Depremin tarım sektörüne zararı 24,2 milyar lirayı buldu
Kahramanmaraş merkezli deprem, ilk tespitlere göre tarım sektöründe 24,2 milyar liralık hasara neden oldu. Stateji ve Bütçe Başkanlığı, sektördeki sorunların çözümüne yönelik yol haritası niteliğinde önerilerde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler sonrası hazırlanan raporda, ilk tespitlere göre 24,2 milyar liralık hasar meydana gelen tarım sektöründe sorunların çözümüne yönelik yol haritası niteliğinde önerilere yer verildi.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın “Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu”na göre, bitkisel üretim ve hayvancılık sektörlerinin deprem öncesi durumuna kısa sürede ulaştırılarak sürdürülebilir üretim ortamının sağlanması amacıyla çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.
İstihdam ve üretim için gerekli tedbirler alınacak
Bu kapsamda depremden etkilenen illerde zarar gören tarımsal altyapının rehabilite edilmesi veya yeniden inşası, canlı hayvan kayıplarının yerine konulmak suretiyle karşılanması, tarımsal pazarlama konusunda kamunun etkinliğinin artırılması, bölgeden göçün tarımsal üretim üzerine olabilecek olumsuz etkisinin azaltılması için tarım işçisi istihdamının teşvik edilmesi ve çiftçilerin üretimden vazgeçmelerinin önlenmesini sağlamak üzere gerekli tedbirlerin alınması hedefleniyor.
Su ürünleri sektöründe uzun dönemde yetiştiricilik üretiminin artırılmasına yönelik tarımsal desteklerden alınan payın artırılması ile sektörün büyümesi ve yöre halkına alternatif iş imkanlarının oluşturulması, bölgenin yeniden rehabilitasyonu kapsamında barajlarda yetiştiricilik kullanım sahalarının küçük ölçekli işletmelere tahsisinin artırılması, yetiştiricilik tesislerinin tam kapasite çalışması ile istihdamın artırılması, aynı zamanda yeni tesis kurulumuna finansman desteği sağlanması önemli görülüyor.
Binalarda depreme dayanıklı ahşap kullanımının yaygınlaştırılması, sıfır atık ve sıfır emisyon çerçevesinde ahşabın yaygın kullanıldığı örnek köyler oluşturulmasının göçün önlenmesine ve tarımsal üretimin sürdürülmesine katkı sağlaması bakımından önem taşıdığının altı çiziliyor.
Sulama sektöründe uzun dönemde ise tesislerin onarımının sağlanarak bölgede tarımsal ekonomi ve istihdam açısından önemli olan sulama hizmetlerinin devamının sağlanması ve tarımsal desteklerin artırılması yoluyla bölgeden göçün önlenmesi önem taşıyor.
Yetiştiriciler 602,5 milyon lira kayba uğradı
Hayvancılık sektöründe toplam hayvan varlığındaki hasarın tespitine yönelik çalışmalar sürdürülürken, mevcut durumda 8 bin 241 büyükbaş, 64 bin 260 küçükbaş, 42 bin baş kanatlı hayvanın telef olduğu belirlendi. Ayrıca Adıyaman’da 533 bin, Malatya’da ise 168 bin civciv telef oldu. Bu kapsamda, hayvan ölümleri nedeniyle yetiştiricilerin 602,5 milyon lira kayba uğradığı tahmin edildi.
Deprem bölgesinde bulunan 233 bin 230 ağıl ve ahırın 13 bin 284’ü yıkıldı.
Bölgede bulunan yaklaşık 1,6 milyon arı kovanından 5 bin 756’sının zarar gördüğü belirlendi. Bunların yeniden temin edilmesinin maliyetinin 8,6 milyon lira olduğu öngörüldü.
Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay’da bulunan özel sektöre ait 12 ürün deposunda hasarların toplam maliyetinin 221 milyon lira olduğu saptandı.
Deprem bölgesinde yer alan özel sektöre ait bazı iç su yetiştiriciliği tesislerinde meydana gelen hasar nedeniyle 101 ton balık ve 37,4 milyon yavru balık öldüğü ve toplam maliyetin 63,2 milyon lira olduğu hesaplandı.
Gıda sektöründe ise Hatay Gıda Kontrol Laboratuvarında yer alan makine-teçhizatta depremde çıkan yangına bağlı olarak yaklaşık 50 milyon liralık, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’ye bağlı Malatya ve Elazığ Şeker Fabrikalarında ise yaklaşık 1,3 milyon lira tutarında hasar tespiti yapıldı.
En fazla hasar sulama sektöründe
Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait bina ve ekipmanlardaki hasarın toplamının yaklaşık 3 milyar lira olduğu öngörüldü. DSİ tarafından ilk etapta hesaplanan sulama sektörü tahmini hasar tutarı 19,5 milyar lirayı buldu.
Toprak Mahsulleri Ofisine (TMO) ait 18 depoda toplam hasarın 81,6 milyon lira ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) tesislerinde tespit edilen hasarın ise toplam maliyetinin 134,1 milyon lira olduğu tahmin edildi.
Bu kapsamda tarım sektöründe meydana gelen hasarların toplamının ilk tespitlere göre 24,2 milyar lira düzeyinde olduğu belirlendi.
Depremden zarar gören hayvanların telafisi için ise tarımsal destekleme bütçesine 580,3 milyon lira ödenek tahsis edilmesine ihtiyaç duyuluyor. Hayvan yetiştiricilerine dağıtılmak üzere yem için 1 milyar lira ödenek ihtiyacı bulunuyor.
Öncelikle besici ve çiftçinin ihtiyaçlarının karşılanması öneriliyor
Söz konusu rapora göre, kısa vadede alınması gereken politika önerileri arasında hasar gören ahır ve ağılların onarımı, yıkılanların yeniden inşa edilmesi, yıkılan ahır ve ağıllar nedeniyle barınma sorunu bulunan hayvanlar için hayvan çadırı tedarik edilmesi ile hayvan yetiştiricilerine kaba ve kesif yem, ilaç ve aşı tedarik edilmesi yer alıyor.
Ayrıca depo, işleme tesisi ve silo gibi yapıların onarımı ve yeniden yapılması, hayvan kayıpları nedeniyle oluşan zararın, yetiştiricilerin yeniden hayvan alımını sağlayacak şekilde tazmin edilmesi, ilkbahar ekilişlerinin yapılmasının temini amacıyla üreticilere tohum ve gübre desteği verilmesi, bölgede yeterince mevsimlik tarım işçisinin istihdamı için tedbirlerin alınması da kısa vadeli politika önerileri kapsamında bulunuyor.
Öncelikle yapılması gerekenler arasında, traktör başta olmak üzere tarım makinelerinde gerçekleşen hasarın tespiti ve bunların çalışır hale getirilmesi, yıkılan şehirlerin mimarisi yeniden tasarlanırken kent ekolojisi için büyük öneme sahip olan şehir yaşamı ile ormanın bir arada olduğu kent ormancılığı anlayışıyla hareket edilmesi de öneriliyor.
Bölgedeki sulama tesislerinin borçlarının yapılandırılması, Tarım ve Orman Bakanlığınca söz konusu hasarların telafi edilmesine başlanması, bölgedeki yeraltı sularının sulamada kullanımının yeniden değerlendirilmesi de kısa vadeli politika önerileri arasında bulunuyor.
Orta ve uzun vadeli politika önerileri
Orta vadeli politika önerileri arasında TMO tarafından ürün alım işlemlerinin daha etkinleştirilmesi için geçici alım merkezlerinin sayısının artırılması, göç nedeniyle ekilmeyecek arazilerin belirlenerek Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığı ile kiralanmasının sağlanması yer aldı.
Diğer orta vadede öneriler ise “yangın, deprem, sel, çığ gibi afetlere müdahale edebilecek kamu kurum ve kuruluşlarının kaynak envanterinin oluşturularak afet öncesi ve esnasında koordinatör kuruma bilgi akışı sağlayan bir program geliştirilmesi, orman yangılarıyla mücadelede kullanılan hava ve kara taşıtlarının sayısının artırılması ve bunların afetlerle mücadele kapasitesinin geliştirilmesi ve depolama tesislerinin güvenliğinin belirlenmesi ve sürdürülebilmesi amacıyla AR-GE faaliyetlerine kaynak ayrılması” şeklinde sıralandı.
Uzun vadede ise uygulanması önerilen politikalar arasında ise şöyle özetlendi:
– Tarım sektöründen çıkışların önlenmesi için deprem bölgesine yönelik destekleme programlarının uygulanması,
– Barajlarda depremler sırasında maruz kalınan sismik aktiviteyi kaydeden deprem kayıt cihazlarının kurulması, barajların depremlerdeki davranışına yönelik bilgi ve tecrübenin artırılması için gözleme dayalı bilgi edinilmesi,
– Deprem bölgesindeki barajlara rezervuar/kuyruk suyu seviyesi izleme, akış göstergeleri ve hava durumu ölçümleri dahil olmak üzere çeşitli sensör türlerini içeren erken uyarı sistemlerinin kurulması.
Tohumların Gandhi'si Türkiye'de
Tam yüzyıl önce Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı için temellerin atıldığı İzmir İktisat Kongresi, cumhuriyetin yüzüncı yılında tüm dünyadan önemli konuklar ağırlıyor. Kongrenin konuklarından biri de ekolojik tarım aktivisti Vandana Shiva. Hintli bilim insanı dünyada Tohumların Gandhisi olarak tanınıyor ve organik tarım hareketi yürütüyor. NTV program ekibinden Sinan Kunter, Shiva ile özel bir söyleşi gerçekleştirdi.
Ziraat odalarından 'Tarım arazilerine konut yapılmasın' talebi
Kayseri Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Abdulkadir Güneş, tarım arazilerine konut yapılmaması gerektiğini söyleyerek, “Tarım alanlarına ev yapma lüksünden vazgeçmemiz gerekiyor.
Kayseri Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Abdulkadir Güneş, tarım arazilerine konut yapılmaması gerektiğini söyleyerek, “Tarım alanlarına ev yapma lüksünden vazgeçmemiz gerekiyor. Çünkü bizlere üretmek için oralar lazım” dedi.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen ve Türkiye’yi derinden etkileyen depremlerin ardından çiftçiler olarak Kayseri’den yardım götürdüklerini söyleyen Kayseri Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Abdulkadir Güneş, Türkiye’nin büyük bir devlet olduğunu ve depremde hasar gören illerinde en yakın zamanda ayağa kalkacağını ifade etti. Güneş, “Deprem bölgesini gittik ve gördük. Bu bir doğal afettir. Bu durumdan bir ders çıkartmamız lazım. Devletimiz orada görevinin başında. Devlet Su İşleri olsun, Karayolları Genel Müdürlüğü olsun tüm kurumlarımız bölgede çalışıyorlar. Gönüllü vatandaşlarımız da orada görev aldılar. Biz de çiftçiler olarak elimizden geldiği kadar deprem bölgesine gittik ve yardım götürdük. Gün eleştirme günü değil, gün yardımlaşma ve dayanışma günüdür. Orada bir deprem yaşandı. Türkiye büyük bir devlettir. O memleketler ayağa kalkar. Evler ve altyapılar yapılır” ifadelerini kullandı.
“Meralara ve tarım arazilerine ev yapmamalıyız, üretmek için oralar bize lazım”
Tarım arazilerine ve meralara ev yakmaktan vazgeçilmesi gerektiğini, çünkü üretim için o alanlara ihtiyaç olduğunu ifade eden Güneş, “Cumhurbaşkanımız da artık düz arazilere, tarım arazilerine ev yapılmasından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Bundan sonra katiyen müsaade edilmeyeceğini de söyledi. Gerçekten etmemiz lazım. Tarım alanlarına ev yapma lüksünden vazgeçmemiz gerekiyor. Zemini sert ve ev yapmaya uygun yerlere evler yapmamız lazım. Bu meralara ve tarım arazilerine ev yapmamız lazım. Çünkü bizlere üretmek için oralar lazım. Tarım arazilerinin de kıymetini bilelim. Deprem bir afettir. Devletimiz orada yaralarımız sarılıyor. Biz de çiftçiler olarak devletimizin ve depremzedelerimizin yanındayız. Bizim de üzerimize bir görev düşüyorsa hiçbir görevden kaçmayız. Üretmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
TARIM FUARINA TEKNİK GEZİ
BORNOVA Belediyesi’nin tarımsal kalkınma alanında yaptığı çalışmalar devam ediyor. Çalışmalar kapsamında atalık tohumların yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla Bornovalılara, tohum çimleme eğitimi verildi. İyi ve sağlıklı bir gelecek için sürdürülebilir tarım uygulamalarına ihtiyaç olduğunu ifade eden Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, “Atalık tohumların geleceğe taşınması ve yerel tohumlarımıza sahip çıkma adına çalışmalar yapıyoruz” dedi.
Bornova Belediyesi’nin tarımsal kalkınma alanında yaptığı çalışmalar devam ediyor. Çalışmalar kapsamında atalık tohumların yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla Bornovalılara, tohum çimleme eğitimi verildi. Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nde düzenlenen eğitime katılanlar, istedikleri sebze ve meyvelerin tohumlarını toprakla buluşturdu. Bornova Belediyesi ziraat mühendisleri tarafından verilen derste, tohum dikim, çimlendirme ve bakımı konusunda bilgiler aktarıldı.
10 MİLYON TOHUMUN DAĞITIMI HEDEFLENİYOR
Kayadibi Mahallesi’nde Yerel Tohum Bahçesi kuran Bornova Belediyesi, domates, patlıcan, biber, bamya, kavun ve karpuzun da aralarında olduğu 45 çeşit üründen elde edilen tohumları vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtıyor. Ayrıca toprak ve tohum yetiştirme aparatları da veriliyor. 2023 yılı için 10 milyon tohumun dağıtımının yapılması hedefleniyor.
‘SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIMI DESTEKLEMEYE GAYRET EDİYORUZ’
İyi ve sağlıklı bir gelecek için sürdürülebilir tarım uygulamalarına ihtiyaç olduğunu ifade eden Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, “Atalık tohumların geleceğe taşınması ve yerel tohumlarımıza sahip çıkma adına çalışmalar yapıyoruz. Yerel tohum bahçemizde yetiştirdiğimiz ürünlerden elde ettiğimiz atalık tohumları Bornova’da tarımsal üretim yapanlara ve isteyen vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Böylelikle bu bölgenin özgün koşullarına göre evrimleşmiş, daha az sulama isteyen, daha az gübre isteyen tohum ve fidelerle sürdürülebilir tarımı desteklemeye gayret ediyoruz” dedi.
Katar'daki iş adamlarına Türkiye'de tarım alanında yatırım imkanları tanıtıldı
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Türkiye’nin Doha Büyükelçiliği Ticaret Müsavirliği, Katar’da tarım ve gıda alanındaki şirketlerin temsilcileriyle Doha’da bir toplantı düzenledi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Türkiye’nin Doha Büyükelçiliği Ticaret Müsavirliği, Katar’da tarım ve gıda alanındaki şirketlerin temsilcileriyle Doha’da bir toplantı düzenledi.
Büyükelçilik binasında düzenlenen toplantıda, Türkiye’deki tarım ve gıda sanayi ele alınırken, bu alanlardaki yatırım ve ticaret imkanları üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.
Toplantıya Katar’daki Yatırım Ofisi Danışmanı Levent Sadık Küçükdaban, Büyükelçilik Ticaret Müşaviri Muhammet Fatih Çekinkaya ve Katar’daki iş insanları katıldı.
Küçükdaban, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünyada tarım üretimi bakımından 10 büyük ülkeden biri olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin, çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 18’ini bu alanda istihdam ettiğini belirten Küçükdaban, ülkenin 2022’de GSYİH’sının yüzde 5,4’ünü oluşturan ve toplam GSYİH’ya 45,4 milyar dolarlık mali katkısı olan güçlü bir tarım ve gıda endüstrisine sahip olduğuna dikkati çekti.
Küçükdaban, şunları söyledi:
“Türkiye, seracılık, hayvansal ve bitkisel proteinler, tohum, kuruyemiş ve badem, evcil hayvan yemi, bebek maması ve su ürünleri üretimi gibi tarımın alt sektörlerinde büyük yatırım fırsatlarına sahiptir. Küresel tarım ve gıda devleri ülkeyi bölgesel pazarlara erişim için bir merkez şeklinde kullanarak Türkiye’de önemli faaliyetlerde bulunuyorlar.”
Küçükdaban, bölgede büyümek ve yerel şirketlerle başarılı ortaklıklar kurmak istediklerini dile getirerek, Türkiye’nin kendisini, küresel tarım şirketleri için tercih edilen bir tedarik merkezi olarak konumlandırmayı hedeflediğini, potansiyel tarım ticareti yatırımcılarına alanda bir dizi teşvik sunduğunu vurguladı.
Büyükelçilik Ticaret Müşaviri Muhammet Fatih Çetinkaya da Türkiye’nin 2021’de 190 ülkeye 1800 çeşit tarım ürünü ihraç ettiğine dikkati çekerek, ülkenin Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve bölgenin en büyük tarım üreticisi ve ihracatçısı olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin gıda maddeleri açısından büyük oranda kendine yeterli bir ülke olduğunu söyleyen Çetinkaya, coğrafi ve iklim şartlarının ülkenin tüm bölgelerinde tarım faaliyeti göstermeye uygun olduğunu ifade etti.
İl Tarım Müdürlüğü: Bolu’da 15 Mart-31 Ağustos tarihleri arasında avcılık ve toplayıcılık yasaklandı
Bolu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü su ürünleri kaynaklarının korunması, sürdürülebilir olması ve yasadışı su ürünleri avcılığının önlenmesi amacıyla yeni bir karar aldı. Sülük istihsali yapılacak alanlar, uygulama yöntemi, zaman yasağı takibi, kullanılacak belgeler, istihsali yapılacak alt ürünler, ürünlerin nakli izlenmesi, miktarı ile sülüğün yasadışı istihsalinin önlenmesi kapsamında alınacak ek tedbirlere yönelik usul ve esaslar belirlendi. Alınan karar çerçevesinde Bolu’da 15 Mart ve 31 Ağustos tarihleri arasında su ürünleri toplayıcılığı ve avcılığı yasaklandı.
“Avcılık ve toplayıcılık yasaklanmıştır”
Konu ile alakalı olarak Bolu İl Tarım ve Orman Müdürü İzzet Murat, “Su ürünleri kaynaklarımızdan biri olan sülük canlısının sürdürülebilirliğinin temini açısından, bilimsel kuruluşlar ve akademisyenlerimizin tavsiyeleri doğrultusunda ekolojik ve ekonomik değere sahip sülük stoklarımızın devamlılığını temini ve korunması açısından 15 Mart-31 Ağustos tarihleri arasında su ürünleri avcılığı ve toplayıcılığı yasaklanmıştır. Vatandaşlarımızın yasak dönemde şahit oldukları yasa dışı avcılığı; kolluk kuvvetleri ve İl Müdürlüğümüze (ALO GIDA 174) bildirmeleri sürdürülebilir balıkçılık için büyük önem arz etmektedir” dedi.
Gaziantep’te tarımsal alet ekipman parkı kuruluyor
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Nurdağı ve İslahiye’de çiftçinin ekimde ihtiyaç duyduğu ve depremde enkaz altında kalan alet, ekipman ve traktör için Tarımsal Alet Ekipman Parkı kuruyor.
Kahramanmaraş merkezli şiddetli depremlerden etkilenen Nurdağı ve İslahiye’de çiftçilerin enkaz altında kalan başta traktör olmak üzere üretim yapmak için kullanacakları aletler için Büyükşehir Belediyesi harekete geçti. Tarımsal üretimde toprak hazırlığı, ekim-dikim faaliyetleri, gübreleme ve ilaçlama uygulamaları, bakım faaliyetleri ile hasat gibi önemli çalışmalarda kullanılacak ekipmanlar için GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı iş birliğinde ilçe merkezlerinde Tarımsal Alet Ekipman Parkı kurulacak. Tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği, tarımsal üretimin yaygınlaştırılması, depremden etkilenen çiftçilerin ekonomisine katkı sağlamayı hedefleyen 54 milyon TL değerindeki proje ile İl Tarım Müdürlüğü’nün tespit ettiği aletlerini enkazda kaybetmiş çiftçiler tarlalarını işlemek için ekipmanlardan yararlanabilecek.
Eskişehir OSB İtfaiye Birimi tarafından öğrencilere afet farkındalık eğitimi verildi
Eskişehir OSB İtfaiye Birimi tarafından öğrencilere afet farkındalık eğitimi verildi
Ekipmanları parka gelerek ücretsiz alacak çiftçiler işlemlerini tamamladıktan sonra tekrardan başka çiftçilerin kullanması için teslim edecek.
Sulama sistemi zarar görmüş 500 çiftçiye destek verilecek
Büyükşehir Belediyesi ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı işbirliğinde ayrıca Nurdağı ve İslahiye’de 500 çiftçiye sulama konusunda destek verilecek. Toplamda 22 milyon TL değerindeki çalışmayla depremde basınçlı sulama sistemi zarar gören üreticilerin yarasına merhem olunacak.
Şahin: Ekip biçme zamanı nasıl yapacağız diyen çiftçimizin yarasına merhem olacağız
Konu hakkında açıklamada bulunan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, yüzyılın felaketinin açtığı yara ve sıkıntıları asrın dayanışmasıyla çözüleceğini aktararak şunları söyledi: “Çok önemli bir dönemdeyiz. Bahar geldi, ekme biçme zamanı. Özellikle deprem bölgesinde enkazın altında tarım araçları traktör başta olmak üzere ekip biçmede lazım olan araçlar enkazın altında kalmıştı. Hemen GAP’a proje verdik. Proje hızlıca onaylandı. İslahiye ve Nurdağı’nda ‘Tarım Alet Ekipman Parkı’ kuruyoruz. Enkaz altında aracı, alet ve edevatı kaldıysa gelecek ücretsiz bir şekilde bunu kullanacak. Proje için yaklaşık 54 milyon TL’lik kaynak ayrıldı. Bizim ilgili daire başkanlığımız araçları teslim alacak. Ekip biçme zamanı nasıl yapacağız diyen çiftçimizin yarasına merhem olacağız.”
Samsun'da çiftçiye 300 bin adet lavanta fidesi desteği
Belli başlı 3-5 firmaya kapalı kapılar ardında yapılan düşük fiyatlı et satışının, piyasada et fiyatlarını düşürmeye hiçbir katkısı olmayacağı bilindiği halde, bu etlerin doğrudan vatandaşın yararlanması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük önem verdiği Tarım Kredi Marketlere verilmeyip 3-5 firmaya verilmesi et ithalatındaki gerçek niyeti ortaya çıkardı. Ucuz et satışı ile 3-5 firma köşeyi dönerken, vatandaş ise artan fiyatlar karşısında etten tamamen uzaklaşıyor.
Et ve Süt Kurumu yetkilileri, Tarım Kredi Marketlere, Ocak ve Şubat aylarında ithal edilen etlerden taahhüt edildiği miktarda et verilmediğini doğrularken, sadece Ramazan ayında Tarım Kredi Marketlerde satılmak üzere 500 ton et verilmesinin planlandığını belirtti.
Milli Gazete’den Sadettin İnan’ın haberine göre, Et krizi giderek derinleşirken, Et ve Süt Kurumu (ESK)’nın sözde fiyat artışlarına müdahale etmek için ithal ettiği eti, İstanbul’da belli başlı imalatçılara firmalara düşük fiyattan sattığı ortaya çıktı. Karkas et piyasada 170 – 175 lira arasında bulunurken, ESK ithal ettiği karkas eti İstanbul merkezli 3-5 firmaya 145 liradan sattı. 3-5 firmaya yapılan satışın fiyat garantili olmaması, ithal etteki büyük operasyonu gözler önüne serdi.
RAMAZAN GELMEDEN KIYMA MAHALLE KASABINDA 250 LİRAYA ÇIKTI!
Ramazan ayına sayılı günler kalırken, et fiyatlarındaki yükselişin devam etmesi sektörde büyük endişeye neden oluyor. Bir taraftan ithalat diğer taraftan şap hastalığına rağmen et fiyatları yükselmeye devam ediyor. Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin en son yayınladığı kesimlik fiyatlara göre dana karkas 178 liraya, kuzu karkas 160 liraya kadar çıktı. Karkas kesim fiyatlarındaki artışın devam etmesi, mahalle kasaplarında kıymanın da sürekli zamlanması anlamına geliyor. Mahalle kasaplarında kıymanın kilosu 250 liraya kadar çıktı.
TARIM BAKANLIĞI HAYVANCILIK SEKTÖRÜNDE YAŞANAN BÜYÜK SORUNU ÖNGÖREMEDİ!
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, et piyasasında spekülasyon yapıldığını iddia ederek, artan fiyatlara müdahale edileceğini açıklamıştı. Ancak canlı hayvan ve et ithal edilerek yapılan müdahaleye rağmen, fiyatların artmaya devam etmesi, hayvancılıkta daha büyük bir sorun yaşandığını gözler önüne koyuyor.
PİYASAYA MÜDAHALE ETMEK İÇİN YAPILDIĞI SÖYLENEN ET İTHALATI 3-5 FİRMAYA RANT KAPISINA DÖNDÜ!
Tarım ve Orman Bakanlığı, Et ve Süt Kurumu üzerinden Uruguay, Macaristan ve Romanya’dan canlı hayvan ithalatı yaparken, Bosna Hersek, Sırbistan ve Polonya’dan da et ithalatı yapıyor. İthal edilen etlerin bir kısmı Et ve Süt Kurumu’nun satış mağazalarında satılırken, Bakanlık fiyatlara müdahale etmek için kasaplara ve imalatçı firmalara da karkas et satışının yapılacağını açıklamıştı.
KASAPLARA GÖSTERMELİK BİR SATIŞ YAPILDI!
İstanbul’da kasaplara düşük tonajlı et satışı yapılırken, geçtiğimiz hafta İstanbul merkezli sektörün önde gelen belli başlı marka firmalarına da karkas et satışının yapıldığı ortaya çıktı. 4 firmaya 145 liradan 8 tır karkas et satışı yapıldı. Ancak bu firmalara herhangi bir fiyat garantisi alınmadan piyasanın 30 lira altında karkas et satışının yapılması, bu firmalara büyük bir kıyak geçildiği anlamına geliyor. Bu firmalar 1 tırda ortalama 600 bin lira kazanç elde ederken, karkas et fiyat garantili satılmadığı için de piyasa fiyatlarının düşmesine hiçbir katkısı olmayacak.
UCUZ ET NEDEN BELLİ FİRMALARA VERİLDİ?
Diğer yandan ucuz karkas et satışının 3-5 firma ile sınırlı tutulması da dikkat çekiyor. ESK’nın gelen talebe göre eldeki etleri, şartları uyan bütün firmalara dengeli bir şekilde satışını yapmayarak, satışı 3-5 firma ile sınırlı tutması, peşkeş iddialarını kuvvetlendirdi.
TİGEM’in 2023 yılı damızlık sığır ve damızlık koyun keçi fiyatları belli oldu!
TİGEM’in 2023 yılı damızlık sığır ve damızlık koyun keçi fiyatları belli oldu!
3-5 FİRMAYA YAPILAN DÜŞÜK FİYATTAN ET SATIŞININ VATANDAŞA BİR KATKISI OLMAYACAK!
ESK’nın 3-5 firmaya 145 liradan yaptığı karkas et satışı, fiyat garantili yapılmadığı için vatandaşa bir yansıması olmayacak. Söz konusu firmalar düşük fiyattan karkas et almalarına rağmen, bu firmalar imal ettikleri ürünleri yine piyasa fiyatları ile satmaya devam edecekler.
KARKAS ET 145 LİRADAN NEDEN TARIM KREDİ MARKETLERE SATILMADI?
Sözde et ithalatı vatandaşın eti daha ucuz tüketebilmesi için yapılırken, ESK’nın ithal ettiği karkas eti, doğrudan vatandaşın yararlanması için düşük fiyattan Tarım Kredi Marketlere satmayıp, 3-5 firmaya satması yapılan satışın sorgulanmasını gündeme getirdi.
TARIM KREDİ MARKETLERE RAMAZAN AYINDA SADECE 500 TON ET VERİLECEK!
Et ve Süt Kurumu yetkilileri, alınan bilgilere göre Ocak ve Şubat ayında verilen taahhütlere rağmen Et ve Süt Kurumu’nun Tarım Kredi Marketlere yeterli miktarda et satışı yapmadığını doğrularken, Ramazan ayı içinde ise Tarım Kredi Marketlere sadece 500 ton etin verilmesinin planlandığı ifade ediliyor. 500 ton etin kıyma ve kuşbaşı olarak paketlenip Tarım Kredi Marketlere belli bir fiyat garantili satış kapsamında verileceği belirtiliyor.