Kıyı bölgelerdeki tarımsal alanlara `çölleşme´ uyarısı
TÜRKİYE´de yağışların azalmasıyla çiftçilerin yer altı sularını kullanmak için daha derine indiklerini söyleyen Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Berkant Ödemiş, özellikle kıyı bölgelerde daha derine inildikçe deniz suyu girişi olabileceğini belirtti. Ödemiş, deniz suyunun toprakta sodikleşmeye ve çoraklaşmaya neden olacağını, bunun sonucunda uzun vadede çölleşme yaşanabileceğini söyledi.
MKÜ Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Berkant Ödemiş, Türkiye’de yağış miktarlarının azalmasıyla sulama ağının yeterince gelişmediği yerlerde çiftçilerin, yer altı sularını kullanmak zorunda kaldıklarını kaydetti. Prof. Dr. Ödemiş, “Yer altı sularını kullanmak, yer altındaki statik seviyeden suyun devamlı olarak aşağı düşmesine neden oluyor. Bu da çiftçinin maliyetini artırıyor çünkü geçmişte 50-60 metreden su çıkaran çiftçi, bugün 150-200 metrelerden su çıkarmak zorunda kalıyor. Bu da enerji masrafının önemli derece artmasına neden oluyor. Kıyı bölgelerinde tarım yapılan alanlarda yer altından suyu çekmek daha riskli. Kıyı bölgelerinde çiftçiler, yer altından suyu çektikleri için deniz suyu girişleri yaşanabilir. Deniz suyu girişlerinin olması demek, tatlı su kaynaklarıyla tuzlu su kaynaklarının birbirine karışması anlamına geliyor. Bu da büyük bir sorun. Çünkü eğer böyle bir durum olursa tuzlu su kaynaklarının farkında olmadan önemli ölçüde tarımsal sulamada kullanmış olurlar. Bu nedenle kıyı bölgelerinde tarım yapan çiftçilerin su kaynaklarının sularını sürekli olarak kontrol etmeleri ve tuzluluklarının ölçtürmeleri gerekir” dedi.
SULAMA YÖNTEMİ VURGUSU
Tuzluluğun, tarımsal üretimi azaltan en önemli etken olduğuna dikkat çeken Ödemiş,
“Bitkiler tuzlu suya anında tepki verirler. Özellikle deniz suyu gibi sodyumlu tuzların yer altı sularına karışması ve tarımsal alanda kullanması demek toprakların sodyumlaşması ve bir süre sonra da toparlakların verimsizleşmesi ve daha da sonra da çölleşmenin başlamasına neden olabilir. O yüzden kıyı bölgelerinde yer altından suyu çekerek tarım yaparken suların incelenmesi ve buna uygun bir sulama programı yapılması gerekir. Aksi halde bir süre sonra topraklar tuzlanır ve ürün vermez hale gelir. Tuzlulaşmada sulama yöntemi oldukça önemli. Ortalama bir sulama suyu tuzluluğunda salma sulama ile sulanan 100 dekarlık bir pamuk tarlasında bir sulama sezonunda yaklaşık 28 ton tuz birikimine neden olabilir. Bu değer oldukça yüksek ve sürdürülebilir toprak yönetimi için büyük riskler taşıyor” diye konuştu.
‘GELECEK SEZON BÜYÜK RİSKLER VAR’
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün son 3 aylık genel yağış verilerine bakıldığında Güneydoğu, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgelerinin bir kısmındaki yoğun yağış miktarlarında azalmayla karşı karşıya kalındığını anlatan Ödemiş, şöyle konuştu:
“Bu bölgeler aynı zamanda tarımsal üretimin çok yoğun olduğu bölgeler. Geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 50 daha az ve daha sıcak. Bu nedenle yağış miktarlarının azalması hem de buharlaşmanın artması yer altı su kaynaklarının depolanmasında ve yer altı su kaynaklarının hacminde gelecek sezon için büyük riskler olduğunu ortaya koymuş durumda. Eğer yağış miktarı daha da azalırsa birçok bölgede yer altı su rezervi yeterince dolmadığı için çok aşağılardan su çekmek bile bazı bölgeler için imkansız hale gelebilir. Bu da tarımsal açıdan toprağın sulanmasını imkansız kılabilir. 2014 yılında Yayladağı bölgesinde bazı alanlarda su eksikliği nedeniyle ekim yapılamaz hale gelmişti dolayısıyla bu sorunun yaşanması başka bölgelerimiz için de kaçınılmaz gözüküyor.
Gelecek tarımda
Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden biri olan Muğla’da, büyükşehir önderliğinde üretim kooperatifleri işbirliği ve ortak akılla tarımsal üretime birçok alanda destek sağlanıyor.
Türkiye’nin en kapsamlı Toprak Analiz Laboratuvarı’nı, Yerel Tohum Merkezi’ni Muğla’da kuran Büyükşehir Belediyesi, kooperatifleri bir çatı altında topladığı ‘Güç Birliği’ ve daha birçok yenilikçi projesiyle tarıma büyük destek veriyor. Özellikle kadın üreticilerin üretime katılması, aile ekonomisine katkı sağlamaları için 13 ilçede kıl keçisi projesini başlattı. Bugüne kadar 318 kadına 954 kıl keçisi dağıtımı gerçekleştirdi. Fethiye’de kurulan meyve sebze kurutma tesisi de üreticinin katma değeri yüksek ürün elde etmesini sağlıyor.
Tarım danışmanları isyan etti, belgelerini yakıp kadro istedi
Türkiye genelinde ziraat odaları ile tarım birliklerinde çiftçileri bilinçli tarım yapmaları konusunda bilgilendiren Tarım danışmanları eylem yaptı.
Samsun Anıt Park’ta bir araya gelen tarım danışmanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’ye seslenerek kadroya alınmalarını ve kendilerine en az asgari ücret verilmesini talep etti.
3 BİN 800 LİRA MAAŞ ALIYORLAR
Tarım danışmanlarına destek veren Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı, ülke genelinde Tarım danışmanlarının sayısının 800 olduğunu ve kadrosuz çalıştığını söyledi.
Tarım Bakanı Kirişçi’ye seslenen Avcı, “Asgari ücretin 8 bin 500 lira olduğu bir ülkede, tarım danışmanlarına devlet 6 lira veriyor. Sigorta ve vergileri düştükten sonra eline 3 bin 800 lira geçiyor. Diyorsunuz ki, ziraat odaları ve birlikler bunun üzerini tamamlasın. Bu kurumların çiftçinin aidatından başka geliri yok. Bu parayı nasıl ödesin. Ziraat odaları bu yükün altından kalkamaz” dedi.
“BU PARAYA GEÇİNMENİN SİHİRLİ BİR FORMÜLÜ VARSA BİZE SÖYLEYİN”
Tarım müdürlüklerinde çalışan ziraat mühendislerinin 20 bin teknikerlerin ise 17 bin lira maaş aldığını belirten Avcı, “3 bin 800 lira ile geçinmenin bir formülünüz varsa söyleyin bizde bilelim. Bu kardeşlerimizin sayısı az olduğu için mi kadroya almıyorsunuz? Bu evlatlarımız mı Türkiye ekonomisine yük oldu Sayın bakanım?” diye konuştu.
“İŞTEN ÇIKARILDIM”
9 yıldır Tarım danışmanı olarak görev yaptığını söyleyen Özlem Küdük ise, “31 Aralık tarihinde işten çıkarıldık. Bazı kurumlar maaşlarımız en az asgari ücrete tamamlayamadıkları için çıkışlarımız verilmeye başlandı. Ben ve bir çok arkadaşımız işsiz kalmıştır. Mesleğimizi severek yapıyoruz. Bu işe gönül vererek çalışıyoruz ama bakanlık bizleri görmedi. Biz fazla değil hakkımızı istiyoruz, bizler kadro istiyoruz” dedi.
“BELGELERİNİ ATEŞE VERDİLER”
Eylemin ardından slogan atarak kadro istediklerini dile getiren Tarım danışmanları yanlarında getirdikleri danışmanlık belgelerini ateşe verdi.
Tarımsal destek ödemeleri bugün hesaplara yatıyor
arım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, tarımsal destekleme ödemelerinin bugün çiftçilerin hesaplarına yatırılmaya başlandığını duyurdu.
Bakan Kirişci, resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “972 milyon 333 bin TL’lik tarımsal destekleme ödemelerini bugün çiftçilerimizin hesaplarına aktarıyoruz. Hayırlı ve bereketli olsun” dedi.
TARSİM, 1.400 TL prim ödeyen sigortalı yetiştiriciye 89 bin TL hasar ödemesi yapacak
TARSİM, Denizli’nin Tavas ilçesinde küçükbaş hayvancılık yapılan bir işletmede geçen günlerde fırtına sebebiyle meydana gelen çatı çökmesi sonucunda zarar gören hayvanlar için 89 bin TL hasar ödemesi yapacak.
TARSİM’den yapılan açıklamaya göre, sigortalı yetiştiricinin TARSİM’e ihbarda bulunmasını takiben eksperler tarafından gerçekleştirilen hasar tespit çalışmaları neticesinde dosyası tamamlanan yetiştiriciye, “hastalık” teminatının yer almadığı dar kapsamlı poliçesi kapsamında 185 hayvanı için ödediği 1.400 TL prim karşılığında 89 bin TL hasar ödemesi yapılacak.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sistemlerine kayıtlı olan koyun ve keçi ile koç ve tekeler, TARSİM ile çeşitli risklere karşı güvence altına alınabiliyor.
Yetiştiricilerin, küçükbaş hayvan hayat sigortası yaptırması için Sistemde yer alan üye sigorta şirketlerinin yetkili acentelerine başvuruda bulunması gerekiyor.
Küçükbaş hayvanlar; çeşitli hastalıklar, gebelik, doğum ve cerrahi müdahaleler, kazalar, vahşi hayvan saldırıları, yılan ve böcek sokmaları, zehirli çayır otları ve yeme bağlı zehirlenmeler, doğal afetler ve güneş çarpmaları, yangın veya infilak, sebebiyle meydana gelen ölüm ve mecburi kesimlere karşı sigortalanabiliyor.
Yetiştiriciler isteğe bağlı olarak, hırsızlık ve şap hastalığını da poliçesine dâhil ettirebiliyor.
Türkiye'de 440 büyük ova özel koruma kalkanına sahip
AA muhabirinin, Tarım ve Orman Bakanlığından edindiği bilgiye göre, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, Resmi Gazete’nin 19 Temmuz 2005 tarihli sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Kanunla birlikte tarım arazilerinin amaç dışı kullanımları izne tabi hale geldi ve buralar daha fazla disiplin altına alındı.
Kanundan önce de tarım arazilerinin amaç dışı kullanımında izin alınmasını gerektiren yönetmelik bulunuyordu. Buna karşın arazinin izin alınmadan amaç dışı kullanımı durumunda herhangi bir cezai sorumluluk yoktu. Kanunun yayınlanmasıyla izinsiz kullanımlara idari ve adli müeyyideler getirildi.
Söz konusu kanun, tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovaların, kurul veya kurulların görüşü alınarak ” büyük ova koruma alanı” olarak belirlenmesine imkan sağladı. Kanun, büyük ovalardaki koruma ve geliştirme amaçlı tarımsal altyapı projelerinin ve arazi kullanım planlarının hazırlatılmasına da ortam hazırladı.
Kanunun yayınlanması sayesinde tarım arazilerinin korunması yanında planlı üretime geçilmesi için 1/25000 ölçekli Arazi Kullanım Planlaması Projesi hazırlanarak Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı 81 il müdürlüğünün kullanımına sunuldu. Ayrıca 2022 yılı itibarıyla Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Yalova’da 941 bin hektar alanda detaylı toprak etütleri yapılmaya başlandı. Etütlerin tamamlanmasını müteakip 1/5000 ölçekli (parsel bazlı) toprak haritaları oluşturulacak. Bu haritalarla tarımsal arazi kullanım ve üretim planlaması yapılacak. Proje bu yıl başlayacak ve 2028 yılına kadar 77 ili kapsayacak şekilde yürütülecek.
Büyük ova sayısının bu yıl 500’e ulaşması bekleniyor
Ocak 2017’den 31 Aralık 2022’ye kadar 72 ilde 440 bölge “büyük ova koruma alanı” ilan edildi. Bunlardan 11’ine ilişkin karar geçen yıl çıktı. Büyük ova koruma alanlarının toplam büyüklüğü 9,38 milyon hektara ulaştı.
Alansal olarak bakıldığında 1 milyon 677 bin hektarı aşkın alanla Konya ilk, 937 bin 573 hektarla Şanlıurfa ikinci ve 445 bin 189 hektarla Adana üçüncü sırada yer alıyor.
Ova sayısı açısından ise 21 ovayla Malatya birinci, 17 ovayla Balıkesir ikinci ve 15 ovayla Çanakkale üçüncü sırada bulunuyor.
Ülkenin kalkınma hedefleri doğrultusunda, toprakların korunması, arazi kullanımı ve koruma dengesinin sağlanması için büyük ova koruma alanlarının sayılarının artırılması için çalışmalar devam ediyor. Büyük ovaların sayısının bu yıl 500’e ulaşması hedefleniyor.
Büyük ovalarda uygunsuz kullanıma iki kat ceza
Ülke genelinde kanunun tanımladığı yüksek tarımsal potansiyeli bulunmasına karşın, erozyon ve kirlenmeye, amaç dışı kullanım baskılarına maruz kalan veya kalma ihtimali bulunan alanlarla özel ürünlerin yetiştiği mikro bölgelerin de korunması için çalışmalar başlatıldı.
Kanunda 2020’de yapılan değişiklikle, arazi kullanımı için izinsiz işe başlanılması ya da alınan izne uygun buraların kullanılmaması halinde valilik işi tamamen durduruyor. Eğer yapılan iş tamamlanmışsa kullanımına izin verilmiyor. Arazi sahibine veya araziyi bozana 1000 liradan az olmamak kaydıyla kullanılan veya zarar verilen alanın her metrekaresi için 33,6 lira idari para cezası veriliyor. Büyük ova koruma alanlarında ise bu ceza iki katı olarak uygulanıyor.
Büyük ova koruma sayısının illere göre dağılımı şöyle:
İller | Büyük ova koruma alanı sayısı | Toplam alan (hektar) |
Adana | 1 | 445.188,75 |
Adıyaman | 10 | 119.295,52 |
Afyonkarahisar | 9 | 240.721,48 |
Ağrı | 3 | 83.062,77 |
Aksaray | 4 | 203.925,29 |
Amasya | 5 | 62.829,10 |
Ankara | 11 | 194.474,52 |
Antalya | 14 | 177.450,57 |
Ardahan | 3 | 35.454,14 |
Aydın | 5 | 134.433,74 |
Balıkesir | 17 | 170.234,90 |
Bartın | 1 | 2.195,59 |
Batman | 2 | 51.853,84 |
Bayburt | 4 | 24.365,60 |
Bilecik | 4 | 13.497,09 |
Bingöl | 2 | 11.700,98 |
Bitlis | 4 | 46.643,95 |
Bolu | 2 | 22.279,72 |
Burdur | 7 | 51.325,88 |
Bursa | 9 | 158.981,89 |
Çanakkale | 15 | 90.773,20 |
Çankırı | 3 | 20.266,80 |
Çorum | 8 | 82.719,11 |
Denizli | 11 | 173.191,43 |
Diyarbakır | 3 | 230.447,60 |
Düzce | 1 | 27.066,90 |
Edirne | 3 | 59.608,42 |
Elazığ | 4 | 46.948,48 |
Erzincan | 4 | 67.319,97 |
Erzurum | 4 | 137.130,14 |
Eskişehir | 11 | 275.456,38 |
Gaziantep | 12 | 181.661,01 |
Gümüşhane | 3 | 9.578,61 |
Hakkari | 2 | 14.360,84 |
Hatay | 3 | 120.268,50 |
Iğdır | 1 | 69.481,16 |
Isparta | 4 | 46.719,20 |
İstanbul | 5 | 13.788,45 |
İzmir | 10 | 175.060,98 |
Kahramanmaraş | 8 | 127.800,10 |
Karabük | 2 | 1.633,83 |
Karaman | 4 | 121.135,70 |
Kars | 6 | 18.811,97 |
Kastamonu | 4 | 24.962,73 |
Kayseri | 6 | 177.923,77 |
Kırıkkale | 2 | 6.272,33 |
Kırklareli | 9 | 152.146,89 |
Kırşehir | 3 | 34.800,21 |
Kilis | 1 | 44.844,82 |
Konya | 14 | 1.677.054,41 |
Kütahya | 13 | 86.980,24 |
Malatya | 21 | 130.702,24 |
Manisa | 4 | 169.717,78 |
Mardin | 5 | 198.138,67 |
Mersin | 6 | 36.922,69 |
Muğla | 9 | 35.375,46 |
Muş | 4 | 194.906,03 |
Nevşehir | 2 | 36.627,72 |
Niğde | 7 | 123.157,54 |
Osmaniye | 1 | 5.214,57 |
Sakarya | 13 | 54.421,58 |
Samsun | 4 | 138.563,81 |
Sinop | 1 | 724,94 |
Sivas | 5 | 36.964,91 |
Şanlıurfa | 9 | 937.573,13 |
Şırnak | 2 | 66.188,22 |
Tekirdağ | 14 | 303.027,09 |
Tokat | 7 | 77.317,17 |
Tunceli | 3 | 5.506,32 |
Uşak | 9 | 72.179,96 |
Van | 14 | 108.787,12 |
Yozgat | 4 | 40.970,33 |
Siirt'te sulama sistemlerine yüzde 50 hibe desteği
Siirt’te Modern Bireysel Sulama Sistemleri Programına hibe desteği verilecek.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Tarım ve Orman Bakanlığınca, tarımsal faaliyetlerde modern basınçlı bireysel sulama sistemleri kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla 1 milyon liraya kadar sulama yatırımına yüzde 50 hibe desteği verilecek.
Başvuruların 28 Şubat’a kadar kuruma yapılabileceği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
Hibe desteği 5 yıl devam edecek. Tarla içi damla, yağmurlama, mikro yağmurlama, yüzey altı damlama, tamburlu sulama, güneş enerjili, tarımsal sulama amaçlı güneş enerji ve akıllı sulama sistemlerine destek verilecek. Bakanlık tarafından oluşturulan güncel ÇKS’ye kayıtlı olmak şartıyla, başvuru sahibi belirtilen yatırım konularında başvuru yapabilecektir. Başvurularının kabul edilmesi halinde hibeye esas mal alım tutarının yüzde 50’si oranındaki katkı payını, ayni katkıyı, referans fiyat farkını ve toplam mal alım tutarına ait KDV’nin tamamını kendi öz kaynaklarından temin etmekle yükümlü olacaklar. Hibeye esas mal alım tutarı üst limiti 1 milyon lira olacaktır. Başvuruları kabul edilen proje sahipleri, değerlendirme sonuçları kurumun internet sitesinde, sosyal medya hesaplarında ve duyuru panolarında yayımlanmasının son gününden itibaren 10 gün içerisinde, il müdürlüğü ile hibe sözleşmesi imzalayacaktır.
Samsun'da balıkçılar sezondan memnun
Samsun Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Atıf Malkoç, balıkçıların genel olarak iyi bir sezon geçirdiklerini söyledi.
Malkoç, devam eden hamsi avının sezon sonuna kadar süreceğini, daha sonra da çaça ve orkinos avı için çalışacaklarını ifade etti.
Hamsi avının bu sene geçen seneden daha iyi göründüğünü belirten Malkoç, “Geçen sene hamsi genellikle 9 santimetre civarındaydı. Bu sene tutulan hamsi ise 10-11 santimetre civarında.” dedi.
Bu mevsimde 6-7 derece olması gereken deniz suyu sıcaklığının 11 dereceleri bulduğuna dikkati çeken Malkoç, bu durumun hamsinin denizde dağınık şekilde yer almasına neden olduğunu vurguladı.
Geçen sezon yaklaşık 200 bin ton hamsi avlandığını, bu sezon ise şu ana kadar bu rakamlara yaklaşıldığını dile getiren Malkoç, şunları kaydetti:
“Karadeniz’in her yerinde hamsi var. Az, dağılmış ama sahil boyunca her yerde hamsi var. Hopa’da da Gürcistan’da da Abhazya’da aynı. Geçen sene bizde yoktu, oralarda yığılmıştı. Şimdi hepsinde aynı. Artık iklimlerden orada da aynı. Sezon başında palamut oldu ama balık para etmedi. Sonradan hamsi oldu, fiyatları da normaldi. 25-50 lira bandında oldu mu balıkçı ondan para alır.”