Tekirdağ'da 130 dönüm tarım alanı yandı
Tekirdağ’ın Muratlı ilçesinde çıkan yangında yaklaşık 130 dönüm tarım alanı hasar gördü.
Tekirdağ’ın Muratlı ilçesinde çıkan yangında yaklaşık 130 dönüm tarım alanı hasar gördü.
İnanlı Mahallesi’ndeki buğday tarlasında henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.
Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine itfaiye ekipleri yönlendirildi.
Rüzgarın etkisiyle büyüyen yangın çevredeki tarlalara sıçradı.
İtfaiyenin müdahalesi sonucu yangın kontrol altına alındı.
Yangında 40 dönümü ekili, 90 dönümü biçilmiş olmak üzere 130 dönüm buğday tarlası zarar gördü.
"Tarımda kredi vermeye devam edeceğiz"
Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, “Bugün gelinen noktada, aktif büyüklükte 1,8 milyar liralık rakama ulaştık. Kredilendirme noktasında bir zafiyet söz konusu değil. Tarımda da her zaman kredi verdik ve vermeye devam edeceğiz” dedi
iraat Bankası AŞ ve bağlı ortaklıklarının 2019 ve 2020 yılı hesapları TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu’nda görüşüldü.
Çakar, komisyonda yaptığı sunumda, 2020 yıl sonu itibarıyla bankanın toplam aktif büyüklüğünün 943 milyar lira olduğunu belirterek, “Bugün gelinen noktada, aktif büyüklükte 1,8 milyar liralık rakama ulaştık.
Ziraat Bankası aktif büyüklük itibarıyla geçen senenin üstüne, 15 ayda bir banka daha ilave ettik. Çünkü 943’ün üstüne biz aktif büyüklük 869 milyar lira daha koyduk.
Özkaynakları 93 milyar liradan 165 milyar liraya çıktı. 2020 yılından bugüne kadar 744 milyar lira olan nakdi ve gayrinakdi kredileri, 1,4 milyar liraya çıkmış durumda. Mevduata bakıldığında ise ki bizim ana fonlama kaynağımız mevduattır. Mevduatta 1 katını aşan oranda bir mevduat büyümesi söz konusu” ifadesini kullandı.
Bankanın 1727 şubeyle faaliyet gösterdiklerini dile getiren Çakar, kredi kartlarında 11 milyonluk sayıya ulaştıklarını anlattı.
Alpaslan Çakar, bankanın özellikle perakendede ve bankacılık sektöründe son dönemin en reyting ve gündeme getirilen dijitalizasyonda 29 milyon müşterisi olduğunu aktararak, Türkiye’nin 352 noktasında tek banka şubesi olarak faaliyet gösterdiklerini dile getirdi.
İlçe olup şube olmayan iki yerde de yakında şube açacaklarını belirten Çakar, “Coğrafyanın en büyük global bankasıyız.18 ülkede 117 noktada varız. Kuzey Afrika olmak üzere Afrika kıtasında şubeleşme çabamız var.
Cezayir’de müracaat yaptık, kabul görürse Cezayir’de şube açmayı planlıyoruz.
Bunun dışında Senegal, Güney Afrika, Mısır, Fas konusunda da çalışmalarımız var. Anlaşabilirsek buralarda da şube açma niyetimiz var” dedi.
EN BÜYÜK PAY TARIMDA
Çakar, kredi büyümesinden bahsederek, kredilerin yüzde 81’inin reel sektöre verildiğini yüzde 19’unun ise bireysel kredilere (konut, taşıt ve tüketici) verilen kredilerden oluştuğunu bildirdi.
Kredilerin sektörel dağılımında tarımın kendileri için ana unsur olduğunu vurgulayan Çakar, “Tarım yüzde 22’lik payla bizde en büyük payı alan sektör olmaya devam ediyor. 146 milyar lira tarımsal kredi kullandırdık. Sektörde tarıma verilmiş kredilerden yüzde 68’ini sadece Ziraat Bankası vermiş durumda. Bu kredilerin yüzde 85’i yani 124 milyar lirası süsbansiyonlu kredi.124 milyar liralık kredinin 36 milyar lirasının faiz oranı sıfırdır ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca karşılanıyor. Yine kredilerimizin 51 milyarı yani yüzde 35’i yatırım kredilerinden oluşuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Çakar, Türkiye’nin tarım desenine uygun olarak kredilerin yüzde 82’sinin 250 bin liradan düşük kredilerinden oluştuğunu vurguladı.
Belli periyotlarla nakit akışlarında problem yaşayan müşterilerinin 5,8 milyar lira kredileri yapılandırdıklarını ifade eden Çakar, şunları kaydetti:
“Bu yıl Ziraat Bankası olarak tarım sektörünü çok önemsiyoruz. Türk tarımında ölçek itibarıyla küçük işletmelerimiz var. Ayrıca üretici desenine bakıldığında maalesef gençlerin ve kadın müşterilerimizin payı çok az. Biz bu alanı teşvik etmek için genç çiftçi kredisi ile kadın çiftçi kredisi çıkardık ve burada epey ivme yakaladık. Ayrıca geçen yıl yangınlar dolayısıyla orman köylümüz ve altın tarımı yapan müşterilerimize yönelik bir paket hazırlamıştık. O da ciddi teveccüh gördü. Türkiye’de kooperatifçiliği öne çıkarmak ve teşvik eden bir ürün geliştirmiştik.”
Çakar, ayrıca Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığının altını çizerek, bu alanda da çalışmalar yaptıklarını ve farkındalık yarattıklarını söyledi.
“FİNANSMANA ERİŞİM SORUNU YOK”
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Çakar, “Kredilendirme noktasında bir zafiyet söz konusu değildir. Tarımda finansmana erişim konusunda bir sıkıntı yoktur. Tarımda her zaman kredi verdik ve vermeye devam edeceğiz. İmalat sektöründe kredi kullandırma konusunda ikinci sıradayız. Enerji konusunu da desteklemeye devam edeceğiz. Tarım sektöründe takip edilen 900 milyon lira kredi var. Ayrıca, takipten sonra el koyduğumuzda bir tek traktör yoktur” diye konuştu.
Görüşmelerin ardından Ziraat Bankası’nın ve bağlı ortaklıklarının 2019-2020 yıllarına ilişkin hesapları genel görüşe sunuldu.
Sarıgöl'de tarım işçi ücretleri belirlendi
Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde 2022 yılı yaz sezonu tarım işçi ücretleri belirlendi.
Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde 2022 yılı yaz sezonu tarım işçi ücretleri belirlendi. Sarıgöl Ziraat Odası Başkanlığı tarafından belirlenen ücretlere göre erkek işçi günlük 245 TL, kadın işçi ise 185 TL alacak.
Sarıgöl Kaymakamı Ali Arıkan başkanlığında Sarıgöl Ziraat Odası Toplantı Salonunda gerçekleştirilen İşçi Ücretleri Belirleme Komisyonu tarım işçilerinin çalışma ücretlerini belirledi.
Günün şartlarına uygun olarak belirlenen işçi ücretleri Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen tarafından açıklandı. Ülgen yaptığı açıklamada, “Erkek işçi yevmiye 245 TL, kadın işçi 185 TL. Üzüm bağlarını örtü yevmiyesi 215 TL, üzüm sergi yevmiyesi 200 TL. Tarım işçileri günde 8 saat çalışacak .Tarım işçileri fazla mesai çalışmaları için saati 30 TL, dayı başı her tarım işçisi için 15 TL ücret alacak.” dedi. Ülgen, tarım işçi ücretleri günün şartlarına göre düzenlendiğini belirtti.
Dünyayı sürdürülebilir modern tarım doyuracak
Türkiye önemli bir tarım ülkesi ve tarımsal üretim kalitesiyle küresel gıda ekonomisinin stratejik aktörlerinden biri.
Pandemi ve “Rusya-Ukrayna Savaşı” tarımdaki dengeyi de bozdu.
Türkiye son yıllarda yaşanan küresel sıkıntılardan etkilendi ancak potansiyelini ve gücünü koruyor.
Türkiye, dünya tarım ekonomileri arasında 10. sırada
Öyle ki Türkiye dünya tarım alanları açısından binde 8’lik paya sahip. Küresel tarım çıktısının da yüzde 1,29’undan fazlasını üretiyor. Türkiye, dünya tarım ekonomileri arasında 10. sırada ve 50 milyar dolarlık üretim kapasitesiyle küresel tarım sektörünü etkileyebilecek güçte. Tarımda teknoloji kullanımını artırdığı takdirde ise dünya sıralamasında ilk 5’e girebilir.
Tarım sektörünü yaşanan olumsuzluklardan korumak şart.
2050’lerde dünya nüfusunun 10 milyara, şehirleşme oranının ise yüzde 70’lere çıkacağı öngörüsü, bize küresel gıda ihtiyacının da artacağına işaret ediyor. İşte tam da bu noktada gıdayla ilgili gelecekte olumsuz bir durum yaşamamak için elimizdeki topraklardan en az maliyetle fazla verim almanın bir yolu var. O da tarım sektöründe günümüz teknolojilerini kullanmak.
SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, Türkiye’nin yaklaşık 55 tarım ürününde dünyanın 10 büyük üreticisi arasında olduğunu söyledi:
“Yaklaşık 10 ila 15 arasında değişen tarım ürününde de dünyada birinci konumda. Fındığı örnek verebiliriz, kirazı örnek verebiliriz, şeftaliyi örnek verebiliriz gibi gibi… Böyle ürünlerde dünyada birinci üretici. Tabii Türkiye’nin tarımda yıllık yaklaşık bir 60-65 milyar dolarlık da bir üretim kapasitesi var. Türkiye, dünyada yaklaşık tarım üretiminin yüzde 1,7 ila 2 buçuğu arasında genelde pay alıyor. Dünyadaki tarım istihdamının da yaklaşık 0.6’sını gerçekleştiriyor. Dünya tarımında yaklaşık 5 buçuk milyon kişiyle temsil edilen bir Türkiye var. Ancak verimlilik açısından dünya ortalamasından da 3 kat daha fazla üretim yapan bir Türkiye var.”
Tarımda sürdürülebilirliği korumak önemli
Son yıllarda yaşanan küresel sorunlardan doğrudan etkilenen sektörün sürdürülebilirliği de önemli. İklim dostu, tarımsal destekleme ve ekosistem odaklı gıda üretim modelleri de böylelikle öne çıkıyor.
Su kullanımının en az miktarda olduğu topraksız tarım sağladığı verimle sürdürülebilir tarım için önemli yöntemlerden sadece biri. Bu yöntemle doğru ve bilinçli üretim yaparak gelecekteki gıda sorununun önüne geçilebilir.
Topraksız tarım birim alanda daha fazla ürüne imkan sağlıyor
UTEP Tarım Başkanı Mehmet Emekli, topraksız tarımı şöyle anlatıyor:
“Tarım ve tarımsal üretim yöntemi yapılacak olan tüm işlerin içerisinde en zor üretim metodu ve yöntemidir. Aslında temeldeki diğer tarımsal üretimlere göre en büyük farkı datayı izleyebiliyor olmamız. Kaç tane ürün ektiğimizi sayısal anlamda biliyor ve ne kadar ürünü hasat edeceğimizi, hangi zaman diliminde hasat edeceğimizi anlık, saatlik, dakikalık seyredebiliyoruz. Bu yüzden topraksız tarımı tercih etmemizin aslında temeldeki nedeni budur.”
Çiftçi Metin Hasbek ise topraksız tarım ile birim alanda fazla ürün alabildiklerini söyledi:
“Çileği toprağa ektiğiniz zaman bir dönüme 8 bin adet fide ekebiliyorken, bu sistemde 24 bine kadar ekilebiliyor. Dolayısıyla çok fazla ürün alma imkanımız oluyor. Topraktan gelen hastalıkları bu şekilde engellemiş oluyoruz. Solucan, salyangoz türlerine karşı baştan bir avantajımız oluyor. Serada olduğu için yağmurlardan, dolulardan, hava şartlarından etkilenmiyor.”
Tarım teknolojilerini iyi kullanmak gerekiyor
Dünya tarımsal üretiminin yüzde 1,34’ünü oluşturan Türkiye’nin 2050’de yüzde 2,35’lik paya ulaşması bekleniyor. Bunun gerçekleşmesi ve tarımda sürdürülebilirliğin yolu ise teknolojiden geçiyor.
SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, teknolojiyi kullanarak maliyetlerin düşürülebileceğini ve gıdaya erişimin ucuz hale getirilebileceğini söylüyor:
“Eğer teknolojiyi siz daha iyi kullanırsanız, bu teknolojik trendi tarım sektörüne daha iyi uygularsanız Çin’de olduğu gibi üretim konusunda sıkıntı yaşamazsınız, ürünlerin tedariki konusunda herhangi bir problemle karşılaşmazsınız. Türkiye de bu küresel enflasyonist baskıdan tabii ki etkileniyor, dünya etkileniyor. Tabii tarım üretim maliyetlerinin arttığı bir dönemden geçiyoruz ama teknolojiyi kullanmak, akıllı tarımı kullanmak ve topraksız belki burada tarımı kullanmak maliyetleri düşürecek ve gıdaya erişimi daha ucuz hale getirecektir.”
Tarım sektöründe küresel trendlerin takibi ve uygulanabilirliği önemli. Türk çiftçileri de bu yeni yöntemlerle üretime çoktan başladı. Dijital tarım uygulamalarına adaptasyonun güçlendirilmesiyle gıda güvenliği daha fazla sağlanabilir.
TMO'dan buğday ve arpa alımlarıyla ilgili son dakika açıklama! Alımlar bayram ve pazar günleri de devam edecek!
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), çiftçinin mağduriyet yaşamaması için hububat alımlarına bayram ve pazar günleri de devam edileceğini belirterek, çiftçiyi uyardı.
Toprak Mahsulleri Ofisi, (TMO) konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunlar kaydedildi: “Hububat alımlarımız tatil günlerinde de devam edecek. Toprak Mahsulleri Ofisi, hasadın yoğunlaştığı bugünlerde üreticilerimizin mağduriyet yaşamaması için hububat alımlarına Bayramda ve tatil günlerinde de devam edecek.
TMO, normal günlerde yaptığı alımlara ilave olarak aşağıda belirtilen günlerde alım yapılacak.
8 Temmuz 2022 Cuma (Arefe Günü)
11 Temmuz 2022 Pazartesi (Bayramın 3. Günü)
12 Temmuz 2022 Salı (Bayramın 4. Günü)
13 Temmuz 2022 Çarşamba
14 Temmmuz 2022 Perşembe
Ayrıca Pazar gününe denk gelen; 17-24 ve 31 Temmuz 2022 günleri…
TMO alımları randevulu yapılacak. Randevular internet üzerinden, TMO işlerliren bizzat başvurarak alınabilecek.
Çiftçinin kullandığı tarımsal kredilerde KKDF haksızlığı! Esnaftan alınmıyor çiftçiden alınıyor!
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Tevfik Keskin, gerçek kişi çiftçilerin kullandığı kredilerin faizleri üzerinden Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) alındığını belirterek, bunun ciddi mağduriyetlere neden olduğunu belirterek, “Gerçek kişi çiftçilerin kullandığı kredilerin faizleri üzerinden KKDF alınmamalıdır. Çiftçilerin, Diğer ticaret işletmeleri ve esnaf ile aynı kredilendirme şartlarına kavuşması sağlanmalıdır” dedi.
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Tevfik Keskin, gerçek kişi çiftçilerin kullandığı kredilerin faizleri üzerinden alınan KKDF ile ilgili bir açıklama yaparak, KKDF yükü nedeniyle çiftçiler daha fazla finansal yüke maruz kaldığını kaydetti.
ÇİFTÇİ ESNAFA GÖRE 3750 LİRA FAZLADAN PARA ÖDÜYOR
Konuyla ilgili olarak örnek veren Keskin, “Örneğin 100.000 TL, %25 faiz oranı ile kredi kullanıldığında, 1 yıl sonra çiftçi 130.000 TL, esnaf 126.250 TL olarak geri ödemektedir. Çiftçi KKDF nedeniyle fazladan 3.750 TL ödemektedir” dedi.
Güncel yasal uygulama gereği gerçek kişi çiftçilerin 15.000 TL’yi aşan kredilerinden yüzde 15 KKDF alındığını hatırlatan Keskin, şunları kaydetti: “Eğer çiftçi bu krediyi tarımsal girdi alımında kullandığını fatura ile belgelerse bu defa iade süreci işletilmektedir. Hal böyle olunca bankalar çiftçi kredileri için farklı uygulama süreçleri işletmek zorunda kalmakta, fatura olsa dahi önce vergiyi tahsil edip sonra iade etme yoluna gitmektedir. Hem çiftçi hem banka açısından ilave yük ve karmaşık süreçler işlemektedir. Bu yük gıda fiyatlarında da artış yaratmaktadır.
Çiftçilerin de diğer gerçek kişi tüccarlar gibi beyan yolu ile KKDF sürecine tabi olmaları, yani herhangi bir fatura sözleşme vb.ibraz etmelerine gerek olmadan, krediyi tarımsal faaliyetinde kullanacağı taahhüdü alınarak, KKDF tahsil edilmeden kredi kullanabilmeleri sağlanmalıdır”
Kütahya'da kurban pazarında alışverişler başladı
Kütahya’da kurbanlık satışları için hazırlanan “Canlı Hayvan Pazarı” törenle açıldı.
Kütahya-Tavşanlı Çevre Yolu yakınında kurulan pazara sabah erken saatlerden itibaren hayvanlarını getiren üreticiler, kurbanlıkları satışa sunmaya başladı.
Vali Ali Çelik, pazarın açılışında yaptığı konuşmada, kurban kesiminde temizlik kurallarına dikkat edilmesi çağrısında bulundu.
Geçen yıl il genelinde 60 bin civarında küçükbaş, 16 bin dolayında da büyükbaş hayvanın kurban olarak kesildiğini belirten Çelik, “Bu yıl da Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüzün yapmış olduğu çalışmalar neticesinde 80 bin civarında küçükbaşın, 20 bin civarında ise büyükbaşın kurban olarak kesilebilir olduğunu, bu anlamda da kurbanlık sıkıntısının olmadığını ifade etmek isterim.” dedi.
Kütahya Belediye Başkanı Alim Işık da belediye olarak kurban kesecek kişilerin kullanmaları için bayram süresince 30 bin poşet dağıtacaklarını bildirdi.
Alışverişlerin başladığı pazarda, yaklaşık 1,5 ton ağırlığındaki tosun ilgi gördü. Bazı kişiler, sahibi tarafından “Şampiyon” adı verilen kurbanlıkla fotoğraf çektirdi.
Kurbanlığı pazara getiren Ali Mercan, gazetecilere, merkeze bağlı Enne köyünde hayvancılık yaptığını söyledi.
Onu özenle beslediğini ifade eden Mercan, “Hayvanımıza 80 bin lira istiyorum. Şu ana kadar 65 bin, 70 bin lira teklif eden oldu ama vermedim. Şampiyon’u alana küçükbaş hayvan vereceğim.” diye konuştu.
Kars'ta hayvancılık paneli
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen panel, Kars Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Kars Ticaret Odası, Kars Ziraat Odası, Kars Ticaret Borsası, Veteriner Embriyo Teknoloji Derneği, Kars İli Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği ile Kars, Ardahan, Iğdır Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası işbirliğiyle organize edildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını VHO Başkanı Ercan Ödül yaptı.
“Büyükbaş Hayvanlarda Dölverimi Sorunları ve Çözüm Önerileri” Paneli’nde konuşan Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, “Türkiye şuanda dünyada kırmızı et tüketimini ne üstlerde, ne çok altlarda tüketebilen bir ülkedir. Artırmaya ihtiyacı var mıdır vardır. Avrupa’da kırmızı et tüketimi çok daha fazla gözükür. Sebebi, biliyorsunuz. Ciddi miktarda domuz eti tüketirler. Onun için bizden yüzde 20, yüzde 30 daha fazladır. Bizim de onu yakalamamız lazım. Zamanında yanlış politikalarla, birini rehber almadan yapılan uygulamalarla görülmüştür ki ülke insanımızın bir takım kaynakları bilinçsizce israf edilmiştir. İstenilen hedefe ulaşılamamıştır” dedi.
Kılıç, “Bizim ülkemiz, bizim coğrafyamız etçi ve kombina ırkları uygundur. Bizim özellikle mera hayvancılığımızın olduğu hayvanlarımızın beslenmek için yavrusunu doyurmak için uzak otlak alanlar olduğunu düşünecek olursanız yürümesi lazım, hareket etmesi lazım. Kas yağısının, kemik yapısının buna uygun olması lazım. Üstelik bizim süt tüketimimiz, çiy süt tüketimimiz özellikle dünyada az olan ülkelerden birisiyiz. Öyle bir alışkanlığımız yok. onun için biz çok süt tükettiğimiz zaman süt başımıza bela oluyor. Sütü satacak, tüketecek yer bulamıyoruz. Sütün fiyatları düşük, sütün fiyatı düştüğü zaman üretici haklı olarak süt sığırını elinden çıkarıyor. O zaman et yetiştiriciliği de sekteye uğruyor. Bizde bunların dengeli olması lazım. Özelikle etçi ırklara, kombine ırklara dönmemizin sebebi ülke olarak budur” diye konuştu.