Tarım ve Orman Müdürü Gün’den Malazgirt’e ziyaret
Muş Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Gün, beraberindekilerle Malazgirt ilçesinde çeşitli ziyaretlerde bulundu.
Müdür Gün, beraberindeki İl Müdür Yardımcısı Dr. Ferit Yıldız, Şube Müdürü Samet Aşkın ve Malazgirt Tarım ve Orman Müdürü Erdem Taşsöken ile Malazgirt Belediyesi Başkanı Cengiz Altın, Kaymakam Yiğit Yaşar Demirer ve Malazgirt Ziraat Odası Başkanı Tahsin Kılıç’ı makamlarında ziyaret etti. Müdür Gün, Tarım ve Orman Bakanlığının faaliyetleri çerçevesinde uygulanan projeler, yürütülen çalışmalar ve kurumsal işlemler hakkında bilgiler verdi.
Kaymakam Demirer ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Gün, nezaket ziyaretinde bulunarak bizleri onurlandırmışlardır. Kendilerine ve ekibine teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Müdür Gün, Malazgirt Tarım ve Orman Müdürü Erdem Taşsöken’den yürütülen faaliyetler ve planlanan çalışmalar hakkında bilgi aldıktan sonra ilçeden ayrıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, taşkınların bilançosunu açıkladı
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Bilal Dikmen, Türkiye’de 1975’ten bugüne 2 bin 600’ün üzerinde taşkın yaşandığını belirterek, “Bu taşkınlarda 900’den fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 990 bin hektarlık alan taşkına maruz kalmış ve zarar olarak değerlendirdiğimizde de 4 milyar dolardan fazla da mali zarar meydana gelmiştir” dedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) kapsamında hayata geçirilen Meriç-Ergene Havzası Taşkın Risk Yönetim Planı Hazırlanması Projesi’nin açılış toplantısı Edirne’de yapıldı. Edirne Valisi Kürşat Kırbıyık, Belediye Başkanı Recep Gürkan, Bulgaristan Edirne Başkonsolosu Borislav Dimitrov, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Bilal Dikmen, proje direktörü Rifat Ünal Sayman ile Trakya bölgesindeki kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı toplantıda; 2 milyon 751 bin euroluk projenin 2025 yılı Mart ayında tamamlanacağı kaydedildi. Proje kapsamında taşkın riski ön değerlendirmesi çalışmalarıyla taşkın tehlike haritaları hazırlanacak. Taşkın risk haritaları düzenlenecek, tedbirlerin yer aldığı taşkın yönetimi planı oluşturulacak. Ayrıca bu proje kapsamında Meriç-Ergene havzasında taşkın tahmini ve merkezi uyarı sistemi kurulacak.
TÜRKİYENİN KAPASİTESİNİ ARTIRMASINA KATKI SAĞLAYACAK
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren proje direktörü Sayman, Türkiyede en sık yaşanan doğal afetin taşkınlar olduğuna dikkat çekerek, “Projemizde, Meriç-Ergenenin taşkın risk yönetim planı hazırlanırken, diğer taraftan da ülkemizin bu konudaki kapasitesinin Avrupa Birliği ve diğer ülkelerin uygulamalarıyla zenginleştirilmesi, bu kapsamda ülkemizdeki bu alandaki kapasitenin artırılmasına katkı sağlamayı umuyoruz. Meriç Nehri hem Bulgaristan hem Yunanistan hem de ülkemizden akan bir nehir. Bu anlamda projenin tamamlanması için bu 3 ülkenin ve Avrupa Birliğinin dayanışma içerisinde olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
4 MİLYAR DOLARDAN FAZLA MALİ ZARAR
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Dikmen ise Türkiyede 1975’ten bugüne kadar 2 bin 600ün üzerinde taşkın yaşandığını söyleyerek, şunları kaydetti:
“Bu taşkınlarda 900den fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 990 bin hektarlık alan taşkına maruz kalmış ve zarar olarak değerlendirdiğimizde de 4 milyar dolardan fazla da mali zarar meydana gelmiştir. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, 2011 yılından günümüze kadar IPA fonlarından etkin şekilde faydalandı. IPA-1 kapsamında gerçekleştirdiğimiz 11 proje için 19 milyon 822 bin 500 euro ve IPA-2 kapsamında 3 proje için 13 milyon 758 bin 100 euro destek alınmıştır. IPA-3 kapsamında da maksimum düzeyde faydalanmak için proje desteklerimizi yapmış olup, teklif edilen projeler için de olumlu dönüşler almaktayız.”
MART 2025TE TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ
Meriç-Ergene Havzası Taşkın Yönetim Planı Hazırlanması Projesi ile Meriç-Ergene havzasında taşkın yönetim planı hazırlanması çalışmalarının başladığını söyleyen Dikmen, “36 ay boyunca çalışmalar devam edecektir. Mart 2022de başladığımız projeyi, Mart 2025te tamamlamayı hedefliyoruz. Projenin amacı, Meriç-Ergene havzasında taşkın yönetim planının hazırlanması ve ülkemizin kapasitesinin geliştirilmesidir. Projenin bütçesi 2 milyon 751 bin eurodur. Projeye Bulgaristan ve Yunanistanın da dahil olması önemli. Bu sebeple Meriç-Ergene Havzası Taşkın Yönetimi Projesinin IPA projesi olarak çalışılması da oldukça isabetli olmuştur. Proje kapsamında taşkın riski ön değerlendirmesi çalışmaları yapılacak. Taşkın tehlike haritaları hazırlanacaktır. Taşkın risk haritaları hazırlanacak, tedbirlerin yer aldığı taşkın yönetimi planı yer alacaktır. Ayrıca bu proje kapsamında Meriç-Ergene havzasında taşkın tahmini ve merkezi uyarı sistemi de kurulacaktır” dedi.
3 ÜLKE 1 NEHİR OLARAK DEĞERLENDİREBİLİRİZ
Edirne Valisi Kırbıyık da projenin havzaya ışık tutacağını belirterek, “İzin risklerimizin bertaraf edilmesi noktasında valiliklere, belediyelere, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına, DSİye bir yol haritası sunacak çalışma olacağına ümit ediyoruz. İlimizde Edirne Valiliği olarak 3 Nehir 1 Şehir adı altında bir proje yürütüyoruz. İçinde enerji santralleri, rekreasyon alanlarına kadar önemli, Edirnenin belki de çehresini değiştirecek, geleceğine katkı sunacak projelerden bir tanesi. Aslında Meriç için şunu da diyebiliriz, 3 ülke 1 nehir olarak da değerlendirebiliriz. Gerek Yunanistan, gerek Bulgaristan, gerekse Türkiyeyi ilgilendiren bir nehir. Bu nehrin sunduğu imkanları ve oluşturduğu riskleri de hep birlikte planlamamız gerekiyor. Burada bölgesel ve uluslararası anlamdaki işbirliğinin de son derece önemli olduğunu görüyoruz” diye konuştu
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı toplantısında konuştu Açıklaması
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, dünya genelinde gıda güvensizliğine neden olan küresel sorunların uluslararası ve çok taraflı iş birliğiyle ele alınması gerektiğinin altını çizerek, “Hem tarımda hem de gıda sektöründe pandeminin neden olduğu ekonomik dalgalanmalara rağmen Türkiye bu…
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, dünya genelinde gıda güvensizliğine neden olan küresel sorunların uluslararası ve çok taraflı iş birliğiyle ele alınması gerektiğinin altını çizerek, “Hem tarımda hem de gıda sektöründe pandeminin neden olduğu ekonomik dalgalanmalara rağmen Türkiye bu süreçte sürdürülebilir kalkınmasını sürdürmüştür.” dedi.
Kirişci, Özbekistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 7. Tarım Bakanları Toplantısı’nda katılımcılara hitap etti.
Toplantının düzenlenmesinde gösterdiği çaba için Özbekistan’a ve EİT Sekreterliği’ne teşekkürlerini sunan Kirişci, dünyanın son yıllarda gıda güvensizliğine neden olan çeşitli küresel sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirtti.
Kirişci, “Gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar, artan nüfus ve buna bağlı olarak gıda talebindeki artış, değişen tüketim alışkanlıkları, iklim değişikliği ve tarımsal üretime etkileri, doğal kaynakların kısıtlanması, su kaynaklarının azalması, hızlı kentleşme ve göç, lojistik altyapının yetersizliği ve son zamanlarda Kovid-19’un gıda arzı üzerindeki olumsuz etkileri gibi birçok faktör gıda güvenliğini ulusal ve küresel ölçekte derinden etkilemektedir.” diye konuştu.
“Akut gıda güvensizliği çekenler 2021’de yaklaşık 193 milyona ulaştı”
Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşacağının tahmin edildiğine dikkati çeken Kirişci, insanlık için büyük bir sorun olan gıda krizinin salgın koşullarında daha da tehdit edici hale geldiğini vurguladı.
Kirişci, küresel açlık düzeyinin endişe verici derecede yüksek olduğunu belirterek akut gıda güvensizliği çeken insan sayısının 2021’de yaklaşık 193 milyona çıktığının altını çizdi. Kirişci, “Bu insanların 53 ülkede acil yardıma ihtiyacı var. Bu da bir önceki en yüksek seviyenin görüldüğü 2020 yılına kıyasla yaklaşık 40 milyon kişilik bir artış anlamına geliyor.” dedi.
Yetersiz beslenmenin de arttığına işaret eden Kirişci, milyonlarca çocuğun gelişim geriliği veya zayıflıktan muzdarip olduğunu, giderek daha fazla çocuğun ve yetişkinin aşırı kilolu veya obez olduğunu anlattı.
“Ukrayna’daki savaşın etkisinin, gıda güvenliği üzerinde sert sonuçlar doğurması bekleniyor”
Kirişci, insan tüketimi için üretilen gıdanın yaklaşık üçte birine denk gelen 1,3 milyar ton gıdanın da sosyal, ekonomik, çevresel ve en önemlisi iklim değişikliği kaynaklı sorunlar nedeniyle kaybolduğuna ve israf edildiğine de dikkati çekti.
Ukrayna’daki savaşın, dünyanın en savunmasız insanlarının ülkelerinin ve ekonomilerinin üzerinde yıkıcı etkileri olan ve gıda, enerji ve finansı içeren üç boyutlu bir krizi güçlendirdiğini de söyleyen Kirişci, şöyle devam etti:
“Bu durumun, halihazırda ciddi olan 2022 akut gıda güvensizliği tahminlerini daha da kötüleştirmesi muhtemeldir. Ukrayna’da devam eden savaşın etkisinin, milyonlarca Ukraynalının yerinden edilmesinin ardından gıda güvenliği üzerinde sert sonuçlar doğurması bekleniyor.
Gıda krizi yaşayan birçok ülke, özellikle Ukrayna ve Rusya Federasyonu’ndan temel gıda malzemeleri ve gübre ithalatına bağımlı olduğundan, bölgesel ve küresel düzeyde de ciddi gelişmeler bekleniyor. EİT’nin üyeleri olarak insani, kalkınma ve barış perspektifine yoğunlaşan gıda krizlerinin nedenlerini ve sonuçlarını hep birlikte ele almak için gereken kaynakları ve siyasi iradeyi seferber etmeliyiz.”
Kirişci, akıl, bilgi ve bilim yoluyla kıt kaynakların daha iyi yönetimi için uzun vadeli ulusal, bölgesel ve uluslararası stratejilerin geliştirilmesiyle gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın, öncelikli sorumluluk olduğunu dile getirdi.
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, 2030 yılına kadar başta açlık ve yoksulluğu sona erdirmek ve tüm dünyada sorumlu üretim ve tüketimi teşvik etmek olmak üzere Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde başarıya ulaşmak için mevcut gıda sistemlerinin dönüştürülmesinin ve sürdürülmesinin en önemli araçlardan biri olduğunu da belirtti.
“EİT bölgesi de ciddi gıda güvensizliği ile karşı karşıya”
EİT üyesi ülkelerin yaklaşık 550 milyon nüfusu olduğunu dile getiren Kirişci, bölgesel nüfusun yaklaşık yüzde 13’üne denk gelen, yaklaşık 59 milyon kişinin halen yetersiz beslenmeden muzdarip olduğuna ilişkin tahminleri de paylaştı.
Kirişci, “Bu, dünyanın diğer birçok yerinde olduğu gibi EİT bölgesinin de ciddi gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğu anlamına geliyor.” dedi.
Artan nüfus, kentleşme ve gıda talebinin hububat ve hayvan eti ithalatını artırdığını kaydeden Kirişci, EİT’e üye ülkelerde artan talebin karşılanması için mahsul ve hayvancılık verimliliğinin arttırılmasının gerekli olduğunu vurguladı.
Kirişci, dünyadaki aşırı yoksulların yaklaşık yüzde 80’i kırsal alanlarda yaşadığı için, gıda güvenliğinin odak noktasının kırsal kesimdeki yoksullar olması gerektiğini söyledi.
Orta Asya’da kentleşmenin devam edeceği ve ancak nüfusun önemli bir bölümünün kırsal alanlarda yaşamayı sürdüreceği yönündeki tahminlere dikkati çeken Kirişci, bu nedenle, pazar bağlantısının güçlendirilmesi, kırsal ve kentsel bağlantıların desteklenmesinin hayati önem taşıdığını belirtti.
Kirişci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve EİT liderlerinin Aşkabat Zirvesi’nde coğrafyanın sunduğu güçlü potansiyelin daha iyi değerlendirilmesi ve bölge içi ticaret hacminin 100 milyar dolar seviyesine çıkarılması için çalışmaların yoğunlaşması gerektiğini belirttiğini de hatırlattı ve bu hedeflere ulaşmak için gerekli yol haritasının 2025 vizyon belgesinde yer aldığına işaret etti.
Buna ilişkin, Ankara’da faaliyet gösteren EİT Gıda Güvenliği Bölgesel Koordinasyon Merkezi’ne (BKM) teşekkür eden Kirişci, BKM’nin, herkes için açlığı, gıda güvensizliğini ve yetersiz beslenmeyi sona erdirmek için bölgesel çabaları destekleyerek gıda güvenliğinin sağlanmasında ve bölgede tarım sektörünün geliştirilmesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.
Kirişci, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve EİT Gıda Güvenliği Bölgesel Koordinasyon Merkezi ile Türkiye’nin İstanbul’da Ekim 2022’de ev sahipliği yapacağı “Avrupa ve Orta Asya’da Gıda Kaybı ve İsrafın Azaltılması Bölgesel Konferansı”na katılımcı bakanları davet etti.
Tarım alanındaki bir diğer önemli organizasyonun da EİT Ülkeleri Tohumculuk Birliği (ECOSA) olduğunu belirten Kirişci, ECOSA’nın EİT ülkelerindeki tohumculuk sektörünün altyapısını geliştirerek gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarmayı, ticaret hacmini artırmayı ve yüksek kaliteyi bölgesel tarımın hizmetine sunmayı amaçladığını hatırlattı.
Kirişci ayrıca, katılımcı bakanları Aralık 2022’de Azerbaycan’da yapılması planlanan 8. Tohum Konferansı’na katılmaya da davet etti.
“Türkiye dünyanın yedinci, Avrupa’nın birinci büyük tarım üreticisi”
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, Türkiye’nin dünyanın yedinci, Avrupa’nın birinci büyük tarım üreticisi ve fındık, kayısı, kiraz ve incir gibi birçok tarım ürününün üretiminde lider ülke olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Dünyanın her yerine 1690 farklı tarım ürünü ihraç eden Türkiye, tarımda net ihracatçı ülke konumundadır. Bu nedenle, deneyimlerimizi paylaşmak ve EİT bölgesindeki ülkelerle iş birliği yapmak konusundaki arzumuzun altını çizmek isterim.
Buna ilaveten, Türkiye tarımsal gelir açısından dünyada ilk 10’da yer almaktadır. Ancak küresel değişimler, riskler ve trendler yeni ve daha yaratıcı üretim teknikleri gerektiriyor. Bu nedenle, tarımda akıllı tarım teknolojileri geliştirmeye ve dijitalleşmeye öncelik verdik. Tarımsal inovasyon çalışmaları ve Ar-Ge çalışmalarına yaptığımız yatırımlar sayesinde tarım sektörümüz her geçen gün daha dayanıklı ve sürdürülebilir hale geliyor.
Hem tarımda hem de gıda sektöründe pandeminin neden olduğu ekonomik dalgalanmalara rağmen Türkiye bu süreçte sürdürülebilir kalkınmasını sürdürmüştür.”
Kirişci, uluslararası ve çok taraflı iş birliğinin her zamankinden daha önemli olduğunu vurgulayarak “Aynı gemide olduğumuzu ve bu gezegeni gelecek nesillerimize bırakacağımızı her zaman hatırlamalıyız.” dedi.
SUBÜ’den tarım ve istihdama yönelik 2 proje daha
SUBÜ tarafından Pamukova’nın tarımsal potansiyelini artırmak ve pazarlama ile teknik imkanları geliştirerek dezavantajlı grupların istihdamına katkı sağlamak amacıyla hazırlanan ‘Halkımız Üretiyor Pamukova Kazanıyor’ başlıklı proje ve genç işsizlerin ihtiyaç duyulan alanlarda nitelik kazandırılarak çalışma hayatına katılmaları hedefiyle hazırlanan ‘İşimiz Gücümüz İstihdam’ başlıklı proje T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenmeye hak kazandı.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) desteği ile geliştirilen ‘Halkımız Üretiyor Pamukova Kazanıyor’ başlıklı proje ve ‘İşimiz Gücümüz İstihdam’ başlıklı iki proje T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP 2022) çerçevesinde kabul edildi. Pamukova Belediyesi ile ortak olarak geliştirilen ‘Halkımız Üretiyor Pamukova Kazanıyor’ başlıklı proje ile Pamukova’nın tarımsal ürünlerinin işlenme ve pazarlama olanaklarının artırılması, ilçedeki nüfusun istihdamına katkı sağlanması ve gelir düzeylerinin artırılarak Roman vatandaşlar ile çiftçiler ve işsizlerin sosyal ve ekonomik hayata katılımlarının artırılması hedefleniyor. Proje ortakları arasında SUBÜ ve Pamukova Belediyesi’nin yanı sıra Pamukova İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Pamukova Ziraat Odası Başkanlığı da bulunuyor. ‘İşimiz Gücümüz İstihdam’ başlıklı projenin hedefinde ise genç işsizlerin istihdamı hedefleniyor. Proje ortakları arasında Sakarya 1. Organize Sanayi Bölgesi, Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi ve Sakarya Makine İmalatçıları Birliği (SAMİB) yer alıyor.
‘Halkımız Üretiyor Pamukova Kazanıyor’ başlıklı projeye ilişkin açıklamalarda bulunan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Projemiz ile kayıt dışı sektörlerde çalışan veya çalışamayan dezavantajlı gruplardan Romanlar, kadınlar ve küçük ölçekli tarımsal üreticilerimizin eğitim, makineteçhizat, kurumsallaşma ve benzeri desteklerle istihdamlarına ve girişimciliklerine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu çerçevede kayıt dışı çalışan veya çalışmayan Roman ailelerden 30 tanesini iyi tarım uygulaması standartlarında fide üreticisi ve pazarlamacısı haline getirmeyi ümit ediyoruz. Yine ölçek ekonomisi nedeniyle üretim yapamayan ya da ürettiği ürünleri etkin bir şekilde pazarlayamayan 50 üreticiyi iyi tarım uygulamaları standartlarında üretim yapan çiftçiler haline getirmek ve ilçede üretim yapan küçük ölçekli üreticilerin doğrudan tüketiciye ürünlerini pazarlayabilecekleri epazar ve fiziki satış merkezi kurulmasını sağlamak hedefler arasında yer alıyor. Sadece üretme değil işleme noktasında da adımlar atılması gerekiyor. Bu doğrultuda ilçede üretilen sebze ve meyvelerin işlenerek salça, konserve ve benzeri nihai ürün haline getirilerek pazarlanması sağlamaya çalışılacak. Bölgedeki çiftçilere örgütlenme bilinci aşılanarak kooperatif sayısı ve kooperatiflerin üye sayısı artırılmaya gayret edilecek. Tarımsal ürünlerin işleme ve pazarlama imkanlarındaki eksikliklerden kaynaklanan kayıpları en aza indirerek istihdamın desteklenmesi ve işsiz oranının azalması sağlanabilir” dedi.
SUBÜ olarak nitelikli istihdama katkı sağlamak için +1 Eğitim Modeli’ni geliştirdiklerini ve bu çerçevede iş dünyasının ihtiyaç duyduğu yetkinliklere sahip öğrencileri iş dünyasının kendisiyle birlikte yetiştirdiklerini kaydeden Sarıbıyık, “Bununla birlikte genç işsizlere de dokunmak istiyoruz. ‘İşimiz Gücümüz İstihdam’ başlıklı projemiz de öncelikli sektörlere nitelikli çalışan yetiştirerek Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü tarafından bu yılın teması olarak belirlenen genç istihdamına katkı sunma amacıyla oluşturuldu. Bu çerçevede özel sektörün ihtiyaç duyduğu alanlarda meslek yüksekokulu müfredatını tamamlayıcı nitelik içerecek şekilde Hendek Meslek Yüksekokulumuzda elektrik ve makine laboratuvarları kurarak mekanik bakımcı, elektrik bakımcı, gaz altı kaynakçısı ve CNC operatörlüğü mesleklerinde eğitimler vereceğiz. Proje sonunda ilgili alanlarda 150 gence eğitim vererek ve iştirakçi firmalarla protokoller çerçevesinde en az 40 tanesinin istihdam edilmesini sağlamaya çalışacağız” diye konuştu.
İl Tarım ve Orman Müdürü Öcal: "Gıda kriziyle ilgili sıkıntımız yok, hasatta verim yüksek"
İl Tarım ve Orman Müdürü Öcal: “Gıda kriziyle ilgili sıkıntımız yok, hasatta verim yüksek” Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü son zamanlarda yaşanan tarım arazisi yangınlarının gıda krizine yol açmayacağını ifade ederek ürün verimliliğinin yüksek olduğunu belirtti.
İl Tarım ve Orman Müdürü Öcal: “Gıda kriziyle ilgili sıkıntımız yok, hasatta verim yüksek”
TEKİRDAĞ – Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü son zamanlarda yaşanan tarım arazisi yangınlarının gıda krizine yol açmayacağını ifade ederek ürün verimliliğinin yüksek olduğunu belirtti.
İl Tarım ve Orman Müdürü Oktay Öcal, Tekirdağ’da son zamanlarda yaşanan arazi yangınlarının gıda krizine yol açmayacağını ifade etti. Öcal, “Hasat yangınları vardı, bunlar hasattan sonra oluşuyordu. Geçtiğimiz günlerde de belirli bir miktarda arazi yangınları söz konusu oldu. Bunların kimisi elektrik tellerinden elektrik kaçağından, kimisi hasat esnasında çalışan makinelerden, biçerdöverlerden çıkan kıvılcımlardan ortaya çıkabiliyor. Tabii ki bu dönem biraz daha kurak geçen bir dönem nem oranları düşük. O yüzden bu yangınlarla karşılaşabiliyoruz. Kasıtlı durumlar olduğu zaman emniyet kuvvetleri bunun tespitini yapıyorlar. Bizim geçmiş dönemde ki ortalamalarımıza baktığımız zaman çok büyük bir miktarda yangın olduğunu düşünmüyoruz. Bizim gibi 4 Milyon dekar alanda buğday tarımı, ayçiçeği tarımı yapılan bir yerde çok büyük bir alan değil, inşallah büyümez. Konuyla ilgili de bütün tedbirleri elimizden geldiğince almaya çalışıyoruz. Jandarmamız takip ediyor, emniyet güçlerimiz takip ediyor, ilçe müdürlüklerimiz takip ediyor. İtfaiyemiz takip ediyor. Hafta sonu da birkaç yerde yangın oldu, hızlıca müdahale edildi. Bunlar keşke hiç olmasa diyoruz ama hata kaynaklı yaşanabiliyor. Çok korkulacak bir durum yok ama vatandaşlarımızı da uyarmamız gerekiyor. Sigara izmaritlerini dışarıya atmasınlar, cam kırıklarını dışarıya atmasınlar, bu konuda dikkatli olsunlar. Zaten sıkıntılı bir dönem, bildiğiniz gibi geçen yıllarda orman yangınları gündemimiz oldu. Korkulacak bir şey yok, bu durum büyük bir alanımızı etkilemiyor. Son zamanlarda konuşulan gıda krizi söyleniyor ama öyle bir gıda krizi ile ilgili olarak bizim ülkemizin bir sıkıntısı yok. Üretimlerimiz yerinde rekoltemizden memnunuz. Trakya Bölgesi bu konuda hep önde olmuştur, geçen sene de gerçekten iyi bir verim aldık. Bu sene de verimlerimiz iyi. Genel ortalamamız da durumumuz iyi. Korkulacak bir durum yok. Ama tabii ki dikkat edelim, tarlalarımızı ormanlarımızı yakmayalım. Hem yerel olarak hem genel olarak İstanbul bölgesinden bu tarafa tatile gelecek olan vatandaşlarımızdan dikkatli olmalarını istiyoruz” dedi.
Çiftçiye mazot, gübre ve yem desteği ile ilgili dikkat çeken açıklama: 2023'te anlamlı destekler gelecek!
AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, tarımsal desteklerle ilgili dikkat çeken bir açıklamada bulunarak, “Önümüzdeki sene özellikle mazotta, tohumda, gübrede ve hayvancılık yemde çok daha anlamlı destekler inşallah gerçekleşecek” dedi.
AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, Tokat’ın Niksar ilçesinde hasadı devam eden buğday tarlalarına giderek biçerdöverle tarla sürdü.
Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Niksar Kaymakamı İlhami Doğan, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Yusuf Beyazıt ve AK Parti Tokat Milletvekili Mustafa Arslan’ın eşlik ettiği Yıldırım, Niksar’ın Mahmudiye köyünde tarlada biçerdövere binerek buğday hasadı yaptı.
Burada gazetecilere açıklamada bulunan Binali Yıldırım, mazotta, tohumda, gübrede ve hayvancılık yemde anlamlı desteklerin geleceğini belirterek, “Niksar Mahmudiye köyü bölgesinde buğday hasadı yapılıyor, Elhamdülillah gayet güzel verim yüksek, dönüm başına 800 kiloya kadar çıkıyor. Dolayısıyla yeni hasat döneminin hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz. Tarım Kredi Kooperatifleri kendi bünyesinde değerlendirecek, bildiğiniz gibi kısa süre önce Sayın Cumhurbaşkanımız buğdayda ve arpada referans fiyatlarını açıkladı.
Primleri ile birlikte buğday 7,45, arpa 6,200 olarak belirlendi. Tahıl başta olmak üzere gıda ürünleri çok daha önemli hale geldi. Bu bakımdan da Cumhurbaşkanımız kabinesi tarımda verimi daha da artırmak mahsulü daha da fazlalaştırmak için bir dizi tedbirler alıyor ve uygulamaya konuyor. Esas itibari ile önümüzdeki sene bunların uygulaması çok daha farklı şekilde göreceğiz. Özellikle mazotta, tohumda, gübrede ve hayvancılık yemde çok daha anlamlı destekler inşallah gerçekleşecek” dedi.
Buğday hasadının ardından AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım’a, Kaymakam İlhami Doğan tarafından içi ceviz dolu sandık hediye edildi. Yıldırım Niksar’daki temaslarının ardından ilçeden ayrıldı.
Tarım Bakanlığında deprem! Vahit Kirişçi görevden aldığı genel müdür hakkında suç duyurusunda bulundu!
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, görevden alınan ESK Genel Müdürü Osman Uzun hakkında görevi kötüye kullanma suçundan dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı.
Milli Gazete’den Sadettin İnan’ın haberine göre, Et ve Süt Kurumu eski Genel Müdürü Osman Uzun, eski Genel Müdür Yardımcısı vekili Mustafa Sami Cüceloğlu, 3 kombina müdürü ve 5 kombina müdür yardımcısı hakkında görevi kötüye kullanma suçundan dolayı soruşturma başlatılarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin eski Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, kombina müdür ve müdür yardımcıları hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunması, ‘ESK’da neler oluyor?’ sorusunu gündeme getirdi.
BAKANLIK MÜFETTİŞLERİ 45 KURUŞTAN KİRALANAN DEPO KİRALAMALARDA USÜLSÜZLÜKLER TESPİT ETTİ!
Bakanlık müfettişleri yaptıkları incelemede; Yozgat Et Kombinası Müdürü Alpaslan Kılıç, Sakarya Et Kombinası Müdürü Ayşe Bitiş ve Diyarbakır Et Kombinası Müdürü Hamdullah Güven ile Yozgat Et Kombinası Müdür Yardımcısı Halil Sabah, Sakarya Et Kombinası Müdür Yardımcısı Muharrem ozan Ergen ve Diyarbakır Et Kombinası Müdür Yardımcıları Oğuzkan Tüzer, Küçük Hasan Şahin ve Zülküf Erkan Karaaslan’ın 2018-2020 yılında yaptıkları depo kiralama hizmetlerinde görevi kötüye kullanarak kurumu zarara uğrattıklarını tespit etti.
ESKİ GENEL MÜDÜR VE GENEL MÜDÜR YARDIMCILARI BİRİNCİ DEREDEN SORUMLU TUTULDU!
Bakanlık müfettişleri, kombina müdür ve müdür yardımcılarının yüksek fiyattan depo kiralama işlemi yaparak, kurumu zarara uğratan eylemlerinden dönemin ESK Genel Müdürü Osman Uzun ile Genel Müdür Yardımcısı Vekili Mustafa Sami Cüceloğlu’nu da birinci derecede sorumlu tuttu.
BAKAN KİRİŞÇİ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULMASINA İZİN VERDİ
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Bakanlık müfettişlerinin raporu doğrultusunda ESK eski Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, kombina müdür ve müdür yardımcıları ile ilgili dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndererek, bu kişiler hakkında soruşturma açılmasını onayladı.
2018 YILINDA CUMHURİYET TARİHİNİN REKOR İTHALATI YAPILMIŞ, HAYVANLAR BESİCİLERİN ELİNDE KALMIŞTI! ESK BESİCİLERİ DESTEKLEMEK İÇİN TARİHİNİN EN YOĞUN KESİMİNİ YAPMIŞTI!
Bilindiği üzere, hayvancılıkta 2018 yılında Cumhuriyet tarihinin rekor ithalatı yapılmış, bu ithalattan dolayı karkas kesim fiyatlarının çok düşmesinden dolayı Et ve Süt Kurumu, besicilerin elinde kalan yüz binlerce hayvanı kesmek zorunda kalmıştı. ESK, tarihinin en yoğun kesimini 2019-2020 yıllarında yaparken bu dönemde yapılan depo kiralama hizmetleri de yüksek fiyattan kiralandığı gerekçesiyle tartışma konusu olmuştu. Kombinaların kiraladıkları depoların gerçek sahiplerinden değil de aracılar üzerinden kiralanması ise belli kesime menfaat sağlanıyor iddialarını gündeme getirmişti.
SİNCAN ESKİ KOMBİNA MÜDÜRÜ AÇTIĞI DAVALARI KAZANIRKEN SAVCILIK SORUŞTURAMASININ DA YAKINDA SONUÇLANMASI BEKLENİYOR
Diğer yandan konuyla ilgili Sincan Et Kombina Müdürü Mehmet Tekönöz hakkında benzer suçlardan dolayı 2020 yılında soruşturma başlatılmış, şirket ortağı olduğu gerekçesiyle memuriyetten ilişiği kesilmiş ve 14 disiplin cezası verilmişti. Tekinöz, disiplin cezaları ve memuriyetten ilişiğinin kesilmesine yönelik Bakanlık aleyhine açtığı davaların hepsini kazanırken, savcılık soruşturma boyutu ise halen devam ediyor.
BAKANLIĞIN 2 YIL SONRA GENEL MÜDÜR HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATMASI DİKKAT ÇEKTİ
Eski Sincan Et Kombina Müdürü Mehmet Tekinöz ile ilgili başlatılan soruşturmadan bir sonuç alınmadan Bakanlığın iki yıl sonra eski Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı ise bir çok kombina müdür ve müdür yardımcısı hakkında da benzer bir soruşturma sürecini başlatması dikkat çekerken, ESK’da neler oluyor sorusunu da gündeme getirdi.
ESK GENEL MÜDÜRÜ BAŞLATILAN SORUŞTURMADAN DOLAYI GÖREVDEN ALINMIŞ
ESK eski Genel Müdürü Osman Uzun’un görevden alınma gerekçesi de ortaya çıktı. Osman Uzun’un, ‘Uzun kuyruklardan dolayı ete yapılan zamdan’ dolayı değil, hakkında başlatılan soruşturmadan dolayı alelacele görevden alındığı kaydedildi.