Kayseri Büyükşehir Belediyesinden tarım ve hayvancılığa 224 milyon lira destek
Kayseri Büyükşehir Belediyesinin tarım ve hayvancılığa verdiği desteğin 224 milyon liraya ulaştığı bildirildi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, yaptığı yazılı açıklamada, kentte tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilere destekleri sürdürdüklerini belirtti.
“Koyunlar artıyor, meralar şenleniyor” projesi kapsamında 16 ilçede 19 adet koyun ve 1 adet koç olmak üzere 215 aileye 4 bin 300 adet küçükbaş hayvan dağıtımı gerçekleştirdiklerini anımsatan Büyükkılıç, projeye 17,5 milyon lira harcandığını aktardı.
Büyükkılıç, ayrıca çiftçilerin tohum ihtiyacını karşılamak ve ekilen arazi miktarını artırmak için 34,5 milyon lira maliyetli aspir, nohut, buğday gibi toplam 3 bin 635 ton tohum desteği yapıldığını, 3 milyon lira maliyetle de 2 bin 640 adet arı kolonisi desteği sağlandığını kaydetti.
Çiftçilerin kullanımına sunulmak üzere ilçe ziraat odalarına 11 milyon lira bedelle 11 adet traktör alındığını belirten Büyükkılıç, 8 milyon lira maliyetle anıza ekim mibzeri, sabit sellektör, taş toplama makinesi, katı gübre dağıtma makinesi, kompost karıştırma makinesi, süt tankı, gacer buğdayı un değirmeni gibi çeşitli makine ve ekipman alındığını bildirdi.
Tarımsal üretim desteklemeleri kapsamında 3 milyon liralık aspir soğuk sıkım yağ üretim tesisi, ayçekirdeği kurutma tesisi, çömlek peyniri üretim tesisi, Çerkez peynir üretim tesisi ve kadın kooperatif üretim tesisi kurulduğunu anlatan Büyükkılıç, şunları kaydetti:
“Felahiye ilçesine toplu ahır tesisi yapılmış olup toplam 20 milyon lira harcanmıştır. Ar-Ge çalışmaları kapsamında İklim Değişikliği Kuraklıkla Mücadele Projesi, Tıbbi Aromatik Bitki Üretim Geliştirme Projeleri, Seracılık, Bahri Dağdaş Araştırma Enstitüsü ve Güneş Enerji Santrali Epçe Sulama Kooperatifi’ne bu kapsamda toplam 8 milyon TL harcanacaktır. İlimizde 80 adet sulama tesisi yapılmış ve 90 bin dekar arazi, yağmurlama ve damlama sulama sistemi ile sulamaya açılmıştır. Toplam 90 milyon TL harcanmıştır.”
Büyükkılıç, tarım ve hayvancılık alanına toplam 224 milyon TL’ye ulaşan destek verildiğini, üretimi artırmak, göçü azaltmak için bu alanda çalışmaların tüm hızıyla süreceğini sözlerine ekledi.
Tarım toprağı altın gibi kıymetli
Şehirler büyüyüp metropollerin nüfusu ve yüzölçümü artmaya devam ediyor. Ancak bu konforlu yaşamın sürmesi, tarım topraklarının korunmasına bağlı. 2050 yılı için çizilen gelecek perspektifleri, bugün 27 milyon kilometre olan tarım arazisinin, dünya nüfusuna yetmeyeceğini ortaya koyuyor. Tarım toprağı altın gibi kıymetli ve onu korumak için bugünden önlemler alınması gerekiyor.
Hazırlanan senaryolara göre 2050 yılında dünyanın bu rakama ek olarak 8 milyon kilometrekareden daha fazla tarım toprağına ihtiyacı olacak. Ancak tarım yapmaya uygun toprak alanları, ormanlar, sulak alanlar, çöller gibi bölgeler dışarıda bırakıldığında, sanıldığı kadar fazla değil. Dünyada 140 ülke, başka ülkelerde tarım alanı kiralama yoluna gidiyor. En çok kiralama yapılan ülkeler ise Afrika, Orta Asya ve Güney Amerika ülkeleri.
Kişi başı 0,28 hektar
TÜİK verilerine göre, 2020 yılında Türkiye’nin toplam tarım alanı 37 bin 762 hektar. Bunun 23 bin 136 hektarı ekilebilir alanlardan oluşuyor. Bu da Türkiye’de kişi başına 0,28 hektar ekilebilir alan düştüğünü gösteriyor. Bu oran, 2016 rakamlarına göre dünyada 0,19, AB’de 0,22 olan ortalama oranlardan daha yüksek. Tarım ve Orman Bakanlığı ise hem bu oranı artırmak hem de mevcut tarım alanlarını koruyabilmek adına çalışmalar yürütüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, bir çok proje ile tarım alanlarını korumaya aldı.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü (TRGM), azaltılmış toprak işleme gibi ‘İklim Dostu Tarımsal Uygulamalar’ yürürlüğe koydu. Ekosistem Tabanlı ve Köy Bazlı Kuraklık Sistemi, Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) gibi projelerle toprak korunuyor. TRGM, 2007 yılında bireysel tarla içi modern sulama sistemlerine hibe desteği vermeye başladı. 1 milyon lirayı geçmemek kaydıyla yüzde 50 oranında hibe desteği veriliyor.
Tarla içi damla sulama, yağmurlama, mikro yağmurlama, yüzey altı sulama, tamburlu sulama, güneş enerji sistemleri ile tarımsal sulama ve akıllı sulama gibi sistemlere, 2007’den bugüne kadar 42 bin 531 proje için 1 milyar 17 milyon liradan fazla hibe desteği sağlandı. Bu sayede 3 milyon 951 bin dekar alanın modern sistemlerle sulanmasına geçildi. Aynı şekilde Bireysel Sulama Sistemlerinin Desteklenmesi Tebliği kapsamında, mart ayından bu yana 773 bin 953 dekar alanda 8 bin 704 proje için başvuru kabul edildi ve bu yıl için 300 milyon lira tahsis edildi.
Tarım arazilerinin korunmasında sulama çok önemli.
Tarım üretimi, hava koşullarından oldukça fazla etkileniyor. Buna karşı Tarım Sigortaları Kanunu ile her yıl çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararı ile üreticilerin doğal afetler yaşadığı zararlar, tazminat kapsamına alındı. Üreticileri verim düşüşü ve fiyat dalgalanmalarına karşı korumak için 2021 yılında Gelir Koruma Sigortası uygulaması Konya’nın üç ilçesinde başlatıldı. Uygulama, ülke geneline yaygınlaştırılacak.
Tarım dışında bir amaçla kullanılamasın
2005 yılında çıkarılan ‘Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’ ile tarım toprağının başka bir amaçla kullanılmasının önemli ölçüde önüne geçildi. Yıllık 100 bin hektar olarak hesaplanan ‘amaç dışı kullanım’, 60 bin hektara düşürüldü. 2017’den beri 72 ilde 9,2 milyon hektar alan, Büyük Ova Koruma Alanı ilan edildi. 2022’de 440 olan koruma alanı sayısı, 2023’te 500’e çıkarılacak.
Atık suyun yeniden kullanılabilir olması tarımı koruyor.
[Atık suyun yeniden kullanılabilir olması tarımı koruyor.]
Toprak sınıflandırılması
23,3 milyon hektar alanda, detaylı toprak etütleri yapılarak, toprak haritası tamamlama, Arazi Kullanım Planlaması (AKUP) ve Tarımsal Arazi Kullanım Planlaması (TAKUP) projesi yürürlüğe konuldu. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli ve Yalova’da proje 2022 itibarıyla başladı. 77 ilde ise 2023’te başlayarak 5 yılda tamamlanacak. Bu projeyle tarım alanları korunurken hangi bölgede hangi ürün yetiştirilebileceği planlanarak, gıda arzı güvenliği de sağlanmış olacak.
Modern sulamaya hibe desteği veriliyor.
Yıllık 30 milyon metreküp yeniden kullanılabilir su
Elbette tarım topraklarını korunması denince, sulama konusu en önemli başlıklardan biri olarak ortaya çıkıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) depolama kapasitesinin artırılması, tarımsal sulama, arazi toplulaştırma, atık su arıtımı ve taşkın kontrolü gibi çalışmaları yürütüyor. Tarım toprakları korunabilsin diye hem depolama artırılıyor hem atıksu arıtma ile suyun yeniden kullanımı çalışmaları yürütülüyor. Bu kapsamda 17 atıksu arıtma tesisi ve 2 UV+ dezenfeksiyon tesisi inşa edilerek, yıllık 30 milyon metreküp atıksuyun arıtılıp yeniden sulamada kullanılması sağlandı.
Arazi toplulaştırma
Tarım alanlarını kullanılmaz ya da verimsiz hale getiren en önemli sebeplerden biri parçalanma ve bozulma. Parçalanmış arazilerin toplulaştırılması, kullanım bütünlüğü sağlanması ve mülkiye hakları gözetilerek arazilerin birleştirilmesi en önemli adımlardan biri oldu. DSİ, arazi toplulaştırma çalışmaları yanında, modern sulama sistemleri ile arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri veriyor.
YOZGAT'TA ŞEKER PANCARINDA 650 BİN TON REKOLTE BEKLENİYOR
Türkiye’de yeşil mercimek üretiminde birinci, nohutta ikinci, şeker pancarı ve buğday üretiminde ilk 10’da yer alan Yozgat’ta ilkbaharda düşen yağış sayesinde üretici tarımsal üretimde verimli bir sezon geçiriyor.
Yozgat Tarım ve Orman Müdürü Tanju Özkaya, AA muhabirine, Yozgat’ın önemli tarım merkezlerinden biri olduğunu söyledi.
Özkaya, üretimi yapılan tüm ürünlerde rekoltenin gayet iyi olduğunu belirterek, “Önce buğday ve arpada daha sonra nohutta, mercimekte, özellikle bu yıl tohum dağıtımı yaptığımız yağlık ayçiçeğinde güzel verim alındı. Güzel bir sezon geçirdik.” dedi.
Üreticilerin şeker pancarı hasadına da başladığını dile getiren Özkaya, bu üründe de beklentilerin yüksek olduğunu ifade etti.
Özkaya, “Yaklaşık 110 bin dekara pancar ekildi. 650 bin ton rekolte beklentimiz var. Geçen yıla göre bereketli bir sezon geçirdik. Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak her zaman üreticilerimizin yanındayız, ekiplerimizle arazideyiz. Yozgat üretmeye devam edecek.” diye konuştu.
“Bu yıl beklentimiz yüksek”
Özlüce köyündeki çiftçilerden Süleyman Çatalyürek, 55 dekarda şeker pancarı ürettiğini belirterek, rekoltenin geçen yıldan daha iyi olduğunu söyledi.
Çatalyürek, “Bu yıl verim iyi, rekoltemiz dekara yaklaşık 7 ton civarında.” dedi.
Mehmet Ali Nemli de bu yıl 220 dekar alanda şeker pancarı ürettiğini anlattı.
Geçen yıl kuraklıktan dolayı verimin düştüğünü dile getiren Nemli, “Bu yıl beklentimiz yüksek. Allah’a şükür verim güzel.” ifadelerini kullandı.
ALANYA'DA "TARIM TEKNOLOJİLERİ BULUŞMASI" BAŞLADI
Alanya Belediyesi Kapalı Pazar’da 50 firmanın katılımıyla açılan “Tarım Teknolojileri Buluşma”sında firmalar ürünlerini sergiledi.
Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer, açılışta yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs sürecinde insanların gıdaya erişiminin zorlaştığını söyledi.
Her toplumun krizlere karşı tedbirler aldığını belirten Ürkmezer, “Devletimiz son 15-20 yılda artan bir şekilde tarıma teşvikler verdi. Biz de burada Alanya Belediyesi ile birlikte memleketimize en azından tarım teknolojisini gösterecek bir etkinlik düzenlemek istedik. ” dedi.
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ise ilçenin son yıllarda avokado başta olmak üzere birçok tropikal ürünle de ön plana çıktığını ifade etti.
Dünyada önemli bir gıda krizi yaşandığına dikkati çeken Yücel, tarımın her ülke için hem stratejik hem de ekonomik olarak önemli olduğunu kaydetti.
İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Rüzgar da ilçede tarım ve turizmin iç içe geçtiğini söyledi.
Alanya’da ciddi bir üretim potansiyelinin olduğunu dile getiren Rüzgar, “Alanya’da 22 bin hektarlık alanda tarımsal üretim yapılıyor. Bunun büyük bir kısmı meyvecilik. Yaklaşık 57 bin dekar alanda her türlü meyveyi üretebilmekteyiz. 27 bin dekar alanda da örtü altı üretimimiz var.” şeklinde konuştu.
VERİMİNİ TÜRKİYE'DEKİ MÜHENDİSLERİN DESTEĞİYLE ARTIRIYOR
Avusturya’nın Linz şehrindeki bir çiftçinin üzüm bağında, Huawei ve insansız hava aracı servis sağlayıcısı Dronetech iş birliğinde akıllı tarım gerçekleştiriliyor. 5G, yapay zeka ve nesnelerin interneti teknolojilerinin bir arada kullanıldığı projede, insansız hava araçları aracılığıyla araziden çeşitli veriler toplanıyor.
Toplanan bu veriler, üretim verimliliğini artırmak için Huawei Türkiye AR-GE Merkezi’nde geliştirilen yapay zeka veri anlamlandırma yazılımıyla yorumlanıyor. Bu sayede, sadece ihtiyaç olan alanlarda ve gerekli miktarlarda ilaçlama yapılması sağlanıyor.
“5G tarımda büyük değişiklikler ve faydalar sağlayacak”
Huawei Türkiye AR-GE Merkezi 5G ve Yapay Zeka Teknolojileri Proje Yöneticisi Umay Ezgi Kadan, akıllı tarım uygulamasının yapıldığı Avusturya’daki tarım arazisinde AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Son dönemde 5G’nin kullanılmasıyla ilgili insanların aklına ilk olarak yeni bir jenerasyon ve yüksek hızların geldiğini aktaran Kadan, “Bu projede vurgulamak istediğimiz, 5G’ye geçtiğimiz zaman yüksek hızlara erişebilmenin yanı sıra bu teknoloji, dikey endüstriler dediğimiz farklı sektörlerde de büyük değişiklikler ve faydalar sağlayacak. Bu sektörlerden birisi de tarım.” diye konuştu.
Kadan, Avusturya’daki akıllı tarım projesinde Huawei Türkiye AR-GE Merkezi olarak, yapay zeka algoritmalarının modellenmesi ve bu modellerin eğitiminde görev üstlendiklerini belirterek, “Bu modellerin bulut servis ortamına entegre edilerek çiftçilerin anlık olarak tarlalarından aldıkları verileri yükleyerek uzaktan da olsa analizler sayesinde bilgi sahibi olmalarını sağlamayı amaçlıyoruz.” dedi.
“Yapay zeka algoritmalarıyla çiftçilerin önlem almalarını sağlayacağız”
Yaptıkları yapay zeka çalışmasıyla çiftçilerin hayatına üretim verimliliğini ciddi şekilde etkileyen noktalarda katkıda bulunmayı hedeflediklerini vurgulayan Kadan, şunları kaydetti:
“Tarım arazilerinde çıplak gözle görülemeyen bitkiler üzerinde küçük böcekler ve zararlılar olabilir. Bu noktada, dron yardımıyla görüntüler alıp, bu görüntüleri yapay zeka modelleri yardımıyla anlamlandırmaya çalışacağız. Yapay zeka algoritmalarıyla çiftçilerin mahsullerinin verimini düşüren bu zararlılara karşı önlem almalarını sağlayacağız. Dronların bu işi yapmasındaki temel motivasyon, bir insanın gözüyle günlerce büyük bir alanda yapması gereken bir işi, saat düzeyine indirgeyerek yapabilecek olmak. Bu zaman anlamında ciddi bir verimlilik artışı sağlıyor. Bunu, ayrıca bir insanı görevlendirmeden yapıyorsunuz, bu da giderleri optimize etmeyi sağlıyor.
Ayrıca, bu projeyle çevre kirliliğinin azalması noktasında da değer katmış olacağız. Bugün çiftçilerimiz ne yazık ki geleneksel yöntemlerle bu işi yapmaya çalıştıklarından, bitkilerinin ne kadarlık bir gübre ihtiyacına sahip olduğunu anlayamıyorlar. Yapay zeka teknolojilerini kullanarak, önden tarlanızın hangi bölgesinde daha fazla gübre ihtiyacı varsa burada gübreleme yapma şeklinde optimize ediyorsunuz. Gereksiz gübreleme işleminden bu şekilde uzak durulmuş olunuyor.”
“Verimliliği yüzde 50 artırarak, gübre kullanımını düşürmeyi hedefliyoruz”
Umay Ezgi Kadan, çiftçilerin geleneksel yöntemlerde yaklaşık 1.000 dekarlık bir tarım arazisine yaklaşık 15 ton gübre kullandığına işaret ederek, “Yaptığımız bu akıllı tarım çalışmaları sayesinde verimliliği yüzde 50 artırarak, gübre kullanımını 7-8 tona düşürmeyi hedefliyoruz. Bu işlem sonucunda da çiftçiler maliyet avantajı sağlıyor. Yaptığımız bu çalışmalar, 5G’nin ve yapay zekanın kullanımıyla birlikte tarımda üretim verimliliğini yükselttiği için oldukça önem arz ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Huawei Türkiye AR-GE Merkezi’nin 1.000 mühendis ve araştırmacıyla İstanbul-Ümraniye’de faaliyet gösterdiğine işaret eden Kadan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Merkezimiz, sadece Türkiye içine değil artık yurt dışına da projeler yapar hale geldi. Bu projenin başında Avusturya’daki meslektaşlarımız bizimle temas kurdu. Huawei Türkiye AR-GE Merkezi’nin çalışmalarını yakından takip ettiklerini ve bu projede bizimle çalışmayı uygun gördüklerini belirtti. Bu tercih bizi sevindirdi, hemen ekibi kurup çalışmalara başladık. Geldiğimiz noktada, burada sahada uygulandığını görünce de gurur
"UYGUN FİYATLI ARPA VE MISIR SATIŞI TEKRAR BAŞLIYOR"
Bakan Nebati, Gıda Komitesi toplantısında alınan kararları açıkladı: “Toplantı kapsamında, et ve süt üreticilerimizin maliyetlerinin azaltılmasını teminen TMO tarafından uygun fiyatlı arpa ve mısır satışının tekrar başlaması kararlaştırıldı”
“Uygun fiyatlı arpa ve mısır satışı tekrar başlıyor”
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi toplantısında, et ve süt üreticilerinin maliyetlerinin azaltılmasını teminen Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından uygun fiyatlı arpa ve mısır satışının tekrar başlatılmasının kararlaştırıldığını bildirdi.
Nebati, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi toplantısını, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve komite üyelerinin katılımlarıyla gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Alınan kararlara değinen Bakan Nebati, “Toplantı kapsamında, et ve süt üreticilerimizin maliyetlerinin azaltılmasını teminen TMO tarafından uygun fiyatlı arpa ve mısır satışının tekrar başlaması kararlaştırılmış ve alınabilecek ilave tedbirler değerlendirilmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.
Üretici, hal ve perakende fiyatları arasındaki fark mercek altında
Hazine ve Maliye Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, toplantıda, Komitenin aldığı geçmiş kararlardaki gelinen aşama değerlendirildi ve yapılan çalışmalar hakkında üyeler bilgilendirildi.
Ayrıca, çiğ süt ve kırmızı et başta olmak üzere, gıda ve tarım ürünlerinin yurt içi ve dışı arz ve fiyatlarına ilişkin son dönemdeki gelişmeler analiz edildi.
Üretici, hal ve perakende fiyatları arasındaki farkın nedenlerini araştırmak için daha önce kurulan alt komitenin çalışma kapsamı genişletildi.
Buna göre, gıda ve tarımsal ürünlerin arz ve talep durumu, fire oranı, lojistik süreci ve fiyat gelişmeleri dikkate alınarak tarladan sofraya kadar tüm aşamaları analiz edilecek ve gerekli çalışmalar ivedilikle hayata geçirilecek. Kent tarımının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar hızlandırılacak
BANDIRMA'DAN 28 ÜLKEYE SOĞAN TOHUMU İHRAÇ EDİYORLAR
Mehmet Tan tarafından 1984 yılında kurulan tohum firması, 2004 yılından bu yana Tan’ın oğulları Can Tan ve Ata Tan tarafından yönetiliyor.
İlçeye bağlı Çepni Mahallesi’nde üretimi yapılan soğan tohumları Azerbaycan, Tacikistan, Kazakistan, İran, Hollanda, Rusya, Libya ve Irak başta olmak üzere 28 ülkeye gönderiliyor.
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Tan, AA muhabirine, 2007 yılında yurt dışına satış yapmaya başladıklarını söyledi.
Tan, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tescilli 29 soğan çeşidine sahip olduklarını belirterek, “Tohumlarımızın yüzde 65’ini, 28 ülkede 3 farklı marka ile satıyoruz. Ortak çeşitler başta olmak üzere yerel Türk firmalara da tedarik ediyoruz. Onlar da tohumları tekrar paketleyerek kendi markalarıyla yurt içi ve yurt dışı pazarlara satıyorlar.” diye konuştu.
Dünya çapında tanınmış firmalar için üretim yaptıklarına işaret eden Tan, şunları kaydetti:
“Onlar bize stok tohumlarını gönderiyor, biz de bunların çeşitlerini çoğaltarak yeniden onlara gönderiyoruz. Ar-Ge departmanımız yeni çeşit ıslahında hassasiyetle çalışıyor. Tere, roka, maydanoz, dereotu ve bezelye üretimiyle de yurt içi tohum ihtiyacına katkı sağlıyoruz.”
Pamuğun tarladan fabrikaya zahmetli yolculuğu
İklimi ve verimli toprakları sayesinde yılda birden fazla mahsul alınan Amik Ovası’nda, her parçası değerlendirilen pamuğun tarladan fabrikalara uzanan zahmetli yolculuğu başladı.
Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden Hatay’da pamuk hasadı sürüyor.
Olgunlaşmasının ardından tarlalardan toplanan pamuk, kentteki 76 çırçır fabrikasına gönderiliyor. Pamuk yığınları burada bir süre güneşte bekletilerek kurutuluyor.
Ardından yoğun bir işlemden geçirilen pamuğun lifi tekstil sektöründe kullanılmak üzere çiğidinden (çekirdek) ayrılıyor.
Pamuğun lifleri tekstil, çekirdeği yağ, küspesi hayvancılık sektöründe kullanılması için işlenmek üzere fabrikalara gönderiliyor.
“Mesaimiz sabah ezanında başlıyor”
Üretici Osman Sönmez, bu yıl 90 dönümde pamuk ekimi yaptığını söyledi.
Ürünün hasadının devam ettiğini anlatan Sönmez, pamuğu işçilerin yardımıyla elle topladıklarını belirtti.
Sönmez, ekiminden gübresine, çapasından sulanmasına ve toplanmasına kadar pamuğun zahmetli bir sürecinin bulunduğunu dile getirdi.
Pamuk işçisi Nusret Çakıcıoğlu da hasada sabahın ilk ışıklarıyla başladıklarını ifade etti.
Birçok üreticinin daha verimli olduğu için pamuğu elle toplamayı tercih ettiğini aktaran Çakıcıoğlu, “Mesaimiz sabah ezanında başlıyor. Önlüklerimizin içerisine topladığımız pamukları belli aralıklarda tartar ve kamyonlara dökeriz. Kilo olarak ne kadar topladıysak o kadar para kazanıyoruz. Günlük ortalama 400 ile 500 lira arasında ücret alıyoruz” diye konuştu.
“Fabrikamız 7 gün 24 saat çalışıyor”
Çırçır fabrikası sahibi Bilal Kara, pamuğun her parçasıyla ekonomiye kazandırıldığını söyledi.
Hatay’da pamuk hasadının tüm hızıyla sürdüğünü dile getiren Kara, tarladan toplanan kütlü pamuğun işlenmek üzere çırçır fabrikalarına getirildiğini belirtti. Kara, şunları kaydetti:
“Hasat edilen pamuklar nemliyse güneşte havalandırıp kurutmaya alıyoruz. Ardından çırçır işlemine başlıyoruz. Fabrikamız 7 gün 24 saat çalışıyor. Fabrikamızda günde 90 ton kütlü pamuk işlemi yapıyoruz. Kütlü pamuğu çiğidinden ayırıp, çiğidini yem fabrikasına, elyafını da iplik fabrikalarına satıyoruz. Pamuk bizim için çok güzel bir nimettir.”