02.08.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Başkan Oprukçu ve Rektör Zorlu Organik Tarım Projesi'ni inceledi

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, Konya’nın Ereğli İlçe Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu, Ereğli Belediyesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen Organik Tarım Projesi alanında incelemelerde bulundu.
Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Ereğli Belediyesi Türkiye bir ilk olan Organik Tarım Projesi’ni hayata geçirdi. Bu yıl deneme ürünlerinin ekimi yapılan ürünlerin yakın zamanda hasat edilmesi bekleniyor. NEÜ Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu ve Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu, NEÜ Ereğli Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Önder Türkmen, Abadağ’daki Organik Tarım Projesi alanında incelemeler yaparak istişarelerde bulundu.
“Ereğli Belediyesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden örnek işbirliği”
NEÜ Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, “Necmettin Erbakan Üniversitesi ile Ereğli Belediyemiz bir ortak projesindeyiz şu anda, bu Türkiye’de ilk. Bu kadar geniş bir alanda iki tane devlet kurumunun birlikte hareket ederek gerçekleştirdikleri bir tarım faaliyeti ilk kez gerçekleşiyor. Tabi uzun bir süreçten sonra bu noktaya gelebildik. Takriben 2 milyon 700 bin metrekarelik bir arazi, burada ilk deneme ürünleri bu sene başlatıldı. Ayçiçek, domates, biber, kavun, karpuz vs. her çeşitten ürünler var. Bir sonraki sene inşallah Organik Tarım Sertifikası alınacak ve Türkiye’de ilk kez organik bir tarım gerçekleştirmiş olacağız. Tabi bu sadece iki tane devlet kurumunun gerçekleştirdiği bir faaliyet değil Ereğlimiz açısından da büyük bir kazanç çünkü biz Erbakan Üniversitesi olarak sertifikasyon noktasında burada işe başladıktan sonra büyük bir ihtimalle Ereğlimizdeki vatandaşlarımız da, tarımla uğraşanlar da bu konuda bir teveccüh gösterecekler, bundan sonra yapacakları her işi ki burada kiralık alanlar da mümkün olabilecek ya da kendi alanlarında biz rehberlik etmek suretiyle katma değeri çok yüksek ürünler elde edeceğiz, biz de bu konuda sertifikasyonu gerçekleştireceğiz. Toplumsal anlamda büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz ve sadece bu toplumsal anlamda katkı değil, gerçekten Ereğli’mize de katkı sağlayacak. Ereğli’miz tarım ve hayvancılık konusunda ilçe olarak Türkiye’nin sayılı ilçelerinden birisi zaten bu çerçevede biz Ereğli’nin gelecek projeksiyonuna katkı sağlamak adına Erbakan Üniversitesi’nde Veteriner ve Ziraat Fakültemizi de buraya kurduk. Başka herhangi bir merkezde ve yerde Veteriner ve Ziraat Fakültemiz yok. Bu vesileyle üniversitemizin bütün enerjisini buraya harcıyoruz. Bu Ereğli’mizdeki tarım ve hayvancılığı bilimsel anlamda da çok ileriye taşıyacak olan bir katkı bunun da altını çizmek istiyorum. Bu büyük bir katkı, bunu zamanla hissedeceğiz. Bu noktada hem bu organik tarımı gerçekleştirilmesinde alt yapı çalışmaları ve diğer noktadaki emeklerinden dolayı Sayın Belediye Başkanımıza, ekibine ve bizim akademik anlamdaki buradaki her türlü katkıyı sağlayan, sadece akademik anlamda masa başında bilgi üreterek değil, fiili olarak da sürekli burada bulunan Ziraat Fakültesi Dekanı Önder hocama teşekkür ediyorum. Bu projenin hayra vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“Her şey Ereğli için”
Ereğli açısından projenin önemine vurgu yapan Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu, “Biz size teşekkür ediyoruz. Buranın irtifak hakkının alınması, Ereğli Belediyesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi işbirliği halinde örnek bir proje geliştirilmesi bağlamında hakikaten biz sizin ortaya koyduğunuz, verdiğiniz desteğe müteşekkiriz. Allah sizden razı olsun. Tabi her şey Ereğli’nin bir fazla kalkınması, bir fazla gelişmesi, bir fazla istihdam imkanı sağlamak suretiyle insanımızın bir fazla helal lokma kazanmasına vesile olunması ama onun ötesinde insanlarımızın genetiği bozulmamış gıda ürünleriyle çok sağlıklı beslenmesi için, Önder hocamdan da zatıalinizden de Allah razı olsun. En azından atıl olarak duran çok büyük bir alanı Türk tarımına ve Türk ekonomisine kazandırılması gibi onurlu bir vazifeyi deruhte etmiş durumdayız hep beraber. Çok teşekkür ediyorum, sağ olun” ifadelerini kullandı.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Ziraat Fakültesi Dekanı Prof Dr. Önder Türkmen ise, “Birincisi günümüzde gıda arz güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu artık hepimiz çok iyi anladık, aslında orada altının çizilmesi gereken hususlardan bir tanesi de sağlıklı gıda arz güvenliğinin son derece önemli olduğu ve önümüzdeki süreçte bu önemin artarak gündeme geleceğini biliyoruz. Bu bağlamda özellikle marjinal bir alan olan, bugüne kadar tamamen tarım dışı olan ve etraftaki tarım alanlarına da rüzgar erozyonu vs. gibi nedenlerden dolayı olumsuz etkisi olan bir alanda böyle bir çalışmayı başlattık. Burada tabi ki her iki yöneticimin de liderliğinde biz bu işi yaptık. Ereğli’nin tarım potansiyeline yeni bir nefes vermek, yeni bir çeşitlilik kazandırmak adına önemli bir proje ve örnek proje, böyle geniş bir alanda Belediye üniversite işbirliği Türkiye’de örneği olmayan bir proje bunun altının çizilmesi gerekiyor. Diğer taraftan da bölgeye örnek olacağımızı düşünüyoruz. En önemli husus da fakültemin iyi bir uygulama çiftliğine kavuştuğunu düşünüyoruz. Nitelikli mühendislerin yetiştirilmesi açısından da önemli bir proje olduğuna inanıyoruz. İnşallah projemizin bahtı açık olsun” şeklinde konuştu.

Büyükkılıç'ın tarım ve hayvancılık projeleri meyvelerini veriyor

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Başkan Dr.
Memduh Büyükkılıç’ın talimatları doğrultusunda, endüstri ve ticaret merkezi Kayseri’yi tarım ve hayvancılık alanında daha iyi noktalara taşımak amacıyla çiftçilere desteğini sürdürüyor. Bu çerçevede çiftçiye dağıtılan ve ekimi yapılan nohut ve aspir tohumları çiçek açmaya başladı.


Ulaşımdan sağlığa, kültür sanattan eğitime, turizmden spora birçok alanda özgün ve dikkat çeken projelerle kadim kent Kayseri’yi daha yaşanabilir bir şehir haline getirmek için çalışmalarını aralıksız sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Dr. Memduh Büyükkılıç başkanlığında tarım ve hayvancılık alanında da örnek projelere imza attı.

BÜYÜKŞEHİR’DEN ÜRETİCİYE TOHUM DESTEĞİ

Büyükşehir Belediyesi besicilere sağladığı desteklerin yanı sıra çiftçilere de dağıttığı tohumlarla destek verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı ve Kayseri İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile koordineli bir şekilde projeyi yürüten Büyükşehir, Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı marifetiyle 2022 yılının ilk çeyreğinde çiftçilere yaklaşık 3 bin ton tohum dağıttı. 3 ay içerisinde dağıtımı yapılan yem bitkisi, yazlık buğday, aspir tohumu, nohut tohumu, korunga tohumu ve kuraklığa dayanıklı ekmeklik buğday tohumu olmak üzere, 193 bin 843 dekar alana ekim yapılacak olan yaklaşık 3 bin ton tohumun toplam maliyeti 25 milyon 395 bin TL oldu.

ÇİFTÇİLERDEN BAŞKAN BÜYÜKKILIÇ’A TEŞEKKÜR

Bu çerçevede Kayseri Büyükşehir Belediyesi, çiftçileri desteklemek amacıyla dağıttığı tohumların meyvesini almaya başladı. Çiftçilerin ektikleri tohumlar çiçek açarken, üreticiler de Başkan Büyükkılıç’a teşekkürlerini ileterek, Büyükşehir Belediyesi’nin dağıttığı tohumlar ile tarım alanında Kayseri’yi daha güzel bir gelecek beklediğini söylediler.

 

BÜYÜKKILIÇ: “ÇİFTÇİLERİMİZ ÜRETECEK, ÜLKEMİZ KAZANACAK”


Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç da üreticilere desteğin daha da büyüyerek devam edeceğini belirterek, “Her alanda çiftçilerimizin yanında yer alacağız. Desteklerimizi fazlasıyla sürdüreceğiz. Çiftçilerimiz üretecek, ülkemiz kazanacak, ilçelerimiz ve şehrimiz kazanacak. Çiftçilerimizin ürünleri bol, kazançları bereketli olsun” dedi.


Başkan Büyükkılıç, Kayseri’yi tarım ve hayvancılık alanında kendi kendine yetebilen bir şehir haline getirmek istediklerini belirterek, “Endüstri ve ticaret merkezi olmasının yanı sıra sahip olduğu tarihi ve doğal güzelliklerle de adından söz ettiren Kayseri’mizin tarım ve hayvancılık alanında da söz sahibi olması için gayret gösteriyoruz” diye konuştu.


Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların adeta hizmetkârı olmayı kendilerine görev bildiklerinin altını çizen Başkan Büyükkılıç, “Yerel yöneticiler olarak, tarım ve hayvancılık alanında desteklerimizi daha arttırarak, güçlü bir şekilde çiftçilerimizin yanında yer almaya devam ediyoruz. Kardeşlerimiz yeter ki üretsin, yeter ki bizden destek istesin gerekirse tüm şartları sonuna kadar zorlayarak onlara destek vermeyi asli görevimiz biliriz. Hamdolsun bu anlayışla desteklerimizi sağladık ve sağlamaya da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘Venezuela’ya tarımda rehberlik, Türkiye’yi global oyuncu yapar mı?

BAŞKANLIĞINI Celal Toprak’ın, Genel Sekreterliğini Elif Attepe’nin yürüttüğü “Güvenilir Ürün Platformu”nun toplantısı için Karacabey’de (Bursa) TİGEM tesislerindeyiz.

Celal Toprak’ın yönettiği oturumda masada Tarım ve Orman Bakanı Prof. Vahit Kirişci, Bursa Valisi Yakup Canbolat, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Tarım İşletmeleri (TİGEM) Genel Müdürü Hasan Gezginç, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan var.

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Kirişci, söze tarımın, gıda üretiminin stratejik öneminden girdi:

– Keşke tarımın, gıda üretiminin stratejik öneminin farkına pandemiyle, Rusya-Ukrayna savaşıyla varmasaydık. Pandemide teknolojinin bizi doyurmadığını gördük. Para olsa da tarım ürünlerine, gıdaya ulaşılamadığını gördük.

Tarım ve gıda üretiminin stratejik öneminin anlaşılmasıyla birlikte dünyada gündeme gelen politika değişikliğine işaret etti:

– Ülkeler tarım ve gıda konusunda artık daha milliyetçi davranmaya başladı.

Türkiye’nin ekilebilir arazi büyüklüğüne dikkat çekti:

– 23.4 milyon hektar tarım arazimizin 8.5 milyon hektarı sulanabiliyor. 2002’de nüfusumuz 65 milyondu, şimdi 85 milyon. 5 milyon mülteci var. 50 milyona yakın turist geliyor. Böylesine büyük bir nüfusun beslenmesi söz konusu.

Tarım ürünü ihracatındaki büyümeye vurgu yaptı:

– 2002 yılında tarım ürünü ihracatımız 3-3.5 milyar dolar civarındaydı. Bugün 28 milyar dolara ulaşmış bulunuyor. Artan nüfusa, turiste, mültecilere rağmen tarımda net ihracatçı konumundayız.

Bu noktada “tarımda kendi kendine yetme” kavramı üzerinde durdu:

– Tarımda “mutlak yeterlilik” asla söz konusu değil. Önemli olan stratejik ürünlerde kendi kendine yeterliliktir.

2053 yılına dönük nüfus tahminlerinin altını çizdi:

– 2053 yılında nüfusumuzun 105 milyona çıkması bekleniyor. Bir o kadar da turist gelse, 210 milyon insanın gıda ihtiyacının karşılanması söz konusu olacak. O nedenle mevcut tarım alanlarımızı korumak, geliştirmek, güçlendirmek, verimi artırmak gerekiyor.

2002-2011 döneminde TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanlığı yaptığını anımsattı:

– Tarım konusunda mevzuat eksiğimiz kalmadı. Çıkardığımız kanunlar tarımın önünü açtı. Örneğin Islahçı Hakları Kanunu çıktı, yerli tohum oranımız yüzde 31’den yüzde 94’e yükseldi.

Tarımsal teşviklerin sayısının çok fazla olduğunu savundu:

– 65 civarında teşvik veriyoruz. “Say” deseniz sayamam. Teşvikleri daha derli toplu hale getirmemiz gerekiyor.

Derken Venezuela konusuna girdi:

– Bize, “Venezuela’da ne işiniz var?” diyorlar. Müteahhitlerimiz yurt dışında iş yaptı, yapıyor? Dünyada ilk sıralara yükseldiler? Müteahhitlerimize, “Yurt dışında ne işiniz var?” diyor muyuz? Demiyoruz, dememeliyiz de. Tarım için Venezuela’ya aynı mantıkla gittik.

Ardından ekledi:

– “Venezuela’da ne işiniz var?” diyenlere Allah akıl fikir versin. Venezuela’ya dönük adımlarımız tarımda global oyuncu olma hedefimizin bir parçasıdır. Buna karşı çıkmak ihanettir. Venezuela’dan toprak kiralamıyoruz, üretimi artırma konusunda yol göstereceğiz.

Araya girip sordum:

– Ülkemiz özel sektörü dünyanın farklı ülkelerinde tarıma girmiş durumda. Kimileri sözleşmeli üretim yaptırıyor. Örneğin Alara Tarım, dünyanın birçok ülkesinde kiraz üretimi yaptırıyordu. Hükümetin Bakanlığınız üzerinden Sudan’a dönük girişimi vardı. Onun akibeti nedir?

Bakan Kirişci yanıtladı:

– Sudan için kurulmuş bir şirket var. Oraya dönük harcanmış tek kuruş yok. Şirketin tasfiyesi gündemde. Venezuela’da Cumhurbaşkanı düzeyinde bir çağrı söz konusu.

Bakanlıkta ülke masaları kurulduğunu bildirdi:

– Tarımda globalleşme çabalarımız çerçevesinde Cezayir, Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan, Kongo, Nijer ve Pakistan’a dönük adımlarımız olacak. Bakanlığımızda bu çalışmalar için ülke masaları kurduk, kuruyoruz.

Arşive girdim, Sudan konusuna baktım:

Sudan’da 2014 yılında 780 bin 500 hektar tarım arazisi kiralandı.
2015 yılında yüzde 80 hissesi TİGEM’e ait “Türk-Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık A.Ş.” kuruldu.
Ağustos 2021’de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ankara’daki ortak toplantıda Sudan’da 100 bin hektar tarım arazisi kiralandığını açıkladı.
Türkiye’yi tarımda global oyuncu yapmak için muhalefetle Venezuela tartışmasına girmek yerine özel sektörün önünü açacak adımlar atmak gerekmez mi?

İthal edilen buğday Türkiye’ye 795 milyon dolar kazandırdı

TARIM ve Orman Bakanı Prof. Vahit Kirişci, Türkiye’nin içerideki ihtiyaç için buğday ithal etmediğini belirtti:

– Buğday ithalatı dahilde işleme rejimi (DİR) çerçevesinde yapılıyor. Yani, ithal edilen buğday, un, makarna yapılıp ihraç ediliyor.

Söz konusu ihracatla ilgili şu veriye işaret etti:

– Dahilde işleme rejimi çerçevesinde ithal edilip un ve makarnaya dönüştürülen buğdayın 2021 yılında Türkiye’ye sağladığı döviz geliri 795 milyon dolar oldu.

Ardından sordu:

– Bu ithalattan kim kazandı? Ülkemiz kazandı.

Midyat Kaymakamı’nın 5 yıl önceki önerisi Bakan’ın gündeminde
2017 yılı Aralık ayı başları, Yenigün İnşaat’ın patronları Mithat ve Edip Yenigün kardeşlerin otele dönüştürdükleri aile konağı Kasr-ı Nehroz’dayız.

Koleksiyon Mobilya ve Tasarım Vakfı Kurucusu Faruk Malhan’ın düzenlediği “Midyat Çalıştayı”ndayız. Dönemin Midyat Kaymakamı Hüseyin Tekin, daha önceki görev yeri Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde önderlik yaptığı hayvancılık projesini anlatıp, şu öneriyi ortaya koydu:

– Evinde hayvancılık yapan kadınlara maaş bağlansa, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hayvancılığın gelişmesine katkı sağlar.

Karacabey TİGEM’deki toplantıda Tarım ve Orman Bakanı Prof. Vahit Kirişci’yi dinlerken 5 yıl önceyi anımsadım. Bakan Kirişci, köydeki kadınlarla ilgili planlarını şöyle anlattı:

– Kırsalda, köylerde kadınları sosyal güvenceye kavuşturmanın aileyi oralarda tutma konusunda bir cazibe yaratacağını düşünüyoruz. Bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bir çalışma yürütüyoruz.

Şalgama dokunma arkadaş, meyve suyu ÖTV’sine bakıyoruz
KARACABEY TİGEM’deki “Güvenilir Gıda Platformu” toplantısında meyve suyu sektöründen bir temsilci Tarım ve Orman Bakanı Prof. Vahit Kirişci’ye şu soruyu yöneltti:

– Şalgamda ÖTV sıfır ama meyve suyunda yüzde 10 ÖTV var. Meyve suyunda ÖTV’nin kaldırılması konusunda bir çalışmanız var mı?

Adana Milletvekili olan Kirişci, sorudaki şalgam anımsatmasına takıldı:

– Arkadaş, şalgamı ÖTV’den zar zor kurtardık. Şimdi örnek gösterip konuyu yeniden hatırlatmayalım. Meyve suyunun ÖTV’si konusunu Hazine ve Maliye Bakanlığımıza yazdık. İnşallah yüzde 10 ÖTV kalkar.

Metal ve tarım emtiası sıkı artışta

Emtia piyasasında geçen hafta metallerde kayda değer yükselişler görüldü. Ons altın, geçen hafta yüzde 2,6 artarken, ons gümüş yüzde 4,8 yükseldi. Paladyum yüzde 3,4, bakır yüzde 1,8, platin yüzde 4,7, çinko yüzde 0,4, alüminyum yüzde 5, nikel yüzde 1,7 değer artışı kaydetti.

BUĞDAY FİYATI TIRMANDI
Metal ve tarım emtiası sıkı artışta
Söz konusu süre dilimi içerisinde tarımda da zirveler hakimken özellikle buğday fiyatlarındaki yükselişler son yılların en büyüğü şeklinde geldi. Buğday, Rusya’nın vergi artırabileceğini işaret etmesi nedeniyle haftayı yüzde 8 kazançla tamamladı ve 8,3775 doları aşarak Aralık 2012’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü.

Pamuk da haftayı yüzde 1,6 yükselişle tamamlayarak 1,1683 dolarla Temmuz 2011’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü.

ARTIŞLAR DEVAM EDECEK Mİ?
Metal ve tarım emtiası sıkı artışta
S&P Global’e göre başta petrol ve buğday olmak üzere Rusya’nın emtia arzı üzerindeki riskler, Çin’in ekonomik zayıflığına dair şüpheler belirsiz ve dalgalı bir görünüm yaratıyor. Avrupa enerji fiyatlarının da yine emtia piyasası üzerinde etkili olacağı belirtiliyor.

İzmir'de, tarım alanında yangın

Yangın, saat 18.15 sıralarında Çandarlı- Dikili yolu mevkisindeki tarım alanında, henüz bilinmeyen nedenle çıktı. Yangını görenlerin ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı 3 helikopter, 2 uçak ve 11 arazöz sevk edildi.

8 SAAT SONRA KONTROL ALTINA ALINDI

İzmir’in Dikili ilçesinde, saat 18.15 sıralarında tarım alanında çıkan yangın, ekiplerin yoğun çalışması sonucunda yaklaşık 8 saat sonra kontrol altına alınarak, söndürüldü. Bölgede soğutma çalışmalarının devam ettiği bildirildi.

Bakan Kirişci: Cumhurbaşkanımızın duruşu ile tahıl krizi sorunu çözüldü

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Cumhurbaşkanımızın ‘Biz ne Rusya ne Ukrayna, bunlar bizim için dost ve komşu ülkelerdir’ duruşu ile bu mesele çözüldü” dedi. Kirişci, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Venezuela’dan 1 metrekare dahi toprak almadığının altını çizdi.Tarım ve Orman Bakanı Bursa Vahit Kirişci, TİGEM Karacabey’de Türkiye Güvenilir Ürün Platformu tarafından ‘Tarım Varsa Hayat Vardır’ projesi çerçevesinde ‘Türkiye Tarım Stratejileri Toplantısı’na katıldı. Toplantı öncesi TİGEM’i gezen ve atları besleyen Kirişci, daha sonra açıklamalar yaparak, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Tarım ve Orman Bakanlığının kadro bakımından 5’inci büyük bakanlık olduğunu belirten Bakan Kirişci, “Bakanlığımızın 150 bin çalışanı var. Bu çalışanlar bakımından 5. sıradayız. Aslında gerek içeride gerek ülke dışında ihraç etmiş olduğumu ürünlerle bizim ilgi alanımızda hizmet alanımızda olan bütün toplum kesimlerini tüm insanları ilgilendiren geniş bir görev sahamız var. Bakanlık olarak 32 birimimiz var. Her biri birbirinden önemli alanlar. Gıda için üretim yapan bitkisel ve hayvansal su ürünleri başta olmak üzere o alandaki kurumlarımız var. Diğer taraftan orman var. Ormanın dışında devlet su işleri var. Devlet su işlerimiz bu ülkenin önemli şahsiyetlerinin görev aldığı Türkiye’nin belki de ekonomik olarak büyümesinde gelişmesinde önemli katkılar sağlayan gelişmelerin mimarı olan kurumdur. Orman teşkilatımız 183 yıllık mazimiz var. Cumhuriyetten eski geçmişi olan farklılık arz eden bir genel müdürlük var” dedi.Tarım ve Orman Bakanlığının kadro bakımından 5’inci büyük bakanlık olduğunu belirten Bakan Kirişci, “Bakanlığımızın 150 bin çalışanı var. Bu çalışanlar bakımından 5. sıradayız. Aslında gerek içeride gerek ülke dışında ihraç etmiş olduğumu ürünlerle bizim ilgi alanımızda hizmet alanımızda olan bütün toplum kesimlerini tüm insanları ilgilendiren geniş bir görev sahamız var. Bakanlık olarak 32 birimimiz var. Her biri birbirinden önemli alanlar. Gıda için üretim yapan bitkisel ve hayvansal su ürünleri başta olmak üzere o alandaki kurumlarımız var. Diğer taraftan orman var. Ormanın dışında devlet su işleri var. Devlet su işlerimiz bu ülkenin önemli şahsiyetlerinin görev aldığı Türkiye’nin belki de ekonomik olarak büyümesinde gelişmesinde önemli katkılar sağlayan gelişmelerin mimarı olan kurumdur. Orman teşkilatımız 183 yıllık mazimiz var. Cumhuriyetten eski geçmişi olan farklılık arz eden bir genel müdürlük var” dedi.

“Biz tarım ve gıdanın stratejik oluşunu keşke pandemi öncesi ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi savaşlarla fark etmiyor olsaydık. Biz meslek insanları olarak bunun farkındaydık. Her vesile ile dile getirirdik. Teknoloji önemli. Tarım da teknolojiden yararlanıyor. Teknoloji bizleri doyurmuyor, varlığı yetmiyor. Cebimizde para olsa bile bazen istediklerimizi gıda gibi bazı ürünlere erişmekte güçlük çektiğimizi gördük. Gıda vazgeçilmez bir sektördür” diyerek sözlerini sürdüren Kirişci, “Gıda konusunda, dünyada bu yaşananlarla beraber yeni bir duruş sergilemeye başladı. Ülkeler daha milliyetçi, kapalı ekonomi ihracat yasakları, gündeme geldi. Kendi ihtiyaçlar temin noktasında daha saldırgan, kızgın politikalar izlemeye başladı. Bunu da biz de ve dünyada durum olarak ifade etmekte yarar var. Diğer taraftan Türkiye’nin tarımda belirli karakteristikleri olduğunu bilmemiz lazım. Nedir bu öncelik? Tarım camiası olarak Türkiye su zengini bir ülke değildir. Biz su zengini değiliz. Elimizde su kısıtlaması var” diye konuştu.Bugün 23,4 milyon hektar tarım arazisinin olduğunu ve 8,5 milyon hektarı ekonomik olarak sulandığının altını çizen Bakan Kirişci, “Bu tarım arazi varlığımızla yine kendi değerlendirmemizi yine arazi değerlendirme yapmak gerektiğini vurgulamak isterim. Türkiye bir gibi ülkede bulunmuş olduğu coğrafyanın sorumluluklar var. Nüfus artış hızı belli. Nüfusta artış var. Türkiye’nin sahip olduğu potansiyelden ihracat yoluyla dışarıdaki insanlar bunda istifade eder mi diye çabamız var. Bir örnek vermek gerekirse, Türkiye’de 2002 yılında biz iktidara geldiğimizde 65 milyon nüfus vardı. Bugün 85 milyon. 20 milyon gibi önemli bir nüfus eklendi. 20 milyon nüfus ne anlam ifade ediyor? Avrupa başkenti Belçika’nın iki katı, Hollanda’nın 1.2 katı, Yunanistan 2 buçuk katı nüfus son 20 yılda nüfus üstüne nüfus ekledik. Bunu da dikkate alarak nüfusta da 20 yılda üçte bir artık. Her yıl ortalama 1 milyon nüfus eklendi. 5 milyon mülteciler, göç edenler var. Bunlara da ev sahipliği yapıyoruz. Ülkemizde 2002 yılında iktidar olunca 15 milyon misafir vardı. Bu pandemi öncesi 52 milyona kadar çıktı sonra bir miktar gerileme oldu. Şu anda tekrar o rakamlara doğru gidiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Tarımda ihracat 30 milyar dolara dayandı”

Bakan Kirişci sözlerini şöyle sürdürdü: “Son olarak tarımla ilgili bunu ifade etmem gerekir. Bu sektörü ürettiklerini tüketen de bir nüfus var. Bu da ihracat oluyor. 2002’de 3,5 milyar dolar tarımda ihracat varken bugün 27-28 hatta 30 milyar dolarlara doğru dayandı. Buradan nereye gelmek istiyoruz. Türkiye tarımsal dış ticarette ihracatçı konumdadır. İthalatta elbette var. Net olarak ihracat konumdayız. Artan nüfusa rağmen, gelen misafirlere rağmen, turistlere rağmen, ihracat rakamları bunu söylüyor. Bizim sorumluluk bununla mı sınırlı geleceğe dönük olarak da mutlak suretle bazı çalışmaları süratle yapmaya devam etmemiz lazım. Cumhurbaşkanımız 2002 yılında önce Başbakan sonra Cumhurbaşkanı olarak bu sektöre verdiği desteği herkes biliyor. Geniş bir nüfusun başlangıçta yer aldığı bu süreçte bugün de azımsanmayacak üretim ve istihdam noktasında barındırıyoruz. Dolasıyla politikaların eksik yerleri olabilir. Temel yönler ve gelinen noktayı hepimiz görmeliyiz. Bir söylem var; ‘Kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik.’ Böyle bir kavram yok. Kendine yetmek noktasında neyi ele alıyorsunuz? Stratejik ürünler başka, meyve, sebzede başkadır. Global ekonomilerin hüküm sürdüğü bir dünyada bu ülkede tarımsal yeterlilik bakımdan bir değerlendirme olabilir ama mutlak yeterlilik söz konusu değildir. O zaman Amerika kendine yetmeyen ülke olarak tanımlanabilir. Stratejik ürünlerde ne kadar yetiyoruz ve bunu nasıl geliştirdiğimiz önemlidir.”

“2053’te nüfusun 105 milyon olması öngörülüyor”

Arazi varlığı dikkate almamız gerektiğini anlatan Kirişci, “Kesinlikle tarım alanlarının korunması geliştirilmesi ve verimlilik için bu alanlarda daha büyük çaba sarf etmeliyiz. Nüfus artış hızının 2053 yılında ülke nüfusun 105 milyon olacağı öngörülüyor. Turizmde birebir olan Turizm varlığından söz ediliyor. 105 milyon da turist geldiğini düşünün 210 milyon. Bizim bu nüfusa bakıyor olmamız ve üretim yapıyor olmamız lazım. Biz bu üretimi tarlada bağda bahçede yapıyoruz. Ahırda, ağılda, kümeste yapıyoruz. Buraları korumamız lazım. Hayvancılık denildiğinde meralar çok önemlidir. Vazgeçilmezdir. Meralar belki genişlemez ama vasıfların iyileşmesi ve gelişmesi potansiyelin dikkate alınması önceliğimiz olmalıdır. Hayvancılık öyle gelişir 8.5 milyon sütten 23 milyon tona geldik. Bunu en iyi bilen şehirdeyiz” şeklinde konuştu.

“Tarım kanunu düne kadar yoktu”

“Özellikle biz ne yapmak istiyoruz. Fotoğraf ortaya koyduk. Sektörün önemini ortaya koyduk. 210 milyonluk nüfusu ihracat artışını söyledik. O yıllara ait rakamları telaffuz etmek istemem. Yoğun çalışma gerekiyor. Son 20 yılda Türkiye’nin tarımının mevzuat açısının bir eksik noksan kalmadı” diyen Kirişci, “Ben mühendis olarak Tarım Komisyonu Başkanlığı dahil, önemli kanunları mevzuata kazandırdık. Türkiye’de tarım tarım diyerek dillerine dolayanların tarım kanunu düne kadar yoktu. Bu bizim dönemde çıktı. Tarım sigortası dünyada bile nadir ülkelerde uygulanan Türkiye’nin 65 yıllık özlemi olan bir uygulama TARSİM yürürlüğe girdi. 2005’te kanun çıktı, 2006 ilk poliçe kesildi. Üzerinden 16 yıl geçti 20 milyon poliçe kesildi. 8 grupta. Bunu neden söylüyorum sizin kendi üreticilerin faaliyetleri sürdürmesi için onların ihtiyacı olan sistemi sunmanız gerekiyor. Islahçı hakları kanunu çıktı. Fidan fide üretilmesi TİGEM misyonudur. Bu hususta 2002 yılında bizim kendimize yeterlilik yüzde 31’di şimdi yüzde 94’lere çıktı. İthal ediyoruz ama ihracatta var. Hedef tamamı yüzde 100’dür. Islahçı hakları kanunu ile bunlar oldu. Mevzuat ön açıcıdır. Mevzuat alanı genişletir. Lisanslı depoculuk bakliyat hububat gibi alanlarda son derece önemli çağdaş bir tarımcı entegrasyonu için olmazsa olmazıdır. Burada tarım kanuna özel bir atıfta bulunmak istiyorum. Bu tarım kanun aslında çerçeve kanundur. Sözleşme üretim bildiğimiz şeker pancarı şeker şirketleri ile o şekeri üreten sözleşmedir. Biz bununla yetinmedik. Sözleşmeli üretimi gündemin en üst sırasına koyduk. Şu anda çok sayıda tarımsal destekler var. 65 civarında tarımsal destek var. Ben bakan olarak bunları saymakta güçlük çekerim. Sadelik getirilmesi amacımızdır. Bugün üretici birlikleri var konseyler var. Ürün ve ürün grupları bazında hukuki açıdan tarım kanunu oluşturuyor. Tarımda da her alanda olduğu gibi dijitalleşme yaygınlaşması lazım. Orman yangınlarında dijitalleşmede yapay zeka ile ilgili çalışma ve uygulama var. Tarımda, hayvancılıkta da bu dijitalleşmeyi yaygınlaştıracağız. Türkiye 780 bin metrekareden oluşan bir ülke değildir. Bunun üzerine 462 bin metrekarede Mavi Vatanı koyduk. Artık Mavi Vatan’da da toprak gibi kara alan gibi orası da bizim” dedi.

“Sizin Venezuela’da ne işiniz var’ diyenlere Allah akıl, fikir versin”

Türkiye’nin her türlü kara, deniz, hava alanlarımızı korumaya devam edeceklerini belirten Bakan Kirişci, “Bunları korumak ve kollamak için savunma sanayi ürettik ve daha fazla üreteceğiz. Korumaya devam edeceğiz. Biraz daha ileriye gidiyoruz. Biz sizin gündemlerinizle kendi gündemimizi oluşturma devrini geride bıraktık. Hatta dünyanın gündemine de önemli çözümler ve önemli bir takım yaklaşımlar sergileyen global oyuncuyuz diyoruz. 2023 Cumhuriyetimizin 100 yılını geri kaldığı ve yeni 100 yılın başladığı 100 yılın ilk yılı olacak. Biz buna Türkiye 100 yılı adını veriyoruz Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu ortaya koyduğumuz vizyon bizim de tarım camiasını olarak altını doldurmamız gerekiyor. Bunu savunma sanayi yapıyor, dış işlerin de uluslararası ilişkilerinde yeterince yapılıyor, deyip bizim geri durmamızı kimse beklemesin. ‘Sizin Venezuela’da ne işiniz var’ diyenler var. Ben onlara Allah akıl, fikir ihsan eylesin diyorum. Onlara diyorum ki, müteahhitlik alanında dünyada Türkiye birinci sırada olmuşsa bu alandaki birikimini o ülkelerdeki yatırımlarını gerçekleştirerek, yatırımları yöneterek başarmıştır. ‘Bu ülkede daha yapılacak havaalanı, barajlar, tüneller yollar var ne işiniz var Sudan, Afganistan, Pakistan, Azerbaycan’da, Kazakistan, Arjantin, Şili’de diyebilir miyiz?’ Peki; Benim Adanalı soya üreticisi kardeşim Venezuelalı en iyi şartlarda 350 kilo dekardan verim alırken, eğer o benim üreticim 550 soyadan verim elde ediyorsa bu birikim bizim üreticimizde varsa, biz de bakanlık olarak şu kardeşimize rehberlik hizmetinden niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Ama ben biliyorum. Cehaletten olana bir şey demem. Ama ihanetten olana sesleniyorum. Siz bu ülkenin refah ülkesi, gelişmiş ülkeler arasında yer almasını istemediğiniz için siz bu söylemleri yüksek sesle dile getiriyorsunuz. Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin Venezuela’dan aldığı kendi hesabına aldığı 1 metrekare toprak yoktur. Kaldı ki o ülkenin mevzuatında da toprak ancak kiralanabiliyor. Biz devlet olarak kiralayan değil, kendi üreticimizin bilgisi oralara taşıyan, buna rehberlik hizmeti veren Tarım ve Orman Bakanı olacağız. Bu gerçekleştiği zaman, bunlar üreticinin yüzüne nasıl bakacaklar? Bu aziz millete ne diyecekler” ifadelerini kullandı.

“Dünya genelinde söz sahibi olmak mecburiyetimiz var”

“Dünya Ticaret Örgütü’nün rakamlarına göre, 41 ülke dünyada toprak kiralamış. 62 ülke de kiralama çerçevesinde başkalarına arazilerini kiralatmış. Bu ilk defa uygulanan bir şey değil. Devlet olarak bunu yapmak istediğimiz bir şey değil. Ama biz özel sektörün önünü açmak için bu adımları atıyoruz. Bu vizyon yoksa bunlarda -ki olmadığını görüyorum diyecek bir şey yok. Çok da üzülürüm, eksikliğinden dolayı bunu yazıp çizene de. Ama ben isterim ki sorsunlar, biz de izah edelim” diyerek konuşmasını sürdüren Kirişci, “Kendi kadim kültüründe sömürgeciliği beyaz tene rağmen asla yaşamamış ve yaşatmamış bir ülkenin, bireyleri olarak, bundan sonra bunu sergileyeceğimizi, iddia ediyor olmak cehalet değilse ihanettir. Küresel oyuncu olmak, gıda güvenliği konusunda dünya genelinde söz sahibi olmak mecburiyetimiz var. Savunma sanayindeki başarıyı istiyorsak tarım da bu olmalı. Bu politikanın tezahürüdür. Başta birçok kişiye hayal, fantezi olmuş olarak gelebilir. 22 Temmuz’da dörtlü zirve gerçekleştirildi. Dörtlü zirvenin ürünü olan merkez açıldı. Rusya- Ukrayna arasında gerginlikten, Ukrayna’nın elinde bulunan dış ticarete konu olan ürünlerin bir koridordan dışarı çıkartılması konusu artık mümkün hale geldi. Bu ürünlere ihtiyaca olan bütün ülkeler bundan istifade edecekler. Bu ticareti yapan kardeşlerimiz de istifade edecekler. Tahıl konusunda eksik ürünler yok mu, elbette var. İhraç ettiklerimizde var. Bu buğdaysa kendi kendimize yeterliyiz. Biz ithal etiğimiz ürünlerin esasını dahilide işleme adı altındaki uygulamalar oluşturuyor. Sadece hububatla ilgili olarak söyleyeceğim, 2021 yılında bizim dahilide işleme yani dışardan buğday getir, içerde un, bulgur, makarnaya dönüştür bunu ihraç et yaptıktan sonra kasamızda kalan para 795 milyon dolar. Bunun kime ne zararı var? İstihdam bizde, tüketim bizde, elektrik tüketimi. Yan ürün olan kepek bizde kalıyor ama işlenmiş ürünü yurt dışına ihraç ediyoruz. Buna itiraz var mı yok. İthal edilen buğdayın bizim iç piyasadaki ile alakası elbette yok. Biz kendi kendimize yetiyoruz. Bu yılda bu bereket devam edecek. Cumhurbaşkanımızın ‘Biz ne Rusya ne Ukrayna, bunlar bizim için dost ve komşu ülkelerdir’ duruşu ile bu mesele çözüldü. Dünyanın kavgalı olduğu dönemde NATO ülkesi olacaksınız, siz Avrupa Birliği’nin üyelik müzakere sürecini yöneten bir ülke olacaksınız, ama ne NATO, ne AB, ne de Rusya gibi düşünmeyecekseniz, diyeceksiniz ki ben orta yerde duracağım. ‘Ben komşularımın kavga etmesinin istemiyorum diyeceksiniz’. Global oyuncu olduğumuz, gösterdiğiniz Türkiye’nin yeni 100 yılında bir oyuncu olmanın gereğidir. Bizim bakış açımız budur. Türkiye zenginlikler üretmeye devam edecektir” diye konuştu.

Kırsalın cazibesi arttırılacak

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci konuşmasının ardından soruları cevapladı. Tarım sektöründe ara eleman sorusuna Kirişçi şu yanıtı verdi. “Millet olarak tek çözüm Üniversite mezun olmaktan geçtiğini görenlerin doğru olmadığını ve ara elemana ihtiyaç olduğunu sonradan fark ettik. Meslek liselerinin başına gelenlerin ne olduğu burada ifade etmek istemiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol imzaladık. Tarımda ilgili ara eleman ihtiyacı için çalışma başlattık. İlkini Samsun’da yakın zamanda bunu gerçekleştireceğiz. Ara eleman konusu son derece önemlidir. Çok ilginç fotoğraf var. Özellikle hayvan bakıcılığı konusunda. ‘Ben her gün iniyorum ahıra Afganlı çocuk işletmeyi terk etti mi diye elim yüreğimde’ diyen çiftçiler var. Afganlar bugün burada bunu yapıyor olabilir. Ama onlarda süreçte daha konforlu ve tatmin edici bir yaşam isteyebilirler. Yer değiştirebilirler. Dünyada tarımsal işletmelerin önemli bir kısmı aile işletmeleridir. Ülkenin adı Amerika, o ülkede yüzde 65 tarımsal işletmeler aile işletmeleridir. Anne baba evlat. İstihdam ettikleri kişilerle ilgili bu ifadeyi kullanırlar. Bizde maalesef kırsalda ‘Bizim kız kesinlikle tarımsal evlenmek istemiyor gözü şehirde’ diyorlar. Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da özellikle kadının sosyal güvenceye kavuşturulması ve kırsalın cazibe merkezi olması noktasında da bir çalışmamız var. Kadın şu açıdan önemlidir. Kadın ailenin merkezinde duruyor. Kadını kırsalda tutarsak ailenin diğer birimleri de kırsalda olacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı kapalı olan köy okulları ile ilgili çalışmalar yapıyor” dedi.

“Ekim alanlarında yüzde 10 azalma, verimde yüzde 20 artış oldu”

Sudan ve hububatla ilgili sorulan bir soruyu da yanıtlayan Bakan Kirişci, “Buğday üretimi ile ilgili buğday ekim alanı 20 yılda yüzde 10 azalırken üretim miktarı yüzde 20 arttı. Hububat artışı yüzde 44’tür. Sulamadan kaynaklı kısmı var. Tohum çeşitliliklerinin etkileri var. Alanda bir azalma olmuş olsa da verim de arttı. Sudan meselesi konusunda yaptığımız bir harcama yok. Kurulan bir şirket var. Bu şirketin tasfiyesi ile süreç devam ediyor. Yönetim kurulu üyelerinin aldığı huzur hakkı da yoktur. Sudan’la ilgili mesele nedir? O da şudur? Bizim burada özel sektörü öne çıkartacak o gittiği ülkede yaşadıkları sorunları minimize edecek bakanlık olarak çabalarımız olmamız lazım. Venezuela ile ilgili çaba da budur. Biz bakanlık olarak orada ekecek biçecek değiliz. Böyle misyonumuz yok. Bizim yaklaşımımız, Cumhurbaşkanımızın talimatı ile Venezuela ile ilgili çalışma oldu. İki ülke arasında önemli bir hukuk var. Hiçbir ülke lideri kalkıp da kendi coğrafyası üzerinde ‘burası Türk toprağıdır’ diye yazıp muhatabına vermez. Bunu yapan Venezuela lideri Madura var, Venezuela tarım bakanı var. Şu an çabamız sınırlı arazimiz var. Bu arazi varlığı üzerinde verimli suyu da dikkate alarak en yüksek verimli üretim nasıl yaparız bunun çabası içindedir. Biz şu an başka ülkelerle masalar kuruyoruz. Bize bu alanda sorular soruyorlar. Bu ülkenin global oyuncu olduğunu tarım alanında göstermemiz gerekiyor” dedi.
Bakanlığa bağlı işletmelerde enerji verimliliği ile ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Kirişci, “İşletmelerde önemi gider kalemi enerjidir. Bizim verimlilik noktasında bu kadar para yatırdık ne aldık? TİGEM’ler kârı öncelik tutan yerler değildir. Biz tohum, fide, fidan damızlık konusunda üretim yapması gereken misyonu bu olan işletmeler grubumuz var. Güneş enerjisi sistemi, rüzgar enerjisi sistemi gibi konularda bizim bankamızdan kullanılan süspansiyonlu krediler var. Özellikle bu GES’ler için sulama enerji maliyetlerinin aşağı çekilmesi için. TİGEM’de de enerji konusunda çalışmalar son aşamasına geldi” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:
#Vahit Kirişçi

Güneş Göleti ile 5 bin dekar tarımsal alan sulanıyor

Kadir ÇELİK/İSLAHİYE (Gaziantep), (DHA) – GAZİANTEP’in İslahiye İlçesinde, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapımı tamamlanan Güneş Göleti ile 5 bin 40 dekar tarım arazisine kapalı devre su dağıtımı başladı.
İlçe merkezine 23 kilometre uzaklıktaki Yesemek Mahallesi’nde bulunan Güneş deresi üzerinde yer alan ve 2016 yılında yapımına başlanan 39 metre gövde yüksekliğiyle 3 milyon 840 bin metreküp su biriktirme hacmine sahip gölet tamamlandı. 5 bin 40 dekar tarım arazisi sulama kapasitesine sahip Güneş Göleti, 7 bin 963 metre sulama hattının tamamlanmasıyla depolanan su; kapalı devre sulama sistemi ile tarımsal alanlara dağıtılıyor.
Tarım arazilerinin modern sulama sistemiyle suya kavuşması ile ekonomiye büyük katkı sağlanmasının amaçlandığını belirten İslahiye Ziraat Odası Başkanı Mehmet Köse, “Yesemek mahallemizde bulunan Güneş deresi üzerine kurulan Güneş Göleti, 3 milyon 840 bin metreküp su tutma hacmine sahip. Gölet, bu yıl yüzde 90 doluluk oranına ulaştı. Bu oranla birlikte bölgedeki 5 bin 40 dekar tarım arazisi sulanmaya başlandı. Enerji maliyetlerinin yüksek olduğu bir dönemde göletteki su ile tarım arazilerinin sulanmaya başlaması çiftçilerimiz adına mutluluk vericidir” dedi.

Mevsimlik tarım işçilerine KADES eğitimi

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla çeşitli çalışmalar yapan Aksaray İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, kente gelen mevsimlik tarım işçisi kadınlara Kadın Destek Uygulaması (KADES) hakkında eğitim verdi.


Kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla çeşitli çalışmalar yapan Aksaray İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, kente gelen mevsimlik tarım işçisi kadınlara Kadın Destek Uygulaması ( Kades ) hakkında eğitim verdi.

Aksaray’da İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından eğitim faaliyetleri aralıksız sürüyor. Özellikle kadına karşı meydana gelen şiddet ve taciz olaylarının önlenmesine yönelik geniş çaplı çalışmalar yapan jandarma ekipleri kente genelen mevsimlik tarım işçileriyle bir araya geldi. Tarım arazilerinde kadın işçilerle buluşan jandarma ekipleri KADES hakkında eğitim verdi. Programın amacı, nasıl kullanıldığı ve kadın hakları çerçevesinde birçok ilgiyi kadınlara ulaştıran jandarma ekipleri kadınların telefonlarına KADES uygulamasını yükleyerek nasıl kullanacaklarını da bir bir anlattı. Broşürler dağıtarak bilgilendirme de yapan jandarma ekipleri en ufak bir olumsuzlukta uygulamayla destek alacaklarını anlattı.

İl Jandarma Komutanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Kadına yönelik şiddetle mücadele çerçevesinde bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetlerimize aralıksız devam edilecektir” denildi. – AKSARAY

Main Menu