28.03.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Tarım ve Orman Bakanlığından arıcılara ilave şeker arzı müjdesi

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, 2021-2022 üretim döneminde sektörün girdi maliyetleri ve fiyat artışı gibi önemli hususları dikkate alan Bakanlık, arı üreticilerine ek arz sağlanmasını kararlaştırdı.

Bugüne kadar arıcılara Bakanlıkça 14 bin ton şeker arzı sunulduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Bakanlığımızın yaptığı yeni planlama sonucunda da üreticilerimizin daha fazla ürün elde edebilmesine imkan sağlayabilmek için 16 bin ton şeker arzı daha sağlanmış olup, Tarım İl Müdürlükleri üzerinden arıcılarımızın hizmetine sunulmuştur. Bakanlığımızca, Türkşeker vasıtasıyla bir önceki yıl arıcılara 3 bin 500 ton şeker tedariki sağlanmıştır. Sektörel gelişmeler ışığında Bakanlığımızın arı üreticilerine bu üretim döneminde toplamda tedarik edeceği şeker miktarı, bir önceki yıla kıyasla yaklaşık 9 kat artırılarak 30 bin ton rakamına yükseltilmiştir. Bakanlık olarak sektörün ihtiyaçları doğrultusunda her zaman üreticilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Yağışların Trakya'da buğday ve ayçiçeğinde rekolteyi artırması bekleniyor

Son yıllarda kuraklık yaşanan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da mart ayında etkili olan sağanak ve kar sayesinde toprak suya doydu.

Başta buğday olmak üzere ekili mahsulün gelişimine katkı sağlayan yağışlar, üreticiyi sevindirdi.

Baraj ve göllerde doluluk oranlarının artması üreticilerin yaz döneminde rahat bir sulama yapmasını sağlayacak.

Kırklareli Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy, AA muhabirine, bu yıl yağışlara bağlı olarak buğday rekoltesinde yükseliş beklendiğini söyledi.

Sağanak ve kar ile baraj ve göllerde doluluk oranlarının arttığını ifade eden Aksoy, bu sayede yaz döneminde de tarım alanlarının rahatlıkla sulanabileceğini kaydetti.

Trakya’da şu an su probleminin görünmediğini aktaran Aksoy, “Göletlerimiz ve barajlarımız dolu. Bu, verimde çarpı iki demek. Yani sulu olan alanlarda zaten dekara aldığımız ürünün iki katını alıyoruz. Meyvecilikte de tahıllarda da sebzecilikte de böyle. Su hayat, su en önemli doğal kaynak.” dedi.

Geçen yıl buğdayda dekar başına 1200-1300, ayçiçeğinde 250-300 kilogram verim alındığını anlatan Aksoy, bu yıl bu rakamların üzerine çıkmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Geçen yıl buğdayda 640 bin ton, ayçiçeğinde 240 bin ton mahsul alındığını vurgulayan Aksoy, “Allah kaza bela vermez ve nisan ayında da yağışlarımız iyi giderse Kırklareli’nde bu yıl 740 bin ton buğday, 260-270 bin ton ayçiçeği rekoltesi hedefliyoruz.” diye konuştu.

“Arazide ekili buğday ve kanola var”

Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı ise ekim ayından bu yana etkili olan yağışların buğdayın gelişimi açısından faydalı olduğunu söyledi.

Geçmiş yılların ortalamasına bakıldığında ürünün kış döneminde iyi yağış aldığını belirten Arabacı, “Bugün arazide ekili buğday ve kanola var. Onların gelişiminde herhangi bir sıkıntı gözükmüyor. Gelişimleri güzel.” dedi.

Arabacı, sadece kış yağışlarının buğdayın gelişimi için yeterli olmadığını, baharda belli aralıklarla yağacak yağmurun da ürün için önemli olduğunu belirtti.

Buğdayın ihtiyaç duyduğu dönemde alacağı yağış sayesinde, kış dönemi kurak geçse bile iyi verim alınabildiğini aktaran Arabacı, “Bugün baktığımızda aldığımız yağışlar iyi, ürünün gelişimi güzel. İnşallah önümüzdeki dönemlerde de güzel yağışlarla güzel ürün alırız. Hem kendi ekonomimize hem ülke ekonomimize katkı sağlamış oluruz inşallah.” ifadelerini kullandı.

“Buğday dışındaki ürünlerde de rekolte yüksek gelecek”
Tekirdağ Tarım ve Orman Müdürü Oktay Öcal da son dönemdeki yağışların çiftçileri sevindirdiğini dile getirdi.

Buğday ve arpada çiftçinin verimli bir yıl beklediğini vurgulayan Öcal, şunları kaydetti:

“Şimdiye kadar yağışlar güzel gitti. Kar fazla olsaydı çok daha güzel olacaktı. Yine de bu yıl beklentimiz güzel. İnşallah yıl boyunca yağış bu şekilde devam ederse üreticinin yüzü gülecek. Nisan ayındaki yağışlarla birlikte buğdayda verim artışı olacaktır. Geçen yıl üreticilerimiz buğday veriminden oldukça memnundu. Çiftçilerimiz yıl boyunca çok uğraşıyor. Üreticilerimiz emeklerinin karşılığını alacak gibi görünüyor. Buğday dışındaki diğer tarım ürünlerinde de rekolte yüksek gelecek inşallah.”

Çukurova'da ayçiçeği tohumları toprakla buluştu

Adana’nın Kozan ilçesinde çiftçiler ayçiçek tarlalarında yoğun mesaiye başladı.
Adana’nın Kozan ilçesinde çiftçiler ayçiçek tarlalarında yoğun mesaiye başladı. Bu yıl verimden umutlu olduklarını ve üretimde artış yaşanmasını beklediklerini söyleyen çiftçiler, zincir marketlerin yağ fiyatlarına da tepki gösterdi.

Kozan’da bu yıl ayçiçek üretimine havaların ısınmasıyla birlikte başlayan çiftçiler, tarlalarında yoğun mesai yapıyor. Maliyeti ve masrafı düşük olduğu için bu yıl da çiftçinin ayçiçeğine yöneldiğini kaydeden Bahri Aladağ, onlarca dönüm araziye ayçiçek ekimi gerçekleştirdiklerini söyledi. Çukurova’da üretimde artış olduğunu ifade eden Aladağ, “Ayçiçeği çok maliyetli değil. Gübre ve mazot maliyeti düşük. Büyük marketlerdeki fahiş artışlar tepkiliyiz. Ayçiçeğinin bu yıl daha çok ekim yapılacağını düşünüyorum. Büyük marketler kafalarına göre fahiş artışlar yapabiliyor. Ülkemizin ihtiyacının karşılanması için üretimin artması gerektiğini düşünüyorum. Bunda sorun tarım politikası mı, denetim yetersizliğimi? Bilmiyorum. Geçen yıl ben ayçiçek ekimi yapmadım ama eken arkadaşlarım kilosu 4,5 TL’den sattı. Bizde bu yıldan umutluyuz” dedi.

Variano EC 400 Sürdürülebilir Buğday Tarımına Destek Oluyor

Bayer’in geliştirdiği Variano EC 400; inovatif teknolojisiyle sağlıklı ve sürdürülebilir buğday tarımına katkıda bulunuyor.

Bayer’in geliştirdiği Variano EC 400; inovatif teknolojisiyle sağlıklı ve sürdürülebilir buğday tarımına katkıda bulunuyor.
Buğdayda kök ve kökboğazı çürüklüğü, septorya yaprak lekesi ve tahıl küllemesi hastalıklarına karşı etkin koruma sağlayan Variano EC 400; verim artışına katkı sağlıyor.

Bayer, tarım alanında en iyi çözümleri sunarak üreticilere destek olmaya devam ediyor. Buğdayda kök ve kökboğazı çürüklüğü, septorya yaprak lekesi ve tahıl küllemesi hastalıklarına karşı uzun süreli etkin koruma sağlayan Variano EC 400 ile Bayer; verimli ve kaliteli buğday üretimine destek oluyor.

Buğdayın kardeşlenme ve sapa kalkma dönemlerinde uygulanması tavsiye edilen Variano EC 400; Xpro teknolojisi sayesinde buğdayın uzun süre yeşil kalmasını ve sağlıklı büyümesini sağlıyor.

Sürdürülebilir buğday tarımına katkı sağlayan Variano EC 400 ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Bayer satış temsilcisi ile iletişime geçebilirsiniz.

Marmarabirlik 918 milyon lira ciro açıkladı

Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’nin 2021 yılında net cirosu 918 milyon lira oldu. Birlikten 166 milyon lira da yatırım yapıldı.
Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’nden (Marmarabirlik) yapılan açıklamada, 2020/2021 İş Yılı Olağan Genel Kurulu’nda tek listeyle yapılan seçimde mevcut başkan Hidamet Asa’nın güven tazelediği belirtildi.

Açıklamaya göre Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, genel kurulda yaptığı konuşmada, 2010 yılından bugüne Marmarabirlik’in öz kaynaklarının 111 milyon liradan 729 milyon liraya yükseldiğini kaydetti.

Ortakların ödediği sermaye payının 34 milyon lira olmasına rağmen 21 kat değer kazandıklarını aktaran Asa, şu ifadeleri kullandı:

“Marmarabirlik kar ettikçe öz kaynakları da artmıştır. 2021 yılında net ciromuz 918 milyon liradır. 2010’dan bugüne entegre tesisler başta olmak üzere toplam 166 milyon liralık yatırım yapılmıştır. Marmarabirlik yaptığı yatırımlarla her geçen gün daha da büyümektedir. Öngörülebilirliği zor bir yılda 44 bin 500 ton ürün alımı gerçekleştirdik. Marmarabirlik, 450 milyon lira ürün bedeli, kilogram başına verilen 1 lira prim desteği toplamı 43,5 milyon lira, zirai ilaç ve organomineral gübre alımı için 40 milyon lira olmak üzere toplam 533 milyon 500 bin lira tutarında ödeme yapmıştır. Göreve geldiğimiz günden bugüne olduğu gibi ödemeler tamamen kendi öz kaynaklarımızla yapılmıştır. Önümüzdeki dönem ürün alım fiyatları açıklanırken girdi maliyetleri ve piyasa koşulları dikkate alınarak üreticimizin geçimini sağlayabileceği fiyat politikası ile alımlar yapılacaktır.”

Üreticilerin girdi maliyetlerinin arttığının farkında olduğunu bildiren Asa, şunları kaydetti:

“Gübre ve zirai ilaç desteği ile üreticilerimizin en önemli girdi kalemini oluşturan akaryakıt desteği verilmesine 1 Nisan 2022 tarihinde başlanacaktır. Bu destek için ortaklarımıza toplam 173 milyon lira kredi tahsisatı yapılmıştır. Kooperatifine son 3 yılda ortalama ürün teslimatı 1000 kilogram ve altında olan ortaklara 250 lira, 1001kg – 2 bin 500 kilogram arasında olan ortaklara 300 lira, ortalama teslimatı 2 bin 501 kilogram ve üstünde olan ortaklara 350 lira karşılığı tutarında akaryakıt desteği verilecektir. Üretime destek vermek amacıyla zirai ilaç, göztaşı, bordo bulamacı, organik ve organomineral gübre ve akaryakıt desteği için ortaklarımıza toplam 335 milyon lira kredi tahsisatı yapılmıştır.”

Asa, 2023’te 50 bin ton ürün satmayı ve 1 milyar 300 milyon lira net ciro elde etmeyi hedeflediklerini belirtti.

Tek liste ile gidilen ve 239 delegenin katıldığı genel kurulda oyların tamamını alan Hidamet Asa ve yönetim kurulu, ana sözleşme gereği 2026 yılına kadar görev yapacak.

Balıkesir Tıbbı ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Eğitim Merkezi oldu

Burhaniye ilçesinde, Balıkesir Büyükşehir Belediyesine bağlı Çiftçi Eğitim Merkezinde (BAÇEM)düzenlenen 7’nci Tıbbı ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Kursu tamamlanırken, 80 kursiyere katılım belgeleri verildi. Bu güne kadar yaklaşık 600 kişiye eğitim verildiğini anlatan BAÇEM Müdürü Nazım Tanrıkulu, Balıkesir’in Tıbbı ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Eğitim Merkezi haline geldiğini söyledi.

İlçenin kırsal Börezli Mahallesindeki Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi’nde(BAÇEM) başlayan 10 günlük Uygulamalı ve Sertifikalı Tıbbı ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Kursu tamamlandı. Yurdun değişik illerinden gelen 80 kişiye törenle belgeleri verildi. 10 gün süreyle uzmanlardan eğitim alan vatandaşlar, tıbbı ve aromatik bitki yetiştiriciliğini öğrenmenin mutluluğunu yaşadı. Bu güne kadar yaklaşık 600 kişiye eğitim verildiğini anlatan BAÇEM Müdürü Nazım Tanrıkulu, “ Tıbbı ve Aromatik Bitki Kursunun 7’sini yaptık. Türkiye’nin hemen her bölgesinden 600’ün üzerinde insana eğitim verdik. Milli Eğitim Bakanlığı sertifikalı bir kurslar düzenliyoruz. Bu kurs aslıda bir tarımsal gelişimcilik kursu. Türkiye’de Balıkesir’i bu anlamda bir merkez haline getirdik, yaptığımız çalışmalarla. Balıkesir tıbbı aromatik bitkiler açsından bir eğitim merkezi oldu. Aynı zamanda bir eğitim merkezi olmasının yanı sıra da yeni bir cazibe merkezi oldu. Artık, yeni yatırımcılar da tesisleşmek üzere Balıkesir’e gelmeye başladı” dedi. İzmir’den gelen kabin memuru Fulay Bozgül de,” Buraya geldiğimde kafamda çok bir hayal yoktu.. Ama, eğitim bitti ve o hayal şu anda oturmuş bir şekilde burada var. Umarım en kısa zamanda bunu gerçekleştiririz. Bu eğitime katılan inanların hapsini farklı bir tohum olarak görüyorum. Ve hepimiz burada toprağa düştük. Can suyumuzu verdiler. Umarım en kısa zamanda topraktan çıkarız ve bir şeyler üretiriz” diye konuştu. Muğla’dan gelen çiftçi Hakana Sevin ise, “ Gayet bilgilendirici oldu. Çok iyi eğitmenlerle dersler yaptık. Hocalar geldi. Orman müdürlüğünden olsun, Milli Emlaktan olsun, bizim alabileceğimiz tarımsal destekler konusunda da bilgiler verildi. Ben bizzat çiftçilik yapıyorum. Tıbbı aromatik bitki yetiştiriyorum. Denemeler yaptık. Kurstan sonra daha büyük alanda ekim yapmayı düşünüyorum” dedi. Burhaniye Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Şükrü Baykal da, “ Bende kursiyer oldum. Tabi kursun çok büyük faydaları var. Bunun dışında hem Turizm Derneği başkanı olarak da bakıyorum konuya biraz. 80 kişinin ilçemizde konaklaması da çok güzel. Her gün bu misafirlerimizi ilçemizi gezdirmemizin de çok yararı oldu. Turizm için de bize çok faydası olacağını düşünüyorum” dedi.

Prof. Dr. Lütfi Akca: "880 barajımız var, 660 göletimiz var"

“Dirençli Şehirler ve Şehrin Dönüşümü” temasıyla pek çok konunun masaya yatırıldığı Kartepe Zirvesi’nin üçüncü gününde ‘Su Pozitif Gelecek’ konulu panel yapıldı. Kocaeli Kongre Merkezi Selim Sırrı Paşa Salonu’nda moderatörlüğünü SDSN Türkiye Koordinatörü Bahar Özay’ın üstlendiği panele konuk olarak Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Lütfi Akca, İTÜ Peyzaj Mimarlığı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayriye Eşbah Tuncay, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SUEN Proje Geliştirme ve Uygulama Koordinatörü Aslıhan Kerç, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. İrem Daloğlu Çetinkaya katıldı.

Panelde konuşan Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Lütfi Akca, su yönetiminin zor bir konu olduğunu belirtti. Akca, bütün canlıların suya ihtiyacı olduğunu ve suyun ulaşmadığı hiçbir toplum, insan ve kesim bulunmadığını aktardı. Su yönetimi içerisindeki aktörlerin çok değişik olduğunu ve bu sebeple de su yönetiminin zor olduğunu belirten Akca, “En tepede suyu planlayan ve tesisleri, barajları yapan kurumlardan tutun da köyde kuyu açıp, tarlasını sulayan çiftçiye kadar herkes aslında su yönetiminin bir parçası. Diğer taraftan bu yerel bir kaynak. Yerel değerleri var, yerinde yönetilmesi gerekiyor, toplumla birlikte yönetilmesi gerekiyor, kullanıcılarla birlikte yönetilmesi gerekiyor. O zaman kullanıcıları da yönetmeniz gerekiyor. Dolayısıyla gerçekten zor bir konu” ifadelerini kullandı.

“880 barajımız var, 660 göletimiz var”
Su kaynakları yönetimim önemine değinen Akca, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz ne durumdayız? Bir şeyi çok iyi yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Yıllardan beri kurulmuş olan köklü kuruluşlarımız var. Onlar bu işleri yapıyorlar. Onlar tabii su var olduğu sürece işe yarayan altyapı, unsurlar. Ama artık altyapıyı belki bitirdik. Şimdi 880 barajımız var, 660 göletimiz var. 8,5 milyon hektar sulanabilir alanın herhalde 7,5 milyon hektarını sulayabilir durumdayız. İstatistiklere bakarsak, arıtma tesislerimiz belediyelerde yüzde 88’e, 90’a ulaştı. Ama sonuçlara baktığımız zaman artık su kaynaklarını farklı bir boyutuyla diğer bileşenleriyle de yönetmemiz gerektiğini söylememiz gerekiyor. Bunların başında talep yönetimi geliyor.”

Diğer konuşmacılar da suyun dünyadaki önemine değinerek, su stresi altında yaşandığını söyledi. ‘Temiz su kaynaklarımızı korumak için ne yapmalıyız?’ sorusuna da cevap arandığı panel oturumunda konuşmacılar, iklim değişikliğinin su krizini tetiklediğini ifade etti.

Main Menu