Çoğunlukla Ukrayna’dan gelen FSU mısır ihracatı, 2023/24 yılına kadar 7 milyon tona (yüzde 38) yükselerek yaklaşık 26 milyon tona yükseldi. Uygun kaynak bağışları, artan ekonomik açıklık, hibrit tohumun daha geniş kullanımı ve tarıma daha fazla yatırım, bu bölgedeki mısır üretimini teşvik etmektedir. FSU yem mısır kullanımı tahminlerde hızla artmasına rağmen, bölgenin mısır ihracatı, ABD dışındaki herhangi bir ihracatçı ülke veya bölgeden gelenlerin iki katı kadar artmaktadır. FSU, Arjantin ve Brezilya’dan gelen sevkiyatları geride bırakarak dünyanın en büyük ikinci mısır ihracatçısı haline geldi.
Arjantin’in mısır sektörünün, nicel ihracat kontrollerinin devam etmesi nedeniyle projeksiyonların ilk yıllarında durgunlaşacağı tahmin ediliyor.
Brezilya’nın son birkaç yıldaki mısır ihracatı, 2011/12 öncesi seviyelerin iki katına çıktı. Bununla birlikte, Brezilya’nın mısır ihracatı yüksek nakliye maliyetleri nedeniyle kısıtlanmaktadır.
Diğer Avrupa (OE) bölgesinden, çoğunlukla Sırbistan’dan AB’ye yapılan mısır ihracatı artmaya devam ediyor.
Dünya buğday ticaretinin (un dahil) 2014/15 ve 2023/24 yılları arasında yaklaşık 28 milyon ton (yüzde 19) artarak 177,5 milyon tona yükselmesi bekleniyor. Buğday ithalatındaki büyüme, gelir ve nüfus kazanımlarının talepte artışa neden olduğu gelişmekte olan ülkelerde yoğunlaşmıştır.
Tarihsel olarak, Hindistan bazı yıllarda büyük bir buğday ithalatçısı ve diğerlerinde büyük bir ihracatçı olmuştur. Son 2 yılda, Hindistan, kısmen yüksek fiyat destek politikaları ve aşırı devlet stoklarının bir sonucu olarak önemli miktarda buğday ihraç etti. Bu politikaların bir şekilde devam etmesi bekleniyor, ancak ihracatın önümüzdeki on yılda düşmesi bekleniyor.
Küresel pirinç ticaretinin 2014/15’ten 2023/24’e kadar yılda yüzde 1,5 oranında artması bekleniyor. 2023/24’te bu ticaret, son yarım on yılın ortalamasının yüzde 35 üzerinde, 47 milyon tona ulaştı.
Çin, 2012/13 yıllarında dünyanın en büyük pirinç ithalatçısı oldu. Tahminlerde, Çin’in ithalatı yavaş yavaş aşağı doğru eğilim gösteriyor, ancak Çin, öncelikle Vietnam’dan daha düşük fiyatlı pirinç ithal ettiği için tarihsel olarak büyük kalıyor. Bununla birlikte, projeksiyonların sonunda, Endonezya’nın pirinç ithalatı Çin’i aştı ve Endonezya en büyük pirinç ithal eden ülke haline geldi.
Asya, projeksiyon dönemi boyunca dünya pirinç ihracatının çoğunu tedarik etmeye devam ediyor.
Tipik olarak dünyanın en büyük pirinç ihraç eden ülkeleri olan Tayland ve Vietnam, dünya pirinç ihracatının yüzde 47’sinden fazlasını ve önümüzdeki on yılda dünya ihracatındaki büyümenin yüzde 87’sinden fazlasını oluşturuyor. Tayland’da, büyük stoklardaki düşüşle birlikte artan üretim, Tayland’ın ihracatının 2023/24 yılına kadar 4,4 milyon tona yükselerek 13,9 milyona çıkmasını sağlıyor.
Dünya pamuk ticaretinin 2014/15 ve 2023/24 yılları arasında yüzde 3,8’lik hızlı bir büyüme oranıyla yükselişe geçeceği tahmin ediliyor. Bununla birlikte, kısa vadede, en büyük ithalatçı olan Çin’in hisse senedi birikimini durdurması ve ardından tersine çevirmesiyle daralma bekleniyor. Ancak, 2017/18 yılına kadar dünya ticaret büyümesi devam ediyor ve 2020/21 yılına kadar dünya pamuk ticaretinde 2012/13 rekor seviyesinin aşılması bekleniyor.
Küresel et tüketimi, artmaya devam ediyor.
AB tarım reformu! AB’ de 2023’te tarım politikasında kaos var. Çiftçiler hayal kırıklığı ve çaresizlik arasında kalıyor. Gelecek yıl için uygulamalarını nasıl planlayacaklarını bilmiyorlar.
Rusya’da tarımın finansmanı 2023’te büyüyebilir.
FAO: Gıdaya erişim krizinin, gıda bulunabilirliği krizine dönüşmesine izin verilmemeli!
Barış, gıda güvenliğinin temel koşuludur..
Afrikada milyonlarca insan açlık tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yükselen gıda fiyatları neredeyse tüm dünyada hissediliyor.
****Tarım sektöründe 2023 yılında 10 ana eğilim;
Yapay zeka, Biyomühendislik, Su yönetimi, Rejeneratif veya doğal tarım, Nesnelerin İnterneti, Hassas Azot Uygulamaları, Dronlar, Dikey Tarım, Büyük Veri, Sürdürülebilir uygulamalar…
****2023-2027 dönemi için Ortak Tarım Politikası (OTP), tarım ve kırsal alanlarda sosyal, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik için ortak AB hedefleriyle bağlantılı özel hedeflere odaklanmaktadır. Bu hedefler; çiftçiler için adil bir gelir sağlamak, rekabet gücünü artırmak, çiftçilerin gıda zincirindeki konumlarını iyileştirmek, iklim değişikliği eylemi, çevre bakımı, tabiatı ve biyolojik çeşitliliği korumak, nesil yenilemeyi desteklemek, canlı kırsal alanlar, gıda ve sağlık kalitesini korumak, bilgi, araştırma ve yeniliği teşvik etmek….
****Tarımda, 2023 Yılında dünyada beklentileri özetlemeye çalıştım. Dünyada, tarımda çığlıklar yükseliyor.
Dünyada, ekmek, buğday ve tarım her şeyin başıdır. Ancak halkın gelir ve eğitim düzeyi yüksek olursa, dengeli, sağlıklı ve kaliteli beslenebileceğini unutmamalıyız.
Acaba başarılı olmak için ne yapılmalı?
Bilime daha fazla önem verilmeli,
Kaliteli eğitim sistemi,
Teknoloji daha fazla kullanılmalı,
Bilim ışığında doğru ve güvenilir verilerle, doğru ve güvenilir analizler yapılmalıdır.
Çiftçiler akıllı destekleme politikalarıyla ve daha fazla bütçe ile desteklenmelidir. Ekonomiye katma değer getirmeyen desteklemelerden, yatırım projelerinden vazgeçilmelidir.
Yağmur yağarken dışarıya çıkmak gerekiyorsa, şemsiye unutulmamalıdır.
Afyonkarahisar'da kamyona çarpan tarım aracının sürücüsü öldü
Afyonkarahisar’ın Çobanlar ilçesinde “patpat” diye tabir edilen tarım aracının kamyon dorsesine çarpması sonucu 1 kişi hayatını kaybetti.
M.Ö idaresindeki tarım aracı, Fatih Caddesi’nde B.T yönetimindeki 42 AGG 612 plakalı kamyonun dorsesine çarptı.
Kazada yaralanan M.Ö, Çobanlar Devlet Hastanesine kaldırıldı. M.Ö, müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Ahırın kapısını açıp yeni dünyaya gelen keçiyi gören çiftçi küçük dilini yuttu
Hindistan’da Sironj köyünde yaşayan çiftçi Nabab Khan, ahırında dünyaya gelen 7 keçiden birinin görüntüsü nedeniyle büyük korku yaşadı.
Hindistan’ın Madhya Pradesh kentine bağlı Sironj köyünde 11 Kasım’da meydana gelen olaya göre çiftçi Nabab Khan, bir süreden bu yana hamile olan keçisine bakmak için ahıra girdiğinde keçinin doğum yaptığını gördü.
7 YAVRU DÜNYAYA GETİRDİ
Keçinin 7 yavru doğurduğunu tespit eden Nabab Khan, keçilerden birinin dış görüntüsü nedeniyle ise paniğe kapıldı. Kafasındaki şişlik ve garip surat ifadesi korku yaratan keçi, hemen korumaya alındı.
KÖYLÜLER AHIRA AKIN ETTİ
Olayın duyulmasından kısa bir süre sonra köylüler de keçiyi görmek için ahıra akın etti. Veteriner Manav Singh ise yaptığı ilk kontrollerin ardından hayvanda genetik bir bozukluk olduğunu belirtti.
ÖZEL ŞEKİLDE BESLENECEK
“Hidrosefali” olarak bilinen durumla dünyaya gelen keçinin yaşaması için özel olarak ilgi görmesi gerektiği aktarıldı. Sahiplerinin de keçiye bakmayı kabul ettiği öğrenilirken, hayvanın ağızdan şırınga yoluyla besleneceği öğrenildi.
Konya Ovası'nda çiftçinin hububat ekim mesaisi başladı
Türkiye’nin hububat üretimiyle ön plana çıkan Konya Ovası’nda çiftçiler, tohumlarını toprakla buluşturmak için harekete geçti.
Konya’nın sahip olduğu geniş tarım arazilerinde başta buğday ve arpa olmak üzere çeşitli ürünler yetiştiren, 2021 yılında yoğun kar yağışının etkisiyle artan verimden memnun olan çiftçi, yeni sezon için hazırlıklarına başladı.
Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, AA muhabirine, Konya’nın tahıl üretimiyle öne çıkan bir şehir olduğunu, Konyalı çiftçinin de büyük emeklerle burada ürün yetiştirdiğini söyledi.
Yaklaşık 2-3 hafta devam edecek hububat ekimleri için uygun iklim şartlarının oluştuğuna değinen Kırkgöz, “Tahıl ambarı olarak bildiğimiz Konya Ovası’nda çiftçilerimiz, hububat ekimlerine başlamış bulunmakta. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimize önerilerde bulunduk. Normalde ekime, ekim ayının 15’inde başlarlardı ve kasımın başına doğru ekim biterdi. Çiftçilerimize, iklim kaymasından kaynaklı olarak da bu yıl biraz daha geç yapmalarını söylemiştik. Kıraç alanlarda çiftçilerimiz yeni yeni ekimlerine başladı.” diye konuştu.
Kırkgöz, çiftçinin son yıllarda hububat veriminden memnun olduğunu belirterek, “Geçen seneye oranla hububatın ekiliş alanlarında biraz artış bekliyoruz. Geçtiğimiz dönemde açıklanan fiyat, buğdayda ve arpada çiftçiyi memnun edici seviyedeydi. Bu da bize bu yılki ekilişlerin biraz daha artacağını gösteriyor. İnşallah verimli bir sezon geçirmeyi temenni ediyoruz çünkü tarımsal üretimde en büyük girdi maliyetleri enerji. Bunun için de yağmur ve karın yağması gerekiyor. İnşallah bu dönemde geçen seneki gibi kar yağışının bol olduğu bir yıl geçiririz.” ifadelerini kullandı.
– Kar ve yağmurla verim arttı
Üretim ve verimlilikte 2021 ve 2022 yıllarını kıyaslayan Kırkgöz, şunları kaydetti:
“Geçen yıla oranla bu yıl ekiliş alanlarında biraz daralma olsa da Konya Ovası’nda hububattaki rekolte arttı. Bunda en büyük etken kar yağışıydı. Yaklaşık 843 bin ton civarında arpa üretimi vardı, 1 milyon 500 bin ton civarında da buğday üretimimiz vardı. Bu yıl baktığınız zaman 1 milyon 150 bin ton arpa üretimimiz, buğdayda da 1 milyon 950 bin ton civarında buğday üretimimiz oldu.”
Bu verim artışında kar ve yağmurun etken olduğunu belirten Kırkgöz, çiftçide bu sezon hububata yönelim gördüklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Mısır ve ayçiçeği alanları biraz daha hububat alanlarına kayacak gibi görünüyor. Çiftçi burada en çok buğdaydan kar ettiği için sulu alanlarda buğday ağırlıklı ekiliyor. Kıraç alanlarda da kıraca dayanıklılıktan kaynaklı arpa ekilişi biraz daha ön plana çıkıyor. Fiyatların bu seviyede kalması çiftçiyi umutlandırıyor. Önümüzdeki yıl TMO da inşallah yine aynı şekilde alım yapmaya devam ederse çiftçi önümüzdeki yıldan da umutlu olur. Burada fiyatın erken açıklanması, çiftçinin maliyeti de erkenden hesaplayarak yapmasına neden olacağı için, geçtiğimiz yıl olduğu gibi fiyatların erken açıklanması çiftçiyi biraz daha memnun edecek.”
Selçuklu ilçesi Tömek Mahallesi’nde çiftçilik yapan 32 yaşındaki Muammer Nur Koyuncu da yeni sezon için tarlasında arpa ve buğday ekimine başladığını belirterek, “Genç bir çiftçiyim. Doğdum doğalı çiftçiyim ama son 10-12 yıldır özellikle profesyonel olarak bu işi yapıyorum. Ağırlıklı olarak arpa, buğday olmak üzere mısır ve yonca ekiyorum. Bu yıl güzel bir ürün aldık. Fiyatların yüksek olması da bizi umutlandırdı. Ürünümüz de verim de güzeldi. Böyle olmasını, böyle devam etmesini temenni ediyoruz. Bugünlerde ekim mesaimiz başladı, ekmeye devam ediyoruz. Şu anda arpa ve buğday ekiyoruz.” diye konuştu.
Germencik Belediyesi’nden çiftçiye can suyu
Germencik Belediyesi’nin kendi arazilerinde yetiştirdiği 206 bin 240 kilogram yonca, 1 yılda piyasa fiyatlarının çok altında rakamlarla Germencikli çiftçilerle buluşturuldu. Germencik Belediye Başkanı Fuat Öndeş, geliştirecekleri projelerle çiftçinin yanında yer almaya devam edeceklerini söyledi.
Germencik Belediyesi’nin çiftçiye nefes aldırdığı projeyle, belediyenin arazilerine ekilen yoncalar, hayvan yetiştiricilerine teslim edilmeye devam ediyor. Germencik Belediyesi her geçen gün artan maliyetler karşısında büyük zorluk çeken üreticiler için sürdürdüğü proje çerçevesinde, 1 yıldır kendi arazilerinde ürettiği 206 bin 240 kilogram 10 bin 433 paket yoncayı çiftçilerle buluşturdu. Germencik Belediye Başkanı Fuat Öndeş, tarım ve hayvancılığın gelişmesine yönelik önemli projelerle üreticinin yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.
“ÜRETİCİ NEFES ALIYOR”
Yem fiyatlarının artmasıyla tarımsal üretimin zor dönemden geçtiğini ifade eden Belediye Başkanı Fuat Öndeş, üretimde yükselen maliyetlerin çiftçilerin belini büktüğünü ve bunun bir an önce ortadan kaldırılması için gereken tarım politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Kırsalda kalkınmayı hızlandırmak ve çiftçinin refahını artırmak için üreticilere destek olmaya devam edeceklerini kaydeden Başkan Öndeş, “1 yıldır kendi arazilerimizde üretimini yaptığımız yoncaları piyasanın altında rakamlarla üreticilerimizle buluşturuyoruz. Tarımdaki ekonomik koşullar nedeniyle zor durumda olan üreticimize destek olarak onların üretimde kalmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Üreticinin rahat bir nefes alması için ortaya koyduğumuz ve koyacağımız projelerle destek olmaya devam edeceğiz” dedi.