22.06.2023 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Türkiye'de tarımsal kuraklık riski internetten izlenebilecek

Tarım ve Orman Bakanlığının Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) bünyesinde tarımsal kuraklığı belirlemek ve izlemek için hazırlanan projeyle Türkiye’nin tarımsal kuraklık risk haritası oluşturulacak.

AA muhabirinin Tarım ve Orman Bakanlığından edindiği bilgilere göre, kuraklık, tarıma, su kaynaklarına, ekosistemlere ve ekonomiye zarar veren tekrarlı bir doğal afet olarak tanımlanıyor. Kuraklık önlenemese de bu afet dolayısıyla ortaya çıkabilecek zararların hafifletilmesini sağlayacak tedbirler alınabiliyor.

Tarımsal kuraklığın uzaktan algılama veri ve yöntemleriyle izlenmesi dünyada yaygın bir yöntem olarak kullanılıyor.

Türkiye’nin küresel iklim değişikliğinin potansiyel etkileri açısından, risk grubu ülkeler arasında yer alacağı, daha sıcak, daha kurak iklim kuşağı etkisinde kalacağı öngörülüyor. Türkiye’de geçmişte yaşanan tarımsal kuraklıklar, küresel ısınma ve iklim değişiklikleriyle gelecekte bu afetlerle daha yoğun şekilde karşı karşıya kalınacağına işaret ediliyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Strateji ve Eylem Planı (2023-2027) çerçevesinde, sürdürülebilir tarım ve verimin korunması amacıyla yağışla ilgili veriler, topografya, sosyoekonomik faktörler, sulama ve arazi kullanım şekilleriyle meteorolojik veriler, toprak özellikleri ve nem takibiyle kuraklık değerleri kullanılarak tarımsal kuraklığın belirlenmesi ve izlenmesi yoluyla çalışmalar bölgesel olarak devam ediyor.

Bu kapsamda Türkiye’de tarımsal kuraklığı belirlemek ve izlemek için “Ülkesel olarak Tarımsal Kuraklık Risk Haritalarının Çıkarılması ve Tarımsal Kuraklığın Web Tabanlı İzlenmesi” projesi hazırlandı.

Projede ilk etapta tarımsal kuraklık risk haritası oluşturulacak. İkinci etapta ise uzaktan algılama tabanlı bitki indekslerinden oluşturulan kuraklık indeksleriyle tüm Türkiye üzerinde tarımsal kuraklığın izlenmesi için kullanılacak ve operasyonel olarak haftada bir (8 günlük) tüm Türkiye için tarımsal kuraklık haritası üretilecek. Bu haritalar web tabanlı bir portal vasıtasıyla erişime açık olacak.

Özbekistan’dan ithal edilen tarım ürünlerine sıfır gümrük vergili kota

Özbekistan'dan ithal edilen tarım ürünlerine sıfır gümrük vergili kota -  Son dakika ekonomi haberleri – Sözcü

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına göre, bu ülkeden sıfır gümrük vergisiyle ithal edilebilecek ürünler için tanımlanan tarife kontenjanı miktarları; soğan için 1,000, nohut için 2,000 fasulyeler için toplam 4,000, diğer sebze ve sebze karışımları için 4,000, kabuksuz acı badem ve ceviz için 1,000’er, kuru üzüm için 400, erik için 1,000, diğer meyveler için 700, kurutulmuş biber için 1,000 ve kabuksuz yer fıstığı için 1,000 ton olarak belirlendi.

EK MALİ YÜKÜMLÜLÜKLER OLMAYACAK

Belirlenen kota miktarlarında Özbekistan’dan yapılacak bu ürünlerin ithalatında gümrük vergisi ve varsa ek mali yükümlülükler sıfır olarak uygulanacak.

Kotaların dağıtım yöntemi ve başvuru esasları Ticaret Bakanlığı’nca yayımlanacak tebliğlerle belirlenecek.

Kota miktarları 2023 yılı için geçerli olacak ve her takvim yılında yeniden tespit edilecek.

Erciş’te bulunan jeotermal su, tarımda kullanılacak

Erciş ilçesine 15 kilometre uzaklıktaki Çakırbey Mahallesi’nde Van Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi ile Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) iş birliğinde tarımsal alanda kullanılmak üzere başlatılan jeotermal kaynak suyu arama ve sondaj çalışmaları kapsamında dün, 750 metre derinlikte termal su bulundu. Saniyede 60 litre çıkan jeotermal suyun sıcaklığı ise 65 derece olarak ölçüldü. Proje kapsamında ilçede tarıma dayalı ihtisas sera organize sanayi bölgesi kurularak topraksız tarım ve sebze yetiştiriciliği yapılması hedefleniyor.

Erciş’te bulunan jeotermal su, tarımda kullanılacak
Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ozan Balcı, Erciş Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Nuri Mehmetbeyoğlu ile beraberindeki kurum amirleri, Erciş Tarıma Dayalı İhtisas Sera OSB Jeotermal Kaynak Sondaj ve Sıcak Su İletim Hattı Fizibilite projesi alanında incelemelerde bulundu. Vali Balcı, “Amacımız bu jeotermal kuyuların sayısını artırmak. Hedefimiz Van ve çevresinin sebze ihtiyacını jeotermal seraların ısıttığı seralarda yetiştirmek. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

Erciş’te bulunan jeotermal su, tarımda kullanılacak
Erciş Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Nuri Mehmetbeyoğlu ise 4 aydır yürütülen çalışmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını söyledi. Kaymakam Mehmetbeyoğlu, “İnşallah yapmış olduğumuz 1 nolu sondaj çalışmasının akabinde bunun 2 ve 3’üncüsünü yapacağız. Yaklaşık 30 bin metrekare olan bir seranın Erciş Tarımsal Organize Sera Bölgesi’nin tohumlarını atmanın gururunu yaşıyoruz. Bu hizmetin Erciş’e kazandırılmasında başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Bakanlarımıza ve Valiliğimize çok teşekkür ediyoruz. Erciş’e hayırlı olsun” diye konuştu.

Zihniyet tarım ve hayvancılığı yok etmek üzerine kurgulanmış

Türkiye’deki tarım ve hayvancılık politikaları planlı şekilde çiftçi ve hayvancı sayısını düşürmek, yok etmek üzerine kurgulanmış durumda. Köyleri boşaltmak suretiyle büyük çiftliklerdeki modern köleliği getiriyorlar. İnsanları tarımdan, hayvancılıktan uzaklaştırıp şehirlerde fabrikalara işçi yapıyorlar” dedi.

Tarım, Hayvancılık ve Orman Bakanlığı’nın çiftçileri desteklemesine karşı olduğunu kaydeden Gönen Hilal Ticaret sahibi Hüseyin Kürkçü, “Bakanlık çiftçilerimizin ve hayvancılarımızın önünü açsın, onlara para kazandırsın yeter. Bugün ülkemizde çeltik üretiminde baldo ırkı hiç kalmadı. Tohum ırkları çok değişti. Şu anda iri taneli olanlara baldo, kısa taneliye ise Osmancık deniliyor. Et fiyatlarında ise bu zihniyetle yükseliş devam edecektir. Çünkü süt fiyatları günün şartlarına göre geride kaldığı sürece tüccarın yüksek fiyatla almak istemesi dolayısıyla sütü bile baskıyla ucuz fiyata vermek zorunda kalmaktayız. Anaç sığırlar kesime gönderiliyor. Bundan dolayı da Türkiye’de et sıkıntısı sürekli artıyor. Süt üreticileri desteklenmezse etteki sorun bitmez” diye konuştu.

“İNSANLARI MODERN KÖLE YAPIYORLAR”
Süt ırkının çiftliklerin üretimine verildiğini, sütün bugünkü değerden satılmadığını belirten Kürkçü, “Türkiye’de aile çiftçiliği bitirildi. Eğer sütü yaşatamazsak bunun sonu ette de hüsranla sonuçlanacaktır. Sütü yaşatırsak piyasaya et pompalanır. Yem fiyatlarında da süt fiyatları dengede gitmediğinden her şey birbirini tetiklemekte: Devlet arpayı ucuza veriyor ama benim sattığım yemde çuval başına yerine gelecek yem 30 lira yüksek fiyat olacak. Türkiye’de 1980’li yıllarda çiftçi sayısının toplam nüfusa oranı yüzde 40’larda iken bu oran şu anda yüzde 7’lere düşmüş durumda. Türkiye’deki tarım ve hayvancılık politikaları planlı şekilde çiftçi ve hayvancı sayısını düşürmek, yok etmek üzerine kurgulanmış durumda. Köyleri boşaltmak suretiyle büyük çiftliklerdeki modern köleliği getiriyorlar. İnsanları tarımdan, hayvancılıktan uzaklaştırıp şehirlerde fabrikalara işçi yapıyorlar. Köylerde, kırsalda tarım ve hayvancılık olmasın istiyorlar. Bu Siyonizm’in bizim ülkemizdeki insanlarımızın üzerindeki en büyük oyunlarından birisidir” dedi.

Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde "Tarla Günü" etkinliği yapıldı

Eskişehir’de, Tarım ve Orman Bakanlığı Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından “Tarla Günü” etkinliği düzenlendi.

Etkinlikte, enstitü tarafından yürütülen araştırma çalışmaları sonucunda geliştirilen yeni çeşit ve teknolojiler üreticilere tanıtıldı.

Enstitü Müdürü Sabri Çakır, programda yaptığı konuşmada, enstitünün en önemli çalışma konularından birinin bölge koşullarına elverişli, hastalık ve zararlılara genetik olarak toleranslı, yüksek verimlilik kapasitesine sahip, makineli tarıma uygun yeni çeşitler geliştirmek ve bunlarla ilgili araştırmalar yürütmek olduğunu söyledi.

Tesislerde 98 yılda 177 çeşidin geliştirildiğini, bunların elit ve orijinal kademede tohumluklarını yaklaşık 150 firma için üretimlerini yaptıklarını aktaran Çakır, “Amacımız sadece çeşit geliştirmek değil aynı zamanda geliştirilen çeşidin sahip olduğu yüksek verim kapasitesini sağlayabilmesi için bununla ilgili olarak yetiştirme tekniği çalışmaları aynı zamanda toprağı, suyu muhafaza etmek ve bunu en etkili bir şekilde kullanmakla ilgili de denemelerimiz ve araştırmalarımız yürütülmektedir.” dedi.

Çakır, 5 ilde tarım ve orman müdürlükleriyle toprak laboratuvarlarının denetimini birlikte yürüttüklerini anlattı.

Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) ile 6’ncı projeyi tamamladıklarını bildiren Çakır, yerel çeşitlerin değerlendirilmesi, muhafazası, depolanması ve değerlerin aktarılması alanındaki tesisi bu törenle hizmete sunacaklarını dile getirdi.

BEBKA Genel Sekreteri Zeki Durak da enstitüdeki çalışmalarla milli değerlere ve çeşitlere sahip çıkılmasının ülkeye yapılan en önemli hizmetlerden biri olduğunu belirtti.

Açılışı yapılacak tesisin, 2021 Mali Destek Programı kapsamında desteklenen 1 milyon 367 bin lira bütçeli bir yatırım olduğunu kaydeden Durak, şöyle konuştu:

“Ajansımızın kuruluşundan bu yana Eskişehir’de 135 projeye toplam 269 milyon 873 bin liralık kaynak aktardık. Ayrıyeten kırsal kalkınma bizim öncelik verdiğimiz anlardan biri. Bölgemizde yürüttüğümüz çalışmalarda da Eskişehir’de 34 kırsal kalkınma projesine 75 milyon lira bir kaynak aktarımı gerçekleştirdik. Bu enstitünün bölgemizin çiftçisine çok önemli katma değer oluşturduğunu, çiftçimizi kuvvetlendirdiğini ve dolayısıyla da bölgenin kalkınmasında çok önemli rol aldığını biliyoruz. Bu açıdan bu projenin bir paydaşı olmaktan ve destek vermekten son derece gurur duyuyoruz.”

Tesisin açılışı ve tarlada çeşitlerin tanıtımının yapıldığı etkinliğe, Eskişehir Vali Yardımcısı Ali Çetin, İl Tarım ve Orman Müdürü Ender Muhammed Gümüş ile diğer ilgililer katıldı.

Main Menu