31.07.2023 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Türkiye'nin üzüm üretiminde "akıllı tarım" için diplomalı uzmanlar yetiştirilecek

Türkiye'nin üzüm üretiminde "akıllı tarım" için diplomalı uzmanlar yetiştirilecek

Üniversite tercih dönemi için hazırladığı ve bu yıl ilk kez öğrenci kabul edecek yeni bazı ön lisans programlarıyla ilgili detayları aktardığı 5 bölümlük haber dosyasının bu bölümünde Ankara Üniversitesi Kalecik Meslek Yüksekokulu Bağcılık ve Bağ Ürünleri Teknolojisi programı ele alındı.

YKS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nda bu yıl ilk defa Türkiye’de açılacak yeni üniversite programları da yer aldı. Bu programlar arasında bulunan ve bu yıl ilk kez öğrenci kabul edilecek Bağcılık ve Bağ Ürünleri Teknolojisi alanına ilişkin, Ankara Üniversitesi Kalecik Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Havva Eylem Polat soruları yanıtladı.

Meslek yüksekokulunun bulunduğu mikro klima özellikli ilçenin, merkeze 70 kilometre uzaklıktaki Kızılırmak havzasında bulunduğunu, burada farklı tarımsal ürünler ile üzüm yetiştiriciliğinin yaygın olduğunu aktaran Polat, “Daha çok gıda ve tarım odaklı teorik ve uygulamalı eğitimler veriyoruz. Bahçe Tarımı, Peyzaj ve Süs Bitkileri Yetiştiriciliği, Bitki Koruma, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler, Gıda İşleme ve Teknolojisi programlarımız yıllardır öğrenci alıyor. Bu programların yanı sıra bu yıl ilk kez Bağcılık ve Bağ Ürünleri Teknolojisi programına öğrenci alacağız. Yüksekokulumuzda 480 öğrencimiz var. Bu sene yeni açılacak bu programımıza 30 kontenjan tanımlandı. Yeni öğrencilerimizi bekliyoruz” diye konuştu.

Kalifiye elemanlar yetişecek

Üzümün farklı şekillerde değerlendirilebilen dünyadaki en yaygın kültür bitkilerinden biri olduğuna işaret eden Polat, “Ülkemizde, 2020-2021 yılı üretim döneminde 3,9 milyon dekar alanda 4,2 milyon ton yaş üzüm üretimi gerçekleştirildi. Aynı dönemde ülkemiz üzüm ihracat miktarı 1,3 milyon tona yakın gerçekleşti. Söz konusu ihracat değeri ise 205 milyon dolara yakın. Dolayısıyla bu alanın ekonomik değeri göz önüne alındığında yeni programımızın önemi ortaya çıkmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

Kalecik’te nar, enginar gibi ekonomik değeri yüksek ürünler ile coğrafi işarete sahip Kalecik Karası’nın yaygın yetiştirildiğini dile getiren Polat, “Bu atmosferde üretimde gördüğümüz eksiklikleri tamamlamak, özellikle bu sektöre kalifiye eleman yetiştirmek için çaba gösteriyoruz” dedi.

Öğrencilere, bu programda, bağ alanının ve toprağın hazırlanması, bağ yönetimi, çeşitli hastalıklarla zirai mücadele, sulama, hasat ve üzüm işleme gibi tarımsal üretimin tüm aşamalarını aktaracaklarını belirten Polat, şu bilgileri verdi:

“Aralarında üzüm suyu, sirke, asma fidanı, salamura yaprağı, kuru üzüm gibi pek çok endüstriyel üretim için ‘topraktan fabrikaya’ tüm aşamaları derslerimizde teorik ve uygulamalı eğitimlerle öğreteceğiz. Hocalarımız, gıda hazırlama ve işleme alanında da çok yetkin ve çoğu özel sektörden geldi. Öğrencilerimiz, bu bölümleri bitirdiğinde sektörde çok rahat şekilde iş imkanına sahip oluyorlar. Eğitimlerimiz hem teorik hem laboratuvar hem de arazi çalışmalarını içeriyor. Mezunlarımız, laboratuvarda bir ürün kalite analizi yaparken aynı zamanda toprağı da işleyebilecek.”

Meslek yüksekokulundan DGS ile 4 yıllık fakültelere geçiş koşullarının da bulunduğunu belirten Polat, öğrencilerin 2 yıllık eğitimin ardından ziraat fakültelerinin istedikleri bölümlerine geçiş yaparak eğitimlerini 4 yıla tamamlayabileceklerine dikkati çekti. Polat, “Genelde programlarımızdan mezun öğrencilerimiz, başta bahçe bitkileri, tarla bitkileri, bitki koruma olmak üzere ziraat fakültelerinin çeşitli bölümlerine geçiş yapabiliyorlar” dedi.

Polat, daha kaliteli tarımsal üretim için dijital sistemlerin kullanılması ve son teknolojiyi yakalamanın önemini bildiklerini ve bu amaçla programlarına “Akıllı Tarım” programını da eklemek üzere çalışma yürüttüklerini aktardı.

“Akıllı böceklerle tarımsal üretimi ileriye götüreceğiz”

Bağcılık ve Bağ Ürünleri Teknolojisi Programı Öğretim Görevlisi Dr. Ozan Zambi de bölüme hem Ankara’dan hem de ülkenin her yanından öğrenci beklediklerini belirterek, “Ara değil aranan eleman yetiştirmek durumundayız. Şu anda ülkemizde de 4 milyon ton kadar üzüm üretimi söz konusu. Güçlü akademik kadromuzla bu önemli tarım alanında spesifik olarak faaliyet yürüten Türkiye’de ilk ve tek program olacağız. Öğrencilerimize akıllı tarım ve iyi tarım uygulamalarını öğreteceğiz. Ziraat fakültemizde üretilen akıllı böcekler gibi yeni tekniklerle tarımsal üretimi çok daha ileriye götürmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bölümümü bilerek ve isteyerek seçtim”

Meslek yüksekokulunun Bahçe Tarımı bölümü öğrencilerinden Hatice Çolak ise çocukluğunun Antalya ve Hatay’da tarım içerisinde geçtiğini bu nedenle bölümünü bilerek ve isteyerek seçtiğini anlattı. Tarımın giderek önem kazandığına dikkati çeken Çolak, “Ekonomik önemi de dikkate alınırsa bölümümü severek okuyorum. Kendisini ziraatta geliştirmek isteyen tüm arkadaşlarıma tavsiye ediyorum. Mezun olduğumda Antalya’ya giderek çalışmayı düşünüyorum” diye konuştu.

Tarımsal destekleme ödemeleri bugün hesaplara aktarılacak

Tarımsal destekleme ödemeleri bugün hesaplara aktarılacak

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, söz konusu ödemenin ayrıntılarına yer verdi.

Buna göre, Kırsal Kalkınma Yatırım Desteği 89 milyon 784 bin lira, İyi Tarım Uygulamaları Desteği 47 milyon 701 bin lira, Organik Tarım Desteği 45 milyon 659 bin lira, Dane Zeytin Desteği 31 milyon 644 bin lira, Mazot ve Gübre Desteği 11 milyon 480 bin lira, Hububat, Baklagil ve Dane Mısır Desteği 7 milyon 659 bin lira, Hayvan Gen Kaynakları Desteği 3 milyon 889 bin lira çiftçilerin hesaplarına aktarılacak.

 

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı'dan orman yangını açıklaması:

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı'dan orman yangını açıklaması! Yangınların  sebebi ne? - Internet Haber

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yılbaşından bu zamana kadar ülke genelinde 1022 orman yangınında yaklaşık 6 bin 900 hektarlık alan zarar gördüğünü belirterek, “Bu alanın sadece 5 bin 800 hektarlık kısmı 18 yangında oldu. Bu 18 yangının da 17’si 10-18 Temmuz arasında oldu.” dedi.

Yumaklı, ziyaret ve programlara katılmak üzere geldiği Konya’da, Bağrıkurt Mahallesi’nde bakanlığa bağlı araştırma enstitüsü tarafından geliştirilen Çesit-1252 Makarnalık Buğdayı’nın hasadına katıldı.

Burada biçerdöver kullanan Yumaklı, çiftçilerle de bir süre sohbet etti.

Yumaklı, daha sonra katıldığı Konya Ticaret Borsası’nda düzenlenen Tarımsal Üretim Planlaması Bölge İstişare Toplantısı’nda, ülke genelinde bu hafta sıcaklık rekorlarının kırıldığını söyledi.

Küresel ısınmanın etkilerinin yaşandığı bugünlerde daha fazla ormanlık alanın yanmadan süreci atlatmaya çalıştıklarını aktaran Yumaklı, iki yıl içinde kara ve hava araçlarının nitelik ve niceliklerinin artırılması için yoğun çaba sarf ettiklerini dile getirdi.

Yumaklı, yangını tespit etmekteki kabiliyetin önemli olduğuna değinerek, “Teknolojik ekipmanların yaygınlaştırılması konusuna odaklandık. Eğitimli ve kalifiye personelimizin sayısını belli bir orana getirdik ve en önemlisi de koordinasyonu güçlendirdik.” diye konuştu.

– Orman yangınlarında alınan tedbirler etkili oldu

Orman yangınlarına ilişkin istatistikleri paylaşan Yumaklı, şöyle konuştu:

“Bu yıl sene başından bu zamana kadar ülkemiz genelinde 1022 orman yangınında yaklaşık 6 bin 900 hektarlık alan zarar gördü. Bu alanın sadece 5 bin 800 hektarlık kısmı 18 yangında oldu. Bu 18 yangının da 17’si 10-18 Temmuz arasında oldu. Geçen yıl aynı dönemde 1092 yangın vardı ve 8 bin 100 hektarlık bir alan zarar görmüştü. Geçen yıla göre orman yangını sayısının ve zarar gören alanın az olmasının elbette ki alınan önlemlerle olduğunu söylemek mümkün. İlk müdahale, tespit, müdahale ve kontrol alma süresinin bu vesileyle çok azaldığını da görüyoruz. Hepsinden önemlisi özellikle sadece son 18 günde büyüme potansiyeli taşıyan 10 büyük yangın oldu. Yangınların yüzde 90’a yakını hatta belki de bunun üzerinde insan kaynaklı. Elbette bu yılki yangınların sebepleriyle alakalı İçişleri Bakanlığımız araştırma ve incelemelerine devam ediyor ama şu ana kadar bu yılki yangınlar için tespit edilen herhangi bir terör bağlantılı bir sebep yok.”

– TMO, temmuzda 5,3 milyon ton ürün aldı

Yumaklı, ülke genelinde buğday hasadının yüzde 70, arpa hasadının da yüzde 80’inin tamamlandığını söyledi.

Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) yoğun alım kampanyası yürüttüğünü anlatan Yumaklı, “TMO’nun kurulduğu günden bugüne kadar gerçekleşen en yüksek günlük alım miktarı olan 200 bin tona ulaştı. Bir günde 200 bin ton aldı. Yine 584 alım noktasıyla tarihinin en yüksek alım noktasına çıktı. Hasat başlangıcından itibaren 5,7 milyon hububat aldı. Yani 2021 yılında bu rakam neredeyse yoktu. Bu alımın 5,3 milyon tonu sadece temmuz ayında alındı. Yani bir ayda TMO 5,3 milyon ton hububat aldı.” ifadelerini kullandı.

– “TMO toplam 10 milyon ton hububat alacak”

Yumaklı, devletin üretenin ve çiftçinin yanında olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

“İnşallah olmaya da devam edeceğiz. Bugüne kadar almış olduğu ürünlerin bedeli de yaklaşık 46 milyar lira. Bu da yaklaşık her gün 1,5 milyar liralık bir ödemenin çiftçilerimize yapıldığı anlamına gelir. Tahminimiz bundan sonra hasat döneminin sonuna kadar TMO toplam 10 milyon ton hububat alacak. Başka bir rekorda 440 bin randevuyla 10,1 milyon tonluk ürün için randevu verilmesi oldu.”

Yozgat'a mevsimlik tarım işçileri az geldi

Yozgat’a her yıl 10 bin civarında mevsimlik tarım işçisi gelirken, bu yıl sadece 5 bin civarında işçi gelebildi. Yol giderlerinin artması nedeniyle işçi sayısında düşüş yaşandı. Tarım çadırlarının eski olması ve temiz su sorunu gibi sorunlar da yaşanıyor.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden tarım ve ormanlık alanlarda çalışmak üzere aile fertleriyle birlikte yılın belirli aylarında göç eden mevsimlik tarım işçileri, yol giderleri yüksek olunca Yozgat’a gelemedi. Her yıl 10 bin civarında mevsimlik tarım işçisinin geldiği Yozgat’a bu yıl 5 bin civarında işçinin ancak gelebildiği kaydedildi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerden ilkbaharla birlikte yorganını sırtlayıp, bindikleri kamyonların kasasında, minibüsler ve otobüslerle tarım alanlarında çalışmak üzere yola çıkan mevsimlik tarım işçilerinin sayısında bu yıl yol giderlerinin artması nedeniyle düşüş yaşandı.

Nisan ayının başlarında Yozgat’a göç eden aileler, tarım alanlarına yakın bölgelerde, İl Özel İdaresi’nce kurulan ‘tarım çadırlarına’ yerleşip çalışıyor. Bu yıl önceki yıllara göre daha az tarım işçisinin geldiği Yozgat’ta bazı tarım çadırları boş kaldı. Çadırlara yerleşen tarım işçileri ise çadırların çok eski olmasının yanında, temiz su sorunu yaşadıklarını, bununla birlikte çadırların bulunduğu alanda tuvalet ve banyo konusunda sıkıntı yaşadıklarını bildirdiler.

“ÇALIŞAN AZ OLDUĞUNDAN DOLAYI TARLALAR OTLANIYOR”

Şanlıurfa Hilvan’dan gelen ve Yozgat’ın Yerköy ilçesinde tarım işçilerine çavuşluk yapan Davut Hatipoğlu, tarım işçilerinin bu yıl az gelmesi nedeniyle hem çiftçilerin hem de çalışanların zorlandıklarını söyledi. Hatipoğlu şöyle konuştu:

“Geçen sene 60 kişi getirdim, bu sene yol masrafından dolayı 25 kişi geldi. Burada su sıkıntısı var, çadır sıkıntısı var. Çadırlarımız plastiktir. Devlet getirdi ama bir seferliğine getirdi 10 senedir, 15 senedir kullanılıyor. Artık amele yavaş yavaş gelmiyor. Çiftçiler de sıkıntı çekiyor biz de sıkıntı çekiyoruz. Bize su, çadır veya yol yardımı olursa daha iyi olur. Daha bol gelen olur. Çalışan az olduğundan dolayı tarlalar otlanıyor. Sıkıntı çekiyor çiftçiler, biz de sıkıntı çekiyoruz. Hayat pahalılığı var. İşçi Bulma Kurumu buralarda yok, sadece Adana’da var. Fiyatları devletin belirlemesi lazım, yevmiyeler 325 liraydı, 400 lira oldu. Adana’da 445 liradır. Kahramanmaraş’ta 500 liradır. Dengesiz oluyor. Çiftçilerle yüz yüze geliyoruz. İş Bulma Kurumu olursa her yerde, mevsimlik işçinin ücretini belirlerse daha iyi olur.”

Elektrik giderlerini çok yüksek olmasından da yakınan Hatipoğlu, “Abone yapmıyor hepsini bir adam ödüyor. İki kat, özel şirket gibi yapmış. Ayda 20 milyar veriyoruz 20 çadıra. Sadece çadırların aydınlatması için. Barınmada sıkıntılı. Çadırlarımız artık eski olmuş. Muşambadır, çok sıcaktır, tuvalet yok, banyo yok, seyyar banyo. Normalinde konteyner veya briket evlerde olabilir. Üstü saç olabilir, en ucuz malzemeden olabilir” dedi.

“DOĞRU DÜRÜST TUVALETİMİZ YOK”

Şanlıurfa Siverek’ten gelen tarım işçisi Mahmut Polat, “Suriyelileri konteyneri var, tuvaletleri var, cereyanları var, bizim hiçbir şeyimiz yok. Doğru dürüst tuvaletimiz yok, banyomuz yok 5-6 ay burada kalıyoruz. Burada iki aile çalışıyoruz, çavuşla birlikte. Yol sıkıntısı var, çok pahalı. Minibüsü olmayan adam gelemez. Çalışıyoruz, şeker pancarından ayçiçek olsun bostanlarda çalışıyoruz. 10 senelik oldu çadırlar. Bir de su sıkıntımız var” diye konuştu.

Havanın çok sıcak olduğunu aktaran ve pancar sularken fıskiyeler arasında dolaşıp, serinlemeye çalışan Mehmet Ali Fırat da “Havalar çok sıcak. Pancar sularken iyi oluyor. İyice serinliyoruz. Hava iyi, pancar muazzam” dedi.

Ege ihracatçıları 'iyi tarım uyguamalarını' Muğla'da sürdürdü

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin ‘Akdeniz Meyve Sineğine Karşı Biyoteknik Mücadelenin Yaygınlaştırılması Projesi’ ve ‘İyi Tarım Uygulamaları Projesi’ kapsamında 5 bin Akdeniz Meyve Sineği tuzağı Ege’nin narenciye merkezi Muğla’nın Ortaca ilçesinde gerçekleştirilen tören ile narenciye üreticilerine dağıtıldı. MUĞLA (İGFA) – Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Akdeniz Meyve Sineğine Karşı Biyoteknik Mücadelenin Yaygınlaştırılması Projesinin iki yıldır Muğla’da yürütüldüğünü söyledi.

Ortaca Kaymakamı Meral Uçar ve Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak da Akdeniz Meyve Sineği Tuzak Dağıtım Törenine katıldı. Etkinlik kapsamında üreticilerin sorunları da masaya yatırıldı.

 
İhracatçıların taleplerini aktarmak ve sorunlarına 200 ülkede tanıtım yapıyoruz.” çözüm bulmak amacıyla Muğla Valisi Orhan Tavlı’yı ziyaret eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Türkmen Türkmenoğlu, Murat Ödül, Mehmet Kırıcı, Martin Sanford, Hüseyin Vural Güleç, Sadık Demircan, Makbule Çiftçi, Vildan Akgedik, Kenan Unat, Tolga Selim Kağan Yönetim Kurulu Toplantısı’nı da Muğla’da gerçekleştirdi.
 

Sürdürülebilir tarım ve güvenilir gıda arzına dikkati çeken Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, “360 bin ton narenciye üreten hinterlanttayız. Zararlılarla mücadele kolay değil. Firmalarımız hassasiyet gösteriyor. Kalıntısız ilaç kullanmadan narenciyeyi koruyarak güvenilir şekilde ihraç etmek, üzerimize düşeni yapmak zorundayız. İklim krizi ve sürdürülebilir üretim için bütün üreticiler güçlerini birleştirmek zorunda.” dedi.

Çiftçiler uyarıyor: Kesecek hayvan bulamayabiliriz

 Uzmanlar, küresel ısınmanın yanı sıra, gıdaya ulaşmada riskli bir döneme girildiği yönünde uyarılarda bulunuyor. Şırnak’ın İdil ilçesinde çiftçilik ve hayvancılık yapan İlyas Vergili, bu konuda uyarılarda bulundu, “Felaket tellallığı yapmak istemiyorum ama perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. Yakın bir zamanda kesecek hayvan dahi bulamayabiliriz” dedi.

Çiftçiler uyarıyor: Kesecek hayvan bulamayabiliriz

Gübresiz ekimin verimli olmayacağını, bu nedenle ekim alanlarının azalacağını ifade eden İlyas Vergili, bunun sonucunda ürün azalmasıyla dışa bağımlılığın daha da artacağını söyledi. ‘Bunların tamamı birbiriyle bağlantılı’ diyen Vergili, “Arpa fiyatı arttığı zaman yem fiyatı artar. Yem fiyatı arttığında süt üreticisi, süt fiyatını artırmak zorunda kalacak, ya da hayvanını kesime götürmek veya işletmesini kapatmak zorunda kalacak. Yumurta üreticisinin de yapacağı şey, bunun benzeridir. Bu şartlarda üretimin sürdürülmesi mümkün değil” diyor.


Son 4 yılda Şırnak genelinde binden fazla yetiştiricinin hayvancılığı bırakmak zorunda kaldığını vurgulayan Vergili, “Önümüzdeki süreçte kesilecek hayvan bulamayabiliriz” uyarısını ise ısrarla yapıyor.

Bağ-Kur’lu çiftçi sayısı 477 bine düştü

Bağ-Kur’lu çiftçi sayısı 477 bine düştü

Tarım Bağ-Kur sigorta primleri artarken, çiftçi sayısı da düşüyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2010’da Tarım Bağ-Kur’lu aktif sigortalı çiftçi sayısı 1 milyon 101 bin 131 kişiydi. Söz konusu rakam bu yılın nisan ayı itibarıyla 623 bin 645 kişi azaldı ve 477 bin 486 kişiye düştü. Sigortalı sayısı sadece bu yılın mart-nisan döneminde 12 bin 518 kişi azaldı” dedi. “2022’nin ilk yarısında Tarım Bağ-Kur sigorta primi verilen teşvik ile 1.427 TL idi, bugün teşvik ile 2.952 TL” ifadelerini kullanan Gürer, “Yüzde 106 oranında artış oldu. Çiftçinin kazancı bu oranlarda artmazken, prim tutarlarının artması çiftçinin sigorta primini yatıramamasına neden oluyor” dedi. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 2 milyon 100 bin civarında çiftçinin olduğunu söyleyen Gürer, “Tarım Bağ-Kur kayıtlı çiftçilerden primini yaptırabilenlerin sayısı azalıyor. 2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalı, tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışan işçilerin sayısında da düşüş var. 2010’da 152.802 kişi kanun kapsamında sigortalıyken, bugün bu rakam 20.509 kişiye geriledi” diye konuştu.

Main Menu