TUZ GÖLÜ HAVZASI'NDA YONCA VERİMİ ÜRETİCİNİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRÜYOR
Türkiye’nin en önemli yonca üretim merkezlerinden Aksaray’da, 267 bin dekar alanda gerçekleştirilen üretimden yüksek rekolte bekleniyor.
Tuz Gölü Havzası’nda üretimi yapılan yoncada bu sezon ilk hasatta yüksek verim üreticinin yüzünü güldürdü.
İl Tarım ve Orman Müdürü Bülent Saklav, AA muhabirine, kentte yem bitkisi yoncanın hasadına başlandığını söyledi.
Tuz Gölü Havzası’nda üretildiği için yoncanın mineral ve protein oranının çok yüksek olduğunu anlatan Saklav, hayvanların kaba yem ihtiyacının karşılandığını, Türkiye’nin 81 iline yonca gönderdiklerini dile getirdi.
Saklav, yoncanın süt hayvancılığı işletmelerince yüksek protein değeri dolayısıyla tercih edildiğini belirterek, “Geçen yıl 267 bin dekar alanda 2 milyon ton yonca üretimiyle Türkiye’de ikinci sırada yer aldık. Ülkemizdeki yonca üretiminin yüzde 10’unu tek başına Aksaray karşılıyor. Yoncanın her biçiminde dekara 1-2 ton arası yeşil ot olarak yonca alıyoruz.” diye konuştu.
Hedeflerinin yakın zamanda rekolteyi 2,5 milyon tona çıkartmak olduğunu dile getiren Saklav, “Ortalama yılda 4-5 biçim yapılıyor. Hastalık veya bir başka zararlımız da yok.” ifadelerini kullandı.
– “Yüksek rekolte bekliyoruz”
Üretici Recep Yapılcan ise Tuz Gölü Havzası’nda 4 bin dekar arazi işlediklerini söyledi.
Yonca, buğday, şeker pancarı ve mısır gibi ürünler başta olmak üzere ağırlıklı hububat ekimi yaptıklarını belirten Yapılcan, şöyle konuştu:
“500-600 dekar alanda yonca tarımı yapıyorum. Yonca hayvanlar için olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Yağış ve havalar bu yıl çok iyiydi, yüksek rekolte bekliyoruz. Biz yoncalarımızı sadece suluyoruz, gübre falan kullanmıyoruz. Biçildikten sonra kurumaya alıyoruz. Yapraklarının dökülmemesi için gece tırmık yapıyoruz. Yine gece yaprakları dökülmeyecek şekilde balyalıyoruz. Her 40 günde bir biçim yapıyoruz. 50’ye yakın işçi çalıştırıyorum. İşçi bulmakta da güçlük çekiyoruz. ‘İş bulamıyoruz’ diyenlere kapımız her zaman açık, gelsinler tarım alanında istihdam edelim.”
SULAK ARAZİLERDE "KONURALP PİRİNCİ" MESAİSİ BAŞLADI
Düzce’de lezzeti dolayısıyla tüketicilerden talep gören tescilli Konuralp pirincinin sofralara ulaşması için her yıl uğraş veren üreticiler, sulak arazilerde ekim mesaisine başladı.
Geçmişten bu yana dededen toruna ulaşan ata tohumuyla ekimi yapılan Konuralp pirinci, meşakkatli bir sürecin ardından sofralardaki yerini alıyor.
Düzce merkeze bağlı Konuralp bölgesinde çeltik üretimi yapan çiftçiler, sabahın erken saatlerinde sulak alanlara giderek tohumları toprakla buluşturuyor.
– “4 ay sonra hasadını yapacağız”
Pirinç üreticisi 65 yaşındaki İsmet Aktepe, AA muhabirine, 45 yıldır pirinç ekimi yaptığını belirterek “Pirincimiz gerçekten lezzetli, yiyenler memnun ama suyundan ama toprağından, lezzeti bir başka. Yiyenler bunu böyle söylüyor. Yıllardan beri verdiğim insanlar başka pirinç alıp yemiyor. Bizim pirinci bekliyorlar.” dedi.
Geçen sene kurutma tesisinin kurulduğunu anımsatan Aktepe, “Bu sene inşallah faaliyete geçecek. Bize faydası var tabii. Çeltik üretme ve paketleme tesisi de kurulacak diye duyduk. İnşallah o da gerçekleşir de üretici buradaki müstahsilin nakliye ücretinden kurtulur. Gönen, Osmancık’a gidiyoruz. Çeltiği pirince çevirmek için bize çok büyük nakliye maliyeti biniyor.” diye konuştu.
Aktepe, tarihi belgelere göre Osmanlı döneminden beri bölgede pirinç ekimi yapıldığını bildiklerine işaret ederek “Tarihi kitaplarda, Konuralp’in Düzköy Ovası’na bile çeltik ekildiği söyleniyor.” ifadesini kullandı.
Pirinç ekiminde yerli tohumlar kullandıklarını, bunları ziraat mühendislerinin geliştirdiğini anlatan Aktepe, “Çok kaliteli tohumlar, sertifikalı tohumlar ekiyoruz. Ziraat mühendislerimiz taleplerimize göre tohumlar gönderiyor. Şimdi attık, Allah nasip ederse 4 ay sonra hasadını yapacağız. Bizler toprağa ve çamura değemezsek rahat edemeyiz. Bizim yaşantımız bu, çamura bulaşmamız lazım. Bizim için burası enerji, burada rahatız. Tarlamızla ilgilenirken, sıkıntıları çözmeye çalışırken dünya telaşından uzaklaşıyoruz.” diye konuştu.
MÜHENDİS ÇİFT MESLEKLERİNİ BIRAKIP ÇİLEK SERASI KURDU
Denizli’nin Buldan ilçesinde yaşayan elektronik mühendisi Müjgan Köklü Sezmiş ve eşi Hakan Sezmiş, yıllardır yaptıkları mesleklerini bırakıp topraksız tarıma yönelerek çilek serası kurdu. 6,5 dönümlük alanda çilek üretimi yaparak geçimini sağlayan çifti, hedeflerini bölgede hem üretimi hem de istihdamı artırmak olarak açıkladı.
İzmir’de bulunan bir şirkette uzun yıllar çalışan elektronik mühendisleri Müjgan Köklü Sezmiş ve eşi Hakan Sezmiş çifti, mesleklerini bırakıp memleketleri Buldan’a yerleşti. İlçede bulunan topraksız sera üretimine merak saran Sezmiş çifti, çilek serası kurmaya karar verdi. Şimdilerde sevdikleri mesleği yapan Sezmiş çifti, 6,5 dönüm kapalı alan üzerinde çilek üretmeye başladı. Geçen yıl Ekim’de seraya ilk fidesini diken Sezmiş çifti, Mayıs ayında ilk hasadını almaya başladı. Uzun süredir çilek serasında ilk hasatlarını yapmayı bekleyen ve bunun mutluluğunu yaşayan Sezmiş çiftinin şimdiki hedefleri ise bölge de hem üretimi hem de istihdamı artırmak.
“Topraksız tarımda üretimi tercih ediyoruz”
Eşiyle birlikte elektronik mühendisliğini bırakan Müjgan Köklü Sezmiş, çilek üretiminde iç piyasa yoğun talep gördüklerini belirterek, “Eşimle birlikte uzun yıllar elektronik mühendisliği yaptıktan sonra sera yatırımı yaparak çilek üretimi yapmaya karar verdik. Buldan’a taşındıktan sonra geçen yıl Mayıs ayında seramızı kurmaya başladık. Ekim ayında fidelerimizi diktik. Mart ayının başlarında üretimimiz başladı. Nötr ve kısa gün cinsi çileklerimiz var. İç piyasada yoğun ilgi görüyoruz. Çilek katma değeri yüksek ve dönemsel olmayan bir ürün olmasının yanı sıra Buldan şartlarına da çok uygun. Topraksız tarımda üretimi tercih ediyoruz. Çok keyifli bir iş yapıyoruz. İlerleyen dönemlerde sera yatırımlarına devam ederek bölgemizde hem üretimi hem de istihdamı artırmayı hedefliyoruz” dedi.
“Üretimden çok memnunuz”
Eşi ile birlikte yoğun ve yorucu bir dönem geçirdiklerini belirten elektronik mühendisi Hakan Sezmiş ise“İşletmemizde otomatik sistem sulama yapıyoruz. Şu anda altı buçuk dönüm kapalı seramızda yüz on bin fidemizden, fide başına yaklaşık beş yüz gram çilek yetiştiriyoruz. Biz burada topraksız üretim yaparken kullandığımız tarım ilaçlarının çilek üretimine uygunluğuna bakarak kullanıyoruz. Lisanslı fide kullanıyoruz. Raf sisteminde tek sıra raf üzerine kurduk. Daha fazla güneş ışığından faydalanmasını sağladık. Üretimden çok memnunuz” diye konuştu.
ANTALYA'DA ÖRTÜ ALTI ÜRETİCİLERİNE "YAPIŞKAN TUZAK" DESTEĞİ
Antalya Büyükşehir Belediyesi, örtü altı üretimde bitki zararlılarına karşı üreticilere 5 bin yapışkan tuzak dağıtımı yaptı.
Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Bitkisel Üretim ve Eğitim Şube Müdürlüğü ekipleri, Manavgat’ta seralarda üretim yapan üreticilere bitki zararlılarıyla mücadele için bioteknik mücadele desteği sağlıyor.
Ziraat mühendisleri Çardak, Yavrudoğan, Denizyayaka ve Parakende mahallelerindeki çiftçilere hastalık, zararlı böceklere karşı mücadele eğitimi verdi.
Ardından seralarda inceleme yapan mühendisler, çiftçilere zararlı böceklere karşı nasıl mücadele edeceklerini uygulamalı anlattı.
Ekipler, 5 bin çiftçiye beyaz sinek zararlısıyla mücadelede kullanılan sarı tuzaklardan dağıttı.
Çardak Mahallesi’nde domates yetiştiriciliği yapan Abdullah Birer, büyükşehir çalışanlarının seralarına kadar gelip bitkileri incelediğini belirtti.
Ziraat mühendislerinin bitkileri yerinde inceleyerek kendilerine bilgi verdiklerini kaydeden Birer, “Dağıtılan sarı tuzak sayesinde ürünlerimizi ilaç atmadan yetiştirmeye çalışıyoruz. Bizlere maddi anlamda avantaj sağlıyor.” dedi.
"1 MİLYAR LİRAYI AŞKIN DESTEK ÖDEMELERİ BAŞLADI"
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, 7 farklı kalemde toplam 1 milyar 44 milyon 493 bin liralık tarımsal destekleme ödemesinin bugünden itibaren T.C. kimlik numaralarına göre çiftçilerin hesaplarına aktarılacağını bildirdi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci sosyal medya hesabından, “Çiftçilerimize hayırlı ve bereketli olsun” ifadeleriyle yaptığı paylaşımda, Islah Amaçlı Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği Desteği çerçevesinde 830 milyon 867 bin lira, Besilik Erkek Sığır Desteği çerçevesinde 111 milyon 516 bin lira, Sürü Yöneticisi Desteği çerçevesinde 63 milyon 90 bin lira, Hayvan Hastalıkları Tazminatı çerçevesinde 30 milyon 403 bin lira, Yağlı Tohumlu Bitkiler Desteği çerçevesinde 5 milyon 173 bin lira, Tiftik Keçisi İlave Desteği çerçevesinde 1 milyon 840 bin lira ve Et Piyasası Düzenlemesi Desteği çerçevesinde 1 milyon 602 bin lira olmak üzere toplamda 1 milyar 44 milyon 493 bin 492 liralık tarımsal destek ödemelerini bugünden itibaren çiftçilerin hesaplarına aktarmaya başladıklarını kaydetti. Bakan Kirişci’nin paylaşımında yer verdiği grafiğe göre, Islah Amaçlı Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği ve Besili Erkek Sığır Desteği ödemeleri hariç diğer ödemeler bugün saat 18.00’dan itibaren çiftçilerin hesaplarına aktarılacak. İki parçada hesaplara aktarılacak Islah Amaçlı Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği ve Besili Erkek Sığır Desteği ödemeleri ise T.C. kimlik numarasının son hanesi 0 ile 2 ve vergi kimlik numaralarının son hanesi 0,1,2,3,5,7,9 olan çiftçilere 27 Mayıs saat 18.00’den sonra, T.C. kimlik numarasının son hanesi 4, 6, 8 ve vergi kimlik numaralarının son hanesi 4,6,8 olan çiftçilere 3 Haziran saat 18.00’den sonra yatırılacak.
TOKAT'TA TURFANDA KİRAZ HASADI BAŞLADI
Tokat’ta hasadı başlayan erkenci kiraz tarlada 15-16 lira arasında markette ise 25-30 lira arasında fiyata alıcı buluyor.
Tokat merkeze bağlı Kemalpaşa köyünde erkenci kirazı hasadı başladı. Turfanda kiraz hasadının yapıldığı köyde toplanan kirazlar yurt içi piyasada tüketiliyor. Erkenci kiraz tarladan kilogramı 15-16 liradan sunuluyor. Halde cinsine göre 20 – 22 liradan satılan kiraz market ve manavlarda ise 25-30 liradan satışa sunuluyor. Komisyoncu Erdal Kiran, sezonu geçen yıla oranla beklentilerinin altında olduğunu söyledi. Kiran, üretim maliyetlerinin artmasına karşı kiraz fiyatlarının düşük olduğunu ifade ederek, “Şu an kirazın tarladaki fiyatı 15-16 civarda. Yani geçen yıla oranla kıyasladığımızda kirazın bu sene tarlada 25-30 lira bandında olması lazım. Ama şu an turfanda olmasına rağmen 15-16 lira civarında. Bu fiyatların biz ilerleyen günlerde daha da düşeceğini tahmin ediyoruz” dedi.
Kiran, vatandaşın temel ihtiyaç malzemesi dışında kalan ürünleri çok fazla tercih etmediğini belirterek, “Vatandaşın alım gücü azaldı. Buna paralel olarak da meyve fiyatlarında çok ciddi oranda beklentilerin altında kalan bir rakam söz konusu. Hem maliyetlerimiz arttı hem de sattığınız ürünün fiyatı düştü. Bu da doğal olarak bizi üreticileri çok zor durumda bırakıyor” diye konuştu.
Hava şartlarının önceki yıllara göre iyi gittiğini rekolte de artış beklediklerini ifade eden Kiran, “Belki son 10 yılın en iyi sezonunu yaşadık. Toprak gerekli ihtiyacı olan kar yağışını aldı. Kirazlar soğuklamasını aldı. Ama meyve tutumundan sonraki aşırı sıcaklar oldu birkaç gün. Geçen gün lokal bir dolu yağış oldu. O da zarar verecek düzeyde bir dolu yağışı değildi” ifadelerini kullandı.
Tiftiğiyle meşhur Ankara keçisinin genini koruyup gelecek nesillere aktarıyorlar
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün, Eskişehir’in Mahmudiye ilçesindeki Anadolu Tarım İşletmesinde bu sene yüzde 20 ikizlikle 580 oğlak dünyaya geldi.
Eskişehir’in Mahmudiye ilçesinde, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) bünyesinde faaliyet gösteren Anadolu Tarım İşletmesinde, tiftiği rağbet gören Ankara keçisinin gen kaynağının korunması için çalışma yürütülüyor.
Osmanlı döneminde Sultan 2. Mahmud tarafından 1815’te “Çiftlikat-ı Hümayun” adıyla kurulan işletmede safkan Arap atı, esmer ırkı sığır ve Anadolu merinosunun yanı sıra Ankara keçisi yetiştiriliyor.
TİGEM bünyesinde 1984’ten bu yana faaliyet gösteren Anadolu Tarım İşletmesi, “tiftik keçisi” ve “Angora keçisi” isimleriyle de bilinen yaklaşık 1600 baş Ankara keçisine Esenbel mevkisindeki Keçicilik Şubesi’nde ev sahipliği yapıyor.
Ankara keçilerinden bu sene yaklaşık 2 ton tiftik elde edilen işletmede, nisan ve mayısta yüzde 20 ikizlikle 580 oğlak dünyaya gözlerini açtı.
Anadolu Tarım İşletmesi Hayvancılık Şubesi Şefi Mustafa Doğan, AA muhabirine, Ankara keçisinin Anadolu’ya 13. yüzyılda Türklerin Orta Asya’dan göçüyle geldiğinin bilindiğini söyledi.
İşletmenin Keçi Ağılı’nda 500 baş ana ile keçi varlığını sürdürdüklerini belirten Doğan, “15 Kasım’da keçilere tekelerimizi kattık. Nisanın ikinci haftasında da doğumlarımız başladı.” dedi.
Doğumların yüzde 90’ının tamamlandığını aktaran Doğan, yaklaşık 500 anneden 580 oğlağın dün
“Görevimiz, Ankara keçisinin gen kaynağının korunması”
Ankara keçisinin TİGEM bünyesinde sadece Anadolu Tarım İşletmesinde bulunduğuna dikkati çeken Doğan, “Anadolu Tarım İşletmesi Müdürlüğü olarak görevimiz, yerli ve milli Ankara keçisinin gen kaynağının korunması ve neslinin sürdürülmesidir. Gen kaynağımızı devam ettirmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.” ifadesini kullandı.
Doğan, özellikle Ankara, Eskişehir, Kütahya bölgelerinde yaygın olan Ankara keçisinden en fazla ekonomik değerin tiftik üretimiyle sağlandığını vurguladı.
Bu türün yerli ve milli gen kaynaklarından olduğunu kaydeden Doğan, şöyle konuştu:
“Ergin hayvanlardan 2,5 kilogram, ‘çebiç’ dediğimiz daha küçük, bir yaşındaki hayvanlardan da 1 kilogram tiftik çıkıyor. Bu yıl 1050 hayvanın yünlerini kırktık, 2 bin 60 kilogram tiftik elde ettik. Hayvan başına yaklaşık 2 kilogram tiftik aldık. Elde ettiğimiz tiftiği ihale yöntemiyle piyasaya sunuyoruz. Teke, erkek çebiç, dişi çebiç olarak bölgemizdeki vatandaşlarımıza damızlık dağıtımını da yapıyoruz. İsteyenler, Anadolu Tarım İşletmesi Müdürlüğüne başvurarak Ankara keçisi temin edebilir.”
Trabzon'dan 4 ayda 201,1 milyon dolarlık fındık ihraç edildi
Trabzon’dan yılın ocak-nisan döneminde 53 ülkeye 201 milyon 138 bin 187 dolarlık fındık ihraç edildi.
DKİB Fındık ve Fındık Mamulleri Sektör Komitesi Başkanı Mehmet Cirav, AA muhabirine, kentten yılın 4 ayında 53 ülkeye 41 bin 336 ton fındık ihraç edildiğini söyledi.
Söz konusu dış satımdan 201 milyon 138 bin 187 dolar kazanç sağlandığını belirten Cirav, İtalya, Almanya ve Polonya’nın en fazla fındık ihraç edilen ülkeler olduğunu ifade etti.
Cirav, İtalya’ya bu dönem 64 milyon 179 dolarlık fındık ihraç edildiğine işaret ederek İtalya’yı 43 milyon 268 bin 396 dolarla Almanya, 19 milyon 486 bin 393 dolarla Polonya’nın izlediğini, geçen yılın aynı döneminden farklı olarak Rusya, Umman, Slovenya, Japonya, Fas ve Kolombiya’ya da fındık satıldığını aktardı.
Fındık ihracatında ürün bazında da iç fındığın başı çektiğini belirten Cirav, ihracatın 149 milyon 701 bin 710 dolarını iç fındığın, 51 milyon 432 bin 367 dolarını işlenmiş fındığın, 4 bin 110 dolarını da fındık yağının oluşturduğunu kaydetti.
Cirav, ihracatta ülke çeşitliliğinin her geçen gün arttığına dikkati çekerek ihracatta yılı çok daha güzel rakamlarla tamamlamak istediklerini sözlerine ekledi.