19.04.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Tarımın can suyu BUSKİ’den

BURSA’DA tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla çiftçiye her türlü desteği sağlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, BUSKİ marifetiyle yapılan sulama tesisi yatırımlarıyla da toprağın bereketini artırıyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bursa bilinen pek çok özelliğinin yanı sıra, tarım şehri unvanıyla da anılmaktadır. Tabii kent kimliğine karakteristik zenginlik katan tarımın geliştirilmesinin yolu, güçlü altyapıdan geçiyor. Bu doğrultuda tarım potansiyelinin yüksek olduğu bölgelere BUSKİ marifetiyle sulama göletleri ve sulama tesisleri kazandırıyoruz. Bu bağlamda 14 adet gölet ile 350 kilometre sulama tesisini çiftçimizin kullanımına sunduk. Bursa’da yaklaşık 35 bin çiftçi ailesine sulama desteği veriyoruz. Böylelikle, hem ürün çeşitliliğinin artırılmasına hem de çiftçi gelirlerinin yükselmesine katkı sağlıyoruz” diye konuştu.

Semt pazarlarında POS cihazlarına zorunlu geçiş

Pazarcı esnafı, düşen alım gücü ve artan enflasyon nedeni ile nakit alışverişten kartlı ödeme sistemine geçti. Daha önce hazır giyim ve şarküteri gibi görece daha yüksek fiyatlı kategorilerde kullanılan pos cihazları, hali hazırda meyve sebze de dahil olmak üzere tüm kategorilere yayıldı.

“POS KULLANIM ORANI YÜZDE 80’E ULAŞTI”
Salgında kapalı kalınan dönemde birçok pazarcı esnafının işini bırakmak zorunda kaldığını, açılmalar ile birlikte yeniden işlerine dönen esnafın bu kez de yüksek enflasyon ve düşen alım gücü nedeni ile sıkıntı yaşamaya başladığını anlatan Mesut Şengün, şöyle konuştu: “Geçen yıl sonundan itibaren enerji maliyetleri, kurdaki artış gibi ekonomik gelişmeler, başta gıda olmak üzere ürün fiyatlarının hızla yükselmesine yol açtı. Hallerde satılan meyve-sebzenin yüzde 85’ini pazarcı esnafı alır ve yüksek tonajlı ürün aldığı için de daha rekabetçi fiyatlar öder. Bu durum pazarda ürünlerin markete oranla yüzde 20-25 civarında düşük olmasını sağlar. Gelişmeler bu dönemde market müşterisinin pazara yönelmesine yol açtı. Pazarların müşteri kitlesini ise sabit gelirliler oluşturur. Bu sınıfta kart kullanımı ise yaygındır. Hem mevcut hem de yeni gelen müşterileri kaçırmamak için pazarda da kredi kartı ile ödeme yaygınlaştı. Tüketiciler de kredi kartını soruyor. İnsanlar sayı ile sebze- meyve almaya başlamıştı” dedi. Şengün’ün verdiği bilgilere göre salgın öncesinde yüzde 25-30 civarında olan POS kullanım oranı şimdilerde yüzde 80’lere ulaşmış vaziyette. Şengün, “Hemen hemen her tezgahta POS cihazı var artık. Teknolojiyi de kullanmak durumundayız” dedi.

KART DA POS SAYISI DA REKORDA

Bankalararası Kart Merkezi verilerine göre ocak ayında kredi kartı sayısı 86 milyon adet aşarak tüm zamanların rekorunu kırdı. POS cihazı sayısı ise 1 milyon 751 bin adet ile 2021 Haziran ayından bu yana en yüksek seviyeye çıktı. MB verilerine göre ise ilk çeyrekte kartlı işlem adedi yüzde 27,7 artarak 827 milyondan 1 milyar 53 milyona çıkarken işlem tutarı ise yüzde 56,3 artarak 92,1 milyardan 144 milyar TL’ye yükseldi. Gıda enflasyonundaki artış dikkate alındığında market ve gıda ürünlerindeki kartlı harcamaların yüzde 8,1 azalmış olduğu görülüyor. İşlem başına tutar ise aynı dönemde 111 TL’den 136 TL’ye çıkarken bu tutar, enflasyondan arındırıldığında ise yüzde 27 civarında gerilemiş oluyor. Bu durum da vatandaşların aylık veya haftalık alışveriş alışkanlığının artan hayat pahalılığı nedeni ile günlüğe doğru evrildiğini gösteriyor.

İŞ HACMİ YÜZDE 50 DÜŞTÜ

Görüştüğümüz pazarcı esnafı, geçen yıllara göre aldıkları ürün sayısının çok fazla düştüğünü anlattı. Daha önce 10 kasa ürün aldığını belirten bir esnaf, şimdi yarısını alabildiklerini bunun da gelirlerde en az yüzde 50 düşüşe yol açtığını anlattı. Pazarları gezdiğinizde de bu durumu net bir şekilde görebiliyorsunuz. Geçtiğimiz yıllarda tezgah arkasında 10’larca kasa ürün bulunurken şimdilerde bu oran oldukça düşük seviyede. Üstelik giderler ise sabit. Mesut Şengün’ün verdiği bilgilere göre bir pazarcı esnafı yanında en az 3 kişi çalıştırmak zorunda ve her bir çalışanın günlük yevmiyesi de 250 TL. Kendisi ile birlikte bir esnafın sadece işçilik giderinin günlük 1.000 TL’yi aştığını anlatan Şengün, “Pazarcılar satarken değil alırken kazanır. Az kar koyar ama çok mal satar ve bu şekilde ticaretini yürütürdü. Son aylarda alım gücünün azalması ve fiyatların artmasıyla sürüm olayı pazarlarda bitti. Az kilolu mallar satıyoruz. Bu şekilde günü idare etmeye çalışıyoruz. Havaların ısınması ve tarla ürünlerinin tezgaha gelmesi ile işlerin düzelmesini, tüketicilerin de daha makul fiyatlar ile alışveriş yapmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.

‘MÜŞTERİ TALEP EDİYOR, MECBUR KALDIK’

Konuştuğumuz bir pazarcı esnafı, tüketicilerin artık 2’şer 3’er adet ürün almaya başladığını anlattı. Esnaf, “Bazı pazarlarda öyle bir duruma geldi ki 2-3 domates alan insanlar var. Patlıcanı, salatalığı da aynı şekilde. Nakit bulundurma zorluğu da arttı. Genellikle orta ve sabit gelirli insanlara hitap ediyoruz. Sabit gelirli vatandaşlar da genellikle kredi kartı kullanıyor. O müşteriyi de kaybetmemek adına kredi kartı yaygınlaştı. Daha önce gıdada değil de sadece giyimde kredi kartı kullanılırdı. Şimdi gıda da kullanılıyor. Her tezgahta var. Biz de gelen talep üzerine kullanmaya başladık. Müşteriyi kaybetmemek için komisyonu göze alarak kullanıyoruz. Müşteri de talep ediyor Mecbur kaldık” diye konuştu.

Türkiye, buğday için Hindistan'ın kapısını çalıyor

Dünyanın ikinci büyük buğday üreticisi Hindistan, buğday ihracatına başlamak için Mısır, Türkiye, Çin, Bosna, Sudan, Nijerya, İran gibi ülkelerle görüşmelerde bulunuyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve ardından Rusya’ya yönelik batı yaptırımları Karadeniz bölgesinden buğday ihracatını olumsuz etkileyerek başta Afrika ve Batı Asya olmak üzere birçok ülkede gıda güvenliğini tehlikeye atıyor. Rusya ve Ukrayna’ya gebe kalmamak için birçok ülke alternatif tedarikçi arıyor. Bu da dünyanın önemli buğday üreticilerinden Hindistan için büyük bir fırsat yarattı. Geçtiğimiz hafta en büyük ithalatçı Mısır’da büyük bir ihale alan Hindistan’ın Türkiye, Çin, Bosna Hersek, İran, Nijerya ve Sudan ile de görüşmeler yaptığı belirtiliyor.

Küresel stokun yüzde 9’una sahip
Dünyanın en büyük ikinci buğday üreticisi olmasına ve küresel stokların yaklaşık yüzde 9’una sahip olmasına rağmen geleneksel olarak büyük bir buğday ihracatçısı olmayan Hindistan, savaşın yol açtığı küresel buğday krizinde stoklarını devreye soktu. Önemli bir buğday ihracat üssü haline gelen Hindistan 2021/22 mali yılında ihracatını 2.1 milyon tondan tüm zamanların en yüksek seviyesi 7.85 milyon tona çıkardı. Sadece Nisan-Ağustos döneminde geçen yıla oranla yüzde 50 artışla 4 milyon tonluk ihracat anlaşması yaptı. Tüketimini karşılamak için büyük ölçüde Ukrayna buğdayına bağımlı olan Mısır, İran, Bangladeş ve Endonezya gibi ülkelere buğday tedarik eden Hindistan’ın birkaç gün önce Mısır tarafından önemli bir tedarikçi olarak onaylandı. İç talebi karşılamak için geleneksel olarak ucuz Ukrayna ve Rus buğdayına güvenen Mısır, Madhya Pradesh, Punjab ve Maharashtra’da yaptığı incelemeler sonrasında Hint buğday çeşitlerini onay verdi. Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili Hindu Business’a yaptığı açıklamada, Hindistan’ın şu anda “Mısır, Türkiye, Çin, Bosna, Sudan, Nijerya, İran dahil olmak üzere çeşitli ülkelerle buğday ihracatına başlamak için görüşme halinde” olduğunu söyledi.

Yılda 12 milyon ton ihracat yapabilir
Hindistan Ticaret Bakanı Piyush Goyal, attığı bir tweet ile “Hintli çiftçiler dünyayı besliyor. Mısır, Hindistan’ı buğday tedarikçisi olarak onayladı. Dünya, istikrarlı bir gıda arzı için güvenilir alternatif kaynaklar ararken, Başbakan Narendra Modi’nin hükümeti devreye giriyor. Çiftçilerimiz tahıl ambarlarımızın taşmasını sağladı ve biz dünyaya hizmet etmeye hazırız.” dedi.

Ülkenin 2022-2023 döneminde ihracatını büyütmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Piyasadaki işlemciler, arz sıkışıklığının devam etmesi halinde gelecek satış yılında Hindistan’ın 11-12 milyon ton ihracat gerçekleştireceğini tahmin ediyor.

Yüksek taban fiyat ile üretim teşvik ediliyor
Hindistan, dünya genelinde pirinç ve buğday üretiminde ikinci ve baklagillerde ön sırada yer alıyor. Hindistan hükümeti; yeni çeşitler ve üretim teknolojileri, örneğin tohum, zararlılarla mücadele gibi konusunda araştırma, geliştirme ve çiftçileri eğitme faaliyetlerine önemli kaynaklar ayırıyor. Hem merkezi hükümet hem de eyalet yönetimleri buğday gibi ürünler için su, gübre, tohum, enerji, sulama, kimyevi maddeler ve tarım kredileri gibi girdilerde çiftçileri destekliyor. Hindistan’da buğday üretimi, son beş yılda büyüyen ekim alanları ve verimlilik sayesinde artıyor. Taban fiyatların yüksek olması sayesinde, buğday ekilen eyaletlerde sulanan arazilerde buğday tercih ediliyor. Kışın ekilen mısır, baklagiller, yağlı tohum ve diğer tahıllara kıyasla daha istikrarlı verime sahip olmasından dolayı çiftçiler buğdaya rağbet gösteriyor. Son on yılda buğday ekim alanları 29-31.6 milyon hektar arasında gerçekleşti. Temmuz 2021-Haziran 2022 döneminde üretimin 111,32 milyon ton ile rekor seviyede gerçekleşmesi bekleniyor.

Ton fiyatı 350 dolar ile rakiplerinden daha ucuz
Hindistan’ın düşük ihracat fiyatı avantajına sahip olduğu belirtiliyor. Avustralya, Kanada, AB ve ABD fiyatı ile karşılaştırıldığında fiyatların daha düşük olduğu görülüyor. S&P Global Platts tarafından yapılan bir analize göre Hindistan’ın ihracat fiyatı ton başına 350-360 dolar civarında. Avustralya beyaz buğdayının satış fiyatı 11 Nisan’da 387 dolar olurken, AB %11.5 proteinli buğdayın fiyatı 394 dolar/ton FOB olarak gerçekleşmişti.

İZMİRLİ PINAR SÜT 2021'DE YÜZDE 32,2 BÜYÜDÜ Kaynak: İZMİRLİ PINAR SÜT 2021'DE YÜZDE 32,2 BÜYÜDÜ

Temel besinlerden olan sütün en doğal haliyle çocuklarımıza ulaştırılması ile sağlıklı nesiller yetiştirilmesi misyonunu üstlenen Pınar Süt, kurulduğu 1973 yılından bu yana süt çiftçiliğini destekleyerek ülkemize ve topluma değer katıyor. Süt sektörünün lider markası olarak İzmir, Eskişehir ve Şanlıurfa Fabrikaları ile bulunduğu bölgenin sosyo-ekonomik gelişimine katkı sunan Pınar Süt,  2021 yılı faaliyet raporuyla geçen sene gerçekleştirdiği yatırımları detaylı olarak açıkladı.  

“Pınar Süt olarak tüketicilerimizi ve müşterilerimizi işimizin odağında tutarak, ihtiyaç ve beklentilere uygun ürünler geliştirerek, Ar-Ge ve inovasyondaki gücümüzü ürün ve hizmetlerimize yansıtarak öncüsü olduğumuz sektörümüzü geliştirmek üzere çalışıyoruz” diyen Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “2021 yılında 18 yeni ürünümüzü tüketicilerimiz ile buluşturduk. AB standartlarında üretim yaparak 2021 yılında 2,7 milyar TL ciro elde ettik. Böylelikle bir önceki yıla oranla yüzde 32,2 büyüme kaydettik. Yenileme ve modernizasyon çalışmalarımız kapsamında 56 milyon TL yatırım yaptığımız 2021 yılında 117,7 milyon TL net kar seviyesine ulaştık.” 

Türkiye’den gerçekleştirilen perakende markalı süt ürünleri ihracatının %18,9’u Pınar’dan

Gürkan Hekimoğlu, dünyanın dört bir yanına ulaşmalarında farklı kültürlerin değişen ihtiyaçlarını en doğru şekilde analiz edebilme yeteneklerinin etkisinin büyük olduğunun altını çizerek; “Toplam 32 ülkeye gerçekleştirdiğimiz ihracata yeni ürünler ekleyerek Birleşik Krallık, Fransa, Romanya ve Somali gibi yeni pazarları Pınar markası ile tanıştırdık. Böylelikle 2021’de süt ve süt mamülleri kategorisinde Türkiye’den perakende markalı ürün ihracatının %18,9’unu gerçekleştirdik. Yurt dışı satışlarımızda ilk sırayı %35’lik pay ile Körfez ülkeleri alıyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Irak, KKTC ve Azerbaycan, global pazarlardaki ticaretimizde ilk sıralarda yer alırken, Bahreyn, Katar ve ABD de ihracat yaptığımız önemli ülkeler arasında bulunuyor” dedi.

Tüm fabrikalara “Sıfır Atık Sertifikası” alındı Gürkan Hekimoğlu, Ar-Ge ve ürün geliştirme çalışmalarını, tedarik sürecini, insan kaynakları yaklaşımlarını, pazarlama stratejilerini ve sosyal sorumluluk projelerini oluşturan tüm iş süreçlerinde sürdürülebilirlik odaklı çalıştıklarını ifade etti. Hekimoğlu, “2050 yılında karbon nötr olma hedefi doğrultusunda her alanda karbon salımının ve su kullanımının azaltılması önceliğimize aldık.  Sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda Karbon Saydamlık Projesi-Carbon Disclosure Project (CDP) kapsamında geçen sene “Yönetim” seviyelendirmesi içinde yer alıp su güvenliği alanında B, iklim değişikliği alanında B- notu ile derecelendirildik. Enerji verimliliği ile ilgili çalışmalarını aralıksız sürdürerek TS EN ISO 50001:2018 Enerji Yönetim Sistemi belgelendirme denetimini başarı ile tamamladık. Doğal kaynakların en verimli şekilde kullanılması, atık oluşumunun en aza indirilmesi ve elde edilen atıkların geri dönüşüme kazandırılması konusunda yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda tüm fabrikalarımız için “Sıfır Atık Sertifikası” almaya hak kazandık” diye konuştu. 

Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Hayata geçirdiğimiz sosyal sorumluluk projeleri ile de sanattan spora, eğitimden çevreye birçok alana katkı sağlamayı sürdürdük. Geleneksel hale gelen çalışmalarımızla çocuklardan süt üreticilerine, sporculardan öğrencilere her kesimden binlerce kişiye dokunduk. Nesilleri büyüten Pınar Süt olarak toplumdan aldığımız güçle çalışanlarımızın, tüketicilerimizin hissedarlarımızın ve iş ortaklarımızın inancı ve duyduğu güven ile nice başarılara imza atacak, hep birlikte nice sağlıklı nesiller yetiştirmeye devam edeceğiz.” 

GAZİNATEP - Çiftçilere 9 milyon 950 bin fide dağıtıldı

Gaziantep’te Şahinbey Belediyesi tarafından çiftçilere 9 milyon 950 bin fide dağıtıldı.

Gaziantep’te Şahinbey Belediyesi tarafından çiftçilere 9 milyon 950 bin fide dağıtıldı.Gaziantep’te Şahinbey Belediyesi tarafından çiftçilere 9 milyon 950 bin fide dağıtıldı.Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Kapcağız Mahallesi’nde düzenlenen dağıtım töreninde, gıda ve tarımın önemine dikkati çekti.Çiftçilerin her zaman desteklenmesi gerektiğini belirten Tahmazoğlu, “80 bin dekar ekili alanımız verdiğimiz desteklerle şu an 300 bin dekara çıktı. İnşallah Fırat’ın suyunu Şahinbey’e getirip çiftçilerimizle buluşturmak istiyoruz. Bunu yaparsak 300 bin dekar alanımız, en az 5 kat daha fazla ürün almış olacağız.” dedi.Şahinbey Kaymakamı Tahir Şahin ise ilçede çiftçilere yönelik düzenlenen program ve seminerlerden bahsetti.Çiftçilerin bilinçli tarım konusunda mutlaka eğitilmesi ve her koşulda desteklenmesi gerektiğini ifade eden Şahin, “Geçen yıl verdiğimiz 9 milyon lira desteği ilçemizde yaratmış olduğu katma değer 90 milyon. Yani Şahinbey ekonomisine yaratmış olduğu destek 90 milyon. Bu çok ciddi bir rakam.” diye konuştu.Çiftçiler ise yıl içinde aldıkları hizmet ve fide desteğinden duydukları memnuniyeti dile getirdi.Konuşmaların ardından çiftçilere, domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuzdan oluşan 9 milyon 950 bin fide dağıtıldı.

Kamu-özel iş birliğiyle kurulan şirket “solucan gübresi” ile yurt dışına açılıyor

Sivas Valiliği, Belediyesi, İl Özel İdaresi, Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı ile Sivas Ticaret ve Sanayi Odası ortaklığında kurulan Sivas Organik Tarım AŞ (SORTAŞ), ürettiği sıvı solucan gübresini yurt dışına da satmaya başladı.
Kentte 2019’da kamu-üniversite-sanayi ortaklığıyla kurulan şirket, Cumhuriyet Üniversitesi yerleşkesinde 2 bin 400 metrekare alanda faaliyet gösteriyor.

Son yıllarda üretim kapasitesini artıran SORTAŞ, ilk solucan gübresini sattığı Irak’a ürünü göndermek için hazırlıklarını sürdürüyor.

SORTAŞ Genel Müdürü Doç. Dr. Uğur Tutar, AA muhabirine, solucan gübresinde ilk ihracata Irak’a yapacakları sevkiyatla başlayacaklarını söyledi.

Ulusal ve uluslararası piyasada yer almaya başladıklarını belirten Tutar, “Bu yıl 100 ton katı gübre, 250 ton sıvı gübre üretimi hedeflemekteyiz. Bu hedefimizin yaklaşık 50 tonluk kısmını gerçekleştirdik.” dedi.

Tutar, iç ve dış piyasaya satış hedeflediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Sıvı gübrede iç piyasaya 100, dış piyasaya 150 ton satış gerçekleştirmiş olacağız. Solucan gübresi, organik gübreler içerisinde dünyada en çok kabul gören, tercih edilen ve endüstriyel üretimi yapılan çeşittir. Kimyasal gübrelerle kıyaslandığında çevreye zarar vermemesi, toprak ve bitkiye uyumluluğu ve bitkinin sağlıklı şekilde büyüme sağlaması açısından fersah fersah önde.”

Sivas yöresinde buğday, pancar, mısır ve patates üreticilerinin solucan gübresinden yararlandığına dikkati çeken Tutar, bu ürünlerde yüzde 50’ye varan verim artışı sağlandığını söyledi.

Irak’ta hurma bahçelerinde kullanılacak
Tutar, Irak’ın ilk etapta yaklaşık 23 ton sıvı gübre talep ettiğini belirterek, “Irak’tan solucan gübresinin özellikle hurma bahçelerinde kullanımına yönelik bir talep geldi. Irak son yıllarda tarım alanında ciddi atılımlar yapmaya başlamış.” diye konuştu.

Irak’tan solucan gübresi konusunda ciddi bir talep olduğuna işaret eden Tutar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Solucan gübresini yurt dışına ihraç ederek ülkemize döviz kazandırmayı hedefliyoruz. Kimyasal gübreler için çok ciddi manada döviz kaybediyoruz. Küçük de olsa üretmiş olduğumuz gübreyle ülkemize döviz kazandıracağız. Tesisimiz inşallah bu ihracatla atılım sağlayacak ve kapasitesi büyüyecek. Üretim kapasitemizi artırmamız söz konusu olacak ve yeni istihdam sağlayacağız. Hem ilk ihracat olması hem de bizi ivmelendirecek olduğunu bilmemiz bizleri gerçekten heyecanlandırıyor.”

Japonya'da 1 kilo çay açık artırmada 226 bin liraya satıldı

Japonya’nın Shizuoka eyaletinde yetiştirilen ve işlenen yeşil çay yaprakları sezonun ilk açık artırmasında meraklıların beğenisine sunuldu. Fujinomiya bölgesinden elde edilen özel üretim çayların yanı sıra normal kalitedeki ürünlerin de satışa çıktığı müzayedede tüccarlar en kaliteli çayları alabilmek için kıyasıya yarıştı.

EN YÜKSEK TEKLİF YEŞİL ÇAYA
Sabah erken saatlerde başlayan açık artırmada en yüksek teklif ise Fujinomiya bölgesinden toplanan ve tamamen elle işlenen 1 kilogramlık yeşil çaya verildi. Renk, koku ve yaprak şekliyle öne çıkan 1 kilogramlık kurutulmuş yeşil çay, 1.96 milyon Yen’e (yaklaşık 226 bin lira) alıcı buldu. Shizuoka Japon Çayı Pazarı Başkanı Yasuhide Uchino, sürekli artan yakıt ve hammadde fiyatlarına rağmen tüketicilere lezzetli çay sunmak için çalışmayı sürdürdüklerini söyledi.

Japon kültüründe önemli yere sahip olan yeşil çay, ülkede en çok tüketilen içeceklerin başında geliyor. Shizuoka eyaleti ise ülkenin en kaliteli ürünlerinin bölgede yetiştirilmesi nedeniyle yeşil çayı ile ünlü olarak biliniyor. Japonya, özel üretim meyve, sebze gibi ürünlere ödenen rekor fiyatlarla sık sık gündeme geliyor.

Main Menu