07.09.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Tarımda verilerin anlamsızlaştığı bir dönemdeyiz

Son dönemde açıklanan verilerin ne kadar anlamsızlaştığının farkında mısınız? Enflasyon verileri açıklanıyor, kimse inanmıyor. Tarımda girdi fiyatları açıklanıyor kimse umursamıyor. Zamlar üst üste gelince maliyetler daha da yükseliyor. Üretenin de tüketeninde memnun olmadığı, şikayet ettiği bir dönemi yaşıyoruz.

Son bir ayda tarım ve gıda ile ilgili açıklanan verilere daha yakından bakıldığında söylemek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Dün (5 Eylül’de) ağustos ayı enflasyon verileri açıklandı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Ağustos ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 1,46 artarken yıllık bazda yüzde 80,21 arttı.

Gıda ve Alkolsüz içkilerde yıllık artış enflasyonun 10 puan üzerinde. Ağustos ayı gıda enflasyonu yüzde 90,25 oldu. Aylık artış ise yüzde 0,85 olarak gerçekleşti. Geçmiş yıllarda Ağustos gıda enflasyonu eksi olurdu.

İndirim yapılan ürünlerde bile fiyatlar arttı
TÜİK enflasyon verilerini açıklarken fiyatı en çok artan 10 ürün ile fiyatı en çok azalan 10 ürünü de açıklıyor. Ağustos ayında gıda ve tarım ürünlerine bakıldığında fiyatı en çok artan gıda ürünleri; meyve ve sebze suları, reçel, marmelat ve bal, konserve, yumurta, pirinç, şekerlemeler, çikolatalar, kakao ve çay.

Fiyatı en çok artanlar listesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla fiyatı Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinde düşürüldüğü söylenen ürünler de var. Yumurta, pirinç, çay, bal, salça (konserve), şeker gibi ürünler indirim listesinde yer alsa da fiyatı en çok artanlar arasında yer alması dikkat çekiyor.

Fiyatı en çok artan ürünlerin bir bölümü daha çok kışın tüketilen konserve, reçel gibi ürünler. Bugünlerde ev salçası, reçel yapanlar maliyetlerin çok arttığından şikayet ediyor. Geçmiş yıllarda Ağustos’ta ürünler ucuz diye satın alınarak kışlık konserve, salça, reçel yapılıyordu. Ağustos’ta bu ürünler fiyatı en çok artanlar listesinde ise kışın ne kadar zor geçeceğinin habercisi.

Fiyatı en çok artan ürünler arasında devletin kontrolündeki şeker ve çay da var. Devletin kontrol edemediği ve enflasyonla mücadelede de başarılı olunamadığını gösteriyor.

Fiyatı en az artan gıda ürünlerine bakıldığında beyaz et, sebze, taze meyve, patates, kırmızı et, margarin, makarna. Bu ürünler de bir bölümü Tarım Kredi marketlerinde indirim uygulanan ürünler. Fakat tüketici bu ürünlerde indirim olduğuna veya fiyatının düştüğüne inanmıyor.

Üretici Fiyat Endeksi yüzde 143,75
TÜİK sadece tüketici fiyat endeksini değil, üretici fiyat endeksini de açıkladı. Ağustos ayında üretici fiyat endeksi yıllık yüzde 143,75 artış gösterdi. Ağustosta yıllık olarak en yüksek artış yüzde 348,39 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirmede gerçekleşti. İkinci sırada yüzde 239,24 ile ham petrol ve doğal gaz var. Gıda ürünlerindeki artış yüzde 141,46 oldu. Bunun anlamı önümüzdeki aylarda bu yüksek fiyat artışları ürünlere yansıyacak ve enflasyondaki artış devam edecek.

Veriler inandırıcı gelmiyor
TÜİK verileri açıkladıktan sonra bizler de gazeteci olarak sosyal medyada, gazete yazılarımızda paylaşıyor ve yorumluyoruz. Tüketicilerden anında ciddi tepkiler yükseliyor. Büyük bölümü enflasyon verilerine inanmıyor. Açıklanan verilerle kendi yaşadığı, satın aldığı ürünlerin fiyatlarını karşılaştırıyor ve fiyatların çok daha yüksek olduğunu ifade ediyor. Örneklerle açıklayanlar var. Bir okurumuz; “marka vermeyeceğim ama kıyaslama aynı marka. Peynir 69, 90 TL’den 159 TL’ye, salça 8,30 TL’den 24,50 TL’ye, pirinç 13.50 TL’den 26,60 TL’ye yağ vs. girmeyeceğim, un vs. demeyeceğim, 3 haneden aşağıya artan ürün var mı?” diye soruyor.

Başka bir okurumuz “et fiyatlarının düşmesi ne kadar tuhaf” diye şaşırıyor. Herkes şaşkın, herkes verilere kuşkuyla bakıyor. Verilerin bu kadar anlamsızlaştığı bir dönem yoktur herhalde. Verileri açıklayanlar bile bunların doğruluğuna inanıyor mu acaba?

Girdi fiyatlarındaki artış ürün fiyatlarının çok üstünde
Geçen hafta Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Ağustos ayı tarımsal girdi fiyatlarındaki artışı açıkladı. Ağustos 2021’den Ağustos 2022 döneminde girdi fiyatlarındaki artışlara bakıldığında mazottaki artış yüzde 266, Üre gübresinde yüzde 187, DAP gübresinde yüzde 172, 20.20.0 gübresinde yüzde 178, Amonyum nitrat yüzde 26 gübresinde fiyat artışı yüzde 170 olarak gerçekleşti.

Zirai ilaçlar da yüzde 80 ile yüzde 200, elektrikte yüzde 99,7 artış olurken hayvancılık yapan çiftçiler için en önemli gider kalemini oluşturan yemde de artışlar yüzde 120’nin üzerinde. Besi yeminde Ağustos 2021- Ağustos 2022 döneminde yüzde 121,6 oranında, süt yeminde ise yüzde 122,5 oranında artış gerçekleşti.

TÜİK ise 22 Ağustos‘ta Haziran 2022 dönemine ait tarımsal girdi fiyatlarındaki artış oranlarını açıkladı. TÜİK’e göre 2022 Haziran ayında yıllık tarımsal girdi fiyatları yüzde 134,96 artarken, aylık olarak yüzde 7,92 artış kaydedildi.

Gübre de fiyat artışı yüzde 233,89 artarken, mazot, enerji ve yağlarda yüzde 228,03 artış oldu. Hayvan yeminde yüzde 145,7, zirai ilaçlarda yüzde 100,68 oranında artış kaydedildi.

Hem Türkiye Ziraat Odaları Birliği hem de devletin resmi kurumu TÜİK’in tarımsal girdi fiyatlarına bakıldığında yüzde 100’ün altında kalan bir girdi fiyatı yok. Hepsinde artış yüzde 100’ün üzerinde. Mazot ve gübre gibi temel girdilerde fiyat artışı yüzde 200’ün de üzerinde. Bu durumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugüne kadar açıklanan buğday, arpa, mısır, fındık, üzüm, çay alım fiyatlarının hepsi girdi maliyetlerinin altında kaldı.

Bu veriler doğruysa çiftçi girdi fiyatları karşısında ezildi. Üretim için yaptığı masraf elde ettiği ürünün fiyatının altında. Yani zararına üretiyor.

Zamlar devam ediyor
Tarımsal girdi fiyatları açıklandıktan sonra aynı hafta içersinde elektrik ve doğalgaza yine zam yapıldı. Elektrikte tarımsal sulamaya yüzde 20, sanayiye yüzde 50 zam yapılırken doğalgazda konutlarda yüzde 20, sanayide yüzde 50,8 zam yapıldı.

Çiftçiler yakın zamana kadar elektrik faturalarını ödeyemiyor diye devlet bir kolaylık sağladı. Resmi Gazete’de 18 Ağustos’ta yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile elektrik faturalarını ödeyemeyen çiftçilere ve birliklere faturalarını ödemeleri için sıfır faizli 10 milyon liraya kadar kredi verilmesi kararlaştırıldı.

Çiftçi faturasını ödeyemiyor diye sıfır faizli kredi çıkarılırken elektriğe bir daha zam yapılmasının anlamı ne?

2022 destekleri açıklanmadı
Bütün bunlar yaşanırken Eylül ayına geldik henüz 2022 ürünü tarım destekleri açıklanmadı. Birçok üründe ekim yapıldı, hasat yapıldı, ürün satıldı ama destekler daha ne kadar destek verileceği belli değil. Gübre, mazot, yem başta olmak üzere desteklerde yüzde 100 artış yapılsa bile bir anlam ifade etmeyecektir. Artık yıllık değil aylık destekler açıklanmalı. Artan mazot, gübre, yem fiyatları karşısında çiftçiye aylık destekler ödenmeli. Çiftçi üretimde tutulmalı, üretim olmazsa açlık da olur, kıtlık da.

Özetle, tarımda açıklanan veriler, yapılan zamlar, uygulanan yanlış politikaların sonucunda üretici de tüketici de deyim yerindeyse kan ağlıyor. Kimse devletin açıkladığı resmi verilere, söylenen sözlere inanmıyor. Resmi Gazete’de 4 Eylül’de yayımlanan Orta Vadeli Program’da (2023-2025) gıda enflasyonun program döneminde tek haneye indirilmesi öngörülüyor. Buna kimse inanmıyor elbette. Bunu yazanlar inanıyor mu? Ya da halkı kandıracaklarını mı sanıyorlar?

Tarım Kredi beklenen etkiyi oluşturmadı

Tüketici Birliği Federasyonu, Ağustos ayı TBF Market Endeksi verilerini açıkladı. Tüketici Birliği Federasyonu’nca yapılan açıklamada Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bağlı marketlerde yaklaşık 30 üründe yapılan indirimin diğer marketlere yansımadığını görüldü. İndirim yapılan ürünlerde ise sadece çamaşır suyunda yüzde 9,68, mercimekte ise yüzde 9,30 oranında fiyat düşüşü gerçekleşti. Diğer yandan temmuz ayında 1.264,72 TL’ye dolan market sepetinin ağustos ayında 1.337,62 TL’ye dolduğunu açıklayan Tüketici Birliği Federasyonu, market sepetindeki bir aylık ortalama artışın yüzde 5,49 olduğu açıkladı.

Ocak 2022’den itibaren üç farklı ilde, yedi ayrı markette, paketlenmiş gıda, temizlik ve hijyen ürünlerinden oluşan 37 ürün grubunda yer alan 208 ürün üzerinde yaptıklarını kaydeden Tüketici Birliği Federasyonu Market Endeksi Çalışma Grubu Başkanı Aygül Öner, oluşturdukları TBF Market Endeksi verilerinin sonuçlarını her ay kamuoyu ile paylaştıklarını duyurdu.

Tarım Kredi Kooperatifleri’nde başlayan indirimin, diğer marketlere yansımadığını belirten Aygül Öner, Tarım Kredi Kooperatifleri indiriminin etkisiz kaldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bağlı marketlerde yaklaşık 30 üründe indirime gidildiğini hatırlatan Aygül Öner, “Bu indirim ile birlikte diğer zincir marketlerde de fiyatların düşeceği öne sürülmüştü. Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinde indirim uygulanan ürün grupları ile TBF Market Endeksi verileri kapsamındaki zincir marketlerdeki ürün fiyatları karşılaştırdığımızda; sadece çamaşır suyunda yüzde 9,68, mercimekte yüzde 9,30 oranında fiyat düşüşünün gerçekleşti. Bulgur, çay, makarna, nohut, süt, şeker, Türk kahvesi ve unda fiyat değişikliği olmadığı. Aksine ayçiçek yağında yüzde 2,90, bulaşık deterjanında yüzde 4,1, çamaşır deterjanında yüzde 10,7, fasulyede yüzde 29,9, peçetede yüzde 10,8, peynirde yüzde 11,1, pirinçte yüzde 16,5, salçada yüzde 22,2, tavukta yüzde 10, yumurtada yüzde 21,5, zeytinde yüzde 25,5 oranında artış gerçekleşti. Bu veriler ışığında, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bağlı marketlerdeki indirimin, sektörün diğer paydaşlarını etkilemediği, zincir marketlerdeki fiyatların aşağı inmesini sağlamadığı görüldü” dedi.

8 aylık fiyat artışı yüzde 182,2
Bu yılın Ocak-Eylül döneminde fiyat artışının yüzde 182,20 olduğunu aktaran Aygül Öner, oranındaki artış baz alınarak yıl sonu için yapılan simülasyonda, Tüketici Birliği Federasyonu Market Endeksindeki artışın yüzde 223,20 civarında olacağı öngörüldüğünü bildirdi.

Ukrayna Tarım Bakanı'ndan gıda fiyatları çıkışı! Solskyi: Kış öncesi artışlar görülebilir!

Dünya gıda fiyatlarının son dönemdeki oynaklığının merkezindeki Ukrayna’nın Tarım Bakanı Mykola Solskyi, ülkelerin kış öncesinde depolarını doldurmak için normalden fazla alım yapmaları halinde yeniden çok yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalınabileceğini belirtti.

Tahıl Koridoru’ndan yapılan sevkiyat 2 milyon tona yaklaştı. Ancak Solskyi kapasitenin 5-6 milyon ton olduğunu belirtiyor. Sert geçmesi beklenen kış öncesinde önemli uyarılarda bulunan Ukraynalı Bakan, tahıl koridorundan ihraç edilen miktarın artırılması için planı sorulduğunda şu yanıtı verdi:

“Tahıl koridoru aracılığıyla bugüne kadar sevk edilen Ukrayna tahılının miktarı 1,5 milyon tonu (1 milyon ton değil) geçti. Bunun büyük bölümünü mısır (973.000 ton), buğday (221.700 ton) ve ayçiçek yağı (54.299 ton), geri kalanını ise diğer tarım ürünleri oluşturdu. Esasında burada aylık 5-6 milyon tonluk bir kapasite söz konusu. Lojistik ve güvenlikle ilgili belirli koşullar karşılandığı takdirde bu potansiyelin tamamına ulaşabiliriz. Ukrayna’nın Ağustos ayında diğer kanallarla birlikte gerçekleştirdiği toplam tahıl ve tarım ürünü ihracatı 4,5 milyon ton oldu.”

Dünya’ya konuşan Solsyki’nin ifadeleri şöyle:

Ukrayna’da taşınmayı bekleyen kaç milyon ton tahıl kaldı? Sevkiyatların ne kadar zamanda tamamlanmasını bekliyorsunuz?

Tahıl koridorundan tüm tahıl sevkiyatını bir yıl içinde tamamlamayı umuyoruz. Sevkiyatların tamamen bitirilmesi savaş kaynaklı gelişmeler, bombardımanlar veya başka nedenlerle kesintiye uğramazsa 1 yıl sürecektir. 1 Temmuz itibariyle yaklaşık 22 milyon ton tahılımız vardı, ancak daha sonra bu yılın hasadına başlandı. Toplam beklenen 67 milyon ton ürünün şu ana kadar 26 milyon tonunu topladık. Bu miktarı ihraç edebilmek için limanlarda engellemeler ve bombardımanlar olmadan ve anlaşmaya dahil tüm tarafların desteğiyle 1 yıl sürecek etkin bir sevkiyat sürecine ihtiyacımız var.

2021’de 108 milyon ton ile tarihimizin en büyük hasadını yapmıştık. Ukrayna kontrolü altındaki tarım arazilerinin bu yıl yüzde 23-25% azalmasına rağmen, ortalama bir yıla kıyasla oldukça iyi olan 67 milyon tonluk hasat beklentimiz var. Buğday (19 milyon tondan fazla), arpa (5,5 milyon ton), kanola (yaklaşık 3 milyon ton) hasadı tamamlandı. Soya, ayçiçeği ve mısır hasadı başladı. Sırasıyla 10 milyon ton, 3,5 milyon ton ve 27 milyon ton ürün almayı bekliyoruz. Bazı çiftçiler şimdiden kış mahsullerini ekmeye başladılar.

“SAVAŞ DURDURULMALI”
Ukrayna’nın Tahıl koridoru yoluyla ihracatı, son günlerde bir miktar artış görülse de küresel fiyatların düşmesine önemli katkıda bulundu. Fiyatların yeniden yükselmesi için hala ciddi bir tehdit olduğunu düşünüyor musunuz?

Bir dizi faktöre bağlı olarak gıda fiyatlarında yeni artışlar görebiliriz. Bunlardan biri, ülkelerin kış ayları öncesinde rezervlerini doldurmak amacıyla normalde yaptıklarından çok fazla alım yapmaları riski. Ülkelerin kış öncesinde depolarını doldurmak için fazla alım yapmaları halinde yeniden çok yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalınabilir. Gıda fiyatlarında yine çok büyük artışlar görebiliriz. Bir diğer risk faktörü de Karadeniz limanlarının yeniden bloke edilmesiyle ilgili. Üçüncüsü ise ABD, Kanada, Arjantin ve Brezilya’da hasatın ne kadar iyi olacağı. Kuraklık nedeniyle onların da bazı zorluklarla karşılaştıklarını görüyoruz.

Kıştan önce rezervlerini artırmak istemeleri doğal değil mi? Onlara ne tavsiye edersiniz?

Ülkelere benim tavsiyem savaşı durdurmaları olacaktır. Bunu savaş halindeki bir ülkenin bakanı olarak söylemiyorum.

Afrika’ya yeterince tahıl ürünü gönderilebildi mi? Ukrayna’dan kaç gemi Afrika ülkelerine hareket etti?

Daha fazlasını göndermek istiyor muyuz? Evet, sözleşme yükümlülüklerimizi yerine getirmek istiyoruz. Ağustos ayında, Etiyopya ve Yemen için BM Dünya Gıda Programı kapsamında iki gemi kiralandı. İki gemiyle 60.000 tonun üzerinde buğday gönderildi ve bunların 23.000 tonu Cibuti limanına teslim edildi.

Tahıl koridoru başlamadan önce gemilerin sigortalanması konusunda ciddi endişeler vardı. Bu sorun çözülebildi mi?

Sigorta maliyetini düşürmek için bazı önlemler alındı ama yine de yüksek çünkü savaş sigortası pahalı. Ne kadar çok sevkiyat yapabilirsek ve Tahıl koridoru ne kadar uzun süre çalışırsa, sigorta fiyatımız o kadar iyi olur.

Tahıl koridoru sevkiyatları ilk başladığında, saklanma koşulları nedeniyle bazı ürünlerde kalite problemi olduğu iddia edilmişti, bunun nedeni neydi? Benzer durumlarla daha sonra da karşılaştınız mı?

24 Şubat’tan önce tahılın bir kısmı zaten gemilere yüklenmişti ve içinde tahıl olan bu gemiler limanda beş ay bekledi. Gemilerdeki tahıl miktarı büyük değildi. Bu tahılın sahibi olan ve navlunu ödeyen tüccarlar daha sonra bu tahılı indirimli olarak sattılar. Bundan sonra tahılın kalitesiyle ilgili hiçbir sorunumuz olmadı. Tüm tahıllar normal koşullarda depolanıyor ve şu anda hasat ettiğimiz tahıl da standart koşullarda saklanacak. Herhangi bir kesinti olmazsa depoda çok fazla beklemeyecekleri için tahıl kalitesinde herhangi bir sorun olmayacağını düşünüyorum.

Tarım Bakanı'ndan 'Sözleşmeli Besicilik Projesi açıklaması

Tarım ve Ormancılık Bakanı Vahit Kirişci, verim odaklı hayvancılığı geliştirmek ve kırmızı et tedarik zincirini daha da güçlendirmek amacıyla tarafların ortak kazancına dayalı, sektörde örnek bir üretim modeli olan Sözleşmeli Besicilik Projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Kirişci yaptığı açıklamada, Et ve Süt Kurumu ile 5 yıllık sözleşme yapan yetiştiricilere karkas ağırlığı; 201- 250 kg olanlara 2,5 TL/kg, 251 – 300 kg olanlara 3,5 TL/kg, 301 kg ve üzeri olanlara 5 TL/kg destekleme ödemesi yapılacağını belirtti.

Kirişci şöyle devam etti:

“Sözleşmeli Besicilik Projesi ile üreticilere pazar ve fiyat garantisi sunulurken, kırmızı et piyasasının arz talep durumuna göre üreticilerimize erken kesim veya geç kesim primi de verilebilecek.

ESK tarafından alım ve fiyat garantisi verilen üreticilerimiz, 5 yıllık üretim planlaması yapabilecek. Üretici, kurum ile imzalayacağı besicilik sözleşmesinden hak kaybı yaşamaksızın tek taraflı olarak vazgeçilebilecek.

Sürdürülebilir ve planlı üretimi amaçlayan sözleşmeli besicilik uygulamamız ülkemize, milletimize, üreticilerimize ve sektörümüze hayırlı, uğurlu olsun.”

Mersin'de dolu tarım alanlarına zarar verdi

Mersin’in Erdemli ilçesinin yüksek kesimlerinde etkili olan dolu nedeniyle meyve ve sebze bahçeleri zarar gördü.

İlçe merkezine yaklaşık 35 kilometre uzaklıktaki Aydınlar, Sarıkaya ve Çerçili mahallelerinde etkili olan dolu nedeniyle tarım alanları beyaza büründü.

Aniden bastıran dolu, meyve ağaçları ve sebze bahçelerinde zarara neden oldu.

İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince bölgede hasar tespitine yönelik çalışma başlatılacağı öğrenildi.

Toprakları suya kavuşan Manavgatlı çiftçinin yüzü güldü

 

Antalya B. Belediyesi tarafından yapımı tamamlanarak hizmete başlayan Çardak-Taşağıl Mahalleleri Kapalı Sistem Sulama Tesisi ile 40 yıldır suya hasret olan 5 bin dekar kuru tarım alanları suya kavuşarak tarımsal üretim yeniden başladı.

 
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in yerelden kalkınma hedefiyle tarım sektörüne sağladığı en önemli yatırımlardan biri olan Manavgat Çardak Taşağıl Sulama Suyu Projesi sayesinde sulu tarımın başladığı kurak topraklar yeşile bürünmeye ve mahsullerini vermeye başladı.

Manavgat Taşağıl bölgesinde 40 yıldır yaşanan su sorunu nedeniyle topraklarını ekip dikemeyen ve göç etmek zorunda kalan Manavgatlı çiftçiler, büyükşehir belediyesinin hayata geçirdiği sulama suyu projesi ile rahat bir nefes aldı. Proje bünyesinde Köprüçay Irmağı’ndan alınan sulama suyu, 300 metreye terfi edilerek, 3 kilometre uzaklıktaki depolama alanına taşındı. Depolama alanında biriktirilen sulama suyu 13 kilometrelik bir hatla çiftçilere ulaştırıldı. Yaklaşık 5 bin dekar kuru tarım arazisi suya kavuştu. Su azlığından dolayı daha önce yalnızca hububat ekimi yapılabilen alanlarda sulu tarıma geçildi. Böylece bölge halkı seracılık dahil her türlü üretimi yapabilir hale geldi. Yaklaşık 700-800 çiftçi ailesini doğrudan etkileyen proje ile ürün ve verim artışı sağlandı.

“Yatırımlar başladı”

Çardak bölgesine su geleceğini öğrenince yatırım yapmaya karar verdiğini söyleyen girişimci Halil Turan, “Büyükşehir Belediyesinin Taşağıl ve Çardak bölgesine sulama suyu getireceğini duyunca burada seracılık yapmaya karar verdim. Sulama suyumuzu sağladık, sistemi kurduk üretime başladık ve serada muz yetiştiriyoruz. Eğer Taşağıl Projesi olmasaydı yatırım yapamazdım. Gelen suya güvenerek işe başladık. Çünkü muzun suya çok ihtiyacı var ” diye konuştu.

“İlk mahsuller toplandı”

Çardak bölgesinde susuzluk yüzünden boş kalan tarım arazisinde suyun gelmesiyle yeniden üretime başladığını söyleyen Yakup Eroğlu, “Önceden bu tarlam susuzluktan boştu hiç bir şey ekemiyordum. Büyükşehir’in getirdiği sulama su ile her yer yeşermeye başladı. Hemen tarlama biber ektim. Şimdi ilk mahsullerimi topluyorum. Verim çok iyi. Hem kendi bütçemize hem de ekonomiye bir katkımız olacak. Önceden çok kısıtlı şartlarda seracılık ve bahçeye dikim yapabiliyorduk ama artık arazilerimizde sulu tarım yapmaya başladık ” ifadelerini kullandı.

“Geriye göç başladı”

Bölgede su olmayınca ekilemeyen verimli tarım arazilerinde üretim yapılamadığını ve bu yüzden göç verdiklerini hatırlatan Sulama Suyu Kooperatif Başkanı Muammer Gündoğdu “Bu bölgede 40 -50 yıldır su diye bir şey görmedik. Taşağıl Çardak Sulama Projesi, bence Manavgat’ın en büyük projesi. 5 bin dönüm arazi suya kavuştu. Örneğin bu araziler birkaç ay önce boştu ama şimdi suyun gelmesi sayesinde biber ya da her türlü sebze ekilebiliyor. Su gelince göç eden insanlar geri dönüp tarlasını işlemeye başladı” ifadelerini kullandı.

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın "Marmara Bölge İstişare Toplantısı" başladı

Tarım ve Orman Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü tarafından insan kaynağı, disiplin ve mali işler hususlarında yaşanılan sorunların çözümüne yönelik “Marmara Bölgesi II. Etap Bölge Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı” Bursa’da başladı. Bakan Kirişçi, toplantıya çevrim içi katılım sağladı.

Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, ​​​​​​​Bursa Diyanet İşleri Başkanlığı Bursa Dini İhtisas Merkezi Müdürlüğü’de gerçekleştirilen eğitimlerin ilk gününe Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci çevrim içi katılım sağladı.

Kirişci, son dönemde küresel sorunlara bağlı tarımsal üretim zincirinde yaşanan aksaklıkların daha fazla hissedilir olduğunu ifade etti.

Bakan Kirişçi: Tarım politikalarımızı üç sac ayağına oturttuk

Bakanlık olarak aldıkları ve alacakları tedbirlerle muhtemel zararların önüne geçtiklerini vurgulayan Kirişci, “Hepimizin yaşadığı global kriz, tarım sektörünün ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Vatandaşlarımızı hem bugün yaşanan krizden korumak hem de gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Türkiye bırakmak için tarım politikalarımızı üç sac ayağına oturttuk. Bunlardan ilki ekilişleri artırmak, ikincisi verimi yükseltmek, üçüncüsü de kaliteyi artırmaktır” ifadelerine yer verdi.

Kirişci, yerel tarım ekonomisini artırmak, gıda güvenliğini sağlamak, taze ve ucuz gıdaya erişimi sağlamak ve tarımda istihdamı artırmak için gerekli çalışmaları yaptıklarını belirterek, şöyle devam ett:

Bünyemizde çalışan her bir personelimizin Bakanlığımız hedefleriyle uyumlu ve artan verimlilikte çalışabilmesi için kurum içi eğitimlerin çok önemli olduğuna inanıyorum. Sizlerden beklentim bulunduğunuz konumda öncelikle üreticilerimizin sorunlarını çözmeye odaklı bir anlayış içinde olmanızdır. Marmara Bölgesi ikinci etap eğitim ve istişare toplantısının siz değerli mesai arkadaşlarıma yararlı olmasını dileğiyle selamlarımı sunuyorum.” 

 

Fotoğraf: AA

 

Tarım ve Orman Bakanlığı Personel Genel Müdürü Adem Dinç ise istişare, koordinasyon ve eğitim konularında katılımcıları bilgilendirdi.

Dinç, bu toplantı ile Bakanlık merkez birimleriyle bağlı kuruluşlarının il ve ilçe müdürlükleriyle bir araya gelerek istişare etmek, eğitim ve bilgilendirme yoluyla tereddüt duyulan konuların iş birliğiyle çözüme kavuşturulması ve dolayısıyla uygulamada olabilecek hataları minimize etmenin amaçlandığını aktararak, “İlk programımıza Ege Bölgesi ile başladık, Marmara Bölgesi ile devam ediyoruz. İlerleyen günlerde diğer bölgelerimizde de çalışmalarımız devam edecektir” ifadesini kullandı.

Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül de merkez ve taşra teşkilatlarında çalışan personelin Bakanlığın sahip olduğu en önemli kaynaklardan biri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu kaynağın motive edilmesi, etkin ve doğru olarak kullanılması belirlenen hedeflerin ulaşılmasına katkı sağlayacaktır. Ayrıca günümüzde kurumların başarısını artırmada en önemli aktif unsur olan insan kaynağının verimli kullanılmasının gerekliliği, performans değerlemesi, üzerinde önemle durulması gereken bir konu haline dönüştürmüştür. Bu etkinlik, Personel Genel Müdürlüğü ile taşra birimleri arasında var olan iletişimin daha verimli hale getirilmesi amacıyla düzenlendi. Bölge toplantılarında Bakanlığımızca oluşturulacak olan stratejik planların, hedeflerin doğru belirlenmesi, ulaşılabilir hedefler koyulması için sahadan alınan bilgilerin en etkin ve doğru biçimde ilgili yerlere ulaştırılmasında, mevcut insan kaynağının verimli ve doğru kullanılmasıyla birlikte var olan verimliliğin artırılmasına, ulaşılacak hedeflere en ekonomik bir disiplin içinde ulaşılmasına ve birimler arasında işleyiş bakımından bir bütünlüğe katkı yapacak toplantıyı düzenleyen Yetenek Yönetimi ve Eğitim Daire Başkanlığına teşekkür ederim.

İdari ve mali şubelerin çalışmalarına yönelik eğitimlerin verildiği bölge istişare toplantısının 9 Eylül’e kadar devam edeceği belirtildi.

Domates ihracatı izne bağlandı

Domates, İhracı Kayda Bağlı Mallar Listesi’ne eklendi. İhracat için Ticaret Bakanlığı’ndan izin alınması gerekecek.
İhracı Kayda Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı.

Domatesler (sirke veya asetik asitten başka usullerle hazırlanmış veya konserve edilmiş), İhracı Kayda Bağlı Mallar Listesi’ne eklendi.

Bu kapsamda domates ihracatı için Ticaret Bakanlığı’ndan izin alınması gerekecek

TARIMKOM Doğu Anadolu Bölge Başkanı Okan Kara: Van’da Tarım ve Hayvancılık doğru yapılmıyor!

Uluslararası Tarım ve Gıda Konfederasyonu (TARIMKON) dünya da olduğu gibi Türkiye de önemli projelere imza atmaya devam ediyor. Türkiye’de 81 il, 640 ilçe, 11 Federasyon, dünyada ise 55 ülkede temsilciliği ile dünya çapında 6,5 milyondan fazla üreticiye hizmet veren TARIMKON, özelde de tarım ve hayvancılığın başkenti olan Van ve bölge illeri için de önemli projelere hayata geçirmeyi planlıyor. Doğu Anadolu Bölge Başkanı Okan Kara ise kentteki yerel ve ulusal basın mensuplarıyla bir araya gelerek, önemli açıklamalarda bulundu.

VAN MERALARINI DOĞRU KULLANAMIYOR! Programda konuşan Doğu Anadolu Bölge Başkanı Okan Kara, “Bu bölgede tarım ve hayvancılıkla ilgili çalışmalarımızı yürütmeye çalışıyoruz. Bunlarla ilgili de mega projelerimiz var. Dünyanın trendini şuan tarım oluşturuyor. Tarım ve hayvancılığa önem veren bir valimiz var. Yapacağımız projeler hakkında sayın valimizle de paylaştım. Türkiye’nin yüzde 10’luk bir merasına sahibiz. Ancak bu meraları kendimiz kullanamıyoruz. Koçer diye adlandırdığımız ve farklı illerden gelip hayvancılıkla uğraşan insanlarımız kullanıyor. Önceliğimiz bu meraları bölge olarak iyi kullanmamız gerekiyor. Biz burada ayrıştırıcı değil, bütünleyici olmak istiyoruz. Diğer illerden gelen insanların gelmemesi için biz durum söz konusu değil. Onlarda gelsinler ama bizde bu meralarımızı doğru kullanalım istiyoruz.” Dedi.

“DOĞRU TARIM VE DOĞRU HAYVANCILIK YAPILMALI” Van ve bölgede tarım ve hayvancılığın doğru yapılmadığını belirten Kara, “8- 9 yıl önce büyük marka Van’ın Başkale ilçesinde toprak analizi yapıyor ve Türkiye üzerinde parmak patatesin en iyi üretileceği yerin Başkale olduğu kanaatine getiriyorlar. 10 alım garantili proje başlangıcı yapıyorlar. Ancak yürütülmemiş. Buna benzer ise birçok proje var. Bizim amacımız ise bu tarz projeleri gerçekten hayata geçirip bunları doğru tarıma ve doğru hayvancılığa yönlendirirsek, çiftçilerimizde tarım ve hayvancılıktan gerçekten para kazanabileceklerine inandırırsak bu insanları bu sektörlere daha çok cezbetmiş oluruz diye düşünüyorum.” Şeklinde konuştu.

“TARIMKON DÜNYANIN EN BÜYÜK SİVİL TOPLUM KURULUŞUDUR” TARIMKON hakkında bilgi veren Kara, “Uluslararası Tarım ve Gıda Konfederasyonu (TARIMKON) tarım, gıda ve bu sektörlere dayalı yan sanayi alanında arz, talep, danışmanlık, proje sahiplerini tek bir çatı altında ortak istişare ile ulusal-uluslararası pazarlama, iktisadi ve ekonomik iş birliği entegrasyonunu tamamlayarak, Türkiye’de 81 il, 640 ilçe, 16 İdari departman, 11 Federasyon, 3 Kooperatif, 1 Vakıf, 6 Platform, 6 İş Konseyi, dünyada ise 55 ülkede temsilciliği,14 ülkede satış pazarlama ofisi, uluslararası 23 işbirliği proje ortaklığı ile dünya çapında 6,5 milyondan fazla üreticiye hizmet vermektedir. TARIMKON, üreticilerini ‘önce üretim, sonra pazar’ anlayışından ‘önce pazar, sonra üretim’ anlayışına geçirmeye çalışan, uluslararası alanda ihracattan ithalata, yabancı yatırımlardan, özel sektörün dış yatırımlarına, ulusal ve uluslararası arenadaki tedarikçilere yönelik yatırım, pazarlama, pazar araştırması, dış ticaret, eğitim ve proje hizmetleri üreten alanında dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşudur.

” TARIMKON ÖNEMLİ ÇALIŞMALARA İMZA ATIYOR “Bu amaçlar doğrultusunda; kendisine misyon olarak, toplumumuzun sağlıklı beslenme gereksinimlerini yeterli nicelik ve nitelikte, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir yollarla karşılaması ve biyolojik çeşitliliğini koruyarak toplumsal yarara dönüştürmesi, Verimliliği artıran tarım ve tarımsal sanayinin de katkısıyla, uluslararası alanda rekabet edebilen gelişmiş bir üretici – tüketici/ arz – talep dengesini gözeten, modern, güvenilir, insan odaklı bir kuruluştur. TARIMKON; uluslararası alanda ülkemizi tarım, gıda ve çevre sektöründe makroekonomik istikrarı yakalamış, küresel rekabet gücüne, lider girişimcilere ve markalara sahip, yüksek teknoloji üretebilen, yenilikçi, dünya ticaretinde önemli pay sahibi, alanında dünyanın önemli yatırım, finans ve AR-GE çağdaş standartlara sahip merkezlerden biri olması için çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.

KADIN KOOPERATİFLERİNİ YÖNELİK DE PROJELERE YER ALIYOR Kara, cümlelerini şöyle sürdürdü: “Bu çalışmalarımızın sonuçlarını ve planladığımız projelerimizi, TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel ve Yönetim Kurulu adına da ben Samsun’da düzenlenen TEKNOFEST programında, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişçi ile görüşülerek paylaşılmıştır. Cumhurbaşkanımız, dünyadaki tarım ve ekonomi temsilcilerinin, Dünya tarım ve gıda ekonomisin konuşulacağı bir zirveyi İstanbul veya Ankara’da yapmak istediğimizi bildirmemiz üzerine Cumhurbaşkanımız bu projeyi hemen yapmamız konusunda tarafımızı talimatlandırmıştır. Ayrıca, zaten hali hazırda, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde olan ve TARIMKON’un çözüm ortağı olduğu Beni Hafife Alma Projesi ile Türkiye’deki tüm Kadın Kooperatiflerini de, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya getirerek, onların ülkemiz ekonomisine katkılarını gösterebilecekleri bir organizasyon yapmak istediğimizi bildirdik.”

“SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR KALKINMAYI ESAS ALIYORUZ” Son olarak Kara, cümlelerini şöyle tamamladı: “Bu projemize de Cumhurbaşkanımız ve Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişçi’ den tam destek aldık. Bu projede en geç 2023 yılının ilk çeyreğinde yapılması konusunda programa alınmıştır.

Çok kısa zamanda TARIMKON Genel Başkanımız Sayın Hakan Yüksel, Cumhurbaşkanımız ve Tarım ve Orman Bakanımız ile bu projelerin zamanlama ve proje detaylarını görüşmesini bekliyoruz. Üreticinin, sektör temsilcilerinin ve çalışanlarının gelir seviyesinin ve refahının yükselmesinde, sürdürülebilir bir kalkınmayı esas alarak, sektörün serbest piyasa koşullarında, uluslararası pazar ortamında rekabet edebilir olmasına katkıda bulunan TARIMKON, küresel bir sivil toplum kuruluşu inşa etmeye devam ederken, “tarım her şeydir” mottosu ile yürüttüğümüz bu projelerimizdeki, bizim hissettiğimiz heyecan ve coşkuya sizlerin de desteklemenizi bekliyor ve ülkemizdeki tüm tarafların memnun olacağı projeleri hep birlikte hayata geçirmeyi diliyoruz.”

 

Main Menu