06.02.2023 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Kışın ortasında tarım işçilerinin zorlu mesaisi

Evine ekmek parası götürmek için çalışan ve tarlada yakılan ateş başında ısınan 55 yaşındaki Necla Ocak, “Bin bir zorlukta yağmur, çamur demeden çalışıyoruz. Bu soğuklarda ellerim çok üşüyor, ısınmadan da çalışamıyorum“ dedi.


Tarım şehri olarak bilinen Sakarya’da hasat dönemi devam ediyor. Birbirinden farklı sebze ve meyvelerin ekildiği verimli topraklarda ise tarım işçileri; yaz, kış, yağmur, çamur demeden çalışıyor. Binbir emekle toplanan ürünler ise her mevsim sofralarda yerini alıyor. Ürünleri vatandaşlarla buluşturma hususunda büyük rol oynayan tarım işçileri günlük 240 lira yevmiye kazanabilmek için durmaksızın çalışıyor. Soğuk ve yağmurlu havalarda ayakları ile üstelerine yapışan çamurların verdiği ağırlığa aldırış etmeyen işçiler, evlerine ekmek parası götürmek için adeta kendileriyle yarışıyor. Bu zorlu şartlarda çalışmalarının bedeli olan yevmiyelerinin yetersiz olduğunu söyleyen işçiler, aldıkları paraya da iyileştirme yapılmasını istiyor.



“Soğuklarda ellerim çok üşüyor”


Evine ekmek parası götürmek için çalışan ve yakılan ateş başında ısınan 55 yaşındaki Necla Ocak, “Bu soğuklarda mecbur ateş yakıyoruz, bu şekilde ısınmadan çalışamıyoruz. Şuanda ıspanak kesiyoruz burada. Başka gelirimiz yok, bu zorlu kış aylarında gelip burada çalışıyoruz. Biz burada soğukta, çamurda kesiyoruz ama yevmiyelerimiz az yetmiyor. 55 yaşındayım mecbur buraya geliyorum çalışmaya oğlumla birlikte, bir de hasta kızım var. Binbir zorlukta yağmur, çamur demeden çalışıyoruz. Bu soğuklarda ellerim çok üşüyor, ısınmadan da çalışamıyorum” dedi.



“Mücadele olmayınca hiçbir şey olmuyor”


Tarım işçilerinin başı Fikri Ocak, “Çalışma şartlarımızdaki zorluklar dışarıdan zaten görülüyor. Herkes burada 240 lira yevmiye için çalışıyor. Yaz, kış demeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. Aylık zaten çalışamıyor çoğu işçiler. Burada yaşlısından, gencine herkes el emeğiyle ekmek parasını kazanıyor. Zorlukları var, mücadele olmayınca hiçbir şey olmuyor. Yazın çalışmak daha kolay tabi. Kışın yağmur yağdığı zaman bulunduğumuz yerde soğukta ıspanak buz gibi oluyor, eldiven de taksa fayda etmiyor. Geçtiğimiz günlerde kar yağışının altında bile çalıştık” diye konuştu.



“Ayaklarım, üstüm her yerim çamur içinde”


Yağmur, çamur demeden tarlada çalışan Batuhan Bolca isimli genç, “Başka işte çalışamıyoruz. Yazın başlıyor mesaimiz sonrasında yağmur, çamur, kış demeden çalışıyoruz. Şuan soğukta buradayız. Ayaklarım, üstüm her yerim çamur içinde tabi kış şartlarından dolayı. Günlük 240 liraya çalışıyoruz, değmiyor ama mecburuz çalışmaya” şeklinde konuştu.



“Emekçi kardeşlerimiz yağmur, çamur demeden çalışıyor”


Şehirde en fazla sebze yetiştirilen mahallenin Büyükesence Mahallesi olduğuna değinen muhtar Saadettin Duman ise, “Sakarya’da en fazla sebze yetiştirilen yer burası Büyükesence Mahallemiz. Burada kışın; lahana, marul, karnabahar, ıspanak, pırasa gibi sebzeler üretiliyor. Yağmur, çamur, kar, kış demeden emekçi kardeşlerimiz çalışıyor. Bugünlerde de ıspanak toplanıyor. Yazın da biz her türlü mahsulü üretebiliyoruz bu bölgede. Onun haricinde buğday, arpa da üretebiliyoruz. Yani mahallemiz, şehirde en fazla sebze yetiştirilen yerdir. Verimli topraklarımız var, Allah’a çok şükür ne ekersek biçiyoruz” ifadelerini kullandı.

İGSAŞ dikey tarım projesine ortak oldu

İGSAŞ dikey tarım projesine ortak oldu

Türkiye’nin en büyük gübre üreticilerinden biri olan İGSAŞ, kentlerdeki kapalı ve atıl mekânların birer sebze bahçesine dönüştürecek kapalı dikey tarım projesinin ortağı oldu.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın önderliğinde başlatılan Kağıthane Dikey Tarım Uygulama ve Ar&Ge Merkezi projesinin iş ortaklarından biri olan İGSAŞ, Türkiye’de özellikle büyük kentlerde yerin altında, güneş ışığı, zirai ilaç ve toprak olmadan tarım yapılmasına öncülük yapmayı hedefliyor.


Bilgi havuzu oluşacak

İGSAŞ Genel Müdürü İlkay Ünal, 52 yıldır gübre sektörünün önemli oyuncularından bir, olduklarını belirterek, “Türkiye’de tüketimi çok yüksek olan üre gübresinin de tek üreticisiyiz. Bir yandan topraklı tarımda kullanılacak gübre kapasitemizi ve çeşidimizi artırıyor bir yandan da İGSAŞ’ın bir tarım şirketine dönüşmesinin adımlarını atıyoruz. Dikey tarım da bu vizyonumuzun bir parçası. Şu anda bu alanda üretici olarak bir faaliyetimiz yok ancak ülkemizde tarımın sürdürülebilir olması, dışa bağımlılığın azaltılması, maliyetlerin düşüp verimin artmasını sağlayacak dikey tarım çalışmasının proje ortağı olduk. Bu alanda bir örnek yaratmak istedik. Bu araştırma laboratuvarında elde edilecek verilerle bir bilgi havuzu oluşturulacak. Hangi bitkinin hangi besine ne kadar ihtiyacı olduğu, ışık ve su miktarı gibi veriler elde edilecek ve bu veriler de yatırımcıların hizmetine sunulacak” dedi.


700 m2 büyüklüğündeki merkezin 330 m2’lik alanında 3 bitki üretim ve 1 tohum çimlendirme ünitesi bulunduğunu belirten Ünal, “Üretim her biri 1 m2’lik tablalarda gerçekleştiriliyor. 3 ünitede yapılan bitkisel üretim tarlada yapılan 20 dekar üretime eşdeğer durumda” dedi.

Ünallar, Tarım Fuarı’nda önemli bağlantılara imza attı

Ünallar, Tarım Fuarı’nda önemli bağlantılara imza attı

Tarım makineleri sektöründe 1976 yılından beri Aydın’da üretim yapan Ünallar, 18’inci Agroexpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nda önemli bağlantılar gerçekleştirdi. Tarım, hayvancılık ve endüstri sektörüne yönelik yüzde yüz yerli üretim gerçekleştirdiklerini belirten Ünallar Genel Müdürü Yiğit Ünal, sektördeki büyümelerini sürdürdüklerini dile getirdi. Üretim faaliyetleri hakkında bilgi veren Ünal, “Astim Organize Sanayi Bölgesi’nde Ege Bölgesi odaklı olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kamyon, kamyonet, forklift, iş makineleri ve traktörlerin üstünde kullanılan ekipmanların imalatını gerçekleştiriyoruz. Taşıma, istifleme, dökme, kaldırma yükleme gibi önemli işleri yapan ekipmanları üretiyoruz. Fuarda, traktör üzeri ters yükleyici, portatif beko kazıcı, tüm iş makineleri ataşmanları, şiş ataşmanı, elekli kova, özellikle zeytincilik ve meyvecilikte kullanılan forklift üzeri döner tabla, kasa box çevirme aparatı gibi ürünlerimizi sergileme imkanı bulduk. Önemli iş görüşmeleri de gerçekleştirdik. Fuara özel yüzde 15’lik özel bir indirim imkanı da sunuyoruz” diye konuştu.


HEDEF KALICI BÜYÜME
Ünallar olarak, yurtiçi ve yurt dışına yönelik büyüme hedefleri olduğunu kaydeden Yiğit Ünal, sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda İzmir, Afyon, Denizli ve Muğla’da bayiliklerimiz bulunuyor. Öncelikle hedefimiz yurt içindeki bayi sayımızı artırmak. 2024 yılında ise Türki Cumhuriyetler ve Balkan ülkelerine ihracat yapmayı hedefliyoruz. Arge çalışmalarına da önem veriyoruz. KOSGEB’ten yatırım teşvik desteği alan ve arge çalışmaları süren bir ürünümüz var. Firma olarak yeni ve daha geniş bir alanda üretim yapmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Web sitemizi de yeniledik; isteyenler www. unallarhidrolik.com adresinden ayrıntılı bilgilere ulaşabilirler.”

Bakan Kirişci: "Türkiye Yüzyılı'nda da tarım ve orman ana ekseni oluşturacak"

Bakan Kirişci: 'Türkiye Yüzyılı'nda da tarım ve orman ana ekseni oluşturacak'

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, dünyanın tarım ve orman sektörüne dikkat kesilmesi ve üzerinde hassasiyetle durması gerektiğini belirterek, “Türkiye Yüzyılı’nda da tarım ve orman ana ekseni oluşturacak.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, dünyanın tarım ve orman sektörüne dikkat kesilmesi ve üzerinde hassasiyetle durması gerektiğini belirterek, ” Türkiye Yüzyılı’nda da tarım ve orman ana ekseni oluşturacak.” dedi.

Kirişci, Beypazarı Belediyesini, belediyenin Örnek Meyve Bahçesi, Tohum Eleme Tesisi ve Sera Kompleksi’ni ziyaret etti, yetkililerden bilgi aldı.

Daha sonra çiftçilerle buluşan Kirişci, buluşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Kirişci, Bakanlık olarak 31 ilde sektör temsilcileriyle bir arada olduklarını, bu buluşmaların Bakanlık için de faydaları bulunduğunu söyledi.

Bütün paydaşların bir arada olmasının konuların değerlendirmesi açısından önem arz ettiğini vurgulayan Kirişci, şu ifadeleri kullandı:

“Tarım ve orman sektörüne dünyanın dikkat kesilmesi ve üzerinde hassasiyetle durması gerekiyor. Cumhuriyetimizin 100 yılını 29 Ekim itibarıyla geride bırakacağız. Türkiye Yüzyılı son 20 yılda Türkiye’nin katettiklerinden hareketle bundan sonraki yüzyılda ne yapabileceğini ve bunu nasıl yapabileceğinin işaretlerini bize gösteren bir süreç olacak. Türkiye Yüzyılı’nda da tarım ve orman ana ekseni oluşturacak. Tarımı susuz asla düşünemeyiz. Yeni teknolojiler olmuş olsa da suyu temel faktör olarak dikkate alıp, ona göre üretimle ilgili planlamaları yapmamız gerekiyor.”

Kirişci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde, “suda sıfır kayıp” mottosuyla su verimliliği seferberliğini başlattıklarını anımsatarak, bu konuda ülke olarak her bireyin olduğu gibi sektörlerin de yapması gerekenler olduğunu belirtti.

“Kayıp kaçak kabul edilebilir bir şey değil”

Türkiye’de, yılda 58 milyar metreküp su kullanıldığını bildiren Kirişci, şöyle konuştu:

“112 milyar metreküp suyumuz var. Bunun yüzde 77’sini ve aslan payını tarımsal sulamalar oluşturuyor. Tarımsal sulamalarda suyun verimli kullanımı ve bununla birlikte suya göre tarımı çok önemsiyoruz. Bunu göz ardı ettiğimiz bir tarımı asla hiçbir kardeşimizin düşünmemesi gerekiyor. Buralarda da bizim kendi takvimlendirmelerimiz çerçevesinde, sulamada ve içme suyunda verimlilik konusunda adımlar atmamız gerekecek. İkinci sırada içme ve kullanma suyumuz geliyor. Burada da oran yüzde 12’ler mertebesinde. Burada da katetmemiz gereken yol olduğunu görüyoruz. Büyükşehirlerimiz başta olmak üzere tüm şehirlerimizde ortalaması yüzde 33,5 olan kayıp kaçak oranını daha aşağılara çekilmesi gelişmiş ülke statüsü olarak ortaya konuluyor. Kayıp kaçak kabul edilebilir bir şey değil. Buna ilişkin her belediyenin alması gereken tedbirler var.”

Kirişci, yüzde 33,5 olan kayıp kaçağın yüzde 25’e indirilmesi hedefini koyduklarını ifade ederek, bunun daha da aşağıya çekilmesi gerektiğini belirtti.

Endüstriyel alanda da yüzde 10 su kullanımı olduğunu anlatan Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada da endüstriyel üretimde yoğun su tüketen veya kullanılan kimyasallardan dolayı temiz su kaynaklarını kirleten uygulamalar yerine bunların teknolojisini geliştireceğiz veya daha doğru sanayide üretimle ilgili kendimize yeni bir alan tanımlayacağız. Hepimizin suda alabileceği basit tedbirlerle, bireyler olarak kullandığımız sulara dikkat etmemiz gerekiyor. Kendi, kültürümüzde de ‘akan bir nehirde abdest alıyor olsanız bile israf etmeyiniz’ hadis-i şerifine uygun bir yaşantımızın da olması gerekir. Yerel yönetimler olarak kendi projelerimizde, gri su olarak adlandırdığımız suyun yeniden kullanılabilmesine ve kazanımına önem verelim. Bizim partiler olarak bu konuyu bütün kardeşlerimize anlatmamız ve bir ders gibi okutuyor olmamız lazım. Bu konuda bir yerden başlamamız lazım. Bireyler olarak, varken tasarruf edelim, olmayan bir şeyi tasarruf edemeyiz.”

Türkiye’nin ürettiğini ve ürettikleriyle artan nüfusu, ülkeye ‘güvenli limandır deyip’ sığınanları doyurduğunu ifade eden Kirişci, “52 milyon turist geliyor. Onlara ikramımız oluyor. Onlar için dışardan yemek siparişi vermiyoruz. Ülkenin ürettiklerinden ikramda bulunuyoruz. Böyle üreten bir ülkeyiz.” diye konuştu.

Altılı masanın “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”

Altılı masanın “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”ne ilişkin de konuşan Bakan Kirişci, şu değerlendirmede bulundu:

“Bizi ilgilendiren kısmı 229 başlıktan oluşuyor. Şöyle bir baktık, acaba bizim görmediğimiz, bilmediğimiz bir şey var mı? diye. Tabii diğer bölümlerde de ben benzer şeyler olabileceğini tahmin edebiliyorum. Bir özensizlik en üst noktada. Her şeyden önce bizim yaptıklarımızı belli ki zamanında bizimle siyaset yapanlar bile takip etmemişler. Kendilerinden sonraki dönemde de takip etmemişler, görevde oldukları dönemde olanları düşünmedikleri gibi. Bir ‘kes-yapıştır’ mantığıyla bir yerlerden yapıştırmış. Kes-yapıştır, her zaman için analizin ortadan kalktığı, değerlendirmenin olmadığı bir yaklaşımdır, kolaycılıktır ve özensizliktir. Onu da görüyoruz. Birbirleriyle çelişen uygulamalardan söz ediliyor. Bir başlıkta söyledikleriyle bir başka başlıkta söyledikleri çok büyük çelişki oluşturuyor. Son olarak da bazı ifadeler var ki uygulanması asla imkansız. ‘Yüzde 1 de olsa mümkündür’ denilecek bir şey değil, imkansız durumda. Bunların çalakalem yazıldığı anlaşılıyor. Türkiye’de olanları takip etmedikleri, özensiz oldukları ve kes-yapıştır mantığıyla da bunu alt alta üst üste her partiden muhtemelen talep edilmiş gelişigüzel bunlar birleştirilmiş. Mesela diyor ki ‘Ekim öncesi ürün fiyatı açıklanacak’. Ekim öncesi kim fiyat nasıl açıklayabilir? Mazot ve gübre gibi iki temel girdi uluslararası piyasalardan doğrudan etkileniyorsa siz bunu nasıl yok sayar da ekim öncesi fiyat açıklayacağız dersiniz? Bu bir tanesi. Mesela bir diğer, ‘Cumhurbaşkanının ve külliyenin kullandığı uçakları ve helikopteri satacağız, yangın için kullanacağız. Yani günaydın diyoruz. Yine bizi takip etmemişler. Geçtiğimiz yıl 20 tane uçak, 55 tane helikopter, 8 tane İHA ve yapay zeka. Her türlü iş makineleri ki makine parkımızı da sürekli geliştiriyoruz. Bırakın kendi yangınlarımızda kullanmayı ihtiyacı olan başka ülkelere de yardım etmiş bir Bakanlık ve ülke olduk. Tarım ve ormanla ilgili yazdıkları bu. Diğerlerinin de farklı olduğunu zannetmiyorum. Bizi vatandaşlarımız iyi tanıyorlar. Bu kadar il dolaştık ve vatandaş memnuniyeti noktasında hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadık.”

Türkiye’nin 2002’de depolanan 133 milyar metreküp su olduğunu anlatan Kirişci, bunu 186 milyar metreküpe doğru çıkardıklarını ifade etti.

Kirişci, Beypazarı’nın kent tarımı için büyük potansiyeli olduğunu kaydederek, bu konuda da üreticileri destekleyeceklerini sözlerine ekledi.

Bakan Kirişci, Ayaş ve Beypazarı AK Parti İlçe teşkilatları ile Ayaş Belediye Başkanlığını da ziyaret etti.

Erkunt Traktör, Agroexpo Tarım Fuarı’nda çiftçilerle buluştu

Her yıl cirosunun ciddi bir oranını AR-GE çalışmalarına ayırarak ürettiği traktörlerin verimli, tasarruflu, çiftçi dostu ve ağır şartlara dayanıklı olması için çalışan Erkunt Traktör, dünyadaki son teknolojik gelişmeleri de yakından takip ediyor.

YENİLİKLER BİTMİYOR
20 yıllık üretim geçmişi ile sektörün en genç firmalarından biri olan Erkunt’un, kurulduğu günden bu yana, ülke ekonomisinin gelişmesi için faaliyetlerini sürdürdüğünü dile getiren Erkunt Traktör’ün CEO’su Tolga Saylan, fuara özel yenilikler ve sürprizleri beğeniye sunduklarını söyledi. Ege Bölgesi’nin potansiyel olarak tarımın en önemli üretim alanlarından biri olduğunu kaydeden Tolga Saylan, “Erkunt olarak biz de bu bölgeyi ve çiftçilerin değişen, gelişen taleplerini yakından takip ediyoruz. Nimet 70 Meyveci CRD modeline yeni eklenen sürüngen vites özelliğinden tutun da, geniş izli Kısmet E-B’ye kadar tüm ürünlerimiz Ege’den gelen talep ve istekler doğrultusunda geliştirildi. Bağ, bahçe ve seralar için tasarlanan modellerin yanı sıra, yeni e Capra teknolojisi ile donatılmış traktörlerimizi yakından inceleyen ve görüşleri ile AR-GE çalışmalarımıza destek olan çiftçilerimize de teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

“E CAPRA MOTOR ENTEGRASYONU TAMAMLANDI”
GEÇEN yıl İzmir Tarım Fuarı’nda yerli üretim markaları olan e Capra motorlu traktörleri ilk kez çiftçilerin beğenisine sunduklarını dile getiren Tolga Saylan, şöyle devam etti: “75 HP seviyesinde olan Stage 3B emisyonlu 3 silindirli ve 4 silindirli modeller, tam 1 yıldır çiftçilerimiz tarafından denendi ve çok beğenildi. Şimdi de Lüks, E ve M olmak üzere 3 farklı seride de Egeli çiftçilerimizin beğenisine sunduk. Ülkemizin içinden geçtiği günleri göz önüne getirirsek, üretimin ve ihracatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Bu nedenle 2023 senesi için en önemli hedeflerimizden biri yine ihracat olacak. Bu sene toplam üretimimizin yüzde 25’ini ihraç ettik. Önümüzdeki yıl bu oranı e Capra Projesi ile geliştirerek 10 puan daha artırarak yüzde 35’lere ulaşmayı hedefliyoruz. Özetle, 2023 yılı bizim için oldukça yoğun ve dinamik bir yıl olacak. Tüm bu çalışmalarımızı yürütürken dışa bağımlılığı azaltmayı, yerli üretimi teşvik etmeyi ve en önemlisi düşük maliyetle yüksek teknolojili ürünler üreterek hem Türk hem de Dünya çiftçisinin işini kolaylaştıran ürünler üretmeyi hedefliyoruz.”

'Tarım bizim vazgeçilmezimiz'

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Ferizli Ziraat Odası Olağan Genel Kurul toplantısına katıldı. Şehit Hakan Bayram Lisesi Konferans Salonu’nda yapılan olağan genel kurulda mevcut Başkan Rıdvan Eren güven tazeleyerek yeniden başkan oldu. Toplantıya Başkan Ekrem Yüce’nin yanı sıra Ferizli Belediye Başkanı İsmail Gündoğdu, Muhtarlar Federasyonu Başkanı Erdal Erdem, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, oda temsilcileri ve STK başkanları katıldı. Rıdvan Eren’i tebrik eden Başkan Yüce, çalışmalarında kolaylıklar diledi.

NAKIŞ GİBİ İŞLİYORUZ
Olağan genel kurulda söz alan Başkan Ekrem Yüce, “Göreve geldiğimiz günden bugüne kadar her konuda proje gerçekleştirdik. Altyapısı, üstyapısı, sağlığı, eğitimi, sporu ve tabii tarımı. Tarımda ki ciddi projelerimize şöyle bir değinmek gerekirse, AR-GE Uygulamalı, Tarım ve Çiftçi Eğitim Merkezi (UTÇEM), Yanık Fidan Teşhir Merkezi, Sakarya Botanik Vadisi, Seracılık Mükemmeliyet Merkezi, Kuşburnu Üretim Merkezi, tıbbi ve aromatik yağ üretimi, safran yetiştiriciliği, çilek yetiştiriciliği, istiridye mantarı yetiştiriciliği ve Ferizli’mizde gerçekleştirdiğimiz kültür ortamında salep yetiştirilmesi ve işlenmesi gibi birçok projeye imzamızı attık. Bu projede desteklerinden ötürü MARKA’ya ve Ferizli Belediye Başkanımız İsmail Gündoğdu’ya tekrardan teşekkürlerimi sunarım. Büyükşehir olarak geniş bir üretim yelpazesine sahibiz. Şehrimizin verimli topraklarını nakış gibi işliyoruz. İnşallah tarımsal üretimi artıracak çalışmalar gerçekleştirmeye devam edeceğiz” dedi.

Elazığ’da yokluğun ve çaresizliğin fotoğrafı

Elazığ’da yokluğun ve çaresizliğin fotoğrafı

AKP hükümetinin uyguladığı ekonomi politikaları sonucu yaşanan ekonomik kriz her geçen gün etkisini artırıyor. Et ve Süt Kurumu (ESK) önündeki kuyruklara şimdi tarım kredi kooperatifi marketi kuyrukları eklendi. Elazığ’da bazı ürünlerde indirimli fiyat uygulayan Tarım Kredi Kooperatifi’nden ucuz et almak isteyen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.

KIYMA 89, KUŞBAŞI 99 LİRA

Kasaplarda kilosu 180-190 lirayı bulan dana kıyma Tarım Kredi Kooperatifi Market’inde indirime girdi. Dana kıymanın 89, dana kuşbaşının da 99 liradan satışa sunulacağını duyan vatandaşlar sabahın erken saatlerinde marketin yolunu tuttu. Piyasadan daha ucuza et ürünü almak isteyen vatandaşlar Kültür Mahallesi’nde bulunan Tarım Kredi Kooperatifi Marketi önünde uzun kuyruklar oluşturdu.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, manzaranın üzücü olduğunu belirterek şunları söyledi:


ÜLKEDE SAVAŞ YOK, KUYRUK VAR


“Son yirmi yıla kadar Türkiye’nin et ihtiyacının yüzde 70’ini karşılayan ve tüm Ortadoğu’ya ihracat yapan Doğu Anadolu’nun en önemli üretim merkezi Elazığımızda bu manzara içler acısı. Bu fotoğraf AKP’nin her alanda politikalarının iflas ettiğinin göstergesidir. AKP zihniyeti, yurttaşlarımızın ucuz ve güvenilir temel gıda ürünlerine ulaşmasının önündeki en büyük engeldir. Ülkede savaş yok, afet yok, ambargo yok ancak ucuzluk marketlerinde de uzun kuyruklar var. Bu kuyruklar yokluk kuyruklarıdır. AKP’li siyasetçilere sorsan ülke büyüyor, refah artıyor. Büyüyen bir şey varsa o da AKP’li bir avuç mutlu azınlığın refahıdır, milyonlarca yurttaşımız ise açlık ve yoklukla hayata tutunmaya çalışmaktadır. Bu kışın zor geçeceğini daha önce ifade etmiştik, bu fotoğraf da bunun göstergesidir.”

 

Süt hayvancılığı zor durumda

Süt hayvancılığı zor durumda

Seçim bölgesinde çalışmalarına devam eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt üretiminin düşmesi ve süt ürünlerindeki fiyat artışlarının nedenleri konusunda görüş ve önerilerini açıkladı.

Gürer, süt üretiminin düşmesinin nedeninin maliyet artışı nedeniyle üreticilerin, süt ineklerini, gebe inekleri ve düveleri kesime göndermesinin önemli etkisi olduğunu belirtti ve “Yem fiyatları kontrol altına alınmadan süt üretimi sorunlu olmaya devam eder” dedi.

SÜT ÜRETİMİ DÜŞTÜ, ETİKET FİYATLARI YÜKSELDİ
2022 Ocak-Aralık döneminde süt üretiminin ciddi oranda düştüğünün resmi verilerde yer aldığına dikkat çeken Gürer, “Süt üretimi düştüğü için raflardaki ürün fiyatları arttı. Hayvan varlığı azalınca, tüccar, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği tavsiye fiyatının da üzerinde fiyatlarla süt toplamak zorunda kaldı” dedi.

“Farklı bölgelerde çiğ süt temini sütten üretim yapan sanayicinin yerelde çiğ süt alım fiyatını yükseltmek zorunda kaldığı, süt temininde arz sorunu oluşacağı kaygısı yaşadığı görülüyor” diyen Gürer, “Aracılar bazı bölgelerde sütün kalitesine göre 11-12 liraya kadar alım yapsa da yem fiyatları artış süt inekçiliği yapanın ifadesi ile daha süt parası cebe girmeden yem fiyatına gelen zam ile geri çıkıyor. Bu durum üretici aleyhine devam ettikçe sorun devam edecek görülüyor” diye konuştu.


SAMAN 1500 LİRADAN 3 BİN 500 LİRAYA ÇIKTI
Geçen yıl 1500 lira olan samanın ton fiyatının bu yıl farklı bölgelerde 3 bin 500 liraya yükseldiğine vurgu yapan Gürer , “Fiyatların bu şekilde artması, hayvancılığı da önemli ölçüde etkiledi, sıkıntılar katladı. Süt yemi ise her ay zamlanıyor” ifadelerini kullandı.

HİLELİ ÜRÜNE DİKKAT!
İlaç gideri, veterinerlik hizmeti giderleri, ahır ve yem giderlerinin arttığını ve bakım yapmakta zorlanan süt inekçiliği yapanın hayvanlarını satarak ahırında hayvan sayısı düşürmesinin süt açığı oluşturduğunu söyleyen Gürer şöyle devam etti:

“10 kilo sütten 1 kilo kaşar peyniri, 5 kilo sütten ise 1 kilo beyaz peynir elde edilir. Fabrikada işlenmesi, elektriği, işçiliği, içerikte kullanılan diğer ürünleri, ambalajı, nakliyesi, raf süresi, satış vadesi gibi fiyata etkiyen unsurlar yanında birden çok el değiştiren ürün aracı karları eklendiğinde üreticiden tüketiciye erinceye kadar fiyat katlamakta ve sütten mamül peynir fiyatı et fiyatı ile yarışmaktadır.

Üretici ve tüketici ile işini doğru yapan imalatçı aynı anda sorun yaşamaktadır. Sütten mamül fiyat artışı taklit tağşiş ürün imalatına da kapı aralamaktadır. Üretim ve imalat fiyatları altında düşük bir fiyatla fiyatla peynir satılıyorsa bu peynirlerin bitkisel yağdan, kemik unundan ya da nişastadan yapılıp piyasaya sürülüp sürülmediği incelenmelidir.”

YEM SÜBVANSE EDİLMELİ
Süt fiyatlarının artmasındaki en önemli nedenin yem fiyatlarının artması olduğuna işaret eden CHP’li Gürer, “Olması gereken neydi; yemde ofis oluşturup, yemin sübvanse edilerek hayvancılık yapana düşük fiyattan ulaştırılmasının sağlanmalıydı. Yem fiyatı kontrol altına alınmadan süt fiyatı yalnız hayvancılık yapanda iken kontrol altına alınmaya çalışılırsa hayvancılık yapan kesim sayısı daha da düşer” şeklinde konuştu.

Tarım ve hayvancılık sektörü fuarda buluştu

Tarım ve hayvancılık sektörü fuarda buluştu

TÜRKİYE’NİN sektöründe en büyük fuarı olarak gösterilen AGROEXPO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı, bu yıl 18’inci kez Fuarİzmir’de açıldı. Sektördeki son teknoloji ürünlerin sergilendiği fuarda 67 ülkeden 1000’e yakın markanın yer aldığı, 5 günde 400 bin ziyaretçinin beklendiği bildirildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bu yıl fuarda 2,5 milyar dolarlık iş hacmi beklendiğini söyledi. Uganda Tarım Hayvancılık Bakan Yardımcısı Bright Rwamirama ise Türk firmalarıyla iş birliğini geliştirmek istediklerini söyledi. Törende İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Hakan Ürün de birer konuşma yaptı.

Main Menu