Sürdürülebilir tarım yeniden keşfediliyor
Aslında çok eski dönemlere dayanan bu üretim şekli, modern tarımla birlikte unutulmaya yüz tuttu ve sistem, tarım arazilerinde belirli mahsullerin üretilmesini yaygınlaştırdı. Ancak son dönemde Armani gibi markaların, tarımsal ormancılık alanında yaptığı yatırımlar, finansal ve ekolojik anlamda pozitif etkileri olan bu sisteme ilgiyi artıracak gibi görünüyor.
YÜKSEK SICAKLARDA ETKİLİ
Birleşmiş Milletler Gıda Ve Tarım Örgütü’nün (FAO) paylaştığı bilgilere göre, 2050 yılında dünya nüfusunun 9.7 milyara ulaşması beklenirken, gıda talebinin 2050 yılına kadar karşılanabilmesi için sürdürülebilir üretimin sağlanması şart ve tarımsal ormancılık, bunun için çözümün bir parçası olabilir: “Ağaçları bitkisel ve/veya hayvansal üretim sistemleriyle birlikte yöneten geleneksel ve çağdaş arazi kullanım sistemleri, tarımsal ormancılık sistemleri olarak adlandırılıyor. Tarımsal ormancılık ayrıca, ağaçlar mahsullere barınak sağlayarak bu alandaki zararları azaltabildiği ve kalıcı/yıllık mahsul üretiminde, toprakta ve peyzajda karbon tutulumunu artırabildiği için yüksek sıcaklıklara karşı kırılganlığı da azaltıyor.”
TÜRKİYE’DE ŞARTLAR UYGUN MU
Türkiye’nin tarım ve ormancılık politikalarında tarımsal ormancılığın yer almadığını belirten FAO, temel tarımsal ormancılık uygulamalarından çalı ve ağaçların, yem ve hayvansal üretimle birleştirilmesi yönteminin, tıbbi veya süs bitkileri üretimine ayrılmış orman alanlarının ve toprağı rüzgâr erozyonuna karşı korumak için ekim alanlarını veya meraları çevreleyen ağaç ve çalı şeritlerinden oluşan rüzgâr perdesi şeritlerinin olduğunu belirterek, “Tarımsal ormancılığın uygulanması için bir potansiyel mevcut gibi görünüyor. Halihazırda bu uygulamalar, Türkiye’de var ancak resmi olarak tarımsal ormancılık ismi altında kaydedilmiyor” değerlendirmesini yaptı.
‘ARTAN TALEBE YANIT OLACAK’
ARMANI, geçtiğimiz haftalarda Güney İtalya’da deneysel bir tarımsal ormancılık alanı açtığını duyurdu. Şirketten yapılan açıklamada, “Bu inovatif yaklaşım, artan tüketici talebine küresel moda endüstrisinde daha sürdürülebilir cevaplar sunmayı ve aynı zamanda kaynakların güvenliğini sağlarken güçlü bir değer zinciri oluşturmayı sağlayacak” denildi. Söz konusu arazi şimdiye kadar pamuk ekimi için ayrılmıştı ancak pamuğu sürdürülebilir şartlarda üretmek adına bu alanda artık farklı yöntemlerin deneneceği belirtildi. Projenin İngiltere Kralı Charles’ın Galler Prensi olduğu dönemde desteklediği Sustainable Markets Intiative’s Fashion Task Force ve Circular Bioeconomy Alliance işbirliğiyle yürütüleceği duyuruldu.
Deprem bölgesindeki tarımsal sulama yatırımlarına 4 milyar liralık ek bütçe
TBMM’ye sunulan “2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nden yapılan derlemeye göre, Tarım ve Orman Bakanlığına 7 milyar 854 milyon 615 bin liralık ek bütçe ayrıldı.
Söz konusu ödenekten en yüksek payı, 4,5 milyar lira ile sulama birlikleri su kullanım bedeli desteği aldı. Bu kalemi 502 milyon 937 bin lira ile koruyucu giyim yardımı ve deprem kaynaklı tüketime yönelik mal ve malzeme alımları, 500 milyon lira ile deprem bölgesindeki hayvan yetiştiricilerine canlı hayvan alım desteği ve 440 milyon lira ile hayvan hastalıkları tazminatı ödemeleri takip etti.
Yurt içi borç verme (Tarıma dayalı ihtisas OSB) için 310 milyon 500 bin lira ve gayrimenkul sermaye üretim giderleri (afet bölgesi rehabilitasyon ve yeniden yapılandırılması) için 220 milyon lira kaynak ayrıldı.
DSİ’YE 11,4 MİLYAR LİRA EK ÖDENEK
Özel bütçeli kurumlar arasında yer alan DSİ’ye ise 11 milyar 450 milyon lira ek bütçe sağlanacak.
DSİ’ye ayrılan bütçede tarımsal sulama için ayrılan ödenek dikkati çekti. Deprem bölgesindeki tarımsal sulama yatırımlarına ilişkin menkul malların bakım ve onarım giderleri için 4 milyar lira ayrıldı. Bunu 2 milyar 835 milyon 291 bin lira ile tarımsal sulama yatırımlarına ilişkin giderler ve 1 milyar 800 milyon 367 bin lira ile tarımsal sulama ve taşkın koruma faaliyetlerine ilişkin giderler izledi.
Tarımsal sulama ve içme suyu yatırımlarına ilişkin giderler için 538 milyon 284 bin lira, Yusufeli HES Projesi yapım giderleri için 500 milyon lira ek ödenek tahsis edildi.
5 bin dönüm tarım arazısi sular altında
Dünya iklim kriziyle boğuşurken, Türkiye de son dönemde iklim değişikliğinin etkilerini fazlasıyla hissetmeye başladı. Son yıllarda yaz mevsiminde çıkan orman yangınlarının yanı sıra mevsim normallerinin çok üzerinde yağan yağışlar nedeniyle de sel felaketleri de sık sık kapımızı çalıyor. Bunun son örneği ise Karadeniz’de yaşandı. Karadeniz Bölgesi’nde etkisini gösteren sağanak yağışlar hayatı felç etti. Ordu yaklaşık metrekareye 130 kilogram yağış alırken, Zonguldak, Karabük, Bartın, Ordu, Bartın’da ve Samsun’da ise yollar göle döndü. Bölgede bine yakın heyelan ve toprak kayması yaşandı. Tarım arazilerinin de etkilendiği bölgede Tarım Sigortaları Havuzu’na (TARSİM) 11 ilden binin üzerinde ihbar geldi. TARSİM’den edinilen bilgilere göre yapılan ön incelemelerde 5 bin dönüm arazi selden etkilendi. Ağırlıklı olarak pancar, mısır ve patates tarlaları zarar gördü. İlk belirlemelere göre, 20 milyon TL civarında hasar olduğu tahmin ediliyor. Hasarın ağırlıklı olarak şehir merkezlerinde görüldüğünü belirten TARSİM yetkilileri, “İlk belirlemelere göre tarlalarla büyük bir hasar söz konusu değil. Önümüzdeki günlerde tablo netleşir” dedi.
SULAR ÇEKİLİNCE BELLİ OLACAK
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ordu Perşembe Ziraat Odası Başkanı Arslan Soydan, tarım arazilerinde lokal etkilerin görüldüğünü, bunun tarımsal hasılayı etkilemeyeceğini belirtti. Soydan, “Bazı yerlerde sular henüz tam çekilmedi. O nedenle tarlaların durumunu tam tespit edemiyoruz. Ancak tarımsal hasılayı etkileyecek bir zararın olduğunu düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı. İklim değişikliği nedeniyle son yıllarda yağışların mevsim normallerinin çok üzerinde olduğunu aktaran Soydan, “Bu durum sel ve heyelanlara yol açıyor. Bundan sonraki yıllarda da benzer durumlar yaşayabileceğimizi düşünüyoruz. Çiftçilerimizin tarım sigortası yaptırmaları çok büyük önem arz ediyor. Üyelerimizi muhakkak TARSİM’e kayıt olmaları konusunda uyarıyoruz” şeklinde konuştu.
10 BÜYÜKBAŞ SELE KAPILDI
Artvin Ziraat Odası Başkanı Köksal Portakal, tarım arazileri ve hayvanlarda bir sıkıntı olmadığını söyledi. Zonguldak Ziraat Odası Başkanı Şerafettin Albayrak da dört ilçenin ciddi hasar aldığını belirtti. Albayrak, “Çaycuma, Gökçebey, Bakacakkadı ve Devrek ilçelerimizde ciddi hasar var. Tarım arazilerinde incelemeler devam ediyor, suların çekilmesini bekliyoruz. Karaman ilçemizde de 10 büyükbaş hayvan sele kapıldı” ifadelerini kullandı.
BUĞDAY DA ETKİLENDİ
Selden en çok etkilenen illerin başında gelen Bolu Ziraat Odası Başkanı Selim Özer, dere yatağına yakın ilçe ve köylerin selden daha fazla etkilendiğini belirtti. Özer, “Patates, mısır ve buğday arazilerinde sıkıntı var. Tam buğday hasadı yapacağımız dönemde sel gerçekleşti. Buğday başaklarının 3’te biri yoğun yağış nedeniyle yattı. Su çekildikten sonra bunlar yeniden kalkar mı ne kadarı zayi olur tam bilemiyoruz. Geçen yıl buğdaydan 6 bin ton hasılası elde etmiştik. Eğer başaklar çamura gömüldüyse yaklaşık 2 bin ton buğday zayi olur ancak net tablo önümüzdeki günlerde ortaya çıkar” dedi.
538 İŞ MAKİNESİ VE 1.363 PERSONEL SAHADA ÇALIŞIYOR
Yoğun yağışlar ve sel nedeniyle Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı sahada inceleme yaptı. Selden etkilenen Düzce’de açıklamalarda bulunan Bakan Yumaklı, şunları anlattı: “Devletimiz hızlı şekilde AFAD koordinasyonunda ilgili bütün kurumları ve birimleriyle afeti yaşayan illerimizde teyakkuza geçti. AFAD’ın koordinasyonunda bakanlığımız toplam 538 iş makinesi-ekipman ve 1.363 personel ile sahada çalışmalarını sürdürüyor. DSİ’nin yeşil karıncalar dediğimiz makineleri de sahada önemli rol üstleniyor. Devletimiz bütün alanlarda olduğu gibi tarım arazilerinde ve hayvancılıkta zararı olan çiftçilerimizin de yanında olacak. İhbar gelen tarımsal alanlarda hasar tespit çalışmalarına sular çekildikten sonra hızlıca başlıyoruz. İçme suyu hasarı olan yerlere müdahale edeceğiz. Bugüne kadar yaptığımız baraj yatırımları, taşkın koruma ve dere ıslah çalışmaları felaketin daha büyük çapta olmasının önüne geçti. Bu felaketten sonra da yaraların sarılması, yapılması gereken yeni yatırımların hızlıca hayata geçirilmesi için çalışmalara başlayacağız.”
Arpa üreticisine bir darbe de Tarım Kredi’den! Düşük fiyattan arpa alarak çiftçinin yanında olacaklar!
Tarım Kredi Kooperatifleri, arpa alımı ile ilgili olarak açıklama yaptı. Sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, 10 Temmuz itibariyle tüm ülke genelinde arpa alımının başladığı belirtildi.
ARPA ALIM FİYATI AÇIKLANMADI!
Açıklamada, tüm üreticilerin yanında oldukları gibi arpa üreticilerinin de güçlü bir şekilde yanında olmaya devam edileceği belirtilirken, arpanın çiftçiden kaç liradan alınacağına dair bir fiyat belirtilmemesi dikkat çekti.
TARIMDAN HABER’İN 27 HAZİRAN’DA YAPTIĞI 5 BİN 500 LİRA HABERİ YALANLANMADI!
Tarım Kredi Kooperatiflerinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından prim hariç 7 bin lira olarak açıkladığı arpa alım fiyatını çiftçiden borca mahsuben 5 bin 500 liradan alınması yönünde talimat verdiği ortaya çıkmıştı. Tarımdan Haber’in 27 Haziran’da gündeme getirdiği ‘Tarım Kredi Kooperatifleri arpayı 5 bin 500 liradan alacak’ haberi yalanlanmazken, mevcut durumda arpa alım fiyatının açıklanmaması alım politikasında bir değişiklik olmadığını ortaya koydu.
ARPA ALIM FİYATI BÖLGELERE GÖRE DEĞİŞECEK!
Bölgelerden alınan bilgilere göre, Tarım Kredi Kooperatiflerinin arpa alım fiyatında bölgesel bazlı fiyat politikası uygulayacağı, TMO’nun alım fiyatı üzerinden değil bölgelerde oluşmuş düşük fiyat üzerinden arpanın alınacağı kaydedildi.
TARIM KREDİ FİYATLARI BASKILAYARAK SANAYACİ VE TÜCCARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRECEK!
Çiftçi kuruluşu Tarım Kredi Kooperatiflerinin, TMO alım fiyatı üzerinden değil de bölgelerde oluşmuş düşük fiyat üzerinden arpayı alacak olması, çiftçinin ürününü ucuz yollu almak isteyen sanayici ve tüccarın ekmeğine yağ sürmüş oldu.
.
Tarım Kredi Kooperatiflerinin, TMO’nun alım fiyatı üzerinden arpa alım fiyatı açıklaması durumunda, çiftçi ürününü düşük fiyattan satmayacak, fiyatlar gerçek değerine yükselecekti. Ancak çiftçi kuruluşu olan Tarım Kredi Kooperatiflerinin, sanayici ve tüccar mantığı ile çiftçinin ürününü düşük fiyattan almak istemesi, çiftçiye vurulan büyük bir darbe olarak görülüyor.
ARPA ÜRETİCİSİ ÇİFTÇİNİN YANINDA BÖYLE Mİ OLACAKSINIZ?
Tarım Kredi Kooperatiflerinden yapılan açıklamada, arpa alımının başladığı belirtilerek, arpa üreticilerinin güçlü bir şekilde yanında olmaya devam edileceği kaydedilirken, diğer taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan 7 bin lira alım fiyatının altında çiftçiden bölgeler arası değişmekle birlikte 5 bin 300 lira ile 5 bin 700 lira arasında arpa alınacak olması ‘Çiftçinin ürününü öldüm fiyatına alarak mı yanında olacaksınız?’
Keşan'da tarım arazisi kül oldu
Paşayiğit Mahallesinde çıkan yangın sonucunda bin 226 dekar buğday ekili alan ve bin 04 dekar hasadı yapılmış toplam 2 bin 330 dekar alanda zarar oluştu.
Önceki gün saat 16.00 sıralarında Keşan ilçesi Paşayiğit Mahallesi Kocayarma Devlet Ormanı mevkiindeki bir tarlada yangın çıkan yangın, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüyen alevler, etraftaki tarlalara sıçramıştı.
Kısa sürede büyüyerek, geniş araziye yayılan yangın, Keşan Orman İşletme Müdürlüğü ve çevre belediyelerden itfaiye ekipleri, bir helikopter ve 2 yangın söndürme uçağının müdahalesiyle 2 saatte kontrol altına alınarak söndürüldü. Edirne Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin yangın bölgesinde yaptığı incelemelerde, bin 226 dönüm buğday ekili alan ve bin 104 dönüm hasadı yapılmış tarla olma üzere toplam 2 bin 330 dönüm alanın zarar gördüğü tespit edildi.
Paşayiğit Mahallesinde çıkan yangın sonucunda bin 226 dekar buğday ekili alan ve bin 04 dekar hasadı yapılmış toplam 2 bin 330 dekar alanda zarar oluştu.
Önceki gün saat 16.00 sıralarında Keşan ilçesi Paşayiğit Mahallesi Kocayarma Devlet Ormanı mevkiindeki bir tarlada yangın çıkan yangın, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüyen alevler, etraftaki tarlalara sıçramıştı.
Kısa sürede büyüyerek, geniş araziye yayılan yangın, Keşan Orman İşletme Müdürlüğü ve çevre belediyelerden itfaiye ekipleri, bir helikopter ve 2 yangın söndürme uçağının müdahalesiyle 2 saatte kontrol altına alınarak söndürüldü. Edirne Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin yangın bölgesinde yaptığı incelemelerde, bin 226 dönüm buğday ekili alan ve bin 104 dönüm hasadı yapılmış tarla olma üzere toplam 2 bin 330 dönüm alanın zarar gördüğü tespit edildi.
Arpa ve buğday ölü fiyatına gidiyor!
Yağışlardan dolayı bereket fışkıran tarlalarda çiftçi resmen kan ağlıyor. Acilen piyasa fiyatlarının TMO alım fiyatına yükselmesi için hububat alımında sanayici ve tüccarı teşvik edecek politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor.
85 milyonun gıda arzını yakından ilgilendiren buğday gibi stratejik bir üründe yaşanan yangın çiftçiyi yakıp kavururken, bu yangını söndürmekle görevli başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı üç maymunu oynayarak, bütün sorumluluk hiçbir karar alıcı yetkisi bulunmayan TMO’ya yüklenmiş durumda.
AŞIRI TALEPTEN DOLAYI RANDEVU SİSTEMİ İFLAS ETMİŞ DURUMDA
Nisan ayının sonuna kadar yapılan öngörüsüz buğday ve arpa ithalatı artı, sanayici ve tüccarın finansmana ulaşamaması ve kredi maliyetlerinin çok yüksek olmasından dolayı çiftçinin ürettiği buğday ve arpa elinde kaldı. Sanayici ve tüccar, büyük bir fırsatçılık yaparak çiftçinin elindeki ürününü ölü fiyatına alırken, TMO’da da aşırı talepten dolayı randevu sistemi iflas etmiş durumda.
Buğday üretiminde çiftçiye büyük zulüm! Bu yıl yağışlardan dolayı verimli bir hasat geçiren çiftçi, artan ürün bolluğuna sevinemedi. Verim artışı ve ürün bolluğu çiftçiye gelir artışı olarak değil, zulüm olarak geri döndü. Hububat hasadıyla birlikte bereket fışkıran tarlalar adeta yangın yerine dönerken, bu yangını söndürmekle sorumlu başta Tarım ve Orman Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı çiftçiyi kaderine terk etmiş durumda.
BÜTÜN SORUMLULUK HİÇBİR KARAR ALICI YETKİSİ BULUNMAYAN TMO’YA YÜKLENMİŞ DURUMDA
Hububat hasadında yaşanan yangının, sadece çiftçi boyutu değil, 85 milyonun gıda arzı başta olmak üzere, tarımsal üretim, imalat, ihracat, ithalat ve tüketici boyutu ile ülke ekonomisi için devasa bir önemi bulunmasına rağmen yaşanan sorun sadece bir genel müdürlüğün (TMO) üzerine yıkılarak çözüm bulunmaya çalışılıyor. TMO’nun karar alıcı bir kurum olmamasına rağmen bütün sorumluluğun genel müdürlüğün üzerine yıkılarak karar alıcı bakanlıkların (Tarım Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı) üç maymunu oynaması, Türkiye’nin tarımsal üretimini büyük bir tehlikeye atıyor.
Çiftçiye bakım uyarısı
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte çiftçilerin harman dönemi yavaş yavaş başladı. Bu dönemde tarım işleri yoğunlaşan çiftçiler en çok kullandıkları aracı ise traktörleri. Yük taşımak ve toprağı işlemek için kullanılan traktörlerin ağır işlerde kullanılıyor.
Bu yoğun iş temposu öncesi yapılacak bakımlar traktörün ömrünü uzatırken, çiftçinin de cebini koruyor. Bakım yapılamadan girilen hasat döneminde mekanik akşamlarda çıkabilecek problemler 60 bin liradan başlayıp 200 bin liraya kadar çıkabiliyor.
İşlerinin yarıda kalmamasının isteyen ve masraftan kaçınmak isteyen çiftçiler son günlerde traktörlerine periyodik bakımlar yaptırıyor. 5 bin liradan başlayan bakımları uzmanlar şiddetle öneriyor.
Harman dönemine yavaş girilmesiyle bir takım uyarılarda bulunan bakımı yapan bir işletmenin servis bakım müdürü Gürcan Erem, “Periyodik bakımlarını yaptırmaları şart zaten ve bunu doğru malzemeyle yapmalı.
Yani piyasada bir sürü malzeme var ama bizim tavsiyemiz orijinal malzemeyle zamanında bakımlarının yapılması. Motorlarda problem olur, hararet sıkıntıları çıkabilir, hidrolik kısımlarında yapılması yağ filtreleri değişmesi, hidrolikleri çalışmaması en büyük sıkıntı olur.
Zaten onların işi sadece hidrolikle. Yaklaşık olarak yeni traktörlerde diyeyim ben eski traktörlerde çok fazla tutmaz ama yeni traktörlerde. Bakımlar 5 bin ile 7 bin TL arasında tutuyor. Hasarlarda maliyetleri 60 bin lirayla başlar, 200 bin liraya kadar gider.
Çünkü biz eski traktörlerde 60 bin liraya yakın revizyon malzemesi ve işçiliği alıyoruz. Yani bakımlarını tam olarak yaptırmayan doğru malzemeyle yaptırmayan insanların tam iş zamanı problem yaşadığını gördük” diye konuştu.