2022 tarım destekleri açıklandı: İşte mazot ve gübre destekleri
“2022 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar” Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile açıklanan 2022 üretim yılına ait tarım desteklerinin çiftçilere ödemesi 2023 yılı bütçesinden yapılacak.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci destek ödemelerinde değişiklik yapıldığını duyurarak “Çiftçilerimize yönelik temel girdi destek ödemelerimizi öne çekerek sistem değişikliğine gittik.” dedi.
Mazot ve gübre desteği arttı
Alan bazlı destekler kapsamında “2022 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar” a göre, 2022 ürünü buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale için dekar başına 75 lira mazot desteği, 46 lira gübre desteği ödenecek. Bu ürünler için gübre ve mazot desteği toplamda dekar başına 121 lira olarak ödenecek.
En yüksek artış pamuk ve çeltikte
Pamuk ve çeltik üretenlere dekara 250 lira mazot ve 21 lira gübre desteği olmak üzere toplamda 271 lira, nohut, kuru fasulye ve mercimek üretiminde dekar başına 75 lira mazot ve 21 lira gübre desteği olmak üzere 96 lira, patates ve soya üreticilerine dekara 125 lira mazot ve 21 lira gübre olmak üzere 146 lira, yağlık ayçiçeğinde dekara 88 lira mazot ve 21 lira gübre desteği olmak üzere toplam 109 lira destek ödemesi yapılacak.
Dane mısır ve fındık ve diğer ürünlerde mazot desteği dekara 62 lira, gübre desteği 21 lira olmak üzere 83 lira, kanolada dekara 88 lira mazot ve 21 lira gübre desteği olmak üzere toplam 109 lira, aspir için dekara 76 lira mazot ve 21 lira gübre olmak üzere 97 lira destek ödenecek.
Kuru soğan, yaş çay ve zeytinde dekara 63 lira mazot ve 21 lira gübre olmak üzere 84 lira, yem bitkilerinde dekara 94 lira mazot ve 21 liralık gübre desteği ile 115 lira destek ödemesi yapılacak. Nadasa bırakılan tarım arazileri için 38 lira mazot desteği verilecek. Üç kategoride ödenen organik tarım desteğinde herhangi bir artış yapılmadı. 1.kategoride bireysel ürün sertifikası ile üretim yapanlara geçen yıl olduğu gibi dekara 100 lira,aynı kategoride üretici grubu ürün sertifikası ile üretim yapanlara 50 lira ödenecek. İkinci kategoride bireysel ürün sertifikası ile üretim yapanlara 40, grup sertifikası ile üretim yapanlara 20 lira üçüncü kategoride ise dekara 10 lira destek ödenecek.
MEB’den tarım hamlesi
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarım alanında nitelikli insan kaynağı yetiştirmek için harekete geçti. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer tarım alanında dünyada en iyi üniversite olarak kabul edilen Wageningen Üniversitesi ile yenilikçi tarım uygulamaların yapıldığı ve sektör ile eğitim kurumlarının bir arada yer aldığı World Horti Center’ı yerinde incelemek üzere Hollanda’ya bugün bir ziyaret gerçekleştirecek.
TOPLAM 146 LİSE AÇILDI
Bakan Özer son dönemlerde özellikle gıda tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntıların tarım ve hayvancılık alanını çok daha kritik bir sektör olarak ön plana çıkardığını belirtti. Bakan Özer “Bu bağlamda ülkemizi tarım üssü haline getirmek ve bu kriz anlarında ülkemizi avantajlı bir konuma taşıyabilmek için Milli Eğitim Bakanlığı olarak tarım liselerimizi yeniden yapılandırma kararı aldık. 123 tane tarım listesine ilave olarak bu sene 23 tane daha açarak tarım lisesi sayısını 146’ya ulaştırdık” dedi.
ESKİŞEHİR'DE KURU TARIM SEMPOZYUMU BAŞLADI
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Tarım Gıda Etiği Derneği (TARGET) iş birliğiyle, “Kuru Tarım, Yeniden!” başlığıyla düzenlenen Uluslararası Sempozyum başladı.
Kuraklık ve iklim krizinin geleceği tehdit eden en büyük problemlerden biri haline geldiği süreçte, değeri ve önemi her geçen gün artan kuru tarımın yeniden sahiplenilmesi gereğini vurgulamak amacıyla düzenlenen “Kuru Tarım, Yeniden!” başlıklı Uluslararası Sempozyum, Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayı’nda (Opera) açılış konuşmalarıyla başladı.
Sempozyumun açılışına, CHP Genel Başkan Tarım Politikaları Başdanışmanı, Parti Meclisi Üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, CHP Eskişehir Milletvekilleri Jale Nur Süllü ve Utku Çakırözer, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ayşe Ünlüce, Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, Ziraat Odaları temsilcileri, Eskişehir merkez ve ilçelerinden çiftçiler ve davetliler katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmalarını Tarım ve Gıda Etiği Derneği Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ, iş insanı İnan Kıraç ve Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen yaptı.
Açılış konseri sonrası sempozyumun ilk konuşmasını yapan Tarım ve Gıda Etiği Derneği Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ, kuru tarımın önemine vurgu yaparak, şunları söyledi:
“Bugün 19 Ekim Dünya Etik Günü. Bu özel günde 2 gün boyunca sürecek olan ‘Kuru Gıda Yeniden!’ sempozyumunun yapılıyor olması hem çok anlamlı, hem çok onur verici. Kuru tarım Anadolu’da doğmuş bir tarım. Anadolu çiftçisinin emeği ile insanlarımızı beslemiş bir tarımdır. Büyük Önder Atatürk önderliğinde 1925 yılında Buğday Islah İstasyonu ve 1929’da kurulan Dryfarming Araştırma İstasyonu ile deneme üretimleri başladı. Anadolu insanını bilimle buluşturmak için kurulmuş çok değerli kuruluşlar. Eskişehir’de 1929 yılında Ali Numan Kıraç’ın müdürlüğünde kuru tarım buradan başlatıldı. Büyük Atatürk, Numan Bey’e Kıraç soyadını ve Can Kıraç’a da adını verdi. Türkiye dünyada kuru tarım öncülüğüne yine Eskişehir’den başlayacaktır. Tarımsal yayım açısından Eskişehir öncüdür. Eskişehir tarımsal bilgi sisteminin gözbebeğidir. 1933 yılında ilk Şeker Fabrikası, 1936 Mahmudiye Köy Eğitmenler Kursu kuruldu. İlk köy enstitüsü yine 1940’ta Çifteler’de kuruldu. Eskişehir çok özeldir. O yüzden sempozyumu burada yapmak istedik.”
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 1929 yılında Eskişehir’de kurulan Kuru Tarım (Dryfarming) Araştırma İstasyonu’nun ilk müdürü olan ve soyadı kendisine Atatürk tarafından verilen Ali Numan Kıraç’ın oğlu iş insanı İnan Kıraç da duygu dolu bir konuşma yaptı.
Kıraç, konuşmasında babasının Eskişehir’den başlattığı ve ülke için verdiği mücadeleyi katılımcılara aktararak, “Ali Numan Kıraç büyük mücadele veren bir insandır. Türk tarımına büyük katkı sunmuştur. Atatürk’ün emriyle soyadımız Kıraç olmuştur. Bu soyadını en iyi şekilde 2 kardeş muhafaza ettik. Ben Eskişehir doğumluyum. 9 yaşına kadar buradaydım. Eskişehir çok özeldir, çok güzeldir” dedi.
Babasının kendisine yazdığı, “İnan, sana yalvarıyorum. Sakın ha Türk pasaportundan başka pasaport taşıma. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı dışında bir vatandaşlık teklif edilirse kabul etme. Sen Türk doğdun Türk öleceksin” sözlerini sempozyum katılımcıları ile paylaşan Kıraç, duygu dolu anlar yaşadı. Kıraç sözlerini, “Eskişehir, Türkiye’nin en güzel, en doğru şehri oldu. Yılmaz Hoca’yı bu yüzden çok kutluyorum” diyerek tamamladı.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de şöyle konuştu:
“Rahmetli Ali Numan Kıraç’ı bir kez daha saygıyla anıyoruz. Bildiğiniz üzere Türk tarımı Türkiye ve ülke dışındaki ülkeleri besleyecek haldeyken son 20 yılda kendisini besleyemez hale gelmiştir. Buğdaydan mercimeğe her şeyi alır durumdayız. Köyleri geziyorum, nüfus yaşlı ve gençler şehre gitmiş durumda. Ayrıca kırsalda susuzluğun had safhaya geldiği bir dönemde bu sempozyumu düzenledik. 2 gün sürecek sempozyumda köylerimizin durumunu geniş kitlelere duyurup, ülkemizi ve pek çok ülkeyi doyuracak o eski köylerin fikri temellerini atmış olacağız. Türkiye’nin daha da kıraçlaşmaya başlayan bir ortamda ürünler üreteceği, hayvanları yetiştireceği bir güne ulaşmayı diliyorum. Ali Numan Kıraç’ın ruhu şad olsun. Eskişehir bir Atatürk şehri ve Atatürk düşünceleri ile beslenen bir şehir olmaya devam edecektir.”
Konuşmalar sonrası Başkan Büyükerşen, İnan Kıraç ve Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’a teşekkür plaketi verdi. Gün boyu devam edecek sempozyumun açılış konferansını Hollanda Wageningen Üniversitesi Felsefe Grubu’ndan Prof. Dr. Bart Gremmen gerçekleştirdi.
Sempozyum, 20 Ekim Perşembe akşamı düzenlenecek tören ile tamamlanacak.
320 çiftçiye 645 ton hububat tohumu dağıtıldı
Muş’ta “Tarım Arazilerinin Etkinleştirilmesi Projesi” kapsamında 320 çiftçiye yüzde 75 hibeyle 645 ton 802 kilogram yazlık buğday, arpa ve tritikale tohumu dağıtımı yapıldı.
Vali İlker Gündüzöz, Yıldız Alparslan Tarım İşletme alanında düzenlenen dağıtım töreninde yaptığı konuşmada, devletin en fazla özen gösterdiği alanlardan birinin tarım olduğunu söyledi.
Tarımın en stratejik alanlardan biri haline geldiğini vurgulayan Gündüzöz, “Tarımsal ürünlerin milli güvenliği ilgilendirdiğini ve uluslararası krizlerde en fazla sıkıntı oluşan alanların enerjiyle birlikte tarımsal ürünler olduğunu sıcak gelişmelerden görüyoruz. Türkiye, hızla sanayileşen ve bir sanayi devi olma noktasında ilerleyen bir ülke ama bu ilerlemeyi sağlarken tarımı da es geçmiyoruz.” diye konuştu.
Muş’un ovasıyla, otlak, mera ve çayır varlığıyla Türkiye’nin en önemli tarımsal illerinden biri olduğunu aktaran Gündüzöz, şunları kaydetti:
“Bu potansiyeli tam olarak kullandığı zaman Avrupa’yı, Orta Doğu’yu besleyecek kaynak Muş’ta var. Bugün 1 milyon 300 bin civarında küçükbaş, 350 bin büyükbaş hayvan varlığı bizim potansiyelimizin çok altında. Belki bunun on mislini ileride göreceğiz. Bu işler yatırım meselesi. Ne kadar ölçekleri büyütüp, ölçek ekonomisine uygun tarım yaparsak o kadar verim elde ederiz. Tarımda sulama ve mekanizasyon son derece önemli. Bu konularda hep önemli adımlar atıldı. Muş Ovası için sulama ihalesi DSİ tarafından dört etapta projelendirildi. Toplamda 4-5 milyar liralık çok önemli bir yatırım. Bu işin ilk etabı kasım ayında ihale edilecek. Bu açıdan da 2023’e gelindiğinde ürün rekoltemizin ve ürün çeşitliliğimizin çok daha iyi noktaya geldiğini, hak ettiği potansiyeli çok iyi bir düzeyde kullanıyor olduğunu göreceğiz. Muş, ileride sadece Türkiye’yi değil Avrupa’yı da besleyebilecek kabiliyete erişecek.”
Belediye Başkanı Feyat Asya da Muş’un dağlarıyla, ovasıyla önemli bir merkez olduğunu ifade etti.
Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Gün ise 320 çiftçiye yüzde 75 hibeyle 645 ton 802 kilogram sertifikalı buğday, arpa ve tritikale tohumu dağıtımı yaptıklarını belirtti.
Törene, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Kasım Ermiş, İl Emniyet Müdürü Engin Kaloğlu, Özel İdare Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, kurum amirleri ve çiftçiler katıldı.
Savaşan ülkelere durma noktasına gelen tarım ürünleri ihracatı yeniden başladı
Gelen son dakika haberlerine göre Antalya’dan Rusya ve Ukrayna’ya yapılan sebze-meyve ihracı başlayan savaş ile durma noktasına gelmişti. Antalya’dan Rusya ve Ukrayna’ya yapılan sebze-meyve ihracı başlayan savaş ile durma noktasına gelmişti. Türkiye’nin de araya girmesi ile iki ülke arasında atılan normalleşme adımları sonrasında iki ülkeye tarım ürünleri ihracatı yeniden başladı. Rusya’ya deniz yolu ile ulaşırken, Ukrayna’ya ise kara yolu ile gönderim yapılıyor. Örtü altı üretimin önemli merkezlerinden Antalya’da sahil kesiminde seralara dikimi yapılan sebze ürünleri yavaş yavaş toplanmaya başladı. Ürünlerin toplanması ile birlikte Antalya Toptancı Hal içerisinde hareketlilik yaşanıyor. Çiftçilerin bu yıl en çok tercih ettiği ürünlerin başında ise domates geldi. Batı Akdeniz bölgesi Almanya, Rusya, Ukrayna ve Romanya başta olmak üzere 135 ülkeye yaş sebze meyve ihracatı gerçekleştiriyor.24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ile başlayan savaş sonrasında Antalya’da iki ülkeye yapılan sebze-meyve ihracatı bir süre durdu. Atılan normalleşme adımları sonrasında bu iki ülkeye yapılan ihracat yeniden başladı. Gönderilen ürünler Rusya’ya deniz yolu ile ulaşırken, Ukrayna’ya ise kara yolu ile gönderim yapılıyor.
“Çiftçi domatese yöneldi “
Antalya’da sahil kesiminde üretim sezonun başladığını belirten Antalya Hal Komisyoncular Dernek Başkanı Hasan Ali Yılmaz, “Yayla sezonumuz ise bitiyor. Aşağı yukarı bütün ürünlerimiz çıkmaya başladı. Domates biraz daha geriden geliyor. 1 hafta 10 güne çıkmayan ürünümüz kalmayacak. Ekim oranlarımız hiçbir zaman düşmedi. Çiftçimiz bir şekilde tarlasına ürünlerini ekip dikiyor. Ürünlerde kayma oldu. Mesela geçen yıl Kaliforniya üretimimiz daha fazlaydı. Bu yıl üretimimiz azaldı, çiftçimiz domatese yöneldi. Bütün çeşitlerimiz toprakla buluştu. Girdilerimiz arttı, bu yıl tüm ürünlerde bir fiyat artışı bekliyoruz. Geçen yıl yakıt ne kadardı bu yıl ne kadar buna bakmak lazım. Bu artışlar olmadan bir maliyetimizi alamayız” sözlerine yer verdi.
“Rusya’ya deniz yolu ile ulaşırken Ukrayna’ya ise kara yolu ile ulaştırıyoruz”
Antalya’da Rusya ve Ukrayna’ya yönelik yapılan ihracat hakkında da bilgi veren Yılmaz, “Savaşın ilk başlarında ürün göndermekte çok zorlandık. Hatta ihracat yapan arkadaşlarımızın para tahsilatında sıkıntılar da oldu. Bunlar aşıldı. Şu anda iki ülkeye sebze ve meyve rahat bir şekilde gidiyor. Rusya’ya deniz yolu ile ulaşırken Ukrayna’ya ise kara yolu ile ulaştırıyoruz. Biber, patlıcan, kabak, domates başta olmak üzere tüm ihtiyaçları buradan karşılanıyor. Rusya’ya yönelik olarak ise bir artış var. Geçen senenin üzerinde ürün gidiyor” dedi. Ürün fiyatlarında artış beklentisi hakkında da açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Her şeyin fiyatı artında maliyetler de artıyor. Biz sebze fiyatlarını düşürmeye kalkarsan çifti gelecek yıl ekemez duruma gelir. Kışın yükselir yazın düşer, bu işin doğasına bu var. Kışın verim daha az oluyor. Yeri gelecek düşük fiyat yeri geldi yüksek fiyat bunu kabul etmemiz lazım” açıklamasına yer verdi.
Tarım projeleri güçleniyor
Son yıllarda bitkisel ve hayvansal üretim konularında birçok başarılı proje yürüten Denizli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü çalışmalarını sürdürüyor. Denizli Tarım ve Orman İl Müdürlüğünce hazırlanan “Çiğ Süt Hijyeni ve İyi Üretim Uygulamaları Eğitimi” konulu projeye birçok kurum ve kuruluş tarafından teknik destek sağlanıyor.
“Projemiz teknik destek programı destek almaya hak kazanmıştır”
Tarım ve Orman İl Müdürü Şakir Çınar, hazırladıkları projeye desteklerini sunan kurum ve kuruluşlara teşekkür etti. Çınar, “Projemiz teknik destek programı destek almaya hak kazanmıştır. Katkı verenlere teşekkür ederim. Proje sayesinde teknik personelin kapasitesinin artacağını, hizmet konusunda farkındalık yaratılacağından eminim” dedi.
Bakan Özer, Hollandalı mevkidaşı Dijkgraaf ile bir araya geldi
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Hollanda’daki temaslarını sürdürüyor. Nitelikli insan kaynağı yetiştirmek amacıyla tarım eğitimi alanındaki uygulamaları yerinde görmek ve iki ülke arasındaki iş birliklerini geliştirmek üzere Hollanda’da bulunan Bakan Özer, mevkidaşı Robbert Dijkgraaf ile bir araya geldi. Görüşmede Hollanda ile Türkiye arasında üst düzey ziyaretlerin son yıllarda artmasını memnuniyetle karşıladığını belirten Özer, sayısı 420 bini aşan Türk nüfusunun Hollanda’da yaşadığını, yaklaşık 100 bin Türk asıllı öğrencinin ise burada eğitim aldığını belirterek bunun iki ülke arasında organik bir bağ oluşturduğunu ifade etti. Hollanda’nın Türk öğrencilerin yükseköğretimde sık tercih ettiği ülkeler arasında yer aldığını dile getiren Özer, “Türkiye’den Hollanda’ya yükseköğretim düzeyinde eğitim almak üzere gelen yaklaşık bin 850 öğrenci bulunmaktadır. Bu öğrencilerden yaklaşık 100’ü Bakanlığımızca uygulanan burs programı kapsamında eğitim almaktadır. Türkiye olarak iş birliği çerçevesinde bu burs kapsamında desteklenen öğrenci sayısını artırmayı planlıyoruz ama iki Bakanlık arasında bir koordinasyon birimi kurarak öğrencilerimizin buradaki süreçlerini de koordineli bir şekilde yürütmek istiyoruz. Yaklaşık 5 bin öğrencimiz dünyanın farklı ülkelerinde bu kapsamda eğitim alıyor ama Hollanda, önümüzdeki yıllarda tercih etmek istediğimiz ülkelerin başında geliyor” dedi.
“Hollanda, tarım eğitimi alanındaki başarısıyla örnek teşkil ediyor”
Tarımın ülkeler açısından stratejik bir konumda ve yaşanan sorunların küresel ölçekte hissedildiği önemli bir alan olduğuna işaret eden ve son yıllarda bu alanda yaşanan sorunların getirdiği sonuçların tarım eğitiminin önemini bir kez daha gösterdiğini belirten Özer, “Hollanda, özellikle tarım eğitimi alanındaki başarısıyla örnek teşkil eden ülkelerin başında gelmektedir. Bizler de çalışma arkadaşlarımla birlikte tarım eğitimi uygulamalarınız hakkında detaylı bilgi almak ve mevcut iş birliklerimizi daha ileri taşımak için bu ziyareti gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Türkçe ana dil derslerinin yeniden müfredata dahil edilmesi büyük yarar sağlayacaktır”
Türkiye’nin yaklaşık 19 milyon öğrenci ve 1.2 milyon öğretmenin olduğu geniş bir eğitim sistemine sahip olduğunu vurgulayan Özer, “3 milyon öğrenci, ortaöğretim seviyesinde mesleki eğitim almakta. Özellikle son zamanlarda mesleki eğitimi yeniden yapılandırarak iş gücü piyasasıyla çok daha iyi biçimde entegrasyonunu sağlamış bulunuyoruz. Bu kapsamda en fazla ağırlık verdiğimiz alanlardan birini tarım konusu oluşturuyor. Tarım alanındaki tüm mesleki eğitim kurumlarımızı bir AR-GE merkezine dönüştürmek istiyoruz” diye konuştu. Bu hususta Hollanda ile mevcut ilişkileri geliştirmekten memnun olacaklarını ifade eden Özer, “Bu kapsamda, 2016 yılında taslağı ülkeniz birimlerine iletilen ancak henüz sonuçlandırılamayan ‘Yükseköğretim ve Mesleki Eğitim Alanında Mutabakat Zaptı’nın tekrar gündeme alınması, iş birliğimize katkı sağlayacaktır. Hollanda’da 2004 yılı itibarıyla ilköğretim resmi müfredatından kaldırılan Türkçe ana dil derslerinin yeniden müfredata dahil edilmesi, Türk nüfusunun desteklenmesi açısından büyük yarar sağlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye eğitim alanında iyi noktada
Hollandalı Bakan Dikgraaf ise Bakan Özer ve beraberindeki heyeti ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek Türkiye’nin eğitim alanında çok iyi konumda olduğunu söyledi. Türkiye’de çok iyi üniversiteler olduğunu belirten Dikgraaf, “Eğitim ve üniversite faaliyetleri için Türkiye’ye gidip gelen çok sayıda arkadaşım var” dedi. Bakan Dikgraaf, “Türkiye, eğitim alanında çok gelişti, biz sadece tecrübelerimizi aktarmaktan değil, aynı zamanda Türkiye’yle iş birliğimizi artırmaktan mutlu oluruz” diye konuştu.
Öte yandan, görüşmeye katılan Hollanda Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanı yetkilisi, Türkçe’nin seçmeli ders olarak okul müfredatına eklenmesine ve hangi sosyal alanların destekleneceğine ilişkin farklı bakanlıklar düzeyinde çalışmaların sürdüğünü ifade etti. Görüşmede Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli, MEB Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Hasan Ünsal, Lahey Eğitim Müşaviri Miyase Kaya da hazır bulundu.
Ağrılı genç kız, devlet desteğiyle besici oldu
Tarım ve Orman Bakanlığının projesinden yararlanarak köyünde büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine başlayan Ağrılı 24 yaşındaki Kibar Uzun, kısa sürede hayvan sayısını artırdı.
Ağrılı 24 yaşındaki Kibar Uzun, Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nden 2020’de mezun olup ailesinin yaşadığı Yolluyazı köyüne döndü.
Hayvancılık yapan ailesini örnek alan Uzun, bu yıl ocak ayında Tarım ve Orman Bakanlığının “Kırsal Kalkınmada Uzman Eller Projesi”ne başvurdu.
Bakanlıktan aldığı 100 bin liralık hibe desteğinin üzerine 70 bin lira ekleyerek aldığı 18 büyükbaş hayvanla yetiştiriciliğe başlayan Uzun, girişimciliğiyle diğer kadınlara da örnek olmak istiyor.
Kibar Uzun, dünyada tarım ve hayvancılığın öneminin her geçen yıl daha arttığını, kendisinin de bir girişimci olarak üretime katkı sunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
“24 hayvanla yetiştiricilik yapıyorum”
Kendi işini kurmak için çeşitli araştırmalar yaptığını anlatan Uzun, Tarım ve Orman Bakanlığının projelerini araştırırken “Kırsal Kalkınmada Uzman Eller Projesi”ne denk geldiğini vurguladı.
Projeden faydalanarak 18 büyükbaş hayvanla yetiştiriciliğe başladığına dikkat çeken Uzun, şöyle konuştu:
“Şu an 24 hayvanla yetiştiricilik yapıyorum. Bakanlığın projelerle kadınlara öncülük etmesi bizleri geliştiriyor. Benim gibi kızların bu tür projelere başvurmasını istiyorum. Projeden çok memnunum. Geri ödemesiz olduğu için ekstra bir güç sağlıyor. Kendi işini kurmak isteyenler bu projeye başvurabilir.”
“Genç kadın girişimciler kendilerini geri planda bırakmasın”
Uzun, kendi işinin patronu olduğunu, hayvancılığı severek yaptığını ve işletmesini biraz daha büyütmek istediğini söyleyerek, “Projeden çok memnunum ve özellikle benim gibi genç kadın girişimciler, kendilerini geri planda bırakmayarak Tarım ve Orman Bakanlığımızın projelerini araştırıp yararlansınlar. Sadece tarım için demiyorum başka alanlarda da projeler bulunmaktadır. Bakanlığımıza çok teşekkür ediyorum ve projelerin devamını diliyorum. 18 hayvan alıp 4 ay besledikten sonra satıp sayıyı 24’e yükselttim ve artan parayla da 30 büyükbaş hayvan kapasiteli ahır yaptım. Hayvanlarımın yemini de üretiyorum, arpa, buğday, mısır ve fiğ ekiyorum. Samanı buradan karşılıyorum ve artan tohumu da ayırıp diğerlerini de karma yem olarak hayvanlarıma veriyorum. Herhangi bir maliyet olmadan hepsini karşılıyorum” dedi.