25.10.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Nevşehir'de çiftçi bahçesinde 50 kiloluk bal kabağı yetiştirdi

Nevşehir’in Gülşehir ilçesine bağlı Eskiyaylacık Köyünde yetişen yaklaşık 50 kilogram ağırlığındaki kabak görenleri hayrete düşürüyor.

4 aylık zaman diliminde devasa boyuta ulaşan bal kabağı köyde ilgi odağı oldu. Edinilen bilgilere göre, Dev bal kabağı Eskiyaylacık köyündeki bahçesinde yetiştiren Orhan Poyraz, kabağın tohumunu Gülşehir’den aldığını, gübre dahi vermeden sürekli suladığını belirterek, “Hormon yok. Tamamen organik. Bu yılki kabaklar yaklaşık 50 kilo yetiştirdim. Nadir görülen bu büyüklükte kabakları biz köyümüzde sürekli yetiştiriyoruz. Bundan daha büyüklerinide yetiştirdik. Öyleki iki yetişkin zor taşıyor. ” dedi. Kabağı görenlerin tohumundan istediğini anlatan Orhan Poyraz, “Çocuklar bu kabağı gördüğünde korkuyor. Bahçede ilk görenler tohumundan istiyor. Bence araştırılması gereken bir konu. ” diye konuştu. Bu dev kabaklardan isteyen olursa satabilirim dedi.

Tarlada devrilen traktörün altında kalan çiftçi hayatını kaybetti

Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde tarlayı sürerken devrilen traktörün altında kalan çiftçi hayatını kaybetti.

Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde tarlayı sürerken devrilen traktörün altında kalan çiftçi hayatını kaybetti.

Olay, Devrekani ilçesine bağlı Örenbaşı köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ahmet Eyüpoğlu, tarla sürdüğü sırada kullandığı traktör devirdi. Devrilen traktörün altında kalan Ahmet Eyüpoğlu olay yerinde hayatını kaybetti.

Tarlada devrilen traktörün altında kalan çiftçi hayatını kaybetti

Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri tarafından yapılan incelemelerin ardından Eyüpoğlu’nun cenazesi Devrekani Devlet Hastanesinin morguna kaldırıldı.

Kurallı, planlı tarım dönemi

Türkiye’de kurallı tarım dönemi başlıyor. Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, ihtiyaçlara ve kaynaklara bakarak planlı üretim yapılacağını vurgulayarak, “Başıboşluk bize bir şey kazandırmadı” diye konuştu.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci planlı tarım ve hayvancılığın köşe taşlarından birini oluşturacak sözleşmeli üretim modelinin ilk örneği  sözleşmeli besiciliği başlatmak için gittiği Erzurum’da sorularımı yanıtladı.

Kurallı, planlı tarım dönemi

– Bütün tarım alanlarında planlı üretime geçilmesi gerektiğini söylüyorsunuz.  Erzurum’da üreticilerle buluşmanızda “Dünyanın hiçbir yerinde ister üretirim, ister üretmem, onu üretirim, bunu üretmem gibi bir şey yok” dediniz. 

Tarımsal üretimde de ülkenin kaynaklarını etkin ve verimli kullanmak zorundayız. 2002’de iktidar olduğumuzda 65 milyon nüfusumuz vardı, bugün 85 milyon. Geçici mülteci statüsüyle, koruma altında olan 4-4,5 milyonu üzerine koyduğunuzda 90 milyon. 2053 hedeflerimize ulaşmak için 31 yılımız var. 2053’de 105 milyon nüfusla karşılaşacağız. İlave 20 milyonu hesaba katarak planlama yapmak zorunda mıyız, zorundayız. Birinci boyutu bu.‘Planlama zorunlu, ötelenemez’Kendimize yeterli olmalıyız. Bir Latin Amerika ülkesi gibi, yüzölçümü büyük, nüfusu küçük değiliz. Mesela Kazakistan, yüzölçümü itibariyle Türkiye’nin 4 katı alana sahip ama nüfusu 39 milyon. Böyle bir ülke olmadığımıza nüfusla ilgili artış trendi de devam ettiğine göre, bizim planlamayı yapmak gibi bir mecburiyetimiz var. Zorunluluktan kaynaklı, ötelenemez bir planlama aslında. Bundan sonra asla rastgeleliğe, plansızlığa geçit vermememiz lazım. İkincisi; Türkiye Yüzyılı için de bir hazırlık yapmış oluyoruz. Bugün Teknofest gençliğinin beklentilerini düşünerek bize afaki gelen, ‘bu da olur mu’ denilecek hususları bile Türkiye Yüzyılı içine derç etmemiz gerekiyor.‘Mısırı ne kadar, nerede yetiştirmeliyiz?’Mesela biz su zengini bir ülke de değiliz. Yıllık ortalama 574 ml yağışımız var. 1500 ml su tüketen mısırı ne kadar yetiştirmeliyiz, nerede yetiştirmeliyiz? Neredeyse yıllık yağış miktarınız iki katı. Su kıtlığınız da varken, gelişigüzel yer altı suyunu, yer üstü suyunu kullanalım demeniz sürdürülebilir değil

'Gelecek tarımda' başlıyor

'Gelecek tarımda' başlıyor

ANTALYA Tarım İl Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Batı Akdeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü(BATEM) arasında imzalanan ‘Gelecek tarımda’ protokolüyle çocuklar tarımla buluşacak.

Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında düzenlenen ‘Gelecek tarımda’ işbirliği protokolüyle birlikte, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve BATEM arasında iş birliği imzalandı. Bu proje sayesinde çocuklar tarımla buluşacak. İmzalanan iş birliği protokolüyle Antalya’da öğrenim gören 5, 6 ve 7 sınıf öğrencilerine eğitim verilecek. Çocuklar, sebze fidelerini elleriyle toprağa dikecek. BATEM seralarında fide ve tohumun toprakla buluşma anından hasadına kadar olan hikayesini uygulamalı olarak öğrenecek olan öğrenciler C vitamini deposu Antalya meyvelerinin üretim sürecini öğrenip meyve fidanı dikecek. Organik tarım ve arıcılık konularında uzmanlardan eğitimler alıp tohumları tanıma fırsatı yakalayacak öğrenciler, bitkilerin ve arıların yaşam döngüsünü öğrenip, buğdayın evcilleştirilmesinden günümüze ve geleceğe tarımın izlediği yolu takip edecek. ‘Gelecek tarımda’ projesiyle öğrenmekten zevk alan, merak edip araştıran, yaratıcı, bilinçli, sağlıklı, çevre ve doğayı seven, tarımın önemini kavrayan, mutlu çocuklar yetiştirmek hedefleniyor.

UZMANINDAN ÖĞRENECEK

Proje hakkında konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karaca, “Tarımın geleceğini bugünden inşa edebilmek ancak geleceğimiz olan çocuklarımızın tarıma olan ilgilerini artırmak ile mümkün olur. Bu kapsamda bu işbirliği çok önemli. Özellikle ortaokul öğrencilerinin tarıma olan ilgisini artırmak, gelecekte tarımla ilgili bir meslek seçimlerinde yardımcı olmak için bu projeyi başlattık. Bu proje ile öğrenciler gün boyunca tarımla iç içe olacaklar ve işi uzmanlarından öğrenecek. Hem İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze hem de Batı Akdeniz Tarımsala Araştırma Enstitüsü’ne bu projede bizler ile birlikte oldukları için çok teşekkür ediyorum” dedi.

‘GEREKEN ÇABAYI SARF EDECEĞİZ’

İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çalışkan, “Türkiye’nin tarımda göz bebeği olan Antalya’da geleceğin tarımda olduğunun bilinciyle ve bu anlayışla yetişen, mesleki anlamda tarımı kendi öncelikleri haline getiren nesiller yetiştirmek konusunda gereken çabayı sarf edeceğiz” diye konuştu.

BATEM Müdürü Dr. Abdullah Ünlü ise “Biz kurum olarak tarımsal ARGE’yi il müdürlüğü aracılıyla üreticilere kadar ulaştırıyorduk. Bu projeyle de bu çalışmalarımızı çocuklarımıza da anlatacak ve onlara tarımı sevdireceğiz. İnşallah geleceğin tarımcılarını hep birlikte yetiştireceğiz” dedi.

“Nüfusun yaşlanması, tarım üretimi için büyük sıkıntı”

Tarım nüfusunun yaşlanması, genç nüfusun da sektörde çalışmak istememesi nedeniyle önümüzdeki süreçte sektörde üretici ve çalışan açısından büyük sıkıntı yaşanacağı belirtildi.

Antalya Ticaret Borsası (ATB), Antalya Tarım Konseyi (ATAK), Antalya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından ortaklaşa “Antalya’da Tarımın Geleceği ve Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma Çalıştayı” düzenlendi. ATB ev sahipliğinde Borsa salonunda düzenlenen çalıştayda, tarımın sorunları ve çözüm önerileri, sürdürülebilir kırsal kalkınmanın önündeki engeller, iklim değişikliği gibi konular ele alındı.

Etkinlikte konuşan ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, Borsa olarak 2021-2022 yılını sürdürülebilirlik yılı ilan ettiklerini anımsattı. Sürdürülebilirlikle ilgili çalışmaları da anlatan Çandır, Ticaret Borsası ve Antalya Tarım Konseyi olarak kırsaldan kente göçün nedenleri ve önlenmesiyle ilgili çalıştıklarını söyledi. Ali Çandır, şunları kaydetti: “Bütünşehir Yasası, Sosyal Güvenlik Yasası’nın kırsaldan kente göçe etkileriyle ilgili çalışmalar yaptık. Bu çalışmalarda annelerin mutluluğunun önemli olduğunu gördük. Anneler çocuklarının geleceği garanti altında olduğunda mutlu olurlar. Onun için çocuklarına ‘sen köyden şehre git, bekçilik de olsa yap, sosyal güvencen olsun, emekliliğin olsun’ diyor ve çocuklarda kente göçmek istiyorlar.”

“Sosyal hayatı kırsalda yaşatmalıyız”

Kırsaldaki sosyal hayatın yok sayıldığını, sağlık, eğitim alanlarında kırsalın ihmal edildiğine dikkat çeken Çandır, şöyle devam etti: “Sosyal hayatı, hayat kalitesini kırsalda yaşatmadığımız sürece ne kadar konuşsak boş. Kırsaldan kente göçü önleyemeyiz. Tarıma özel sosyal güvenlik sistemi mutlaka hayata geçirilmesi gerekir. Devletimiz sosyal desteklerle para veriyor ama bu destekler insanları üretimden kaçırıyor, tembelliğe itiyor. İş bulsa bile sosyal yardım aldığı için tarımda çalışmak istemeyenler var. Tembelliği motive ediyoruz, bu motivasyonu üretime yönlendirmeliyiz.”

“Aileleri kırsalda tutacak projeler geliştirilmeli”

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, tarımın yaşlandığını söyledi. Gençlerin tarıma yönlendirilmesinin önemini vurgulayan Selışık, “Pandemiyle birlikte gıda ve tarımın öneminin daha da anlaşıldı. Tarım ihmal edilebilir sektör olmaktan çıkarılması gerekir. Kırsalda mutsuz olan kadın kente göç için ailesini zorluyor. Kırsalda yaşayan insanların kendini oraya ait hissedebilmesinin nedenleri olması gerekir. Aileleri kırsalda tutacak projeler geliştirilmeli” dedi.

ASKON Antalya Şube Başkanı Cahit Urfan, Antalya’da tarım alanlarının korunarak artırılması gerektiğini belirtti. Urfan, bunun yanında su kaynaklarının da korunarak daha verimli tarım yapılabileceğini vurguladı.

“Tarımsal yenilikler Antalya’dan başlıyor”

Antalya Tarım Orman İl Müdürü Gökhan Karaca ise dünyada 1 milyar insanın yatağa aç girdiğini, Türkiye’nin tarımsal üretim konusunda şanslı bir ülke olduğunu belirtti. Türkiye’nin güçlü bir tarım ülkesi olduğunu ifade eden Karaca, ‘’Biz güçlü bir tarım ülkesiyiz. Antalya tarımda önemli bir yere sahip. Tarımdaki bir çok yenilik ilimizden başlıyor. Antalya tarımsal anlamda Türkiye’de öncü bir il. Bizde bununla gurur duyuyoruz. Tarımsal üretimde kırsalın önemi çok büyük. Kırsal güçlendirerek tarım daha güçlü hale getirilebilecek’’ diye konuştu.

Giresun'da DSİ projesi ile 7 bin 970 dekar zirai tarım arazisi daha suya kavuştu

Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Lütfi Akca, tamamlanan Şebinkarahisar Dönençay göleti sulaması projesiyle 7 bin 970 dekar zirai tarım arazisinin daha suya kavuştuğunu bildirdi.

Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Lütfi Akca, tamamlanan Şebinkarahisar Dönençay göleti sulaması projesiyle 7 bin 970 dekar zirai tarım arazisinin daha suya kavuştuğunu bildirdi.

Akca, yaptığı yazılı açıklamada, Şebinkarahisar ilçesine bağlı Dereçiftlik köyü Kışla Deresi üzerinde 2014 yılında Dönençay göletinin inşaatının tamamlandığını belirtti.

Giresun haber | Giresun'da DSİ projesi ile 7 bin 970 dekar zirai tarım arazisi daha suya kavuştu

Bu dere üzerinde 1,82 hektometre depolama hacmine sahip, temelden 50 metre yüksekliğindeki gölet sayesinde 7 bin 970 dekar zirai tarım arazisinin daha suya kavuştuğunu ifade eden Akca, şunları kaydetti:

“Şebinkarahisar ilçesinde çiftçilerimizin modern sulama hizmetlerimizden faydalanması ve sulu tarım ile birlikte ürün kaliteleri ve desenlerinin artması için 41 kilometre uzunluğunda bir sulama şebekesi inşa ettik. İnşa ettiğimiz bu şebeke ile birlikte 7 bin 970 dekar araziyi suya kavuşturduk. Tamamladığımız bu yatırımımızla birlikte ülke ekonomisine yıllık 14 milyon lira katkı sunmuş olacağız. Ülkemize ve Giresunlu vatandaşlarımıza hayırlı uğurlu olsun.”

Sivaslı Çiftçi: 300 Dönüm Yerim Var, Ekemedim

Tarımsal girdi enflasyonu yükseldi - Son Dakika Haberler

CHP milletvekilleri, Sivas’ın Zara ilçesine bağlı Tuzlagözü köyünde çiftçilerin sorunlarını dinledi. Bir çiftçi, “Geçen sene ben mazotun ve gübrenin tonunu 6 bin liraya aldım, şu anda gübrenin tonu 20 bin lira, mazot 27 bin lira olmuş. 300 dönüm yerim var, ekemedim” diye dert yandı. CHP milletvekilleri, Sivas’ın Zara ilçesine bağlı Tuzlagözü köyünde çiftçilerin sorunlarını dinledi. Bir çiftçi, “Geçen sene ben mazotun ve gübrenin tonunu 6 bin liraya aldım, şu anda gübrenin tonu 20 bin lira, mazot 27 bin lira olmuş. 300 dönüm yerim var, ekemedim” diye dert yandı. CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Bursa Milletvekili Yüksel Özkan ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte geldikleri Zara’nın Tuzlagözü köyünde dün çiftçilerle dertleşti.


Tuzlagözü’nde çiftçilik yapan bir vatandaş, CHP milletvekillerine, “Son 3-4 yıldaki gibi bir şey görmedim. Şimdi bazı kesimler diyor ki ‘Bu sene kar ettik’. Geçen bir arkadaşa gittim dedim ki ‘Bu seneyi daha çok arayacağız’. Niye? Geçen sene ben mazotun ve gübrenin tonunu 6 bin liraya aldım? Şu anda gübrenin tonu 20 bin lira, mazot 27 bin lira olmuş. 300 dönüm yerim var, ekemedim” dedi.Yüksel Mansur Kılınç’ın “Nasıl olacak” sorusuna çiftçi, “İnşallah iyi olacak. Bu sizin için, bizim için, köylü için, esnaf için, çiftçi için… Geçen sene bu zamanlar 150 bin lira olan bir traktör, şu anda 500 bin lira. Bir tane köylü bile traktör alamaz. Kefil bulamaz. Ziraat Bankası bu traktörü 5 yıllık kredi ile veriyor. Ödeme imkanı yok” yanıtını verdi. Başka bir vatandaş ise “Hepsi perişan. Kimse ‘ayranım ekşi’ demez ama biz yaşıyoruz burada, görüyoruz hepsini” diye konuştu.

Kılınç’ın Zara halkının siyasete ilişkin düşüncelerini sorması üzerine vatandaş, “Şimdi bazı kesim odaklanmış oraya. Onlara bir şey demiyoruz ama arkadaşın dediği gibi dönüş çok. Buna emin olun. Konuştuğumuz arkadaşlarımız var, fevkalade” dedi.

Kayseri'de çiftçilere 1500 ton tohum dağıtıldı

Kayseride çiftçilere 1500 ton tohum dağıtıldı

Kayseri’de çiftçilere 1500 ton ekmeklik buğday ve yem bitkisi tohumu dağıtıldı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, üreticiye her zaman destek olmaya çalıştıklarını söyledi.

Tarım ve hayvancılık alanında 226 milyon liralık yatırım yaptıklarını anlatan Büyükkılıç, “Yaklaşık 3 yıldır kredi bile almadan bütçemizi yöneten bir yaklaşım sergiliyoruz. Birlikte bereketi yaşıyoruz. 16 ilçe belediye başkanı kardeşimizle, kamu kurum kuruluşlarıyla el ele, dayanışma içerisinde bu çalışmaları yürütüyoruz” dedi.

İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin de Kayseri üreticisini yeni tohumlarla buluşturmanın keyfini yaşadıklarını vurguladı.

Kayseri’nin Türkiye’deki en önemli tarımsal üretim merkezlerinden birisi olduğunu anlatan Şahin, “Dağıtılan tohumların tamamı yerli çeşitler. Özellikle yem bezelyesi bu bölgede büyükbaş hayvancılık, sütçülük yapan insanların çok ciddi anlamda keyif alacağı bir ürün” diye konuştu.

Konuşmaların ardından 1000 ton ekmeklik buğday ve 500 ton yem bitkisi tohumu çiftçilere dağıtıldı.

Antalya Ticaret Borsası Başkanı’ndan sebze-meyvede zam uyarısı

Tarımsal Girdi Fiyatları Endeksinin (Tarım-GFE) aylık yüzde 1,64 ve yıllık yüzde 135,06 ilan edildiğini belirten Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Başkanı Ali Çandır, “Bu rakamlar, aylık düzeyde 2018 yılı Ağustos ayı hariç rekor olurken yıllıkta ise son 18 aydır olduğu gibi yine rekor kırmaya devam etmiştir. Geçtiğimiz Mart ayında yüzde 105,70 ile üç haneli olarak açıklanan yıllık tarımsal girdi maliyetleri enflasyonu, o tarihten bu yana artarak yüzde 135,06 rakamına ulaşmıştır” dedi.

Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ağustos ayı Tarımsal Üretici Fiyat Endeksinin ise (Tarım-ÜFE) aylık yüzde -4,34 ve yıllık yüzde 142,42 olduğunu belirterek, “Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim sürekli sektörün aleyhine seyrederken Nisan, Mayıs ve Temmuz aylarında üretici lehine bir durum yaşanmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

Ağustos ayında ise durumun yeniden üretici aleyhine döndüğünü belirten Çandır, “Yüzde -4,34’lük aylık düşüşe karşılık yüzde 1,64’lük aylık maliyet artışı ile üretici kayıp yaşamıştır. Yıllıktaki yüzde 142,42’lik üretici fiyatı artışına karşılık yüzde 142,28’lik bir girdi maliyeti artışı olmuştur. Önümüzdeki aylarda bu eğilimin devam etmesi, üretici kesimi için kayıpları artıracaktır” şeklinde konuştu.

‘GEÇMİŞTEN GELEN MALİYET YÜKÜNÜ TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Çandır, Ağustos ayında açıklanan aylık yüzde 2,41 ve yıllık yüzde 143,75 düzeyindeki yurtiçi üretici enflasyonu ile aylık yüzde 2,64 ve yıllık yüzde 118,94 düzeyindeki yurtdışı üretici enflasyonunun, tarım sektörünün geçmişten gelen maliyet yükünü gelecekte de taşımaya devam edeceğini gösterdiği kaydetti.

Antalya Ticaret Borsası ve Antalya Tarım Konseyi Başkanı Ali Çandır

‘MALİYET ARTIŞLARI TÜKETİCİYE YANSITILAMIYOR’

Ağustos ayında TÜFE’nin aylık yüzde 1,46 ve yıllık yüzde 80,21 ilan edildiğini anımsatan Çandır, “Tüketici taraftaki işlenmemiş gıda enflasyonu ise Ağustos’ta aylık yüzde -2,20 ve yıllık yüzde 79,51 düzeyinde ilan edilirken yaş meyve sebze enflasyonu ise aylık yüzde -6,31 ve yıllık 50,85 olarak ilan edilmişti. Tüketici taraftaki bu rakamlar, üreticilerin maruz kaldığı maliyet artışlarını yarıdan daha az tüketiciye yansıtabildiğini göstermektedir” dedi.

‘FİYATLARDA YÜKSELİŞ YAŞANMA İHTİMALİ VAR’

Haziran ve Ağustos aylarındaki aylık düşüşlerin, sonbaharla birlikte yerini yükselişe bırakacağını söyleyen Çandır, “Önümüzdeki dönemde, tarla ürünlerinin hız kesmesi ve örtüaltı üretimin henüz hasada geçmemesi dolayısıyla sebze fiyatlarında mevsimsel bir yükseliş yaşanma ihtimali bulunmaktadır” değerlendirmelerini yaptı.

Main Menu