Obruk ve dolinler tarım arazisine dönüştürüldü
ivas’ta jipsli kayaçlardan oluşan bölgede, yağışlar sonrası yaşanan çözülme ile meydana gelen birçok obruk ve dolin, köylüler tarafından tarım arazisi olarak kullanılmaya başlandı.
İl merkezine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan Beypınar köyü mevkisindeki jipsli kayaçlardan oluşan bölgede, yağışlar nedeniyle çözülme yaşanınca çok sayıda obruk ve dolin meydana geldi.
Köylüler, obruk ve dolinlerin oluştuğu alanları tahıl ekip, tarım arazisi olarak kullanmaya başladı.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Fatih Kartal, bölgede obruk ve dolinlerin oluşmasının kayaç yapıyla ilgili olduğunu söyledi.
Kayaç yapının kalsiyum sülfattan oluşan jipsi sahalar olduğunu belirten Kartal, “Bu jipse bakıldığı zaman ve Türkiye’de yaygınlık anlamında incelediğimizde daha çok Sivas, Çankırı, Yozgat ve Ankara civarında yoğunluk kazandığını görüyoruz.” dedi.
“JİPS SUYLA REAKSİYONA GİRDİĞİ ZAMAN ÇOK ÇABUK ÇÖZÜLÜYOR”
Bu jipslerin kapladığı alan itibarıyla Sivas’ta daha çok görüldüğünü anlatan Kartal, “Buradaki kalsiyum sülfat olan jips suyla reaksiyona girdiği zaman çok çabuk çözülebilme özelliğine sahip. Bu yüzden yeryüzü şekilleri incelendiği zaman çözülme dolinleri adını verdiğimiz irili ufaklı çok fazla dolin oluşmakta.” diye konuştu.
Kartal, jipsin kolay çözülebilme özelliğine sahip olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
“Jips toprak yapısı itibarıyla kendine özgü bir formasyon oluşturmakta, çözüldüğü zaman kırmızı renkli toprakları meydana getirmekte. Özellikle çözüldüğü çukur sahalarda, dolin çukurlarında o topraklar birikmekte ve biriken topraklarda tahıl tarımının yapılmasına çok uygun şartlar ve zemin oluşturmakta. Bu topraklarda genellikle fazla tarım sistemi ve çeşitliliği yapılamıyor. Burada daha çok Sivas iline uygun, karasal iklime uygunluk gösteren tahıl türleri yetiştiriliyor. Burada özellikle şunu söyleyebiliriz, burası kuru tarım için çok uygun sahalar, sulu tarım için uygun sahalar değil. Çünkü bunların temelinde jips olduğu için çok çabuk çözülme özelliğine sahip. Bunlar çözüldükçe kendi içinde daha da derinlere, daha da aşağılara doğru inilebilir.”
Terme Tarım ve Orman Müdürü Demir'den fındık üreticilerine uyarı
Terme İlçe Tarım ve Orman Müdürü Tuncay Demir, fındık üreticilerinin yapacakları uygulamalarla ilgili yetkili kurumlardan bilgi almalarının önem taşıdığını bildirdi.
Demir, yaptığı açıklamada, bir fındık sezonunu daha tamamladıklarını belirtti.
Bölgede çiftçilerin genellikle geçimini fındıktan sağladığına işaret eden Demir, “Devletin tarım sektöründeki kurumu olarak yılın 12 ayı fındıkla ilgili yapılacak budama, gübreleme, ilaçlama, dikim gibi konularda siz üreticilerimize hizmet vermekteyiz. Üreticilerimiz budama, gübreleme, ilaçlama, dikim gibi konularda bilgiye ihtiyaç duymaktadır. İnternetin günümüzde yaygınlaşmasıyla üreticilerimiz her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşabilmektedir fakat bu tür konularda eksik veya yanlış bilgiye sahip birçok kişinin yanlış yönlendirmesi söz konusudur.” ifadesini kullandı.
Yanlış yapılan her uygulamanın maddi külfetin yanında zamanın da heba olmasına yol açtığını vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
“Üreticilerimiz ihtiyaç duyduğu konularda öncelikle Bakanlığımız il veya ilçe müdürlükleri, ziraat odaları, üretici birlikleri gibi kuruluşlarda faaliyet gösteren teknik personelden bilgi almaları, bu bilgilere istinaden kendi araştırmalarını yapmaları fındık yetiştiriciliği açısından büyük önem arz etmektedir. Terme İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce kasım ayı itibarıyla budama uygulamaları başlatılacak. Talep halinde budama, gübreleme, ilaçlama, dikim gibi konuları içeren günübirlik köy toplantıları da yapılacaktır. Bu amaçla muhtarlar ile görüşülerek ilçe müdürlüğümüze başvuru yapmaları önemle duyurulur.”
İklim kriziyle mücadelede tarım makinelerinin önemi arttı
Growmach Fuarı çerçevesinde düzenlenen uluslararası konferans oturumlarında Uluslararası Tarım Yazarları Derneği (IFAJ) üyelerinin yer aldığı panelde “İklim Değişikliğinin Bölgelerde Kullanılan Tarım Makinası ve Ekipman Çeşitliliğine Etkisi” konusu masaya yatırıldı.
Uluslararası Tarım Yazarları Derneği (IFAJ) üyelerinin yer aldığı panelin moderatörlüğünü TAGYAD Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Uğural gerçekleştirirken, IFAJ Yönetim Kurulu üyesi Adrian Bell ve Romanya Tarım Yazarları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nicoleta Dragomir, tüm dünyayı etkileyen iklim değişikliğinde tarım makinelerinin kullanılması ve çiftçilerin bilinçlenmesinin önemini vurguladı. Son teknoloji makine ve ekipmanların tarım sektöründeki üreticilere hem verimlilik hem de tasarruf konusunda avantajlar sunduğunu belirten İsmail Uğural, Growmach Fuarı’nın modern tarım uygulamaları ve ekipmanları konusunda çiftçilere yol gösterdiğinin altını çizdi.
Dünya genelinde 60 ülkeden 5 bin IFAJ üyesi tarım yazarı ve gazetecisi olduğunu belirten IFAJ Yönetim Kurulu üyesi Adrian Bell, iklim değişikliğiyle mücadelede toplumu doğru bilgilendirmek için çalıştıklarını söyledi. Farklı kıtalarda yaşanan orman yangınları, seller ve kuraklık gibi olayların tarımdaki verimliliği düşürdüğüne dikkat çeken Bell, “İklim değişikliği artık global bir sorun haline geldi ve bu durumdan endişe duymalıyız. Birçok ülke kendi tarımını korumak için önlemler alıyor. Tarım makineleri sera gazının yüzde 10’unu oluşturuyor. Toprak üretilen bu karbonu içine hapsediyor ve ürünlerin de verimliliği azalıyor. Toprağın ve suyun önemini kavramak ve korumak için uluslararası çapta adımlar atılmalı. Toprağı daha verimli kullanmamız gerekiyor. Çünkü toprağın bu karbonu absorbe etmesinin de bir belli kapasitesi var. Zamanla bu gazlar doğaya tekrar salınıyor. Gelişen teknolojiyle birlikte bu tarım makineleri konusundaki yetkinliğimiz de çoğaldı. Farklı toprak çeşitlerinde üretebildiğimiz ürün çeşitliliği de arttı. Tarım makineleri ve teknolojilerinin doğru kullanımı aslında bize birçok imkan da sağlıyor. Bu imkanların doğru kullanılmasıyla birlikte iklim değişikliğiyle mücadele etmemiz mümkün” diye konuştu.
“Tarımda mekanizasyon ve teknoloji kullanımı artmalı”
Tüm dünya olarak bundan sonraki süreçte hızlı bir şekilde iklim değişikliğine uyum sağlanması gerektiğine dikkat çeken Bell, şöyle devam etti:
“Bunun için teknoloji kullanımı artmalı mekanizasyon uygulanmalı. İlaçlama, bitki koruma ürünleri gübreleme için artık akıllı makinelere ihtiyaç var. Bu konuda özellikle Asya ülkelerinde önemli çalışmalar var. Gübre ilaçlama ve tohum makinelerinin kullanımı tarımsal verimliliğin de artmasını sağlıyor. Saha tarama ve haritalandırma, sensörlerle uzaktan çalışma, otonom sistemler, istenmeyen otlarla mücadele gibi başlıklar hem çevre koruma hem de verimlilik açısından önemli. Avrupa Birliğinde 2030 yılına kadar zirai ilaçlamada yüzde 50 azaltılma söz konusu. Saha taramaları ve haritalandırma sistemleriyle tarlanın tümünü ilaçlamaya gerek yok. Belli noktalara ilaçlama yapılmasıyla bu artık mümkün. Tarımın sürdürülebilir olmasında tüm ülkelere sorumluluk düşüyor. Mekanizasyon bu işin en temel basamağı. Bu teknolojilerin kullanılması ve iklim krizi konusundaki farkındalığın artması da hayati öneme sahip.”
“Ortak bir tarım stratejisi oluşturulmalı”
Romanya Tarım Yazarları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nicoleta Dragomir de Avrupa Birliği destekleri sayesinde tarımda mekanizasyon konusunda ülke olarak önemli adımlar attıklarını ifade etti. Romanya’nın hem Asya hem de Avrupa’ya yakın bir konumda olduğunu kaydeden Dragomir, şunları söyledi:
“Romanya çok önemli tarım havzalarına sahip. Genelde aile çiftçiliği yöntemiyle geleneksel tarım yapılıyor. Çünkü çiftçilerin yeni teknolojilere ulaşmak için ayıracak bütçeleri yok. Son dönemde AB destekleri sayesinde tarım mekanizasyonu konusundaki yatırımlarımız da arttı. Öte yandan son 3 yıldır ülkemizde kuraklık söz konusu. Üretim miktarımız ve verimliliğimiz de azaldı. Tarımsal sulama ve sürdürülebilirlik daha da önem kazandı. Kimyasal gübrelerin kullanımı azaltılmalı. Suyun tükenebilir bir kaynak olduğunun farkındayız. Su kaynaklarının korunması ve tasarruflu kullanılması gerekiyor. Geleneksel yöntemlerle bu mümkün olmuyor. Bu konuda özellikle küçük çiftçilerin bilinçlendirilmesi önemli. Bu sorun yalnızca tarım makineleri kullanmakla çözülemez. Zihniyetin değişmesi lazım. Hem teknolojinin etkin kullanılması hem çevrenin korunması hem de ürün verimliliğinin sağlanması lazım. Tarımı geliştirmek için gazeteciler olarak bilgilendirme yapıyoruz. Tüketicilere de bu konuda sorumluluk düşüyor. Yerel ürünlerin tüketilmesi gerekiyor. Yoksa yerel üreticilerin yaşamaları mümkün görünmüyor. Ülkemizde 13 milyon hektar tarım alanı bulunuyor. Bunun yüzde 40’ını büyük firmalar işletiyor. Hem aile çiftçilerini hem de büyük üreticileri kapsayan ortak bir tarım stratejisi geliştirmek gerekli.”
Şanlıurfa'da pamuk hareketliliği: İşte pamuğun satış fiyatı!
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri olan Şanlıurfa’da bu yıl rekolte beklentileri yüksek.
Özelikle pamuk, arpa, mısır ve buğday gibi ürünlerin en çok yetiştiği Şanlıurfa’da fiyatlar ise merak konusu.
Şanlıurfa Ticaret Borsası çiftçilerin merakla beklediği fiyatlarla ilgili listeye paylaştı. Listeye göre presli pamuğun kilogramı en yüksek 52 liradan satıldı.
Şanlıurfa Ticaret Borsası’nda işlem gören bazı ürünlerin miktarları ve fiyat aralıkları şu şekildedir:
Kırmızı kabuklu mercimek (Kg)
- En düşük fiyat: 10,00 TL
- En yüksek fiyat: 18,77 TL
Nohut (Kg)
- En düşük fiyat: 30,00 TL
- En yüksek fiyat: 30,00 TL
Arpa (Kg)
- En düşük fiyat: 5,75 TL
- En yüksek fiyat: 7,00 TL
Buğday (Kg)
- En düşük fiyat: 5,50 TL
- En yüksek fiyat: 11,16 TL
Kütlü pamuk (Kg)
- En düşük fiyat: 15,00 TL
- En yüksek fiyat: 19,00 TL
Preseli pamuk (Kg)
- En düşük fiyat: 36,68 TL
- En yüksek fiyat: 52,00 TL
Özelikle pamuk, arpa, mısır ve buğday gibi ürünlerin en çok yetiştiği Şanlıurfa’da fiyatlar ise merak konusu.
Şanlıurfa Ticaret Borsası çiftçilerin merakla beklediği fiyatlarla ilgili listeye paylaştı. Listeye göre presli pamuğun kilogramı en yüksek 52 liradan satıldı.
Şanlıurfa Ticaret Borsası’nda işlem gören bazı ürünlerin miktarları ve fiyat aralıkları şu şekildedir:
Kırmızı kabuklu mercimek (Kg)
En düşük fiyat: 10,00 TL
En yüksek fiyat: 18,77 TL
Nohut (Kg)
En düşük fiyat: 30,00 TL
En yüksek fiyat: 30,00 TL
Buğday (Kg)
En düşük fiyat: 5,50 TL
En yüksek fiyat: 11,16 TL
Kütlü pamuk (Kg)
En düşük fiyat: 15,00 TL
En yüksek fiyat: 19,00 TL
Preseli pamuk (Kg)
En düşük fiyat: 36,68 TL
En yüksek fiyat: 52,00 TL
Yer: Sivas! Görenleri şaşırtıyor... Köylülerin geçim kaynağı!
Sivas’ta jipsli kayaçlardan oluşan bölgede, köylüler tarafından tarım arazisine dönüştürülen birçok obruk ve dolin görenleri şaşırtıyor. Köylüler, her yıl bu arazilerde ekim yaparak geçimlerini sağlıyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Dr. Fatih Kartal, “Obruk ve dolinleri, insanlar tarımsal faaliyetlerinde kullanabiliyor. Burası tahıl tarımına uygun sahalardır” dedi.
Kent merkezine 15 kilometre uzaklıktaki Beypınar köyü yakınlarındaki jipsli kayaçlardan oluşan bölgede, yağışlar nedeniyle çözülme yaşanınca birçok obruk ve dolin meydana geldi. Obruk ve dolinler de zamanla köylüler tarafından tarım arazisine dönüştürüldü. Köylüler, her yıl bu arazilerde ekim yaparak geçimlerini sağlıyor. Sadece tahıl tarımına uygun olduğu belirtilen arazilerde, şu an ekim için toprağı kaldırma işlemleri yapılıyor.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Fatih Kartal, Sivas ve çevresinde yaygın olarak görülen jipsli arazinin sadece tahıl tarımı açısından faydalı olduğunu belirtti.
Dr. Kartal, “Jipsin diğer karstik kayaçlardan farkına baktığımızda oluşum itibarıyla kalsiyum sülfat olduğunu görüyoruz. Bunlar suyla temasa girdiklerinde çok çabuk çözünebilme özelliğine sahiplerdir. Bu alanları, çok yoğun yağışla çözülme alanları olarak biliyoruz. Bunların bir başka özelliğine de baktığımızda, çabuk çözülme özelliğine sahip oldukları için içerisindeki kalsiyum sülfat çözünür halde sulara karışabiliyor. Bir kısmı da göl formasyonuna dönüşebilmektedir. Ancak sadece çözülme sonrasında herhangi bir ırmak ya da suya karışım gerçekleşirse, yapılan araştırmalarda patates ve pancar tarlalarında sulama yapılabiliyor” dedi.
‘ZAMANLA TARIM SAHASINA DÖNÜŞMÜŞ’
Bölge genelinin tahıl tarımına uygun olduğunu anlatan Dr. Kartal, “Bu kayaçlar, bir süre sonra kırmızı toprak olur. Sivas, Çankırı ve Ankara dolaylarında bu kayaçlar, dolinler içerisinde eriyerek, çok fazla birikmiş toprak unsurları meydana getirir. Bu unsurları, insanlar tarımsal faaliyetlerinde kullanabiliyor. Buradaki obruklardaki tarlaları halk bilinçli olarak ekmiyor. Çiftçi ‘Buralar verimli midir’ diye düşünmüyor. Sadece burası tahıl tarımına uygun sahalardır. Bu yüzden insanlar, tahıl tarımını dededen ya da babadan bir şekilde deneyimlemiş ve bu şekilde devam etmiş. Bu şekilde tarım sahasına dönüşmüş. Bunun dışında burası, jips adını verdiğimiz kayacın çözülmesiyle oluşmuş, çözülme dolinleri olarak biliniyor. Bunlar da kendi içerisinde irili, ufaklıdır. Geniş ya da küçük parseller içerisinde insanlar, burada tarımını yapabiliyor” diye konuştu.
Yatırım programında 2024'te tarımda üç öncelik
2024-2026 Dönemi Yatırım Programı Hazırlama Rehberi’yle 3 yılın kamu yatırım tahsislerinde yol haritası belirlendi.
Bu kapsamda tarımda gelecek yılın önceliği sulama yatırımlarının tamamlanması olacak. Sulama sahası 1000 hektardan büyük tüm tesisler bağımsız değerlendirilmek üzere “müstakil proje” olarak yatırım programına teklif edilecek.
Sulama, taşkın koruma, bitirilecek baraj gibi büyük su işi projelerine dair yıllık fiziki hedefler “proje” bazında, bitirilecek gölet dahil küçük su işi projelerine dair yıllık fiziki hedefler ise “faaliyet” bazında belirlenecek. Her iki fiziki hedef seti, ödenek teklif tavanları doğrultusunda tespit edilerek yatırım teklifleriyle gönderilecek.
Arazi toplulaştırması yapılacak
Tarım ve bitkisel üretim sektöründe de arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri projelerinde, daha önce ihalesi yapılan işlerin tamamlanması ve mevzuat gereği olanlar hariç, yeni işler öncelikle sulama yatırımlarıyla ele alınacak.
Tarım ve hayvancılık sektöründe ise teklif edilecek projelerde, cari transfer niteliğindeki yeni hayvancılık işletmesi kurulması veya yetiştiricilere hayvan dağıtımına ilişkin uygulamalar, yatırım programı kapsamı dışında değerlendirilmeyecek.
Afet riskleri azaltılacak
2024-2026 döneminde afet risklerinin azaltılması, afetlere hazırlık ile afet hasarlarının telafisine yönelik projelere ağırlık verilecek.
Kuruluşlar, yatırım programı hazırlıkları ve proje stokunun önceliklendirilmesinde genel, sektörel, bölgesel ve proje bazında önceliklerin yanı sıra bazı kriterler de dikkate alınacak.
Sulama sektöründe Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü Yatırım Programı’nda yer alan büyük su işi projelerinden, depolaması tamamlanmış veya depolamasız su iletim tesisleri inşaatı bitmiş veya devam eden cazibeyle (su kotunun sulanacak araziden yüksek olduğu yerlerde suyun potansiyel enerjisiyle iletilen sistem) sulama yapılacak projeler öncelikli olacak.
Hayvancılık sektöründe ise üretimin artırılmasına hizmet edecek altyapı ve araştırma projeleri yatırımlarda öncelikli kabul edilecek.
Ayrıca balıkçı barınakları projelerinde, Balıkçılık Kıyı Durum ve İhtiyaç Analizi çalışmasında ortaya konan ihtiyaç tespitleri ve takvimlendirme dikkate alınarak projeler önceliklendirilecek ve idame yatırımlarına öncelik verilecek.
Avcı ve yetiştiricilerin lojistik ihtiyaçlarını karşılamak üzere, üst yapısı bulunmayan veya tamamlanmamış olan barınaklara ilişkin etüt proje çalışmaları yapılarak önceliklendirilecek. Bu çalışmaların neticesine göre balıkçı barınakları üst yapı yatırımları değerlendirilecek.
Bitkisel üretim sektöründe de bitkisel üretimin artırılması ve tarım bilgi sistemlerinin iyileştirilmesine hizmet edecek altyapı ve araştırma projelerine öncelik verilecek.