Tarım arazilerinin de kirası arttı
Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, Eskişehir’de yüzde 200’e kadar artan tarla kiralarının sebebinin, dışardan gelip arazi kiralayan ve üretici olmayan kişiler olduğunu söyledi.
Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, Eskişehir’de yüzde 200’e kadar artan tarla kiralarının sebebinin, dışardan gelip arazi kiralayan ve üretici olmayan kişiler olduğunu söyledi.
Çitçiler son hasatlarını yaparak bu sezonu kapatırken, yaptıkları ekimlerle gelecek sezona hazırlık yapıyor. Mevcut tarım arazisinin yanı sıra tarım arazisi kiralayan çiftçiler, yükselen kiralardan şikâyetçi. İcar denilen kiranın yükselmesinin sebebini ise Eskişehir Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan açıkladı. Bölgedeki üreticinin dışında farklı illerden ve bölgelerden gelen, üretici olmayan kişilerin daha çok ücret karşılığında tarım arazisi kiraladığını ifade eden Buluşan, arazi sahiplerinin daha çok para kazanmak için fiyatları yükselttiğine değindi. Yüzde 200’e kadar artan kiralara müdahale edilmesi gerektiğini söyleyen başkan, durumun üreticiyi üretmekten caydıracağını aktardı.
“Kiraları yüzde 200 artan yerler var”
Yükselen kiraların icarlar hakkında konuşan Eskişehir Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, “Bizi en büyük sıkıntıya sokan maliyetler enerji ve mazottu, buna bu yıl tarla icarları da eklendi. Bir bölge de üretim yapan üretici sayısı da, komşusu da belli. Buraya dışardan üreticilikle alakası olmayan kişiler tarafından mevcut olan tarlaların icar fiyatlarını arttırmakta, üretimi etkilemekte. Bu da hem kayıt dışının devamı hem de mevcut üreticiyi yok etmekte. Kiraları yüzde 200 artan yerler var. Yani bin lira olan yerler, 3 bin liraya kadar yükselebiliyor. Bu sene öyle bir usul çıktı ki hasatta ödenen icarlar, elde hiçbir belge olmadan peşin alınmak istenmekte ve bu durum tarlanın içindeki üreticiyi zorlamakta. En tehlikeli sonuç ise stokçuluk. 5 veya 7 bin liraya ürünün satan soğan üreticim ‘Allah bereket versin’ dedi. Ama bazıları ürünleri stoka çekip hem tüketiciyi cezalandırıyor hem de üreticiyi deyim yerinde ise enayi yerine koyuyor. Devletin yapmış olduğu çok güzel bir örnek var; buğdaydaki hibe ödemesi. Tarlalardaki icarların yükselmesi çiftçinin üretimden vazgeçmesine sebep olabilir. Bir an evvel bu işin önüne geçmemiz lazım. Bu olay ülke geneline yayılmaya başladı. Domates olsun, patates, soğan gibi ürünlerin fiyatının yükselmesinin sebebi de bu olacak” dedi.
Tarımda verimlilik yapay zeka ile artacak
Görüntü işleme ve sensör destekli akıllı tarımsal mücadele sistemini geliştirmek üzerine TÜBİTAK 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı Çağrısını kazanarak faaliyetlerini yürüten Mert Demirel ve Baki Doğan Akar, ‘Akıllı Tarımsal Mücadele Sistemi’ ve ‘Uzaktan Zararlı İzleme Sistemlerin Geliştirilmesi’ projeleriyle arazideki riskleri önceden tahmin ederek üreticinin yüzünü güldürmeyi başardı. Konuyla ilgili konuşan Demirel, “Ülkemizde kullanılan tarımsal tahmin ve uyarı sistemleri dışarıdan ithal edildiği için bu ürünlerin yerli ve milli olarak geliştirilmesi, ülkemizde var olan tarımsal hastalık ve zararlıların sisteme entegre edilmesi gerekiyordu. Ürünün ihracat potansiyelinin oluşturmasının yanında pazar hacmini yüzde 30 oranında arttırarak, ürün maliyetlerini genel olarak yüzde 30 düşürülmesi ve ürünün yerlilik oranının yüzde 52’den yüzde 84’e çıkarılmasını hedefliyoruz” dedi.
“Global pazara uyum sağlayacak”
Baki Doğan Akar ile beraber toplam ürün maliyetin yüzde 40’ını oluşturan kamerayı sensörün entegresi hariç diğer tüm kısımları özgün olarak tasarladıklarını belirten Demirel, “Tasarımı ve yazılımı yüzde 100 yerli kameramızı geliştireceğiz. Proje faaliyetlerinin başarılı geçmesi durumda alacağımız Yerli Malı Belgesi ile bu ürün gamında ithalatı engelleyecek bir ürün doğacak. Kamu destekleri finansal konuda bizlere can suyu oldu, bu hedeflerimiz ile global pazara uyum sağlayan tarım teknolojisi geliştiriyoruz” diye konuştu.
“Bahçeden toplanan veriler işleniyor”
Tarımsal alanda özellikle bağ, elma ve zeytin konusunda önemli başarılar elde ettiklerini belirten Demirel, “Tarımsal üretimi etkileyen en önemli faktörler bitki hastalığı ve zararlılardır. Başarılı mücadele edilmesi için uygun pestisit seçimi ve mücadele zamanı önem arz etmektedir. Üreticinin bu konudaki bilgi eksikliği, zararlı etmenini tanıyamaması, mücadele zamanını saptayamaması ve geç kalınmış sorunu çözmek için gereğinden fazla tarım ilacı uygulaması sonucu üretici başarılı olamamakta; para, zaman ve enerji kaybı yaşamaktadır. Biz bu noktada devreye giriyoruz. Yapay zekâ destekli tahmin uyarı sistemi geliştiriyoruz. Bu sistem ile bahçeden topladığımız verileri yapay zekâ algoritması ile işleyerek ilaçlama uyarılarını çiftçinin cep telefonuna gönderiyoruz. Bu sayede çiftçinin doğru kararlar vermesine yardımcı oluyor, doğru zamanda doğru ilaçlama ile üretim maliyetlerini düşürüyor ve sağlıklı ürünler yetiştirmesini sağlıyoruz” dedi.
Gaziantep Büyükşehir tarımsal desteklerini sürdürüyor
Çiftçileri desteklemek ve sertifikalı tohum ekiminin yaygınlaşması amacıyla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler ve Gıda Daire Başkanlığı’nca il genelinde tarımsal faaliyetleri destekleme çalışmaları yürütülüyor.
İslahiye Belediyesi önünde yapılan törenle, yüksek çimlenme özelliği sayesinde ekim yapılacak tarlada yüzde 25 daha fazla verim alınmasının öngörüldüğü sertifikalı tohumlar çiftçilere dağıtıldı. Dağıtılan tohumlar aracılığıyla çiftçinin tohum maliyetinin düşürülmesi ve bu yolla tasarruf sağlanması hedefleniyor.
Büyükşehir Belediyesi, ilçe bazlı yürüttüğü “Sertifikalı Buğday ve Arpa Tohum Dağıtım Projesi” ile Nurdağı ve İslahiye bölgesine 700 ton Golia ekmeklik buğday tohumu, Araban ve Yavuzeli bölgesinde 530 ton Edessa makarnalık buğday tohumu, Şehitkamil, Oğuzeli, Karkamış ve Nizip bölgesinde ise bin ton Zühre makarnalık buğday tohumu ile 300 ton Bayrak arpa tohumu olmak üzere, 9 ilçede toplamda 2 bin 530 ton sertifikalı arpa ve buğday tohumu dağıtacak.
ŞAHİN: İSTİHDAMIN, YATIRIMIN, KARDEŞLİĞİN MERKEZİ İSLAHİYE OLACAK
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, tohum dağıtım töreninde yaptığı konuşmada, coğrafyanın büyük bir nimet, bereket ve verimlilik sunduğunu söyledi.
Tarımın öneminden bahseden Şahin, belediye olarak tarımsal üretimi artırmak için çiftçileri desteklediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu ilçenin kalkınması gerektiğini biliyoruz. Türkiye Yüzyılı ile ikinci yüzyılın destanını yazmaya başlayacağız. Buranın ekonomisinde sanayiyi ihtisaslaştırırken toprak var. Toprak ana, ata, tevazudur. Bizim toprağı suyla birleştirmemiz gerekiyor. Su artık altın kadar kıymetli oldu. İyi yönetilmezse gelecekte su savaşları başlayacak. Bugün su yönetimini yapmasaydık bunların konuşulması söz konusu değildi. Toprak su ile kavuşmadıkça rahat olmayacağız. İstihdamın, yatırımın, kardeşliğin merkezi İslahiye olacak.”
VALİ GÜL: İSLAHİYE’NİN TOPRAKLARI ÇOK VERİMLİ
Gaziantep Valisi Davut Gül ise, Büyükşehir Belediyesi’nin her ilçenin ihtiyacına göre tarıma, üretime destek verdiğini belirterek, “Kimi zaman mazot, kimi zaman gübre ve tohum desteği veriliyor. Sonuç olarak Büyükşehir imkanlarını çiftçileriyle paylaşıyor. İslahiye’nin toprakları çok verimli. Kılavuzlu Barajı yatırımlarıyla su ihtiyacı karşılanıyor. Sulama ve güneş enerjisiyle ilgili Nurdağı ve İslahiye’ye 10 MW’lık tesis yapılacak. Organize sanayi İslahiye’de büyüyor. İslahiye’nin ulaşım altyapısının tamamlanması ilçeye yatırım cazibesini daha çok arttırıyor. Ortak çalışma ile İslahiye’yi daha iyi yerlere getireceğiz” diye konuştu.
Dağıtım törenine Başkan Fatma Şahin ve Vali Davut Gül’ün yanı sıra, İslahiye Kaymakamı Mustafa Anteplioğlu, İslahiye Belediye Başkanı Kemal Vural ile bölge çiftçileri katıldı.
Tarım alanında başlayan yangın ormana ilerliyor
Söke’nin Karataş mevkiinde saat 15.00 sıralarında ziraat alanında başlayan yangın makilik alana sıçradıktan sonra rüzgarın etkisiyle hızla genişledi.
Ormanlık alana doğru ilerleyen alevlere karadan çok sayıda arazöz ve iş makineleri, havadan ise 5 uçak ve 2 helikopter ile müdahale ediliyor.
Dünya tarım sektörü Antalya’da buluşuyor
Dünyanın en büyük örtü altı tarım sektörü fuarı Growtech; 20’den fazla ülkeden 600 katılımcı, 120’den fazla ülkeden 60 binin üzerinde ziyaretçiyi 23-26 Kasım tarihlerinde 21. kez Antalya Anfaş Fuar Merkezi’nde buluşturacak. Growtech; sera ve teknolojileri, sulama sistemleri ve teknolojileri, tohumculuk, bitki besleme ve bitki koruma ürün gruplarına sahip katılımcıları ağırlayacak.
BİTKİ ISLAHI PAZARI
Growtech katılımcıları en son ürün ve teknolojilerini uluslararası tarım profesyonellerine tanıtacak. Ziyaretçiler fuarda akıllı tarım teknolojilerini de yakından tanıma fırsatı bulacak. “Keşfet, Büyüt, Kazan” mottosu ile düzenlenen Growtech, bu yıl da katılımcı ve ziyaretçilerine sektördeki yenilikleri keşfetme, işlerini büyütme ve daha fazla kazanma imkanı sunacak. Growtech Fuar Direktörü Engin Er, uluslararası organizasyonun global tarım sektörüne çok büyük katkı sağladığını belirterek, “Fuar, uluslararası katılımcı ve ziyaretçiler ile adeta dünya tarımının buluşma noktası haline geldi. Firmalarımız hedefledikleri pazarlara Growtech ile daha hızlı ve rahat ulaşabiliyor. Uluslararası alıcılar Growtech’te aradığı tüm ürün ve çözümleri bularak ticaretlerini geliştirebiliyor” diye konuştu. Er şunları söyledi: “Alan satışlarımız aylar öncesinden tamamlandı. Bu yıl İspanya ve İngiltere’nin de aralarında olduğu 20’den fazla ülkeden katılımcımızı ağırlayacağız. Bunun yanında Almanya, Hollanda, İspanya, Fransa, Afrika, Çin ve Güney Kore milli katılım ile Growtech’te olacak. Fuar kapsamında Antalya Ticaret Odası iş birliği ile ATSO Growtech Tarım İnovasyon Ödülleri ve Antalya Teknokent organizasyonunda Bitki Islahı Proje Pazarı gerçekleştirilecek.”
PLATFORM VERİMİ ARTIRACAK
Katılımcı ve ziyaretçilerin yeni dijital hizmetlerinden Growtech Connect Platformu’nu fuarda deneyimleme fırsatı bulacağını kaydeden Er, “Bu sayede, katılımcılarımız standını ziyaret eden ziyaretçilerin bilgilerine sahip olabilecek ve ziyaretçilerimiz de tüm bilgileri mobil cihazları aracılığı ile kendi profillerine kaydedebilecekler. Platform fuar sonrasında da gerçek zamanlı iletişim ve etkileşimi sağlayıp verimi artıracak” diye konuştu.
Tarım emtia fiyatları, Rusya'nın kararıyla sert yükseldi
Geçen hafta düşüş eğiliminin izlendiği tarım emtia fiyatlarında, Rusya’nın Karadeniz Tahıl Girişiminden çekilmesi sonrasında bugün sert yükselişler görüldü. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna’dan tahıl ürünlerin çıkışına ilişkin anlaşmayı süresiz olarak askıya aldıklarını bildirerek, Rus tarafının koridordan geçen sivil gemilerin güvenliğini artık garanti edemeyeceğini duyurmuştu.
Analistler, Rusya ve Ukrayna dünyanın en büyük buğday tedarikçileri arasında yer aldığından jeopolitik risklerin özellikle tarım emtialarında sert hareketlerin görülmesine neden olduğunu belirtti.
Bu gelişmelerle Chicago Ticaret Borsasında işlem gören buğday vadeli işlem kontratları bugün yüzde 7,7 artışla 8,93 dolara kadar çıktı.
Buğday kontratlarının fiyatı şu dakikalarda önceki kapanışa göre yüzde 6 değer kazancıyla 8,79 dolar seviyesinde dengelenirken, mısır yüzde 2,8 artarak 7 dolara, soya fasulyesi yüzde 1,7 artışla 14,2 dolara, pirinç yüzde 1,4 primle 0,17 dolara kadar yükseldi.
Bugün kahvede yüzde 2,5’in üzerinde, şeker ve kakaoda da yüzde 1’e yakın yükselişler görüldü.
Sabah saatlerinde yüzde 1,5 civarında yükselen pamuk fiyatı ise daha sonra düşüşe geçerek önceki kapanışın yüzde 0,1 altında dengelendi.
Analistler azalan üretim tahminlerinin de tarım emtialarını olumsuz etkilediğini belirtti.
DEĞERLİ METALLER VE BAZ METALLERDE DÜŞÜŞ EĞİLİMİ HAKİM
Emtia piyasalarında genel olarak resesyon endişelerinin ve merkez bankalarının sıkı para politikalarının etkileri görülüyor.
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi geçen hafta Şubat 2020’den bu yana ilk kez 3 aylık hazine bonosu getirisinin altına inerken, Fed’in çalışmalarında bu durum ülke ekonomisinin resesyona girebileceğini gösteriyor. Fed Başkanı Jerome Powell’ın çarşamba günkü toplantı sonrası yapacağı açıklamalarda gelecek dönem para politikasına ilişkin belirsizlikleri azaltması bekleniyor.
Fed’in bu hafta 75 baz puan faiz artırmasına kesin gözüyle bakılırken, aralıkta atacağı para politikası adımlarına ilişkin net bir yönelim bulunmuyor. Buna göre, Fed’in aralıkta yüzde 48 ihtimalle 50 baz puan ve yüzde 44 ihtimalle 75 baz puan faiz artıracağı öngörülüyor.
Analistler, küresel çapta enflasyon ve resesyon endişelerinin yeniden gündemin odağına yerleştiğini belirterek, para politikalarına ilişkin belirsizliklerin varlık fiyatlarında oynaklığa neden olduğunu ve altında düşüşler görüldüğünü aktardı.
Cuma günü yüzde 1’in üzerinde değer kaybeden altının ons fiyatı bugün de yüzde 0,3 gerileyerek 1.640 dolara inerken, gümüşte yüzde 1,1, platinde yüzde 1,6 ve paladyumda yüzde 1,5 civarında düşüşler dikkati çekti.
BRENT PETROLDE DÜŞÜŞ YÜZDE 2’Yİ AŞTI
Tezgah üstü piyasada bakır yüzde 0,5, alüminyum yüzde 1,7, nikel yüzde 1,2 ve çinko yüzde 1,5 civarında kayıplar görüldü.
Brent petrolün varil fiyatı da bugün yüzde 2’nin üzerinde değer kaybederek 92 dolar sınırına geriledi.
Fiyatlardaki düşüşte, piyasalarda yeniden zemin kazanan zayıf talep endişeleri etkili oldu.
Dünyanın ikinci en büyük petrol tüketicisi Çin’de Kovid-19 salgını kapsamında devam eden “sıfır vaka” uygulaması, talep endişelerini güçlendirerek fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor.
Öte yandan bugün açıklanan verilere göre Çin’de imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi 49,2’ye gerileyerek ekonomik aktivitenin daraldığına işaret etti.
Avro Bölgesi’nde 3. çeyrek büyüme verisi ise yıllık yüzde 2,1 ile beklentilerin altında kaldı.
Alan bazlı tarımsal desteklere aslan payı
2023 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre, tarımsal desteklemelerden en yüksek payı, yüzde 35,2 ve 19 milyar lirayla alan bazlı destek ödemeleri aldı.
Tarımsal destekleme bütçesi 2023 yılı için 2022’ye göre yüzde 35,6 artırılarak 39,8 milyar liradan 54 milyar liraya yükseltildi.
Destek ödemeleri; alan bazlı tarımsal destek ödemeleri, telafi edici ödemeler, fark ödemesi, hayvancılık destek ödemeleri, kırsal kalkınma amaçlı tarımsal destekleme, tarım sigortası destekleme hizmetleri ve diğer tarımsal amaçlı desteklerden oluşuyor. Bu kapsamda en yüksek payı, yüzde 35,2 ve 19 milyar 32 milyon lirayla alan bazlı tarımsal destek ödemeleri aldı. Bunu, yüzde 22,4 pay ve 12 milyar 105 milyon lirayla hayvancılık, yüzde 11,7 pay ve 6 milyar 307 milyon lirayla kırsal kalkınma destek ödemeleri takip etti.
Fark ödemesi için 6,2 milyar lira, tarım sigortası destekleme hizmetleri kapsamında 5,2 milyar lira, diğer tarımsal amaçlı destekler için 4,3 milyar lira ve telafi edici ödemeler için 847 milyon lira ayrıldı.
En yüksek artış oranı kırsal kalkınmada
Söz konusu dönemde destek ödemelerinde en yüksek artış yüzde 223,9 ile kırsal kalkınma amaçlı tarımsal desteklerde görüldü.
Destek kalemlerinin alt başlıklarına bakıldığında ise en yüksek artışın mazotta olduğu görüldü. Gelecek yıl mazot desteği için 11 milyar 964 milyon liralık ödeme yapılması planlandı ve artış oranı yüzde 281,6 olarak hesaplandı. Gübre desteği yüzde 149,5, çay desteği yüzde 128,9 artış gösterdi.
Artan girdi maliyetlerinin tarımsal üretime olumsuz etkisinin azaltılması amacıyla ilgili Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında mazot, gübre ve sertifikalı tohumluk destekleme tutarlarında önemli artış yapıldı. Bu çerçevede bazı hububat ürünlerine bir defaya mahsus olmak üzere ilave ek girdi desteği verilmesi kararlaştırıldı.
Ayrıca çiftçilerin tarımsal desteklere başvuru sürecindeki bürokrasinin azaltılması ve planlı üretime katkı sağlanması amacıyla Çiftçi Kayıt Sistemi başvuru dönemi ve şartlarında değişiklik yapıldı.
Tarımsal desteklemelerde etkinliğin sağlanması için desteklerin havza, ürün ve su kısıtı temelinde farklılaştırılarak bunların idare ve kontrolünün alan bazlı yapılmasına, çeşitli kurumlar tarafından uygulanan farklı destek programları arasında tamamlayıcılığın sağlanmasına, üretici veya işletmelerin gelir seviyelerinin desteklemelerde dikkate alınmasına öncelik veriliyor.
Tarımsal destekleme sisteminde, desteklenecek ürünler ve destekleme birim tutarlarının kurulacak bir sistemle düzenli olarak yapılacak etki analizlerinin sonuçlarına göre her yıl yeniden belirlenmesine yönelik çalışmalar sürdürülüyor.
Otomobilin çarptığı tarım aracındaki çift hayatını kaybetti
Hatay’da, otomobilin çarptığı patpat olarak bilinen tarım aracındaki Sabit Uzel (55) ile eşi Leyla Uzel (50) öldü.
Kaza, Samandağ ilçesi Yeşilköy Mahallesi Samandağ-Antakya kara yolunda meydana geldi. Ali B. yönetimindeki otomobil, Sabit Uzel’in kullandığı patpat diye tabir edilen tarım aracına arkadan çarptı.
Araçta bulunan Leyla ve Sabit Uzel çifti, çarpmanın etkisiyle yola savruldu. İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlilerinin yaptığı kontrolde Uzel çiftinin kaza yerinde öldükleri belirlendi.
Uzel çiftinin cansız bedenleri, otopsi için morga kaldırıldı. Sürücü Ali B. ise jandarma komutanlığına götürüldü. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Bangladeş'te Yüzen Sebze Tarhları
Bangladeş’in bazı bölgelerinde su kaynakları üzerinde yüzen tarhlarda sebze yetiştiriciliği giderek popülerlik kazanıyor. Özellikle son yıllarda değişken deniz seviyelerinin insan faaliyetlerini etkilediği geniş kıyı bölgelerinde bu yöntem tercih ediliyor.
Türkiye, mandalina ihracatında 650 milyon dolar hedefliyor
MANDALİNA sezonunun başlaması nedeniyle, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği tarafından satsuma mandalinanın başkenti olarak bilinen İzmir’in Menderes ilçesi Gümüldür Mahallesi’nde ‘Mandalina Hasat Töreni’ düzenledi. İzmir’in satsuma mandalinasında 2022 yılı rekoltesi yüzde 100’lük artışla 175 bin tona ulaştığı belirtilirken, 2021 yılını 453 milyon dolarlık ihracatla kapatan mandalinada 2022 yılı ihracat hedefinin 650 milyon dolar olduğu bildirildi.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği tarafından satsuma mandalinanın başkenti olarak bilinen İzmir’in Menderes ilçesi Gümüldür Mahallesi’nde ‘Mandalina Hasat Töreni’ düzenledi. 2021 yılında Türkiye’den yapılan meyve sebze ihracatında mandalinanın 453 milyon dolarlık tutarla ihracat şampiyonu olduğunu vurgulayan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, mandalina ihracatının 140 milyon dolarlık diliminin satsuma mandalina ihracatından elde edildiğini kaydetti.
‘DÜNYADA ÜRETİLEN HER 100 MANDALİNADAN 5’İ TÜRKİYE’DE’
İzmir’in satsuma mandalinasında rekoltenin yüzde 100 artarak 175 bin ton olarak gerçekleştiğini aktaran Uçak, “Yaş meyve sebze ürünleri içinde en fazla ihracatı gerçekleştirilen ürün olan mandalina sezonunun ülkemize, üreticilerimize ve ihracatçılarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemiz mandalina üretiminde Çin ve İspanya’nın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Dünyada üretilen 100 mandalinanın 5’i ülkemizde üretiliyor. İhracatta da Çin ve Güney Afrika’nın ardından yine üçüncü sıradayız. Türkiye olarak 2021 yılında 72 ülkeye 930 bin ton ve 453 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Ürettiğimiz mandalinanın yüzde 58’ni ihraç ettik. Bu rakamlar mandalinanın ülkemiz için ne kadar önemli bir değer olduğunu ortaya koyuyor. 2022 yılında mandalina ihracatındaki hedefimiz 1 milyon ton karşılığı 650 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırmak” dedi.
‘İSPANYA’DA BU SEZON MANDALİNA REKOLTESİNDE DÜŞÜŞ VAR’
Ege Bölgesi Narenciye Rekoltesi çalışmasında Ege Bölgesi’nin mandalina rekoltesini 175 bin tonu İzmir’de olmak üzere 250 bin ton olarak tespit ettikleri bilgisini paylaşan Uçak şöyle devam etti: “Geçen sezonki üretime göre mandalina ürününde bölgemizde yüzde 100’ün üzerinde artış gerçekleşti. İspanya’da bu sezon mandalina rekoltesinde düşüş var. Bu nedenle bu sezonun ülkemiz için önemli bir avantaj yılı olacağını düşünüyorum. Son yıllarda Tarım ve Orman Bakanlığımız ve ihracatçılarımızın da yönlendirmeleriyle erkenci ve geççi mandalina üretiminde de yol aldığımızı ve üretim ve ihracat sezonumuzu genişlettiğimizi söyleyebilirim.”
‘RUSYA’DAKİ BELİRSİZLİK VE RESESYON KAYGILANDIRIYOR’
Uçak, Yaş meyve sebze ihracatında Türkiye’nin lider pazarı Rusya’daki belirsizlik durumu ve Avrupa’daki resesyonun yeni sezona girerken kendilerinde tedirgin eden hususlar olduğunu vurguladı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak mandalina konusunda bu sezon iki projeyi birden hayata geçirme kararı aldıklarını belirten Uçak, “İlki Ege Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz meyve kayıplarının belirlenmesi projesi. Maalesef ülkemizde birçok meyvede yüzde 10 ile yüzde 30 arasında kayıplar yaşanıyor. Amacımız özellikle hasat ve depolama süreçlerinde yaşanan kayıpları tespit ederek eğitim çalışmaları ile bu kayıpları en aza indirmeyi sağlamak. Ege Üniversitesi’nden çok deneyimli bir ekip ile saha çalışmalarına başladık. Bu projeye mandalinanın yanında nar ve domatesi de dahil ettik. İkinci projemiz de İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile yürüttüğümüz İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması Projesi. Bu proje çerçevesinde Menderes, Selçuk ve Seferihisar ilçelerimizde 100 üretici belirledik be bu üreticileri üretimden ihracata kadar kontrol ederek belgelendireceğiz” dedi.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin 2 yıldır 10 ürünün ihracata uygunluğunu ortaya koymak adına ‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ isimli projeyi sürdürdüklerini hatırlatan Uçak, mandalina için çeşitli bölgelerden yaptırdıkları analizlerin yüzde 95’inin ihracata uygun olduğunu sözlerine ekledi.