25.01.2023 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

DSİ'den satılık tarım arazileri

Mülkiyeti Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’ne ait Antalya ili sınırları içerisinde bulunan 46 adet tarım arazisi, kapalı teklif usulü ile satılacak.


İhaleye katılmak isteyenlerin, geçici teminat makbuzlarıyla birlikte DSİ 13.Bölge Müdürlüğü Emlak ve Kamulaştırma Şube Müdürlüğünden verilecek olan satış işlemleri ile ilgili şartname ve teklif mektubunu doldurarak 10 Şubat 2023 tarihi saat 12.30’a kadar İhale Komisyon Başkanlığı’na teslim etmeleri gerekmektedir.

İhale 10 Şubat 2023 tarihinde saat 14.00’te gerçekleştirilecek. Şartname ve teklif Mektubunu alabilmek için geçici teminatın yatırılması şarttır.

Detaylar için tıklayınız

On binlerce çiftçiyi ilgilendiriyor: Tarım sigortası fiyatlarında değişiklik

On binlerce çiftçiyi ilgilendiriyor: Tarım sigortası fiyatlarında değişiklik

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre, Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kapsamında düzenlenen sigortalarda üreticilerin tercihleri gözetilerek çeşitli düzenlemelere gidildi. Tarım sigortalarında, tarife fiyatlarında indirim yapılırken teminat kapsamı da genişletildi.

Bu çerçevede, Bitkisel Ürün Sigortası dolu riski tarife fiyatında 87 üründe yüzde 15 indirim yapılırken 23 üründe yüzde 10 ve 24 üründe yüzde 5 indirime gidildi. Buğday tarife fiyatında yüzde 6 indirim yapıldı.

Don riskinde, don hasar prim oranı düşük olan 5 üründe (incir, kestane, avokado, altıntop, ahududu) yüzde 20,3, 2 üründe (Antep fıstığı, Trabzon hurması) ise yüzde 10 indirime gidildi. Hasar prim oranı yüksek 5 üründe yüzde 5 (sofralık üzüm, elma, nektarin, armut, dut), 1 üründe (ceviz) ise yüzde 10 tarife fiyatı artırıldı.

ÇİFT POLİÇE İNDİRİMİ YÜZDE 10’A YÜKSELTİLDİ
Ayçiçeğinde kuş zararı teminatı tarife fiyatı yüzde 0,05’ten yüzde 0,07’ye çıkarıldı. Köy Bazlı Kuraklık Verim (KBKV) Sigortası’nda tarife fiyatı yüzde 10 artırıldı. Ortalama tarife fiyatı, yüzde 9,16’dan yüzde 10,06’ya çıkarıldı.

KBKV Sigortası’nda eşik verim oranı yüzde 80, devlet desteği oranı yüzde 60 olarak belirlendi. Bitkisel Ürün ve KBKV Sigortası’nda uygulanan çift poliçe indirimi yüzde 5’ten yüzde 10’a yükseltildi.

Ağaç Sigortası’nda, aynı parselde hem ağaç hem de ürün poliçesi olan parsellerde yüzde 5 ağaç çift poliçe indirimi uygulaması getirildi. Kiraz ve vişnede teminat başlangıcı ilk çiçeklenme evresinden beyaz tomurcuk evresine alındı.

BAZI ÜRÜNLERDE DON RİSKİ KAPSAMA ALINDI
Enginarda don riski isteğe bağlı ek teminat olarak sigorta kapsamına dahil edildi. Kavun ve karpuzda, fide döneminde yeniden ekim dikime neden olacak don riski hasarı teminat kapsamına eklendi.


Alçak tünellerde yaban domuzu zararı riski yüzde 0,12 tarife fiyatıyla teminat kapsamına alındı. Alçak tünelde yetiştirilen domates, biber, patlıcan, kavun ve karpuz ürünlerinde fide döneminde yeniden ekim dikime neden olacak don riski hasarı teminat kapsamına dahil edildi.

Kivi müşterek sigorta oranı, yüzde 30’dan yüzde 20’ye düşürüldü. Erik muafiyet oranı, yüzde 20’den yüzde 15’e çekildi. Kayısı müşterek sigorta oranı da yüzde 35’ten yüzde 30’a indirildi.

JEOTERMAL KAYNAK KULLANANA İNDİRİM
Bitkisel Ürün Sigortası kademeli hasarsızlık indirimi kuralı revize edildi. Şeker pancarı sertifikalı tohumluk ürününde teminat sonu “Şeker pancarı sertifikalı tohumluk ürününde tohum hasatı ile biter” olarak genişletildi.

Sera Sigortası örtü onarım masrafı tutarı 250 liradan bin liraya yükseltildi. Jeotermal kaynağı kullandığı tespit edilen seralarda toplam poliçe primi üzerinden yüzde 5 indirim uygulaması başlatıldı.

Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nda tarife fiyatında süt sığırlarında yüzde 6, besi sığırlarında yüzde 5 indirim yapıldı. Yavru atma bedeli yüzde 15’ten yüzde 20’ye çıkarıldı.

Dar kapsamlı tarifede, “Terör, grev, lokavt, kargaşa, halk hareketleri” teminatı isteğe bağlı ek teminat olarak kapsama alındı. Söz konusu teminatta yüzde 5 olan muafiyet oranı da kaldırıldı.

Yenilenebilir enerji kaynağı aktif biyogaz enerjisi üretimi yapan ve risk inceleme sonucuna göre kullandığı tespit edilen büyükbaş hayvancılık işletmeleri için yüzde 5 indirim uygulaması getirildi.

KADIN ÇİFTÇİ İNDİRİMİ YÜZDE 10’A ÇIKTI
Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nda ek hastalıklar, uçurumdan yuvarlanma, kurt parçalaması gibi hasarlar için müşterek sigorta oranı yüzde 30’dan yüzde 20’ye düşürüldü.
Kümes Hayvanları Hayat Sigortası’nda geniş kapsamlı tarife fiyatlarında yüzde 10 indirim yapıldı. Söz konusu sigorta kapsamında yüzde 20 olan müşterek sigorta yüzde 10’a düşürüldü.

Su Ürünleri Hayat Sigortası’nda tarife fiyatlarında yüzde 10 indirim yapıldı. Küçükbaş Hayvan Hayat, Kümes Hayvanları Hayat ve Su Ürünleri Hayat sigortalarında terör, grev, lokavt, kargaşa, halk hareketleri teminatı isteğe bağlı ek teminat olarak teminat kapsamına alındı.

Tüm branşlarda kadın çiftçi indirimi yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarıldı. Genç çiftçi indiriminde genç çiftçi yaş sınırı 30’dan 40’a yükseltildi. Yüzde 5 şehit ve gazi yakını indirimi getirildi.

GELİR KORUMA SİGORTASI
Dünyada gıda fiyatlarında artan dalgalanmalardan üreticinin korunabilmesi adına Gelir Koruma Sigortası Projesi’ni başlatan TARSİM, 2021’de Konya’nın Cihanbeyli, Karatay ve Kadınhanı ilçeleri ve daha sonra Konya genelinde uygulanan pilot projeyi ülke geneline yaymaya hazırlanıyor.

Gelir Koruma Sigortası, üreticilerin hem verim düşüşü hem de fiyat azalış riskine karşı koruyan en gelişmiş tarım sigortacılığı ürünü olarak biliniyor. Sigortayı yaptıran çiftçilerin, sigortalattıkları alandan geçmiş yıllarda elde ettikleri verimlerin ortalaması ile hasat zamanında öngörülen buğday fiyatı üzerinden bulunan çiftçi gelirinin yüzde 70’i TARSİM tarafından teminat altına alınıyor.

Hasat zamanında üreticinin gerçekleşen geliri, teminat altına alınan gelirden daha az gerçekleşirse, aradaki fark sigortalıya tazminat olarak ödeniyor. Sigorta, 2023-2024 üretim sezonunda tüm Türkiye’de yaygınlaştırılacak.

YENİ DEVLET DESTEĞİ PRİMLERİ
Bu yıl için TARSİM’de ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibarıyla devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarları belirlendi.

Bitkisel ürünlerini, seralarını, büyük ve küçükbaş hayvanlarını, kümes hayvanlarını, su ürünlerini ve arılı kovanlarını sigortalayan üreticilerin ödemesi gereken sigorta priminin yüzde 50’si (don teminatında yüzde 67’si), Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası ve Gelir Koruma Sigortası’nın yüzde 60’ı devlet tarafından karşılanacak.

‘ÇİFTÇİ’NİN TALEPLERİ ARTIYOR’
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, TARSİM’in günden güne büyüyerek ülke tarımında vazgeçilmez bir yer edindiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Çiftçilerin tarım sigortasına yönelik talepleri her geçen gün artıyor. Bu gelişmeler Bakanlık olarak TARSİM’i geliştirmedeki motivasyonumuzu desteklemektedir. Üreticilerden gelen talepler çerçevesinde tarım sigortasındaki teminat kapsamını geliştirmeye devam ediyoruz.

Bu doğrultuda, üreticilerimizi gelir kayıplarına karşı korumak için Gelir Koruma Sigortası’nı üreticilerimizin tercihine sunduk. TARSİM’in sürdürülebilir bir yapıda olmasına büyük önem veriyoruz. Sistemin şeffaf yapısını koruduğumuz gibi, sigortacılık prensiplerine bağlı kalarak sürdürülebilirliği temin etmekteyiz”

Menemen Belediyesi Tarım Fuarı’na damga vuracak

Menemen Belediyesi Tarım Fuarı’na damga vuracak

Menemen Belediyesi, 1-5 Şubat 2023 tarihleri arasında düzenlenecek AGROEXPO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’na damga vurmaya hazırlanıyor. Açılışına Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin de katılması beklenen fuar, 5 gün sürecek. Menemen Belediyesi standında ilçenin tarımsal değerleri ve ürünleri tanıtılacak.

“HERKESİ BEKLİYORUZ”
Menemen Ticaret Odası, Menemen Ziraat Odası, Menemen Tarımsal Kalkınma Kooperatifi de Menemen Belediyesi Standı’ndaki yerini alacak. Ayrıca Menemen Çömlekçiler Derneği de fuar boyunca katılımcılara çömlek gösterisi sunacak. İlçenin tarım değerlerini her alanda tanıtmaya devam edeceklerini ifade eden Menemen Belediyesi Başkan Vekili Aydın Pehlivan, “Biliyorsunuz bir tarım kenti olan Menemenimiz, birçok önemli tarımsal ürünü yetiştiriyor. Menemen Belediyesi olarak AGROEXPO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nda kuracağımız standımızda, tarım zenginliklerimizi misafirlerimize anlatacağız. Hayata geçirdiğimiz ve geçireceğimiz önemli projelerimizi de tanıtma imkânı bulacağız. Standımıza herkesi bekliyoruz” diye konuştu.

Yarım asırdır tarım sektörüne hizmet ediyor

Yarım asırdır tarım sektörüne hizmet ediyor

İznik Belediyesi, hayata geçirdiği ’Yaşayan İznik Hazineleri’ projesi çerçevesinde 23’üncü belgeselde İznik’te yarım asırdır zirai alet ustalığı yapan Cemalettin Değirmenci’nin hayatını ve mesleğini ele aldı.

Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının ustaları ile mesleklerinde yarım asrı devirmiş kişilerin hayatları İznik Belediyesi ’Yaşayan İznik Hazineleri’ projesi çerçevesinde belgeselleştirilmeye devam ediyor. Bu çerçevede 52 yıldır zirai alet ustalığı yaparak geçimini sağlayan Cemalettin Değirmenci, icra ettiği mesleğini 1971 yılından buyana aşk ve şevkle devam ettiriyor. 1948 yılında İznik’e bağlı Elbeyli Mahallesi’nde dünyaya gelen Cemalettin Değirmenci, ilkokulu da burada okudu. 1968’de gittiği vatani görevinin ardından 1971’de ustası babasının yanında bu mesleğe başlayan Değirmenci, Elbeyli’de başlayan meslek aşkını 1976 yılında İznik’e taşıdı. 52 yıldır devam ettiği bu mesleğinde üretmeye ve yeniliğe olan merakı onu tasarım ve kendisine ait makinelere itti. 75 yaşındaki Değirmenci, “Üretmeye ve yeniliğe olan merakım başladığım günden beri hiç azalmadı. Bu merakım bana kendi tasarladığım ve ürettiğim makineler yapmamı sağladı. Zeytin tasnif makineleri, tarım ilaçlama makineleri, ot parçalama, ara çapalama ve tespih üretim makineleri bunlardan bazıları” diye konuştu.

 

“Mesleğe başladığım ilk yıllardaki heyecanım hala devam ediyor”

Meslekte geçirdiği 52 yıllık serüvenini o günleri yaşarcasına anlatan Değirmenci, “Mesleğe başladığım ilk yıllardaki heyecanım hala devam ediyor. Hala üretmek, yenilik katmak için çaba sarf ediyorum. İşe geldiğim zaman hiçbir şey yapmasam dahi makinelerimi açıp sesini dinliyorum. Elimin yağ pas olmasından mutluluk duyuyorum. Fakat bugünlerde artık çırak bulamıyoruz. Çıraklık bitti artık. İznik’te birkaç yıl sonra insanlar kaynak yaptıracak insan bulamayacaklar. Gelin el birliğiyle bu çıraklığı yeniden hayata geçirelim, yetiştirelim. Bu kültür yok olmasın. Bu çıraklık ile büyüyen gençler toplumda saygılı ve saygın olarak büyüyorlar” şeklinde konuştu.

Değirmenci, konuşmasında ayrıca İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta’ya bu çalışmalar ile gelecek kuşaklara aktarılan tecrübeler ve meslekler dolayısıyla teşekkür ederek, bu çalışmanın devamını diledi.

 

Tarımsal Destek Ödemesi Yattı! Ocak Ayı Ödemeleri Hesaplarda

Tarımsal üretimi artırmak, verimi yükseltmek ve çiftçilere kolaylık sağlamak için çeşitli destek ödemeleri yapan Tarım ve Orman Bakanlığı, söz konusu destekler ile ilgili açıklamalarda bulunmayı sürdürüyor. Bu kapsamda, ocak ayı tarımsal destek ödemelerinin ne zaman hesaplara yatacağı çiftçiler tarafından merak edilirken, Tarım ve Orman Bakanlığı konuya ilişkin bilgi verdi.

Ocak 2023 Tarımsal Destek Ödemesi

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, toplam 24 milyon 660 bin TL’lik tarımsal destek ödemesi hesaplara aktarıldı. Söz konusu destek ödemesine ilişkin Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda ”24 milyon 660 bin TL’lik tarımsal destekleme ödemeleri bugün çiftçilerimizin hesaplarına aktarılıyor. Hayırlı ve bereketli olsun.” ifadeleri yer aldı.

 

ocak 2023 tarimsal destek odemesi yapildi

Tarımsal Destek Ödemeleri

Toplamda 24 milyon 660 bin TL olan tarımsal destek ödemesi, hayvan gen kaynakları desteği, TMO alım prim desteği ve kırsal kalkınma yatırımları desteği olmak üzere üç farklı alt başlıktan oluşuyor.

Çandır: Tarımda itibar kaybı var

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır,  Borsa ile Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) arasında imzalanan protokolle hayata geçirilen ‘Tarım Muhabirliği Eğitiminde’ haber kaynağının gazeteciden beklentisi konusunda sunum gerçekleştirdi. Borsa Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen eğitime AGC Başkanı İdris Taş’ın yanı sıra gazeteciler, gazeteci adayları, İletişim Fakültesi öğrencileri katıldı. Eğitimde konuşan Çandır, tarımla ilgili bilgi ve deneyimlerini anlattı ve katılımcıların ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. ‘Kesme çiçekte ne durumdayız? 14 Şubat Sevgililer Günü’nde fiyatlar neden artıyor? Buradan giden çiçeklerimiz Hollanda’ya gidiyor, tekrar buraya gelip iç piyasada satılıyor yönündeki duyumlar doğru mu?’ sorularına yanıt veren Çandır, “Kesme çiçekte durumumuz fena değil. Aynı ivme ile devam ediyor. Şu anda talepte bir yavaşlama var. Kasım ayında, aralık ayında istediğimiz satışlar gerçekleştirilemedi. Buradan bir gülü alıp paketleyip Hollanda’dan çiçeği geriye getirmeyi çok doğru bulmuyorum. Nakliye gülün fiyatını geçer o zaman. Orada bir yanlış duyum olabilir. İthal kesme çiçek de geliyor Türkiye’ye. 14 Şubat’ta neden fiyatlar artıyor derseniz; senin yüzünden artıyor. Sen sadece 14 Şubat’ta çiçek alıyorsun. O yüzden talep artıyor. Arz sayısı düşük talep fazla olunca fiyatta artış yaşanıyor.  Öğretmenler Günü’nde de çiçek fiyatı artar, Anneler Günü’nde de artar. Sadece Babalar Günü’nde çiçek fiyatı artmaz o da kadınlarımızın ayıbı” yanıtını verdi.

‘Hangi domates?’

Başkan Ali Çandır, haberlerde bir diplomasi muhabirinin, bir ekonomi muhabirinin bir olayı değerlendiriyor olmasının daha farklı olduğuna dikkat çekerek, “Bizim de derdimiz burada tarımla ilgili konularda tarım muhabiri, saha muhabiri, alan muhabiri yaratabilmek, uzmanlaşmış arkadaşlarımızın ortaya çıkması. Biz Antalya olarak tarımın başkentiyiz. Saha muhabiri, tarım muhabiri arkadaşlarımızın çıkacağına inanıyoruz” dedi.  Tarım muhabirliği konusunda beklentileri anlatan Çandır, şöyle dedi: “Son dönemlerde tarımla ilgili haberler son derece artmaya başladı. Eskiden görmediğimiz kadar ana haber bültenlerinde tarımla ilgili haberlere rastlıyoruz. Tarımla ilgili ihtisaslaşmış gazetelerimiz, televizyonlarımız eskiye oranla daha fazla. Özellikle sebze meyve fiyatlarının artışında çok fazla haber başlıklarının çıktığını görüyoruz. Burası da bizim en fazla rahatsızlık duyduğumuz yer. Tarım Türkiye’de siyasete en çabuk evrilebilen, siyasete çabuk adapte edilebilen enteresan sektörlerden birisi oldu. Mesela Cumhurbaşkanımız bundan 3-4 yıl önce çıktı, ‘7 liraya domates mi olur?’ dedi. Gazeteci, köşe yazarı Yavuz Donat aradı, Cumhurbaşkanı’nın söylemini hatırlattı. Oysa Antalya‘da 50 kuruş domates. ‘İstanbul’da 7 liraya nasıl olur domates?’ dedi. Ben de kendisine dedim ki, ‘Yavuz ağabey hangi domatesten bahsediyorsunuz?  Buyurun Antalya‘ya gelin’ dedim. Ertesi gün Yavuz ağabey Antalya’ya geldi. Haldeki arkadaşlarımıza rica ettik. Haldeki domateslerden getirdiler. Haldeki o günkü fiyatlara baktığımızda ilk gösterdiğimiz domates 50 kuruştu, dönem sonuna gelen hasat sonuna gelen üründü o yüzden 50 kuruştan işlem görüyordu. Çeri domates 4 lira, salkım domates 5 lira ve 6 liraya kadar domates işlem görüyor dedik.”

Endeks açıklanıyor

Ünlü haber spikerlerinin de domates fiyatlarıyla ilgili bir reyting algısı yaratmaya çalışabildiğini belirten Çandır, “Bundan sonra da karar vericiler, tüketiciler; komisyoncuya, aracıya terörist, fırsatçı yakıştırmasında bulunuyorlar. Zaman zaman bundan üretici de nasibini alıyor. İhracatçıya kadar gider bir zincire kadar uzanıyor bu halka. Fiyat nasıl oluşur? Tarımda depolanmaya uygun olmayan ürünlerin fiyatı tamamen arz ve talebe bağlı olarak oluşur. Bugün sizin ürünü kaça ürettiğinizin hiçbir anlamı yok. Gün gelir ürünü üretirsiniz 10 kuruşa pazarda çok talep görür 100 kuruşa satarsınız. Burada bizim üzerinde durmamız gereken bu halkaların hepsini derinleştiren bir sistem kurmaktır. Bu tartışmalardan hareketle biz ATB olarak Antalya Büyükşehir Belediyemizin kapısını çaldık. ‘Bizim üreticimiz, komisyoncumuz sürekli itham altında kalıyor’ dedik. Zaten Türkiye’de müthiş derecede tarımda bir itibar kaybı var. Biz Antalya halinde işlem gören domates fiyatlarını almak istiyoruz. Domatesin, sebzenin, meyvelerin fiyat endekslerini açıklamayı önerdik. Sağ olsunlar bizlere destek verdiler. Şimdi bu endeksi açıkladığınızda endeksin başında şu yazıyor; ‘Antalya Halleri Yaş Meyve Sebze ve Domates Endeksi.’ Ama biz hal endeksini açıkladığımızda hale giren ürünler, fiyatın düştüğünü yazanlar var, fiyatın çok arttığını yazanlar var. Bunu iyi okuyamıyoruz. Bizim söz konusu ettiğimiz ürün Antalya hallerinde işlem gören üründe aslında yaklaşık Antalya’nın ürettiği ürünün beşte biri. Haber kaynağının kendini doğru ifade edememesi durumu ile karşı karşıya geliyoruz. Bir anlamda gazetecilerin zaman zaman konuya uzak olmasından kaynaklı zaman zaman da haber kaynağını sadece kendi penceresinden görmesinden kaynaklı. Biz görüyoruz ki ATB olarak bizi en büyük destekleyen basın sektörümüz. Bizim bütün söylediklerimiz haber oluyor. Haber kaynağı doğru ifade edilmeli. Haberi yapan da doğru ifade etmeli diye düşünüyorum. İhtisaslaşmış bir tarım muhabirinin ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri de şehrimizdeki gelişmeleri de bir şekilde izlemesi gerekir. Bir başka önemli konu da tarımın itibarını artırıcı dili kullanmalıyız. Bir dönem bizim meclis toplantılarımızda ajanslar ne yazdıysa aynı başlıkta çıkıyordu haberler. Son dönemde artık farklı konular ele alınıyor” dedi.

‘Mercedes’li çiftçi kalmadı’

‘Tarımı düşünürken çevreyi, doğayı düşünmemek elde değil’ diyen Çandır, “Bugün çok güzel bir haber yaptınız diyelim. Diyoruz ki, ‘Antalya’da hala yazdan kalma günler var’ bunun etkilerini biz önümüzdeki baharda nasıl yaşayacağız bilmiyoruz. Üreticinin çiftçinin çevre duyarlılığını da artıracak haberlerle hassasiyetini göstermemiz gerekiyor. Piyasayı şeffaflaştıracak sistem çok önemli. Teknik olarak da tarım muhabirinin neyin ekilip hangi dönemde neyin hasat olacağını iyi bilmesi lazım” diyerek önerilerini paylaştı. Konuşmaların ardından eğitim soru ve cevapla devam etti. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çandır, bir gazetecinin ‘devletin bir tarım politikası olduğunu düşünüyor musunuz ya da sizden program ve organizasyonlar öncesinde ATB Başkanı olarak görüş alınıyor mu?’ şeklindeki sorusuna, “Küreselleşmenin getirdiği etkiyle biz üretim alışkanlıklarımızdan tüketim alışkanlıklarımıza doğru evrimleşmeye başladık. Bu bize şehirleşmeyi getirdi. Ne zaman ki biz şehirleşmeyi kalkınma modeli olarak gördük kırsaldaki bütün birikimi şehre getirmeye başladık. Ve kırsalı boşalttık ondan sonra bizim sıkıntılarımız başladı. Sanayi bizim insanlarımızın kendini geliştirmesine yeterli ölçüde cevap veremedi. Biz ATB olarak birçok konuda görüşlerimizi iletiyoruz. Yıllar önce zenginlik dediğimiz şey tarımdaydı. Korkuteli’ne giderdik çocukluğumda hatırlarım. Sarı Mercedes’i ile bir çiftçi geçerdi, beyaz Mercedes’i ile başka bir çiftçi geçerdi. Şimdi tarımda o zenginlik kalmadı. Sadece doğru zamanda doğru işleri yapmamız lazım. Çiftçi tamamen bir oy potansiyeli olarak görülüyor. Tarım biraz sıkıntıya sokuldu. Tarımda devrim yapılması için her türlü koşulu oluşturmak gerekir. Tarımsal planlama yapılması gerekir. ‘Nasıl’ sorusunun cevabını devletin bulması gerekiyor. Bize de sorarlarsa her zaman bildiklerimizi söyleriz. Ne kadarlık tarımsal tesisimiz var, nerede ne ekiliyor bunların hepsinin tarım envanterinin çıkarılması gerekir. Asgari ücret artışından sonra tarımda ciddi bir sosyal güvenlik problemi var. Kırsalda yaşayanların primlerini sigorta paylarını şehirde oturanlar olarak ödememiz lazım. Desteklemenin yapılması şart” dedi.

 

Bireysel sulama sistemlerine hibe desteği

Bireysel sulama sistemlerine hibe desteği

 Tarım ve Orman Bakanlığı, tarımsal faaliyetler için geliştirilen modern basınçlı bireysel sulama sistemlerinin üreticiler tarafından kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla bireysel sulama sistemlerinin desteklenmesine yüzde 50 hibe desteği sunma kararı aldı. Hibeye esas proje tutarı üst limiti gerçek ve tüzel kişiler için 1 milyon TL olarak belirlendi. Hibe sözleşmesinin imzalanmasından sonra, damla, yağmurlama ve mikro yağmurlama, yüzey altı damla sulama başvurularında 60 gün, lineer veya center pivot, tamburlu sulama, güneş enerjili sulama, tarımsal amaçlı güneş enerji sistemleri ve akıllı sulama sistemleri başvurularında 90 gün olarak açıklandı. Hibe başvuruları 28 Şubat 2023 tarihine kadar alınmaya devam edilecek.

Konuya ilişkin Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:

“Hibe programı 9 adet yatırım konusunu kapsar; a) Tarla içi damla sulama sistemi kurulması, b) Tarla içi yağmurlama sulama sistemi kurulması, c) Tarla içi mikro yağmurlama sulama sistemi kurulması, ç) Tarla içi yüzey altı damla sulama sistemi kurulması, d) Lineer veya Center Pivot sulama sistemi kurulması, e) Tamburlu sulama sistemi kurulması, f) Güneş enerjili sulama sistemi kurulması, g) Tarımsal sulama amaçlı güneş enerji sistemleri, ğ) Akıllı sulama sistemleri.

Hibe desteği tutarı ve oranı

Tebliğ dahilinde kabul edilen başvurularda, hibe sözleşmesinde belirlenen hibeye esas mal alım tutarının KDV hariç %50’sine hibe yoluyla destek verilir.

Hibeye esas mal alım tutarı gerçek kişiler ve tüzel kişiler için 1.000.000.- TL’yi geçemez

Hibe desteği verilen makine ve malzemeler

Tarla içi yağmurlama, mikro yağmurlama, damla sulama ve yüzey altı damla sulama sistemi kurulması ile güneş enerjili sulama sistemleri kurulması başvuruları dahilinde; güneş paneli, pompa, filtre, kontrol ünitesi, sayaç, vantuz, manometre, ana ve yan dallara ait borular, bağlantı ekipmanı, vanalar, damlatıcı ve yağmurlama ekipmanı gibi tarla içinde kullanılan malzemelere

Tarımsal sulama amaçlı güneş enerji sistemleri kurulması başvuruları dahilinde; güneş paneli, pompa, filtre, kontrol ünitesi, ana ve yan dallara ait borular, bağlantı ekipmanı, vanalar, damlatıcı ve yağmurlama ekipmanı

Akıllı sulama sistemleri kurulması başvuruları dahilinde; sensörler, tam otomatik fitreler, karıştırıcılı gübre tankları, debi kontrollü gübreleme pompaları, solenoid vanalar, meteoroloj istasyonları ve kontrol sistemleri gibi sadece tarla içinde kullanılan malzemelere destek verilir.

Bireysel Sulama Sistemleri Makine ve Ekipmanlarının Proje Bedelinin KDV hariç %50 kısmının Bakanlığımız tarafından hibe olarak destekleneceği programa başvurmak isteyen çiftçilerimizin 28 Şubat 2023 tarihi mesai bitimine kadar müracaat etmeleri gerekmektedir.” Kaynak: İHA

Beyşehir Gölü, can çekişiyor

 

Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü’nde su seviyesi her geçen gün azalıyor. Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, gölün can çekiştiğini ve su seviyesinin minimum kotun altında olduğunu belirterek, ”Beyşehir Gölü’nün minimum kotu 1122,40’dır. Şu gördüğünüz 1121.60’lar, 70’lerdedir. Arada 80-90 santimetre su farkı vardır” dedi.

Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen 656 kilometrekare yüz ölçüme sahip Beyşehir Gölü, Çarşamba Çayı ile Konya Ovası’nın sulanmasına katkı sağladığı gibi 400’ün üzerinde balıkçının da geçim kapısı oluyor. Ancak iklim değişikliği ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle göldeki su, her geçen gün azalıyor. 

SU SEVİYESİ KOTU, MİNİMUM KOTUN ALTINDA
Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, göldeki su seviyesinin şu an minimum kotun altında olduğunu, gölün kaynaklarının zenginleştirilmesi gerektiğin belirterek, şunları söyledi:

”Devletimizin değerli yönetenlerine, devletimizin Beyşehir Gölü ile ilgili tasarrufta bulunan Devlet Su İşleri yetkililerimize buradan seslenmek istiyorum. Minimum ve maksimum kotu diye bir kavram var.

Beyşehir Gölü’nün minimum kotu 1122,40’dır. Şu gördüğünüz 1121,60’lar, 70’lerdedir. Arada 80-90 santimetre su farkı vardır. Beyşehir Gölü ülkemizin ekonomisi için tarım alanlarını sulama bakımından minimumdan sonraki kotun alınmasında hiçbir sakınca yoktur. Ancak ne zaman 1122,40’ın altına düştüğünde, Beyşehir Gölü kıyısında çekilmeler, gölün içindeki floranın güneşi görmesiyle otlanmanın, sarmaşıklar halinde Beyşehir Gölü’nü sarmasının zararını biz görüyoruz.

Kenarda tor, batak, balcık oluşturarak ve yükseldiği zamanda da bu balçık ve batak kanalları tıkayarak zarar vermektedir. Aksi halde Beyşehir Gölü’nün kaynaklarını geliştirme gibi bir düşüncenin içine girmezsek, yarını planlamazsak, bu gölü yarın ki nesillere ulaştırmamız zor görünüyor.’

BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPILMALI
Adil Bayındır, Beyşehir Gölü’nün tamamen yok olmaması için bilimsel çalışması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Teknolojinin yoğun olduğu çağdayız. Yer altı tespitlerini yapabiliyor muyuz? Yapıyoruz. Yer altı çekimlerini yapabiliyor muyuz? Yapıyoruz. Bunun yer altı zemin etütlerini zamanında MTA (Maden Tetkik Arama) yıllar evvel yaptı mı? Yaptı.

Bütün bunlar birleştirilerek, bilimsel çalışma yapılarak Allah’u teala’nın lütfettiği masmavi gölü, içilebilir niteliği olan bu gölün suyunu zenginleştirmenin, geliştirmenin planlarını yapmak boynumuzun borcu.

Elbette Konya Ovası’nı sulayalım. Ama nasıl Eğirdir Gölü, Gelendost’a kadar suluyorsa, Karaağaç ve Yalvaç’ı da sulasın. Konya’ya da biz buradan veriyoruz zaten. Bir yandan devasa pompalarla, o boğazlara da o bölgelere de su basıyoruz. Çok vahşi bir sulama yöntemimiz var. Bunları gözden geçirmemiz lazım. Beyşehir Gölü’nün bu güzelliklerini dünyayla ve bizden sonra gelecek evlatlarımıza iyi bir miras bırakmak bizim boynumuzun borcu. Beyşehir Gölü can çekişiyor.”

Main Menu