24.10.2023 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Yerli üretim ZİHA'lar tarımda verimi artırıp tasarruf sağlıyor

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ tarafından TÜYAP Samsun Fuar ve Kongre Merkezi’nde organize edilen 8. Samsun Tarım, Hayvancılık ve Teknolojileri Fuarı’nda, çiftçilere kolaylık sağlayan ZİHA’lar da tanıtıldı.

Yüzde 100 yerli yazılımla üretilen ZİHA’lar tarımsal faaliyetlerde zamandan ve iş gücünden tasarruf sağlarken birim alanda verimliliği de artırıyor.

İthal ürünlere göre hem uygun fiyat hem de yedek parça temininde kolaylık sağlayan yerli ürünlerle çiftçiler tohumlama, gübreleme ve ilaçlama yapabiliyor.

ZİHA geliştiren bir firmanın Genel Müdürü Başak Demir, ZİHA’ları Ondokuz Mayıs Üniversitesi bünyesindeki Samsun Teknopark’ta projelendirdiklerini söyledi.

 

Yerli üretim ZİHA'lar tarımda verimi artırıp tasarruf sağlıyor

 

Türk Patent ve Marka Kurumundan marka tescilini aldıklarını belirten Demir, “Türkiye’de zirai amaçla yapılmış en büyük kapasiteli hava aracını geliştirdik. Yerlilik oranımız yüzde 75 ama bu oran artmaya devam ediyor. Hem otonom yazılım yerli hem de görüntüleme teknolojisi yüzde 100 yerli olarak geliştiriliyor. Bu projeyi KOSGEB desteğiyle hayata geçirdik.” dedi.

İnsansız hava araçlarının çeltik üretiminde kullanımının da gittikçe arttığına işaret eden Demir, şöyle devam etti:

“Kapasitesi en büyük olan 50 litrelik dronumuzla bir kalkışta 22 dönüm arazi ilaçlanabiliyor, 15 dakika havada kalabiliyor. Sudan ve ilaçtan yüzde 60 tasarruf etmiş oluyoruz. Klasik traktörlerle ilaçlama ve gübrelemede teker izinden kaynaklı yüzde 6 verim kaybı yaşanıyor. Bunun önüne geçmiş oluyoruz.”

 

Yerli üretim ZİHA'lar tarımda verimi artırıp tasarruf sağlıyor

 

Zirai dronlar sayesinde gerektiği kadar zirai ilacı ürünle buluşturduklarını, bu sayede verimi artırırken doğanın da daha az kirletildiğini dile getiren Demir, “Her coğrafyaya ve üretilen ürüne göre kapasitesi değişiklik gösteren insansız hava araçları bulunuyor. İç Anadolu’da 18, Karadeniz’de 50, Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise 30 litrelik dronlar tercih ediliyor.” diye konuştu.

Demir, şunları kaydetti:

“Dron kullanılarak ekilen çeltikte yüzde 30 verim artışı var. Buğdayda da aynı oranda verim alıyoruz. Hem zamandan hem maddiyattan hem de işçinin yapacağı çalışmanın daha kısa sürede bitmesinden kaynaklı tasarruf var. Hem ekonomik hem de ergonomik açıdan çok büyük avantajlara sahip geliştirdiğimiz insansız hava araçları. Bu sebepten dolayı bu ürüne talep artmaya devam ediyor.”

Bolu'da Ekolojik Tarım Projesi Başlatıldı

TARIM ve Orman Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) iş birliğinde yürütülen ve Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen 7,2 milyon dolar bütçeli ekolojik tarım projesi, pilot il olarak belirlenen Bolu’da hayata geçirildi.

TARIM ve Orman Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) iş birliğinde yürütülen ve Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen 7,2 milyon dolar bütçeli ekolojik tarım projesi, pilot il olarak belirlenen Bolu’da hayata geçirildi.

FAO, Tarım ve Orman Bakanlığı ile iş birliğinde ‘Ekosistem Odaklı Gıda Üretiminin Teşvik Edilmesi Yoluyla Agroekolojik (Ekolojik Tarım) Yönetim Sisteminin Geliştirilmesi’ projesi pilot il Bolu’da hayata geçirdi. GEF tarafından finanse edilen 7,2 milyon dolar bütçeli ekolojik tarım projesiyle, bölgenin toprak dokusuna uygun tohumlar ve yöntemlerle sürdürülebilir tarım, sağlıklı ve erişilebilir üretim yapılması hedefleniyor. Çevre odaklı üretim sisteminin Türkiye’de rol modeli olması planlanan projede saha çalışmalarının ilk etabı başladı. Bolu’da saha ziyareti öncesi toplantı düzenlendi. Toplantıda, Bolu Tarım ve Orman İl Müdürü Zekeriya Ar, il müdürlüğü çalışanları, FAO Tarım Uzmanı Fazıl Düşünceli, Tarla Bitkileri Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Hümeyra Yaman ve enstitüden uzmanlar yer aldı. Toplantıda FAO ekibi tarafından projenin amaçları ve beklenen sonuçlar sunularak, yapılacak uygulamalar ve demonstrasyonlar hakkında değerlendirme ve istişare gerçekleştirildi.

Projeyle yaklaşık 50 bin dekarlık alanda çevreye duyarlı ekolojik tarım yöntemleriyle sağlıklı gıda üretimi için üretici kapasitelerinin arttırılması ve gıda ihtiyaçlarının güvenli bir şekilde temin edilmesine katkıda bulunulmasının amaçlandığı belirtildi. Ayrıca, Bolu’da agroekolojik üretim modeliyle çevreye duyarlı örnek bir üretim modeli inşa edilerek deneyimlerin Orta Asya ülkeleri ile de paylaşılabileceği vurgulandı. Saha ziyaretlerinde ise demonstrasyon yapılacak alanlar noktasal olarak belirlenirken, toprak analiz sonuçlarına göre ekimi yapılacak uygun bitki türleri ve çeşitler için değerlendirmeler yapıldı. Proje kapsamında kurulacak demonstrasyonlar ve ekimi yapılacak ürün ve çeşitler Eylül ayında Prof. Dr. Erhan Akça önderliğindeki FAO ekibi ve bakanlık uzmanlarından oluşan heyetin verdiği, toprak örneklerinin alınmasıyla ilgili uygulamalı eğitimler sonucu alınan toprak örnekleri analizlerinin sonuçları doğrultusunda belirlendi.

Bolu’da sürdürülebilir tarım prensiplerinin yaygınlaştırılmasını hedefleyen proje, ekosistem odaklı gıda üretim modelinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışacak. Projeyle küçük ölçekli tarımsal işletmelerin güçlendirilmesi ve doğal kaynakların korunmasına yönelik ekolojik tarımsal üretim yöntemlerinin yaygınlaştırılması ve yerel tarımsal ürünlerin güçlendirilmesi amaçlanıyor. Proje ile Türkiye’de entegre ve kapsamlı bir agroekolojik yönetim stratejisi geliştirmenin ve tarımsal ekosistemlerin daha sürdürülebilir ve verimli yönetimi için çevre, doğa, iklim değişikliği ve tarım uygulamaları arasındaki etkileşimleri dikkate alarak bütünleşik bir yaklaşımın hayata geçirilmesinin önünü açmak hedefleniyor.

Ordu tarımına yeni soluk: Tarım Makineleri Parkı

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in ‘Kendi kendine yeten şehir’ sloganıyla atıl tarım arazilerini tarıma kazandırmak, kırsal kesimdeki üreticilerin gelir kaynaklarını arttırmasını sağlamak, ürün çeşitliliğini desteklemek ve birim alandan daha fazla gelir edilmesi amacıyla başlattığı tarım yatırımları giderek büyüyor.


Başkan Güler’in bu hamlesi ile kurulan Tarım Makineleri Parkı’nda fındık altı alanlarının yanı sıra makinalı tarıma müsait 94 bin dönüm arazinin, tarım makinalarının üreticiye sembolik rakamlarla kiralanması ile üretime kazandırılması hedefleniyor.

 

Âtıl topraklar yeniden hayat buldu


Ordu’da, ulaşım, altyapı, turizm, üstyapı ve sağlık alanında birçok yatırımı hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, uygulamaya koyduğu tarım projeleriyle de vatandaşlara yeni gelir kaynakları oluşturdu. Dünyada ve Türkiye’de, tarımda makineleşmenin artması ve süregelen kentleşme sürecinin kırsal kesimdeki nüfus kaybını hızlandırması sonrası atıl duruma düşen topraklar, Büyükşehir Belediyesi’nin projeleriyle yeniden hayat buldu.

 

Kalkınma hamlesi başlatıldı


Kent genelinde başlatılan tarım ve hayvancılık projeleriyle birlikte, kırsal kesimde yaşayan vatandaşların gelirleri artırılırken, insan emeği üreten bir güce dönüştü. Büyükşehir Belediyesi’nin projelerinden yararlanan yüzlerce çiftçiyle kent genelinde topyekun bir kalkınma hamlesi başlatıldı. İlçelerde, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, meyvecilik fidancılık, tavukçuluk gibi tarım ve hayvancılık faaliyetleri hız kazandı. Üreticilerin fındığa ek gelir kaynağı oluşturmak için yöneldiği projeler, kısa zamanda ana gelir kaynağı haline dönüştü.

 

28 bin dönüm âtıl arazi tarıma kazandırıldı


Göreve geldiği günden bu yana nitelikli tarım çalışmalarına büyük önem veren, tarımsal üretim yapan vatandaşlara destek ve eğitim veren programlar uygulayan, üretimi teşvik ederek 28 bin dönüm âtıl tarım arazisini üretime kazandıran Başkan Güler, şimdi ise bu arazilerde üretimi daha arttıracak olan bir uygulamayı hayata geçirdi.

 

Tarım Makinaları Parkı kuruldu


Bu kapsamda Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ve Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından desteklenen “Ordu İlinde Tarımsal Mekanizasyon Altyapısının Geliştirilmesi Projesi” doğrultusunda içerisinde toprak işleme makinaları, hasat ve harman makinaları ve ilaçlama makinaları olmak üzere toplam 28 adet makinanın bulunduğu Tarım Makinaları Parkı Kuruldu.

 

Hedef 94 bin dönüm arazide üretim yapmak


Ordu genelinde fındık altı yem bitkilerinin ekildiği alanların yanı sıra makinalı tarıma uygun 94 bin 290 dönüm arazi bulunuyor. Bu alanlarda üretim yapılması amacıyla kurulan makine markı üreticilere büyük kolaylık sağlayacak.


Bu alanlarda üretimi yapılacak olan endüstriyel tarım ürünleri, atıl arazi ve fındık altı yem bitkileri ile hububatlar proje kapsamında alınan makinalarla aracılığıyla gübreleme, ilaçlama, hasat ve harman işlemleri kısa sürede etkin biçimde yapılmasının yanı sıra işgücü ve zamandan da tasarruf sağlanacak.


Sembolik ücretlerle kiralanacak olan makinalar, kullanıldıktan sonra geri bırakılarak başka üreticilerinde kullanmasına imkân sunacak.

 

Proje üreticilere ekonomik kolaylıklar sağlayacak


Proje, sınırlı işletme büyüklüğü ve sermaye yetersizliği nedeniyle makine satın alamayan işletmelerin makine ihtiyacını karşılanmasında, traktör sahibi olan işletmelerin makine parktaki ekipmanlarla tarımsal mekanizasyon ihtiyaçlarını gidermede, ortak makine kullanımı sayesinde, makinanın işleyeceği alanı arttırmak ve böylece birim alana düşen makine masraflarının azaltılmasında, atıl arazilerin üretim alanlarının arttırılmasında, yem bitkisi, buğday ve hububat gibi üretim faaliyetlerinin sürdürülebilirliğinin ve pazarlanmasının sağlanmasında, hayvancılık işletmelerinin yem maliyetlerinin düşürülmesinde ve kırsal kesimde yaşayan halkın ekonomik gelir ve refah düzeyinin yükselerek kentlere göçün önlenmesinde önemli katkıları olacak.

 

Ordu tarımına yeni soluk: Tarım Makineleri Parkı

Şanlıurfa’da hasat öncesi mısırın fiyatı belli oldu!

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Eylem Planı kapsamında sulama imkanlarının her geçen gün geliştiği kentte, sulanan arazilerin artması tarımsal üretime büyük katkı yapıyor.

Ülkedeki pamuk, buğday, kırmızı mercimek, arpa ve mısırın önemli bir kısmının üretildiği Şanlıurfa’da, özellikle son yıllarda mısırdaki üretim artışı dikkati çekiyor.

Ekim alanı her yıl genişleyen kentte 2004 yılında 72 bin 37 ton olan mısır üretimi, 2017 yılında 750 bin tona, 2018 yılında 1 milyon 400 bin tona, 2019 yılında yaklaşık 1 milyon 500 bin tona yükseldi. 2020 yılın ise 20 milyon dekar alanda mısır ekimine başladı. Şanlıurfa Ticaret Borsasında mısırın kilogramı en yüksek 5,45 liradan satıldı.

Şanlıurfa Ticaret Borsasında işlem gören bazı ürünlerin kilogram fiyatları aşağıdaki gibidir:
Yeşil Mercimek: 23,00 TL
Arpa: En düşük 5,50 TL, en yüksek 7,61 TL
Buğday: En düşük 9,34 TL, en yüksek 11,54 TL
Mısır: En düşük 5,00 TL, en yüksek 5,45 TL
Yağlık Çiğit: En düşük 5,28 TL, en yüksek 5,70 TL

Edirne'de "tarım ve çevre duyarlı" OSB kurulacak

Vali Yunus Sezer, İpsala ilçesinde yaklaşık 350 dönümlük alana kurulacak karma organize sanayi bölgesiyle ilgili toplantıya katıldı.

Sezer, bölgenin kurulacağı alanda gerçekleşen toplantıda, kentteki tüm kurumların koordineli bir şekilde çalışarak başarılı çalışmalar yaptığını, ilçelerde yeni sanayi bölgelerinin kurulması için projelerin hayata geçirildiğini söyledi.

Sezer, İpsala’nın diğer ilçelere örnek olmasını istediklerini, gelecek ay sanayi bölgesinin temelini atmayı hedeflediklerini dile getirdi.

“Tarıma dayalı sanayiye öncelik vereceğiz”

Edirne’nin önemli bir tarım şehri olduğunu, sanayi bölgelerinin tarıma dayalı ve çevreci bir anlayışta olacağını vurgulayan Vali Sezer, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ana hedefimiz çevreyi korumak, gelecek nesillere bu güzel doğayı emanet olarak bırakmak. Burada yapacağımız çalışmalarda iki temel esas olacak. Birincisi biz tarım şehriyiz, tarıma dayalı sanayiye öncelik vereceğiz. Bu konuda yatırım yapmak isteyen sanayicilerimiz bizim önceliğimiz olacak. İpsala’da bu süreç bu şekilde devam ediyor. İkincisi de çevreye kimyasal atık bırakan, özellikle kimyasal arıtmalar gerektiren organize sanayilere de burada işin açıkçası öncelik vermeyeceğiz. Yeşil sanayi, çevreye duyarlı sanayi dediğimiz sanayi tesislerinin burada kurulmaları için tercihlerimizi ondan yana kullanacağız. Bundan emin olabilirsiniz. Buraya gelecek olan bütün sanayi kurumları çevreye duyarlı olacaklar ve çevreyi kirletmeyecekler. Buna göre bir yapılanmaya gidiyoruz.”

AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal ise İpsala’da kurulacak sanayi bölgesinin ilçeye değer katacağını belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti.

İpsala Kaymakamı Ömer Sevgili de bölgenin imar planının onaylandığını ve sanayicilerin yoğun talebinin bulunduğunu dile getirdi.

Konuşmaların ardından Sezer ve beraberindekiler OSB’nin kurulacağı alanda incelemede bulundu.

Toplantıya kaymakamlar, belediye başkanları, meclis üyeleriyle oda ve borsa başkanları katıldı.

Mersin'deki çiftçiler tarım sektöründen uzaklaşıyor

İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, girdi maliyetleri nedeniyle Mersin’deki çiftçilerin tarım sektöründen uzaklaşmak durumunda kaldığını belirtti. Kocamaz, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, seçim bölgesi Mersin’in sorunlarını anlattı.

İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, girdi maliyetleri nedeniyle Mersin’deki çiftçilerin tarım sektöründen uzaklaşmak durumunda kaldığını belirtti.

Kocamaz, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, seçim bölgesi Mersin’in sorunlarını anlattı.

Mersin’in yaklaşık 384 kilometrelik bir sahile sahip olduğunu dile getiren Kocamaz, geçmişte yapılan hatalar nedeniyle turizm gelirlerinden yeterince faydalanamadıklarını belirtti.

Halkının önemli gelir kaynakları arasında tarım sektörünün olduğuna dikkati çeken Kocamaz, şunları kaydetti:

“Gübre, mazot ve diğer girdi maliyetleri her geçen gün artıyor. Bu nedenle çiftçilerimiz tarım sektöründen uzaklaşmak durumunda kalıyor. Tarım alanları sürekli el değiştiriyor. Mersin; limanı, organize sanayi bölgeleri, tarımı ve sanayi tesisleriyle ülke ekonomisine önemli katkıları olan bir kentimiz. Türkiye’nin en fazla vergi veren iller arasında 6. sıradayız ancak buna karşı hizmet görme noktasında 22. sırada yer alıyoruz. İlimiz adeta ikinci sınıf muamelesi görüyor. İşsizlik sürekli artıyor. Mersin’deki işsizlik oranı Türkiye ortalamasının iki katı.”

Kocamaz, iktidarın sürekli vaat verdiğini ancak bunları yerine getirmeyerek vatandaşları avutmaya devam ettiğini iddia etti.

Burdur'un Tarım ve Hayvancılık Sorunları ve Çözüm Önerileri Masaya Yatırıldı

İlimiz Tarım ve Hayvancılığının tüm yönleriyle ele alınacağı çalıştayın hayırlı olmasını dileyen Vali Öksüz, Tarımın Ülkelerin ana gündem konusu olduğuna dikkat çekti.

Yapacağımız çalıştayla; bu alandaki bir çok konuda fikir telakkisi yaparak, atılması gereken adımlar ve yol haritasını belirleyeceklerini ifade eden Vali Öksüz, amacımız üreticimizin, çiftçimizin alın teri zayi olmadan, Burdur’un tarım ve hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere nasıl taşıyabiliriz bunun gayreti içerisinde olacağız dedi.

20231022_154915

MAKÜ Lavanta Tepesi Otel’de düzenlenen çalıştaya Burdur Valisi Türker Öksüz, Burdur Milletvekilleri Prof. Dr. Adem Korkmaz, Mustafa Oğuz ve İzzet Akbulut, Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, Burdur Tarım ve Orman İl Müdürü Eyüp Adıgüzel, Kurum Müdürleri, Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Bozkurt, Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Merkez Başkanı Kamil Özcan, STK Temsilcileri, üreticiler ve akademisyenler katıldı. 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın açılış konuşmaları Vali Öksüz, Milletvekilleri Korkmaz, Akbulut, Oğuz, Rektör Dalgar ve İl Müdürü Adıgüzel tarafından yapıldı. 

FB_IMG_1697979241603

Açılış konuşmalarının ardından program “Türkiye Yüzyılı Burdur Tarım ve Hayvancılık Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı’nın oturum bölümleri ile devam etti. 

Çalıştayda Büyükbaş Süt Sığırcılığı, Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği, Hayvan Hastalıkları, Örtü Altı Yetiştiriciliği, Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği ile Tarla ve Yem Bitkileri Yetiştiriciliği olmak üzere 6 farklı masada oturumlar gerçekleştirildi. Program, rapor sunumları ile son buldu.

20231022_154911

Vali Öksüz çalıştayda yaptığı konuşmada;

“Düzenlenen çalıştayın Teke Yöresinin Kültür Başkenti, Lavantalar diyarı, gönlü güzel insanların yaşadığı Tarım ve Hayvancılık Şehri, Huzur Şehri Burdur’umuza, çok değerli üretici çiftçilerimize, Ülkemiz tarım ve hayvancılığına hayırlı olmasını diliyorum. 

Tarihi, kültürel ve turistik birçok değeri içerisinde barındıran İlimiz, bu güzelliklerin yanı sıra, son yıllarda her ne kadar Mermer Sanayisi ile ön plana çıksa da, tarım ve hayvancılığın lokomotif sektör olarak her zaman en önde yer aldığı, ekonomisinin büyük bölümünü hayvancılık ve buna bağlı bitkisel üretimin oluşturduğunu ÖNEMLİ BİR TARIM VE HAYVANCILIK ŞEHRİDİR.

Tarım bir ülkenin ana konusudur. Hem gelir kaynağı olarak, hem de gıda ihtiyaçlarının karşılaması bakımından, ülke nüfusunun beslenmesini sağlayan, milli gelire ve istihdama katkı sunan, sanayi sektörünün hammadde ihtiyacını karşılayarak ihracata doğrudan ve dolaylı katkıda bulunan en önemli sektörlerin başında gelmektedir. 

Saydığımız bu nedenlerden dolayı Ülkelerin ekonomisinde vazgeçilmez bir sektör olan TARIMIN, diğer sektörlere oranla daha fazla desteklenmesi gerekmektedir.

İlimiz bu anlamda tarımsal üretimde, gerek Hayvansal gerekse bitkisel üretimde önde gelen, potansiyeli bulunan şehirler arasında yer alıyor. 

Damızlık Hayvan varlığı, kaliteli süt üretimi, son yıllarda giderek artan örtü altı yetiştiriciliği ve lavanta üretimi ile dikkat çeken Burdur, tarımsal üretim sürecini ve çiftçiyi doğru kanalla teknolojiye entegre etmeyi başarmış bir ildir. 

Örgütlü çiftçi yapısı ile 255 tarımsal kalkınma sulama kooperatifi ve her 1.000 nüfusa 1 kooperatif düşen yapısıyla örnek iller arasında yer almaktadır. 

Burdur’un tarımsal ve hayvansal verilerine baktığımızda ise;

İlimiz yaklaşık 15 bin dekar sera varlığıyla önemli örtü altı üretim merkezlerinin başında geliyor. 

Yayla Seracılığında ülkede 1. sıraya yer alırken, 

örtü altı sebze üretiminde 237 bin ton üretim ile 5.

Örtü Altı Kayıt Sistemine kayıtlı 1.880 işletme ile 4.

Örtü altı alan varlığında 14 bin 500 dekarla ülkede 6. sırada yer alıyoruz.

Arazi dağılımına baktığımızda ise;

325 bin Hektar Orman Alanı (oranı (%) 45,36)

206 bin Hektar Tarım Arazisi (Oranı  (%) 28,82)

29 bin Hektar Su Satıhları (Oranı (%) 4,14,),

9.430 hektar  Çayır Mera (Oranı (%) 1,31)

146 bin hektar Tarıma elverişsiz alan (Oranı (%) 20,37) bulunuyor.

2022 yılı sonu itibariyle tarım arazilerinin ekonomik olarak sulanabilir durumunda ise İl Özel İdare kaynaklarımızla 35.883 hektar, Devlet Su İşleri kaynaklarımızla 43.078 hektar, Halk Sulaması 15.000 hektar olmak üzere, toplamda 93.961 hektar alan sulanabilir duruma getirilmiş.

Hayvan varlığımıza baktığımızda ise; tamamına yakını kültür ırkı olmak üzere 192 bin 500 büyükbaş, 420 bin küçükbaş hayvan sayısına sahibiz. Büyükbaş hayvan varlığı bakımından bölgemizde 2. Ülke genelinde 33. sıradayız. Günlük 1000 ton süt üretimiyle, Ülkedeki toplam süt üretiminin payın da % 1.7’sini karşılayarak bu alanda Ülke sıralamasında 19. Sıradayız. Küçükbaşta 50., Alabalık üretiminde 10. sırada yer alıyoruz. 

Ayrıca Teke Yöresi olarak anılan İlimizde yöremize özgü süt ve et verimi yüksek olan Honamlı Keçisi önemli bir yere sahip. Üniversitemiz bu alanda önemli çalışmalar yürütüyor.

Bitkisel üretime baktığımızda ise; 

Rezene ve anason üretiminde Ülke 1.siyiz

Çörokotu ve Yağ Gülü’nde Ülke 2.si

karanfilde 4., haşhaşta 6., mantar, fasulye ve lavanta üretiminde 7.

Domates üretiminde 10. sırada yer alıyoruz.

En çok dile getirilen sorunların başında gelen yem maliyetlerine değinecek olursak, bu alanda ilimizde yem bitkisi üretiminin ihtiyacı karşılama oranı % 57 olarak gözüküyor. Meralarımızın ihtiyacı karşılama oranının % 1 olduğu düşünüldüğünde bu alanda çalışmalar yapmamız, kafa yormamız gerektiğini düşünüyorum. 

Burdur tarım ve hayvancılık alanında çıtayı her zaman yüksek tutan iller arasında olmuştur. Son yıllarda giderek artan teknolojik gelişmelere rağmen, yeniliklere açık nitelikli üreticileri, üretmenin verdiği mutluluğun bilincinde olan kararlı çiftçi yapısı ile hem bölgesinde, hem de ülkemizde bu alanda her zaman iddialı bir iliz. 

Ancak göreve başlayışımın üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen iddialı olduğumuz bu alanda eksiklerimiz olduğunu, yapılması gereken, atılması gereken adımların olduğunu da ifade etmek istiyorum.

Bunlar nedir dediğimiz zaman ilk dile getirilen konulardan bir tanesi, İlimizin ve aynı zamanda ülke genelindeki üreticilerimizin ve yöresel ürünlerin en büyük sorununun, yöresel değerlerimizin hak ettiği yere getirilememiş ve ekonomik açıdan katma değere çevrilememiş olduğunu düşünüyorum.   

Coğrafi işaretlemenin, kurumsallaşmanın, kooperatifleşmenin yanında en önemli konunun markalaşma olduğunun altını çizerken, önemli turizm merkezlerinin kavşak noktası konumunda olan ilimizin uzun yıllardır söylene gelen yol ekonomisi konusunun da bu konuyla birlikte ele alınması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Tarımsal üretim anlamında bunun birçok örnek markası var. En yakınımızda Afyon Sucuğu, Afyon Kaymağı var. Amacımız tarım ve hayvancılık alanındaki üretimimizi artırırken, bunun yanında bu alanda Burdur’un marka değerlerinin oluşturarak, katma değer girdisini artırmak olmalıdır.

Bu noktada, hayvancılık alanında ihtisas üniversitesi olarak belirlenen Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitemiz çok önemli çalışmaları olduğunu yakinen biliyorum ancak, Üniversitemizle birlikte Valiliğimiz, ilgili kurumlarımız, STK’larımız, oda, borsa ve birliklerimiz tüm paydaşlar olarak daha fazla ne yapabiliriz, yaptığımız çalıştay bunun içinde bir fırsat olacaktır.

Bunların yanında sürekli olarak artan Dünya nüfusu karşısında doğal kaynakların giderek azalması, çağımızın en önemli sorunlarından birisi olarak öne çıkmaktadır. Dünya nüfusunun beslenmesi ve gıda sürdürülebilirliği için kullanılan kaynakların daha verimli hale getirilmesi ve kaynakların daha iyi şekilde değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Bu çalıştaylar, yukarıda saydığımız sorunların dile getirilmesi ve bu alanlarda çalışma ve planlamaların yapılması içinde çok önemli zamanları içeriyor. İnanıyorum ki Tarım ve hayvancılık alanında İlimizin eksik fazla tüm yönleriyle el alarak, bir çok konuda fikir telakkisi yaparak, atılması gereken adımlarla ilgili yol haritasını belirleyeceğiz. 

Geçtiğimiz Cuma günü Tarım ve orman Bakanlığımız tarafından düzenlenen Hayvancılık alanında önemli bir çalıştaya İlimiz ev sahipliği yatı. Bu çalıştay için İlimize gelen hemşehrimiz Bakan Yardımcımızın Valilik ziyareti sırasında, İlimiz ve ülke tarım ve hayvancılığı ile ilgili bir çok konuda fikir alışverişinde bulunma fırsatımız oldu. 

Bu ziyaret sırasında Bakan Yardımcımızdan ve genel müdürlerimizden taleplerde bulunduk. Bunlardan bir tanesi 200 bine yakın kültür ırkı hayvan varlığıyla Ülkemizin önemli damızlık hayvan üretim şehirlerinden olan İlimizde Hayvancılık Borsası’nın kurulması için teklifte bulunduk. Valilik olarak ilgili Hayvancılık Genel Müdürlüğümüzle bu konuda işbiliği yapmayı teklif ettik, bu konuda ön görüşme gerçekleştirdik.

Amacımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ ın liderliğinde ortaya koyulan Yeni Türkiye Yüzyılı vizyonunda Burdur tarım ve hayvancılığını daha üst noktalara nasıl taşıyabiliriz bunun çabası içerisinde olacağız. Bunun için tüm paydaşlarla birlikte iş birliği içerisinde çalışmaya, kafa yormaya devam edeceğiz.

Bu minvalde bugün buradayız, sahada dile getirilen sorunların masaya yatırılması, geleceğe yönelik yapılması gereken çalışmaların planlanması için, ilin yöneticileri, sektör temsilcileri, akademisyenler buradayız. Çalıştayımızın hayırlı olmasını diliyorum. 

İnanıyorum ki, ildeki tüm paydaşlar olarak kararlı bir şekilde yapacağımız çalışmalarla Burdur’un tarım ve hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere yükselteceğiz. Üreticimizin alın terinin zayi olmaması için, geleceğimizin en önemli konularından biri olan gıda güvenliğinin, gıda arzının ciddi bir şekilde ele alınması için bu çalıştayların önemini tekrardan ifade ederken, katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.” ifadelerine yer verdi.

Tarım ve hayvancılıkta ileri kent Burdur

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen, Burdur ziyaretinde Tarım ve Orman İl Müdürlüğü personeli ile bir araya geldi. Bakan Yardımcısı Gümen, burada tarım politikaları, çalışmalar ve hedefler hakkında konuştu.

Şap hastalığıyla mücadele çalışmaları kapsamında hayvan hareketleri ile ilgili ciddi önlemler aldıklarını söyleyen Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen, “Geçtiğimiz yıl şap hastalığı çok ciddi ekonomik zararlara sebep oldu ve ne yazık ki resmi kaynaklara göre, şap geçen sene ilk olarak Burdur’da tespit edildi gözüküyor. Her toplantıda ilk tespit yeri Burdur olarak gözüküyor. Bu tabi üzücü bir şey ama tespit edilen nokta Budur olmasına rağmen, takip ettiğimizde hayvanın doğudan Ardahan’dan gelen bir besi hayvanının, burada pozitif çıkması sonucu hastalık ilk burada tespit edilmiş olarak gözüküyor.

Bu aslında orada hayvanın hasta olarak geldiğini gösteriyor. O yüzden ilk yaptığımız iş, Gıda Kontrol Genel Müdürlüğümüzle hayvan hareketlerini kontrol almak için yol kontrol noktalarını açmak oldu. İlkini Erzurum’da açtık şimdi ikincisine Elazığ’da açacağız, üçüncüsünü Adana ve Mersin’de sonra 3 tane de orta hatta, 2 tanede boğazlara koyduğumuz zaman tüm Türkiye hayvan hareketlerini kontrol edebilir hale geleceğiz. O zaman hastalık nereden çıktıysa, Kars, Ardahan, Iğdır ya da Bolu her nereden çıktıysa, o bölgede kalacak ki biz bütün enerjimizi oraya verebilelim çünkü her yerde çıktığı zaman mücadele etmesi de o şekilde zor oluyor. Bunlar çalıştığımız, üzerinde hızlı bir şekilde karar aldığımız projelerdir” dedi.

 

Hayvancılık Genel Müdürlüğünce hazırlanan Arı Hayvancılık İşletmeleri’nin artırılmasına yönelik Eylem Planı’nın yakın zamanda açıklayacaklarını söyleyen Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen, “Hayvancılık Genel Müdürlüğümüzle hayvanlarda arıyı artırmaya, arı işletme sayısını artırmaya yönelik eylem planını açıklayacağız, çok yakın zamanda son noktasına geldik. Orada da amacımız şu anki işletme sayısını 2 katına çıkarmaktır. Burada özel desteklerimiz olacak, banka kredilerinde daha fazla kredi vereceğiz. Bir şekilde biz bu hastalıkları, hayvancılıktan mümkün olduğu kadar aşağıya indirip, üretimi arttırmayı hedefliyoruz. Bunun için de Burdur önemli bir yer” dedi.


Burdur’un tarım ve hayvancılığın başkenti olarak anıldığını ve Burdur’da düve almanın yetiştiriciler tarafından öneminin büyük olduğunu ifade eden Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen, “Burdur eskiden hayvancılığın merkeziydi. Burdur’dan git düve al, sütü 30 litre alırsın diye söylemler vardı. Bunu devam ettirmemiz lazım, bunun marka olarak ilerletmemiz lazımdır. Burada da görev daha çok il müdürlüğümüze düşüyor. Dediğim gibi biz her türlü desteği bakanlık olarak vermeye hazırız, yeter ki üretim amaçlı olsun” ifadelerinde bulundu.

Main Menu