Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu oluşturulacak
Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan, “Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre, tarımsal üretimin öngörülebilir ve yönetilebilir olmasını temin etmek için Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu tesis edilecek.
Kurul, Bakan tarafından görevlendirilecek bakan yardımcısının başkanlığında, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü, Bitkisel Üretim Genel Müdürü, Devlet Su İşleri Genel Müdürü, Hayvancılık Genel Müdürü, Bakanlık Strateji Geliştirme Başkanı ve Tarım Reformu Genel Müdüründen oluşacak.
Kurul, başkanın çağrısı üzerine yılda en az 2 kez salt çoğunlukla toplanacak. Kurul kararları, toplantıya katılanların oy çokluğuyla alınacak. Oyların eşitliği halinde başkanın oyu yönünde karar alınmış sayılacak.
Tarımsal üretimin planlanması uygulamaları, Bakanlığın ilgili merkez ve taşra teşkilatları ile Kurul, teknik komiteler, il/ilçe tahkim komisyonları, il/ilçe keşif komisyonları ve il/ilçe tespit komisyonlarınca yürütülecek.
KURULUN GÖREVLERİ
Kurul, üretimden sorumlu Bakanlık birimlerinin teklifi üzerine üretim planlamasına konu ürün veya ürün gruplarını belirleyerek değerlendirecek. Tarımsal üretim planlanmasına esas olmak üzere üretim dönemleri itibarıyla ürün veya ürün gruplarıyla asgari ve azami üretim miktarlarını belirleyecek.
Kurul mevcut sosyo-ekonomik koşulları, üretim maliyetlerini ve gelir düzeyini, uluslararası gelişmeleri, iç ve dış ticareti, tarım ve gıda sektörünün mevcut durumunu ve gelişme trendiyle çevre faktörlerini dikkate alarak bütüncül yaklaşımla tarım, tarımsal sanayi ve kırsal kalkınmada entegrasyonu sağlayacak yönlendirmeleri yapacak.
Arz güvencesinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması ve tarımsal üretimin geliştirilmesi için iklim değişikliğini de dikkate alarak uygun ekolojilerde arz ve talep miktarıyla yeterlilik oranına göre tarımsal üretim planlaması yapacak olan Kurul, üretim planlamasını tarımsal faaliyet alanlarına göre havza veya işletme bazında belirleyecek.
REKLAM
ÖNCELİKLİ İZİN VERİLECEK ALANLAR
Yönetmelik ile bitkisel, hayvansal üretimin ve su ürünleri üretiminin planlanması, bu alanlarda gerekli izinlerin verilmesi ve üretim planlamasına başvurulara ilişkin detaylar da belirlendi.
Buna göre, bitkisel üretim planlaması yapılırken, sözleşmeli üretim, organik tarım ve iyi tarım uygulamaları yapılan alanlar, hayvancılık işletmelerinin kendi ihtiyaçlarına yönelik yem üretimleri, tarla içi modern sulama sistemleri kullanılarak yapılan üretimler, özel mevzuatı çerçevesinde münavebe (ekim nöbeti) zorunluluğu olan ürünler ve çiftçi örgütlerince ortak üretim alanlarında yapılan üretimlere öncelikli olarak izin verilecek.
Hayvansal üretim planlamasında ise sözleşmeli üretim, organik tarım ve iyi tarım uygulamaları yapılan işletmeler, ana sözleşmesinde hayvancılık faaliyeti olan çiftçi örgütleri tarafından ortak yapılan üretimler ve Bakanlık ıslah programlarına kayıtlı veya soy kütüğüne üye damızlıkçı ve/veya ari işletmeler öncelikli izin alabilecek.
REKLAM
Su üretim planlaması yapılırken ise avcılık ve yetiştiricilikte arz-talep durumu, balıkçı gemi sayısı ve üretim miktarları gibi kıstaslar göz önünde bulundurulacak.
Yönetmelik hükümleri, ruhsatlı üretime ve özel mevzuata tabi üretimler için ilgili mevzuatındaki hükümleri saklı kalmak koşuluyla uygulanacak.
AR-GE amaçlı ve özel kanunlarla belirlenmiş ruhsata veya izne tabi ürünler ile teknik komite tarafından miktarı belirlenen zati ihtiyaçlar için yapılan üretimlerde yönetmelik hükümleri uygulanmayacak.
Yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılacak iş ve işlemlerde kamunun envanterinde bulunan ve Bakanlık kayıt sistemine entegre olan belgeler çiftçiden talep edilmeyecek.
Daha önce tesis edilmiş dikili alanlardaki çok yıllık bitkiler ile kurulu olan işletmeler, yönetmelik hükümleri kapsamında olmayacak.
Gediz İlçe Tarım ve Orman Müdürü göreve başladı
Kütahya’nın Gediz ilçesinde İlçe Tarım ve Orman Müdürü Osman Zekeriya Yılmaz görevine başladı. Yılmaz, tarım ve hayvancılık potansiyelini geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti.
Kütahya’nın Gediz ilçesinde İlçe Tarım ve Orman Müdürü Osman Zekeriya Yılmaz görevine başladı.
Kendi isteği İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden istifa eden Sakarya Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak görev yapacak olan Kaan Dönmez’den boşalan koltuğa Osman Zekeriya Yılmaz getirildi.
2013 yılından bu yana Gediz İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde Veteriner Hekim olarak çalışan Osman Zekeriya Yılmaz 1988 Çavdarhisar doğumlu ve evli 1 çocuk babası.
Müdür olarak atanan Yılmaz, “Gediz’de mevcut tarım ve hayvancılık potansiyelini daha ileriye götürmek istiyoruz. Üretimi ve hayvancılık fazlasıyla önemsiyoruz. Çiftçi ve hayvancılık yapan vatandaşlarımızın önceden olduğu gibi yine yanında olmaya devam edeceğiz” dedi
AKP’li belediye, 1. sınıf tarım arazisine beton döktü
Bursa’da AKP’li Kestel Belediyesi, 65 adet hobi bahçesi için 1. sınıf tarım arazisine beton döktü. Ziraat Odası ve köylüler projeye tepkili.
“AVUCUMUZDA BİR AVUÇ TARIM ARAZİSİ KALDI”
Kooperatif başkanları ve muhtarlarla birlikte, Kozluören köyünde, belediyenin beton döktüğü tarım arazisini gezen Ziraat Odası Başkanı Eyüp Kılıç, “Kestel belediyesinin yapmış olduğu bu yanlıştan biran önce dönmesi gerek. 1. sınıf verimli tarım arazisine yaklaşık 65 adet bungalov ev yapılacağı belirtiliyor. Tarım arazisine başlatmış olduğu hobi bahçesinin su basmazları atılmış. DSİ’nin sulama havzasının bulunduğu yerlerde yapılıyor bu hobi bahçeleri. Bulunduğumuz her yerde, her platformda, tarım arazilerinin korunması gerektiğinin savaşını veriyoruz. Zaten elimizde avucumuzda bir avuç tarım arazisi kaldı. Bugün, dünyada tarımın konuşulduğu bir dönemde, bunun önüne geçemezsek yarın evlatlarımıza, torunlarımıza ne söyleyeceğiz” şeklinde konuştu.
“BAŞKAN ‘MÜSADE ETMEYECEĞİZ’ DEMİŞTİ”
Belediye başkanına, tarım il müdürüne, milletvekillerine bu durumu yüzlerce kez izah ettiklerini belirten Kılıç, şunları söyledi:
-Belediye başkanı ile 6 ay önceki bir görüşmemizde, ‘Biz bunlara müsaade etmeyeceğiz’ demişti. Hatta bu konuyu Seymen mahallemizde milletvekillerimizin de olduğu bir ortamda dile getirmiştik.
-Belediye başkanı burada bir hobi bahçesi oluşturmaya çalışıyor. Ne oldu da bu hobi bahçesi birinci derece tarım alanına kuruluyor, burada bir çalışma var. Böyle bir alan nasıl tarım vasfından çıkarıldı. Çıksın birisi bize bir açıklama getirsin.
“BUNUN ÖNÜNÜ ARKASINI ALAMAZSINIZ”
-Buradan sesleniyorum; yapmış olduğunuz bu çalışmayı durdurun. Biz tarım arazileri elden gitmesin diye kooperatiflerle mücadele ederken, siz tam tersini yapıyorsunuz.
-Bu örnek teşkil eder, bunun önünü arkasını alamazsınız, neye istinaden buraya hobi bahçesi yapıyorsunuz. Hemen dibinde ayva bahçesi, diğer tarafında armut bahçesi, öteli tarafında mısır tarlası.
“ÇİFTÇİNİN ANASI AĞLIYOR, MAZOT OLMUŞ 40 LİRA”
-Sayın başkana buradan soruyorum: Bu yaptığınız hobi bahçeleri kimlere verilecek..? Bunların sahipleri kim olacak..?
-Bunlar kura ile mi çekilecek..? Kökünden yanlış olan bir olaya vatandaşı neden ortak ediyorsunuz?
-O zaman ben de şunu isterim, yan taraftaki bahçe de benim. O zaman o bahçeye benim de yapı yapmama izin verin. Zaten buğday 5 lira, mısır 5 lira yerden kalkmıyor.
-Çiftçinin anası ağlıyor, mazot olmuş 40 lira. Sen kalkıp diyorsun ki ben hobi bahçesi yapacağım.
“BU YANLIŞTAN DERHAL VAZGEÇİN”
-Bakın bu sevdadan vazgeçin, kötü örnek olur, insanlara derdimizi anlatamayız. Onun için bu projenin mutlaka durması gerekiyor.
-Bu yanlış projenin takipçisi olacağız, gerekirse Kozluören köyünü, Bababsultan köyünü, Şevketiye köyünü, Kazancı köyünü, Ümitalan köyünü komple buraya indireceğiz. Bu yanlıştan derhal vazgeçmenizi rica ediyorum. Burada yapılacak hobi bahçeleri, çevrede meyve ve bilumum hırsızlıkları da artıracak.
Türkiye, Azerbaycan'ın ekonomik bölgesine rol model
Türkiye’nin örtü altı yaş meyve ve sebze üretim merkezi Antalya, turunçgil üretimi ve ihracatı ile de dikkati çekiyor. Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM), bu ürünlerin çeşitlendirilmesi için Ar- Ge çalışmaları yapıyor. Bu kapsamda; özel sektöre de ürün çeşitliliği ve yetiştirilen ürünlerin verimliliği noktasında Ar- Ge desteği sağlanıyor. Türkiye’nin yanı sıra, yurt dışından da BATEM’in çalışmaları yakından takip ediliyor.
AZERBAYCAN’DAN ÜST DÜZEY HEYET
Azerbaycan Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı’ndan Meyve ve Sebze Yetiştiriciliği Genel Müdürü Surkhay Novruzov, Meyve ve Sebze Yetiştiriciliği Sektörü Daire Başkanı Shovgi Lalashov, Astara İli Tarım İl Müdürü Etibar Abbasov, Yardımlı İli Tarım İl Müdürü Shahlar Aliyev, Lenkeran İli Meslek Yüksek Okulu Direktörü Afar Karimov ile Meyve ve Çay Araştırma Enstitüsü uzmanı Chingiz Balazada, Türkiye’ye geldi. BATEM Müdürü Dr. Abdullah Ünlü ile BATEM Eğitim ve Yayım Sorumlusu Doç. Dr. Köksal Aydinşakir, Azerbaycan’ın 14 ekonomik bölgesinden biri olan Lenkeran-Astara Ekonomik Bölgesi’ndeki sebze-meyve yetiştiriciliğinin ilerlemesi için Türkiye’deki Ar- Ge çalışmalarına ilişkin, ekibe sunum yapıp, bilgi verdi.
3 İL ÖNE ÇIKTI
Niğde, Konya ve Antalya’da yetiştirilen bölgeye özgü ürünlerle ilgili bilgiler alan ekip, Niğde’de patates, Konya’da tarım sektöründe kullanılan makine ekipmanları ve Antalya’da turunçgiller ile çilek hakkında yapılan çalışmaları ve bu ürünlerin Lenkeran-Astara Ekonomik Bölgesi’nde yetiştirilmeye uygun olup, olmadığı hakkında görüş alışverişinde bulundu.
BATEM Müdürü Dr. Abdullah Ünlü, Azerbaycan ile karşılıklı çalışmalar kapsamında sık sık bir araya geldiklerini belirtti. Ünlü, “Patates tohumu ile ilgili Niğde’de, akıllı tarım ekipmanlar ile ilgili Konya’da bilgi aldılar. Antalya’da da sebze tohumları, çilek ve turunçgiller ile ilgili bilgiler aldılar. Lenkeran-Astara Ekonomik Bölgesi’ni kalkındırmak amacıyla bu ziyaret gerçekleşiyor. Azerbaycan, Rusya’ya çok ürün ihraç eden bir ülke. Bizim de Azerbaycan üzerinden Rusya ve Türki Cumhuriyetlere açılmamız için önemli bir çalışma” dedi.
‘TÜRKİYE’DEN ÖĞRENECEĞİMİZ DAHA ÇOK ŞEY VAR’
Azerbaycan Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Meyve ve Sebze Yetiştiriciliği Sektörü Daire Başkanı Shovgi Lalashov da ziyaretlerine ilişkin bilgi verdi. Türkiye ile benzer yapıda ülke olduklarını belirten Lalashov, “Türkiye’den öğreneceğimiz daha çok şey var. Lenkeran-Astara Ekonomik Bölgesi’nde patates, çilek ve turunçgiller yetişiyor. Bölge halkı da buradan geçimini sağlıyor. İklimi de uygun. Yeni çeşitlerin daha çok Azerbaycan’da yetiştirilmesi ve hastalık ile zararlılara karşı alınacak önlemlerle ilgili de bilgi aldık” diye konuştu.
Jeotermal serada ’topraksız tarım’ başladı: Yaz kış üretim olacak
Elazığ Belediyesi tarafından hayata geçirilen jeotermal sera sahasında ’topraksız tarım’ başladı. Son teknoloji ile donatılan, jeotermal özelliği ile yaz ve kış üretim yapılacak olan serada günde üretilen 900 kilo salatalık piyasadaki yerini alırken, aynı zamanda 20 milyon fidenin üretilmesi hedefleniyor.
Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’nın istihdam ve kalkınmaya yönelik projeleri arasında yer alan ve Cip köyü jeotermal sera sahasında 15 bin metrekarelik alan üzerinde yapımı tamamlanan sera projesinin ilk etap çalışmaları hızlı bir şekilde tamamlanarak fide ve topraksız tarıma hazır duruma getirildi. 900 metrekare kullanım alanına sahip iki katlı idari bina ve torf deposunun yer aldığı 3 dönümü topraksız tarım ve 7 dönümü fidelik olmak üzere 10 dönümlük kapalı alana sahip jeotermal sera alan son teknoloji ile donatıldı. Bu çerçevede ilk salatalık üretimi ve hasadı yapıldı. Günde hasadı yapılan 900 kilo salatalık Elazığ piyasasında yerini aldı. Aynı zamanda yılda 20 milyon ata tohumu ile üretilecek olan fidelerin ülke pazarında yer alacağı bildirildi. Büyük bir tarımsal projeyi hayata geçiren Elazığ Belediyesi, böylelikle hem istihdama hem de ekonomiye katkı sunacak.
“Termal Sera Projesinde üretime geçtik”
Elazığ Belediye Başkan Yardımcısı Nazif Bilginoğlu, “Önemli bir projenin, tesisin içerisindeyiz. Belediye başkanımızın ve meclisimizin çok önem verdiği, Elazığ ve bu bölge için bir ilk olan vizyon projelerden biri. Başkanımız, bu termal suyun belediyeye kazandırılması noktasında hareket ederken bu projenin bir istihdam projesi, bir üretim projesi olduğunu görerek, Elazığ’a bir katma değer katacağını hesap ederek bu projeyi harekete geçirdi. Bu proje bir takım süreçlerden sonra artık sona gelmiş vaziyette. Şu an için Termal Sera Projesinde üretime geçtik. Daha hızlı ve daha reel bir boyutta üretime devam edilerek Elazığ’ın hem tarımına hem de insanına bir katma değer kazandıracağına inanıyoruz. Seramız 15 dönüm bir alan üzerinde 10 dönüm kapalı bir alan sahip. Şu an için 10 dönümün 3 dönümlük kısmında sebze üretimine ayrılmış, 7 dönümü de fide yetiştiriciliğine ayrılmış bir sera şeklinde çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
“Buradaki esas kaynak, jeotermal”
Bütün kadrolarıyla burada gerekli hassasiyeti göstererek günlük üretime başladıklarını aktaran Bilginoğlu, “Şu anda seramızda sebze kısmında günde 800 ile 900 kilogram arasında değişen bir salatalık üretimine, hasadına başlamış bulunmaktayız. Aynı zamanda ön kısımda da fide yetiştiriciliği serası tam kapasiteyle henüz başlamamış olsa da şu an için kendi yetiştireceğimiz sebze kısmına fidemizi ön kısımda da yetiştirme işlemlerine bismillah diyerek başladık. Bu üretim gittikçe artarak devam edecek. Buradaki esas kaynak jeotermal kaynak olacak. Mevsim itibariyle şu anlık jeotermale ihtiyacımız olmadı ama önümüzdeki süreç içerisinde jeotermal kaynağımız da devreye girdiği zaman hem üretim maliyetleri çok daha düşük olacak hem de kalitesiyle çok ciddi bir ürün üretmiş olacağız. Buradaki ürünlerimiz bir deneme mahiyetinde olduğu için kendi iç piyasamızda anlaştığımız bir takım şeylerle bir döngü olabilmesi açısından onlarla basit bir ticari anlaşmayla satışlarına devam edilmektedir. Buranın da öz kaynakları olarak kendi sistem içerisinde harcamalar resmi olarak yeni kendi kaynakları içerisinde kullanılmak üzere harcamalara kullanılacak bir şekilde sistemimiz devam ediyor” diye konuştu.
Jeotermal serada ’topraksız tarım’ başladı: Yaz kış üretim olacak
Erzurum'da Biyoçeşitlilik, Tarım ve Gıda Sempozyumu Düzenlenecek
Erzurum’da, Türkiye Bilimler Akademisince (TÜBA), tarımdaki hatalı uygulamalar ve iklim değişikliği nedeniyle tarımda ortaya çıkan biyoçeşitlilik kaybı ve olası etkilerinin tartışılacağı bir sempozyum düzenlenecek.
Erzurum’da, Türkiye Bilimler Akademisince (TÜBA), tarımdaki hatalı uygulamalar ve son yıllarda etkisini artıran iklim değişikliği nedeniyle tarımda ortaya çıkan biyoçeşitlilik kaybı ve olası etkilerinin tartışılacağı “Biyoçeşitlilik, Tarım ve Gıda Sempozyumu” yapılacak.
TÜBA’dan yapılan açıklamaya göre, akademi bünyesinde oluşturulan çevre, biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği çalışma grubu ile beslenme çalışma grubunun işbirliğiyle 21-23 Eylül tarihleri arasında Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde sempozyum düzenlenecek.
Tarımda yapılan hatalı uygulamalar ve son yıllarda etkisini daha fazla hissettiren iklim değişikliği nedeniyle tarımda ortaya çıkan biyoçeşitlilik kaybı ve olası etkilerinin tartışılacağı sempozyumda, konuyla ilgili güncel gelişmeler, sorunlar ve çözüm önerileri uzmanlarca ele alınacak.
Hazırlanacak raporun kamuoyuyla paylaşılacağı sempozyuma, ilgili bakanlıklardan temsilciler, devlet ve vakıf üniversitelerinden öğretim üyeleri, sektörlerden araştırmacı, uzman ve yöneticiler katılacak.
TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, TÜBA’nın bilimsel konularda ve bilimsel önceliklerin saptanması amacıyla incelemelerde bulunma ve danışmanlık yapma sorumluğuyla hareket ettiğini söyledi.
“Biyoçeşitlilik yaşamın hayati unsurlarını temsil ediyor”
Ülkenin bilim stratejisine yönelik raporlamalar ve bilimsel yayın faaliyetleri gerçekleştirme, bunları ilgili kurum ve kişilerle paylaşmanın akademinin öncelikleri arasında yer aldığına değinen Şeker, “Hayati önem taşıyan biyoçeşiltlilik, tarım ve gıda konularında dünya alarm veriyor. Doğanın dengesi benzersiz bir sistem dahilinde çalışıyor. Eğer bu zincirden bir halkayı çıkarırsak bütün sitemin yapısı değişir. Biyoçeşitlilik yaşamın hayati unsurlarını temsil ediyor. Dünyanın dört bir yanında ormanlar yanıyor, kentleşmenin hızı kesilmiyor, iklim değişikliği de dahil tüm bunların bedelini sadece bir ülke ya da toplum değil bütün dünya olarak ödüyor, toplumsal, ekonomik etkilerini çok sert bir şekilde yaşıyoruz. Dolayısıyla tüm bunların önüne geçmek için yapılan her çalışma aslında hepimiz için.” diye konuştu.
Sempozyumla tarımsal biyoçeşitliliğin önemi ve değeri, yapılan hatalı tarımsal uygulamalar üzerinde duracaklarını kaydeden Şeker, “Hayvancılık, insan sağlığı ve gıda güvenliği de tüm bu başlıkların en önemlileri arasında ve derinlemesine ele alınacak. Biyoçeşitliliği nasıl koruyacağız, bunun için neler yapmalıyız, ne zaman ve nasıl yapmalıyız soruları, yaşamımız, geleceğimiz, çocuklarımızın ve insanlığın geleceği için çok önemli soruları.” ifadelerini kullandı.
Devlet destek verdi! Babasından kalan ahırı çiftliğe çevirdi
Elazığ’da yaşayan 4 çocuk babası Sıdık Akbulut, dedesi ve babasından kalan hayvancılık mesleğini devam ettirmek istedi. Bir süre Almanya’da da çiftlikte çalışan Akbulut ardından memleketine dönerek, baba mesleğini profesyonel bir şekilde yapmak için araştırma yaptı. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumuna (TKDK) başvuru yapan Akbulut, devletten aldığı yüzde 70 hibe desteği ile 2018 yılında çiftliği kurarak besiciliğe başladı. Yaklaşık 5 bin metrekarelik kapalı alana 400 büyükbaş hayvan kapasiteli çiftlik kuran Akbulut, ardından yine devletten aldığı 2 ayrı destek ile çiftliğin üzerine GES kurdu. Toplamda 380 KW ile enerji ihtiyacını güneşten karşılayan Akbulut, simental ve şorel cinsi 200 baş ile şu anda üretime devam ediyor. Toplamda 2.5 milyon lira hibe desteği ile 5.8 milyon liralık yatırımı hayata geçiren Akbulut, ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
“2.5 MİLYON LİRASINI DEVLETTEN DESTEK ALDIK”
Babasının çiftçi olduğunu dile getiren Sıdık Akbulut, “Tarım ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Dedem de aynı şekildeydi. Onlar biraz daha bu işi amatör yapıyorlardı. Hayvanlar azdı. Belli bir süre köyde kaldım. Çocukken yardımcı olduk. Büyüyünce bir süre Almanya’ya gittim. Orada bir çiftlikte çalıştım. Ülkeye döndüm ve askerlik yaptım ardından mesleğimizi devam ettirelim dedik. TKDK’ya gittim ve araştırdım, soruşturdum. Hayvancılığı profesyonel olarak yapmayı düşündüm. TKDK bize bayağı bir yardımcı oldu. İnşaatımızı 2018’de bitirdik ve işletmeyi açtık. Buranın inşasına 5.8 milyon TL yatırım yaptık. Bunun 2.5 milyon lirasını devletten destek aldık. Burası 18 dönüm” dedi.
Şu an 200 hayvan olduğunu aktaran Akbulut, “Kapasitesi 400’e çıkıyor. Dünyanın genelinde bir enerji ihtiyacı var. Bizim de burada enerji ihtiyacı var ve oda bayağı bir yüksek çıkıyor. Tüm ekipmanlar, elektrikle çalışıyor. Bizde GES’e karar verdik. Yine TKDK ile görüşmelerimiz oldu. Buraya ilk etapta 100 KW GES kurduk. Ardından 280 KW başvuru yaptık. Şu an o da aktif. Toplamda şu an 380 KW elektrik üretiyoruz ve enerjimizi karşılıyor. Devletin bize büyük bir katkısı oldu. Bu işi yapabilene tavsiye ederim. Devletin bu imkanlarından faydalansınlar. Ama bu işi bilmesi gerekiyor. Daha önce yapmış veya tecrübeli olacak. Çünkü 7-24 bakman lazım. Burada bırakıp gidemezsin” diye konuştu.