20.12.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Başkan Yılmaz: “Tarım üreticilerimizi destekliyoruz”

Çarşamba Ticaret Borsası (ÇTB) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Yılmaz, “Tüm üreticilerimizi destekliyor, bölgemizde ekonomiye can verecek tüm adımları takip ediyor ve topraklarımızın büyüyerek değerlenmesine destek olmaya gayret ediyoruz” dedi.

Tarım Kredi Kooperatifleri Samsun Bölge Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Oy ve Üretici Hilmi Karaca, ekim ayında gerçekleşen borsa organ seçimleri sonrası güven tazeleyerek yeniden başkan seçilen ÇTB Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Yılmaz’ı makamında ziyaret etti.


Samsun ve Çarşamba’da üretilen tarım ürünleri ve tarım ürünlerinin işlenmesine ilişkin Başkan Oy ve Üretici Karaca ile istişarelerde bulunan Başkan Yılmaz, “Samsun ve Çarşamba, Karadeniz Bölgesi’nin en değerli tarım arazilerine sahiptir. Büyüklerimiz bu doğal imkanı değerlendirerek yüzyıllardır verimli topraklarımızı işlemişlerdir. Bizler Ticaret Borsası olarak küçükten büyüğe tüm üreticilerimizi destekliyor, bölgemizde ekonomiye can verecek tüm adımları takip ediyor ve topraklarımızın büyüyerek değerlenmesine destek olmaya gayret ediyoruz” diye konuştu.


Samsun ve Çarşamba’nın tarımsal faaliyetlerinin gündeme alındığı ziyarete ÇTB Meclis Başkanı Hacı Toraman, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Servet Zeren, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Sezai Atsan, yönetim Kurulu Üyesi Erol Akça, Meclis Üyeleri Mehmet Arslan ve İlhan Peker, Kurucu Meclis Üyesi Nurettin Öztekin, Borsa Hukuk Danışmanı Berivan Yaralı ve İş insanı Salih Alver iştirak etti.

‘Akıllı ve dijital tarım tercih değil zorunluluk’

‘Akıllı ve dijital tarım tercih değil zorunluluk’

Dünyada teknolojilerin yükselişi ile birlikte ortaya çıkan kavramlardan akıllı ve dijital tarım (Tarım 4.0) hakkında Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tarım Ticareti ve İşletmeciliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Metin Turan, Haftabaşı Sohbetleri’nde önemli açıklamalarda bulundu. Turan, “İklim değişikliğinin tarımsal üretim ve gıda arzının sürdürülebilirliği üzerindeki olumsuz etkileri ile mücadele için dijital ve akıllı tarım uygulamalarının en hızlı şekilde yaygınlaşması artık bir tercih değildir, zorunluluk haline gelmiştir” diye konuştu.

VERİM ARTIŞI SAĞLAR
– Tarım 4.0’ın tarımın geleceği açısından önemi nedir?

Konu oldukça önemli. Tarım 4.0’ın ana amaçları, tarımsal üretime etki eden tüm koşullara ait verilerin toplanarak değerlendirilmesi böylece riski azaltmak, maliyetleri düşürmek ve verimi artırmak için üreticiye uygun üretim modellerinin sunulması; sürdürülebilir çevre dostu yönetimlerin oluşturulması; pazardaki talebe uygun planlı üretim yapılmasıdır.

GIDA KAYBI AZALACAK
– İklim değişikliğiyle oluşan tabloyu iyileştirebilir miyiz?

Kesinlikle. İklim değişikliğinin tarımsal üretim ve gıda arzının sürdürülebilirliği üzerindeki olumsuz etkileri ile mücadele için dijital ve akıllı tarım uygulamalarının en hızlı şekilde yaygınlaşması artık bir tercih değildir, zorunluluk haline gelmiştir. Çünkü çevre kirliliği, küresel iklim krizi, vahşi sulamaya bağlı tuzluluk ile azalan ekim alanları ve tüm bu faktörlerin yarattığı abiyotik/biyotik strese bağlı verim kayıpları ile artan dünya nüfusun gıda talebini karşılamak önümüzdeki yıllarda mümkün olmayacaktır. Bilişim sistemlerinin tarımda kullanılması, veriye ve bilgiye dayalı karar verme mekanizmaları oluşturmamıza imkan verdiği için tüm bu değişkenliklerle başa çıkabilmemizi sağlamaktadır.

İŞLETMELER BİR ARAYA GELMELİ
– Dijital tarımda ülkemizde şu andaki görünüm nedir? Geleceğe dair beklentileriniz nelerdir?
Ülkemizde tarımsal GSYH değeri yaklaşık 50 milyar dolara ulaşmıştır.
Türkiye son dönemde dijitalleşme politikaları geliştiriyor. Türkiye’de kamu, üniversite, sivil toplum örgütleri ve pek çok şirket dijital tarım konusunda proje aşamasında, prototip aşamasında veya kullanım aşamasında.
Bu noktada en önemli hedef, bu eksikliğin giderilmesi için tarımsal üretimde bir ekosistem kurarak bu konuda hizmet veren işletmeleri bir araya getirmek; verimli ve etkin yönetimler oluşturmak ve bunu halkımızın hizmetine sunmak olmalıdır.

KPSS-2022/13 tercih kılavuzu ÖSYM tarafından yayınlandı: Tarım ve Orman Bakanlığı personel alımı nasıl yapılacak?

 

Yılbaşı alışverişi için elinizi çabuk tutun! Tarım Kredi marketleri düğmeye bastı! Bu indirim fırsatları kaçmaz!

Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinden görülmedik kampanya! Yılbaşı hazırlığı yapan vatandaşlar indirimli ürün kampanyalarından yararlanabilecek. 18-31 Aralık tarihleri arasında geçerli olan indirim ürünleri raflarda yerini aldı. Yılsonu kampanyalarını kaçırmak istemeyen kişiler Tarım Kredi Market önlerinde kuyruk oluşturuyor. İşte Tarım Kredi Kooperatifi marketleri indirim ürünleri…

Yaşanan enflasyon gıda fiyatlarını da etkilerken yapılan indirimler oldukça dikkat çekiyor. Marketler peş peşe indirim haberlerini duyururken bir indirimde Tarım Kredi Kooperatif Marketlerden geldi. Bakliyattan kahvaltılığa, süt ürünlerinden atıştırmalıklara kadar pek çok farklı üründe indirim yapıldı. İşte Tarım Kredi Kooperatifi marketleri indirim ürünleri…

TARIM KREDİ KOOPERATİFİ İNDİRİM ÜRÜNLERİ BELLİ OLDU

Yılbaşında uygun fiyatlarla mükellef bir sofra kurmak isteyenlerin tercihi Tarım Kredi Kooperatif Marketleri oluyor. Pek çok farklı üründe yapılan indirimler göze çarparken ürünlerde raflardaki yerlerini aldı. 18Aralık-31Aralık 2022 tarihine kadar geçerli indirimler şu şekildedir:

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 1

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 2

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 3

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 4

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 5

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 6

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 7

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 8

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 9

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 10

Tarım Kredi Aralık İndirimleri 11

Büyükşehir’den mevsimlik tarım işçilerine destek

PANDEMİ döneminde Serikli üreticilere yaptığı ziyaret sırasında mevsimlik tarım işçilerinin elverişsiz şartlarda barındıklarını gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Türkiye’nin farklı şehirlerinden Antalya’ya gelen mevsimlik tarım işçileri için elimizden gelen yardımları yapacağız” diyerek belediyenin ekiplerini görevlendirmişti

Büyükşehir’den mevsimlik tarım işçilerine destek


Yaşam alanları dezenfekte edilen mevsimlik işçiler ve ailelerinin Büyükşehir Belediyesi Evde Sağlık ekiplerinde yer alan doktorlar tarafından sağlık kontrolleri de yapılmıştı. Antalya Büyükşehir Belediyesi şimdi de mevsimlik tarım işçilerinin yaşam koşullarını iyileştirmek için çalışma başlattı.

YAŞAM STANDARTLARIU İYİLEŞTİRİLECEK
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansının COVID-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık Programı bünyesinde desteklenen ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin uygulayıcısı olduğu “Tarımda Mevsimlik İşçilere Destek Projesi” ile Serik ilçesinde mevsimlik işçi olarak çalışanlara ve ailelerine yeni konaklama alanı oluşturularak, ailelerin yaşam standartları iyileştirilecek. Barınma, temel temizlik ve hijyen konusunda olumlu bir çevreye kavuşacak olan mevsimlik işçilere ve ailelerine temel sağlık hizmetleri de sunulacak.


ÇOCUKLAR DA UNUTULMAYACAK
Proje çerçevesinde yaklaşık 100 kişi kapasiteli içerisinde tuvalet ve banyo da bulunan yatakhaneler kurulacak, çevre ve alt yapı düzenlemeleri yapılacak, temiz, içilebilir su ihtiyacı karşılanacak. Ayrıca kadınlara yönelik anemi taraması, 18 yaş altı çocuklara ağız ve diş bakımı yapılacak. Mevsimlik işçilerin çocuklarına yönelik temel bilişsel gelişimlerini destekleyecek çalışmalar da gerçekleştirilecek. Çocuklar için bir oyun alanı oluşturulacak, çocuklara sinevizyon gösterileri yapılacak, çocukların yaş gruplarına uygun etkinlik ve atölyeler düzenlenecek. İHA

Tuşba Belediyesinden bölge hayvancılığına büyük destek

Tuşba Belediyesinden bölge hayvancılığına büyük destek

Hayata geçirdiği örnek projelerle ilçenin tarım, hayvancılık ve ekonomisine katkı sağlayan Tuşba Belediyesi, bölgede örnek teşkil edecek bir projeyi daha hayata geçirdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2022 yatırım programında yer alan ‘Hayvancılık Altyapısının Geliştirilmesi Programı’na sunduğu 5 kırsal mahallede ‘Meralarda Sundurma/Gölgelik Yapımı’ projesini tamamlayarak mahalle sakinlerinin hizmetine sundu.

Kozluca, Kasımoğlu, Atmaca, Gedikbulak ve Çolpan mahallelerde yapımı tamamlanan toplam bin 500 metrekare alana sahip sundurmanın (hayvan gölgeliği) bölge hayvancılığına katkı sunacağına inandığını söyleyen Tuşba Belediye Başkanı Salih Akman, bugüne kadar eksiklik olarak gördükleri bu çalışmayı DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile birlikte çözüme kavuşturduklarını söyledi.

Hazırlanan projelerin değerlendirilmesinden gösterdikleri hassasiyetten dolayı DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Prof. Dr. Osman Demirdöğen’e ve ekibine de teşekkür eden Başkan Akman, projenin başarıya ulaşmasında emeği geçen tüm proje ekibini de tebrik ettiğini söyledi. Kaynak: İHA

Mühendis adayı kadın çiftçi tohum üretip sosyal medyadan tecrübelerini aktarıyor

Mühendis adayı kadın çiftçi tohum üretip sosyal medyadan tecrübelerini aktarıyor

 Eskişehir’in Çifteler ilçesinde yaşayan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi İlayda Altıntaş, çiftçilik yapan ailesine destek olarak tohum üretimine katkı sağlıyor. Sosyal medya hesaplarından çok sayıda takipçiye ulaşan Altıntaş, çiftçiliğe dair tecrübelerini paylaşıyor.

İlçeye bağlı Dikmen köyünde çiftçilikle uğraşan ailenin 3 çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Altıntaş, küçük yaşlardan itibaren ailesiyle tarlaya gitmeye başladı.

Şeker pancarı, kabak, mısır, buğday ve tohumluk ayçiçeği yetiştiren ailesine yardımcı olmak için babasından traktör kullanmayı öğrenen Altıntaş, zaman içinde birçok tarımsal faaliyeti tek başına yaparak ailesinin yükünü hafifletti.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi Altıntaş, aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Tarım Teknolojileri Ön Lisans Programı 1. sınıfta öğrenimini sürdürüyor.

İlayda Altıntaş, eğitim hayatı sürerken sık sık köyüne giderek tarım işlerini ihmal etmiyor.

– Bakan Kirişci’den plaket aldı

Altıntaş, Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği ve Türkiye Tohumcular Birliği işbirliğinde 5-8 Aralık’ta Antalya’da düzenlenen Tarımda Türkiye Yüzyılı Çalıştayı’nda tohum yetiştiriciliğine sağladığı katkı dolayısıyla plaketini Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’den aldı.

Çiftçiliği insanlara sevdirmek için “Ojemi de sürerim tarlamı da” sloganıyla tarlada çalıştığı anları kaydeden Altıntaş, aktif kullandığı sosyal medya hesaplarından videolar paylaşıyor, çiftçiliğin incelikleri hakkında bilgiler veriyor.

İlayda Altıntaş, AA muhabirine, eğitim için şehir merkezine gelse de köyden kopmadığını söyledi.

Çiftçiliği babasından devralmak istediğini belirten Altıntaş, “Çiftçilik benim hayatımda öncelik, çok severek yapıyorum. Tarlaya çok severek gidiyorum. Küçüklüğümden beri de böyleydi. Babamın peşini tarlaya giderken asla bırakmazdım, hala da bırakmıyorum. Birlikte tarlaya gidiyoruz, çalışıyoruz.” diye konuştu.

– “Tohumluk ayçiçeği yetiştiriyoruz”

Tarımda Türkiye Yüzyılı Çalıştayı’nda hem kadın hem de genç çiftçi olarak plakete layık görüldüğünü dile getiren Altıntaş, “7 senedir tohum yetiştiricisiyiz. Tohumluk ayçiçeği yetiştiriyoruz. Bir sene de tohumluk mısır yetiştirmiştik. Üretim miktarımız her sene tohuma göre değişiyor.” ifadesini kullandı.

Bakan Kirişci’den plaket almanın mutluluğunu yaşayan Altıntaş, “Bakanımızla, yetiştirdiğimiz ürünler hakkında konuştuk.” dedi.

Yaşıtlarının ve kendisinden küçük olanların çiftçiliğe olumlu bakmaları için “Ojemi de sürerim tarlamı da” sloganını bulunduğunu aktaran Altıntaş, şöyle devam etti:

“Bu slogan eşliğinde sosyal medyada paylaşımlar yapıyorum. Türkiye’de maalesef ‘kadınlar çiftçilik yapamaz, erkek mesleği’ gözüyle bakılıyor. Ben de yapılabildiğini ve yapabildiğimi göstermek amacıyla sosyal medyada paylaşımlara başladım. İlk başlarda ‘ojeyle tarlaya mı gidilir’ gibi tepkiler almıştım ama sonrasında insanlar buna alıştılar. Şimdi ojesiz videolar paylaştığımda ‘abla oje sürmemişsin’ ifadelerine dönüştü.”

Traktör kullanmayı babasından öğrendiğini anlatan Altıntaş, “Eskiden hayvancılık yapıyor, yonca yetiştiriyorduk. Babam balyaları toplarken traktörü kullanıyordum. Babam da römorka yüklüyordu. Yonca tarlasında, köyde tarlaya gide gele kullanmayı öğrendim.” şeklinde konuştu.

Ailesinin kendisine okulunu tamamlaması ve çiftçiliği bırakmaması tavsiyesinde bulunduğunu dile getiren Altıntaş, şunları kaydetti:

“Ailem, ‘Elinde bir mesleğin olsun ama çiftçiliği de bırakma’ şeklinde nasihat veriyor, sonuna kadar destekliyor. İlk olarak okulumu bitirmek istiyorum. Şu anda okulum olduğu için sadece hafta sonları gidebiliyorum, yazın komple oradayım. Hafta sonları gittiğimde iki günlük kısa bir süreç oluyor. İşlerin tam anlamıyla başında olamıyorum. Mezun olduktan sonra her aşamada işlerin başında olmak, köyde olmak istiyorum.”

– “Traktör kullanmayı daha zevkli hale getirecek hareketleri var”

Tarım ve Orman İl Müdürü Ender Muhammed Gümüş ise Altıntaş’ı “Uzman Eller Projesi”ne dahil ederek destekleyeceklerini ifade etti.

Altıntaş’ın Bakan Kirişci’den plaket almasıyla 81 il arasında iki şehirden biri olduklarını vurgulayan Gümüş, “Eskişehir adına bizim açımızdan gurur verici bir olay. Tabii babası için daha da gurur verici bir olay.” değerlendirmesinde bulundu.

Gümüş, Altıntaş’ın sosyal medyayı çok iyi kullandığını belirterek, “Sadece ödül almakla kalmıyor, herkese çiftçiliği sevdirecek, traktör kullanmayı daha zevkli hale getirecek hareketleri var. Eğlenceli bir halde sunuyor. Genç arkadaşlarımızın bu alanda bizzat kendileri tarafından herhangi bir yönlendirme olmaksızın tarımı sevmeleri ve bunu da sosyal medya hesabından paylaşmaları çok önemli. Çok kıymete değer bir durum.” diye konuştu.

Eskişehir’in sertifikalı tohum üretiminde Türkiye’de 7’nci olduğu bilgisini veren Gümüş, “Kendi tohum ihtiyacımızın yüzde 95’ini karşılıyoruz. Tabii ihracat, aynı zamanda ithalat tarafı da var. Tohum ihtiyacımızı karşılama oranının 2002’de yüzde 24’lük bir orana karşılık şu anda yüzde 95’e çıkmış olması çok muhteşem bir başarı. Tabii İlayda gibi genç arkadaşlarımızın daha da fazla etkisi olacak, inşallah.” değerlendirmesini yaptı.

Saadet Partili Karataş: Çiftçi toprağa küstürülmektedir!

Saadet Partili Karataş: Çiftçi toprağa küstürülmektedir! 

İl Başkanı Karataş, ziyarette yaptığı konuşmada, ”Dünya genelinde yoksulluk, kuraklık ve kıtlık her geçen gün artmakta, çatışmalar ve savaşlar yaygınlaşmaktadır.

Tarım, bugünün dünyasında artık bir milli güvenlik meselesidir!” dedi.


Karataş Konuşmasının devamında şunları ifade etti; ”Gıda güvencemizi ve güvenliğimizi sağlamak hayati öneme sahiptir. Fakat ne yazık ki bugün ülkemizde ve şehrimizde, özellikle iktidar tarafından, tarımın önemi ve çiftçimizin değeri iyi anlaşılmamakta; gerekli destekler de verilmemektedir.

 

Çiftçimiz, döktüğü alın terinin karşılığını alamamakta ve toprağa küstürülmektedir!

Kanunda yer alan; “her yıl bütçeden tarımsal desteğe ayrılması gerek kaynak, GSMH’nın %1’inden az olmamalıdır” hükmü dahi hiçe sayılmaktadır.


Maalesef bugün özellikle Afyonkarahisar’da çiftçimiz, artık borçlarını dahi ödeyemez duruma gelmiş; traktörünü, toprağını ve hayvanını satmak zorunda kalmaktadır.

Çiftçimizi desteklemek için kurulan Ziraat Bankası ise uzunca bir süredir aslî görevini yerine getirmemektedir.

Çiftçiye icra üstüne icra gönderilirken, bir avuç yandaş şirketin borçları bir kalemde silinmekte; çiftçimize verilmesi gereken destek buralara aktarılmaktadır!

İktidar bilmese de biz çiftçimizin emeğinin değerini biliyor; iktidar anlamazlıktan gelse de biz Saadet Partisi olarak, tarımın, üretimin hayati önemini gayet iyi idrak ediyoruz.

Bu nedenle, ülkemizin yeniden “tarımda kendine yeten bir ülke” olması en öncelikli hedefimizdir.

Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetlerini doğrudan destek ve vergi indirimi yoluyla makul düzeylere çekeceğiz.


Daha fazla ve daha kaliteli üretim yapılabilmesi için çiftçilerimize teknik bilgi ve teknolojik destek vereceğiz.

Her bölgeye ve her ürüne uygun politikalar geliştirilecek ve politikaları belirleme süreçlerine çiftçi temsilcilerimizin doğrudan katılımı sağlanacaktır.

Tarımsal desteklemeler tarla sahiplerine değil, gerçek üreticilere yapılacak ve yeterli seviyelere çıkartılacaktır.

Tarım alanlarının amaç dışı kullanımını ise kesinlikle engelleyeceğiz!

Tohumdan sulamaya, faizsiz kredi imkanından çiftçimizin borçlarını yeniden yapılandırmaya kadar daha bir çok adımı hızlıca atarak; tarım sektörünü ayağa kaldıracağız.

Çiftçimizin alın terinin karşılığını eksiksiz alabilmesi, bereketli topraklarımızda ekilmedik bir dönüm tarım arazisinin kalmaması bizim en büyük vaatlerimizdendir.

Çünkü biz biliyoruz ki; çiftçimiz kazandıkça 85 milyon kazanır, tarım sektörü ayağa kalkınca Türkiye ve Afyonkarahisar şaha kalkar!”

Yerin 30 metre altında sebze üretimi

Artan nüfus ve iklim krizinin olumsuz sonuçlarına karşı yeni teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı ile özel sektör işbirliğinde İstanbul’da hayata geçirilen dünyanın en derinde kurulu ikinci dikey tarım merkezinde yüzde 95 su tasarrufuyla çeşitli sebzeler yetiştiriliyor.

İstanbul Kapalı Dikey Tarım Uygulama ve AR-GE Merkezi, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci’nin katılımıyla 8 Aralık’ta açıldı.


Kağıthane’deki Yeni Kültür Merkezi Kompleksi’nde kurulu alanla, şehrin içinde üretim ve tüketim merkezlerinin yakınlaştırılıp lojistik maliyetlerinin düşürülmesi, ürün zayiatının azaltılması ve kentte yaşayanların taze ve ucuz sebzeye erişiminin sağlanması hedefleniyor.

ÇALIŞMALAR 2019’DA BAŞLADI
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, proje çalışmalarına 2019 yılında başladıkları merkezin, Türkiye’de bir ilk olduğunu söyledi.


İklim krizinde en önemli konunun su tasarrufu olduğunu ve dikey tarım merkezinde yüzde 95 su tasarrufuyla üretim yapıldığını belirten Karaca, sebze yetiştirirken hiçbir şekilde ilaç kullanmadıklarını, suyun dışında gübreden de tasarruf ettiklerini bildirdi.

Merkezin sadece kuraklık dönemlerinde değil, afet ve savaş durumlarında da kullanılabileceğine dikkati çeken Karaca, “Afet planları yapıyoruz. Deprem, sel gibi felaketler, savaşlar olabilir. Pandemi, Ukrayna-Rusya savaşı gıdanın ne kadar önemli ve stratejik olduğunu gösterdi. Bir sığınak düşünün. İleride böyle bir üretimin olduğu sığınaktan çıkmadan üretip yiyebilirsiniz. İşte bu alanlar afet zamanlarında değerlendirilebilir” dedi.

Dikey tarım alanını Kağıthane Belediyesi’ne ait bir otoparkta kurdukları bilgisini veren Karaca, “Eksi 30 metre, yani şu anda biz yerin eksi sekizinci katındayız. Bu ne demek? Dünyada kapalı dikey tarım yapılan en derin ikinci noktadayız. Londra’daki üretim alanı 2,5 metre daha derin. Kapalı dikey tarım derken burada toprak yok, güneş yok, bunu özel üretilmiş yapay ışıklarla ve tamamen otomasyonla sağlıyoruz” diye konuştu.


20 DEKARLIK ALANDAKİ VERİM, 250 METREKAREDE ALINIYOR
2050’de dünya nüfusunun 10 milyar, Türkiye nüfusunun ise 105 milyon olacağını, artan nüfus ve sınırlı tarım alanları nedeniyle farklı üretim modelleriyle birim alandan maksimum verim alacak sistemlerin kullanılması gerektiğini vurgulayan Karaca, şöyle devam etti:

“Buranın brüt olarak tamamı 700 metrekare fakat üretim yapılan kısmı 250 metrekare ve bir yılda yaklaşık olarak 20 dekarlık alandan aldığınız verimi buradan alıyorsunuz. Artı bir değer olarak da optimum şartları oluşturduğunuzda tropikal herhangi bir sebzeyi de üretebiliyorsunuz, nerede ne olursa olsun hepsini yapabiliyorsunuz.”

Halihazırda marul, İtalyan fesleğeni ve lollo rosso (kırmızı kıvırcık marul) yetiştirdiklerini aktaran Karaca, merkezde yetiştirdikleri ürünlerin üretim parametrelerini ve reçetelerini oluşturmayı da amaçladıklarını dile getirdi.


SAFRAN YETİŞTİRME HEDEFİ
Tesisin toplam üretim kapasitesinin 24 bin kök olduğunu fakat marulların aralıklı ekilmesi gerektiği için şu an için 16 bin köklük kapasitenin kullanıldığını kaydeden Karaca, üretim maliyetlerinin geleneksel tarımdaki üretim maliyetleriyle hemen hemen aynı olduğunun, güneş enerjisi sistemlerinin kullanılması durumunda maliyetlerin daha da düşebileceğinin altını çizdi.

Fidelerin 30- 35 günde hasat edilmeye hazır hale geldiğine, geleneksel tarımda bir kez hasat yapılırken dikey tarım sistemiyle 12 ay boyunca sürekli üretim yapabilmenin büyük bir avantaj olduğuna dikkati çeken Karaca, “Nihai hedefimiz katma değeri yüksek ürünleri, dikey tarım uygulamasıyla bu tür alanlarda yetiştirmek. Özellikle bazı ürünler var ki çok kıymetlidir. Mesela safran. ‘Neden olmasın?’ diyoruz. Belki safran da üretebiliriz. Hedeflerimizden biri de bu” ifadelerini kullandı.

Önceliklerinin, dikey tarım alanında araştırma ve geliştirme çalışmaları yapmak olduğunu anlatan Karaca, sözlerini şöyle tamamladı:

“Amacımız burada bir şeyler üretip satmak, para kazanmaktan ziyade bu alanda yerli ve milli teknolojiyi, yerli ve milli AR-GE’yi geliştirip Türkiye’de bu alanın da var olduğunu göstermek ve Hollandalıların, İngilizlerin, Amerikalıların, İsraillilerin yapmış olduğu know-how’ı, bizde olmayan, yani hiçbir şekilde bilgisini vermedikleri teknolojiyi kendimiz üretip yatırımcılar, üniversiteler, araştırma yapan kişiler için bir merkez olmak.”

Main Menu