12.05.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Türk çayı 4 ayda 8,2 milyon dolar kazandırdı

Türkiye’den Ocak-Nisan 2022 döneminde yapılan Türk çayı ihracatı yüzde 26 artarak 8 milyon 218 bin 912 dolara ulaştı.

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, AA muhabirine, Türkiye’den yılın 4 aylık döneminde 90 ülkeye çay ihraç edildiğini söyledi.

Ocak-nisan döneminde 2 bin 464 ton çay ihraç edildiğini aktaran Gürdoğan, söz konusu ihracattan 8 milyon 218 bin 912 dolar kazanç sağlandığını belirtti.

Gürdoğan, geçen yılın aynı döneminde 1604 ton çay ihracatı karşılığında 6 milyon 516 bin 306 dolar gelir elde edildiğini kaydederek şöyle devam etti:

“Çay ihracatı geçen yılın aynı dönemine oranla miktarda yüzde 54, değerde yüzde 26 artmış oldu. Söz konusu dönemde Belçika, Almanya ve ABD en fazla çay ihraç ettiğimiz ilk 3 ülke oldu. Bu dönem Belçika’ya 1 milyon 730 bin 215, Almanya’ya 1 milyon 278 bin 835 ve ABD’ye 1 milyon 37 bin 820 dolarlık çay dış satımı yapıldı.”

İhracattaki artışa paralel ülke çeşitliliğinin de arttığına dikkati çeken Gürdoğan, geçen yılın aynı döneminden farklı olarak Kamerun, Macaristan, Fildişi Sahili, Ekvator Ginesi, Kenya, Sudan, Litvanya, Estonya, Çekya, Finlandiya ve Mayotte’ye de bu dönem çay satıldığını kaydetti.

Gürdoğan, çay ihracatından beklentilerinin yüksek olduğunu dile getirerek, tüketici kitlesinin damak zevkine göre çay üretilmesinin ihracata pozitif yansıyacağını sözlerine ekledi.

BÜYÜKŞEHİR ÇİFTÇİYE DESTEĞİNİ SÜRDÜRÜYOR

Tarımsal üretime ve çiftçiye verdiği destekler ve hayata geçirdiği örnek projelerle Tekirdağ’da tarımın gelişimine önemli katkılar sunan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, çiftçiye desteğini sürdürüyor.

Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından, kırsal mahallelerde ikamet eden nüfusun tarımsal gelir düzeyinin artırılması, ürün çeşitliliğinin sağlanması, sebze üreticilerinin desteklenmesi ve tüketicinin ihtiyacı olan taze sebze arzının sağlanması amacıyla uygulamaya konulan ve sosyo-ekonomik anlamda olumlu etkileri olacak proje kapsamında, Malkara ve Çorlu İlçelerinde faaliyet gösteren üreticilere aronya bitkisi ve domates fidesi dağıtımı gerçekleştirildi.

Başkan Albayrak; “Çiftçilerimizin yaşadığı sıkıntılara çözüm üretecek projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz”

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi olarak, tarımsal üretime desteklerini artırarak devam ettirdiklerini belirten Başkan Albayrak, “Kırsal mahallelerde ikamet eden nüfusun tarımsal gelir düzeyinin artırılması amacıyla yeni ürün veya üretim biçimlerinin ortaya konulması önem arz etmektedir. Arıcılık, mantarcılık, mandacılık gibi uzun süredir bilinen ve uygulanan orman köylerine has yetiştiricilik türlerinin yanı sıra çözüme katkı sağlayabilecek yeni olanaklardan birisi de tıbbi ve aromatik bitkilerin tarımının yaygınlaştırılmasıdır. Tekirdağ’da aronya ekim alanı 2 da’dır. Projenin uygulamaya konulması ile üreticilerimizle birlikte örnek teşkil edecek, İlimize sosyo-ekonomik anlamda olumlu etkileri olacak ve ürün çeşitliliği artacaktır. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi vizyonunu oluşturan ögelerin arasında en önemli yeri tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi oluşturmaktadır. Bu doğrultuda `’ Tıbbi ve Aromatik Bitkiler İle Üzümsü Meyvelerin Ekiliş Alanlarının Geliştirilmesi `’ projesini uygulamaya koyduk. Proje kapsamında 5.000 adet aronya fidanı dağıtımı yapılacak.

Diğer taraftan çiftçilerimizin ihtiyacı olan kaliteli, piyasada talep gören ve ilimiz şartlarına uygun fide teminine katkı sağlamak, İlimiz sebze üreticilerinin desteklenmesi ve tüketicinin ihtiyacı olan taze sebze arzının sağlanması amacıyla Şarköy, Malkara ve Çorlu Ziraat Odaları ile protokol yapılarak `Domates Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi’ projesini de uygulamaya koyduk. Bu yıl Ziraat odalarının talepleri doğrultusunda Malkara ilçemize 24.260 adet , Çorlu ilçemize 30.000 adet ve Şarköy ilçemize de 71.450 adet olmak üzere toplamda 125.710 adet domates fidesi dağıtımı yapılacaktır.” dedi.

Malkara ve Çorlu’da gerçekleştirilen dağıtım törenlerinde birer konuşma yapan Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul ve Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, projenin üreticiler için son derece olduğunu dile getirdiler ve Başkan Albayrak başta olmak üzere projenin gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere teşekkür ettiler.

Konuşmaların ardından, domates fideleri ve aronya fidanları protokol üyeleri tarafından üreticilere dağıtıldı.

Yurt dışından getirdi, almak isteyenlere 10 ay sonrasına sıra veriyor

Bursa’da bir girişimci Hollanda’dan getirdiği koyunlar sayesinde kısa sürede büyük gelir elde etti.

Tekstil işinden iflas ettikten ettikten sonra koyun üretmeye başlayan Mustafa Aydın, 100 günde kesime uygun hale gelen, tek seferde üçüz yavrulama özelliği bulunan ve 8 ay süt sağımı yapılan Zwartbles koyununu Türkiye’ye getirdi. Damızlık olarak getirdiği bu koyunların üretimini yaparak yavrularını Türkiye’nin her yerine gönderim yapıyor. Et ve süt bakımından oldukça verimli olan koyunlardan almak isteyen üreticiler yoğun talep gösteriyor. Mustafa Aydın’da üretimini yaptığı Zwartbles koyununun yavrularından almak isteyenleri sıraya yazıyor. Şu anda kuzu almak isteyenlere 10 ay sonrasına gün vermek durumunda kalıyor. Zwartbles koyunların kuzuları çabuk kesime geldiği ve 2-3 doğum oranı sebebiyle talep görüyor.

Türkiye’ye Zwartbles koyununu 2020’nin Şubat ayında getirdiğini ifade eden Mustafa Aydın, “Bu koyunların 2,3 doğum oranı var hem et hem de süt için oldukça verimli 250 gün laktasyon süreci var kuzuları 90 ila 105 günde 45 kilo canlı ağırlığa ulaşabiliyor. Bu koyunları damızlık olarak besliyoruz. Kuzularının satışını yapmaktayız. Bu yıl 10’uncu aya kadar taleplerimiz doldu. Kuzu sipariş verenlere 10’uncu aydan sonraya gün veriyoruz” dedi.

TMO Mayıs ayında ucuz arpa, buğday ve mısır satışı yapacak mı? İşte ucuz buğday satış miktarı ve fiyatları!

Toprak Mahsulleri OfisiMayıs ayı ekmeklik buğday ve mısır satış miktarı ve fiyatını yayınladı. TMO bilindiği üzere un ve yem regülasyonu kapsamında un fabrikalarına ve yetiştiriciye düşük fiyattan ekmeklik buğday, arpa ve mısır satışı yapıyor. 

UCUZ ARPA SATIŞI DURDURULDU

TMO, Mayıs ayında ucuz buğday ve mısır satışına devam ederken, arpa hasadının yaklaşmasından dolayı ucuz arpa satışına son verdi. TMO, Mayıs ayı için ucuz arpa satışı ile ilgili esasları yayınlamadı. 

UCUZ BUĞDAY KAPSAMINDA 700 BİN TON ÜRÜN SATIŞA AÇILDI

TMO, Mayıs ayında un fabrikalarına ve bulgur fabrikalarına 3460 – 3575 TL/ton fiyattan toplam 700 bin ton ekmeklik buğday satışı yapacak. Satışı yapılacak ekmeklik buğdayın tamamı ithal buğdaydan karşılanacak. Ucuz buğday satışı ile başvurular 30 Nisan’da dolarken, satışı yapılacak ekmeklik buğdaylar 31 Mayıs’a kadar başvuru sahiplerine teslim edilecek. ELÜS satışları ise 9 – 27 Mayıs tarihleri arasında her gün ELÜS tahsis miktarları takas için TÜRİB’de işlem görecek. 

221 BİN TON MISIR 3950 TL/TON FİYATTAN SATILACAK

TMO diğer yandan kanatlı hayvan besici yetiştiricilerine ve büyükbaş yetiştiricilerine 3950 TL/ton fiyatla toplam 221 bin 27 ton ve ELÜS stok miktarı da 39 ton olmak üzere mısırı satacak. Mısır satışı için başvurular 1 Mayıs’ta başlarken, 11 Mayıs’ta son buldu. Başvuru sahiplerinden parasını yatırmış olanlara ürün teslimi 10 Haziran’a kadar yapılacak. 


MISIR SATIŞ ESASLARI

Mısır satışlarımız ise Kanatlı Hayvan Besici Yetiştiricilerine (Beyaz Et, Yumurta vs.) ve Büyükbaş Yetiştiricilerine (24 aydan büyük dişi büyükbaş) 3.950 TL/Ton fiyatla peşin bedel mukabili olarak yapılacaktır. Satışlarımız için başvurular mısırlar için 01 Mayıs – 11 Mayıs 2022 (dahil) tarihleri arasında gerçekleştirilecektir. Mısır satışlarımız için başvurular “TMO ELEKTRONİK SATIŞ PLATFORMU” üzerinden alınacaktır. Satışı yapılan mısır stokları için 27 Mayıs 2022 (dahil) tarihinde sona erecektir. Başvuru sahiplerinden parasını yatırmış olanlara; mısırda 10 Haziran 2022 (dahil) tarihine kadar teslimat yapılabilecektir. ELÜS satışlarında; mısırlar ise 16 Mayıs – 27 Mayıs 2022 (dahil) tarihleri arasında her gün ELÜS tahsis miktarları takas için TÜRİB’ de işlem görecektir.

MISIR Mısır satışına başvuru yapacak kanatlı hayvan besici-yetiştiricilerinin 01 Nisan 2022 veya sonrası tarihli mevcut hayvan sayısını gösteren (kaç baş ve cins) belge ile birlikte başvuru tarih aralığında işyerlerimize müracaat etmeleri ve başvuru süresi içerisinde TMO elektronik satış platformundan başvurusunu tamamlaması gerekmektedir. Yine büyükbaş (24 Aydan Büyük Dişi) besicileri hinterlandında bulundukları Başmüdürlük/Müdürlüklerine süresi içerisinde işletme numarası ile başvuru yapacaklardır.

BÜYÜKBAŞ (24 AYDAN BÜYÜK DİŞİ) BESİCİLERİ

Besici ve yetiştiricilerimiz, mısır satışlarımıza yalnızca 24 aydan büyük dişi büyükbaş hayvanları için başvuracaktır. Başvuru sahiplerinin fiili tüketim hesaplamasında yalnızca 24 aydan büyük dişi büyükbaş hayvanlar esas alınacaktır. Büyükbaş (24 aydan büyük dişi) besicilerinin kuruluşumuzdan mısır almak için hinterlandında bulunduğu (talep sahibi firmanın vergi kaydının bulunduğu ilçe/ilin bağlı olduğu TMO Başmüdürlüğüne/Şube Müdürlüğüne) TMO işyerine, müracaat etmesi ve başvuru süresi içerisinde TMO elektronik satış platformundan başvurusunu tamamlaması gerekmektedir. Besici ve yetiştiricilere yapılacak mısır satışlarımız liman işyerlerinden teslim edilecektir. Büyükbaş (24 aydan büyük dişi) besiciliği yapanlara hayvan başına günde 2 kg olarak 1 aylık tüketim miktarına kadar satış yapılabilecektir.

Kuruluşumuzdan satın aldıkları ürünleri üçüncü şahıs ve kuruluşlara satmaları veya devretmeleri halinde, Kuruluşumuzca kendilerinden istenilen evraklarda sahtecilik ve usulsüzlük yaptıklarının tespit edilmesi halinde 1 (bir) yıl süre ile kendilerine satış yapılmamasını, mevcut ve ileride güncellenecek verilerinin işlenmesi ve saklanması ile Kuruluşumuzca istenilen bilgi, belge ve verilerin diğer kurum ve kuruluşlarla paylaşılarak teyit edilmesini (sorgulanmasını) kabul ettiklerine dair ekte yer alan taahhütname alınacaktır. Söz konusu taahhütnamede güncelleme yapıldığından ekli taahhütname talep sahiplerince kaşe basılıp imzalandıktan sonra elden teslim edilecektir. 

KANATLI HAYVAN BESİCİ VE YETİŞTİRİCİLERİ

Kanatlı hayvan yetiştiriciliği (yumurta, beyaz et, vb.) başvurularını TMO elektronik satış platformu üzerinden yapacaklardır. Kanatlı sektörü için kayıtlı oldukları İl/İlçe Tarım Orman Müdürlüklerinden kaç baş ve cins hayvan beslediklerini (Başmüdürlük/Müdürlükleriniz bu bilgiyi Bakanlığımız Kanatlı Bilgi Sisteminden teyit edebilecektir) veya Kanatlı Bilgi Sisteminden kaç baş ve cins hayvan beslediklerini belgelemeleri hâlinde (01 Nisan 2022 veya sonrası tarihli mevcut hayvan sayısını gösteren); broiler (etlik) tavuklar için hayvan başına günlük 60 gr , yumurtacı tavuklar için hayvan başına günlük 90 gr, damızlık (etlik ve yumurtalık) tavuklar için hayvan başına günlük 100 gr üzerinden 1 aylık tüketim miktarına kadar satış yapılabilecektir. Hindi ve kazlar için bu rakam günde 300 gr, yarka, civciv vb. için 20 gr, hindi palazı için ise 175 gr üzerinden fiili tüketim miktarı esas alınacaktır.

Hesaplamalarda kümes canlı kapasitesi kesinlikle dikkate alınmayacaktır. Talep sahiplerinin mamul madde ihracatı var ise fiili tüketimin ait olduğu yıl içerisinde Dahilde İşleme İzin Belgesi (DİİB) kapsamında gerçekleşen mısır ithalat miktarını belirten yazıyı Ticaret Bakanlığı Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüklerinden temin ederek getirecekler, bu miktar yıllık fiili tüketim miktarlarından düşülerek hesaplamalar buna göre yapılacaktır. Şayet talep sahibi adına fiili tüketimin ait olduğu yıl içerisinde belge düzenlenmemiş ise bu durumun da yazılı olarak verilmesi gerekmektedir

Kuruluşumuzdan satın aldıkları ürünleri üçüncü şahıs ve kuruluşlara satmaları veya devretmeleri halinde, Kuruluşumuzca kendilerinden istenilen evraklarda sahtecilik ve usulsüzlük yaptıklarının tespit edilmesi halinde 1 (bir) yıl süre ile kendilerine satış yapılmamasını, mevcut ve ileride güncellenecek verilerinin işlenmesi ve saklanması ile Kuruluşumuzca istenilen bilgi, belge ve verilerin diğer kurum ve kuruluşlarla paylaşılarak teyit edilmesini (sorgulanmasını) kabul ettiklerine dair ekte yer alan taahhütname alınacaktır. Söz konusu taahhütname talep sahiplerince kaşe basılıp imzalandıktan sonra elden teslim edilecektir.


BUĞDAY SATIŞ ESASLARI

Kuruluşumuzca ekmeklik buğday satışları Un Fabrikalarına ve Bulgur Fabrikalarına 3.460-3.575 TL/Ton fiyatla peşin bedel mukabili, Satışlarımıza için başvurular ekmeklik buğdaylarda 26 Nisan 2022 – 30 Nisan 2022 (dahil) tarihleri arasında gerçekleştirilecektir. Buğday ve mısır satışlarımız için başvurular “TMO ELEKTRONİK SATIŞ PLATFORMU” üzerinden alınacaktır. Satışı yapılan ekmeklik buğday stokları için para yatırma süresi 20 Mayıs 2022 (dahil), tarihinde sona erecektir. Başvuru sahiplerinden parasını yatırmış olanlara; ekmeklik buğdayda 31 Mayıs 2022 (dahil), tarihine kadar teslimat yapılabilecektir. ELÜS satışlarında; ekmeklik buğdaylar 09 Mayıs 2022 – 27 Mayıs 2022 (dahil) tarihleri arasında her gün ELÜS tahsis miktarları takas için TÜRİB’ de işlem görecektir.

"207 ÜLKEYE TARIM ÜRÜNÜ İHRAÇ EDİYORUZ"

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Türkiye, tarım ve orman sektörlerinde kendine yeten net ihracatçı bir ülkedir. 207 ülkeye iki binden fazla tarımsal ürün ihracatı gerçekleştirmekteyiz” dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı ile Avrupa Birliği (AB) Yüksek Düzeyli Tarım Diyalog Toplantısı düzenlendi. İlk olma özelliği taşıyan toplantıya Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ve AB Tarımdan Sorumlu Komisyon Üyesi Janusz Wojciechowski başkanlık ederken, Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü (TAGEM) Nevzat Birişik, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü İsmail Üzmez, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Durali Koçak, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mehmet Hasdemir de toplantıda yer aldı.

“TÜRKİYE AB İÇİN YALNIZCA KOMŞU BİR ÜLKE YA DA ÖNEMLİ BİR ORTAK DEĞİLDİR”

Bakan Kirişci yaptığı açılış konuşmasında, AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olmaya devam ettiğine vurgu yaparak, “Bu yolda sürdürdüğümüz katılım müzakereleri ise ilişkilerimizi adeta bel kemiğidir. Türkiye AB için yalnızca komşu bir ülke ya da önemli bir ortak değildir. Türkiye’nin en önemli özelliği müzakere eden aday ülke olmasıdır” dedi.

“AB’NİN ARTIK İLİŞKİLERİMİZİN ÖNÜNÜ AÇACAK ŞEKİLDE SOMUT VE ANLAMLI ADIMLAR ATMASINI BEKLİYORUZ”

Kirişci, Rusya-Ukrayna savaşının ve Türkiye bölgesinde meydana gelen gelişmelerin Türkiye’nin AB için başta güvenlik ve enerji olmak üzere pek çok alanda önemini teyit ettiğini belirterek, “İçinde bulunduğumuz jeopolitik sınamanın ciddiyeti, AB’nin küresel konularda Türkiye’yi yanında tutması ve dahil etmesi gereğini açıkça ortaya koymaktadır. Üyelik dayanışması ve veto hakkını kötüye kullanımının AB’nin stratejik çıkarlarına zarar vermesine izin vermemesinin temenni ediyoruz. Tüm bunlarla beraber AB’nin artık ilişkilerimizin önünü açacak şekilde somut ve anlamlı adımlar atmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Covid-19 pandemisinin, iklim değişikliğinin ve savaş gibi küresel krizlerin sürdürülebilir gıda sistemine geçişte yakın iş birliğinin önemini ortaya koyduğuna dikkati çeken Kirişci, “Gıda güvenliğinin tüm dünyanın gündeminde önemli bir yer tuttuğu bu dönemde tarım alanında iş birliğimizin geliştirilmesine özel önem veriyoruz. Türkiye aday ülke ve Gümrük Birliği ortağı olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Ukrayna Savaşı kapsamında AB’nin tarım ve gıda güvencesi politikalarındaki gelişmeleri yakından takip etmektedir” ifadelerini kullandı.

“İŞ BİRLİĞİMİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN ADAY ÜLKELERİN KATILDIĞI ÖNEMLİ ETKİNLİKLERE ÜLKEMİZİN DE DAVET EDİLMESİNDEN MEMNUNİYET DUYACAĞIZ”

Türkiye’nin ve AB Komisyonu’nun gıda ve tarım sektörlerindeki sorunların ele alındığı birçok platformda yakın temas içinde olduğunu savunan Bakan Kirişci, “Bu yakın iş birliğini gelecekte de sürdürmek istiyoruz. Ayrıca iş birliğimizi geliştirmek için aday ülkelerin katıldığı önemli etkinliklere ülkemizin de davet edilmesinden memnuniyet duyacağız. Bunun altını ısrarla çizmek istiyorum” dedi.

“TÜRKİYE İLE AVRUPA BİRLİĞİ’NİN EN ÜST SIRALARDAKİ İHRACATÇILARINDAN VE İTHALATÇILARINDAN BİRİ”

AB Tarımdan Sorumlu Komisyon Üyesi Janusz Wojciechowski, söz konusu toplantının, tarım alanında Türkiye ile AB arasındaki düzenlenen ilk düzey diyalog toplantısı olduğunu belirterek, “Çok uzun süreden bu yana planlanan bir diyalog. Bugün bir arada olduğumuz için çok memnuniyet duyuyorum. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin tarım alanında çok uzun bir geçmişe sahip bir ticari ilişkisi ve karşılıklı bağımlılığı var. Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ortağı. Öte yandan Türkiye ile Avrupa Birliği’nin en üst sıralardaki ihracatçılarından ve ithalatçılarından biri” diye konuştu.

“(TÜRKİYE’NİN İHRAÇ ETTİĞİ MALLARDA) HALEN BİRTAKIM KISITLAR MEVCUT”

Türkiye ile AB’nin ticari geçmişinin 1969 yılında imzalanan Ankara Anlaşması’na dayandığını hatırlatan Wojciechowski, şöyle devam etti:

“Bu anlaşmanın imzalanması ile birlikte 1996 yılında Gümrük Birliği’nin kuruluşunun temelleri atılmış oldu. Bu vesileyle ekonomik ve ticari politikalarımızın aynı çizgide buluşması sağlandı. Gümrük Birliği sayesinde ikili ticaret hacmimiz geçtiğimiz 20 yıl içerisinde 7 kat artış kaydetti. Her iki tarafın çıkarına bir artış söz konusu oldu. Bu kapsamda sadece işlenmiş tarım ürünleri kapsama alınmıştı. Bu bizim için kaygı uyandırıcı. Tarım ürünleri daha sonraya bırakılmıştı. Bu boşluğu doldurabilmek için tarım ürünleri alışverişimize tercihli bir rejim oluşturduk 1998 yılında. Bu rejim sayesinde genel itibarıyla ticaret akışında güzel sonuçlar elde ettik. Buna karşı, halen birtakım kısıtlar mevcut. Belirli ürünler için örneğin sığır ve canlı büyükbaş hayvan gibi zaten bu konuları da gündemimize alacağımızı düşünüyorum.”

İki taraf arasındaki ticari ilişkilerin, ekonominin genel durumu açısından büyük hassasiyet gösterdiğine vurgu yapan Wojciechowski, “Liranın değer kaybı ve bunun ticaret dengemiz üzerindeki etkisiyle de bunu bir kez daha görmüş olduk” dedi.

“TÜRKİYE’DEKİ ÇİFTÇİLER AVRUPA BİRLİĞİ’NDEKİ ÇİFTÇİLERİ YAKIN BİR NOKTADA DURUYOR”

Wojciechowski, şunları söyledi:

“Bakan, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olması konusunda kararlılığını dile getirdiniz. Bu süreci daha güçlü bir şekilde ilerletme arzumu ben de dile getirmek istiyorum. Hem kendi güvenliğimiz hem de gıda güvenliği için konuşmak gerekirse, Türkiye’deki çiftçiler, Avrupa Birliği’ndeki çiftçilere yakın bir noktada duruyor. İşte bu nedenle bu işi geliştirmek hepimizin çıkarına.”

Açılış konuşmalarının ardından Bakan Kirişci ve Wojciechowski, ortak basın toplantısı toplantısı düzenledi.

“ÜYELİK PERSPEKTİFİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ VE İLERLETİLMESİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR”

Bakan Kirişci ortak basın toplantısında yaptığı konuşmasında, toplantı boyunca mevcut küresel gelişmeleri göz önünde bulundurup Türkiye ile AB arasındaki diyaloğu ve iş birliğini daha da ileriye taşımanın yollarını el aldıklarının bilgisini vererek, “Çünkü biliyoruz ki, Türkiye ile Avrupa Birliği’nin menfaatleri, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği ekseninde, birbirini tamamlar ve güçlendirir niteliktedir. Bu nedenle üyelik perspektifinin güçlendirilmesi ve ilerletilmesi büyük önem taşımaktadır” dedi.

Bakan Kirişci, Türkiye’nin tarımsal hasıla açısından Avrupa’da birinci, dünyada ise ilk 10 ülke arasında yer aldığını ifade ederek, son üç yıl boyunca tarım ve ormancılık sektörlerinin istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ettiğini söyledi.

“TÜRKİYE, TARIM VE ORMAN SEKTÖRLERİNDE KENDİNE YETEN NET İHRACATÇI BİR ÜLKEDİR”

Bakan Kirişci, şöyle devam etti:

“Türkiye, tarım ve orman sektörlerinde kendine yeten net ihracatçı bir ülkedir. 207 ülkeye iki binden fazla tarımsal ürün ihracatı gerçekleştirmekteyiz. 17,7 milyar doları son üç yılda olmak üzere, 19 yılda 85,3 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. Hepimizin tanık olduğu gibi, 2020’nin başından bu yana devam eden Covid-19 salgını, dünyada tarım ve gıdanın önemini ortaya çıkardı. Hem salgın hem de savaş gibi yaşanan diğer krizler sebebiyle dünya genelinde, gıda tedarikinde ciddi sorunlar yaşanmaya devam etmektedir. Çok şükür, aldığımız tedbirler sonucu gıda arzında hiçbir sıkıntı yaşamadık, bundan sonra da yaşamayacağımızı ifade etmek isterim.”

Kirişci, hiçbir kaynağın sonsuz olmadığına vurgu yaparak, “Dünyanın doğal kaynaklarını yarın yokmuşçasına tüketerek, biyoçeşitliliğin yok olmasına göz yumarak, küreselleşen dünya yaklaşımının; çevre ve iklim değişikliği konusunda neler yapabileceğini biliyoruz” diye konuştu.

Kirişci’nin ardından konuşan Wojciechowski, Türkiye ile AB’nin dış ticaretinin 7 kat arttığına dikkati çekerek, “İki tarafında faydasını gördüğü bir artış oldu bu. Buna karşın halen belirli ürünlerle ilgili birtakım kısıtlamalarla karşı karşıyayız. Sığır eti gibi. Bu hususu toplantıda ayrıntılı bir şekilde ele aldık. Bu sorunları en kısa sürede çözeceğimizden benim hiç şüphem yok” dedi.

“(Türkiye’nin) Hem finansman hem de IPARD Programı’nın kapsamı açısından bir genişleme talebini tam anlamıyla destekliyorum”

Wojciechowski, şunları söyledi:

“Başka önemli gündem programımızda IPARD Programı idi. Uzun yıllardan bu yana kapasite geliştirme konusunda, IPARD Programı ile yürüttüğümüz faaliyetlerde çok başarılı sonuçlar elde ettik. Türkiye’de 21 binin üzerinde proje gerçekleştirildi IPARD Programları kapsamında. 85 binin üzerinde yeni istihdam oluşturuldu. Bu bir başarı öyküsü. Bu çalışmalarımıza devam edeceğiz Türk tarafı ile. IPARD III Programı’nın genişletilmesi ile yönünde bir talep oldu. Hem finansman hem de IPARD Programı’nın kapsamı açısından bir genişleme talebi geldi. Bunu fikir olarak tam anlamıyla destekliyorum. Ancak Avrupa Komisyonu tam olarak nasıl bir genişleme yapılabileceği hususu tartışılacaktır.”

Toplantıda gıda güvenliği konusunu da masaya yatırdıklarını dile getiren Wojciechowski, “Özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı ışığında bu konuyu ele aldık. Bu savaşın küresel gıda güvenliği bakımından oluşturduğu riskleri konuştuk. Ukrayna özellikle buğday, mısır, ayçiçeği gibi ürünlerde çok önemli bir ihracatçı konumunda. Bu konu başlığı kapsamında gıda güvenliğini küresel düzeyde nasıl güvence altına alabileceğimizi konuştuk” diye konuştu.

Basın toplantısı, Bakan Kirişci’nin Wojciechowski’ye göbekli tepe sembolü bulunan bir tablo hediye etmesinin ardından son buldu.

UÇAK MÜHENDİSİ İŞİNİ BIRAKARAK SEBZE ÜRETİYOR

M İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra yıllarca savunma ve otomotiv sektöründe çalışan Cavit Çınar, bir firmanın Ar-Ge müdürü olarak geldiği Antalya’da sebze üretimine başladı.

Antalya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki firmada topraksız tarımla tanışan ve ardından Japonya’da bu işin eğitimini alan 50 yaşındaki Çınar, şehir yaşamından uzaklaşıp yaklaşık 2 yıl önce Konyaaltı ilçesindeki Karatepe Mahallesi’ne yerleşti.

Kiraladığı iki dönüm arazide sağlıklı sebzeler üretmek isteyen Çınar, ilk etapta topraksız tarım uygulamasıyla marul yetiştirmeye başladı.

Tesisin mühendislik işlerini de kendisi yapan Çınar, ürün çeşitliliğini artırmayı ve önümüzdeki yıllarda ihracata yönelmeyi hedefliyor.

“Tarımın şehre taşınması için çalışıyoruz”

Çınar, AA muhabirine, yaklaşık 20 yıldır “beyaz yakalı” olarak geçen meslek hayatına bundan sonra tarım sektöründe devam edeceğini söyledi.

Hemen herkesin bunaldığı zaman bir köye yerleşmeyi ve tarımsal üretim yapmayı hayal ettiğini belirten Çınar, “Ama bu iş o kadar romantik değil. Bir altyapınızın olması gerekiyor. Benim dede tarafım köylü olduğu için ben bu yaşam tarzına alışığım. Bu nedenle memnunum, mutluyum.” dedi.

Çınar, tarım sektörünün günümüzde savunma sanayi kadar stratejik hale geldiğine dikkati çekerek, gerekli yatırımların yapılmaması halinde insanların gelecekte kıtlıkla karşılaşabileceğini düşündüğünü ifade etti.

Topraksız tarımın çok geniş uygulama alanları ile öne çıktığını anlatan Çınar, şöyle konuştu:

“Topraksız tarım, şehirde bile tarımın kolaylıkla yapılabilmesine olanak sağlıyor. Biz de şirket olarak tarımın şehre taşınması ve kapalı ortamlarda dahi ürün yetiştirilebilmesi için çalışıyoruz. Geleneksel tarımdan en önemli farkı ilaç kullanılmaması. Bitkinin alacağı mineralleri suyun içine enjekte ediyoruz. Ürün daha besleyici oluyor. Verim oranımız da geleneksel tarıma göre daha yüksek oluyor. Ayrıca çok daha hızlı ürün alıyoruz. Mesela geleneksel tarımda marul 60 günde toplanırken, susuz tarımda 35-40 günde hasat ediliyor.”

Kabak, patlıcan, domates ve çilek üretimi ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Çınar, şunları kaydetti:

“Dünyada her yıl 12 milyon dönüm arazi ekilebilir olmaktan çıkıyor. Ülkemizde de ekilebilir alanlarda kaybettiğimiz ürünleri topraksız tarımla, iklimlendirme yatırımlarına gerek olmadan yetiştirebilecek duruma gelmeliyiz. Bazı bölgelerde toprağın kuraklaşması, tuz oranının artması sebebiyle bazı ürünler yetişmiyor. Biz de Ar-Ge’sini yaptığımız ürünleri, topraksız tarım teknolojileriyle kurak bölgelerde yetiştirmeyi planlıyoruz. Ülke olarak halen bir tarım ülkesiyiz. Özellikle kalitesi yüksek ürünler ihracata gidiyor ve bu sebeple iç pazarda boşluklar oluşuyor. Biz bu boşlukları doldurmaya çalışıyoruz.”

Çınar, topraksız tarımla üretilen ürünlerin sağlıklı ve besleyici olduğunun bilinmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

ALTERNATİF ÜRÜN SUSAM YETİŞTİRİCİLİĞİ PROJESİ

Susam tohumlarında %50-60 yağ ve %25 protein bulunduran bir yağ bitkisidir. Yazlık bir yağ bitkisi olan susam yemeklik yağ sanayinde kullanımından ziyade tahin ve tahin helvası üretiminde ve kuru pasta, simit gibi unlu gıdaların imalatında kullanılmaktadır.

Ana ürün tarımında olduğu kadar ikinci ürün tarımında da yer alan susam, yetişme süresinin kısalığı nedeniyle her kültür bitkisi ile ekim nöbetine girebilmesi susam tarımını daha cazip hale getirmektedir. Son yıllarda Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hububattan sonra ikinci ürün olarak ekilişi yaygınlaşmaktadır.

Ekim alanlarının genişletilmesi yerine, mevcut potansiyel alandaki verimin artırılması ve ikinci ürün tarımında susam üretimine yer verilmesi bitkisel yağ açığının kapatılmasına ve susam ithalatının önlenerek döviz tasarrufuna katkıda bulunacaktır.

İlimizde 2021 yılı ÇKS verileri göz önüne alındığında Susam Yetiştiriciliği yapılan alanın 200 dekar olduğu görülmüştür. Bu nedenle İlimizdeki Susam Yetiştiriciliğinin tekrardan canlandırılması amacıyla İl Müdürlüğümüzce hazırlanan ‘’Alternatif Ürün Susam Yetiştiriciliği Projesi’’ Tarım ve Orman Bakanlığı, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünce 2022 yılında “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi” kapsamında uygun görülmüş olup söz konusu proje yürürlüğe konulmuştur. Bu proje ile Susam Tohumu dağıtımıyla, sürdürülebilir susam yetiştiriciliğini geliştirmek, özellikle küçük aile işletmelerinin gelirlerini arttırmak ve susam yetiştiriciliğini teşvik etmek için susam tohumu hibe etmek amaçlanmaktadır.

Susam İlimizde hem kuru şartlarda birinci ürün hem de sulu şartlarda yetiştirilen buğday ve sarımsaktan sonrada ikinci ürün olarak ekilebilmektedir. Dekara verimi (sulu tarımda ikinci ürün yetiştiriciliği yapıldığında) ortalama 100 kg’dır. 10.000 dekar alanda yapılacak olan susam yetiştiriciliği için toplam 1000 tonluk bir rekolte hedeflenmektedir.

Bu proje kapsamında üreticilerimize; her 1 dekar alan için, 1 kg susam tohumu olmak üzere %75’i hibe destekli, %25’i üretici katkılı 10.000 dekar arazi için 10 ton susam tohumu dağıtımı gerçekleştirilecektir. Projeye başvuru yapmak isteyen üreticilerimizin İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerimize 22.04.2022 tarihine kadar başvuru yapmaları gerekmektedir.

Main Menu