Eskişehir'de tarımsal kuraklık kontrolü yapıldı
Eskişehir’de, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekiplerince 14 ilçede eş zamanlı tarımsal kuraklık kontrolü yapıldığı bildirildi.
Müdürlükten yapılan açıklamada, Türkiye genelinde olduğu gibi kentte baş gösteren meteorolojik kuraklık nedeniyle il genelinde il ve ilçe tarım ve orman müdürlükleri teknik personellerince tarımsal kuraklık kontrolü yapıldığı belirtildi.
Kontrollerde, Eskişehir genelinde tarımsal kuraklık şartlarının arazide oluşmadığının görüldüğü kaydedilerek, “Kuru alanlarda erken ekilmiş arpa ve buğdaylarda adventif köklerin oluştuğu, kardeşlenmenin başladığı görülmüş, geç ekilmiş olan hububatlarda çimlenmenin tamamlandığı, embriyonal köklerin geliştiği gözlemlenmiştir. Yağışın yetersiz olmasına rağmen bitkilerin genel gelişim durumu, bunun telafi edilebileceğini göstermiştir. Aralık ayı içinde sulu alanlarda gelişim, köklenme ve kardeşlenmenin normal seyrinde olduğu tespit edilmiştir.” ifadesi kullanıldı.
Eskişehir’de eylül-ocak ayları arası dönem için meteorolojik kuraklıktan bahsetmenin yerinde olacağı ifade edilen açıklamada, “Yağışların azlığı ileriki dönemlerdeki yağışları daha anlamlı kılmıştır. Kış aylarında iyi bir kar yağışı yeraltı suları ile bitki gelişimine olumlu katkı sağlayacak olup önümüzdeki dönemlerdeki yağış şekli, zamanı, sıklığı ve süresi tarımsal verimlilikte belirleyici olacaktır.” denildi.
İl ve ilçe tarım ve orman müdürlükleri teknik ekiplerince aylık bazda düzenli ürün gelişim kontrollerine devam edileceği belirtilen açıklamada, “Herhangi bir tarımsal kuraklık riski tespit edildiği anda Tarım ve Orman Bakanlığı ilgili mercilerine gerekli bildirimler yapılıp çiftçilerimizin zararlarını telafi edici önlemlerin alınması için gerekli çalışmalar yapılacaktır.” ifadesine yer verildi.
Tarım muhabirliği eğitimi
ANTALYA Ticaret Borsası (ATB) ile Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) arasında imzalanan protokolle hayata geçirilecek Tarım Muhabirliği Eğitimi 12 Ocak’ta başlıyor. İlk dersi, tarım gazeteciliğinin usta ismi Ali Ekber Yıldırım verecek.
ATB ile AGC arasında imzalanan protokolle hayata geçirilecek Tarım Muhabirliği Eğitimi, 12 Ocak’ta başlıyor. Eğitim programıyla tarım kenti Antalya’da gazeteci ve gazeteci adaylarının alan muhabirliği olarak tarım muhabirliğine yönlendirilmesi, tarım haberciliğinin doğru dille kamuoyuna aktarılması amaçlanıyor.
TARIMDA YENİ UFUKLAR AÇACAK
ATB ve Antalya Tarım Konseyi Başkanı Ali Çandır, Antalya’nın tarımı güçlü bir kent olduğunu belirtirken, “Başta yaş sebze olmak üzere, tarımda gerek üretim, gerekse ihracatta söz sahibi olan Antalya’mız, tarım haberleriyle, hem yerel, hem ulusal, hem de uluslararası basında gündeme geliyor. Bu nedenle, tarımda üretimden tüketime kadar olan zincirde kamuoyu, doğru bir dille ve doğru verilerle bilgilendirilmelidir” dedi. Tarımın başkenti Antalya’nın tarım haberciliği konusunda çok güçlü bir il olması gerektiğini vurgulayan Çandır, “Tarım alanında duayen gazetecileri, hem sektörde çalışan gazeteci arkadaşlarımızla hem de Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileriyle bir araya getireceğiz. Tarım haberciliğiyle ilgili bilgi ve deneyimlerin paylaşılacağı eğitimlerin, gazeteciler ve gazeteci adaları için yeni ufuklar açacağına inanıyorum. Eğitime gazeteci ve gazeteci adaylarını bekliyoruz” diye konuştu.
GAZETECİ VE GAZETECİ ADAYLARINA DAVET
AGC Başkanı İdris Taş, gazetecilerin mesleki gelişimlerine katkı sunmak amacıyla çalıştıklarını kaydederken, tarım haberciliğinin alan muhabirliği olarak yaygınlaşması gerektiğini söyledi. Kentin önemli dinamiklerinden Antalya Ticaret Borsası ile düzenleyecekleri eğitim ile Antalya’daki gazeteciler ve iletişim fakültesi öğrencilerinin tarım haberlerini toplama, yazma ve sunma aşamalarında nelere dikkat edecekleri, nelerden yararlanacakları, hangi dili kullanacakları konularında konunun uzmanları tarafından bilgilendirileceklerini kaydeden Taş, “Bu sayede toplum da doğru bir habere ulaşmış olacak” dedi. Taş, tarım haberciliğinde uzmanlaşmak isteyen gazeteci ve gazeteci adaylarını eğitim programına davet etti.
PROGRAMIN İÇERİĞİ
Program kapsamında ilk dersi tarım haberciliğinin duayen ismi Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım verecek. Televizyon ve dijital medyada tarım yayıncılığı konusunda mesleğin en iyilerinden olan Galip Umut Özdil, ikinci derste gazetecilerle bir araya gelecek. ATB Başkanı Ali Çandır, haber kaynağının gazetecilerden beklentisini anlatacak. İktisat profesörü Orhan Kuruüzüm, katılımcılara tarım ekonomisini anlatacak. Hürriyet Gazetesi Editörü Leyla Koyuncu tarım haberciliğinde istatistik toplama ve tarım istatistiği okumayı anlatacak. Hürriyet Gazetesi Editörü Pelin Gel, tarım haberciliğinde bilgi toplama ve haber işleme, kurumlarla iletişimi anlatacak.
1 aylık eğitim programının ardından katılımcılara sertifika verilecek.
Kırkkavak'ta tarım alanlarına ulaşım kolaylaştı
MANAVGAT Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri Kırkkavak Mahallesi’nde özellikle kış mevsiminde bölge halkının tarım alanlarına güvenli şekilde ulaşımını sağlamak amacıyla dere yatağında başlattığı menfez köprü çalışmasını hızla tamamlayarak halkın kullanımına açtı.
Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’in talimatıyla harekete geçen Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, Manavgat’ın en uzak kırsal mahalleleri arasında yer alan Kırkkavak Mahallesi’ndeki dere yatağında menfez çalışması gerçekleştirdi. Belediye ekipleri, ilk olarak tarım arazilerine ulaşım yolu olarak kullanılan bölgede geçiş güzergahını güvenli hale getirmek amacıyla 100 metrelik taş duvar örerek beton dökümü işlemi gerçekleştirdi. Mahalle sakinlerinin ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla köprü menfez inşa eden Manavgat Belediyesi, araba ve traktörlerin rahatça geçebileceği şekilde çalışmayı gerçekleştirdi. Tarım arazilerine gönül rahatlığıyla ulaşım sağlayacak olan Kırkkavak Mahallesi sakinleri, yapılan hizmetlerden duyduklarını memnuniyeti dile getirerek Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’e ve ekibine teşekkür etti.
106 mahalle genelinde devam eden hizmetlerin çözüm odaklı olduğunu bildiren Başkan Şükrü Sözen, menfez çalışmasının yapılmasıyla artık bölge sakinlerinin sel sularından etkilenmeyeceğini dile getirdi. Başkan Şükrü Sözen, “Kırkkavak Mahalle’mizde yaptığımız menfez çalışması ile hemşehrilerimiz, sel baskını riski olmadan tarım arazilerine gönül rahatlığıyla ulaşabilecek. Ekiplerimiz, herhangi bir olumsuz durumun yaşanmaması için köprü geçişini beton duvarlar ile de sağlamlaştırdı. Hizmetlerimiz, vatandaşlarımızın günlük yaşamını kolaylaştırmaya devam edecektir. Mahallemize halkımıza hayırlı uğurlu olsun” dedi.
Genç çiftçilere 250 bin TL hibe
Sektör değerlendirmesi yapan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, proje kapsamında genç çiftçilere verdikleri hibeyi (karşılıksız ödeme) 100 bin TL’den 250 bin TL’ye çıkaracaklarını belirterek, “Biz, ‘gençlerimizi kırsala çekelim, onları eğitim gördükleri tarım, su ürünleri, veterinerlik ve ormancılık alanlarında kendi iş yerlerinde istihdam edelim’ deyince, anlamadan dinlemeden karşı çıkıyorlar. ’Çocuklarımızı çoban mı yapalım’ diyorlar” dedi.
6 BİN YENİ PERSONEL ALINACAK
‘Gençlerimizi tarımsal üretime çekemezsek gelecekte kim üretim yapacak? 100 milyonu aşacak nüfusumuzu kim besleyecek?” diye soran Bakan Kirişci, şöyle devam etti: “Bitkisel üretimimizi, 2021’e göre yüzde 9.1 artırarak 118.4 milyon tondan 128.6 milyon tona çıkardık ve tüm zamanların üretim rekorunu kırdık. 2022 yılını, 30 milyar dolar tarım ihracatıyla kapatmış olacağız. Öte yandan önümüzdeki günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesine, 6 bine yakın personel de alacağız.”
ETTE SPEKÜLASYON VAR
Bakan Kirişci, et ve süt fiyatlarına ilişkin olarak da, “Spekülatif hareket gözlemledik. Ne etimizde ne sütümüzde eksiğimiz var. Gerekli önlemleri aldık. Piyasadaki fiyat artışı konusunda bağımsız olarak tedbiren kasaplık hayvan tedariği bağlantıları da yapıldı” dedi. Kirişci, Orman yangınlarından zarar gören alanlara 525 milyon fidan dikildiğini de anlatarak “Ayrıca 4 adet amfibik özellikteki tanker uçak ile yüksek çözünürlükte görüntü sağlayan 1 adet havadan yönetim uçağımız da filomuza dahil olacaktır” sözlerinde bulundu.
Domaniç'te çiftçiler tarım sigortası hakkında bilgilendirildi
Kütahya’nın Domaniç ilçesinde, çiftçiler tarım sigortası konusunda bilgilendirildi.
Tarım Sigortaları Bursa Bölge Müdürlüğü (TARSİM) ile Domaniç İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğinde Domaniç Belediyesinin konferans salonunda düzenlenen programda, tarım sigortasındaki genel şartlar, tarifeler ve talimatlar, köy bazlı kuraklık verim sigortası ile bu yıl yürürlüğe giren yenilikler ve indirimler hakkında çiftçilere bilgiler verildi.
Doğal afetler nedeniyle tarımsal ürünleri zarar gören üreticilerin kayıplarını telafi etmek için sigorta yaptırmalarının önemli olduğunu anlatan TARSİM Bursa Bölge Müdür Yardımcısı Adnan Akyüz, çiftçiler için bitkisel ve hayvansal üretim hakkında bilgilendirme sunumu yaptı.
Tarım sektörü İstanbul'da buluştu
Tarım sektörü İstanbul’da önemli bir zirvede buluştu. Ziraat Bankası’nın düzenlediği “Tarım Ekosistemi Buluşması”nda çiftçiler ve üreticiler bir araya geldi. 2 binden fazla katılımcının yer aldığı zirvede, önemli sorunlar masaya yatırıldı.
Tarım sektörü İstanbul’da buluştu
Tarımın dünü, bugünü ve yarını İstanbul’da düzenlenen zirvede konuşuldu. Tarım sektörü, Ziraat Bankası’nın gerçekleştirdiği Tarım Ekosistemi Buluşması’nda bir araya geldi. Çiftçi ve üreticiler deneyimlerini paylaştı. Sektör uzmanları ve yetkililer hayata geçirilen düzenlemeler ile ilgili bilgiler verdi. Zirveye 81 ilin 546 ilçesinden 2 bin üzerinde üretici ve çiftçi davet edildi. Katılımcılar birbirleriyle iş bağlantısı kurdu.
CUMHURBAŞKANI’NDAN 3 AYRI KREDİ MÜJDESİ
Zirvede konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çiftçiye 3 ayrı kredi müjdesi verdi.
‘Çiftçi Destek Kredisi’ ile kişi başına 250 bin liraya kadar verilecek. Yıllık faiz yüzde 9,75; cade süresi 36 ay olacak. ‘Tarımsal KOBİ Kredisi’nin üst limiti 15 milyon lira, yıllık faiz oranı yüzde 4,75 olacak. ‘Tarım Borç Transferi Kredisi’nde ise üst limit 5 milyon lira, faiz oranı yüzde 9,75; vade ise 60 ay olacak.
KİRİŞCİ: ÇİFTÇİ FİNANSMAN İHTİYACI HİSSETMİYOR
Zirvede konuşma yapan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ise tarımsal desteklere değindi. Kirişci, mazot ve gübre desteğinin artık 6 ay öne çekildiğini söyledi. “Artık çiftçi tarlaya giderken finansman ihtiyacı hissetmiyor” dedi.
NEBATİ: ENFLASYONDA DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin gündeminde enflasyon vardı. Tarlada maliyetin düşeceğini söyleyen Nebat, şunları kaydetti:
“Kasım ayıyla birlikte başlayan enflasyondaki düşüş eğiliminin aralık ayında hızlandığını gördük. Enflasyonda düşüşün devam edeceğini göreceğiz. Küresel emtia fiyatlarındaki normalleşme ve döviz kurlarında sağladığımız istikrarın etkisiyle çiftçileirmiz girdi fiyatları bakımından daha öngörülebilir bir sürece kavuşacaktır.”
Zirvede gıda fiyatlarındaki artış da masaya yatırıldı. Sektör yetkilileri önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini paylaştı. Sektörde yaza doğru tarım ürünlerindeki bollaşmayla fiyatlarda gerileme yaşanacağı beklentisi hakimdi.
Gıda, tarım ürünlerinde fiyat artışı ve ekonomi politikaları!
Ülkemiz tarımında birçok sorunlar var. Bu sorunlar ve çözümleri yıllardır söyleniyor ve yazılıyor. Çözüme odaklı çalışmayı sevmiyoruz. Çözümsüzlüğe daha fazla odaklandığımızdan bir türlü çözümsüzlük havuzundan çıkamıyoruz. Politik, spot, reklam cümlelerle gün geçiriyoruz. Zamanı iyi kullanmıyoruz. Aslında tüm bu sorunları çözmek için potansiyelimiz ve gücümüz bulunmaktadır.
Bugün, Hz. Mevlana’nın güzel bir sözü ile başladım;
Ümitsizlik köyüne gitme; ümitler var,
Karanlığa doğru yürüme; Güneşler var.
****Artık bilmediğimiz bir konu varsa söylenmelidir. Bildiğimiz doğrular varsa susmamalı bunları konuşmalıyız. Şeffaf olmalıyız.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi yaklaşık 24 bin ton ham ayçiçeği yağı ithal etti. İthal edilen yağ 2023 yılında teslim edilecek. Bu yıl fiyatların yükseleceği bekleniyor.
****Son İki Sorun!
***Çiğ süt fiyatları artmadı. Yem hammaddesi ithal ediliyor. Fiyatları yüksek olduğundan sütçüler zarar etmeye başlayınca, hayvanlar kesime gitti. Süt azaldı. Fiyatlar yükseldi. Kesimler azaldı. Et fiyatları arttı. İthalat açıldı. Ülkemiz bu döngüye artık alıştı.
***Kırmızı et fiyatı peynir fiyatını yine geçiyor. Çözüm bulunamıyor.
Bu futbol federasyonu ve bu hakemlerle Kırmızıetspor şampiyon olacak. Peynirspor’da ikinciliğe razı gelecek. Ancak birinci yarıyı son sıralarda bitiren Halkspor, Tüketicispor ve Çiftçispor küme düşebilirler.
Geçen haftalarda pirinç ithalatında gümrük vergisi 31 Ağustos 2023 tarihine kadar sıfırlandı.
Tarım ülkesinde gıda enflasyonu neden olur?
Tarım politikaları değişmeli mi?
Ne deniyor? Dünyada da gıda enflasyonu çok yüksek değil mi? Doğru, ancak bizim bir aylık enflasyon onların bir yıllık enflasyonu kadar olduğu neden söylenmiyor?
Zirai ilacı, gübreyi hatta tohumu dışarıdan alıyoruz. Dışa bağımlı bir ülkeyiz. Bu sorunları çözmek gerekir.
Üretim maliyetleri 2022 yılında çok yükseldi. Bu devam edecek.. Önlemler alınmalıdır.
Çiftçi para kazanamazsa ne olur? Aç kalırız, aç…
Piyasa denetiminde başarı neden gelmiyor? Tarım ve Orman Bakanlığı, zabıtalar bu konuyu çözebiliyor mu? Halkın gelir ve eğitim düzeyi mutlaka artmalıdır. Fiyat artışlarının devam ettiği piyasayı, geliri yüksek, eğitimli ve bilinçli tüketici denetler ve çözer. Ayrıca merdiven altı üretim bu ülkenin kanayan yarasıdır.
Talimatla veya her tarım bakanı tarafından değiştirilmeyecek bir tarım politikamız var mı?
Çiftçimiz birleşmeli, politik gücü ve kuvvetli lobisi olmalıdır.
Gübre gibi tarımsal girdilerde daha fazla vergi indirimi yapılmalı ve desteklemeler artırılmalıdır. Gerektiğinde fark ödemeleri yapılmalıdır.
Öğrenmemiz gerekli bir önemli konu var. Artık beraber çalışmayı ve tarıma bütüncül bakmayı öğrenmeliyiz. Karar verirken sadece üretimi değil, tarımsal sanayi, üretim, pazarlama yani tüm tedarik zincirini düşünülmelidir.
Tarımsal sorunlardan bahsederken ekonomiden bahsetmek zorundayız. Bu konu çok önemlidir.
Ekonomistler, seçimden sonra ülkemizi daha zor günler bekliyor konusunda birleşiyorlar.
Enflasyon ve faizin düşmesi bekleniyor derken neden borçlanma ertelenmiyor?
Bizde faiz ile enflasyon ilişkisi biraz değişik. Enflasyon yüksek olduğu dönemde borçlanma neden artırılıyor?
Bütçe açığı düşüyorsa borçlanma niçin hızla artıyor? Borçlanmanın da düşmesi gerekmez mi?
Hayat pahalılığı devam ediyor mu?
Fiyatlar neden düşmüyor?
Gıda Fiyatlarını çok yüksektir. Birçok önlem geçmiş yıllarda alınmaya çalışıldı. Sonuç ortadadır. Neden bu önlemler sonuç vermiyor? Bunun nedeni ekonomi politikaları olabilir mi?
Enflasyon?
Tüketici Fiyat Endeksi (Tüfe) yani Tüketici Enflasyonu bu ay %64,27’ye ve Gıda Enflasyonu %76,8’e düştü.
Bu düşüşün nedeni baz etkisidir. Bunun faizle bir ilgisi bulunmaktadır.
Ayrıca enflasyondaki düşüşü ilaçta, tarım girdilerinde, dövizde, akaryakıtta, gıda, tarım ürünlerinde neden fark edemiyoruz.
Dünyada enflasyonu düşürmenin bir maliyeti vardır. Bu maliyet ne olacaktır? Bu maliyetlerden neden çok korkuyorlar?
Gelişmiş ülkelerin, bu yıl içerisinde resesyon yaşamaları bekleniyor.
**** Baz Etkisi (Base Effect) Nedir?
Faiz indirimleri ile enflasyon düşmedi. Bunun nedeni baz etkisidir diye belirtmiştim.
İki dönem arasındaki değişim hesaplanırken, değişime referans alınan dönemde normalden önemli ölçüde düşük veya yüksek bir gerçekleşme olması durumunda değişim hesaplandığı döneme yansıyan etkiyi ifade etmektedir. Örneğin, 2022 Aralık ayı yıllık enflasyonu hesaplanırken, 2022 yılı Aralık ayı tüketici endeksinin 2021 yılı Aralık ayı tüketici endeksine göre yüzde değişimi alınmaktadır. 2021 yılı Aralık ayında tüketici endeksi normal ortalamalara göre çok daha düşük bir oranda azalmış ise, 2022 yılı Kasım ayında yıllık enflasyonu azaltıcı bir baz etkisi görülecektir.
Enflasyon, 2023 yılında ise baz etkisi ile Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında düşecektir. Mayıs Ayında baz etkisi nedeniyle enflasyonun % 40’a düşeceği görülmektedir.
Gelişmiş ülkelerde tek rakamlı enflasyonlar görülürken yüzde 40 az mı?
Gelişmiş ülkeler neden enflasyona bu kadar önem veriyorlar ve korkuyorlar? Enflasyonun getirdiği maliyet ne kadar? Mücadele etmenin maliyeti ne kadar?
Tavukçulukta tedavi yoktur, korunma vardır. Hastalık kümese girdiğinde maliyet yükselir. Çoğu kez o dönem zarar edilir.
Enflasyonda böyle hastalıktır. Mücadele maliyeti enflasyonun getirdiği maliyetten çok fazladır.
Tarımsal işletmeler, mevcut şartlarla nereye kadar dayanacaktır?
Gelişmiş ülkelerin mücadele politikaları genellikle aynıdır. Doğru politika ile başarılı olacaklarının farkındalar.
Benim umudum var. Ülkemiz geçmişte olduğu gibi bu krizden de çıkacaktır. Krizden çıkılmıyorsa yanlış uygulanan politikalarda değişiklik yapılmalıdır.
****Kıtlığın çözümünü zam yapmaktan aranır mı?
****Çözüm, ithal etmek olur mu?
İnadına üretim politikamız nerede?
Tarım Kredi Kooperatiflerindeki zamların sebebi kimdir?
Enflasyonun nedeni, faiz, marketler mi?
Ancak kimse, pahalılık azalacak, tarımda girdiler ve gıda fiyatları düşecek diyemiyor…
****Üretici fiyatları artarken markete denetimi artırma ile gıda fiyatları düşer mi?
****Tarım ile bu kadar sorun varken ilgili otorite neler söyledi, neler söylüyor? Sahada, eylemde çözüm var mı? Geriye doğru bakalım!
*Yeni tarım politikaları üzerinde çalışılıyor.
*Tarıma ne kadar sahip çıkarsak zihinlerde daha kalıcı yerimiz olur!
*Tarımda başıbozukluk var, düzelteceğiz.
*Hayvancılıkta yaşanan sorunlara çocuk benzetmesi yapıldı. Göreve geleli 8 ayı biraz geçti, çocuk 9 ayda doğuyor biliyorsunuz. Biraz beklerseniz bunların hepsinin üstesinden geleceğiz,
*Bir şey bilmediğim için Tarım Bakanlığında gecikmeler oldu!
*Atılacak adımları tartışıyoruz!
*Bu yıl patates para etti önümüzdeki yıl kabak mı eksek sorunlarını bitireceğiz!
*Tarımda dijitalleşme; önce E Tarım olmadı, şimdi Tarım Cebimde uygulaması geldi.
*Kepek fiyatlarından şikâyetçi olan çiftçiye ‘O zaman kepek ekin’ önerisi yapıldı.
*Hazine ve Maliye Bakanlığından buğday arpa rezervi açıklaması!
*Fransa tarımına yapılan hizmetten dolayı “şövalye liyakat nişanı” verildi….
Şaka gibi değil mi?
****Tarım ve jeopolitik değişiklik?
Tarım, çok dalgalı olan ve en ufak bir jeopolitik değişiklikte tersine dönebilecek olan dünya piyasa fiyatlarına tabi olmaya devam ediyor. Bu 2023 yılında çiftçilerin ekonomisi için yıkıcı bir “makas etkisi”ne yol açabilir.
Avrupa, kalıcı bir enerji ve jeopolitik krizle karşı karşıyadır.
****Tarımsal işletmenin uzmanlığı önem kazanıyor. Uzmanlığa göre işletmelerde farklılıklar görülüyor.
****Dünyada bir korku var. En kötüsü henüz gelmedi mi? Yüksek enflasyonun laneti mi?
IMF, küresel ekonomideki zorluklarda “henüz en kötüsünün yaşanmadığını” ve birçok kişi için “2023 yılının durgunluk gibi hissedileceğini” söyledi.
İşlerin 2023 yılında değişebileceğine, işlerin daha kötü olabileceğine dair işaretler var. Temkinli olmaya çalışıyorlar.
Tedarik zincirindeki sorunlar, muhtemelen 2023’ün büyük bir bölümünde devam edeceği bekleniyor.
Gıda, ısınma, ulaşım ve barınma gibi temel ihtiyaçların fiyatları yükselirken, küresel olarak insanların uzun yıllar görülmeyen seviyelerde enflasyon yaşıyorlar. Etkiler daha da kötüye gidebilir.
****Fırtınanın gözü: Tayvan, Çin-ABD geriliminin merkezindedir. Bu fırtına gerçekleşirse ekonomiler ne olur? Bu konudaki endişeleri daha önceki yazılarımda paylaşmıştım.
***Ukrayna’daki savaş 2024’e kadar gıda fiyatlarını etkileyecek. Stagflasyon riskinden bahsediliyor. Enerji fiyatları artacak..
****Gübre kaosu 2023’e kadar sürmesi bekleniyor.
****Gübre kıtlığı, 2023 yılı gıda arzını kısıtlayabilecek..
***İklim değişikliği 2023 yılında bir tehdit olarak beklenmektedir.
Çiftçilerin çoğunluğu 2023’e bakıldığında, 2022’de yaşanan büyük artışlara ek olarak;
Daha yüksek maliyetler,
Büyük girdi maliyet artışları görmeyi,
Üreticiler, ayrıca enflasyonun önümüzdeki yıl çiftçi ailelerinin yaşam maliyetini artırmasını bekliyorlar.
Bu yıl için ürün planları değişiyor. Artan girdi maliyetlerine yanıt olarak önümüzdeki bu yıl daha fazla soya fasulyesi, buğday ve mısır ekimine geçecekler.
Avrupa’da doğalgaz fiyatı savaş öncesindeki seviyesine geri döndü. Rusya-Ukrayna savaşı ile yaşanan artışın tamamı gitti.
****2023 çiftçi ekonomisinin zeminini oluşturacak makro ekonomik koşullar nelerdir? Yaklaşan durgunluk, yüksek enflasyon, artan faiz oranları, Çin ekonomisinin COVID sırasında yeniden açılmasıdır.
****Dünyada Mısır Piyasasının Yükselmesinin Nedenleri!
Ukrayna, 2022’de 2021’e kıyasla yaklaşık %45 daha az mısır üretti, yaklaşık 20 milyon ton düşüş var.
Avrupa ayrıca beklenenden yaklaşık 16-17 milyon ton daha az üretti.
Arjantin şu ana kadar sınırlı yağış aldı ve tahminler kuru havanın en az 2 hafta daha devam edebileceğini gösteriyor. Bu, beklenenden 8-9 milyon ton daha az üretileceği anlamına gelebilir.
Brezilya, Haziran ayında ikinci mahsulü hasat edilene kadar mısır ihraç etmeyi neredeyse bitirdi. Ukrayna’nın savaş nedeniyle lojistik sorunları var. Bu, ABD’yi önümüzdeki 5-6 ay boyunca küresel olarak ana mısır tedarikçisi olarak bırakıyor.
Çin yeniden açılıyor gibi görünüyor, bu da daha fazla yem talebine yol açabilir.
Yem tahminlerinde, yem talebinin daha düşük olacağı tahminlerinde bulunuyor.
Şu anda ABD’de stok kullanım oranı %8,7’dir. Son 6 yılın 5’inde, nihai ABD taşınan stok kullanım oranı %9,2’nin altındayken, Ocak ayında pazar ralli yaptı. Toplanan bu 5 yılın 4’ünde, piyasa değeri %7’nin üzerinde arttı. Bu yıl yaklaşık 50 sentlik bir artış anlamına geliyor.
Genel olarak, çiftçilerin ellerinde yeterli nakit para olduğu görülüyor ve yaz havası hakkında daha fazla şey öğrenilene kadar tahıl satmakla ilgilenmeyebilirler.
La Nina beklenenden daha uzun süre dayanmaya devam ediyor.
**Mısır Piyasasının Düşmesinin Nedenleri
İhracat satışlarının hızı USDA tahmininin oldukça gerisinde, bu da satış artışlarına yol açabilir.
Etanol stokları yüksek ve öğütme oranı düşüyor. Bu, yaklaşan USDA raporlarında azalmalara ve nihai olarak gerçekleştirme artışlarına yol açabilir.
Demiryolu lojistiği, hem ihracat hızına hem de etanol hareketi sorunlarına yol açabilecek kışın zorlu olabilir.
La Nina’nın Şubat ayında sona ermesi bekleniyor, bu da Brezilya’nın Şubat sonunda ekilen ikinci mısır mahsulü için normal hava anlamına gelebilir.
Rusya ve Avustralya, büyük buğday mahsulleri üretti ve emtia, dünya çapında yemde mısırın yerine kullanılabilir.
Dünya ekonomisi ve bunun sonucunda tahıl talebinin düşme potansiyeli konusunda endişeler var.
Çin ekonomisi tecritten çıkarken, bazı insanlar kendi kendini tecrit etmeye devam edebilir ve bu da gıda ve yem talebini birkaç ay daha baskı altında tutabilir.
Çin’in açılmasıyla yeni bir covid varyantının ortaya çıkıp hızla dünyaya yayılabileceği ve her yerde talep sorunlarına neden olabileceğine dair endişeler var.
Sonuç olarak;
Önümüzdeki iki ay boyunca Güney Amerika’nın hava durumu, Çin’in açılması ve küresel talep, fiyatların ilerlemesini etkileyebilecek değişkenlerdir. Ayrıca, 12 Ocak’ta yılın en büyük USDA raporlarından biri, nihai verim ve stok sayılarını sağlayacak ve piyasaya yön verecek.
****İklim değişikliği neden, iklim krizi, kuraklık sonuçtur. Bu konuya daha duyarlı olmak gerekir.
Acaba kuraklığın buğday ve arpaya etkileri nelerdir?
Yağışların az ve etkisiz olmasına bağlı olarak bitki çıkışları istenen miktarda olmaz.
Düşük nem, yüksek sıcaklık dereceleriyle beraber esen samyeli rüzgârları nedeniyle ekilişler bu durumdan olumsuz etkilenir. Bu dönemde havaların da sıcak gitmesi sebebi ile bitkide kuraklık stresi ve kuru alanlarda önemli miktarda verim düşüklükleri yaşanır.
Yaşanan kuraklık nedeniyle, bölge genelinde buğday ve arpa ekilişi hiç hasat edilemeden terkin edilmek zorunda kalır.
Bölge genelinde yaşanan kuraklıktan hububat ekilişleri içerisinde daha erkenci olduğu için en çok arpa ekilişleri etkilenir. Bölgedeki çoğu üretici, erken dönemde arpa ekilişlerini sürerek terkin etmek zorunda kalır.
Beklenen yağışlar geç gelmesi, bitkilerin kardeş yapmamasına ve zayıf gelişmesine, başaklardaki danelerin cılız kalmasına ve bitkilerin o dönemde koltuk vermesine neden olur.
Hava sıcaklığının 0 ºC’ye düşmesi buğday başaklarında kısırlığa neden olur. Başakların uç kısımları dane tutmaz.
Kuraklık sebebiyle hububat ve yem bitkilerinde yeterli ve zamanında çıkış olmadığı görülür.
Yağışlı günlerin arasının uzun olması ve azar azar yağması, etkili bir yağışın gerçekleşmemesi hububatın kardeşlenme dönemini olumsuz etkiler. Kardeş sayısında azalmaya sebep olur. Bitkilerin diğer gelişim evreleri olan sapa kalkma ve dane dolumu dönemlerinde devam eden kuraklık ise bitki boyunun kısa kalmasına, başakçık ve çiçek sayısının azalmasına, danenin oluşmamasına ve sonuçta verimlerin düşük gerçekleşmesine sebep olur.
Yağışları yeterince gerçekleşmediği için ve sıcaklıkların artması ile birlikte ekilişin tamamına yakınında kuraklık stresi yaşanır, bu da verime olumsuz yansır.
Ülkemizde iklim değişikliği nedeniyle çeşit değiştirmeye gidilmesi gereklidir. Çeşit değiştirme nedeniyle verim düşecektir. Buğdaydan vazgeçilemeyeceğine göre verim düşüklüğü için destekleme yapılması gereklidir. Aradaki fark çiftçiye ödenmezse, çiftçi ekim yapmaz…
Dünyadaki gelişmeler yakından izlenmelidir. Kısa, orta ve uzun vadeli bilim ışığında planlarımız, risk planlarımız hazır olmalıdır.
Topraktan, tarımdan, buğdaydan ve vatanımızdan vazgeçemeyiz
Karabük'te suni tohumlamayla 800 buzağı doğdu
Karabük’te et ve süt verimi yüksek ırkların artırılması amacıyla başlatılan proje kapsamında suni tohumlama yöntemiyle elde edilen buzağılar üreticilerin yüzünü güldürdü.
Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğünce 2021’de başlatılan Etçi ve Kombine Irkların Yaygınlaştırılması Projesi (ETKİYAP) Karabük’te uygulanmaya devam ediliyor.
Sığırlarda hayvan ıslahı çalışmalarının genişletilmesi, hayvancılığın sürdürülebilir iş kolu haline getirilmesi, birim hayvandan elde edilen et ve süt verimi ile gelirlerin artırılmasının hedeflendiği proje doğrultusunda 38 bin 145 büyükbaş hayvan varlığı bulunan Ovacık, Eflani, Safranbolu ve Eskipazar ilçelerindeki köylerde 2 bin 260 üretici belirlendi.
Köyleri ziyaret eden Tarım ve Orman Müdürlüğü personeli ile özel veteriner hekimler, üreticilerden gelen talep doğrultusunda ineklere şarole, limuzin, angus ve simental ırklarından alınan spermalarla suni tohumlama yapıyor.
Şu ana kadar 400 üreticinin 1120 ineğine suni tohumlama yapıldı, hayvanlardan 800 buzağı elde edildi. Ayrıca, 320 ineğin daha doğum yapması bekleniyor.
– “Projeyi ileriki yıllarda devam ettirmeyi hedefliyoruz”
İl Tarım ve Orman Müdürü Çetin Ayvalık, AA muhabirine, 3 yıllık projenin ikinci yılının tamamlandığını belirterek, “2021’de ilk olarak Ovacık ilçemizin bütün köylerinde suni tohumlama işine girdik. Aynı yıl Safranbolu merkez ve 8 köyü ile Eflani’nin bütün köylerini dahil ettik. 2023’te de Eskipazar’ın bütün köylerinde suni tohumlamayı yapacağız.” dedi.
Kombine ırklarda simental sığırın üreticiler tarafından yoğun şekilde talep edildiğini dile getiren Ayvalık, bunları geliştirmeyi ve artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Ayvalık, “Birim hayvandan elde edilen et miktarını, verim ve damızlık durumunu artırmayı hedefliyoruz. Projemiz bu sene Eflani ilçemizde çok güzel meyvelerini vermeye başladı. Çok güzel örnekler oldu. İlk doğan buzağılarımız hem bizlerin hem de üreticilerimizin yüzlerini güldürdü. Bu projeden umutluyuz. Projeyi ileriki yıllarda devam ettirmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
Bu yıl suni tohumlama için üreticilerden sadece 55 lira alındığına işaret eden Ayvalık, şu bilgileri verdi:
“İnşallah ileriki dönemlerde doğan buzağılarla daha da güzel sonuçları alacağımızı hedefliyoruz. Suni tohumlamadan doğan buzağılara 500 lira destek veriliyor. Şayet bu buzağı Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliğine üye olan bir üreticinin ahırındaki inekten doğmuşsa ilave olarak 200 lira destek var. 2023 yılı fiyatları ayrıca yapılacaktır.”
Eflani İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde görevli veteriner sağlık teknisyeni İbrahim Çağlı da ilçede yaklaşık 400 ineğe suni tohumlama yaptıklarını belirterek, hayvanların yeni doğum yapmaya başladığını ifade etti.
Projeyi üreticilere en etkin şekilde ulaştırmayı istediklerini dile getiren Çağlı, amaçlarının melez hayvanları saf ırk haline getirerek kaliteyi yükseltmek olduğunu vurguladı.
– “Projeden çok memnunuz”
Eflani’ye bağlı Yalacık Mahallesi’nde yaşayan üretici Kenan Demirtaş da desteklerden dolayı yetkililere teşekkür etti.
Demirtaş, 7 ineğine suni tohumlama uygulandığını, ilk buzağısının doğduğunu ve projeden memnun olduğunu belirtti.
Halkevli köyü Ortakçı Mahallesi’nde büyükbaş hayvancılık yapan Murat Özdilli de 7 ineğe suni tohumlama yaptırdığını, 2 buzağısının doğduğunu anlattı.
Çemçi köyünden Mevlüt Özdemir de buzağılarının çok güzel olduğunu belirterek, projenin devam etmesini istedi.
Sıfırdan başladı, dünyaya açıldı: Yatırımda keçi inadı!
Kadın girişimcilerin başarı öykülerine iyi bir örnek Funda Özer Baltalı… Teknesini, deri şirketini ve evini satıp, 2007 yılında Seferihisar’da kurduğu keçi çiftliği ile hayallerini gerçekleştirdi. “Üretim toplumu olmak gerekiyor demek yetmez, üretmek gerekir” diye yola çıkan Baltalı, kendisini örnek almak isteyen girişimcilere, “Bu iş şehirden gelip iki domates, patlıcan yetiştirmekle olmuyor. Önce kafayı değiştirmek gerekiyor. Hayatımı basitleştirebilir miyim? ‘Basitlik’ burada anahtar kelime. Sevmek gerekiyor” diyor.
Sıfırdan başladı, dünyaya açıldı: Yatırımda keçi inadı
Sektördeki hikayeniz nasıl başladı?
Bir deri işim vardı. Ama hayvancılıkla ilgili de büyük hevesim de vardı. İşimi sattım. ‘Ya inek, ya keçi’ yatırım yapacaktım. Baktım inek yatırımının parası çok büyük. Hem ben de ufak tefek bir insanım, keçi yatırımı bana daha uygun diyerek yola çıktım. Ancak, o güne kadar ülkemizde hiç keçi çiftliği yoktu. Araştırdık, Hollanda’nın bir kasabasında çiftlik bulduk. Ablam da benimle geldi. Çiftlik sahibi bize ilk gün şöyle bir baktı, ‘Ertesi gün 05.00’te gelin’ dedi. Muhtemelen geleceğimizi tahmin etmedi. Çünkü elimde çantam, giysilerimle tam bir Alsancak kadını gibiydim. Ertesi gün sabah çiftlikteydik. Bana bir tulum uzattı, 15 gün orada kaldık. Arada da sürekli gidip geldim. İlk etapta Balıkesir civarından 150 keçi aldık. 3 ay sonra 100’ü brusella hastalığından öldü. Hollanda’dan veteriner getirdik, yardım etti. Kendi sürümüzü oluşturduk. 2007’de çiftlik kuruldu, 2009’da ise mandıramız devreye girdi.
Başlangıcınız kolay olmamış…
Zaten üniversitelilerle konuşma yapmak için bir araya geldiğimde hep, “Beni dinleyin ama sakın benim yaptığımı yapmayın” diyorum. Çünkü, benimki tam bir cahil cesareti… Bu işe dair en küçük bir bilgim yoktu hayatımda… Bu cesaretle iyi bir danışman bulup, süt tesisi kurduk. “Küçük bir işletme, azıcık süt yapalım dediğim” bu yatırım tamamlandığında o günkü kurla 15 milyon dolara mal oldu. Ardından süt ve peynir üretmeye başladık. Ama ilk ürünler şubatta gitti, haziranda eksi satış yaptık. Bu sattığınızdan çok geri alıyorsunuz demek. Çünkü sizi tanıyan yok. İnsanların bilmediği bir markayız ve yüzde 100 keçi sütü ile raflardayız… Ancak bazı insanlar hayatta şanslı oluyor herhalde, tabii çok da çalışmak var. İşletmenin 5. yılında işler rayına oturmaya başladı. Şu an ülkemizde yüzde 100 keçi sütü diye satılan ürünlerin yüzde 98.8’i bizim tarafımızdan üretiliyor. Sadece İsrail’e ihracatımız var. Çünkü ürün kısıtlı.
Başka ülkelerden de talep var mı?
ABD, Rusya ve Avrupa’dan talep çok. Ama sizin bir ürünü ihraç etmeniz için o pazara fokuslanmanız lazım. Bizim elimizde ürün o kadar az ki… Örneğin, keçi sütünden tereyağı… Bu sadece Toroslar’daki köylülerin kullandığı bir ürün. Dünyada başka yok. Biz bunu önce kendimiz için üretiyorduk. Şimdi, ihracatta da en başarılı ürün oldu. Peki, “Yabancı insanlar nereden biliyor?” diyeceksiniz. Türkiye’ye gelip giderken bir şekilde denemişler ve beğenmişler. Ancak ürünlerimiz kısıtlı… Çok süt işlemeniz lazım. Bilindik şirketlerin sütünü alıyoruz, yine de yetişmiyor.
Sizin süt üretiminiz ne kadar?
Kullandığımız sütün sadece yüzde 5’ini karşılıyoruz. Kemalpaşa, Ödemiş, Seferihisar Azmak’taki çiftliklerden süt topluyoruz. Ancak kendi çiftliğimizdeki GES projesi bittikten sonra kapasitemizi artıracağız, 3 bin başa falan çıkacağız. Hep 1000 civarında keçimiz oldu.
Kaç çeşit ürününüz var?
Labne, beyaz peynir, kaşar peyniri ve tereyağı üretiyoruz. Bunlar geleneksel türler. Günlük süt ve kefir üretimimiz de var. Asıl başarılı olduğumuz diğer ürün, Fransız peyniri olan Büş… Biz bu peyniri eskiden ailece çok severdik. Ama o zamanki parayla kilosu 1000 lira falandı. Yurtdışından ithal edilirdi. Biz çiftliği kurduğumuzda neden üretmeyelim dedik. Fransa’da emekli olan eski ustaların derneği var. O derneğe yazdık, bize 80 yaş üzerinde iki uzman yolladılar. Eşleriyle geldiler fakat öyle aksiler ki… (Gülüyor) Neyse kızım yardım etti, Fransızca tercümanlık yaptı. Biz 3 ay onlarla peynir denemesi yaptık. Sonuçta inanılmaz başarılı oldu.
Fiyatı pahalı mı?
Keçi sütüyle yapılan ürünlerin fiyatı her zaman inek sütünün iki katıdır. Ancak yurtdışından getirilen kadar pahalı değil elbette.
‘Robert mezunu bir hukukçuyum aslında’
Neden bu köyü seçtiniz?
Rahmetli babam cerrahtı. Emekli olduğunda buradan 8.5 dönüm yer aldı. Ancak, arazinin yolu, suyu yok, ortak tapulu alanmış. Davayla çok uğraştı. En son kalp krizi geçirdi. Bana, “Sen al, ne yapıyorsan yap” dedi. Başladım zamanla sağı, solu da almaya. Bugün toplamda 130 dönüm araziye sahibiz. Annem ve babam vefat ettikten sonra da bu köyde yatırım yapmaya karar verdim.
Hangi okulu bitirdiniz?
Robert Kolej mezunu bir hukukçuyum aslında
Hiç avukatlık yaptınız mı?
Hayır ama şimdi yapacağım. 60 yaşındayım. “60-65 yaş arasında aktif iş hayatımı bırakacağım” dedim. Şu da kötü biliyor musunuz, 75 yaşına gelirsiniz hâlâ şirkette tutunursunuz! Bunu istemiyorum. Topluma faydalı olmak istiyorum. Türkiye’de kendini savunamayanlara baro avukat atar biliyorsunuz. Ama onlar bu işi genelde istemeden yaparlar ki, hiç faydalı olmaz. İleride küçük bir büro açıp, avukat tutamayacak ve hakkı olan insanlara ücretsiz yardım etmek istiyorum. Hukuk bilgimin yeterli olacağını düşünmüyorum ama çalışarak halledebilirim.
Peki, bu iş ne olacak?
Pandemi olmasaydı ABD, Rusya ve Avrupa’dan çok sayıda yabancı şirket ortaklık teklifi alıyorduk. Çünkü, keçi sütü dünyada yükselen bir trend. 5 yıl içinde arazileri değil ama işi satarım diyorum.
BEYAZ YAKALI YATIRIMCIYA TAVSİYE:
Şehir hayatını köye getirmeyin
Tarım ve hayvancılık hayali kuran beyaz yakalılara öneriniz var mı?
Şimdi, her önüne iki keçi alan basına poz verip, bu işe başlıyor. Ama bir şeyin gerçek hikayesi yoksa, siz gerçekten bunu yapmak istemiyorsanız, bu iş zaman kaybından öteye gitmiyor. Öncelikle dikkat edecekleri tek şey, şehir hayatlarını köye getirmeye kalkmayacak. Siz, tarımsal hayata geçmek istiyorsanız; iki domates, patlıcan yetiştirmekle olmuyor bu iş. Önce kafayı değiştirmek gerekiyor. Hayatımı basitleştirebilir miyim? ‘Basitlik’ anahtar kelime. Mesela, pandemi döneminde herkes, “Basitleştirdim hayatımı” dedi. Ama pandemi bitti, bir ay sonra herkes yine aynı savurganlık, aynı tüketim alışkanlıklarına döndü. Sorumlulukları büyük ama ben bu hayatı seviyorum. Sabah 06.00’da kalkarım, soğuğu severim. Alsancak’ta bir dairede yaşamaktansa, bizim köylerdeki evlerde yaşamak daha eğlenceli.