02.09.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Altının kaderi belli olacak: Fiyatlar ABD tarım dışı istihdam verisine odaklandı

Altın piyasaları tarım dışı istihdam verisine odaklandı. Haftanın son işlem gününe girilirken ons altın üst üste üçüncü haftalık düşüşünü tamamlamaya yöneldi. Altın yatırımcısı bugünkü veride Fed’in para politikasına dair bir ipucu arıyor…

Ons altın Eylül ayının ilk gününde 1700 doların altına kadar düşerek son 1,5 ayın en düşük fiyatlarını gördü. Ons altın en son 17 Temmuz haftasında 1680 dolara kadar inmişti. Son 24 saatte 1688 doları test etti.

ABD VERİLERİ SAĞLAM EKONOMİYİ İŞARET EDİYOR
Altının kaderi belli olacak: Fiyatlar ABD tarım dışı istihdam verisine odaklandı
ABD ekonomik verileri, Fed’in enflasyona karşı agresif duruşunu güçlendirirken doların da altın üzerindeki baskısı arttı. Dün ABD işsizlik başvuruları sayısı beklentilerin altında gelerek iş gücü piyasasının sıkılaştırma politikalarına rağmen iyi gittiğine işaret etti. Ardından ABD’deki imalat faaliyeti verileri, diğer büyük ekonomilerdeki zayıflığa rağmen ABD ekonomisinin Ağustos ayında istikrarına işaret etti.

Verilerle altın, art arda üçüncü haftayı düşüşle kapatmaya yöneldi. ABD tarım dışı istihdam verileri, Fed’in izleyeceği sıkılaştırma politikası ve faiz artırım adımlarına ilişkin ipucu sağlayabilecek.

DOLAR ENDEKSİ REKOR KIRIYOR
Altının kaderi belli olacak: Fiyatlar ABD tarım dışı istihdam verisine odaklandıYayımlanacak veri için beklentiler, ABD işsizlik ve PMI verilerinde olduğu gibi güçlü ekonomiye işaret etmesi ve Fed’in sıkılaştırmada önünü açması yönünde. Dolar endeksi dün açıklanan verilerin ardından son 37 yılın en yüksek seviyelerini hedef alarak 109,97’ye kadar yükselmişti.

Kanada Bankası TD Securities’deki emtia analistleri, “Altın fiyatlarındaki her düşüşle birlikte, ons altın fiyatının 1675 dolar civarındaki on yıllık bir yükseliş trendinin kırılması tehdidini içerdiğini” söyledi. Altın, Ukrayna’daki savaşla birlikte ralli yaptı, ardından Mart ayından bu yana yönünü aşağı çevirdi.

Altının kaderi belli olacak: Fiyatlar ABD tarım dışı istihdam verisine odaklandı
Altındaki düşüş görünümü, piyasaların Fed’in bu ayki kararında faiz oranlarını 75 baz puan artıracağı beklentilerini sağlamlaştırmasıyla artıyor. Geçen hafta Fed Başkanı Jerome Powell ve devamında Fed yetkilileri, piyasaları enflasyonun iyi bir şekilde sabitlenmesini sağlamak için faiz oranlarının daha uzun süre yüksek kalabileceği yönünde uyardı.

Üç önemli başlık: Eğitimle tarım ve dijitalleşme

MAHMUT Özgener İzmir Ticaret Odası Başkanlığı’na yeniden aday oldu. Geçen 4 yıllık süreçte dengeli, diğer sivil toplum örgütleriyle birlikte ortak stratejiler geliştiren, yerel yönetimle bakanlıklar arasında köprü görevi üstlenen bir görüntü sergiledi. Karşısında şimdilik bir aday yok ama bu elbette bir seçim ve sandığa daha 1 ay gibi bir süre var.
Haberin Devamı


Özgener yaptıklarını açıkladı ve gelecek planlarıyla ilgili bazı detaylar sundu.
Ancak yeni dönemle ilgili programını önümüzdeki günlerde açıklayacak.
Anlattığı bazı konu ve başlıklarını ben de yakından takip ettim.
Örneğin İzQ; kentin geleceğine, vizyonuna katkı koyan bir organizasyon oldu.
Yıllardır yazıyorum.
İzmir gibi bir kentin dijital dönüşümde mutlaka yeri olması lazım. Ve bunu lokal bir anlayışla değil; bu coğrafyanın çekim merkezi gibi kendini konumlandırması gerektiğini düşünüyorum.
İzQ; elbette bir başlangıç… Ama yeni kurumları, organizasyonları çekebilmek için bir mesaj oldu.
Bana göre ikinci başlık da İzmir Ekonomi Üniversitesi’ydi.
Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında en çok tercih edilen 4. üniversite olmuşlar.
Lisansta yüzde 100, ön lisansta ise 99.08’lik doluluk yakalanmış.
Bence asıl çıkış yeni kampüsle birlikte olacak.
Güzelbahçe’de yapılacak yeni üniversite projesini gördüm ve çok beğendim.
İzmir’in eğitim dünyasına bu kampüs çok şey katacak.
Bir diğer dikkatimi çeken konu Tarıma Dayalı İhtisas OSB’leri…
2018’de imzalanan bir protokol var.
İlki Dikili’de olacak. Bayındır, Kınık arkasından gelecek.
Avrupa’nın en büyük jeotermal ısıtmalı tarıma dayalı organize sanayi bölgesi Dikili’de olacak.
Dikili’de 80 milyon ton yaş sebze meyve üretilecek, 3 bin kişiye istihdam sağlanacak. Burada yatırım hedefi 5 milyar lira…
Kınık’ta ise 1.2 milyon metrekarelik alanda tohum, fide, tıbbi ve aromatik bitki üretimi yapılacak; 2.5 milyar liralık yatırım hedefleniyor.
Bayındır’da da yatırım hedefi 1.2 milyar lira…
Dijitalleşme, tarım ve eğitim bana göre Özgener’in başkanlık yaptığı dönemde öne çıkan üç başlık…
Ve bana göre de Türkiye’nin bu konulara ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Edirne'de düzenlenen 4. Balkan Tarım Kongresi devam ediyor

Trakya Üniversiteler Birliğinin 10. yıl etkinlikleri kapsamında Trakya Üniversitesi (TÜ) Balkan Kongre Merkezi’nde düzenlenen 4. Balkan Tarım Kongresi devam ediyor.

Trakya Üniversitesi Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yalçın Kaya, Balkan Kongre Merkezinde bu yıl 4’üncüsünü düzenledikleri kongreye 41 farklı ülkeden çok sayıda akademisyenin katıldığını belirtti.

Kaya, programa katılan bilim adamlarının tüm dünyada tarımdaki sorunları ve yeni gelişmeleri ortaya koyduğunu belirtti.

Sudan’daki Nil Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Egbal Ahmet ise ülkesinde balıkçılıkla ilgili yaptığı çalışmalar yaptığını belirtti.

Ülkesinde balık çeşidinin bol olmasına rağmen, balığın nakliyesinde hala sıkıntılar yaşandığını aktaran Ahmet, ekonomik nedenlerden kaynaklanan sıkıntıların çözülmesi halinde bir çok ülkenin taze balığa ulaşacağını sözlerine ekledi.

Çeşitli ülkelerden akademisyenlerin sunumlarıyla devam eden kongre yarın sona erecek.

Tekirdağ’da Tarım ve Teknoloji Fuarı açıldı

Süleymanpaşa ilçesine bağlı Karaevli Mahallesi’nde 122 bin metrekare alanda kurulan ve 100 firmanın katıldığı Tarım ve Teknoloji Fuarı açılışına, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligder, AK Parti Tekirdağ Milletvekili Çiğdem Koncagül, Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım ve çok sayıda çiftçi katıldı. Tarım aletleri, zirai ilaç, tohum ve gübrenin yanı sıra deneme alanlarına ekilmiş ayçiçeği, mısır ve sorgun gibi ürünlerin tanıtıldığı fuarın açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, dün 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100’üncü yıl dönümünün kutlandığını belirterek, “Zaferin 100’üncü yılı. Emperyalizme karşı ve tüm dünyaya karşı bu toprağın sadece geçtiğimiz bin yıl değil, bundan sonraki binlerce yıl boyunca da Türk’ün toprağı olacağının tüm dünyaya haykırılmasıydı. Şimdi bu 100 yılda biz ne yaptık ve inşallah cumhuriyetin 100’üncü yılında ne yapmak istiyoruz? Bu topraklar bizim. Farklı fikirlerde olabiliriz, farklı geçmişlerden geliyor olabiliriz, farklı siyasi amaçlarımız da olabilir. 100 yıl önce düşman sınıra dayandığında hiçbirimizin ne menşeini, ne milliyetini, ne düşüncesini ne de dinini sorguladı. Bizi yok etmek üzere ve onların zihnince odur ki ta Orta Asya’ya tekrar sürmek üzere hazır bekliyorlardı” dedi.

‘HEM DÜNYA BARIŞINA KATKI SUNDUK, HEM GIDA KRİZİNİ ÇÖZDÜK’


Türkiye’nin her zaman güçlü ülke olması gerektiğini dile getiren Gizligider, “Hesaplar devam eder, bazen sistem değişir, bazen bu savaşların adı vekalet savaşı olur. Ama gücünüz varsa dimdik durursunuz. Bu gücün olması için tarım ve ormancılık ve içine katabileceğiniz onlarca bereket, onlarca hizmet bunun içindedir. Gücünüz yoksa birilerine muhtaçsanız elden gelen öğün olmaz. O da vaktinde bulunmaz. Yaklaşık iki hafta önce Türkiye dünyanın çözemediği bir düğümü çözdü. Tahıl koridoru düğümünü çözdü. Hem dünya barışına büyük katkı sunarken, öbür taraftan da gıda krizi noktasında bir yandan artan fiyatlar, bir yandan başka sıkıntıları çözdü. Türkiye çok büyük bir ülke” diye konuştu. Kurdele kesiminin ardından, Gizligider ile davetliler fuarda kurulan stantları gezdi.

Mevsimlik tarım işçileri "ekmek parası için" Türkiye'yi dolaşıyor

Mevsimlik tarım işçileri “ekmek parası için” Türkiye’yi dolaşıyor
Mevsimlik tarım işçileri, Türkiye’nin dört bir yanında alın teri dökerek üretime katkı sağlıyor.

Tarım ve hayvancılıkta ülke ekonomisine önemli katkıda bulunan Doğu ve Güneydoğu Anadolu kentleri, insan gücüyle de üretime destek veriyor.

Tarım alanlarının büyüklüğü açısından Konya ve Ankara`dan sonra üçüncü sırada yer alan Şanlıurfa`da da bazı aileler geçimlerini memleketinde sağlarken, çok sayıda aile de evlerini geride bırakıp Adana`dan Konya`ya, Mersin`den Ordu`ya, İzmir`den Sakarya`ya, Kütahya`dan Bursa`ya kadar Türkiye`nin dört bir köşesine giderek tarla ve bahçelerde çalışıyor.

Gittikleri yerlerde pamuk, yerfıstığı, soğan, sarımsak, kayısı, karpuz, şeker pancarı, patates, çilek, biber, fasulye, ayçiçeği, domates, elma, üzüm ve fındık gibi ürünlerin hasat veya çapalama işlerini yapan işçiler, kurdukları çadırlarda kent yaşamı ve teknolojiden uzak yaşamak zorunda kalıyor.

Televizyon ve radyoyu kendileri için çok lüks gören tarım işçilerinin bu yaşam koşullarından çocukları da etkileniyor. Kavurucu sıcak altında günde bazen 12 saat çalışmak zorunda kalan tarım işçileri, gittikleri yerlerdeki işlerini tamamladıktan sonra şehir değiştirerek mevsimine göre ikinci, hatta üçüncü ürünün hasadına katılıyor.

Her yıl ocak ayından itibaren başladıkları yolculukta ilk durakları Çukurova olan tarım işçileri, burada seralarda ve karpuz fidesi ekiminde çalışıyor, ardından yerfıstığı hasadı için Osmaniye`ye, soğan hasadı için Amik Ovası`na, hububat, pancar, nohut ve patates hasadı için İç Anadolu`ya, domates hasadı için Ege`ye, kayısı hasadı için Malatya`ya ardından fındık hasadı için Karadeniz`e gidiyor.

Sabahın ilk ışıklarıyla çadırlarından çıkıp tarlaların yolunu tutan tarım işçilerine, genellikle çocukları da eşlik ediyor.

Gittikleri bölgelerde çadır veya konteynerlerde kalan işçilerin ağızlarından çıkan ortak söz ise “Ekmek parası için” oluyor.

Tarım işçileri, son yıllarda Antalya ve Mersin`e de seralarda çalışmak için gidiyor.

Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Bölgesel Coğrafya Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Benek, mevsimlik tarım işçiliği ve göç konusunda uzun yıllardır akademik çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

“Türkiye`de 2 milyona yakın mevsimlik gezici tarım işçisi var”

Dünya genelinde tarım sektöründe 1,1 milyar kişinin iş gücüne ihtiyaç duyulduğunu, bunun 450 milyonunun mevsimlik tarım işçisi gücünden karşılandığını belirten Benek, “Türkiye`de istihdam edilen yaklaşık 32 milyon kişiden 5-6 milyonu tarım sektöründe yer almaktadır. Bunun 2 milyona yakınını ise mevsimlik gezici tarım işçileri oluşturuyor.” dedi.

Benek, mevsimlik gezici tarım işçilerinin kendi içlerinde iki gruba ayrıldığını dile getirerek, “Biri mahalli anlamda, yani kendi yöresinde ama evini terk ederek zamanının büyük bir kısmını tarımda, çalışacağı tarlada geçirenler. Diğeri ise ailesiyle il dışına çıkanlar ki bu önemli bir sayıdadır. Yılın 5 ila 8 ayını kendi evleri ve illeri dışında geçirmek için yola çıkarlar. Sadece bir yöreye de gitmezler mobil bir yaşam sürdürürler. Örneğin Malatya`ya kayısıya daha sonra Karadeniz`e fındığa, İç Anadolu`da şekerpancarına, Çukurova`da pamuğa, Akdeniz`de narenciyeye, Ege`de ise üzüme giderler. Yani yılın neredeyse büyük bir kısmını kendi yaşam alanları dışında geçirirler.” diye konuştu.

Mevsimlik gezici tarım işçilerinin her yıl okullar kapanmadan tüm aile fertleriyle bulundukları yeri terk ettiklerini söyleyen Benek, şöyle devam etti: “O nedenle elimizde sayıya ilişkin net bir veri bulunmamaktadır ancak pandemiyle birlikte sayıya kısmen ulaşılmış durumdadır. 2020`de il dışına çıkmak zorunda kalan mevsimlik tarım işçileri pandemiden muaf tutuldu ve izin alarak il dışına çıktılar. Bu açıdan bakıldığında da bir azalma oldu, yani rahatsız olanlar o anda Kovid-19 olanlar bir kısmı gidemedi ama buna rağmen 2020`de resmi izin alarak Şanlıurfa dışına çıkan aile sayısı 27 bin civarındadır. Tüm aile fertleri dahil edildiğinde ortaya çıkan tablo 160-170 bin tarım işçisine tekabül ediyor. Şanlıurfa`da tüm aile fertleri dahil edildiğinde toplam sayının 300 bin olduğunu söyleyebiliriz.”


“Mobilite bir yaşamdan bahsediyoruz”


Prof. Dr. Benek, Türkiye genelinde mevsimlik tarım işçisi konusunda alıcı ve verici bölgelerin bariz ortaya çıktığını dile getirerek şunları söyledi: “En çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, özelikle Güneydoğu illeri en fazla mevsimlik tarım işçisinin olduğu bölge olarak karşımıza çıkıyor. Kısmen İç Anadolu Bölgesi`nde de olduğunu söyleyebiliriz. Mevsimlik tarım işçisi alan bölgeler ise Karadeniz fındık, İç Anadolu şekerpancarı, Çukurova pamuk ve diğer sebzeler, Ege`de üzüm gibi ürünler… Göç veren ve alan bölgelerde böyle bir mobilizasyon var. Yani mobilite bir yaşamdan bahsediyoruz. Gelişmiş ülkelerde mevsimlik tarım işçisi mobilizasyona geçerken çok sert ve net bir şekilde çocuklar dahil edilmez ama Türkiye`de çok bariz ve net bir şekilde aile fertleri hepsi dahil edilir. Yani henüz kapanmadan çocuklar okuldan alınır ve yollara düşülür.

Dolayısıyla Türkiye`de 5-6 milyon kişi tarım sektöründe çalışırken, hem mahalli hem gezici olarak bakıldığında 2 milyona yakın bir mevsimlik tarım işçisi verisi var. Bu anlamda dikkati çeken il de Şanlıurfa`dır. Şanlıurfa`nın bu kadar yüksek olması gerçekten düşündürücüdür. Çünkü tarım potansiyelinin en yüksek olduğu illerden biri.”
Gezici tarım işçilerinin çalışma takvimi
Gezici tarım işçilerinin çalışma takvimi
Çoğunluğu Şanlıurfa`dan olmak üzere Güneydoğu`dan Türkiye`nin dört bir yanına çalışmaya giden gezici tarım işçileri, tüm yılı neredeyse memleketlerinin dışında çalışarak geçiriyor.

Şanlıurfa, Mardin, Şırnak ve Diyarbakır ile Trakya bölgesi dışardan mevsimlik tarım işçisi göçü almazken, bu illerden Türkiye`nin dört bir yanına işçi gidiyor.

 

Düğmeye basıldı! Türkiye'den dev yatırım: Tam 1.5 milyar değerinde

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, tamamlandığında ekonomiye 750 milyon lira katkı sağlayacak ve 1,5 milyar lira yatırım tutarına sahip Kozaklı Jeotermal Isıtmalı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kozaklı’da jeotermalin bulunmasının kendileri için büyük nimet olduğunu belirten Kirişci, ‘Türkiye, dünyada jeotermalde 7. Avrupa’da 1. sırada bulunuyor. Bu potansiyelimizi kendi jeotermal kaynaklarımızı kullanarak üretime dönüştürmek zorundayız.’ dedi.
Düğmeye basıldı! Türkiye’den dev yatırım: Tam 1.5 milyar değerinde

Kirişci, Nevşehir Valisi İnci Sezer Becel başkanlığındaki Nevşehir heyetini Tarım ve Orman Bakanlığı’nda kabul etti.

Burada gerçekleştirilen törende, Nevşehir’deki Kozaklı Jeotermal Isıtmalı TDİOSB’ye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kirişci, gereken aksiyonların hızla alınması konusunda talimat verdiklerini söyledi.

Kirişci, AK Parti olarak 2002’den bu yana tarımla ilgili çok önemli konulara imzalar atıldığını ve asıl yol belirleyicinin mevzuatlar olduğunu belirterek, bu zamana kadar tarım sigortalarından lisanslı depoculuğa kadar hayata geçirdikleri mevzuatlara dikkati çekti.

Türkiye’de hem nüfusun hem turist sayısının hem de ihracatın arttığını dile getiren Kirişci, şöyle devam etti:

“Biz büyüyen büyümesini sürdüren bir ülkeyiz. Büyüme her alanda devam edecekse buna uygun çalışmalar yürütmeliyiz. 2053 vizyonu dikkate alınırsa 105 milyon nüfusa ulaşacağımız öngörülüyor. Dolayısıyla hizmet yolunda geleceğimizi iyi kurgulamak ve rasyonel adımlar atmak zorundayız. Gelecek yıl ülkemiz için Cumhuriyetin 100 yılı geride kalmış olacak. Yeni yüzyılı da Cumhurbaşkanımız nezdinde ‘Türkiye 100 yılı’ olarak adlandırıyoruz. Bunun da artık Türkiye’nin global oyuncu olarak dünya tarafından kabullenilmek zorunda kaldığı bir döneme denk gelmesi son derece anlamlı olacaktır.”

Konuşmasında Toprak Mahsulleri Ofisi’nin kendileri için “Merkez Bankası” statüsünde bulunduğuna da değinen Kirişci, “TMO’nun kasasında eğer bu ürünler olursa, TMO piyasada herhangi bir yanlış yapana bunu ödetir. Vatandaşımızın ihtiyacını en doğru şekilde TMO yürütüyor. Diğer alanlarda da çalışmalarımız büyük titizlikle devam ediyor.” diye konuştu.

KENTE GÖÇÜ ÖNLEYECEK ÇALIŞMALAR

Kirişci, tarıma dair atmak istedikleri en önemli adımlardan birinin “kent tarımı” olduğuna işaret ederek, bu kavramın da kendileriyle birlikte gündeme geldiğini söyledi.

Sebze meyvelerin taşınmasında özellikle lojistik maliyetlere ve zaman kaybına dikkati çeken Kirişci, kent tarımıyla bu sorunların ortadan kalkacağını ayrıca ürünlerin tazeliğinin üst düzeyde korunacağını anlattı.

Kirişci, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere kent tarımını planladıkları bilgisini paylaştı.

Bugün şehirlerin yaşadığı büyük dramların konusunu kırsalı terk edip kente göç etmenin araladığına işaret eden Kirişci, “Şimdi söz konusu jeotermal yatırımıyla oluşacak istihdam ve üretimle Nevşehir’in kentten kırsala dönüşte örnek bölge olacağını düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşların sosyalleşecekleri mekanların geliştirilmesiyle burada çok sayıda aileyi tutacaklarını belirten Kirişci, kadın ve gençlerin sosyal güvenlikle ilgili sıkıntılarını gidermek için çalışmalar yaptıklarını ve kadın kırsalda kalmayı tercih ederse ailenin de burada kalacağını söyledi.

Kozaklı’da jeotermalin bulunmasının kendileri için büyük nimet olduğunu belirten Kirişci, şunları kaydetti:

“Türkiye, dünyada jeotermalde 7. Avrupa’da 1. sırada bulunuyor. Bu potansiyelimizi kendi jeotermal kaynaklarımızı kullanarak üretime dönüştürmek zorundayız. Bu konuda mera kanununda değişiklik yaptık. Jeotermal seraların meraların vasıfları değiştirilerek endüstriyel sera olmak şartıyla kullanılabileceğine karar verdik. Jeotermal seracılıkta ilk temel atma törenini İzmir Dikili’de gerçekleştirdik. Kozaklı’dakinin temelini de inşallah seneye atacağız. O bölgede başka jeotermal kaynaklar varsa yine çalışmalar yapılacak.”

TDİOSB YATIRIMI

Nevşehir Valiliği İl Özel İdaresi, Nevşehir Belediyesi, Kozaklı Belediyesi, Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası, Nevşehir Ticaret Borsası ve Nevşehir Ziraat Odasının kurucu ortak olarak yer aldığı Nevşehir Kozaklı Jeotermal Kaynaklı Sera TDİOSB, Kozaklı İlçesinde 1352 dekar alanda kurulacak.

Toplam yatırım tutarı 1,5 milyar lira olarak hesaplanan TDİOSB’nin, tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde ekonomiye 750 milyon lira katkı yapması hedefleniyor.

TDİOSB’de, jeotermal enerjinin yanında ayrıca güneş enerji sistemi ve rüzgâr enerji sistemi, oluşacak atıkların bertaraf edilerek ekonomiye kazandırılması için biyokütle enerji santrali de kurulması ve bu haliyle projenin tam entegre ve çevreye duyarlı hibrit bir proje olması amaçlanıyor.

Isıtmada jeotermal kaynak kullanılacak olan seralarda bir üretim sezonunda 40 bin ton yaş sebze üretimi ve sanayi tesisleri ile çoğunluğu kadın olmak üzere doğrudan 1500 kişilik istihdam ile GSMH’ye de önemli bir katkı sağlanacak.

Kaş'a yeni tarım müdürü

KAŞ Tarım ve Orman Müdürlüğü görevine 12 yıldır ilçede görev yapan veteriner hekim Eyüp Akbulut atandı.
Gökhan Göktaş’ın Kepez İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne atanmasının ardından boşalan Kaş İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü görevine Eyüp Akbulut getirildi. Eyüp Akbulut, “10 yıldır Kaş İlçe Tarım ve Orman Müdürü olarak görev yapan Gökhan Göktaş’tan aldığımız bayrağı, çalışma arkadaşlarımla birlikte daha yukarılara taşımak için çalışacağım. Kaş tarımını ve hayvancılığını daha yukarılara taşımak için projeler üretmeye, Kaşlı üreticilere rehberlik etmeye çalışacağız. Kapımız Kaşlı üreticilere sonuna kadar açık olacak” dedi.
Evli ve bir çocuk babası olan Eyüp Akbulut, 1985 yılında Konya’nın Ereğli ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ereğli’de yaptı. 2009 yılında Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nden mezun oldu. Veteriner hekim olarak Kaş’a atandı. 6 yıl tarım danışmanı olarak, Kaş’a bağlı hayvancılığın yaygın olduğu Sütleğen Mahallesi’nde görev yaptı. 6 yıldır da Kaş İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde görev yapıyor.

Main Menu