20.05.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Ziraat Bankası'ndan Dünya Çiftçiler Günü'nde 500 çiftçiye gizemli tekne turu!

Korkusuz gazetesi yazarı Barış Yarkadaş, Ziraat Bankası’nın Dünya Çiftçiler Günü’nde 500 kişiye boğazda gezi düzenlediğini iddia etti. Tekne turuna katılan çiftçilerin hangi kritere göre belirlendiği bilinmezken, Yarkadaş, gezinin basından gizli tutulduğuna işaret etti.

Korkusuz gazetesi yazarı Barış Yarkadaş, bugün kaleme aldığı “‘Gizemli gezi’ye katılan 500 kişi kim?” başlıklı yazısında ilginç bilgiler verdi. Yarkadaş’ın, emekliliğine gün sayan bir bürokrata dayandırdığı habere göre; Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla, pazar günü İstanbul – Ataköy Marina’dan bir tekne kaldırdı.

ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER VE ÇİFTÇİLER

Tekneye bankanın üst düzey yöneticileri ile çiftçi olduğu söylenen 500 kişinin bindiğini aktaran Yarkadaş, haber ajanslarından hiçbir bilgi geçilmediğini de sözlerine ekledi. “Hiçbir gazete ya da TV etkinliğe davet edilmedi.” diyen Yarkadaş, “Ziraat Bankası 500 çiftçiyi tekne turuna çıkarıyor ve onlara ‘’Moral Gezisi’’ düzenliyorsa, bunun kamuoyuyla paylaşılması gerekmez miydi?” diye sordu.

BANKANIN RESMİ SİTESİNDE DE YOK

Yarkadaş, bankanın resmi internet sitesinde de geziyle ilgili herhangi bir bilgi yer almadığını aktararak “Doğrusu bu durum bana garip geldi. Dünya Çiftçiler Günü için düzenlenen tekne turuna davet edilen 500 kişi hangi kritere göre seçildi? Bu gezi çok mu gerekliydi? Ve bu geziye ilişkin basına neden bilgi verilmedi?” diye sordu.

TMO 325 bin tonluk yemlik mısır ithalatı için ihale açtı!

Toprak Mahsulleri Ofisi, 26 Mayıs’ta yapacağı iki ayrı ihale ile 325 bin ton yemlik mısır ithal edecek. Çiftçinin hububat alım fiyatlarının açıklanmasını beklediği bir dönemde mısır ithalat ihalesi haberi gelmesi dikkat çekti. 

Toprak Mahsulleri Ofisi‘nin hububat ithalat ihalesi haberlerini ilk duyuran isim olan Tarımdan Haber yazarı ve ziraat mühendisi Faik Toy, TMO’nun 26 Mayıs’ta 325 bin ton yemlik mısır ithalat ihalesi yapacağını açıkladı. Toy, twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Çiftçi hububat fiyatlarının açıklanması haberini beklerken 150 bin ton mısır ithalat ihalesi haberi geldi” dedi.

325 BİN TONLUK YEMLİK MISIR İTHALATI İHALESİ 

Toy, 26 Mayıs’ta yapılacak yemlik mısır ithalat ihalesinin 150 bin tonluk kısmı (Antrepo / serbest bölge), 175 bin tonluk kısmının ise (CFR) olduğunu bildirdi. 

Gübre fiyatını görenler gözlerine inanamadı! Rusya’dan 3 bin 100 liradan kim gübre ithal etti?

“Gübre fiyatları rekor artışla tarihi zirvelerini yaşarken, Mart ayında Rusya’dan ithal edilen gübrenin fiyatı görenleri şaşkına çevirdi. Savaşın ortasında Rusya’dan 3’te 1 fiyatına gübre ithal edilirken, bu ithalatı yapan deyim yerinde ise köşeyi döndü!

Milli Gazete’den Sadettin İnan’ın haberine göre, gübre fiyatları bu yıl çiftçinin canını ciddi bir şekilde yakarken, tarımsal üretime de büyük bir darbe vurdu. Milli Gazete, TÜİK verilerine dayanarak Türkiye’nin ithal ettiği gübrenin çiftçiye fahiş bir fiyatla satıldığını ortaya çıkarırken, TÜİK belgeli fahiş fiyata karşı Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığının bir işlem yapmaması manidar bulunmuştu. 

GÜBREDE TÜİK BELGELİ YENİ BİR FAHİŞ FİYAT SKANDALI! 

Türkiye’nin Mart ayında Rusya’dan diğer ülkelere göre 3’te 1 fiyatına üre gübresi ithal ettiği ortaya çıktı. Rusya-Ukrayna savaşının başladığı bir dönemde yapılan bu ithalat dikkat çekerken, ithalatı yapan firma ise deyim yerinde ise köşeyi döndü. TL bazında 3 bin 100 liradan ithal edilen 6 bin 160 ton üre gübresi ortalama 13 bin liradan çiftçiye satıldı. 

SAVAŞIN ORTASINDA RUSYA’DAN UCUZ GÜBRE İTHALATI

Mart ayında 8 ülkeden üre gübresi ithal edilirken, 8 ülkeden yapılan ithalatın ortalama fiyatı 687 dolar/ton olarak gerçekleşti. Umman, Mısır, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri’nden ortalama 687 dolar/tondan ithal edilen üre gübresinin Rusya’dan 214 dolar/tondan yapılması dikkat çekti. 

TÜİK’İN MART AYI ÜRE GÜBRESİ DIŞ TİCARET RAKAMLARI YAYINLANDI

TÜİK, Mart ayına ait üre gübresi dış ticaret rakamlarını yayınladı. Mart ayında Türkiye toplam 209 bin 584 ton üre gübresi ithal ederken, üre gübresi ithalatında yine Umman 131 bin 281 ton ile başı çekti. Umman’ı sırasıyla 56 bin tonla Mısır, 7 bin tonla Türkmenistan, 6.1 bin tonla Rusya, 5.6 bin tonla Özbekistan, 1600 tonla Azerbaycan 1000 tonla Birleşik Arap Emirlikleri takip etti. Üre gübresi ithalatında yüksek tonajlı alım yapılan ülkelerin başında gelen İran’dan ise Mart ayında sadece 438 ton üre gübresi ithal edildi. 

8 ÜLKEDEN İTHAL EDİLEN GÜBRENİN ORTALAMA FİYATI 687 DOLAR/TON OLDU

Mart ayında 8 ülkeden üre gübresi ithal edilirken, ortalama fiyat 687 dolar/ton olarak gerçekleşti. Ancak Rusya’dan ithal edilen üre gübresinin fiyatı ise görenleri şaşkına çevirdi. Çünkü 7 ülkeden ithal edilen üre gübresinin ortalama fiyatına göre Rusya’dan üçte bir fiyatına üre gübresi ithal edildi. 

RUSYA’DA 3’TE 1 FİYATINA GÜBRE İTHAL EDİLDİ 

Mart ayında ithal edilen üre gübresi Umman’dan 686 dolar/ton, Mısır’dan 730 dolar/ton, Türkmenistan’dan 744 dolar/tondan ithal edilirken, Rusya’dan ise 214 dolar/tona ithal edildi. 

3100 LİRADAN İTHAL EDİLEN GÜBRE ÇİFTÇİYE ORTALAMA 13 BİN LİRADAN SATILDI

Mart ayında dolar kurunun ortalama 14.6 TL olduğu düşünüldüğünde Rusya’dan ithal edilen üre gübresi TL bazında tonu 3 bin 100 liraya geliyor. Aynı dönemde Türkiye’de üre gübresinin çiftçiye 11 bin 500 lira ile 14 bin liradan satıldığı düşünüldüğünde Rusya-Ukrayna savaşının başladığı bir dönemde Rusya’dan çok düşük fiyata gübre ithal edilerek fahiş fiyatla çiftçiye satıldığı daha iyi görülüyor. 

RUSYA’DAN UCUZ GÜBREYİ KİM İTHAL ETTİ?

Rusya’dan bu ucuz gübre ithalatını kimin yaptığı merak edilirken, bu ithalatı yapan deyim yerinde ise köşeyi döndü. TL bazında 3100 liradan ithal edilen 6 bin 160 ton üre gübresi ortalama 4 katı fiyatına Türkiye’de çiftçiye satıldı.  

TÜRKİYE’NİN MART AYINDA İTHAL ETTİĞİ ÜRE GÜBRESİ MİKTARI VE ÜLKELERE GÖRE FİYATI 

  • Umman: 131 bin 281 ton (686 dolar/ton)
  • Mısır: 56 bin 166 ton (730 dolar/ton)
  • Türkmenistan: 7 bin 57 ton (744 dolar/ton)
  • Rusya: 6 bin 160 ton (214 dolar/ton)
  • Özbekistan: 5 bin 605 ton (658 dolar/ton)
  • Azerbaycan:  1613 ton (726 dolar/ton) 
  • Birleşik Arap Emirlikleri: 1000 ton (800 dolar/ton)
  • İran: 438 ton (736 dolar/ton) 
  • Mart ayı toplam üre gübresi ithalatı: 209 bin 584 ton (ortalama ithalat fiyatı 687 dolar/ton)

Çiftçinin dostu toprağın koruyucusu: Gübre Takip Sistemi

Piyasaya arz edilen gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanmasına yönelik olarak ve tarımda kullanılan gübrelerin taklit, tağşiş ve sahteciliğin önlenerek; amacına uygun ve güvenli şekilde kullanılması amacıyla Gübre Takip Sistemi kurulmuştur.

GÜBRE TAKİP SİSTEMİ NEDİR?  

Tamamen yeril ve milli imkânlarla geliştirilen Gübre Takip Sistemi (GTS) temelinde DnaBarkod teknolojisi yer almakta, biyoteknoloji ve karekod ile gübrenin izlenebilirliği sağlanmaktadır. GTS sayesinde gübre kaçakçılığının önüne geçilmekte, aynı zamanda sahtecilik, taklit ve tağşiş ürün önlenmektedir. Sahte gübrenin önüne geçmesiyle de çevre güvenliği ile insan ve bitki sağlığı da korunmakta, sürdürülebilir bir tarım imkanı sağlanmaktadır. 

GTS’NİN TARIM SEKTÖRÜNE KATKILARI NELERDİR? 

GTS’nin sağladığı güçlü kontrol mekanizması sayesinde ileriye dönük gübre politikalarının belirlenmesine katkı sunmakta, sahte, taklit ve tağşiş gübrelerin önlenmesiyle milyarlarca lira devletimizin kasasında kalmaktadır. Çiftçilerimiz de kaynağı belli olmayan gübrelerden korunmaktadır. 

PEKİ GTS NASIL İŞLİYOR?

Gübreler fabrikalarda henüz paketlenme aşamasındayken üstlerine biyoteknoloji kullanılarak DnaBarkod uygulanmakta, gübreler kimliklendirilmektedir. Ardından gübreler ile gübreyi taşıyacak ambalajlar eşleştirilerek online kayıt altına alınmaktadır. Çıkış fabrikası belli olan gübreyi hangi dağıtıcının hangi çiftçiye sattığı an be an izlenebilmekte, çiftçimiz de aldığı ürünün hangi fabrikadan çıktığını ve kendisine nasıl ulaştığını, ürünün kalitesini kolaylıkla öğrenebilmektedir.

DnaBarkod GÜVENİLİR Mİ?
Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü güvenlik onayını dikkate alarak çiftçilerimizin hizmetine sunduğu GTS’de uygulanan DnaBarkod yüzde yüz Türk teknolojisidir. Gübreye sıvı veya katı halde uygulanan DnaBarkodun sağlık açısından bir sorun teşkil etmediğini kanıtlayan, helal olduğunu belirleyen her türlü güvenlik sertifikasına sahiptir.

BİR ÇİFTÇİ KULLANDIĞI GÜBRENİN SAHTE OLUP OLMADIĞINI NASIL ANLAR? 

  • Gübre torbasının üzerinde DnaBarkod yoksa o gübre ya sahtedir ya da tağşiş edilmiştir. 
  • Torbanın üzerinde DnaBarkod varsa, telefona indirilecek Gübre Takip Sistemi uygulaması ile barkod okutulabilir gübrenin sahte olup olmadığı kontrol edilebilir. 
  • DnaBarkod ve torba üzerindeki bilgiler mutlaka eşleşmelidir. 
  • Eşleştirmesi yapılan barkodun da torba içindeki ürünü tanıması gerekmektedir. 

ÇİFTÇİ SAHTE VE TAĞŞİŞ EDİLMİŞ ÜRÜNDEN ŞÜPHELENİRSE NE YAPMALIDIR?

  • Hemen Gübre Takip Sistemi’nin iletişim numarası olan 0 850 310 8008 numarası aranmalıdır. 
  • Polis jandarma veya İlçe Tarım Müdürlüğüne durum bildirilmelidir. 
  • Yetkililer söz konusu gübreyi inceledikten sonra ürünün sahte olup olmadığı çiftçiyle paylaşılmaktadır. 

Patates üreticisinin yüzünü güldürdü

Türkiye’nin en erkenci patatesinin yetiştiği Adana’da hasat başladı. Tarladaki fiyatlar, çiftçinin yüzünü güldürdü.

Türkiye’nin en önemli tarım üretim merkezlerinden Adana’da erkenci patates hasadı don nedeniyle 2 hafta gecikmeli başladı. Sabahın erken saatlerinden itibaren tarlalara gelen tarım işçileri, traktör yardımıyla çıkartılan patatesleri topraktan arındırdı. Türkiye’nin dört bir yanına gönderilecek patatesler tarım işçileri tarafından özenle selelere alındı. Çuvallanıp kamyona yüklenen erkenci patatesler satış için hallere gönderildi. Kentte yaklaşık 40 bin dekarda ekilen ve dönüm başına 3 ile 4 ton arasında verim alınan patatesten 150 bin ton rekolte bekleniyor.

“Bu sene verim az”

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, don ve soğuk hava nedeniyle hasadın 2 hafta geciktiğini ve bu nedenle fiyatların yükseldiğini söyledi. Doğan, “Bu sene verim az. Eskiden yapılan birinci ve ikinci kalite patates ayrımı artık yapılmıyor. Tarlada 9 liradan satılarak piyasaya sunuluyor. Geçen sene 1 lira 80 ile 1 lira 90 kuruştan satılan patatesten çiftçimiz para kazanamadı ve bu sene ekim alanını azalttı. Bu sene rekoltenin ve ekim alanının az olması nedeniyle fiyatlar arttı” diye konuştu.

“Fiyatlar düşecek”

Çiftçinin fiyatlardan yüzünün güldüğünü ancak fiyatların ilerleyen dönemlerde düşeceğini kaydeden Mehmet Akın Doğan, “Önümüzdeki günlerde Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde ve İzmir’in Ödemiş ilçesinde hasat başlayacak. Oradaki patateslerde piyasaya girdiğinde o dönemdeki rekolteye göre fiyatlar düşecektir” dedi.

Doludan zarar gören tarım arazilerinde hasar tespitine başlandı

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde, dolu nedeniyle zarar gören tarım arazilerinde hasar tespit çalışması başlatıldı.

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde, dolu nedeniyle zarar gören tarım arazilerinde hasar tespit çalışması başlatıldı.İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, dün ilçede etkili olan dolu nedeniyle ürünleri zarar gören bölgelerdeki çiftçiler ve köylülerle görüştü.

Tozlu köyü Muhtarı Hasan Uzun, gazetecilere, dün akşam etkili olan dolunun Tozlu, Tekeli, Mecidiye ve Kesikkeli köylerinde yaklaşık 40 bin dekarlık tarım arazisine zarar verdiğini tahmin ettiklerini belirterek, ” Mısır, buğday, pamuk, ayçiçeği ve yer fıstığı gibi mahsulleri zarar gören çiftçilerimiz zor durumda. Hasar tespit çalışmalarının ardından devletimizden destek istiyoruz.” diye konuştu.

Öte yandan, bölgede küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Hasan Terkeşli de aniden başlayan ve bazıları yumurta büyüklüğüne varan dolu nedeniyle bazı hayvanlarının telef olduğunu kaydetti.

Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, Aliyev tarafından kabul edildi

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından kabul edildi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Azerbaycan temaslarına devam ediyor. Bakan Kirişçi, Bakü temasları çerçevesinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından kabul edildi. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Kirişci, Aliyev’e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını iletirken, Aliyev de teşekkür ederek Erdoğan’a selam yolladı.

Cumhurbaşkanı Aliyev birkaç gün önce Türkiye’ye yaptığı ziyareti hatırlatarak karşılıklı ziyaretlerin Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin gelişmesindeki rolünün önemine dikkat çekti. Aliyev ayrıca Vahit Kirişci’nin Tarım ve Orman Bakanı olarak atanmasını kutlayarak çalışmalarında başarılar diledi. İşgal sırasında Karabağ’da tarımla ilgili her şeyin Ermeniler tarafından yok edildiğini kaydeden Aliyev, işgalden kurtarılan topraklarda ve diğer alanlarda geniş çaplı tarım çalışmalarının planlandığını söyledi. Aliyev, bu bağlamda işgalden kurtarılan topraklarda Türkiye ile tarım alanında yakın iş birliği ve ortak faaliyetlerin yürütüldüğü hatırlattı.

Bakan Kirişci ise göreve başladıktan sonra ilk yurt dışı ziyaretini Azerbaycan’a yaptığını ifade etti.
Görüşmede, iki ülke arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin her alanda başarıyla geliştiği ve bu iş birliğinin gündeminde tarımın önemli bir rol oynadığı belirtildi.

Tekirdağ'da 3 ton yerli hibrit ayçiçeği tohumu ekildi

İl Tarım ve Orman Müdürü Oktay Öcal, “Yerli tohumlarımızın verimini göreceğiz. Seneye ekim alanlarını hep birlikte artıracağız.” dedi.

Tekirdağ’da, Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi kapsamında çiftçilere dağıtılan 3 ton yerli hibrit ayçiçeği tohumu toprakla buluşturuldu.

İl genelinde 350 çiftçiye dağıtılan hibrit ayçiçeği tohumuyla 10 bin dekar alanda ekim yapıldı.

Tekirdağ Tarım ve Orman Müdürü Oktay Öcal, AA muhabirine, çiftçilerin ayçiçeği ekim mesaisinde sona geldiğini söyledi.

Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü enstitülerinde üretilip tescil edilen yerli hibrit ayçiçeği tohumlarının bir ay önce üreticilere dağıtıldığını belirten Öcal, “Tekirdağ’da 3 bin kilogram tohum dağıtıldı. Bunun yüzde 25’i çiftçi destekli, yüzde 75’i devlet hibesi olarak karşılandı.” dedi.

Öcal, üreticilere 3 çeşit yerli hibrit ayçiçeği tohumu dağıtıldığını ifade etti.

Yerli tohumların dağıtılmasıyla ayçiçeği yetiştiriciliğinde yurt dışına bağlılık oranının azaltılacağına işaret eden Öcal, “Biz de ilimizde bu dağıtıma destek olduk. Üreticilerimiz bizden aldıkları tohumları toprakla buluşturdular. Şu ana kadar bölgemizde tarımsal faaliyetlerimizde herhangi bir sorun yaşanmadı.” diye konuştu.

Öcal, Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi’nin çiftçilerin yararına olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Yağışlarımız çok güzel. Çiftçilerimiz bu konuda bilinçli ekimlerini yapıyorlar, topraklarımız çok verimli. Her şey yolunda gidiyor. Ekimler bittikten sonra yerli tohumlarımızın verimini göreceğiz. Bu konuyla ilgili hem tecrübe etmiş hem öğrenmiş olacağız. Seneye bu ekim alanlarını hep birlikte artıracağız. Kendi tohumlarımızla, kendi üretimlerimizle yurt dışına bağlı kalmadan inşallah ülkemize, tarıma katkıda bulunacağız.”

“Yurt dışı pazarlarda rekabet gücümüz artacak”
Trakya Tohumcular Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Toruk ise yerli hibrit ayçiçeği üretiminin artmasının dış ticarette de rekabet imkanı sağlayacağını dile getirdi.

Yerli hibrit ayçiçeği tohumlarının deneme ekimleri yapıldıktan sonra bu yıl üreticilere dağıtıldığını aktaran Toruk, “Ülkemizde ayçiçeği tohumu çok pahalı. Yerli çeşitlerimiz arttıkça hem kalite hem de fiyat rekabeti olacaktır. Hibrit ayçiçeği tohumu Türkiye’de üretilince kendi çiftçimiz daha uygun fiyata daha kaliteli ürün üretecek hem de yurt dışı pazarlarda rekabet gücümüz artacak. Hasattan sonra alınan verimlerle yerli tohumların sonuçlarını çiftçilerimiz de daha net görecek.” ifadelerini kullandı.

23 dönüm alanda yerli hibrit ayçiçeği denemesi yapacak
Çiftçi Cengiz Özer de 450 dönüm alanda ayçiçeği ekimi yaptığını aktardı.

Yerli ayçiçeği tohumunun üreticiler tarafından memnuniyetle karşılandığını belirten Özer, “Bu sene 23 dönüm alanda yerli hibrit ayçiçeği denemesi yapacağız. Normal ekimlerimiz de devam ediyor. Hasat zamanı verimi iyi olursa seneye bundan ekeceğiz. Maliyetler çok yüksek; gübre, tohum, ilaç fiyatları yüksek, tohumumuz yerli olursa daha hesaplı olur.” dedi.

Türkşeker'de şeker paketleme işi de yandaş firmaya! Şeker gibi bürokrata dokunulmuyor!

Türkiye’nin en stratejik kuruluşlarının başında gelen kamu şeker fabrikalarının bağlı bulunduğu TÜRKEŞEKER’de Yönetim Kurulu’nun aylardır atanmamasından dolayı büyük bir başıboşluk yaşanırken, bu başıboşluk da menfaat çevrelerinin işine yarıyor. TÜRKŞEKER TARIM’da nohut peşkeşine imza atan TÜRKŞEKER Genel Müdürü Mücahit Alkan’ın marketlere verilen indirimli şekerleri de nohut peşkeşi ile köşeyi dönen firmaya paketlettirdiği ortaya çıktı. Belgeli nohut peşkeşine rağmen şeker paketleme işinin de Kahramankazan’daki Çağlayan Gıda’ya verilmesi, TÜRKŞEKER yöneticileri ile bu şirket sahipleri arasındaki ilişki merak ediliyor. 

Milli Gazete’den Sadettin İnan’ın haberine göre, Türkşeker’in marketlere ‘Raf Fiyat Garantili’ kapsamında verdiği indirimli şekerlerin, nohut peşkeşi çekilen firmaya paketlettirildiği ortaya çıktı. Nohut peşkeşi faturası ile sabit iken Türkşeker’in marketlere verdiği indirimli şekerlerin yine aynı firmaya paketlettirilmesi, çıkar ilişkisi iddialarını gündeme getirdi. 

NOHUT PEŞKEŞİ SÜMENALTI EDİLDİ 

TÜRKŞEKER Genel Müdürü Mücahit Alkan’ın, geçtiğimiz yıl TÜRKŞEKER TARIM Yönetim Kurulu Başkanı olduğu dönem şirketin piyasayı regüle etmek için çiftçiden aldığı ürünleri hiçbir ihale ve duyuruya çıkmadan kapalı kapılar arkasından belli firmalara piyasa fiyatının altında satarak peşkeş çektiği ortaya çıkmıştı. Mücahit Alkan, Milli Gazete’nin belgeli haberleri karşısında büyük bir sessizliğe bürünürken, kamu kaynaklarını peşkeş çekenlere yönelik gerek Vakıf Katılım gerekse Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hiçbir işlem yapılmaması da dikkat çekmişti. 

İHALE VE DUYURUYA ÇIKILMADAN 900 TON ÇAĞLAYAN GIDA’YA PEŞKEŞ ÇEKİLMİŞTİ 

TÜRKŞEKER TARIM’ın deposundaki yaklaşık 100 bin ton ekmeklik buğdayın yarıya yakını hiçbir duyuru ve ilana çıkılmadan Gaziantep’deki bir TÜRİB üzerinden kapalı satış şeklinde satılırken, bu satış sektörde doğrudan şaibeli satışı gündeme getirmişti. Bu satışın ancak komisyonlu bir satış ile yapılabileceği kaydedilirken, bu satıştan kimlerin nasıl bir menfaat sağladığı ise araştırılmayarak üzeri kapatılmıştı. Yine Mücahit Alkan’ın TÜRKŞEKER TARIM Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı dönemde, yaklaşık 900 tona yakın birinci sınıf nohut Kahramankazan’daki Çağlayan Gıda’ya piyasa fiyatlarının yarı fiyatına satılarak kurum kaynaklarının firmaya peşkeş çekildiği ortaya çıkmıştı. O dönem piyasa fiyatı 7,5 ile 8 lira olan birinci sınıf nohut Çağlayan Gıda’ya 4.93 liradan satılırken, bu satışın yine hiçbir duyuru ve ilana çıkılmadan kapalı kapılar arkasından yapılması TÜRKŞEKER TARIM’ın piyasayı regüle etmek için çiftçiden aldığı ürünlerin birilerine nasıl peşkeş çekildiğini gözler önüne sermişti.  

Milli Gazete, TÜRKŞEKER TARIM’da yaşanan nohut peşkeşini 13 Ağustos 2021’de attığı manşet haberiyle faturası ile ortaya koymasına rağmen, kamuoyuna bu konuyla ilgili hiçbir açıklama yapılmayarak buğdayda yapılan şaibeli satışta olduğu gibi nohut peşkeşinin de üstü örtülmüştü. 

TÜRKŞEKER YÖNETİCİLERİ İLE ÇAĞLAYAN GIDA ARASINDAKİ İLİŞKİ MERAK EDİLİYOR! 

TÜRKŞEKER TARIM’ın 900 ton nohudunu piyasa fiyatının yarı fiyatına Kahramankazan’daki Çağlayan Gıda’ya peşkeş çeken TÜRKEŞEKER TARIM yönetiminin, bu şirketle ilişkilerinin bununla da sınırlı olmadığı ortaya çıktı. TÜRKŞEKER’in belli marketlere indirimli şeker satışı kapsamında verdiği şekerlerin de yine Kahramankazan’daki Çağlayan Gıda’ya paketlettirildiği gün yüzüne çıktı. Nohut peşkeşi belgesi ile ortada dururken, şekerin de aynı şirkete paketlettirilmesi, bu şirket ile TÜRKŞEKER yöneticileri arasında bir çıkar ilişkisi mi var iddialarını gündeme getirdi. 

PİYASAYA ŞEKER SATILMAZKEN İYİGÜN GROS’UN DEPOSUNDA TONLARCA ŞEKER ORTAYA ÇIKMIŞTI

Diğer yandan Ankara’da İYİGÜN GROS’un deposunda tonlarca şeker görüntüsü ortaya çıkarken, piyasaya şeker satışının sınırlandığı bir süreçte İYİGÜN GROS’un deposunda tonlarda ton şeker bulunması, bu şekerlerin kaç liradan ve hangi şartlarda satıldığı tartışma konusu olmuştu. İYİGÜN GROS’un deposunda ortaya çıkan tonlarca şekerle ilgili olarak TÜRKŞEKER ve İYİGÜN GROS yöneticilerinin kamuoyuna hiçbir açıklama yapmamaları manidar bulunmuştu. 

TÜRKŞEKER YÖNETİM KURULU 10 AYDIR ATANAMIYOR! VAHİT KİRİŞÇİ ŞAİBELİ GENEL MÜDÜRLE ÇALIŞACAK MI ÇALIŞMAYACAK MI?

TÜRKŞEKER, bilindiği üzere özelleştirme kapsamından çıkarılarak Varlık Fonuna devredildi. Bu devrin ardından TÜRKŞEKER, ilgili Bakanlık olarak Tarım ve Orman Bakanlığına bağlanmıştı. TÜRKŞEKER’in en önemli karar organı olan Yönetim Kurulu 10 aydır atanmazken, Genel Müdür Mücahit Alkan’ın durumu da belirsizliğini sürdürüyor. Görevden alınan Bekir Pakdemirli döneminde TÜRKŞEKER Yönetim Kurulu’nun atanması beklenirken, bu atamaların yapılmaması Mücahit Alkan konusundaki soru işaretlerini artırmıştı. Nohut peşkeşi ve arpa buğdaydaki şaibeli satışa rağmen Mücahit Alkan’a dokunulamaması ‘Tarım Bakanlığının şeker gibi bürokratı’ eleştirilerine neden olurken, Vahit Kirişçi’nin de şaibeli genel müdürle ilgili bir karar verememesi dikkat çekiyor.  

Main Menu