18.07.2023 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Growmach, tarım makineleri ve teknolojilerindeki son yeniliklere ev sahipliği yapacak

Growmach, tarım makineleri ve teknolojilerindeki son yeniliklere ev sahipliği yapacak

Informa tarafından bu yıl 10-14 Ekim tarihlerinde ilk kez gerçekleştirilecek Growmach Traktör, Tarım Makineleri, Ekipmanları & Teknolojileri Fuarı, sektörde yerli ve yabancı güçlü markaları buluşturmaya hazırlanıyor.


Antalya Anfaş Fuar Merkezi’nde düzenlenecek önemli organizasyon için hazırlıkları sürdürdüklerini belirten Fuar Direktörü Engin Er, uluslararası tarım makineleri profesyonellerinin tarımdaki son teknolojileri ve tarımda otomasyon alanındaki yeni ürünleri inceleme fırsatını Growmach’te bulacaklarını söyledi.


Bu yıl ilkini gerçekleştirecekleri ve uluslararası özellik taşıyan Growmach’ın yeni ticari fırsatlar oluşturmak için önemli bir platform olacağını vurgulayan Er, “Informa olarak Türkiye’de uluslararası bir fuara daha imza atmanın gururunu yaşıyoruz. Hem Türk, hem de uluslararası tarım makinaları ve ekipmanları firmalarının Growmach’e yoğun ilgisi var ve alan satışları çok hızlı şekilde devam ediyor. Yerli ve yabancı tüm firmalar yeni pazarlara ulaşacak ve yeni satış bağlantılarına imza atarak cirolarını büyütme fırsatı bulacak. Growmach ile katılımcılarımızı Orta Doğu, Afrika, Balkanlar, Avrupa, Rusya & BDT ülkelerinden sektör profesyonelleriyle buluşturacağız. Ziyaretçilerimize son teknoloji ve yeni ürünleri tanıtacağız” diye konuştu.

 

Türkiye dünya sıralamasında yükselişte


Growmach Fuar Direktörü Engir Er, TARMAKBİR ve MAİB’in yayınladığı verilere göre Türkiye’deki tarım makineleri üretiminin özellikle son 20 yılda giderek arttığına dikkat çekti. Engin Er, şu bilgileri verdi:


“Tarım makineleri sektöründe 2023 yılı Ocak-Mayıs dönemi ihracatımız, 2022 yılı seviyesine göre değer bazında yüzde 4,6 artmış ve 594 milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Bu verilerle sektör, genel makine sektörler sıralamasında 23 sektör arasında 6. sırada yer almıştır. İhracatımızda ülke sıralaması ABD, İtalya, Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Fransa, Irak, Bulgaristan, Avusturalya ve Romanya şeklindedir. Tarım makineleri sektöründe 2023 yılı Ocak-Nisan dönemi ithalatımız, 2022 yılı seviyesine göre yüzde 84 artmış ve 454 milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Bu verilerle sektörümüz Nisan ayı itibarıyla 60 milyon dolar dış ticaret fazlası vermiş olup genel makina sektörler sıralamasında 23 sektör arasında ihracatın ithalatı karşılama oranıyla 7. sırada yer almıştır. Toplam makinede ise 2023 yılı Ocak-Mayıs dönemi ihracatımız, 2022 yılı seviyesine göre yüzde 11,7 artmış ve 10,2 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Kilogram başına düşen ihracat birim değeri 7,3 dolar olmuştur.”

 

İnovasyon ödülleri başvuruları başladı


Growmach’te önem verdikleri etkinliklerin başında Growmach İnovasyon Ödülleri’nin geldiğini dile getiren Engin Er, İnovasyon Ödüllerinin tarım makineleri sektörü için önemli olduğunu vurguladı.


Ödül başvuru sürecinin devam ettiğini belirten Er, tarım makineleri sektöründe faaliyet gösteren ve yenilikçi ürün yaratan tüm firmaların bu ödüllere başvurabileceklerini sözlerine ekledi.

 

Fuara yapay zeka ve otomasyon damga vuracak


Bu yıl Growmach fuarına katılacak tarımda yapay zeka ve otomasyon alanlarında hizmet veren firmalar da son teknolojiye sahip ürünleriyle fuar ziyaretçilerini stantlarında ağırlayacak.


Ankara’da tarımsal ilaçlama droneları üretimi gerçekleştiren Mana Havacılık’ın Pazarlama Uzmanı Şeyda Gül, Growmach fuarında katılımcı olarak yer alarak hem dronelarını ve hizmetlerini tanıtacaklarını, hem de yeni bağlantılar kurmayı hedeflediklerini söyledi.


Sektörel fuarlara önem verdiklerini dile getiren Gül, Growmach fuarında sertifikalı pilotlarla birlikte çiftçiler ve üretici firmalarla bir araya gelerek birebir iletişim kurma imkanı bulacaklarını kaydetti.

 

“İHA 1 ve İHA 2 konusunda sertifikalı pilotları yetiştirerek sektöre kazandırıyoruz”


Mana Havacılık hakkında bilgi veren Şeyda Gül, şunları söyledi:


“Firmamız 30 yıldan fazla havacılık tecrübesi olan bir kurucu ekibe ve 100’den fazla çalışana sahip. Tarımsal ilaçlama droneları üretiyor ve bu dronelarla çiftçilere ilaçlama hizmetleri sunuyoruz. Hem üretim hem de hizmetlerimizde insan odaklı yaklaşımımızla, müşterilerimizin ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunmayı hedefliyoruz. Mana Havacılık olarak 3 tipte drone üretimi, operasyonel hizmet ve eğitim konusunda hizmetlerimiz bulunuyor. İHA 1 ve İHA 2 sertifikalı pilotlarımızla isteyen çiftçilerimize dronelar aracılığıyla ilaçlama hizmeti de sunuyoruz. Ayrıca THK Üniversitesi ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü onaylı eğitimlerimizle de İHA 1 ve İHA 2 konusunda sertifikalı pilotları yetiştirerek sektöre kazandırıyoruz. Dronelarla havadan tarımsal ilaçlama yapmak, hem su hem de ilaç tasarrufu konusunda çiftçilere avantaj sağlıyor. Üstelik belli bir boya gelen ekinlerin traktörle sürüldüğünde yaşayabileceği zedelenmenin de önüne geçiyoruz. Böylece verimliliği de artırmış oluyoruz.”

 

Otomatik dümenleme sistemiyle çiftçinin işi kolaylaşıyor


Traktörü belli bir rota üzerinde uzaktan kumanda edebilme imkanı sunan ’otomatik dümenleme’ sistemi üreten AGV Technic’in Genel Müdürü Oğuzhan Arık da, bu sistem sayesinde ürünlerde verim artışı sağladıklarını ve işletme maliyetlerini düşürdüklerini söyledi.

 

“Otomatik dümenleme sistemi yakıt, zaman, iş verimi, gübre ve ilaçlamadan tasarruf sağlıyor”


Arık, “Otomatik dümenleme sistemi, sürücünün traktör ve kendi yürür tarım aletleriyle (biçerdöver, pancar toplama, pamuk hasat makinesi) işlenecek arazilerde kullanıcının belirlediği rota üzerinde düzgün hatlar oluşturma özelliğine sahip bir sistemdir. AGV Technic otomatik dümenleme sistemi; tarlanızda gerçekleştirdiğiniz işlemleri olumsuz hava şartlarından etkilenmeden konforlu bir şekilde tamamlamanızı sağlar. Daha çok ilaçlama gübreleme ve tohum ekimindeki uygulamalarda hat çizgilerinin üst üste gelmesini önler. Bu sistem sayesinde ilaç, gübre ve tohum sarfiyatını engellediği için girdi maliyetlerinin de düşürülmesini sağlar. Çiftçiler bu sisteme çok kolay şekilde adapte olabiliyor. Otomatik dümenleme sistemi yakıt, zaman, iş verimi, gübre ve ilaçlamadan tasarruf sağlıyor. Tüm yapılan işlemlerden yüzde 20 bir verim artışı elde edilebiliyor. Yani 100 dönümlük bir araziden 120 dönümlük ürün elde almanız mümkün oluyor. Minimum hassasiyetle, kolay kurulum, çoklu çalışma modları, uzaktan bağlantı ve 7/24 teknik desteğimizle çiftçimizin yanındayız” diye konuştu.


Bu yıl ilki gerçekleştirilecek Growmach fuarında yerli ve yabancı firmalar ve üreticilerle bir araya geleceklerini dile getiren Oğuzhan Arık, ziyaretçilerin ürünlerini yakından inceleme imkanı bulacaklarını da sözlerine ekledi.

 

“Tarımsal verimliliği üst seviyeye taşıyoruz”


Tarımda yapay zeka ve otomasyon alanında hizmet veren İstanbul merkezli Move On firmasının Kurucusu Ömer Faruk Koç ise, tarım sektöründeki üreticilere hem verimlilik hem de tasarruf konusunda avantajlar sağladıklarını söyledi.


Koç, Move On firması olarak geliştirdikleri patentli yazılımlarla, traktörlere entegre edilen yapay zeka ve kamera sistemleriyle birlikte özellikle ekim sonrasındaki ürün hasadı, ilaçlama gübreleme ve çapalama gibi alanlarda tarımsal verimliliği üst düzeye taşıdıklarını belirtti.

 

“5 firma arasında yer alıyoruz”


Move On’un çalışmaları hakkında bilgi veren Koç, şunları söyledi:


“Firmamız ilk patentini 2018 yılında aldı; Ocak 2020’den itibaren de faaliyete başladık. Şu anda Marmara bölgesi ağırlıklı olmak üzere; Türkiye çapında hizmet veriyoruz. Tarımda yapay zeka ve traktörlerin otonomisi için çalışan dünyadaki 5 firma arasında yer alıyoruz. Tarımdaki verimsizliğin önüne geçerek sektöre ve çiftçilere faydalı olmak istiyoruz. Elleri klavyede ayakları da toprakta olan bir firmayız. Yazılım ve Arge ekiplerimizin geliştirdiği farklı seviyelerdeki yapay zeka yazılımlarıyla birlikte sektördeki büyümemizi sürdürüyoruz. Bitki sayımı, yabani ot ayrımı, tarla verimlilik analizi ve ürün hasadındaki kayıpları minimize etmek için de bu sistem oldukça yararlı sonuçlar veriyor. Yaptığımız araştırmalar sonucunda geleneksel yöntemlerle dönüm başına yüzde 8’lik bir fire oluştuğunu gördük. Move On ile traktörlere tarlada hassas konumlandırma yapılarak ürünler en optimum şekilde hasat ediliyor. Hasat esnasındaki kayıpların da önüne geçilmiş oluyor. Şu anda yurtdışına yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Yurtdışından elde ettiğimiz gelirlerle ülkemize katma değer sağlamak istiyoruz.”


Ömer Faruk Koç, bu yıl katılacakları Growmach Fuarı ile Antalya bölgesindeki üreticiler ve firmalarla ilk defa buluşmanın heyecanı yaşadıklarını da sözlerine ekledi.

 

Merkezinde tarım var çiftçilerle büyüyor

Merkezinde tarım var çiftçilerle büyüyor

Anadolu Efes’in bir tarım şirketi olduğunu vurgulayan Onur Altürk, “Tarım, işimizin kalbinde. Tarımsal faaliyetlerimiz vesilesiyle ülkemizde 10 bin kişiye geçim kaynağı sunuyoruz. Bu yıl, geçen yıla göre sözleşmeli çiftçi sayımız yüzde 70, sertifikalı tohum dağıtımımız yüzde 50 arttı” diye konuştu.


Şirketin arpa alımı yaptığı 12 ilden biri olan Kayseri’de gerçekleştirilen hasat sırasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Onur Altürk, şunları söyledi:

“Bu yıl Güneydoğu ve İç Anadolu’dan toplam 117 bin ton arpa alacağız. Türkiye’de maltlık arpanın en büyük alıcısıyız. Türkiye’de yılda 6-7 milyon ton arpa üretiliyor. Ancak bunun sadece yüzde 1.5-2’si maltlık.”

Borsa fiyatından fazla

Satın aldıkları arpaya borsa fiyatından fazla ödeme yaptıklarını, çiftçiye verdikleri tohum, gübre, mazot ve akıllı tarım desteğiyle de tarlada işi kolaylaştırdıklarını anlatan Altürk, “Sözleşmeli çiftçilerimizin koşullarını gören diğer çiftçiler de bizimle çalışmak istiyor. Böylece maltlık arpa üretimini artırma hedefimizde ilerliyoruz” dedi. Altürk, geçen yıl 10 milyon lira olan Çiftçi Destek Paketi’ni bu yıl 30 milyon liraya çıkaracaklarını belirtti.

Anadolu Efes’in Tarımsal Ürün Geliştirme Departmanı’nı 1982’de kurduğunu hatırlatan Onur Altürk, şu bilgileri verdi:

“Ar-Ge çalışmalarıyla kendi tohumlarımızı geliştiriyoruz. Tescilli 17 çeşit arpa ve 7 şerbetçi otu tohumumuz var. Bir tohumun geliştirilmesi 15 yılı buluyor. Ar-Ge çalışmaları ile verimliliği ortalama yüzde 20 artırdık. Kuraklığa dayanıklı daha fazla tohum çeşidinin geliştirilmesi, verimliliğin artırılması ve tohumlarının uluslararası standartlarda kimliklendirilmesi için üniversitelerle iş birliği yapıyoruz. Geçen yıl arpa çeşitliğini artırma amacıyla Gaziosmanpaşa Üniversitesi ile 3 yıllık bir projeye başladık. Akdeniz Üniversitesi ile de maltlık arpaların kimliklerini uluslararası standartlarda çıkarmayı hedefleyen bir proje yürütüyoruz. Böylelikle ihracatta önemli rekabetçi avantaj için zemin hazırlanmış olacak. Kalite güvencesi anlamında kritik bir adım olan bu çalışma, hububat sektörü için örnek teşkil edecek.”

Gezici tarım işinde çalışan çocuk işçiler 11 Eylül’de ders başı yapabilecek mi?

Çocukların fiziksel, zihinsel gelişimlerine büyük etki eden çocuk işçiliği sorunu yoksulluk arttıkça derinleşmekte; sorunu ortaya çıkaran sorumluların yüzeysel bir şekilde göstermelik çözümler önerdiği ve görmezden gelinen bir sorun olarak ortada durmaktadır.

Mevsimsel tarım işçiliği süreklilik kazanmış durumda. Çocuklar aileleriyle birlikte göçebe hayatı yaşamaktadır. Çocuk işçiliğini ortaya çıkaran ana nedenlerin etrafından dolaşarak çözüme ulaşmaya çalışmak ancak sorunun farkındalığına hizmet ediyor. Çocuk işçiliğinin birincil nedeni yoksulluktur.

Ailelerin en büyük şikâyeti eğitim araçlarının pahalılığı. Devlet okullarında kırtasiye masraflarının yanı sıra ekstra beslenme, ulaşım, okul aile birliklerinin talep ettikleri ücretler karşılanamaz bir hâl almış durumda. Milli Eğitim Bakanının geçenlerde yaptığı açıklama da kız çocuğu olan velilerin çocuklarını erkeklerle aynı sınıfta okumalarını istemedikleri için okula göndermediklerini söylemi bir gerçeklik içerse de maddi imkânsızlıklar nedeniyle milyonlarca çocuğun okula gönderilemiyor oluşu bakanın aklına ve diline gelmiyor. Asıl derdi karma eğitim modeline duyduğu öfke ve bu eğitimin kaldırılmasına yönelik adımlar aklına geliyor. Sadece kızların gideceği okullar mesela. Hükümetin bakanlarının aklına gelmeyen her yaştaki emekçiler ve yoksulluğun sona erdirilmesi. Akıllarına gelen açlık sınırının biraz üstündeki asgari ücreti, bütün emekçilerin ortalama ücreti hâline getirmek. Açlığın yönetilmesi için politikalar geliştirmek.

Bugün Türkiye’de ekonomik kriz derinleşirken ücretli çalışanların alım gücü gitgide azalmaktadır. Enflasyon Araştırma Grubunun yıllık enflasyon hesabı yüzde 109.01 olarak yayınlandı. Vergi artışıyla beraber temel ihtiyaç ürünlerine gelen zamlar ile TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranına göre yapılan maaş zamları hızlıca eridi. Bu durum yetişkinlerin çalışarak yaşamlarını sürdürecek bir gelirlerinin olmamasından kaynaklı evdeki diğer bireylerin de iş gücünün bir parçası olmayı zorunlu kılıyor. Yani çocuklar da çalışmak zorunda kalıyor.

TÜİK’in açıkladığı çocuk işçi raporunda 720 bin çocuğun çalıştığı belirtiliyor. Bu rakamlarda göçmen çocukların ve sokakta çalışan çocukların verileri bulunmuyor. Gerçek verilere göre 2 milyona yakın çocuğun bugün üretimin bir parçası olduğu biliniyor. Yine TÜİK’in raporun da çocukların yüzde 30’u tarım sektöründe çalışmakta. Tarım sektöründe çalışanlar eskiden mevsimsel olarak çalışıp memleketlerine dönerken artık bu durum değişmiş, gezici işçi durumuna dönüşmüşlerdir.

Barınma, gıda, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçların hizmetlerin devlet tarafından karşılanması, bu sorunu çözecek en kritik politikalardır.

Ankara, Konya, Adana ve Karadeniz bölgesi gezici işçilerin en yoğun çalıştığı yerler. Gezici işçilik sektörü, günlük yevmiye ücretlerinin 300 TL olduğu ve bütün aile bireylerinin çalıştığı, tarım alanları, barınma, iş güvenliği, sosyal güvence gibi birçok alanda sorunlu, insan onuruna yaraşmayan koşulların olduğu bir sektör olarak tarif edilebilir.

Çocuk işçiliğinin en büyük ikinci nedeni veya yoksulluğu yaratan sermaye sınıfının hükümetlerden ucuz iş gücü talebidir. Yıllardır çocuklar iş öğrenme bahanesiyle çıraklık, staj gibi kimi yasalarla belirlenen zorunluluk nedeniyle ya çok düşük bir ücretle ya da ücretsiz bir şekilde çalıştırılıyor. Tarım sektöründe de aile ücreti olarak yapılan ücret ödemelerin de yine çocuklar ücret almıyorlar. Yine tarım sektöründe çalışan çocukların yüzde 50’si eğitimlerine devam edemiyor.

Çocuk işçi cinayetlerinin yüzde 53’ü de tarım sektöründe yaşanmakta. Hükümetin yeni yüzyıl ekonomik modelinin yabancı sermayeyi Türkiye’ye teşvik etmek için uygulanacak en iyi yöntem işgücü maliyetlerinin azaltılması olacak. Göçmenler, çocuklar, kadınlar, sermaye sınıfı için ilk sırada tercih edilecek grupları oluşturmakta.

Çocukların fiziksel, zihinsel gelişimlerine büyük etki eden çocuk işçiliği sorunu yoksulluk arttıkça derinleşmekte; sorunu ortaya çıkaran sorumluların yüzeysel bir şekilde göstermelik çözümler önerdiği ve görmezden gelinen bir sorun olarak ortada durmaktadır. Barınma, gıda, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçların hizmetlerin devlet tarafından karşılanması, bu sorunu çözecek en kritik politikalardır. Bu politikada, Küba’nın ekonomik modeli örnek alınabilir. En büyük ekonomik geliri tarım olan bir ülkenin uyguladığı yöntemle, tarım sektöründeki sorunlar aşılabilir. Küba’da çocuk işçi bulunmamaktadır. Yine işçi cinayetlerine rastlanmamaktadır.

Çocukların gelişimiyle ilgili Küba’nın uyguladığı yönteme dair fikir sahibi olmak için 2017 yılında yayımlanan tabloya bakılabilir:

43 bin çiftçiye akıllı tarım eğitimi

Üretimde planlama, tarım arazileri ve su kaynaklarının korunması, girdi maliyetlerinin düşürülmesi, tüketicinin gıdaya makul fiyatlarla ulaşması amacıyla Dünya Bankası ile ortaklaşa yürütülecek “Türkiye İklim Akıllı ve Rekabetçi Tarımsal Büyüme Projesi (TUCSAP)” için ekip kurulacak.

43 bin çiftçiye akıllı tarım eğitimi

Meltem Güneş / ANKARA – Bu kapsamda, teknik ekip lideri, mali yönetim uzmanı, kıdemli satın alma uzmanı, satın alma uzmanı ve çevre uzmanı istihdam edilecek. İklim değişikliği, artan nüfus, savaşlar, salgın hastalıklar gıdaya erişimin önemini bir kez daha gözler önüne sererken, teknolojik gelişmeler, kaynakların sürdürülebilirliği de tarım alanında önemini gittikçe arttırdı. Tarım ve Orman Bakanlığınca yürütülen ve Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası kredisi ile desteklenen TUCSAP’e start verilmişti. Girdi maliyetlerini düşürmek, verimliliği artırmak, üretim ve üretici odaklı planlamaları temel almak, tüketici tarafının gıdaya makul fiyatlarla ulaşmasının amaçlandığı projede ekip kurulması için de kollar sıvandı. Bu kapsamda, teknik ekip lideri, mali yönetim uzmanı, kıdemli satın alma uzmanı, satın alma uzmanı ve çevre uzmanı istihdam edilecek. Söz konusu kadrolar için başvurular 28 Temmuz’da sona erecek.

‘En büyük yeşil OSB’

341 milyon 270 bin dolar bütçeye sahip proje kapsamında yürütülecek faaliyetlerin bir kısmı şöyle:

– Tarım ve Orman Bakanlığı dijital modeli kurularak, tarım sektörü verileri tek çatı altında toplanacak.

– Toprak veri tabanı geliştirilecek, ulusal toprak arşivi binası inşa edilerek Türkiye’nin toprak hazinesinin sağlığı izlenecek.

– Yaklaşık 14 milyon hektarlık bir alanı kapsayan toprak ve arazi bilgileri toplanarak daha sağlıklı ve etkili tarımsal üretim planlaması yapılacak.

– İklim Akıllı Teknolojilerin (İAT) kullanılması teşvik edilerek kaynak verimliliği iyileştirilecek ve karbon emisyonu azaltılarak tarımsal sürdürülebilirliğe katkı sağlanacak.

– Gençler başta olmak üzere yaklaşık 43 bin çiftçiye iklim akıllı tarım teknolojilerini uygulamak üzere eğitim verilecek ve doğal kaynaklar üzerinde baskı azalacak.

 
– 13 bin 700’ü kadın toplam 55 bin yararlanıcıya verilecek 33 milyon dolar hibe ile iklim akıllı tarım teknolojileri konusunda çiftçiler desteklenecek.

– Temiz enerji kaynaklarından daha fazla faydalanmak için jeotermal ısı ile üretim yapacak Tarıma Dayalı İhtisas OSB desteklenerek dünyadaki en büyük yeşil OSB’lerinden birisi inşa edilecek.

– Hayvan sağlığı konusunda; aşı, ilaç ve serum gibi veteriner tıbbi ürünlerin sertifikasyonu ile akreditasyonu için uluslararası standartlarda entegre kontrol merkezi VETKOM kurulacak.

– 5 yıllık proje sonunda, çiftçi, hizmet sağlayıcı ve veteriner olmak üzere toplam 80 bin kişinin yararlanması hedefleniyor.

‘Küresel Tarım Forumu’ Samsun’da

‘Küresel Tarım Forumu’ Samsun’da

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen “Agricities (Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği) 2023 Yılı Yönetim Kurulu Toplantısı ve 2. Küresel Tarım Forumu”, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın da katılımıyla yarın Samsun’da yapılacak.

Samsun Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı koordinesinde düzenlenen 2. Küresel Tarım Forumu akademisyenleri ve yerel yöneticileri bir araya getiriyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın da açılışına katılacağı Agricities (Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği) 2023 yılı Yönetim Kurulu Toplantısı ve 2. Küresel Tarım Forumu, 19 Temmuz Çarşamba günü Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon’da gerçekleştirilecek.

5 oturumda yapılacak programda, tarım ekonomisi ve finansman yönetimi, örtü altı yetiştiriciliği ve tıbbi aromatik bitkiler, büyükbaş hayvan yetiştiriciliği, kuraklık ve su yönetimi, tarımsal eğitim ve dijital tarım konuları ele alınacak. İki gün süresince konusunda uzman öğretim üyeleri tarafından tarımsal konulardaki çağdaş yaklaşımlar ve güncel uygulamalar aktarılacak. İklim değişikliği sürecinde etkilenen tarım sektöründe yaşananlar ve çözüm yolları başta olmak üzere 20 ana konu gündemde olacak.

“Odak noktası olma yolunda önemli”

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, böyle önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapacak olmaktan dolayı mutluluk duyduklarını belirterek, “Özellikle Covid-19 pandemi sonrası yaşanan süreçte gıdaya ulaşımın ne kadar önemli olduğuna hep birlikte şahit olduk. Agricities oluşumu ve 2. Küresel Tarım Forumu da bu gerçeğe küresel ve bölgesel ölçekte vurgu yapmanın, tarımsal sorunlara dikkat çekmenin bir platformu olma yolunda atılan bir adımdır. Forumun Samsun’da düzenlenmesi aynı zamanda ulusal tarımsal kalkınmanın da odak noktası olma yolunda önemli bir çalışma olarak tarihte yerini alacaktır. Bizler de Büyükşehir Belediyesi olarak hem şehrimizdeki çalışmalarımızda hem de üyesi olduğumuz uluslararası yerel yönetim birlikleriyle attığımız somut adımlarla bugüne dek üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirdik. Getirmeye de devam ediyoruz” dedi.

Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nden çiftçilere 'anız' uyarısı

Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden çiftçilere anız uyarısı

Hububat hasadına geldiğimiz bugünlerde tarlalarda kalan anızların yakılmaması hususunda Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce uyarıda bulunularak, “İlimizde; hububat hasadını müteakiben toprak işlemede kolaylık sağlamak, hastalık ve zararlılarla mücadele etmek, yabancı ot kontrolü ve hasat sonrası artıkların yok edilmesi ve ikinci ürün ekimi için hazırlık yapmak maksadıyla yasak olduğu halde anız yakma olaylarıyla karşılaşılmaktadır. Anızların yakılması münasebetiyle çevreye ve doğaya ciddi anlamda zarar verilmekte, orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli Trafik kazalarına yol açmaktadır.

Komşu tarlalara yangın sıçraması, diğer ürün sahiplerini de mağdur etmektedir. Yerleşim birimlerine yakın yerlere hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanmasına sebep olmaktadır. Anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, her yıl bölgemizde ve ülkemizde milyarlarca liralık maddi zararlara neden olmaktadır.” denildi.

Sigortalanan küçükbaş hayvan sayısı 12,7 milyona ulaştı

Sigortalanan küçükbaş hayvan sayısı 12,7 milyona ulaştı

Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan “Devlet Destekli Tarım Sigortaları” verilerini değerlendirdi.

2021-2022 döneminde sigortalanan küçükbaş hayvan sayısındaki artışa dikkati çeken Çelik, tarım sektörünün her türlü riske açık olduğuna işaret etti.

Son yıllarda küresel iklim değişiklikleri sonucu oluşan doğal afetlerin tarım sektöründe büyük zararlara neden olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti:

“Sektörde risklerin önüne tarım sigortası yaptırılarak geçilebilir. Dolayısıyla çiftçilerimiz ve yetiştiricilerimizin, oluşan zarar veya kayıplarını telafi etmek için, ürün ya da hayvanlarını sigortalamaları öncelikleri olmalıdır. Bunun için de çiftçi ve yetiştiricilerin tarım sigortaları konusunda ayrıntılı bir şekilde bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır. Bu çerçevede yapılacak eğitim çalışmaları poliçe üretimi ve sigortalı sayısının artışına olumlu yansıyacaktır.”

Yetiştiricilere hayat sigortası çağrısı

Küçükbaş hayvancılıkta sigortalanan hayvan sayısındaki artışa da değinen Çelik, “Son yıllarda küçükbaşta hayvan hayat sigortalarının olumlu manada sürekli bir gelişim içerisinde olduğunu görüyoruz. Sigorta poliçesi üretimiyle sigortalanan hayvan sayısı da artmaktadır. 2021’de 9,9 milyon baş küçükbaş hayvan sigortalanmışken 2022 sonu itibarıyla bu sayı yüzde 28,1’lik artışla 12,7 milyon başa ulaştı. 57 milyonluk küçükbaş hayvan varlığımızın yaklaşık yüzde 20’si sigortalıdır.” diye konuştu.

Sektör olarak yüzde 28’lik artış oranını yeterli görmediklerini anlatan Çelik, “Onca emeklerinin heba olup gitmemesi için yetiştiricilerimizin çoğunlukla tarım sigortaları sistemi içerisinde yer almasını arzu ediyoruz. Dolayısıyla tüm yetiştiricilerimizi hayvanlarına hayat sigortası yaptırmaları konusunda duyarlı olmaya davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Çelik, devlet desteğinin devam etmesi ve sigorta primlerinin yetiştiricilerin rahatça ödeyebileceği düzeye çekilmesiyle sigortalı küçükbaş hayvan sayısında daha fazla artış olabileceğini sözlerine ekledi.

Main Menu