03.10.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Terör örgütü PKK’nın kirli oyunu deşifre oldu! Doğudaki tarım üretici birliklerine sızmaya çalıştılar

Terör örgütü PKK’nın kirli oyunu deşifre oldu! Doğudaki tarım üretici birliklerine sızmaya çalıştılar

Doğu ve Güneydoğu’da daha önce sivillerin tarım arazilerini yakarak ekonomiye ve insanlara zarar veren terör örgütü PKK’nın bu kez de topyekün tarımsal üretimi hedef aldığı belirtildi. Terör örgütünün bölgedeki oyununu deşifre eden Tarım, Hayvancılık ve Arıcılık Dayanışma Federasyonu (TAHAP) Genel Başkanı Mustafa Sarıoğlu, terör örgütü PKK sempatizanlarının bölgedeki üretici birliklerinin yönetimlerini hedef aldığını ifade ederek, “Bu teröristler ülkemizdeki tarımsal üretimi sekteye uğratarak milletin kursağından geçen lokmaya bile göz dikmiştir. Bu ülkede üretimin durmasını isteyen lobiciler ve onların uşaklarıyla mücadelemiz sürecek” dedi.


TAHAP Genel Başkanı Sarıoğlu, bir grup gazeteciye yaptığı değerlendirmede, tüm dünyanın gıda krizi ile başbaşa kaldığı bir ortamda Türkiye’nin aldığı önlemler ve üreticilerin azmiyle bu kışın da sorunsuz atlatılacağını ifade etti.

28 KİŞİ İHRAÇ EDİLDİ

Sarıoğlu, hem bölge halkının kalkınmasını engellemek hem de ülkede gıda krizi çıkarmak amacıyla terör örgütü PKK sempatizanlarının tarımsal birliklerin yönetimlerine girmek için lobi faaliyetleri yürüttüğünü anlattı. Terör örgütleri ile iltisaklı olduklarını tespit ettikleri 28 kişiyi TAHAP’tan ihraç ettiklerini kaydeden Sarıoğlu, “TAHAP olarak yola çıktığımız ilk günden beri kendimizi her zaman çiftçinin ve hayvancının sorunlarını çözmeye adadık. Yer yer bu ülkede üretimin durmasını isteyen lobicilerle yer yerse bu lobicilerin uşakları ile mücedele ettik” dedi.
Üreticiye dağıttıkları şekerler vasıtasıyla bugüne kadar 300 milyon liranın üreticinin cebinde kalmasını sağladıklarını anlatan Sarıoğlu, bundan rahatsız olan terör yandaşlarının federasyonlarını itibarsızlaştırmaya çalıştığını kaydetti.

BÖLGEDEKİ ÜRETİCİLER BİZLERİ UYARDI

Özellikle Hakkari, Şırnak, Diyarbakır gibi illerde güvenlik sorunları nedeniyle birkaç yıl önceye kadar tarım, hayvancılık ve arıcılık yapılamadığını belirten Sarıoğlu, “Şimdi bölgede güvenliğin tesis edilmesiyle üretici dağlarda hem arıcılık ve hayvancılık hem de tarımsal faaliyetler yürütebiliyor. Daha önce terör sebebiyle boşalan köyler bir bir dolmaya başladı. Bu durumdan rahatsız olan PKK’nın bölgede silahla yapamadığını, siyasette olduğu gibi bu kez de üretici birliklerine sızarak yapmaya çalıştığına ilişkin tespitlerde bulunduk. Bölgede gerçekten üretici konumda olan insanların uyarıları bizlerin bu durumu fark etmemize vesile oldu. Derhal harekete geçerek hem ilgili bakanlıklara gerekli bildirimlerde bulunduk hem de bunların oyununu bozduk” dedi.

İTİBAR SUİKASTİ

Son olarak Diyarbakır’da yaşanan şeker operasyonu ile ilgili de konuşan Sarıoğlu, “Bu federasyonumuza yapılmaya çalışılan itibar suikasti denemesinden başka bir şey değildir. Federasyon olarak 2021 Eylül ayından bu yana ülkemiz genelinde arıcı çiftçilerimize 593 tır besleme şekeri dağıttık, böylelikle hem devletimize hemde üretmesi için milletimize omuz verdik. Diyarbakır’da federasyonumuzu hedef alan açıklamalar tamamen federasyona karşı saldırı niteliğindedir” dedi.

 

Dünya ile rekabet edebilecek durumdayız

 

Sumer Hanım, sizi tanıyarak başlayabilir miyiz?

Tarım akademisyeni ve aynı zamanda da tarımla uğraşmayı hiç bırakmamış bir ailenin içine doğdum. Baba tarafım bildiğim en az beş nesildir tarımsal üretici, annemin anneannesinin ailesinin de büyük tarımsal üretimleri varmış. Annemle babam, akademisyen ve ziraat fakültesinden sınıf arkadaşıydı. Annem daha sonra Ege Üniversitesi Gıda Fakültesi’nin kurucu ekibi içinde oldu ve et teknolojisi çalıştı. Babam, akademisyen olarak hep araştırma ve uygulamanın içinde olan birisiydi. Islah ve yetiştiricilik üzerine önemli TÜBİTAK projeleri yürütürdü. Okuldan bizi alıp üniversitede akşam çalışmalarına devam ederlerdi. Biz de kardeşimle fakültenin dev koridorlarında laboratuvar arabalarını sürer, lezzet analizleri yapılan küçük et parçalarını tadar ya da koyunların arasına dalardık. Babamız Ziraat Fakültesi’nde 14 yıl çalıştıktan sonra 1983 yılında doçentliğini aldığı gün üniversiteden ayrıldı. Annemse üniversite-sanayi işbirliği ile ilk hindi salam ve sucuğunu üretti. Ben o zamanın modası işletme okudum ve hemen ardından ABD’de yüksek lisans (MBA) yaptım. Okurken de her yaz çalıştım. İki yıl süren yüksek lisans boyunca aldığım öğrenim ücretini ödememe bursu karşılığında bir hocaya asistanlık yaptım. Branşı finanstı. Şirketlere danışmanlık yapıyor, yönetim kurullarında yer alıyordu. “Neden Amerikan çokuluslu şirketlerinin nesli tükeniyor?” konulu araştırmasında kendisine yardımcı oldum. Fortune 500 listesine baktığınızda yıllar içinde Amerikalı çokulusluların yerlerini Japon ve Avrupalılara bıraktıklarını ve bunun nedeninin de Ar-Ge harcamasına yatırılan bütçe olduğunu tespit etti. Çalışma bitince orada iş buldum. Ancak Türkiye’ye dönmeye karar verdim.

TARIM DOĞAYI GÖZETMEZSE BAŞARILI OLAMIYOR
Türkiye’ye dönüşünüzde aile işine girdiniz.

Evet, döner dönmez ailem başka bir yere kafam gitmesin diye babamın ufak bir ameliyatı için beni beklediklerini söyleyip, “Sen işlerin başına geç, biz o ameliyatı halledelim” dedi. Halbuki çok ufak bir operasyondu ama bir ay belki daha fazla gelmedi babam. Böylece işe dâhil oldum. 24 yaşındaydım. Bugün artık “iyilik” temelli işler yüceltiliyor, dünyaya iyi şeyler yapmanın verdiği haz konuşuluyor ya, tarım zaten öyle. Bir kere toplumsal ve sosyolojik etkileri çok boyutlu. Tarım doğayı gözetmezse başarılı olamıyor. Dolayısıyla o anlamda tatmin edici, gurur verici bir iş kolu olduğu için de işimi çok sevdim. Babamız dünya çapında bilgisi olan bir hayvancılık uzmanıydı. Özellikle kuramsal bilgiyi uygulamayla birleştiren kavrayış ve liderliği gerçekten Türk hayvancılığının geldiği noktaya çok önemli katkılar sağlamıştır. Türkiye’ye uygun ahır, sağımhane ve makine tasarımları, yem bitkisi üretiminin öğretilmesi ve yaygınlaştırılması, ülkemiz koşullarında en ekonomik, su tasarruflu çeşitlerin öğretilmesi, var olan kaynakların yem olarak değerlendirilmesi, ilk teknolojik uygulamaların başlatılmasını bu katkılar arasında sayabiliriz.

Teknoloji üretimi konusunda neler yaptınız?

1995 yılından beri bugün “akıllı tarım” veya tarım 4.0 denen otomasyon ve yazılımları Türkiye’de sunuyoruz. Geldiğim yıl biz Aytaç’ı kurduk ve o zaman Orta Doğu ve Balkanların en önemli, en modern ve büyük entegrasyonuydu gerçekten. O zaman nesnelerin ağlarını kurmaya başladık Türkiye’de. Kardeşim tarım makineleri okudu, üzerine de zootekni (hayvan bilimi) yüksek lisansı yaptı. Onunla beraber çalışmaya başladık ve birbirimizi çok iyi tamamladık. Zaman içinde yeterli talep olmadığı için ithal etmek zorunda kaldığımız önemli makine ekipmanı Türkiye’de özgün bir şekilde geliştirmeye ve bunlara patentler, faydalı modeller almaya başladık. Sonra bunları Türkiye’de ürettik ve kendimize yurt dışındaki önemli oyuncularla rekabet edecek bir yapı kurma hedefi koyduk. Bugün artık dünya ile rekabet edebilecek durumdayız. Örneğin süt sağım ve sürü yönetim işi bizim uzmanlık alanımız. Tarım alanında dünyanın en önde gelen fuarlarını Alman Tarım Derneği düzenler. İki yılda bir hayvansal üretim, iki yılda bir de bitkisel üretim fuarı yaparlar, Eurotier ve Agritechnica. Biz son 10 yıldır Eurotier’de stant açarız. Bu yıl yeni geliştirdiğimiz LAKTOWASH ürünümüzle alanında en prestijli inovasyon yarışması olan EuroTier Inovasyon’da gümüş madalya aldık. Bu ödülü ilk kez bir Türk firması kazandı.

“İNSAN HATA YAPMADAN ÖĞRENEMEZ”
Aile şirketini devraldığınızda hatalarınız oldu mu

TAİDER Aile İşletmeleri Derneğimizi kurarken, babamın bana ve kardeşime paldır küldür işi devretmesinin ne kadar sıra dışı olduğunu öğrendim. Aile işletmelerinde tam tersine kurucu neslin aktaramama sorunu var. İşi kendi bebeği gibi görme, “siz yapamazsınız, kimse yapamaz benim gibi” yaklaşımı. İşin başlarında dolandırıldım örneğin. Bize hizmet satacak birisi çekleri önceden istedi ve aldıktan sonra sırra kadem bastı. Babam bilmesine rağmen hiçbir şey söylemedi. Küçük bir rakam da değildi. Sonradan öğrendim ki annem “Uyarsana çocukları, bunlar tecrübesiz daha” demiş. O da demiş ki; “Hayır, hata yapmadan insan öğrenemez, hata yapacak. Bu yüzden karışmayacağım.” Bunu ben yapabilir miyim bilmiyorum. (Gülüyor) Güvendiği gibi gerçekten göz göre göre yaptığım hatalara da alan açmıştır. Bugün aile işletmelerinde tüm dünyada yapılan araştırmalar gösteriyor ki en başarılı devirler, devredenin hataya alan açmasıyla olabiliyor.

Babanızdan söz etmişken, bir anınızı paylaşabilir misiniz?

Kendimi aslında bugün onarıcı veya canlandırıcı (rejeneratif) tarım denen, döngüsellik ile toprağa, bitkiye, hayvana hizmet edilmesi hareketinin bir parçası olarak görüyorum, babam da öyleydi. En büyük işletme sahibine de, iki tane ineği olana da her şeyi bırakır saatlerce onun hayatını değiştirecek bilim temelli ama çok pratik bilgiler anlatırdı. Bense STK’larda çalıştığım için bazen konuşma yapmam gerekirdi. Babam, hem tarihi hem ulusal politikaları çok iyi bilirdi, yapılması gerekenleri çok kısa ve anlaşılır biçimde formülize ederdi. Onun konuşma yapmasını isterdim, derdi ki “40 yıldır aynı şeyleri konuşuyoruz, ben artık bıktım. Oralarda konuşmam ama çiftçi toplantısı yapacaksak tabii yapalım” derdi. “Bir çiftçinin kafasında bir kıvılcım parlatsam, hayvanı daha iyi beslemesini, hayvanını hasta etmemesini sağlasam, ülkemiz için kazançtır” derdi. Ayrıca çok iyi bir konuşmacıydı, karşısındakini hemen etkiler, dikkatini hiç düşürmeden anlatırdı. Ölümünden sonra, konuşma yaptığı kitleyi iyi anlayıp onların ortalamasına göre konuşabilmek için uyguladığı bir sistem olduğunu öğrendim. Mimarımız anlattı bunu. Ona demiş ki; “Bir konuşma yapmadan önce kitlenin seviyesini ölçmek için onlara bir soru sorar, onların yanıtından seviyelerini anlar, konuşmamı hemen o seviyede anlatmaya başlarım.” Neymiş o sorduğu soru? Kibrit kutusunun ölçüsü… Hep şunu derdi; “Hem etki yaptığın kitle hem de içinde yaşadığın toplumun ortalamasını yükselttiğin zaman gelişmişlik olur. Yoksa her zaman dahi bireyler, her zaman süper eğitimciler olacak bir toplumda. Bizim görevimiz ortalamaya hitap etmek, ortalamayı yükseltmek.” O yüzden çiftçilerin anlayacağı dilden konuşurdu, çiftçiler de onu çok severlerdi.

Gençlere bilim dışı pek çok söylenti zerk ediliyor
Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlarla çok iç içesiniz. Onlara dair bir anekdotunuzu anlatabilir misiniz?

Modern uygulamalar adı altında kadim bilgilerimizi yitirdiğimizi düşünüyorum. Şimdi dünyada eski zamanların tarımına dönmekle ilgili bir akım başladı. Ben de bu bölgenin yaşça büyüklerine sormaya başladım. “Sana hiç şöyle şeyler anlatıldı mı, mesela ayın şu zamanında şu yapılır, şu zamanında yapılmaz, hava şöyleyken şu yapılır veya yapılmaz.” Biri anlattı birkaç tane. “5 Mayıs’ın sabahına karşı yapraktaki çiği alırdık. Ondan yoğurt yapardık. Maya olarak kullanırdık.” dedi. “Sonra ay küçülürken budama yapılırdı bizde” dedi. Hatta tekerlemesi varmış. Sözlü kültür böyle aktarılıyor. “Peki, sen bunları çocuklarına anlattın mı?” “Hayır, hiç kimse sormadı ki…” dedi. Şimdi hayallerimden birisi bu bilgileri belgelemek, bunları tekrar toparlamak. TARIM 4.0 Teknoloji ve Etki Derneği diye bir derneğimiz var. Orada benim gibi düşünen arkadaşlarım da var. Bugün kimyasal kullanmadan yapılan üretime yönelik bir talep başladı, buna yönelik çalışmak lazım. Ayrıca küresel iklim değişikliği ile ilgili, hayvansal gıda tüketimiyle ilgili bilim dışı pek çok söylenti zerk ediliyor, özellikle gençlere. Bunların doğrularını anlatmak üzere proje planlarımız var.

KÖTÜ YÖNETİLİRSE TABİİ PARA KAZANAMAZ

Ülkemizde yıllar önce büyük bir holding hayvancılığa yatırım yaptı. Bu yatırımı duyduk ve temas kurduk. Kimse bu konuda bize geri dönmedi ve işletme kuruldu. İşletmeyi yabancı kişilere kurdurdular ve yönetimini de onlara terk ettiler. Biz kalktık, ziyarete gittik işletmeyi görelim diye. Başında holdingin artık emekliliği yaklaşmış bir yöneticisi vardı ve bize dedi ki; “Bütün süreçleri delege ettik.” Hiçbir şeyle ilgilenmiyorlarmış, bir tek mali sonuçlara bakacaklarmış. Sonunda o işletme başarısız oldu, kapatmak zorunda kaldılar ve şöyle bir şey yayıldı Türkiye’de; “Hayvancılıkta falanca holding bile para kazanamadı.” Bu bizi o kadar rahatsız etti ki. Bu holding başka bir sektöre, örneğin inşaata yatırım yapmış olsaydı ve batsaydı, kimse der miydi inşaattan para kazanılmıyor diye? Bizim sektörümüz söz konusu olduğu zaman böyle bir yaftalama var. “Buradan para kazanılmıyor.” Kötü yönetilirse tabii para kazanılmaz. Kötü yatırım, kötü yönetim, üstelik de tamamen milli ve kendi çıkarlarına da ters, oradaki hiç kimseyi de eğitmemişler, kendi adamlarını getirmişler. Bu beni çok üzmüştü. Neden bizim kendi insanımızın bilgisine, görgüsüne saygısı yok iş dünyamızın diye.

Çiftçi Kayıt Sistemi'ne başvurular e-Devlet üzerinden hizmete açıldı

 

Çiftçi Kayıt Sistemine başvurular e-Devlet üzerinden hizmete açıldı

Çiftçi Kayıt Sistemi’ne başvurular e-Devlet kapısı üzerinden başladı. Açıklamayı Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci yaptı. Çiftçiler şimdilik sadece ürün güncellemesini e-Devlet üzerinden yapacak. Yeni tarla kayıtları önceki gibi il müdürlüklerine başvurularak gerçekleştirilecek.
Yaklaşık 2,5 milyon çiftçi kayıt sisteminde yer alıyor. Artık başvurular e-Devlet üzerinden yapılabilecek.

Yeni uygulamanın detaylarını Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci açıkladı.

“e-Devlet kapısı hizmetinden arazi bilgilerinde değişiklik yapmayan, sadece ürün güncellemesine gidecek olan çiftçilerimiz yararlanacak. Yani yeni bir tarlayı Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kaydettirmek istersek şimdilik bir defaya mahsus yine bu il müdürlüklerimiz ve ilgili birimlerimizin fiziki ziyaretleri geçerli olacak.”

Başvurular nasıl yapılacak?

Bakan Kirişci, adım adım nasıl başvuru yapılacağını da anlattı.

“Açılan ekranda çiftçi ilk başvurusunu yapmak için yeni başvuru seçeneğini seçiyor. Burada çiftçi, kayıtlı arazilerini görüntüleyebilmekte, ürün bilgisini değiştir butonunu kullanarak güncelleyebilmektedir.”

Destekleme başvuruları da yakında e-Devlet’ten yapılabilecek

Başvurularını e-Devlet üzerinden yapmak istemeyen çiftçiler için de önceki sistem devam edecek. Çiftçiler başvurularını il ve ilçe müdürlükleri üzerinden yapabilecek.

Bakan Kirişci, destekleme başvurularının da kısa süre içinde e-Devlet’e taşınacağını açıkladı.

Gaziantep'te tarım alanında eğitim alan 95 kadına sertifika verildi

 
Gaziantep'te tarım alanında eğitim alan 95 kadına sertifika verildi

Gaziantep Büyükşehir Belediyesine bağlı Gastronomi ve Tarımsal Eğitim Merkezi’nde 5 farklı alanda eğitimini başarıyla tamamlayan 95 kadın kursiyere sertifika verildi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesine bağlı Gastronomi ve Tarımsal Eğitim Merkezi’nde 5 farklı alanda eğitimini başarıyla tamamlayan 95 kadın kursiyere sertifika verildi. Büyükşehir Belediyesinin yaptığı açıklamada, Gastronomi ve Tarımsal Eğitim Merkezi’nde “kooperatifçilik geliştirme”, “ev tipi sofralık zeytin işletmeciliği”, “örtü altı sebze yetiştiriciliği”, “meyve fidanı üretimi” ve “arıcılık” konularında eğitim alan 95 kadın girişimci için sertifika töreni düzenlendi.


Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, kardeş olmak için aynı kandan olmaya gerek olmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Kader birliği yapıldıysa, hastalıkta, sağlıkta bir ve beraber olunuyorsa bizler kardeşiz. Rabbim kardeşliğimizi daim kılsın. Siz değerli kadınlarımızın gücü bizlerin gücü. Siz huzurluysanız biz de sağlıklıyız. Ailemizin bütünlüğü için baktığımız zaman her şeyin aile ekonomisi ile başladığını göreceksiniz. Biz küçükken yaka dikerdik ve o zaman bizim ailelerimiz için en önemli şey çocuklarının okul hayatına devam etmesi ve başarılı olmasıydı. Eğer o gün o anneye sahip olmasaydım bugün belki de başkan olarak yanınızda olmazdım. “Eğitimin çok önemli bir başlık olduğunu kaydeden Şahin, “Bugün verilere bakıldığında üniversiteye giden kız öğrenci oranının yüzde 48’lere ulaştığını görüyoruz. Olağanüstü bir şey bu. Fırsat ve imkan verildiğinde nelerin başarılabildiğini bu oranda bizlere gösteriyor. 1980’lerde üniversite hayatıma başladığımda ailemde benden başka okuyan yoktu. Üzerinde 35 sene geçmiş baktığımız zaman. Bugün dünden daha iyiyiz. Yarınlarımız çok daha iyi olacak.” ifadelerini kullandı. Şahin, eğitimini tamamlayan kursiyerlere sertifikalarını verdi.

Bakan Kirişci duyurdu! Bugün başlıyor: E Devlet üzerinden yapılabilecek

Bakan Kirişci duyurdu! Bugün başlıyor: E Devlet üzerinden yapılabilecek

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Bugün itibarıyla 2 milyon 171 bin 646 çiftçimizin Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) başvurularını e-Devlet üzerinden gerçekleştirebileceği sistemi bu geceden itibaren hizmete alıyoruz” açıklamasını yaptı.

Başvurularını e-Devlet üzerinden yapmak istemeyen çiftçiler için de önceki sistem edecek. Çiftçiler başvurularını il ve ilçe müdürlükleri üzerinden yapabilecek.

Bakan Kirişci, destekleme başvurularının da kısa süre içinde e-Devlet’e taşınacağını açıkladı.

Ömer Fethi Gürer: Tarım Sektörünün Bankalara Olan Borcu 245 Milyar Liraya Çıktı

Ömer Fethi Gürer: Tarım Sektörünün Bankalara Olan Borcu 245 Milyar Liraya Çıktı

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım sektörünün bankalara olan kredi borcu, ağustosta 11,6 milyar lira daha artarak 245 milyar liraya kadar çıktı” dedi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım sektörünün bankalara olan kredi borcu, ağustosta 11,6 milyar lira daha artarak 245 milyar liraya kadar çıktı” dedi.

Ömer Fethi Gürer, bugün yaptığı yazılı açıklamada, icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısının son bir yılda 806 bin adet artarak 30 Eylül itibariyle 23 milyon 782 bine çıktığını belirtti. Tarım sektörünün bankalara olan kredi borcunun da ağustosta 11,6 milyar lira daha artarak 245 milyar liraya yükseldiğine dikkat çeken Gürer, şunları kaydetti:

“Çiftçilik, borç ile döner durumda. Çiftçi, hasat yaptığında ilaç, gübre ve tohum borçları ile banka kredi borçlarını ödemeye çalışıyor. Kredi ile üretimi sürdürebiliyor. Vatandaşlar, gelirlerinin yetmediği zorunlu harcama ve borç ödemelerini yapabilmek için hızla borçlanmayı sürdürüyor. Vatandaşların bankalara olan borcunda, 16-23 Eylül haftasında da 16,5 milyar liralık artış oldu. Son 5 ayda (6 Mayıs-23 Eylül arasında) vatandaşların bankalara olan borçlarında 225 milyar liralık artış yaşandı. Borcu borçla döndürerek yaşamaya çalışıyorlar. Ekonomik anlamda dar ve sabit gelirliler, yaşamlarında eksilen bir günün ardından ertesi gün daha da borçlanarak yaşamlarına devam ediyorlar.

Ulaştırma ve depolama, konaklama ve yiyecek, bilgi ve iletişim, gayrimenkul, mesleki-bilimsel ve teknik hizmetler ile idari ve teknik hizmetler gibi alanları kapsayan hizmet üretici fiyatlarında ağustosta bir önceki aya göre yüzde 4,89 oranında artış kaydedilmesi, sürecin her alanda artışla sürdüğünün göstergesidir.

“DAR GELİRLİ ‘YANDIM’ DİYE İSYANDA”

Vatandaşlar, gelirlerinin yetmediği zorunlu harcama ve borç ödemelerinde sorun yaşıyor. BDDK’nın verilerine göre, Ağustos 2022 sonu itibariye bankalarda, yurt içi yerleşiklere ait toplam 7,2 trilyon liralık Türk lirası ve döviz mevduatı bulunuyor. Bu mevduatın 4,9 milyar liralık kısmı ise içerisinde 1 milyon lira ve daha fazla mevduat bulunan toplam 670 bin hesapta kontrol ediliyor. Ağustos sonunda yüzde 68’e yükselen 1 milyon lira ve üzerindeki mevduatların toplam mevduat içerisindeki payı, çok değil, 2021 yılı sonunda yüzde 63 olarak hesaplanmıştı. Servet dağılımı adaletsizliğinin en önemli göstergelerinden biri olan mevduatın hesap dilimlerine göre dağılımı, Türkiye’deki servet dağılımı adaletsizliğinin giderek büyüdüğünü gösteriyor. Zenginlerin geliri katlarken yoksulluk giderek yaygınlaşıp artıyor. Sabit ve dar gelirli, ‘yandım’ diye isyanda, yaşamaya çalışıyor. Markete girip raflara dahi bakamaz durumdalar. Mutlu azınlık ise lüks yaşam içinde. Onların yaşamı ülke yaşamı gibi gösteriliyor, oysa binlerce hane devlet yardımı ya da hayırseverler ile sofraya bir kap yemek koymaya çalışıyor. Ailenin tüm fertleri güvencesiz, sürekliliği olmayan yevmiyeli işlerde çalışıp aç kalmama mücadelesi veriyor.

“6,4 MİLYON YENİ İCRA DOSYASI”

Ulusal Yargı Ağı (UYAP) üzerinden alınan verilere güre; bu yıl 1 Ocak-30 Eylül arasında icra ve iflas dairelerine UYAP üzerinden toplam 6 milyon 489 bin yeni dosya geldi. 5 milyon 272 bin dosya sonuçlandırıldı. Yeni gelen dosya sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,8 oranında arttı. İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı ise son bir yılda 806 bin adet artarak, 30 Eylül itibariyle 23 milyon 782 bine çıktı. Bu veriler, yaşamın nasıl daraldığının acı ve açık göstergesidir. İcrada işler arttı. Sofrada ekmek azaldı ve küçüldü. Yoksulluk yaygınlaşıyor. Zengin daha zengin olurken yoksullaşan sayısı artıyor. İcra daireleri işi artması, vatandaşın o kadar sorunlu yaşama sürüklendiğini göstergesi olur. İcra dairelerinin, dosya sayısında artış ile depoları da yetmez duruma erdi.

“KOBİLER DE ZORDA”

Küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) bankacılık sektörüne olan kredi borçları, ağustosta 53,2 milyar lira daha artarak 1 trilyon 668 milyar liraya kadar çıktı. KOBİ’lerin kredi borçları, yılın ilk sekiz aylık döneminde ise 537,2 milyar lira artış kaydetti. KOBİ’lerin zamanında ödeyemediği için bankalar tarağından yasal takibe alınan borçları ise 60 milyar lira düzeyinde seyrediyor. Bu durum, KOBİ’ler içinde yaşadıkları sorunların göstergesidir.

“TARIMDA ÇİFÇİ REFAHI GERİLEDİ”

Tarım sektörünün bankalara olan kredi borcu da ağustosta 11,6 milyar lira daha artarak 245 milyar liraya kadar çıktı. Sektörün banka borçlarında, yıl başından bu yana ise 77,2 milyar liralık artış yaşandı. Tarım sektörünün bu borcunun 189,5 milyar liralık kısmı kamu bankalarından, 55,4 milyar liralık kısmı ise diğer bankalardan kullandıkları kredilerden meydana geliyor. Sektörün zamanında ödeyemediği için bankalar tarafından yasal takibe alınan borçları ise 3,5 milyar lira düzeyinde seyrediyor. Bu durum, çiftçinin içinde bulunduğu sorunlu sürecinde göstergesidir.”

Çin'in Politika Bankası Tarım Kredilerini Milyarlarca Yuan Artırdı

Çin'in bir hafta uzunluğundaki Ulusal Gün tatili başladı - Ajans Lotus

BEİJİNG, 2 Ekim (Xinhua) — Çin’in kırsal politika bankası olan Çin Tarımsal Kalkınma Bankası, bu yılın ilk üç çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre 373,9 milyar yuan artışla 2,14 trilyon yuan (yaklaşık 301,5 milyar ABD doları) kredi verdi.

BEİJİNG, 2 Ekim (Xinhua) — Çin’in kırsal politika bankası olan Çin Tarımsal Kalkınma Bankası, bu yılın ilk üç çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre 373,9 milyar yuan artışla 2,14 trilyon yuan (yaklaşık 301,5 milyar ABD doları) kredi verdi. Banka, kredilerin tarımsal üretimi desteklemek, çiftçilerin refahını güvence altına almak ve kırsal alanları iyileştirerek ülkenin ekonomik temellerini desteklemeye yardımcı olmak amacıyla verildiğini açıkladı. Banka, tahıl güvenliğini sağlamak için geçen yıl yaz ve sonbaharda tahıl alımına yardımcı olmak için, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 96 milyar yuan artışla 372 milyar yuan değerinde kredi verdi. Banka ayrıca bu yıl tohum endüstrisini beslemek için 25,6 milyar yuan, tarım arazilerinin iyileştirilmesi için ise 234,4 milyar yuan kredi verdi. Banka, bu yılın başından Eylül ayı sonuna kadar ödenmemiş kredilerin toplamının 989,1 milyar yuan arttığını kaydetti.

Ukrayna'nın Tarım Arazilerinin Sulama Ağını Eski Haline Getirmek İçin 15 Milyar Dolara İhtiyacı Var

Tarım Metaverse'e Taşınıyor! | Yozgat Ses Haber

Metaverse Tarım Dünyasına Hangi Yeni Gelişmeleri Getirecek?

Neden tarım sektöründe intihar riski daha fazla?

*****ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’na (NASA) ait Çift Asteroid Yönlendirme Testi (DART) adlı uzay aracı dünyadan yaklaşık 11 milyon kilometre uzaktaki asteroide planlandığı şekilde başarılı bir çarpma gerçekleştirdi. DART, çift asteroidin Dimorphos isimli parçasına tam zamanında ve saatte 23 bin km hızla çarptığı bildirildi.

Çarpma, Hubble, Webb ve Lucy teleskopları tarafından da kayda alındı. 45 saniye gecikmeli olarak seyredildi. 2021 yılının kasım ayında uzaya fırlatılan DART, dünyanın potansiyel asteroit veya kuyruklu yıldız tehlikelerine karşı savunma teknolojisini test etmek için fırlatılmıştı. Yani Dimorphos’un mevcut yörüngesinin değişip değişmediği test edildi. Bir taraftan ilk pratik gezegen savunma deneyinin bir parçası olarak nitelendirildi.

****Mars’a insansız bir uzay aracı Perseverance gönderildi. Mars’a indi. Ertesi gün bir kapak açıldı. Bir küçük helikopter çıktı. Mars’ ta gezdi. Dünya’ya internet vasıtasıyla bilgiler gönderdi. Çalışmalarını sürdürüyor. Büyük yatırımlar yapılıyor.

Teknoloji hızla ilerliyor.

****Bu çalışmalar yapılırken tarım unutulmuyor. Mars’a da gitsen, uzaya da gitsen, en önemli konu açlık.. Karnını nasıl doyurabileceksin..

Ülkemizde bazı bilim insanları, tarıma yatırım yerine sanayi sektörü derler. Onlara her zaman verdiğim cevap; Karnınız betonla, çimento ile veya demirle doyar mı?

***Avrupalılar bu kış soğuktan ne yapacaklarını araştırıyor ve çözüm bulmaya çalışıyorlar. Ruslar savaşla uğraşıyorlar. Ukraynalılar savaş sorunları ile şaşırmış durumdalar. Pakistan sellerle boğuşuyor. Afganistan’da terör bitmiyor.. Afrikalılarda açlık ve sağlık sorunları almış başını gitmiş.. Zenginlerin durumu her zaman iyi eğimli? Ticaretle köşe olmaya devam ediyorlar. Tatillerini yapıyorlar. Bilim ışığında kaliteli eğitim almaya çalışıyorlar.

****Enflasyon, pahalılık, geçim sıkıntısı, huzursuzluk, gıdanın adaletsiz dağıtımı, terör, savaş ve işsizlikten dolayı ülkelerini terk edenler..

Bunlar iyi okunmalı, iyi anlaşılmalı ve iyi yönetilmelidir.

****Yine aynı yere geldik.

****Bilim ve bilim ışığında kaliteli eğitim…

*****Bugün yeni bir konu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Metaverse, çiftçiliği sonsuza dek değiştirmek üzere!

>>>>Metaverse tam olarak nedir?

****Büyük firmalar ve işletmeler, gelecekte paylarını garanti altına almak için bu teknolojiye şimdiden yatırım yapmaya başladılar.

****Buna hazır mıyız?

>>>>Metaverse, sosyal bağlantılara odaklanan bir 3B sanal dünyalar ağıdır. Basit bir deyişle, meta veri deposu sanal, artırılmış ve fiziksel gerçekliğin bir birleşimidir. Çevrimiçi etkileşimleri gerçek yaşam deneyimlerine yakın hale getirir.

****Metaverse Nedir?

****Metaverse kelimesi, “ meta “ (öte) ve “universe” (evren) sözcüklerinin anlamlarının karışımından türetilen yeni bir sözcüktür.

Metaverse, tüm sanal dünyaların, artırılmış gerçeklik ve internetin toplamı da dahil olmak üzere, neredeyse geliştirilmiş fiziksel gerçeklik ve fiziksel olarak kalıcı sanal alanın yakınsaması ile oluşturulan kolektif bir sanal paylaşılan alandır.

****Metaverse, terimi ilk defa bilim kurgu yazarı Neal Stephenson tarafından 1992 tarihli “Snow Crash” adlı romanında ortaya çıkmıştır. “Snow Crash”te Metaverse, arttırılmış gerçeklik teknolojisiyle donatılmış kullanıcılar tarafından deneyimlenen devasa popüler bir sanal dünyadır.

Gerçeğe yakın sanal dünya, insanların dijital avatarlarla temsil edildiği paylaşılan bir sanal alandır. Sanal dünya, içindeki toplumun karar ve eylemlerine bağlı şekilde sürekli olarak büyür ve gelişir. İnsanlar tamamen sanal olarak (yani sanal gerçeklikle) metaverseye girebilecek veya artırılmış ve karma gerçeklik yardımıyla fiziksel alanlarında onun bölümleriyle etkileşime girebilecekler.

****Metaverse Neden Önemli?

Metaverse, bilim kurgu yazarlarının yakaladığı fantastik vizyonların gerisinde kalsa bile yeni bir bilgi işlem platformu veya içerik ortamı olarak trilyonlarca değer üretmesi muhtemeldir. Ancak tam anlamıyla Metaverse, çoğu dijital deneyime açılan kapı, tüm fiziksel deneyimlerin önemli bir bileşeni ve bir sonraki harika iş platformu haline geliyor. Böyle bir sistemin katılımcısı olmanın değeri de oldukça büyüktür. Bugün “internet”in bir sahibi yoktur, ancak dünyadaki en değerli halka açık şirketlere baktığımızda üst sıralarda önde gelen internet şirketlerini görüyoruz. Eğer Metaverse gerçekten internetin yerine geçecekse ekonomik açıdan da büyük bir yükseliş gösterebilir. Metaverse, internette gördüklerimizden daha fazla sayıda ve çeşitlilikte fırsat üretebilir. Ödeme işlemleri, kimlik doğrulama, işe alımlar, reklamlar, içerik oluşturma, güvenlik ve benzeri her şeyi yönetmek için yeni şirketler, ürünler ve hizmetler ortaya çıkacaktır. Bu da günümüzdeki birçok çalışanın işlerinin son bulacağını ve dönüşeceği anlamına gelir.

Metaverse Nasıl Kurulacak?

Metaversenin çalışması için sayısız yeni teknoloji, protokol, şirket, yenilik ve keşif gerekecek ve “Metaverse öncesi”, “Metaverse sonrası” gibi doğrudan var olmayacak. Bunun yerine, farklı ürünler, hizmetler ve yetenekler bütünleşip kaynaştıkça zaman içinde yavaş yavaş ortaya çıkacaktır, ancak yerine getirilmesi gereken birkaç temel unsuru düşünmek faydalı olacaktır.

Metaverse için şu anda var olmayan bir altyapı gerekiyor. Çünkü internet bu deneyime yakın bir şey için tasarlanmamıştı. Dosyaları bir bilgisayardan diğerine paylaşmak için tasarlanmıştı.

Metaverse için video konferans ve video oyunların sunduğu olanaklardan daha fazlası ve yüksek düzeyde eş zamanlılığa sahip bir altyapı gereklidir. Çoğu görüntülü sohbet programı en fazla birkaç düzine kişinin karşılıklı görüşmesine imkan tanır. Yüzlerce kişiye ulaşan bir durum varsa, iki yönlü paylaşım yerine izleyicilere birkaç kişinin canlı yayın görüntüsü ulaştırılır.

Sanal Gerçeklik adı verilen yeni, heyecan verici ve büyüleyici bir teknoloji ile etrafımızdaki her şey yeniden keşfediliyor. En yaygın olarak video oyunlarında kullanılır, kullanıcıya alternatif bir gerçeklik dünyasında olduğunu hissettiren sürükleyici bir teknolojidir.

Sanal Gerçeklik (VR) Nedir?

Sanal gerçeklik, etrafınızda yapay bir ortam yaratır. Görsel ve işitsel duyuları kullanır ve dış dünyayla bağlantı kurma duygumuzu engeller. Ardından, beynimizin gerçek olarak algıladığı, bilgisayar tarafından oluşturulan bir ortam olan sanal dünyaya girmemizi sağlar. Bu sanallık dünyasına girmek için özel bir tür başlık takmanız gerekiyor.

Artırılmış gerçeklik (AR) nedir?

Şimdi, VR’nin temelleri sizin için net olduğuna göre, VR’den ortaya çıkan diğer gerçekliği tartışalım. Artırılmış gerçeklik, yalnızca yapay bir ortam yaratmakla kalmaz, aynı zamanda bireylerin sanal olarak iletişim kurmasına da olanak tanır.

Metaverse kavramı, bu teknolojileri diğer birçok teknolojiyle birlikte kullanır ve kullanıcılar etkileşim kurmaktan çok daha fazlasını yapabilir.

***Metaverse tarım dünyasını nasıl etkileyecek….

****İç mekan tarımı için Metaverse olabilir mi?…

Eğitim, öğrenme ve bir ortamın herhangi bir zamanda herhangi bir yere taşınması, sektörler için son derece çekici evrim fırsatlarıdır.

****Güney Kore Tarım Bakanlığı, yaygın olarak popüler olan “Minecraft” oyununa dayalı metaverse içeriği oluşturdu. Dijital tarım uygulamaları, bin yıllık ve Z kuşaklarının katılabilmesi için onu büyüleme umuduyla akıllı çiftlikler ve tarım müzeleri biçiminde metaverse üzerinden çoktan başladı.

Dünya çapında popüler bir “Minecraft” oyununa dayanan metaverse içeriği yayınladı. Metaverse tabanlı oyun, sanal tarım müzeleri, akıllı çiftlikler ve devlet tesisleri turları aracılığıyla çeşitli deneyimler sunuyorlar.

****2020 itibariyle aylık yaklaşık 126 milyon kullanıcısı olan Minecraft, PC ve konsollar için açık dünya keşif oyunudur. Dünya çapında 200 milyondan fazla kopya satıldı. Devlet Başkanı Moon Jae-in, Minecraft aracılığıyla Çocuk Gününü kutlamak için ilkokul öğrencilerini başkanlık ofisinin sanal versiyonuna davet etti. Öğrenciler, sanal dünyada başkanla birlikte ana binayı dolaşabildiler.

Meta veri deposu, kullanıcıların herhangi bir fiziksel kısıtlama olmaksızın avatarları kullanarak çeşitli etkinliklere katılabilecekleri simüle edilmiş bir sanal dünya platformudur. Bir akıllı telefon, PC veya sanal gerçeklik kulaklığı aracılığıyla erişilebilir. Metaverse platformu, Güney Kore’nin eğitim sektörlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Böylece öğrenciler, Google’ın Chrome tarayıcısı aracılığıyla sanal bir bilim sergi salonunu keşfetmek gibi ilk elden deneyimler kazanabilirler.

Tarım, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada, Güney Kore’nin Tarım Bakanlığı ofisi, akıllı çiftlikler de dahil olmak üzere tarım tesislerinde sanal bir tur sunmak için “Wook-Craft” adlı metaverse tabanlı bir oyunun piyasaya sürüldüğünü söylediler.

Akıllı çiftlik, Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojisi aracılığıyla sıcaklığı, nemi ve güneş ışığı miktarını otomatik olarak analiz edebilen otomatik bir kapalı çiftliği ifade eder. Çiftlikleri mobil cihazlar aracılığıyla uzaktan yönetmek mümkün olduğundan, çiftçilerin hava koşulları hakkında endişelenmesine gerek yok.

Tarım Bakanlığı sözcüsü Kim Ki-hoon, “Tarımın değerini bin yıllık ve Z kuşaklarına tanıtmak için metaverse platformunun kullanımını hızlandıracağız” dedi. Daha fazla kullanıcı kazanmak için tarım bakanlığı ayrıca özel çekiliş etkinlikleri düzenleyecek ve kullanıcıların sanal dünyada kendi tarım alanlarını oluşturmalarına izin verecek.

****Bir NFT platformu olan Plato Farm, oyuncuların ekin yetiştirmek ve hayvan yetiştirmekle görevlendirildiği sürükleyici bir tarım metaversi başlattı.

Kapalı tarım teknolojisi pazarı 2026 yılına kadar 24,8 milyar ABD Doları değerinde bir pazara ulaşacak. Kapalı alan çiftçileri, tohumdan tüketime kadar kapalı alanda yetiştirmenin tüm süreçlerini basitleştirmek ve optimize etmek ve aynı zamanda sürdürülebilirliği iyileştirmek için teknolojiye yatırım yapıyor.

****Öğrenme ve eğitimin yükselmesi, metaversin sunabileceği zorlayıcı bir faydadır.

Metaverse ile yeniden tasarlanan ve yaygın olan iç mekan çiftçiliği eğitimi!

İç mekan çiftçileri, bitki biyolojisini, ilerlemesini ve verilerini dijitalleştirmek ve izlemek için halihazırda AR (artırılmış gerçeklik) teknolojilerini kullanıyor. Gerçek zamanlı olarak mikro öğrenme bilgileri sunan artırılmış gerçeklik, eğitim süresini kısaltır ve çiftçilerin hareket halindeyken öğrenmelerini sağlar.

İç mekan çiftçileri, dünyanın her yerinden daha sürükleyici, etkileşimli ve net bir şekilde eğitilebilir ve öğretilebilir. Eğitim, dile, çevreye ve diğer birçok şekilde uyarlanabilir ve özelleştirilebilir.

Metaverse tarafından sunulan teknoloji, çiftçilerin çiftçilik alımlarının işleyişini, ihtiyaçlarını ve işlevlerini erkenden anlamalarını sağlayabilir. Maliyetleri, alanı ve depolamayı ve ihtiyaç duyulan ekipmanı gerçek zamanlı olarak takip ederken çiftliğinizi tasarlayın ve geliştirin. Daha sonra, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, çok ihtiyaç duyulan bitki bilimcilerinin yetiştirilmesine yardımcı olabilir.

Ticaret fuarları, konferanslar ve topluluklar!

Ticari fuarlar ve konferanslar, topluluk oluşturma ve öğrenme işlevlerini potansiyel olarak Metaverse çevirebilir. Metaverse içinde ticari fuarlar, konferanslar ve canlı paneller barındırmak, onları daha erişilebilir ve daha erişilebilir hale getirir. Yatırımcılar ve yeni gelenler, gerçekleştikten sonra bile bu ticari fuarlardan yararlanabilir ve dünyanın her yerinden bunları deneyimleyebilir.

13 Trilyon Dolar: Sanal Çiftçiliğin Gerçekliği!

Metaverse tarımın dünyasını nasıl değiştirecek?

Basit bir ifadeyle, metaverse temelde gerçek dünyamızın dijital ikizi olan sanal bir dünya olacaktır.

Metaverse, bizi birbirimize daha da yaklaştıracak kaçınılmaz bir sonraki adım!
Dijital evrenin büyük sahipleri, böyle bir anı, gerçekleşmesi için bolca teşvikle sunmak için iş başındalar.
2026’da iç mekan tarım teknolojisinin piyasa değeri 24,8 milyar dolara ulaşacak. Bu segment zaten, mahsul fizyolojisini, büyüme süreçlerini ve ilgili verileri dijitalleştirmek ve izlemek için artırılmış gerçeklik kullanıyor. Eğitimden izlenebilirliğe ve müşteri deneyimine kadar her şey, iç mekanlarda üretilen büyüyen gıda pazarına sarılacak.

****Faydalar gerçek ve anında olabilir. Örneğin, çiftçiler satın almadan önce yeni tarım ekipmanlarının verimliliği nasıl artıracağını görebilirler. Yeni bir yüksek hızlı ekici mi düşünüyorsunuz?

Avatarınızı, metaversede önce alana götürün.

Metaverse, tarıma şehirdeki akrabalarınızla bağlantı kurmanın ve yiyeceğimizin nereden geldiğinin hikâyesini daha iyi anlatabilmenin bir yolunu da verebilir.

Endüstrinin meta veriyi nasıl benimsediği, teknolojinin gerçek etkisini belirleyecektir.
Metaverse: Ekipman İmalatında Bir Sonraki Büyük Şey mi?
****Tarım uygulamaları!!!!

Metaverse, daha fazla çiftçiyi akıllı tarım uygulamalarını benimsemeye teşvik ederek çiftlikte ek faydalar ve iyileştirmeler sağlayabilir.

Metaverse, çiftçiliği sonsuza dek değiştirmek üzere: Buna hazır mısınız?

Birbirlerinden öğrenen küresel bir çiftçi topluluğu….

Metaverse, 2023’de gıda endüstrisi ve izlenmesi gereken diğer mega trendler için neden önemli olacak?

Metaverse için herhangi bir planın var mı?

Metaverse Tarım Dünyasına Hangi Yeni Gelişmeleri Getirecek?
Metaverse Projeleri Nelerdir?

****Dünyada, çiftlik gençliğinin ruh sağlığı, kaygı ve depresyonla mücadele, çiftçi çocuklarına ve ailelerine kaynak sağlamak için yapılan çalışmalardan ve vakıflardan bahsedeceğim…. Ülkemizde bu konuya çok önem verilmiyor.

Çiftçilerin ve tarımla uğraşan diğer kişilerin ruh sağlığı daha fazla ön plana çıkmalıdır.

***Tarım benzersiz bir şekilde stresli bir endüstridir. Bireysel üreticiler tamamen kontrollerinin dışında olan koşullarla hesaplaşmaya zorlanır.. Bütün bu benzersiz stres etkenlerinin zihinsel sağlık koşullarının belirtileriyle ilişkili olduğunu artık biliniyor.

Çok önemli bir konu var. İntihar riski, tarımda çalışanlar arasında nüfusun geri kalanından daha yüksek, bununda farkında değiliz. Bu konudaki kaynakları da haftaya paylaşacağım..

 

Aynes Gıda, Tarım Kredi Kredi Kooperatifleri'ne satıldı

 

Aynes Gıda, Tarım Kredi Kredi Kooperatiflerine satıldı

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri, Aynes Gıda’yı satın aldı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilen şirketin satışı, 785 milyon 500 bin lira teklifle onaylandı.
Yaklaşık bin işçinin çalıştığı ve günlük 20 bin çiftçinin süt sattığı Denizli’deki Aynes gıda, iflastan kurtarıldıktan sonra ikinci defa satışa çıkarıldı.

İhaleye iki firma kapalı teklif usulü ile katıldı. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri, 785 milyon 500 bin lira ile en yüksek teklifi veren şirket oldu.

Firmaya TMSF kayyumluğu döneminde ciro ve kar artmasına rağmen eski borçları nedeniyle ‘sürdürülemezlik’ raporu verilmişti.

Şirketin eski sahipleri hakkında terör örgütü FETÖ soruşturması kapsamında dava açılmıştı.

Sermaye Piyasası Kurulu’nun tespit ettiği usulsüzlükler sebebiyle açılan davada mahkumiyet kararı verilmişti.

Main Menu