Gediz’de tarım ve hayvancılık fuarı
Kütahya’nın Gediz ilçesinde kapılarını ilk kez açmaya hazırlanan Gediz Tarım ve Hayvancılık Fuarı 100 firma ve 200 markayı ağırlayacak.
Bu sene ilki Gediz çok hedefli kapalı fuar alanında gerçekleştirilecek olan Gediz Tarım ve Hayvancılık Fuarı 4 Eylül tarihleri arasında kapılarını açacak. 7 Eylül tarihine kadar açık kalacak fuar tarım ve hayvancılık sektörlerinde bilgi ve teknolojiyi üreticilerle buluşturacak. 80 bin kişinin ziyaret etmesi beklenen fuarda yerli ve yabancı 100 firma ve 200 marka yer alacak.
Gediz Tarım ve Hayvancılık Fuarı ile ilgili konuşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Vedat Öztürk, “Eylül ayında gerçekleşecek fuar için birçok firma ve marka fuarda yer almak için başvuruda bulundu. Firmalar fuarımızda yer alarak 4 gün boyunca ürünlerini tanıtacak. Vatandaşlarımızda tarım ve hayvancılık sektöründe gerçekleşen yenilikleri görecek, teknolojilerle tanışacak. Çevre il ve ilçelerden 80 bin üzerinde vatandaşın fuarımızı ziyaret etmesini bekliyoruz. İnsanların fuar için Gediz’e gelmesi ilçe ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlayacaktır. Tüm hemşerilerimizi fuarımıza davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Şanlıurfa’da hasat öncesi pamuk fiyatı belli oldu!
Türkiye’nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Şanlıurfa’nın Harran ovasında çiftçiler “beyaz altın” olarak nitelendirilen pamuğun kilogramı en yüksek 45,95 liradan satıldı.
Türkiye’nin pamuk ihtiyacının yarısına yakınının karşılandığı Şanlıurfa’da, stratejik bitki olması nedeniyle bu ürünün ekim alanı her geçen yıl artıyor. Bölgede yetiştirilen pamuk lifiyle tekstil, çiğidiyle yağ sanayisine, küspesiyle de hayvancılık sektörüne ham madde sağlanıyor
Borsada işlem gören bazı ürünler ve fiyatları şöyle:
Yağlık çigit Kg 3,31 5,23
Arpa Kg 5,76 5,76
Nohut Kg 22,47 25,50
Buğday Kg 7,57 11,00
Mısır Kg 5,60 5,75
Sivas Ulaş Tarım İşletmesi'nde Tritikale Hasadı Başladı
Sivas’ın Ulaş ilçesinde bulunan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı Ulaş Tarım İşletmesi tarafından 14 bin 600 dekar alana ekilen tohumluk tritikale yem bitkisi hasadı, biçerdöverlerin tarlaya girmesiyle başladı. Bu yıl yağışların fazla olması nedeniyle geçtiğimiz yıla göre verim yüzde yüzün üzerinde arttı.
Sivas Ulaş Tarım İşletmesi Müdürlüğü tarafından 14 bin 600 dekar alana ekilen tohumluk tritikale yem bitkisi hasadı, biçerdöverlerin tarlaya girmesiyle başladı.
Sivas’ın Ulaş ilçesinde bulunan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı Ulaş Tarım İşletmesi tarafından Ekim ayında 14 bin 600 dekar alana tohumluk tiritikale bitkisinin ekimi yapıldı. Buğday ve çavdar bitkilerinin melezi olan, genelde hayvan beslemesinde kullanılan tritikale için hasat zamanı geldi. Devasa tarlalara giren biçerdöverler aynı anda tarihi üretim için harekete geçti. Yan yana dizilen biçerdöverler tiritikale hasadına başladı. Bu yıl yağışların fazla olması nedeniyle geçtiğimiz yıl dekar alanda ortalama 200 kilogram mahsul alınırken, bu yıl bu oran yüzde yüzün üzerinde artarak ortalama 450 kilogram oldu. Ülkemizin yem bitkisi ihtiyacının yüzde 50’sinin karşılandığı bu işletmenin kendi tarihinde üretimde bir rekora imza atması beklenerek, hasadın yaklaşık 10 gün süreceği tahmin ediliyor. Hasattan tahmini 6 bin 200 ton ürün bekleniyor.
“Ülkenin yem bitkisi ihtiyacının yüzde 50’sini bu işletme karşılamaktadır”
Ulaş TİGEM Müdürü Hasan Keskin, ortalama verimin 450 kilogramın üzerinde olduğunu ifade ederek, “Şu an hasada başladık. Hasadımız gayet güzel gidiyor. Ortalama verimimiz 450 kilogramın üzerinde. Suluda ise 565 kilogram verim aldık, hasadını yaptık. Fakat bu sene yağış bol olunca hem suluda hem kuruda verimimiz bol oldu. Verimi etkileyen nedenlerin başında toprak işlemesi gelir. Toprağı zamanında işlersen, zamanında toprakla tohumu buluşturursan, zamanında gübrelemeyi yaparsan, sulama da iyi olduğu zaman verim mükemmel olur. Ülkenin yem bitkisi ihtiyacının yüzde 50’sini bu işletme karşılamaktadır” dedi.
“Bu yıl, Ulaş TİGEM’in tarihi bir rekoru olacak”
Ulaş TİGEM’in bu yıl rekor kıracağını söyleyen Keskin, “Bu yıl yağışlarımız çok güzeldi. Ekili arazi üzerine düşen miktar 400 kilogramın üstünde oldu. Zamanında yağmur yağdı, biz de zamanında gübreleme ve ilaçlama yaptığımız için ortalama verimimiz 450 kilogramın üzerinde. 14 bin 600 dekar tritikale alanımız var. 2 bin 800 dekar korunga ekili alanımız var. 6 bin 800 dekar da hasıl fiğ ekili alanımız var. Bu işletmede yağış güzel olduğu zaman çok güzel verim alınır. Toprak işlemesi TİGEM’de gelenek olmuştur. Ekim zamanında yapılır. Tarihleri bellidir. Gübreleme, ilaçlama zamanında yapılır. Olgunlaşma dönemine girildiği zaman da hasat yapılır. Şu anda 5 tane biçerdöverimiz çalışıyor. 2 kamyon kantara götürüyor, tartıldıktan sonra dökülüyor. Döküldükten sonra bir taraftan da selektör yardımı ile eleme yapılıyor. Aynı zamanda tohum hazırlanıyor. Geçen yıl ortalama 200 kilogramdı. Bu yıl yüzde yüzün üstündeyiz. Şu anda hasadımız bitmedi ama ortalama 450 kilogram mahsul alınıyor. Belki de üzerine çıkabilir. Bu yıl, Ulaş TİGEM’in tarihi bir rekoru olacak. Yaklaşık 10 gün sonrada hasadımız biter” diye konuştu.
"Deri sektörü için tarım ve hayvancılık politikaları geliştirilmeli"
Bu yılın Ocak-Haziran döneminde “Deri ve deri mamulleri” sektörünün gerçekleştirdiği ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artışla 1 milyar 25 milyon dolar olurken, Ege Bölgesi’nden yapılan ihracat yerinde saydı.
Ege İhracatçı Birliklerine verilerine göre, Ocak-Haziran 2023 döneminde bölgeden yapılan ihracat, binde 15 oranında düşüş kaydederek 97 milyon 637 bin dolar seviyesinde gerçekleşti. İzmir Serbest Bölgesi (İZBAŞ) ve Ege Deri Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, 80’li ve 90’lı yıllarda altın çağını yaşayan sektördeki ivme azalışında, Türkiye’deki hayvan varlığının azalmasının önemli payı olduğunu söyledi.
Sektördeki kan kaybının önüne geçilmesi için yerli hayvan varlığının artırılması gerektiğini belirten Sevimli, sektörün her yıl yaklaşık 60 milyon adet büyük ve küçükbaş hayvan ham derisine ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
“Rakiplerimizin gerisinde kaldık”
EGE DERİDER Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, sektörün geleceği için yerli üretim hayvan yetiştiriciliğinin mutlaka desteklenmesi ve bu yönde politikaların üretilip hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin deri işlemede dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olmasına rağmen, rakipleri olan İtalya, Hindistan, Brezilya ve Afrika ülkelerinin üretim miktarlarının gerisinde kaldığına dikkat çeken Sevimli, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türk deri sektörü kaliteli ürünleri ile özellikle Avrupa’da aranan ve tercih edilen bir konumda. Konfeksiyon ve ayakkabıda Avrupa’nın önemli hammadde tedarikçisi ülkelerinden biriyiz. En önemli müşterilerimiz ise başta Rusya olmak üzere Avrupa ülkeleri. İhracat pazarlarımızı kaybetmemek için kaliteli hammaddeye ve yüksek üretim kapasitelerine ihtiyacımız var.
Ülkemizde 80’li yıllarda deri ihracatı ilk sıralarda geliyordu. Avrupa’ya ihracatımız çoktu, Almanya deri giysi ihtiyacının çoğunu bizden karşılıyordu. Yıllar içinde deri sektörü arka planda kaldı, tekstil ve otomotiv gibi sektörler öne geçti. Derinin moda sektöründe kullanımının antipati yaratması da etkili oldu. Deri için hayvanlar katlediyor algısı yaratıldı. Dünyada deri sektöründe yaşanan bu akımlar bizi de olumsuz etkiledi.
İşletmelerin sayısı azalıyor
Deri işleme sektörünün artan girdi ve üretim maliyetleri, Rusya-Ukrayna savaşı, pandemi süreci ve deprem afetinden olumsuz etkilendiğini anımsatan Eyüp Sevimli, Türkiye’deki deri işletmelerinin sayısının da her geçen yıl azaldığına işaret etti.
Bugün İzmir Serbest Bölgesi’nde kümelenen deri işletmelerinin sayısının 200’lerden 30’a gerilediğini kaydeden Sevimli, “Sektörümüz katma değeri yüksek bir sektör. Ancak yanlış tarım ve hayvancılık politikaları, suni deri denilen malzemenin yıllar içinde kullanım alanının yaygınlaşması gibi sebepler sektörümüzü olumsuz etkiliyor” dedi.
“Ege DERİDER, İzmir’i deri sektörü ile barıştıran sivil toplum örgütüdür”
Ege Deri Sanayicileri Derneği’nin (EGE DERİDER) kuruluşu, 1980’li yıllarda İzmir’in merkezinde Yeşildere bölgesinde üretim yapan deri imalatçılarının, örgütlenerek İzmir Deri İmalatçıları Derneği’ni kurmasına dayanıyor. Kamuoyundan gelen eleştiriler sonucunda arıtma tesisi kurma konusuna örgütlenen üreticiler, 1 Ocak 1985 tarihi itibarıyla EGE DERİDER çatısı altında birleşiyor.
Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, derneğin İzmir’i deri sektörü ile adeta barıştıran bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirterek, “38 yıllık bir dernek olarak sektörümüzün gelişimine katkı koymaya, fuarlarda ve kongrelerde temsil edilmesinde önemli rol oynadık. EGE DERİDER, merkezi İstanbul’da olan Türkiye Deri Vakfı’nın (TÜRDEV) ve Türkiye Deri Sanayicileri Derneği’nin Yönetim Kurullarında her zaman temsil edildi ve aktif görevler aldı” dedi.
Yeniden hayvancılık yapmaya başladı
Kahramanmaraş depremlerinde 45 küçükbaş hayvanını kaybeden Adıyamanlı Orhan Korkut, devletin verdiği küçükbaş hayvanlarla yeniden hayvancılık yapmaya başladı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yeniden hayvancılığa dönen Korkut’u evinde ziyaret etti.
6 Şubat depremlerinde Adıyaman merkez Alitaşı Mahallesi Çimen Küme Evleri’nde ikamet eden Orhan Korkut’un bahçesinde bulunan ahırın çökmesi sonucu 150 küçükbaş hayvanından 45’i enkaz altında kalarak telef oldu. Korkut, geriye kalan 105 hayvanından 97’isini sattı. Sadece 8 küçükbaş hayvanı kalan Korkut’a, telef olan hayvanlarının yerine Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2’si koç olmak üzere toplam 45 küçükbaş hayvan verildi. Tarım ve Orman Bakanlığının verdiği küçükbaş hayvanlarla yeniden hayvancılığa başlayan Orhan Korkut’u incelemelerde bulunmak üzere Adıyaman’a gelen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı evinde ziyaret etti. Korkut ailesiyle bir araya gelen Bakan Yumaklı, Korkut ailesine verilen koyunları da ahırda inceledi. Orhan Korkut ile bir süre sohbet eden Bakan Yumaklı, Korkut’tan hayvanları çoğaltmasını ve onlara daha iyi bir şekilde bakmasını istedi.
Hakkari'de Tarım ve Hayvancılık Üretimi Artırılıyor
Hakkari’de Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında, boş ve atıl durumda olan araziler üretime kazandırılıyor. Çiftçilere tohum ve fide desteği sağlanarak, bu arazilerde buğday, arpa, nohut, karpuz ve domates üretimi gerçekleştiriliyor. Proje sayesinde tarım ve hayvancılık sektöründe üretim artışı sağlanması hedefleniyor.
Tarım ve Hayvancılığın en önemli geçim kaynağını oluşturduğu Hakkari‘de, üretimin artırılması amacıyla, 2 yılda boş ya da atıl durumda olan, nadasa bırakılan alanlarda üretime yeniden başlandı.
Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün yürüttüğü Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi (TAKE) Projesi kapsamında, Hakkari‘de 2 yılda değerlendirilemeyen 3 bin dekar alan ekonomiye kazandırıldı.
Söz konusu arazilerde üretimin yapılması amacıyla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından çiftçilere yüzde 75’i hibe olan tohum ve fide desteği sağlandı.
İl merkezi ve ilçelerdeki çiftçiler, 2 yılda aldıkları 217 ton buğday, 20 ton arpa ve 7 ton nohut ile 224 bin karpuz ve domates fidesini toprakla buluşturdu.
Üretim sürecinde müdürlük görevlileri tarafından sürekli denetlenen ve bilgilendirilen üreticiler, yetiştirdikleri ürünlerin hasadına başladı.
Tarım ve Orman İl Müdürü Cemal Özkan, AA muhabirine, kentte atıl arazilerin etkin kullanılması için kurum olarak çalışma yürüttüklerini söyledi.
Çiftçilere mayısın sonunda yüzde 75’i hibe olan 183 bin karpuz ve 40 bin domates fidesi dağıttıklarını belirten Özkan, “Şükürler olsun ki bugün çalışmaların meyvelerini alıyoruz. İyi bir verime ulaşmış durumdayız. Karpuzlarımız bayağı bir iriliğe ulaşmış. Atıl olan arazileri tarıma kazandırmak amacıyla geçen yıl birinci etapta 87 ton buğday ve 7 ton nohut dağıttık. İkinci etapta da yaklaşık 130 ton buğday ve 20 ton arpa dağıtımını gerçekleştirdik.” dedi.
“3 bin dekar atıl arazimizi tarıma kazandırmış olduk”
Kentte hasat döneminin geç başladığını, çiftçilerin toprakla buluşturduğu tohumlardan iyi verim aldığını aktaran Özkan, üreticilerin verilen desteklerden memnun olduğunu dile getirdi.
Amaçlarının kırsaldaki nüfusu orada tutarak daha çok üretim yapmalarını sağlamak olduğunu aktaran Özkan, “İlimizde yaklaşık 3 bin dekar arazimizi tarıma kazandırmış olduk. Bu da çok sevindirici bir gelişme. Bu çalışmalarımızı yoğunlaştırarak sürdüreceğiz. İlimizin potansiyeline uygun üretim planlamasını Bakanlığımızla paylaşacağız ve buna göre bir üretim planlaması hazırlayacağız.” diye konuştu.
Özkan, bölgeye göre daha ılıman iklimi olan Derecik’te Bakanlıklarının yanı sıra Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı ve Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresinin desteğiyle 100’ün üzerinde sera kurduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Kent tarımı çok önemli. Domatesi, karpuzu Antalya’dan buraya getirmek istemiyoruz. Hakkari kendi ihtiyacını karşılayacak ölçekte üretim yapabilir. Domatesini, karpuzunu, biberini üretebilir. Bu çok değerlidir. Çukurca’da da anahtar teslimini yapacağımız 17 seramız var. Yine arı, kovan, güneş enerji sistemi, çoban barınakları, arıcı barınaklarının dışında keçi ve koyunları da yüzde 50 hibeyle çiftçimize veriyoruz. Türkiye’de şu anda kırsalda en çok insanın yaşadığı kentlerin başında Hakkari geliyor. Bu bizim için bir şanstır. Bu nüfusu kırsalda tutup üretime katmalıyız. Bu maksatla mera projelerimizi de geliştiriyoruz.”
“Bu yıl iyi bir gelir bekliyorum”
Demirtaş köyü Yağmurlu mezrasında yaşayan çiftçi Ekrem Yaşar da geçen yıl desteklerden yararlanarak aldığı 500 kilogram buğday tohumunu 50 dönümlük alana ektiğini belirtti.
Destekler sayesinde üretimin arttığını ve ekonomiye katkı sağlandığını anlatan Yaşar, “Bu sene de 100 dönüme buğday ektim. Bunun yaklaşık 50 dönümü kışlık buğday. Bu yıl iyi bir gelir bekliyorum. Hasada da başladık. Başak durumu çok iyi. Hastalık yok. Dönüm başına 600 kilogram verim bekliyoruz. Verilen tohumun çok faydası oldu. Yüzde 75 hibeli zaten. Böyle olunca çiftçi de talep ediyor. Çiftçilerin daha da desteklenmesi lazım.” dedi.