07.10.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Kadın müdüre tacizden hapis istemi

 

Kadın müdüre tacizden hapis istemi

Mersin’de İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde ziraat mühendisi olarak çalışan Ç.D. şube müdürünün tacizine uğradığını iddia etti.

Ziraat mühendisi Ç.D., İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde görev yapmaya başladıktan sonra, Eylül 2020’de kadın şube müdürü H.C. tarafından  ‘Seks hayatın nasıl gidiyor’, ‘Beni nasıl buluyorsun’, ‘Çok fazla cinsel tecrübem var, senden etkileniyorum’ diyerek sözlü ve fiziki tacize maruz kaldığını belirtti.

Kurum amirlerine şikayette bulunan Ç.D. uğradığı tacizi ispatlayabilmek için, şube müdürünün odasına çağrıldığı zaman yapılan görüşmeleri de kaydetti.

BAŞKA İLÇEDE GÖREVLENDİRİLDİ

Şikayet sonrası Ç.D. çözüm bulunacağı sözüyle 3 aylığına başka bir şubede görevlendirildi.

3 ay sonra tacize uğradığı şubeye dönen Ç.D., çözüm bulunmaması üzerine suç duyurusunda bulundu. Ç.D. daha sonra uzak bir ilçede görevlendirildi.

Mersin’de İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde ziraat mühendisi olarak çalışan Ç.D. şube müdürünün tacizine uğradığını iddia etti.

Ziraat mühendisi Ç.D., İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde görev yapmaya başladıktan sonra, Eylül 2020’de kadın şube müdürü H.C. tarafından ‘Seks hayatın nasıl gidiyor’, ‘Beni nasıl buluyorsun’, ‘Çok fazla cinsel tecrübem var, senden etkileniyorum’ diyerek sözlü ve fiziki tacize maruz kaldığını belirtti.

Kurum amirlerine şikayette bulunan Ç.D. uğradığı tacizi ispatlayabilmek için, şube müdürünün odasına çağrıldığı zaman yapılan görüşmeleri de kaydetti.

BAŞKA İLÇEDE GÖREVLENDİRİLDİ

Şikayet sonrası Ç.D. çözüm bulunacağı sözüyle 3 aylığına başka bir şubede görevlendirildi.

3 ay sonra tacize uğradığı şubeye dönen Ç.D., çözüm bulunmaması üzerine suç duyurusunda bulundu. Ç.D. daha sonra uzak bir ilçede görevlendirildi.

Topraksız tarıma bir Vahaa!..

 

Topraksız tarıma bir Vahaa!..

Hanife Baş- Vahaa… Bir gıda teknolojisi şirketi. Şehirli insanların taze ve besin değeri yüksek ürünlere kolayca ulaşmasını mümkün kılıyor. Kullanıcılarının her yerde, her mevsimde kendi bitkilerini üretmesini sağlıyor. Vahaa’nın kurucusu genç bir kadın girişimci Nehir Boyacıoğlu. O, bir etki girişimcisi. Yani sadece finansal fayda değil, dünyaya da pozitif fayda sağlamak için çalışıyor. Gıda sorunu onun odaklandığı alan oldu. O, zaten girişimci bir aileden geliyor… Boyacıoğlu, Vahaa Akıllı Bahçe ürünleriyle Türkiye’de ilklerden olan akıllı topraksız tarım ünitesini kullanıma sunduklarını anlatıyor.

Boyacıoğlu, “Araştırmalar şu anda 26 milyar dolar olan kapalı tarım pazarının 2030 yılında 62 milyar dolara ulaşacağını gösteriyor. Yani aslında hem yerinde üretim yapan kullanıcıların sayısı artacak hem de sağlıklı ve taze besin tüketmek isteyen kullanıcılara ürün sunan çözümler artacak” diyor. Nehir Boyacıoğlu ile girişimcilik hikâyesini, sektörü ve hedeflerini konuştuk.


Aileden girişimci bir isim

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1987 yılında Adana’da doğdum. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunuyum. Mezuniyet sonrası uluslararası kurumsal şirketlerdeki 8 yıllık bir tecrübeden sonra 5 yıldır da girişimcilik ekosistemindeyim.

Küçükken ne olmak istiyordunuz? Bugüne kadar nerelerde çalıştınız?

Ailemdeki büyüklerin hepsi girişimci, kendi işini yapıyor. Önümdeki örneklerden de dolayı sanırım ben de küçüklüğümden beri kendi işimi yapmak istiyordum. Kendi işinin patronu olmak dışında bir seçenek düşünmedim hiçbir zaman. Kurumsal şirketler büyük resmi görmek ve tecrübe kazanmak için çok kıymetli yerler. O yüzden Philip Morris, Borusan Otomotiv ve Pfizer gibi kurumlarda farklı departmanlarda çalıştım. Bunlar bana çok şey kattı. Daha sonra bir girişim hızlandırma şirketinde yönetici ortak olarak görev aldım, Avrupa Kalkınma Ajanslarından fon alarak etki odaklı girişimcilik programları yönettim. Bilgi Üniversitesi’nde girişimcilik sertifika programlarında sözleşmeli eğitmenlik yaptım. Daha sonra kendi danışmanlık şirketimi kurdum ve Arya Kadın Yatırım Platformu’na danışmanlık verdim. Son olarak hayallerimi gerçekleştirmem gerekiyor dedim ve ortaklarımla birlikte 2 yıl önce Vahaa’yı kurduk.

Tarım dışı istihdam haftası

 

Yeşim SARIŞEN

Temmuz ayında hisse senetleri ve tahvil piyasalarında gördüğümüz güçlü yükselişlerin ardından Ağustos ve Eylül ayları yeniden satış baskısının etkili olduğu bir dönem oldu. Temmuz ayındaki yükselişlerde büyük ölçüde FED’in faiz artışlarında hız keseceğine, 2023 yılında faiz indirimlerine başlayacağına dair beklentiler etkili olmuştu. Ancak bu görünüm Ağustos ayında FED Başkanı Powell’dan gelen şahin mesajlar eşliğinde terse döndü ve agresif faiz artışı beklentileri tekrar gündeme yerleşti. Başta FED olmak üzere küresel merkez bankaları, enflasyona odaklandığını ve büyümedeki yavaşlamayı tolere edebileceklerine dair sinyaller verdi. Nitekim küresel bazda açıklanan makro veriler enflasyonun yüksek kaldığı, büyümenin ise yavaşladığı bir ortama işaret etti ve piyasalarda güçlü faiz artış beklentilerinin fiyatlanmasına neden oldu.

Bu dönemde risk iştahındaki bozulma ile birlikte ABD Dolarının değer kazanmaya, riskli varlıkların ise baskı altında kalmaya devam ettiğini takip ettik. Hisse senetleri, gelişmekte olan ülke döviz kurlarında ve emtiada satış baskısı etkili oldu. Örneğin, küresel risk barometresi olarak da izlediğimiz S&P500 Endeksi, Ağustos zirvelerinden Eylül ayı sonuna kadar yüzde 16 civarı geri çekildi. ABD 10 yıllıkları 2009 – 2010 zirveleri de olan yüzde 4 seviyesini, dolar endeksi ise son yirmi yılın zirvelerini test etti.

Strateji raporlarımızda, gelişmiş ülke hisse senetlerini daha uzun vadeli bir ayı piyasası içinde olduğunu düşünmeye devam ettiğimizi ve yılın son çeyreğinde daha düşük fiyatlar görmeyi beklediğimizi ancak Ekim ayı içerisinde piyasalarda geçici bir dip oluşacağını ve kısa vadeli bir yükseliş görebileceğimizi düşündüğümüzü belirtmiştik. Dördüncü çeyreğe girerken, bizim de beklentimize paralel yönde Ağustos zirvelerinden geri çekilen ve başta FED olmak üzere merkez bankalarından gelen daha şahin mesajlar eşliğinde satış baskısı altında kalan küresel hisse senetlerinde tepki yükselişleri öne çıkıyor.

ISM İmalat Endeksi ve JOLTS istihdam raporu gibi son açıklanan bazı zayıf makro veriler, FED’den şahin açıklamalar gelmeye devam etse de Başkan Yardımcısı Brainard’ın finansal istikrar risklerini izleme ihtiyacına dair ifadeleri ve IMF’den gelen sıkı para politikalarına dair uyarılar eşliğinde, FED’in politikada agresif tutumunu sınırlayacağına dair tartışmaların gündeme geldiğini görüyoruz ve bu görünümün hisse senetlerinde aşırı satım bölgelerinde etkili olan tepki yükselişlerine, son yirmi yılın zirvelerinden geri çekilen ABD doları ve tahvil faizlerindeki aşağı yönlü baskıya destek olduğunu takip ediyoruz.

Bu hafta açıklanan ISM İmalat Endeksinde yeni siparişler ve istihdam alt endekslerindeki beklenenin de üzerindeki zayıflama sinyalleri dikkate değerdi. Her iki endeks de daralma bölgesine geriledi. Benzer şekilde JOLTS istihdam verisi ise Ağustos ayında açılan yeni iş imkanlarının pandemi başından bu yana en düşük seviyede gerçekleştiğini ortaya koydu. Temmuz ayında 11,2 milyon olarak açıklanan başvurulabilir pozisyonların sayısı, Ağustos ayında 10,1 milyon ile 2020’den bu yana en düşük seviyede gerçekleşti.

Bu doğrultuda da bu Cuma günü ABD’de açıklanacak Eylül ayı tarım dışı istihdam verisi piyasaların odak noktasında olacak. Tarım dışı istihdam verisine baktığımızda aylık istihdam artışında hız kaybının devam etmesi bekleniyor. Bloomberg anketine göre ortalama beklenti 263.000 artış yönünde. Diğer taraftan işsizlik oranının yüzde 3,7 ile yatay seviyede kalması ve enflasyon sinyalleri aradığımız ortalama kazançların ise yüzde 0,3 artış göstermesi bekleniyor. FED, enflasyona odaklandığını ve büyümedeki yavaşlamayı tolere edeceğine dair sinyaller vermeye devam ediyor ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi FED’in politikada agresif tutumunu sınırlayabileceğine dair tartışmaların gündemde olduğu bir ortamda beklenene nazaran zayıf gelecek bir veri kısa vadede piyasalardaki tepki yükselişlerine destek olabilecekse de şu aşamada FED’in para politikasında dönüş yapma olasılığına dair şüphelerimizi koruyoruz. Verinin FED’in 21 Eylül’deki toplantıda da öne çıkardığı gibi başta Kasım ayında 75 baz puan ve Aralık ayında da 50 baz puan olmak üzere önümüzdeki dönem faiz artış sürecine dair beklentileri ne derece etkileyeceği önemli olacak. Bu doğrultuda özellikle FED’in de öne çıkardığı işsizlik oranında yükseliş görüp görmeyeceğimizin ve ayrıca özellikle 12 Ekim’deki G20 zirvesinden gelebilecek mesajların riskli varlıklar açısından önemli olabileceğini düşünüyoruz.

Üreticilere destek ödemesi... Mazot ve gübre desteği ne zaman ödenecek?

Düzce Belediyesinden tarıma yönelen gençlere destek

Mazot gübre desteği ödemeleri, üreticilerin gündeminde yer alıyor. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, mazot ve gübre desteği ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu. Açıklamanın ardından mazot ve gübre desteği ne zaman yatacak? sorusu hakkında araştırmalar hız kazandı. İşte konuyla ilgili detaylar…


Üreticilere destek ödemesi… Mazot ve gübre desteği ne zaman ödenecek
Mazot ve gübre desteği ödeme tarihi çiftçiler tarafından merak ediliyor. Tohum, hububat, mazot, gübre, toprak analizi ve kırsal kalkınma alanlarında verilen desteklerden yararlanan üreticiler ödemelerini banka hesaplarından alabilecekler. Peki mazot gübre desteği ne kadar? 2022 mazot ve gübre desteği ne zaman ödenecek? İşte konuyla ilgili merak edilenler…


MAZOT GÜBRE DESTEĞİ NE KADAR?
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Melekli Mahallesi’nde Pamuk hasadı etkinliğine katıldı. Etkinlikte konuşan Bakan Kirişci, pamuk üreticisine yapılan desteklemeleri anlattı. Kirişci, “Özellikle gübre ve mazot desteği konusunda, 2022 ürünü ile ilgili, 68 lira olan mazot desteğimiz 250 lira olacak. 8 lira olan gübre desteğimiz 21 lira olacak. Daha önce 76 lira olan dekar başı desteğimiz 271 lira gibi bir düzeye çıkmış olacak. Yüzde 256’lık, yaklaşık 3,5 kat artış hayırlı uğurlu olsun. Çiftçimize helali hoş olsun” dedi.

Şırnak'ta tarım ile ülke ekonomisine katkı sağlanması için çalışmalar başladı

 

Şırnak haberi | Şırnak'ta tarım ile ülke ekonomisine katkı sağlanması için çalışmalar başladı

Edinilen Şırnak haberine göre Şırnak’ta tarım ile ülke ekonomisine katkı sağlanması için çalışmalar başladı “Tarım şenliği etkinlikleri ile çiftçilere yüzde 75 hibeli sertifikalı tohum dağıtıldı Tarım ve Orman Bakanlığınca, Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi çerçevesinde Şırnak’ta ‘Tarım…

Şırnak’ta tarım ile ülke ekonomisine katkı sağlanması için çalışmalar başladı

“Tarım şenliği etkinlikleri ile çiftçilere yüzde 75 hibeli sertifikalı tohum dağıtıldı

ŞIRNAK – Tarım ve Orman Bakanlığınca, Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi çerçevesinde Şırnak’ta ‘Tarım Şenliği Etkinlikleri’ bünyesinde sertifikalı tohum ve kışlık sebze fidesi dağıtım töreni gerçekleştirildi.

Sertifikalı tohumda 2 milyon 500 bin bütçeli yüzde 75 hibeli projede 160 ton mercimek, buğday ve arpa tohumu ile kışlık sebze fidesinde ise yüzde 75 hibe ile 1 milyon, 200 bin proje değerinde 500 bin fide dağıtım törenleri Tarım ve Orman İl Müdürlüğü bahçesinde yapıldı. Tarım şenliği etkinliğine, Şırnak Valisi Osman Bilgin, Şırnak İl Tarım ve Orman Müdürü Selman Demirel, kurum müdürleri ve çiftçiler katıldı.

Vali Osman Bilgin, törende yaptığı konuşmada, “Ülkemiz sadece fabrikalar ile değil, tarımda, turizmde, sanayide çalışan ve çoklu sektörlerde insana ihtiyacı olan bir ülkedir. Çok büyük bir ülkeyiz, 85 milyon nüfusu var, genç bir nüfusu var. Dünyada son olarak yaşanan konjektöre baktığımız zaman tarımın ne kadar önemli olduğunu hepimiz birlikte görüyoruz. Daha önce çalışılmaması gereken, istenmeyen sektör olarak bilinen tarım sektörü insanoğlunu yüz yüze kalmış olduğu son durum ile en önemli sektörlerden biri haline getirdi. En önemli sektördü bir ara insanlar uzaklaştı ve yine en önemli sektör oldu. Kısaca biz gıdaya ulaşamadığımız sürece istediğiniz kadar zenginliğiniz olsun, hiçbir anlamı yok. İnsan doğduğu günden ölünceye kadar her gün gıdaya ihtiyacı var. Dolayısıyla bu süreç içerisinde bizlerin tarım ve hayvancılık alanında üretimi bırakmamalıdır. Hatta bu alanda teknolojiyi de kullanarak, vatandaşlarımızın desteklenmesiyle birlikte bu alandaki üretimimizi artırmalıyız. Şırnak kendi tüketimin yüzde 7’sini üretebiliyor. Çok kötü bir durum. Hep diyoruz, istihdam alanı yok Şırnak’ta, sadece istihdamı tarımda kedi içimizde çözsek, insanları tarıma yönlendirsek, kendi ihtiyacını karşılayacak yüzde 93’lik bir alanı düşündüğümüzde çok önemli bir istihdam alanı oluşturacağız” dedi.

“Terör örgütünün yararlandığı ormanlar değil, vatandaşların yararlandığı, gelir getiren ormanlar yapmak istiyoruz”

Cizre Barajında kısa sürede çalışmalara başlanacağını ifade eden Vali Bilgin, “Tarımla ilgili Cizre ve İdil ovalarını sulamak ile ilgili Cizre Barajımızı da en kısa sürede başlanıyor. Ovalarımız artık sulanacak, bununla birlikte çalışan bir kesime ihtiyacımız var. Şırnak’ın yüzde 40’ı orman görünüyor ama orman yok. Bu dağları gerçek anlamda ormanlaştırmalıyız. Ama vatandaşların yararlandığı ormanlar olmalıdır. Fıstık, ceviz, badem, zeytin bölgesine göre, örnek çiftçilerimiz ile bu projeyi uygulamaya geçiriyoruz. Terör örgütünün propagandasını yapan HDP, yasal görünümlü illegal partinin eylemlerinde sürekli ‘devlet ormanları kesiyor’ diyor. Hayır, biz buraları ormanlaştırmaya çalışıyoruz. Vatandaşlarımız gelin her yeri ormanlaştıralım. Ama terör örgütünün yararlandığı ormanlar değil, vatandaşların yararlandığı, vatandaşa ekonomik gelir getiren ormanlar yapmak istiyoruz. Vatandaş yeter ki gelsin biz her projeye ödenek ayıracağız. Burada amaç üretmek. Ailelerinizin geçimini sağlamak. Ama en önemlisi ne vatandaşın vatandaşa muhtaç olduğu, ne vatandaşın devlete muhtaç olduğu bir sistem oluşturmak. Sizleri özgür bir birey olarak ayakta durabilecek vatandaşlar haline getirmek. Özgür birey olmanız, bu ülkenin özgürleşmesi demek. İnsanların özgürleşmesini istemeyen kesimler var. Biz burada devlet olarak insanların başkasına el açmasını değil, aksine birey olarak ayakta durmasını sağlamak için bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun için tarım, hayvancılık, sanayi ile üretime yönelmeliyiz” diye konuştu.

Şırnak İl Tarım ve Orman Müdürü Selman Demirel de, “Bakanlığımızca tarım arazilerinin kullanımı etkinleştirmesi ile ilgili proje ile çiftçilerimize atıl durumundaki bu arazilerde yüzde 75 hibe ile yaklaşık 160 tona yakın sertifikalı tohum dağıtımımız olacak. Buradaki amacımız küçük çaplı tarım dışı kalmış arazilerimizi tarıma kazandırmak. Bölgemizde bulunan bu küçük çaplı bu arazilerimizi kazandırıncaya kadar, bu alanda çalışmalarımız devam edecek. Küçük çaplı alanları tespit ediyoruz. Geçen sene tespit ettiğimiz arazileri tarıma kazandırmıştık. Bu her sene artarak devam edecek. Bölgemizde atıl durumda arazi bırakılmayıncaya kadar çalışmalarımız devam edecek. Geçen sene bin 200 dekara yakın araziyi tarıma kazandırdık. Bu seneki hedefimiz 2 bin 500 dekar alanı tarıma kazandırmak olacaktır” şeklinde konuştu.

Çiftçi Ahmet Özbey ise, “Kendi imkanlarımız dahilinde gübre ve tohum fiyatlarının çok pahalı olması nedeniyle tarım alanlarımızı ekemiyorduk. Bakanlığın yüzde 75 tohum desteği ile artık bu alanlarımızı ekeceğiz. Buna destek olan başta bakanlığımız ve valiliğimize çok teşekkür ediyoruz” dedi.

Konya’da süt kavgası!

 

Konya’da süt kavgası! 

Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne (DSYB) ait bir süt toplama aracının önü Yaylapınar Süt Kooperatifinden oldukları iddia edilen bir grup tarafından kesilerek, süt toplaması engellendiği iddia edilirken, Yaylapınar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve adı geçen süt üreticisi Mustafa Kahraman ise bu iddiaları yalanlayarak, “Beni hem icraya verdiler hem de sütümü almaya geldiler” dedi.
Anadoludabugun.com.tr’nin haberine göre, yaşanan olaylar üzerine bir açıklama yapan Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Edip Yıldız, sağdığı inekten üreticinin menfaat sağlaması gerektiğini belirterek, “Yıllardır biz bunun mücadelesini veriyoruz. Sanayicinin emrindeki bir yapıdan üreticiye fayda gelmez. Bunu bütün üretici artık bilmek zorunda. Burası bir hukuk devleti. Şunu üreticimiz çok iyi bilsin. Üreticimizin haklarını ve hukukunu gerek masada gerek sahada bu şekliyle her zaman savunduk, savunmaya da devam edeceğiz.” dedi.

Gıda Komitesi’nden süt fiyatları ile ilgili flaş karar! Küçük aile işletmeleri tamamen üretimden çekilecek!
Gıda Komitesi’nden süt fiyatları ile ilgili flaş karar! Küçük aile işletmeleri tamamen üretimden çekilecek!
KONYA’DA SON 1 YILDA 2 BİN SÜT ÜRETİCİSİ ÜRETİMİ BIRAKTI

Konya gibi süt üretiminde birinci olan bir ilde son bir yılda 2 bin üreticinin üretimi bıraktığını kaydeden Yıldız, şunları kaydetti: “Artık geldiğimiz noktada şunun herkes bilincinde olsun. Üretim bitiyor diyoruz. Konya gibi süt üretiminde birinci olan bir ilden bahsediyoruz. 2000 üreticimiz bir yıl içinde üretimden çıkmış. Resmi rakamlarla %37 Konya’da üretilen süt azalmış. İnekler kesmeye gidiyor. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Yarın insanlar bizim anlatmaya çalıştığımızı şu şekliyle mi görmek istiyorlar? Bugün 9 liraydı bu üreticiye reva görmeyen çok görenler yarın 10 TL’ye bu sütü bulamayacaklar. Bunu anlatmaya çalışıyoruz.

Bugünkü yaşanan olaylarla ilgili tekrar şunu söylüyoruz. Burası bir hukuk devleti. Biz üreticimizin hakkını bugün olduğu gibi hem sahada hem masada hem de hukuken her ortamda savunduk, savunmaya devam edeceğiz”

YAYLAPINAR TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ İDDİALARI YALANLADI!

Diğer yandan Ereglihaberleri.com’un haberine göre, Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Edip Yıldız’ın birlik süt toplama aracının önünün kesildiği ve şoförün darp edildiğine yönelik iddialarına Yaylapınar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve adı geçen süt üreticisi Mustafa Kahraman tarafından açıklama yapıldı.

Kendi bilgisi dışında Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği tarafından sütü alınmak üzere çiftliğine süt toplama aracı gönderildiğini belirten üretici Mustafa Kahraman, Başkan Edip Yıldız tarafından ortaya atılan iddiaları yalanladı.

DAMIZLIK BİRLİĞİNE ÜYEYİM AMA SÜTÜMÜ VERMİYORUM

Kahraman yaptığı açıklamada şunları söyledi:


“Meram Yaylapınar Mahallesi’nde süt üreticisiyim. Ben damızlık sığır yetiştiricileri birliğine hiç süt vermedim. Damızlık birliğinin süt toplama aracının şoförüne Mustafa Kahraman’ın sütünü al demişler. Gelen aracın şoförüne “Sen ne yapıyorsun” dedim. Oda süt almaya geldiğini söyledi. Damızlık birliğine üyeyim ama birliğe sütümü vermiyorum.

BENİ HEM İCRAYA VERDİLER HEM DE SÜTÜMÜ ALMAYA GELDİLER!

Yaylapınar Kooperatifi açıldığından bu yana sütümü buraya veriyorum. Damızlık Birliği ile problem yaşamayan yok. Ben de yaşadım. Aidat borcumdan dolayı beni icraya verdiler. Hesaplarımı dondurdular. Paramı çekemedim. Hesaplarımı bloke ettiler. 4.800 liralık borcumu 7.500 lira olarak ödedim. Beni hem icraya verdiler hem de sütümü almaya geldiler. Ben size süt vermem dedim. Şoför de bana buradan süt almam yönünde bana emir verdiler, bu yüzden geldim dedi. Sonrasında Yaylapınar kooperatifini aradım. Aracı durdurup şoförü darp etmemiz söz konusu değil. Zaten bununla ilgili kamera görüntüleri var. Olay benim çiftliğimde oluyor. Başkan başka bir işletmede şov yapıyor. Söylediği iddialar tamamen gerçek dışıdır” dedi.

Tarımda elektrik faturaları için kredi verilecek

 

Tarımda elektrik faturaları için kredi verilecek

Tarım ve Orman Bakanlığının “Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Uygulama Esasları Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, Tebliğ’in kapsam yılı 1 yıl uzatılarak 31 Aralık 2023 oldu. Kuluçkahane (ticari amaçla civciv çıkaran) için 1000 adet ve üzeri kapasitelerde işletme kuran veya kurulu işletme kapasitesini asgari bu kapasitelere çıkaran üreticilere de kanatlı hayvan yetiştiriciliği kapsamında yatırım ve işletme kredisi kullandırılacak.

İşletme kredisi kullanacak kuluçkahanelerin faaliyet onay belgesine sahip olmaları gerekecek. Kanatlı sektörüne yönelik yatırım ve işletme kredisi kullanacak kanatlı işletmeleriyle kuluçkahane işletmelerinin aynı gerçek kişi ya da aynı tüzel kişiliğe ait olma zorunluluğu bulunmayacak. Gerçek ya da tüzel kişiler sadece kanatlı işletmesi ya da sadece kuluçkahane sahibi olabilecek.

Damızlık kanatlı hayvanların ve damızlık yumurtaların, damızlık büyük ebeveyn, damızlık ebeveyn olduklarını gösteren sağlık sertifikası veya fatura istenecek.

İşletme kredisi kullanacak damızlık kanatlı işletmelerinin Bakanlıktan alınmış damızlık kanatlı işletmeleri ile kuluçkahane (damızlık amaçla civciv çıkaran) işletmelerinin ilgili faaliyet onay belgelerine sahip olmaları gerekecek.

ARONYA ÜRETİCİLERİNE İNDİRİMLİ KREDİ
Öte yandan aronya, stratejik bitki üreten üreticilerin faiz indirimli kredi kullanabilecekleri bitkiler arasına eklendi.

Örtüaltında yapılan muz yetiştiriciliğine yönelik ise yeni yatırım kredisi kullandırılmayacak. Yeni kullandırılacak işletme kredilerinde özellikli kriter indirim oranları uygulanmayacak.

Sulama birliklerinin, sulama tesislerinin elektrik ihtiyaçlarını, güneş enerjisi kaynağından üretmek için gerekli olan alet-ekipman alımı ve tesis kurulumu konularındaki kredi talepleri düzenleme kapsamında değerlendirilecek.

ELEKTRİK FATURASINA KREDİ
İlgili Kanun kapsamında faaliyet gösteren sulama kooperatifleri ve birlikleriyle gerçek ya da tüzel kişi tarımsal üreticilerin elektrik perakende satış şirketi veya elektrik toptan satış şirketi veya elektrik dağıtım şirketince düzenlenmiş tarımsal faaliyetler veya sulama tarifesine tabi elektrik fatura ödemeleri için, üretim konusu ayrımı yapılmaksızın, kredi sağlanacak.

Söz konusu kooperatif, birlik veya üreticilerin, yeni faturalarını ödemek amacıyla, söz konusu krediden yararlanabilmeleri için birikmiş veya normal ödeme günü geçmiş, ödenmemiş veya taksitlendirilmemiş tarımsal elektrik borçlarının, taksitlendirilerek ödenen veya ödenecek borçları varsa bununla ilgili gecikmiş taksitlerinin bulunmaması gerekiyor. (AA)

Tarım grubu 5 sektörle ihracatta rekora koştu

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye’nin ihracatı, bu yılın sekiz ayında 2021’in aynı dönemine kıyasla yüzde 18,3 artışla 165,7 milyar dolara yükseldi.

Jeopolitik risklerden dolayı gıdaya erişimin zorlaştığı bu dönemde Türkiye, tarım ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştırarak rekor kırmaya devam etti.

Söz konusu dönemde, tarım grubu, 21 milyar 516 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek ocak-ağustos ihracatını gerçekleştirirken, 5 sektör de ihracatta rekora koştu.

Türkiye’nin tarım ihracatı, yılın sekiz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artarken, toplam ihracattan yüzde 13,0 pay aldı.

EN YÜKSEK İHRACAT ARTIŞI 

Tarım grubunda ihracatta rekor kıran sektörler, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, meyve sebze mamulleri, kuru meyve ve mamulleri, su ürünleri ve hayvansal mamuller, mobilya kâğıt ve orman ürünleri oldu.

Yılın sekiz ayında hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri 7,2 milyar dolarlık, meyve sebze mamulleri 1,5 milyar dolarlık, kuru meyve ve mamulleri 935,9 milyon dolarlık, su ürünleri ve hayvansal mamuller 2,7 milyar dolarlık, mobilya kâğıt ve orman ürünleri 5,5 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek ocak-ağustos ihracatını gerçekleştirdi.

Bu dönemde, ihracatta hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri yüzde 30,3, meyve sebze mamulleri yüzde 22,3, kuru meyve ve mamulleri yüzde 7,7, su ürünleri ve hayvansal mamuller yüzde 29,5, mobilya kâğıt ve orman ürünleri yüzde 26,4 arttı.

YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE ARTTI 

Rekor kıran sektörlerde Irak ön plana çıktı. Irak’a hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri 1,5 milyar dolar, su ürünleri ve hayvansal mamuller 509,3 milyon dolar, mobilya kâğıt ve orman ürünleri 639,5 milyon dolar, ABD’ye meyve sebze mamulleri 224,3 milyon dolar, Almanya’ya kuru meyve ve mamulleri 120,9 milyon dolar, tutarında dış satım gerçekleştirdi.

Dış satımda Irak’a hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri yüzde 58,9, su ürünleri ve hayvansal mamuller yüzde 51,8, yüzde mobilya kâğıt ve orman ürünleri yüzde 7,6 ihracat artışı kaydetti.

Meyve sebze mamullerinin ABD’ye ihracatı yüzde 42,1 artarken, kuru meyve ve mamullerinin Almanya’ya dış satımı yüzde 6,4 azaldı.

742 MİLYON DOLARA ULAŞTI 

İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Başkanı Müjdat Sezer, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede su ürünleri ve hayvansal mamuller sektör ihracatının ağustosta toplam ihracat içinde yüzde 1,74’lük paya ulaştığını söyledi.

Sektörde yılın 8 ayında en yüksek ihracata sahip 3 alt sektöre ilişkin olarak Sezer, su ürünlerinin yüzde 20,2’lik artışla 1,1 milyar dolara, beyaz etin yüzde 48,1’lik yükselişle 742 milyon dolara, süt ürünlerinin yüzde 47,3’lük artışla 394 milyon dolara ulaştığını dile getirdi.

Sezer, yılın sekiz ayında sektörün en çok ihracat yaptığı ilk üç ülkenin sırasıyla 509 milyon dolarlık ihracatla Irak, 189 milyon dolarlık ihracatla Rusya Federasyonu, 130 milyon dolarlık ihracatla İtalya olduğunu aktardı.

Tarımsal hâsıla güçlü ama potansiyel ve coğrafi avantajımız da artışta etkili

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz da tarımsal hâsıla verilerinin oldukça güçlü olduğunu, bunun yanında özellikle salgın sonrası normalleşme ile beraber artan bir ihracat ivmesinin de olduğunu vurguladı.

Kopuz, fiyatlardaki düşüş ve ticaretteki artış başarısının sadece “hasatta bereket” ile açıklanamayacağını belirterek, öncelikle Türkiye hem tarımsal üretim potansiyeli olarak hem de coğrafi konumu ve yapısı sebebiyle tarım ürünleri ticaretinde dünyada önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti.

Kopuz, “Üretiminde lider olduğumuz ürünlerin yanı sıra üretmediğimiz ürünleri de işleyip ihraç edebiliyoruz. Örneğin artan ihracat rakamlarını değerlendirirken, dâhilde işleme rejimi kapsamında aylık yaklaşık olarak 7,5 milyon ton buğdayın işlendiğini ve ihraç edildiğini de hesaba katmamız gerekir.” diye konuştu.

Tahıl koridoru açıldıktan sonra emtia fiyatlarında gerileme olduğunu söyleyen Kopuz, “Dolayısıyla bu da ihracatımızın artışında önemli bir etken oldu. Zira yakınımızdaki ülkelerden süratle mal indirip, ürünleri işleyip katma değerli şekilde hızlı bir şekilde ihracat yapabilecek tecrübeye sahibiz.” ifadelerini kullandı.

TALEP TAM GAZ DEVAM ETMEKTE

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı ise, “Tüm dünyada bizim ürünlerimize karşı yoğun bir ilgi devam ediyor.” ifadesini kullandı.

Taycı, ihracat artışında rekoltenin yüksek olmasının da etkili olduğuna dikkati çekerek, bu yıl dünya genelinde rekoltenin yüksek seviyede bulunduğunu vurguladı.

Bununla birlikte işlenmiş tarım ürünlerinde katma değerli ihracatın yüksek olmasındaki en önemli unsurların lojistik avantaj, esnek üretim kabiliyeti, kaliteli ürün ve uygun fiyat olduğunu söyleyen Taycı, Türkiye’nin gıda ürünlerinde her geçen yıl dünyada kalite ve marka imajını daha da iyiye götürdüğünü kaydetti.

Bugün Çin ve İtalyan ürünlerinin dünyada algısı olduğunu belirten Taycı, Türkiye’nin hala o seviyelerde olmadığını ancak yavaş yavaş bu yönde ilerlediğini söyledi.

Taycı, “Piyasalarda ‘Türk sanayicisi istek ve taleplerimize çok hızlı cevap verebilir. Kaliteli ürün yaparlar, uygun fiyatla çalışırlar’ noktasında bir algı oturtmaya başladık. Her geçen gün bize karşı bir yönelme var.” diye konuştu.

Main Menu