Güneş enerjisiyle topraksız dikey tarım
Hatay’da bir girişimci güneş enerjisinden ürettiği elektrik ile çalışan topraksız dikey tarım projesini 3 yıllık deneme sürecinin ardından tamamladı. Birçok farklı bitki türlerini yetiştiren girişimci Ömer Çağın Avcı, amacının tarım teknolojisini geliştirmek olduğunu söyledi.
Hatay’da yaşayan girişimci Ömer Çağın Avcı, güneş enerji panelleri ile elektrik üreten ve topraksız olarak bitki üretimi gerçekleştiren bir projeyi hayata geçirdi. Yaklaşık 3 yıldır proje üzerinde çalışan Avcı, farklı bitki türlerini bir arada yetiştirdi ve kısa sürede istediği verimi aldı. Güneş enerjisini kullanıp, düşük besin enerjisi ile maliyet en aza indirildi.
Ömer Çağın Avcı, hangi ürünlerde başarılı olabileceklerini görebilmek için ürün çeşitliliğini artırdıklarını belirterek “Hatay’da güneş enerjisi ile topraksız dikey tarım üzerinde çalışma yaptım. Yaklaşık 3 yıl süren denemeler sonrasında sistemimizi tamamladık. Şu anda hangi ürünlerde başarılı olacağımızı görmek amacıyla ürün çeşitliliği sağladık. 30 gün içerisinde 60 mililitre besin kullanarak ve aynı zamanda elektriksel bağlantı yapmadan bitkilerimizi yetiştiriyoruz. Burada tamamen sürdürülebilir tarım üzerine çalışıyoruz. Daha düşük besinle güneş enerjisini kullanarak yatırım maliyeti dışındaki maliyetleri en aza indirerek dikey tarım sistemi oluşturduk. Dünyada bunun farklı örnekleri var, biz Türkiye’de okullarımıza örnek olmak için düşük maliyetlerle bu sistemin kurulacağını göstermek amacıyla böyle bir çalışma yaptık” dedi.
Bitkilerin kökünde herhangi bir kök tutucunun ve içerisinde toprağın olmadığını belirten Avcı, şöyle devam etti:
“Reyhan, biber ve marulda çok başarılı olduk. Bitkilerin kökünde herhangi bir kök tutucu yok. Tamamen açık, içeride toprak yok, suyun içerisinde de durmuyor. Su yukarıdan aşağıya doğru süzülüyor ve bundan dolayı da köklenme çok fazla olmuyor. Ama bitki almış olduğu besinle büyüyor. Bu şekilde daha su, besin kullanıyoruz, fide şeklinde dikilen bitkiyi de daha hızlı büyütüyoruz. Kullandığımız kimyasal gübre topraklı tarımdaki ile aynı. Ancak biz en az düzeyde kullandığımız için bitkinin üzerine fazladan besin geçme ihtimali, insanlara ve bitkiye zararı yok. Sistemimiz de otomatik olarak 15 dakika su veriyor, 45 dakika duruyor.”
Bu projelerinde birçok kişiye ücretsiz danışmanlık hizmeti verdiğinin de altını çizen Avcı, “Dünyada ve Türkiye’de 500’e yakın projeye imza attık. Bu çalışmalarımız sayesinde birçok arkadaşımıza ücretsiz danışmanlık hizmeti verdim. Kitlemiz de bizimle beraber büyüyor. ‘Bilgi paylaştıkça çoğalır’ mantığı ile herkese ücretsiz şekilde bilgi veriyoruz. Amacımız ülkemizin tarım teknolojisini geliştirmek” ifadelerine yer verdi.
Hatay’daki orman yangınıyla ilgili 1 şüpheli gözaltına alındı
Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde ormanlık alanda çıkan yangınla ilgili bir şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişi ormanlık alanda naylon yakarken yangını kazayla çıkardığını öne sürdü.
Kırıkhan ilçesi Alabeyli mevkiinde öğle saatlerinde ormanlık alanda başlayan yangın orman bölge müdürlüğü ekiplerinin müdahalesi ile kontrol altına alındı. 2 hektarlık alanda etkili olan yangında soğutma çalışmaları devam ederken olayla ilgili 1 şüpheli gözaltına alındı.
Şüpheli şahısın ormanlık alanda naylon yakarken yangını kazayla çıkardığı öne sürüldü. Jandarma ekiplerinin soruşturması devam ediyor.
Tarım, tarım, tarım!..
Kırsal neden canlanmalı?
Kuraklık ve kıtlık dramı tarih boyunca defalarca yaşandı ve her defasında büyük acılara neden oldu.
İnsanoğlu için iki önemli unsurdan biri can güvenliği, diğeri ise hep yaşamını idame ettirecek gıda oldu. Su ise olmazsa olmazların en başında geldi. Evet, çağlar boyu çok şey değişti ama bu gerçek hiçbir zaman değişmedi. Zaman zaman öncelik sıralamasında gerilere düşse de can güvenliği ve beslenme özellikle kadim devletlerin hep ilk üçünde yer aldı. Çünkü kuraklığın ve açlığın açtığı derin yaraları en iyi onlar biliyorlar. Küresel iklim değişikliği ve onun yaratacağı sonuçlar dünya gündeminin en ön sıralarında.
Özellikle Batılı ülkelerde seçmen tercihlerini etkileyen en önemli argüman. Bu yönde politika üreten siyasetçiler ya da partiler en fazla destek görenler.
Önemli bir motivasyon detayı! Umarız tüm dünyada karşılık bulur.
Önemli bir proje
AB standartlarında yüksek kapasiteli tesislerin kurulması ve ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, böylelikle de özellikle çalışma çağındaki 18-40 yaş grubundaki nüfusun kente göçünün önlenmesi amaçlanıyormuş.
Hürriyet’ten Meltem Özgenç’in haberi ilginç ipuçları taşıyor: Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) vasıtasıyla Avrupa Birliği (AB) adayı ülkelerde uygulanan Katılım Öncesi Kırsal Kalkınma Aracı (IPARD) Programı’nın kapsamını genişletmeyi planlıyor.
2011 yılından beri uygulanan program, besi ve süt hayvancılığı, et ve yumurta tavukçuluğu, hindi, kaz ve manda yetiştiriciliği, tarım ve hayvancılık ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi, depolanması, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği, el sanatları, arıcılık, gıda ve gıda olmayan katma değerli ürünler, kırsal turizm, yenilenebilir enerji, makine ekipman alımı, su ürünleri yetiştiriciliği sektörlerini de içine alan birçok alt dalı kapsıyor.
Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Ardahan, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elâzığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, Hatay, Isparta, Kahramanmaraş, Karaman, Kars, Kastamonu, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muş, Nevşehir, Ordu, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Uşak, Van ve Yozgat olmak üzere toplam 42 ilde, IPARD 1 ve IPARD II olmak üzere iki aşamada uygulanan programın üçüncü aşamasında destek verilen sektörlerin sayısı artırılacak. 2022 yılının haziran ayı itibarıyla programlar kapsamında, geçmişten bugüne toplam yatırım tutarı 15 milyar 81 milyon liraya ulaştı. 20 bin 799 projeye, 7 milyar 958 milyon 991 bin lira hibe desteği, bu sayede de 85 bin 100 kişiye istihdam sağlandı. 2022’nin ilk yarısında ise toplam 882 projeye 520 milyon lira hibe ödendi, bu hibelerle 724 milyon lira yatırım hayata geçirildi.
550 milyon euro ayrıldı
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Tarım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu’nun çok önemli çalışmalar yürüttüğünü belirterek, çok yakında IPARD II programının başlayacağını bildirdi.
550 milyon euro’luk bir kaynak oluşturduklarını aktaran Kirişci, bunun hem Avrupa Birliği’nden alınan hem de kendi milli bütçemizden aktarılan bir meblağ olduğuna dikkati çekti.
Bakan Kirişci, bugün şehirlerde yaşanan birçok sorunun kaynağının kırsaldan kente göç olduğunu bildirdi. “Kırsala dönüşü yeniden ülkenin kalkınmasının ama her anlamda kalkınmasının tam merkezine koymamız gerekir” diyen Kirişci, kırsala dönüşün sağlanmasının önemine işaret etti.
Abbas Güçlü
[email protected]
[email protected]
Ayçiçeği ve mısırda tırtıl alarmı
Trakya Bölgesi’nde ayçiçeği tarlalarında ve bazı bölgelerde ise mısırda görülen çayır tırtılı üreticiyi ve bakanlığı alarma geçirdi. Çayır tırtılının ayçiçeğine büyük zarar verdiği ve önlem alınmaz, zamanında ilaçlama yapılmazsa çok büyük verim kaybı yaşanacağı bu nedenle etkin mücadelenin zaman kaybetmeden yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Trakya’da ayçiçeği tarlaları deyim yerindeyse tırtıl istilası altında. Bazı alanlarda mısırda da görülen çayır tırtılı ürüne büyük zarar veriyor. Çiftçi ayçiçeğinde rekor üretim beklerken tarlalarda görülen çayır tırtılı moralleri bozdu. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale, İstanbul’da ayçiçeği tarlalarında görülen çayır tırtılı çiftçileri, Tarım ve Orman Bakanlığı ve ilgili birimleri alarma geçirdi.
Çayır tırtılı ayçiçeğinin kökünden başlayarak yapraklara kadar tamamına zarar veriyor. Zamanında mücadele edilmezse ayçiçeği veriminde büyük kayıplara neden oluyor. Daha önce 2012 yılında ayçiçeğinde çayır tırtılı görülmüştü. Üreticiler o dönemde tırtılın daha az görüldüğünü, bu yıl ise çok daha yaygın olduğunu ifade ediyor.
Bakanlık 7 il valiliğine genelge gönderdi
Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü 13 Temmuz 2022’de “Ayçiçeğinde Çayır Tırtılı(Loxostege Sticticalis) Mücadelesi Hakkında” başlığı ile 7 il valiliğine genelge göndererek çayır tırtılı ile mücadelede İnsansız Hava Araçlarının(İHA), zirai drone kullanılmasına izin verildiğini bildirdi.
Bakan adına Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yunus Bayram tarafından gönderilen genelgede şöyle deniliyor:
“Son zamanlarda Trakya bölgesi ve civarında ayçiçeği ve mısır tarlalarında görülen çayır tırtılı (Loxostege sticticalis) zararlısına karşı, zirai mücadele teknik talimatlarında kullanılacak alet ve makineler bölümünde belirtilen “Hidrolik tarla pülverizatörü, sırt pülverizatörü veya sırt atomizörünün” yanında İHA Sistemlerinin de, “İnsansız Hava Aracı Sistemlerinin Zirai Mücadele Kapsamında Bitki Koruma Ürünü Uygulamalarında Kullanılmasına İlişkin Yönerge” hükümleri doğrultusunda kullandırılmasına, Genel Müdürlük Makamının 13.07.2022 tarih ve 6292361 sayılı olurları ile izin verilmiştir.
Bilgilerinizi, Ayçiçeğinde Çayır Tırtılı (Loxostege sticticalis) zararlısına karşı ilinizde yapılacak olan BKÜ uygulamalarında söz konusu Yönerge hükümleri doğrultusunda İHA Sistemlerinin kullanılmasına izin verilmesi hususunda gereğini rica ederim.”
Bu genelge, Düzce, Edirne, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ Valiliği’ne gönderildi.
Tarım İl Müdürlükleri alarmda
Kurban Bayramı öncesinde görülen çayır tırtılı ile ilgili Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İstanbul, Çanakkale Tarım İl Müdürlükleri adeta alarma geçti.
Edirne İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yaptığı açıklamada İpsala, Meriç, Keşan, Uzunköprü ilçelerindeki ayçiçeği tarlalarında çayır tırtılı popülasyonunun arttığına dikkat çekerek üreticilerini uyardı. Çiftçilere tarlalarında çayır tırtılı bulunması halinde ilaçlı mücadele yapılmaları gerektiğini bildirildi.
Açıklamada özetle şu bilgilere yer verildi: “İlimizin özellikle güney kesimindeki ilçelerinde (İpsala, Meriç, Keşan, Uzunköprü) ayçiçeği ekili alanlarda çayır tırtılı popülasyonun arttığı ve ayçiçeği ekili alanlarda zararlar oluşturduğu tespit edilmiş olup, zararlı ile ilaçlı mücadele yapılabilmektedir. İlaçlı mücadele konusunda İl ve İlçe Müdürlüklerimizce gerekli bilgilendirme yapılmaktadır.
Ayçiçeği ekili bölgelerimizde teknik personellerimizce kontrollerimiz devam etmekte olup, üreticilerimizin de kendi ayçiçeği tarlalarında kontrollerini yaparak, zararlı ile karşılaşmaları durumunda vakit kaybetmeden ilaçlı mücadele yapmaları gerekmektedir.”
Zaman kaybetmeden mücadele edilmeli
Edirne Tarım ve Orman İl Müdürü Atilla Bayazıt ayçiçeği tarlalarında yaptığı incelemelerde, üreticilerle, ziraat odası başkanları ile görüşmelerinde konunun önemine dikkat çekti. Bayazıt açıklamalarında: “Yapılan incelemeler neticesinde, zararlının yaşam döngüsü dikkate alındığında zararlı ile mücadelede önümüzdeki birkaç günün üreticilerimizin zarar görmemesi için önem arz ettiğinden, kendi ayçiçeği tarlarında kontrollerini yaparak, zararlı ile karşılaşmaları durumunda en kısa zaman içerisinde yer aletleri ve insansız hava araçları (dron) kullanılarak vakit kaybetmeden ilaçlı mücadele yapmaları gerekmektedir.” bilgisini verdi.
Arılara zarar verilmemeli
Edirne Tarım ve Orman İl Müdürlüğü çayır tırtılı ile ilaçlı mücadele yaparken, arıcıların uyarılarak bilgi verilmesi ve ilaçlamaların arıların aktif olmadığı saatlerde yapılması gerektiği uyarısında da bulundu.
İstanbul Çatalca’da da tırtıl görüldü
İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, özellikle Çatalca ilçesinin bazı mahallelerinde yoğun olmak üzere yağlık ayçiçeği ekiliş alanlarında Temmuz başında gözlemlenen yoğun kelebek çıkışının ardından çayır tırtılı istilası ve zararı yaşandığının tespit edildiği bilgisini paylaştı. İl Müdürlüğünün internet sayfasında şu bilgiye yer verildi: “ İl Tarım ve Orman Müdürümüz Ahmet Yavuz Karaca’nın da katıldığı, İl ve İlçe Müdürlüğü teknik personellerinin çiftçilerimizle birlikte eş zamanlı olarak traktörler ve yer aletleri ile devam ettiği zirai mücadele çalışmalarına zirai drone da dahil edilerek ilaçlama etkinliği arttırıldı.”
Çanakkale’de 4 ilçede risk var
“Çayır Tırtılı zararlısına karşı dikkatli olalım” uyarısında bulunan Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü 4 ilçede çayır tırtılı tespit edildiğini bildirdi. İl Müdürlüğünün internet sayfasında konuya ilişkin şu bilgilere yer verildi: “Son zamanlarda Trakya Bölgesindeki illerimizde ayçiçeği ve diğer tarım alanlarında görülen ayçiçeğinin önemli zararlısı Çayır Tırtılı (Loxostege sticticalis (L.)); İlimizde de Gelibolu, Eceabat başta olmak üzere, Biga, Yenice ilçemizde de tespit edilmiştir.
İl ve İlçe Müdürlüklerimiz teknik ekipleri tarafından ayçiçeği ekili bulunan alanlarda gerekli inceleme ve tespit çalışmaları yapılarak; zararlının yoğunluğunu ve mücadelesi konusunda üreticilerimizin bilgilendirme çalışmaları devam etmektedir.
Yapılan tespit ve inceleme sonucunda yaptığımız değerlendirme neticesinde; zararlının yaşam döngüsü de dikkate alındığında zararlı ile mücadelede önümüzdeki birkaç günün üreticilerimizin zarar görmemesi adına çok büyük önem arz ettiği, bundan dolayı üreticilerimizin ayçiçeği ekili alanlarını sık sık kontrol etmeleri zararlı ile karşılaşmaları durumunda en kısa zamanda yer aletleri ve insansız hava araçları (drone) ile vakit kaybetmeden ilaçlı mücadele yapmaları gerekmektedir.
Üreticilerimizin başta ayçiçeği ekili olan tarlalarını her gün kontrol ederek, bir bitkide 3 ile 5 adet veya metrekarede 20 adet larva görüldüğünde ruhsatlı ilaçlarla ilaçlama yapması gerekmektedir. Özellikle yabancı ot mücadelesi yapılmayan tarla sınırları ve konukçu yabancı ot (Sirken otu) bulunan tarla ve açık alanlarda ilaçlama yapılmalıdır. (Bitki Koruma Ürünleri teknik talimatında deltamethrin 25 g./l. etken maddeli ilaçlar 25cc/100 lt su olarak tavsiye edilmektedir.)
Çayır Tırtılı zararlısına karşı ilaçlı mücadele yapacak olan üreticilerimizin Ayçiçeklerinin çiçek döneminde olması nedeni ile ilaçlama yapacakları bölgedeki arıcılarımızı bilgilendirmeleri ve ilaçlamalarını arıların aktif olmadığı saatlerde yapmaları büyük önem arz etmektedir.”
Tekirdağ’da saha denetimleri ve ilaçlama sürüyor
Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürü Oktay Öcal, Süleymanpaşa ilçesinde ayçiçeği ekili alanlarda görülen çayır tırtılı zararlısı için incelemelerde bulundu. İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada: “ İl/İlçe Müdürlüklerimizde görevli teknik personellerimizce saha çalışmaları sürdürülmektedir. Söz konusu zararlı ile mücadelede üreticilerimizin zarar görmemesi için üreticilerimize, ayçiçeği tarlalarında kontrollerini yapmaları ve zararlı ile karşılaşmaları durumunda en kısa sürede yer aletleri ya da insansız hava araçları (drone) kullanılarak vakit kaybetmeden ilaçlı mücadele yapmaları konusunda bilgilendirmeler yapılmıştır. Ayçiçeği tarlalarında görülen çayır tırtılı ile mücadele kontrollerine devam edilmektedir.” bilgisine yer verildi.
Çiftçiler ilgisizlikten şikayetçi
Çayır tırtılı nedeniyle ürünleri zarar gören çiftçiler ise ilgisizlikten şikayetçi. Tarım ve Orman Bakanlığının ve il müdürlüklerinin drone kullanımına izin verildiğini ancak drone bulamadıklarını belirten üreticiler: “Çiftçide drone yok. Kısa zamanda herkes tarlasını ilaçlamak istiyor ama hem drone yok. Hem de çok pahalı. Camilerden duyurular yapılıyor, ilaç kullanın, drone kullanın deniliyor. Bizim gücümüz drone almaya, ilaç almaya yetmiyor. Tırtıl çok yaygın. Bölgede afet yaşanıyor. Devlet bölgede etkin bir mücadele yaparsa ancak bu zararlıyla başa çıkabiliriz.” görüşünü dile getiriyor.
Mısırda da görüldüğünü bakanlık açıkladı
Tarım ve Orman Bakanlığı 7 il valiliğine gönderdiği genelgede çayır tırtılının ayçiçeği ve mısırda görüldüğü bilgisine yer verdi. Ancak daha çok ayçiçeğinde yoğun görüldüğü için şimdilik çalışmalar ve zirai mücadele ayçiçeğinde yoğunlaştırıldı. Mısır ile ilgili detaylı bir bilgi yok.
Tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 1 ölü, 3’ü ağır 14 yaralı
Uşak’ta kontrolü kaybolması sonucunda devrilen tarım işçilerini taşıyan minibüsteki bir kişi hayatını kaybetti. 14 kişi yaralanırken, üç kişinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Kaza Uşak-Ulubey yolu üzerinde meydana geldi. Tarım işçilerini kent merkezine taşıyan S. A. (51) kontrolündeki minibüs yan devrildi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis, sağlık ekipleri ve itfaiye sevk edildi.
Tarım işçisi Hasibe Bozkurt’un (56) hayatını kaybettiğini belirlerken araçtaki 20 yolcudan yaralı 14 işçiyi çevre hastanelere kaldırıldı. Kaza yerindeki bazı işçiler arkadaşlarının öldüğünü öğrenmelerinin ardından sinir krizi geçirdi.
Yaralılardan üç kişinin de hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Minibüs sürücüsü ekiplerce gözaltına alınırken kazaya ilişkin soruşturma ekiplerce başlatıldı.
Mersin'de 2022 yılı tarım sektör toplantısı düzenlendi
Mersin’de 2022 yılı tarım sektör toplantısı gerçekleştirildi.
Vali Ali Hamza Pehlivan, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) salonunda düzenlenen toplantıda, kentin tarımda öncü bir il olduğunu belirtti.
Kentte 331 bin hektar alanda tarım yapıldığını anımsatan Pehlivan, “Bitkisel üretimde, 10 üründe ülke birinciliği, 17 üründe de ülke ikinciliği olmak üzere 27 üründe ilk iki sıradayız. Yaş meyve-sebze ihracatında geçtiğimiz yıl 3.2 milyar dolar ülkemize katkı sağlamışız. Yaklaşık 700 milyon dolara tekabül ediyor ve toplamın da yüzde 23’üne tekabül ediyor. Narenciye üretimi ihracatında da ilk sıradayız. Geçtiğimiz yıl ihracat gelirinden 400 milyon dolardan bahsediyoruz. Bu da toplamın yüzde 40’ına tekabül ediyor. Yine burada da Türkiye birincisiyiz. Geçtiğimiz yılın rakamlarıyla, bitkisel üretimde gayri safi milli hasılaya da katkımız 17 milyar dolar.” diye konuştu.
Tarımın riskli bir sektör olduğundan bahseden ve devletin çiftçilere bu konuda destekler sağladığını vurgulayan Vali Pehlivan, şunları aktardı:
“Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) projelerinden en çok faydalanan illerden birisiyiz. Biz bütün bu gayretleri, devlet ve millet olarak çiftçilerimizin emeği üzerine inşa ediyoruz. Onlar olmasa, onların toprağa dokunuşu olmasa bütün gayretler boşa. O yüzden biz buradayken tarlalarda çalışan işçilerimiz var. Bu vesile ile onları şükranla yad ediyorum. Onların emeği, gayreti çok kıymetli.”
İl Tarım ve Orman Müdürü Arif Abalı da kentte 2 bin 500 rakıma kadar yılın 12 ayı boyunca tarım yapılabilen büyük bir il olduğunu aktararak, toplantıya katılanlara teşekkür etti.
Konuşmaların ardından, çiftçi ve üreticilere, destek kapsamında yapılan yardım tutarlarını belirten dövizler takdim etti.
Programda ayrıca Mersin Valiliği ile Ziraat Bankası Bölge Müdürlüğü arasında “Köyüme Dönmek İçin Bir Sürü Nedenim Var” projesinin protokolü imzalandı.
TZOB'dan gıda israfı uyarısı: Mücadele tarladan başlamalı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de 2020 yılında 176 milyar liralık gıda israfı yaşandığını söyledi. Gıda kaybı ve israfıyla mücadelenin tarlalardan başlatılması gerektiğini belirtti.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yazılı açıklamasında, dünyada ve Türkiye’deki gıda israfına dikkati çekti.
Dünya nüfusunun hızla arttığını vurgulayan Bayraktar, şehirleşme, sanayileşme, turizm ve ulaşım sektörlerindeki gelişmelerin tarım alanlarının daralmasına yol açtığını bildirdi.
Bayraktar, nüfus artışıyla gıdaya talebin daha da artacağına işaret ederek, gıda güvenliğinin, tarım politikalarının odak noktası olmaya devam edeceğini belirtti.
Dünya Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre 828 milyondan fazla insanın açlıkla mücadele ettiğini kaydeden Bayraktar, “2050’ye kadar artan nüfusu besleyebilmek için mevcut üretimin yüzde 60 oranında artırılmasına ihtiyaç vardır.
Gıda güvenliğini sağlamada kayıp ve israfın azaltılması da en az verimlilik kadar önemli. Büyük emek ve kaynak harcanarak üretilen her ürünün bir gramı dahi ziyan edilmeyecek kadar değerlidir. Kültürümüzde israfın hoş karşılanmaması, dinimizde israfın haram sayılması bu anlayışın sonucudur” değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, Birleşmiş Miletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre, 2019’da 931 milyon ton gıda israfı olduğunu ifade ederek, israfın yüzde 61’inin evlerde, yüzde 26’sının gıda hizmeti veren işletmelerde, yüzde 13’ünün ise gıda satıcılarında meydana geldiğini aktardı.
Türkiye’de de özellikle yaş sebze ve meyvenin, tarladan sofraya ulaşıncaya kadar kayıplara uğradığının altını çizen Bayraktar, özellikle hasat sonrasında taşıma, muhafaza ve pazarlama aşamalarında da önemli kayıplar yaşandığını vurguladı.
Bayraktar, gıda üretiminde tarım sektörünün önemine işaret ederek, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için sektörün pozitif ayrımcılık yapılarak desteklenmesi gerektiğini belirtti.
İsrafla mücadeleye tarladan başlanması gerektiğini dile getiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Üreticilerin öncelikle yetiştirme ve hasat teknikleri konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor. Üreticiden tüketiciye kadar uzanan zincirin halkalarının ıslah edilmesi şarttır.
Tarımda kültürel işlemlerden yetiştirme tekniklerine, hastalık ve zararlılarla mücadeleye, hasada, depolama, paketleme ve pazara ulaştırmaya, tüketicinin bilinçli tüketimine kadar her aşamada israfı en aza indirecek uygulamalara öncelik verilmeli, yatırımlar buna göre yapılmalı, toplumlar buna göre örgütlenmelidir. Bu amaçla soğuk hava depolarının sayısı ve kapasitesi yükseltilmeli ve bu tesislere verilen destekler artırılarak devam etmelidir.
Aslında gıda kaybı ve israfının önlenmesine yönelik çalışmaları gıda zincirindeki tüm paydaşlar için fayda sağlayacaktır. Bu kapsamda, tarımsal ürünleri işleyen fabrikaların kaliteli ürüne ulaşımının sağlanması ve perakende noktalarına erişmede kullanılan nakliye koşullarının iyileştirilmesi gibi çözümler gıda kayıplarının azaltılmasını sağlayabilir.”
Bayraktar, tüketicilerin gıda israfına mahal vermemek için yapması gerekenler olduğuna dikkati çekerek, tüketicinin ürünü, kayba ve israfa uğratmayacak miktarda ihtiyacı kadar satın alması gerektiğini ifade etti.
Tüketicilerin başta sebze, meyve olmak üzere ürünleri uygun saklama ve kullanma şartlarına göre zamanını geçirmeden değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Alışverişe gitmeden önce evdeki yiyecekleri gözden geçirerek bir alışveriş listesi yapmalı, ihtiyacından fazlasını almamalıdır.
İhtiyacın üzerinde ekmek alınmamalı, bayatlayan ekmekler uygun şekilde değerlendirilmelidir. Evde veya lokantalarda yemek küçük porsiyonlar halinde servis edilmeli, yenebilecek kadar alınmalı, tabakta yemek bırakılmamalıdır.
Sipariş edilen yemeğin fazla gelmesi durumunda kalanların paketlenmesi talep edilmelidir.
Birlik olarak kayıp ve israfın önlenmesi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Ev sahipliğimizde düzenlenen panel ve toplantılarda israf konusunu tüm boyutuyla ele aldık ve raporlar hazırladık. Üretim kayıpları ve israfla ilgili eğitimler verdik, bu eğitim çalışmalarına devam edeceğiz.”
Dünya Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre 828 milyondan fazla insanın açlıkla mücadele ettiğini kaydeden Bayraktar, “2050’ye kadar artan nüfusu besleyebilmek için mevcut üretimin yüzde 60 oranında artırılmasına ihtiyaç vardır.
Gıda güvenliğini sağlamada kayıp ve israfın azaltılması da en az verimlilik kadar önemli. Büyük emek ve kaynak harcanarak üretilen her ürünün bir gramı dahi ziyan edilmeyecek kadar değerlidir. Kültürümüzde israfın hoş karşılanmaması, dinimizde israfın haram sayılması bu anlayışın sonucudur” değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, Birleşmiş Miletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre, 2019’da 931 milyon ton gıda israfı olduğunu ifade ederek, israfın yüzde 61’inin evlerde, yüzde 26’sının gıda hizmeti veren işletmelerde, yüzde 13’ünün ise gıda satıcılarında meydana geldiğini aktardı.
Türkiye’de de özellikle yaş sebze ve meyvenin, tarladan sofraya ulaşıncaya kadar kayıplara uğradığının altını çizen Bayraktar, özellikle hasat sonrasında taşıma, muhafaza ve pazarlama aşamalarında da önemli kayıplar yaşandığını vurguladı.
Bayraktar, gıda üretiminde tarım sektörünün önemine işaret ederek, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için sektörün pozitif ayrımcılık yapılarak desteklenmesi gerektiğini belirtti.
İsrafla mücadeleye tarladan başlanması gerektiğini dile getiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Üreticilerin öncelikle yetiştirme ve hasat teknikleri konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor. Üreticiden tüketiciye kadar uzanan zincirin halkalarının ıslah edilmesi şarttır.
Tarımda kültürel işlemlerden yetiştirme tekniklerine, hastalık ve zararlılarla mücadeleye, hasada, depolama, paketleme ve pazara ulaştırmaya, tüketicinin bilinçli tüketimine kadar her aşamada israfı en aza indirecek uygulamalara öncelik verilmeli, yatırımlar buna göre yapılmalı, toplumlar buna göre örgütlenmelidir. Bu amaçla soğuk hava depolarının sayısı ve kapasitesi yükseltilmeli ve bu tesislere verilen destekler artırılarak devam etmelidir.
Aslında gıda kaybı ve israfının önlenmesine yönelik çalışmaları gıda zincirindeki tüm paydaşlar için fayda sağlayacaktır. Bu kapsamda, tarımsal ürünleri işleyen fabrikaların kaliteli ürüne ulaşımının sağlanması ve perakende noktalarına erişmede kullanılan nakliye koşullarının iyileştirilmesi gibi çözümler gıda kayıplarının azaltılmasını sağlayabilir.”
Bayraktar, tüketicilerin gıda israfına mahal vermemek için yapması gerekenler olduğuna dikkati çekerek, tüketicinin ürünü, kayba ve israfa uğratmayacak miktarda ihtiyacı kadar satın alması gerektiğini ifade etti.
Tüketicilerin başta sebze, meyve olmak üzere ürünleri uygun saklama ve kullanma şartlarına göre zamanını geçirmeden değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Alışverişe gitmeden önce evdeki yiyecekleri gözden geçirerek bir alışveriş listesi yapmalı, ihtiyacından fazlasını almamalıdır.
İhtiyacın üzerinde ekmek alınmamalı, bayatlayan ekmekler uygun şekilde değerlendirilmelidir. Evde veya lokantalarda yemek küçük porsiyonlar halinde servis edilmeli, yenebilecek kadar alınmalı, tabakta yemek bırakılmamalıdır.
Sipariş edilen yemeğin fazla gelmesi durumunda kalanların paketlenmesi talep edilmelidir.
Birlik olarak kayıp ve israfın önlenmesi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Ev sahipliğimizde düzenlenen panel ve toplantılarda israf konusunu tüm boyutuyla ele aldık ve raporlar hazırladık. Üretim kayıpları ve israfla ilgili eğitimler verdik, bu eğitim çalışmalarına devam edeceğiz.”
Üretici küçükbaş hayvancılıkta ihracat iznini beklerken Suriye'den 100 bin baş hayvana transit geçiş izni!
Hayvancılıkta küçükbaş üreticisi getirilen ihracat yasağından dolayı büyük bir darbe yerken, Suriye’den 100 bin küçükbaş hayvan için Tarım Kredi Kooperatifleri ile Et ve Süt Kurumu’na transit geçiş izni verildi. Tarım Kredi Kooperatiflerinin, transit geçiş izni verilen 50 bin küçükbaş hayvanı getirmek için eski AKP milletvekili Salih Kapusuz’un şirketi ile sözleşme imzaladığı iddiaları ise sektörde infiale neden oldu.
Hayvancılıkta küçükbaş üreticisi getirilen ihracat yasağından dolayı büyük bir darbe yerken, Suriye’den 100 bin küçükbaş hayvan için Tarım Kredi Kooperatifleri ile Et ve Süt Kurumu’na transit geçiş izni verildi. Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerden getirilecek 100 bin baş küçükbaş hayvan Türkiye üzerinden yurt dışına ihraç edilecek. Tarım Kredi Kooperatiflerinin, transit geçiş izni verilen 50 bin küçükbaş hayvanı getirmek için eski AKP milletvekili Salih Kapusuz’un şirketi ile sözleşme imzaladığı iddiaları ise sektörde infiale neden oldu.
Milli Gazete’den Sadettin İnan’ın haberine göre, Suriye’de Türkiye’nin kontrolündeki Barış Pınarı Bölgesindeki üreticilere destek vermek amacıyla yaklaşık 100 bin baş küçükbaş hayvan için Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Et ve Süt Kurumu’na transit geçiş hakkı verildi. Barış Pınarı bölgesinden getirilecek 100 bin baş küçükbaş hayvan Türkiye’ye getirilerek yurt dışına ihraç edilmesi bekleniyor. Transit geçiş hakkı verilen 100 bin baş küçükbaş hayvanın 50 binini Tarım Kredi Kooperatifleri, 50 bini de Et ve Süt Kurumu getirecek. Tarım Kredi Kooperatiflerinin transit geçiş hakkı verilen 50 bin küçükbaş hayvanı getirmek için AKP eski Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz’un şirketi ile sözleşme imzalandığına yönelik iddialar ise sektörde tepkileri de beraberinde getirdi.
KÜÇÜKBAŞTA İHRACAT YASAĞI ÜRETİCİYİ BİTİRDİ
Sözde et fiyatlarındaki artışın önüne geçmek için küçükbaş hayvancılıkta yapılan ihracatın Mart ayında durdurulması sektöre büyük bir darbe vurdu. İhracatın durdurulmasıyla birlikte küçükbaşta canlı ağırlık kg fiyatı hızla aşağıya düşerken, artan yem fiyatlarından dolayı da zararına üretim yapan yetiştiriciler dişi damızlık hayvanlarını bile satışa çıkarmak zorunda kaldı. Kurban bayramında küçükbaşta canlı ağırlık kg fiyatı 70 lira olarak açıklanmasına rağmen, kurban pazarlarında canlı ağırlık kg fiyatı 40 ile 50 liraya kadar düştü.
Üretici, aylardır ihracatın açılması yönünde talepte bulunmasına rağmen Tarım ve Orman Bakanlığının bu talebe kulak tıkaması, küçükbaş hayvancılık sektörü göz göre göre bir krizin içine sürüklendi.
KÜÇÜKBAŞTA İHRACAT ÖZEL SEKTÖR ELİYLE Mİ YOKSA DEVLET ELİYLE Mİ YAPILACAK BUNA KARAR VERİLEMEDİ!
Kurbanlık hayvan pazarında sıkıntı büyük! Bayramın 4’üncü günü de üretici hayvanlarını satamadı!
Kurbanlık hayvan pazarında sıkıntı büyük! Bayramın 4’üncü günü de üretici hayvanlarını satamadı!
Gelinen noktada, küçükbaş hayvancılıkta ihracatın yeniden açılması gündemde ancak bu ihracatın devlet eliyle mi yoksa özel sektör eliyle mi yapılacağına karar verilemedi. İddiaya göre küçükbaş hayvancılıkta ihracatın Et ve Süt Kurumu eliyle yapılması gündemde. Ancak ihracatın Et ve Süt Kurumu üzerinden yapılması durumunda ortaya garip bir çelişki çıkacak. Et fiyatları yükselmesin diye kapatılan ihracatın, bu sefer devlet eliyle yapılacak olması manidar bulunuyor. Diğer yandan ESK’nın yapacağı ihracatta bazı çıkar gruplarının devreye girecek olması da sektörde yeni bir tartışmayı da beraberinde getirecek.
TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNİN ESKİ AKP MİLLETVEKİLİ SALİH KAPUSUZ’UN ŞİRKETİ İLE SÖZLEŞME YAPTIĞI İDDİALARI SEKTÖRDE TEPKİLERE NEDEN OLDU!
Tarım Kredi Kooperatifleri’nin Suriye’den transit geçiş izni verilen 50 bin hayvanı getirmesi için AKP eski milletvekili Salih Kapusuz’un şirketi ile sözleşme yaptığı iddiaları sektörde tepkilere neden oldu. Tarım Kredi’nin hayvancılıkla ilgili iştiraki olan Tareks Hayvancılık şirketi varken transit geçiş izni verilen 50 bin baş küçükbaş hayvanın AKP’li eski bir milletvekilinin şirketine verildiği iddiaları manidar bulunuyor.