10.05.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

Sorunları çözmek için köy köy dolaşıyorlar

Siirt’in önemli gelir kaynaklarından fıstık üretiminde verimin artması ve çiftçinin sorunlarının tespit edilerek çözülmesi için kurulan Fıstıkçılık Biriminde görevli ziraat mühendisleri, 4 yılda 565 kez köy ziyareti yaptı, 1760 üreticiyle görüştü. Sorunları çözmek için köy köy dolaşıyorlar 

Siirt’in önemli gelir kaynaklarından fıstık üretiminde çiftçinin sorunlarının çözülmesi amacıyla oluşturulan “Fıstıkçılık Birimindeki görevliler, köy köy, bahçe bahçe gezerek üreticilere hizmet sunuyor. İşlenerek iç ve dış piyasaya sunulan Siirt fıstığında verimin artırılması için Tarım ve Orman İl Müdürlüğünce çalışmalar yapılıyor. Bu kapsamda Müdürlükçe fıstık üretiminde çiftçilerin karşılaştığı sorunların çözümü amacıyla 2018 yılında  Fıstıkçılık Birimi  kuruldu. 5 ziraat mühendisinin görev yaptığı birim ile hem iletişim hattı üzerinden çiftçilerin sorularına cevap veriliyor hem de saha ziyaretleriyle üreticilerin karşılaştıkları sorunlar yerinde tespit ediliyor.

Birimde görevli mühendisler, “fıstıkta hastalık ve zararların önlenmesi”, “fıstık ağaçlarının bakımı”, “budama ve aşılama teknikleri” gibi konularda çiftçilerden gelen soruları yanıtlıyor, yerinde tespit yaparak bilgilendirme faaliyeti yürütüyor. Görevliler, Uluslararası Tat Enstitüsünün gerçekleştirdiği “2021 Tat Değerlendirmesinde üstün lezzet ödülüne layık görülen Siirt fıstığında verimi artırmaya yönelik yoğun çaba sarf ediyor.

Adana'da üç yeni pamuk çeşidi daha tescillendi, 33'e yükseldi

Adana’da Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünce lif kalitesi ve verimi yüksek olan üç yeni pamuk çeşidi geliştirilip tescillendi. Yeni çeşitler çiftçiye ekonomik katkı sunarken tekstil sektörü tarafından da tercih edilebilecek.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı enstitü, Türk tarımına katkıda bulunmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Enstitüde bugüne kadar geliştirilip tescil edilmiş 30 pamuk çeşidine “Türkan”, “Boran” ve “Maraspoli” isimleri verilen üç çeşit daha eklendi.

Emsallerine göre özellikle lif kalitesi ve verimiyle öne çıkan pamuk çeşitleri, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezince tescillenerek Türk çiftçisinin hizmetine sunuldu.

“Orta Asya pazarına açılmak üzere çeşitler geliştiriyoruz”

Enstitü Müdürü Abdullah Çil, enstitünün kurulduğundan bu yana pamuk konusunda önemli çalışmalar yaptığını anlattı.

Türkiye’deki toplam sertifikalı pamuk miktarı içerisinde, enstitülerinin tescil ettirdiği sayıyla dikkati çektiğini belirten Çil, şöyle konuştu:

“Pamuk konusunda hem eski bir enstitü olmamız hem de ülkemizin bu ürüne ihtiyaç duyması nedeniyle Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yönelik yeni tohum çeşitleri geliştirme çalışmalarımız oluyor. Özel sektör kanalıyla pamuk çeşitlerimiz ABD ve başka ülkelere de satılıyor ve o ülkelerin pazarlarında yer buluyor. Son dönemde Orta Asya pazarına açılmak üzere çeşitler geliştiriyoruz. Bunun yanı sıra Orta Doğu, Afrika ve Güney Amerika ülkelerine yönelik çeşitler geliştirme çalışmaları da sürdürmekteyiz.”

“Yeni tescillenen çeşitler çiftçiye ekonomik katkı sunacak”

Son geliştirdikleri üç çeşidin lif kalitesi ve dekar başına verim yönünden emsallerine göre iyi olduğunu anlatan Çil, dekara ortalama Türkan dan 538, “Boran” dan 529 ve “Maraspoli” den 503 kilogram verim alınabildiğini söyledi.

Çil, söz konusu çeşitlerin çiftçiye ekonomik katkı sunacağını ve tekstil sektörü tarafından tercih edileceğini vurguladı.

Yeni fındık çeşidi 'Çetiner' tescillendi

Giresun’da, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren Fındık Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan çalışmalar sonucu yeni fındık çeşidi, “Çetiner” adı ile tescillendi.

Enstitü Müdürü Aysun Akar, AA muhabirine, yeni fındık çeşidinin farklı olduğunun tespiti üzerine Giresun’un Bulancak ilçesinden alınarak enstitüye getirildiğini söyledi.

Verim ve kalite özellikleri bakımından yapılan incelemeler sonucu, 2019’da yeni çeşidin tescil edilebilir olduğuna karar verildiğini anlatan Akar, tescil için Ankara’daki Tohumluk, Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğüne müracaat ettiklerini belirtti.

Akar, söz konusu müdürlüğün iki yıl boyunca yeni çeşit fındığı incelediğine dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

“Yılda en az iki kez deneme bahçesine gelip, belirli dönemlerde çeşidimizin meyve oluşumu, hasat dönemi gibi fenelojik özelliklerini takip ettiler. Meyvelerden örnek aldılar ve başvurumuzun doğruluğunu onayladılar. İki yıllık sürecin sonunda bu yılın ilk aylarında üniversitelerden akademisyenlerin de katılımıyla toplanan komite tarafından ‘Çetiner’ yeni bir çeşit olarak kabul edildi ve tescili onaylandı. ‘Çetiner’ adı ise seleksiyon ıslahı yöntemiyle bu çeşidi bulan araştırmacılarımızdan birinin soyadı. Ahde vefa olarak düşündük ve ‘Çetiner’ ismini uygun bulduk.”

Yeni çeşidin, Giresun tombul fındığına yakın oranda beyazlama özelliğine sahip yani zar atma oranının yüksek olduğunun altını çizen Akar, “Kabuk kalınlığı, tombul fındığa göre biraz daha kalın. Bunun yanında göbek boşluğu oldukça az, bu da aranan özelliklerinden biridir.” dedi.

Akar, “Çetiner” çeşidinin verimli bir çeşit olduğunu vurgulayarak, “Fındıkta genellikle bir yıl daha fazla ürün, ikinci yıl daha az ürün elde ederiz. Tabii bunu bazı kültürel önlemlerle aşabilsek de bu periyodisite (yıldan yıla farklı verim) olayı fındık için önemli bir özelliktir. Bu çeşidimizde ise bu özellik ‘yok denecek kadar az’ diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Söz konusu çeşidin erken hasat edilebildiğine işaret eden Akar, “Tombul veya çakıldak çeşidi fındıkla kıyasladığımızda, daha erken hasat olgunluğuna erişiyor. Bir hafta kadar daha erken hasat olgunluğuna gelip hasat edilebilir.” diye konuştu.

“Don bakımından sahil kesimde riski olmayan bir çeşit”
Aysun Akar, bu çeşidin, Türk fındık çeşitleri arasında en erken yaprak açan çeşit olduğunu da vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Belki ‘erken yaprak açtığına göre, ilkbahar geç donlarına maruz kalabilir’ gibi bir algı olabilir ama bu böyle değil. Şunu vurgulamak isterim; bu fındık çeşidini dona maruz kalmayan yerlerde, özellikle de sahil kesimi için tavsiye ediyoruz. Don riski olan yerlerde tavsiye edeceğimiz bir fındık çeşidi değil. Sahil kesiminde de erken yapraklandığı ve meyve oluşturacak tomurcuğu bu yapraklar sardığı için bir nevi soğuktan koruyor. Don bakımından sahil kesimde riski olmayan bir çeşit.”

İklimin, fındık tarımı yapılan alanlarda ne yönde değişeceğinin bilinmediğini belirten Akar, fındık tarım alanlarının da ısınacağı yönünde bilgiler olduğunu ifade etti.

Akar, bu nedenle de ortaya çıkardıkları yeni çeşitlerin iklime uyumluluğunu uzun vadeli düşündüklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“40-50 yıl sonra Doğu Karadeniz’in fındık tarım alanlarının nasıl bir iklime sahip olacağını aslında hiçbirimiz bilmiyoruz. Belki o dönemde erken yapraklanan, erken hasat olgunluğuna gelen bu yeni çeşidimiz ön plana çıkmaya başlayacak. Bu anlamda erken hasat özelliğinin iklim değişikliği sürecinde avantaj sağlayabileceğini düşünüyoruz.”

“Bereketli topraklara sahibiz”

Tepebaşı Belediye Başkanı Dr. Ahmet Ataç, kırsal mahalle sakinleri ile bir araya gelmeye devam ediyor.

Başkan Ataç bu kapsamda Yukarı Söğütönü, Yukarı Kartal, Turgutlar ve Kargın Mahallelerinde düzenlenen yağmur ve şükür dualarına katıldı. Etkinliklerde çok sayıda mahalle sakini ile bir araya gelen Başkan Ataç, vatandaşlar ile selamlaşarak sohbet etti. Katıldığı yağmur ve şükür duaları hakkında değerlendirmede bulunan Başkan Ataç, “Bugün kırsal mahallelerimizde düzenlenen etkinliklerde vatandaşlarımız ile birlikteydik. Yağmura, suya hepimizin ihtiyacı var. Bu güzel ve bereketli topraklar, yağan yağmurla daha da verimli hale geliyor. Birlikte geleneklerimizi yaşatırken dayanışmanın ve paylaşmanın mutluluğunu da paylaşıyoruz.

Tüm hemşehrilerimin dualarının kabul olmasını temenni ediyor, üreticilerimize bereketli bir dönem diliyorum” ifadelerini kullandı.
Başkan Ataç’a ziyaretlerinde Tepebaşı Belediye Meclis Üyesi Hasan Tutucu eşlik etti. Başkan Ataç’ı ağırlayan kırsal mahalle sakinleri de katılımından dolayı kendisine teşekkür etti.

Enginar hasadı gecikmeli başladı

Enginar hasadı gecikmeli başladı Adana’da tarlada 2,5 TL’den satılan ve nakliye giderleri ile büyükşehirlerde tanesi 10-15 TL’yi bulan karaciğer dostu, şifa deposu enginar büyükşehirlere gönderiliyor. ADANA Adana’nın Kozan ilçesinde bölgenin ilk ve tek enginar tarlasında hasat başladı.

Enginar hasadı gecikmeli başladı

Adana‘da tarlada 2,5 TL’den satılan ve nakliye giderleri ile büyükşehirlerde tanesi 10-15 TL’yi bulan karaciğer dostu, şifa deposu enginar büyükşehirlere gönderiliyor

ADANA Adana’nın Kozan ilçesinde bölgenin ilk ve tek enginar tarlasında hasat başladı.

Ankaralı iş adamı Melih Karaca tarafından 45 dekar araziye eylül ayında ekilen 32 bin 500 kök enginarda hasat yapıldı. Bu yıl tarlada 2,5 TL den satılan ve nakliye giderleri ile büyükşehirlerde tanesi 10-15 TL’yi bulan karaciğer dostu, şifa deposu enginar Adana, Mersin ve büyükşehirlerden yoğun talep görüyor.

Enginar ailesi olarak bilinen bitkide anaç, enginar kalbi, torunları, kardeşleri olarak adlandırılan sebze dalları ise havadan görüntülendi.

Yatırımcı Melih Karaca ürün rekoltesinden memnun olduklarını belirterek, “Burası 45 dekarlık bir arazi. 32 bin 500 civarında fide dikildi. Hasat zamanı mart zamanı ama hava muhalefeti nedeniyle gecikti. Bizim çeşidimiz İspanyol çeşidi. Yerli Bayrampaşa ve Sakız çeşidi vardır. Bayrampaşa çeşidinden bir kökten 2-3 tane arasında çıkar bu türde 10-15 adet ürün elde edebiliyoruz. Rekoltesi yüksek. Rekolte olarak beklentimizi karşılıyor. Yüzümüzün gülüp gülmemesi piyasa şartlarına bağlı birazda. Şuanda aşağı yukarı tarlada 2-2,5 TL arasında tarlada fiyatı. İstanbul‘da Ankara’da farklı fiyat ama tüketiciye maliyeti hesaplandığında 13-14 lirayı bulabiliyor” diye konuştu.

Hasat yapan tarım çalışanları ise karaciğer yağlanmasına, kolesterole çok faydalı olan enginarın değerinin bilinmesi gerektiğini söyledi.

Gıda denetimlerinde 2021’de 157 milyon lira ceza kesildi

Et Tarım ve Orman Bakanlığı yurt genelinde gıda denetimlerini arttırdı. Bu denetimlerde karşılaşılan haksız uygulamalar da cezalandırıldı. 2021’deki bilanço ise Bakanlık verilerine yansıdı.

Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerince, geçen yıl 81 ilde toplam 1 milyon 378 bin 185 gıda kontrolü gerçekleştirildi, bu kontrollerin 14 bin 353’üne toplam 157 milyon 71 bin 469 liralık idari para cezası uygulandı. Bu denetimlerin 146’sı için Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunuldu.

Üretimden tüketiciye gelinen son noktaya kadar denetim

Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, gıda güvenilirliğine yönelik denetim ve incelemeler, ithalat ve ihracatta yapılan kontroller dahil olmak üzere birincil üretim aşamasından tüketiciye kadar tüm süreçlerde işletmelerin onay/kayıtları ile şüphe, şikayet, izleme, izlenebilirlik, gözetim ve denetim gibi farklı hizmet ve tekniklerin tümünü içeriyor.

Gerekli görüldüğünde numune alınarak inceleniyor

Gerekli görülmesi halinde numune alınarak analiz yapılmak üzere Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlükleri’ne gönderiliyor.

Olumsuzluklarda idari yaptırım uygulanıyor

Yapılan resmi kontroller ve analiz sonrası olumsuzluk tespiti halinde gıda işletmelerine idari yaptırım uygulanıyor.

ALO 174 hattına ihbar yağdı

2021’de ALO 174 Gıda Hattına gelen toplam 175 bin 618 çağrıdan 84 bin 972’si sonuçlandırıldı. Hattın faaliyete geçtiği 14 Şubat 2009’dan bugüne kadar 2 milyon 687 bin 138 arama gerçekleştirildi.

WhatsApp İhbar Hattına 52 bine yakın başvuru yapıldı

ALO 174 WhatsApp İhbar Hattına ise faaliyete geçtiği 8 Mart 2020’den bugüne 51 bin 505 bildirim geldi. Bunların 11 bin 91’i gıda ihbar ve şikayet kapsamında olduğu için kayıt altına alındı ve 10 bin 759 başvuru sonuçlandırıldı.

Tarım ihracatından 2,7 milyar dolar gelir

Tarım sektörü, nisanda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,6 artışla 2 milyar 765 milyon dolarlık dış satıma imza attı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye’nin nisan ayı ihracatı 2021’in aynı dönemine kıyasla yüzde 24,6 artarak 23 milyar 363 milyon dolar oldu.

Tarım sektörü, ihracattaki güçlü performansını nisan ayında da sürdürdü. Jeopolitik risklere karşın sektör temsilcilerinin sürekli yeni pazarlarla ihracat ağını genişletmesi bu güçlü performansa katkıda bulundu.

Türkiye’nin tarım ihracatı, nisanda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,6 artarak 2 milyar 765 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektör, yılın 4 ayında da 2,5 milyar doların üzerinde tutunmayı başardı.

Bu yıl ocakta 2 milyar 558 milyon dolar, şubatta 2 milyar 773 milyon dolar ve martta 3 milyar 30 milyon dolar tutarında dış satım yapan sektör, 8 milyar 374 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek ilk çeyrek ihracatını gerçekleştirmişti.

Tarım ihracatının nisan ayında Türkiye’nin toplam ihracatı içerisindeki payı da yüzde 11,8 oldu.

Tarım sektörünün dış satımı Ocak-Nisan 2022’de de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,1 artarak 11 milyar 127 milyon dolara çıktı.

Sektörlere göre ihracata bakıldığında, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri nisan ayında da liderliğini sürdürdü. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, bu dönemde 819 milyon 394 bin dolar tutarında dış satım yaptı.

Mobilya kağıt ve orman ürünleri sektörü ise 778 milyon 148 bin dolarla tüm zamanların en yüksek aylık ihracatına imza attı.

Bu sektörleri, 383 milyon 680 bin dolarla su ürünleri ve hayvansal mamuller, 210 milyon 446 bin dolarla yaş meyve sebze, 207 milyon 225 bin dolarla meyve sebze mamulleri, 139 milyon 387 bin dolarla kuru meyve ve mamulleri, 126 milyon 825 bin dolarla fındık ve mamulleri, 52 milyon 441 bin dolarla tütün, 29 milyon 744 bin dolarla zeytin ve zeytinyağı, 18 milyon 96 bin dolarla süs bitkileri ve mamulleri sektörleri izledi.

Tarım bünyesindeki 10 sektörden 9’u ihracatını artırdı

En fazla ihracat artışını yüzde 36,7 ile su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü yaptı. Bu sektörü, yüzde 33,9 ile mobilya, kağıt ve orman ürünleri, yüzde 31,4 ile meyve sebze mamulleri, yüzde 19,8 ile zeytin ve zeytinyağı, yüzde 17,4 ile süs bitkileri ve mamulleri, yüzde 14,4 ile kuru meyve ve mamulleri, yüzde 9,3 ile hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, yüzde 4,5 ile yaş meyve ve sebze, yüzde 0,1 ile tütün izledi.

Fındık ve mamulleri sektörünün dış satımı ise yüzde 23,5 azalış kaydetti. 

Hasyurt Tarım Fuarı için geri sayım başladı

Türkiye’nin ilk tarım fuarı olma özelliğini taşıyan Hasyurt Tarım Fuarı, yedi yıl aradan sonra tarım sektörünü tekrar bir araya getirecek. 11-14 Mayıs 2022 tarihleri arasında “Eski Yerinde Yeni Yüzüyle” mottosuyla 25’inci kez kapılarını açacak olan Hasyurt Tarım Fuarı, bölge çiftçisini tedarikçileriyle, alıcılarıyla buluşturacak; paydaşlar etkinliklerde sorun ve çözüm önerilerini ele alacak.

Türkiye’nin ilk tarım fuarı olma özelliğini taşıyan Hasyurt Tarım Fuarı, yıllık binlerce ton üretimi olan bölge çiftçilerini yeniden tek çatı altında buluşturuyor. 12 ay durmaksızın yaş meyve ve sebze üreticisi olan Kumluca, Finike, Demre, Kaş gibi önemli üretici ilçeleri kapsayan Batı Akdeniz bölümünün ürünleri ulusal bazda tanıtılırken aynı zamanda çiftçiler alıcılarla buluşacak, üreticinin sorunları görüşülerek çözüm önerileri gündeme getirilecek. Çiftçiler, ziraat mühendisleri, komisyoncular, danışmanlar, toptancılar, meslek odaları ve daha pek çok kesimden tarım paydaşlarının buluşacağı fuar 11-14 Mayıs 2022 tarihleri arasında “Eski Yerinde Yeni Yüzüyle” mottosuyla Antalya’nın Finike ilçesi Hasyurt mevkiinde düzenlenecek.

‘Üreticimiz en iyisi. Bu konuda iddialıyız’

Hasyurt Tarım Fuarı ile ilgili açıklama yapan Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Hüdavendigar Günay, Antalya çiftçisinin örtü altı tarımda dünyanın en iyi ürünlerini ürettiğini ifade etti. Fuarın tekrar düzenlenmesinden büyük mutluluk duyduklarını belirten Günay; “KUTSO’nun hizmet bölgesi içerisinde yer alan Kumluca, Finike, Demre ve Kaş ilçeleri tam anlamıyla bir üretici bölgesi. Narenciye, yaş meyve sebze, örtü altı, yayla seracılığı… Özellikle Finike portakalımız ve seralarımızda yetiştirdiğimiz sebzelerimiz dünyanın her tarafından ilgi görüyor.

Üretimin her aşamasında gıda güvenliğini ve ürün lezzetini esas alıyoruz. Çiftçilerimiz bu konuda çok tecrübeli. Ayrıca bu konuda bölgemizde çiftçimize destek veren tabiri caizse bir ziraat mühendisi ordumuz var. Tarım firmalarımız üreticilerimiz için en modern ekipmanları ve en sağlıklı bitki besleme ürünlerini tedarik ediyor.

Dünyanın en sağlıklı ve lezzetli ürünlerini ürettiğimiz konusunda iddialıyız. Bu konuda mütevazi olamaya gerek yok. Ürünlerimizi modern bir şekilde paketleyip tüketicimize ulaştırıyoruz.

KUTSO olarak tarım konusunda çok önemli iki projemiz var. Bunlarda biri Kaş-Kınık’ta yürüttüğümüz Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi. Burada modern paketleme tesisleri ile organik ve yöresel ürünlerin tedarik zincirine kazandıran firmalarımıza yer vereceğiz. Sebze fiyatlarında en çok artışa neden olan ürün zayiatını burada kurulacak tesisler ile en aza indirmeyi amaçlıyoruz.

Diğer önemli projemiz ise “Tropik Meyve Üretim ve Yaygınlaştırma Merkezi”. Değişen iklim ve gelişen teknoloji ile artık ülkemizin birçok yerinde seralarda sebze üretimi yapılabilir hale geldi. Biz bölgemizin iklim ve tecrübeli üretici avantajını daha etkin kullanabilmek amacıyla ürün desenimizi tropik bitkilerle zenginleştirmek istiyoruz. Bu amaç inşaatı tamamlanmak üzere olan Tropik Meyve Üretim ve Yaygınlaştırma Merkezimizde dünyanın her yerinden Pazar değeri yüksek tropik meyvelerin bitkilerinin bölgemize adapte ederek uyum sağlayan türlerin üreticimizle buluşturulmasını sağlayacağız. KUTSO olarak ekonominin temelinin üretime dayalı olduğuna inanıyoruz. Her zaman üreticimizin yanında olacağız.

Üreticimiz adına devletten iki önemli isteğimiz var. Bunlardan birincisi üretimde kullandığımız elektriğe teşvik istiyoruz. Çünkü biz üretimimizin hiçbir aşamasında artık mazot kullanmıyoruz.

İkincisi ise sera üretiminde çok önemli bir girdi kalemi olan sebze fidelerine teşvik verilmesi. Bu teşvik ile hem üreticimizin girdileri azalacak hem de üretimin kayıt altına alınması ve planlanması oldukça kolay olacaktır.” şeklinde konuştu.

‘Hasyurt Tarım Fuarı üreticimize çok şey kattı’

Günay açıklamalarını “Hasyurt Tarım Fuarı, Türkiye’de örtüaltı tarımın bilinmediği yıllarda çok önemli tarım teknolojilerinin bölgemiz üreticisi ile buluşmasını sağladı. Bugün Kumluca’dan, Muğla-Fethiye’ye kadar olan bölgenin dünyada hatırı sayılır bir üretim bölgesi olmasında modern ve güvenilir tarım uygulamalarının çiftimize kazandırılmasının büyük önemi var. Bu nedenle Hasyurt Tarım fuarı yıllarca yalnızca bölgemizdeki çiftçilerin değil tüm tarım sektörü paydaşlarının ilgiyle takip edip, katılmak için can attığı bir organizasyon oldu. Hasyurt ayrıca kendinden sonra ülke genelinde düzenlenen birçok tarım fuarı için model oldu.

Yıllar sonra tekrar düzenlenen Hasyurt Tarım Fuarı’nın, pandemi sürecinin üreticimiz üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi de sileceğine inanıyoruz. Bizimle birlikte tüm dünya ülkelerinin ekonomisini ciddi bir şekilde sarsan Covid-19 sürecince üretimiz her türlü riski göze alarak üretmeye devam etti. Çoğu zaman sıkıntılarını anlatma imkanı bile bulamadı. Şimdi fuar süresince çiftçilerimiz diğer sektör paydaşları ve kurum temsilcileri ile bir araya gelip karşılıklı istişare etme fırsatı bulacaklar.” şeklinde sürdürdü.

Türkiye’nin yaş sebze ambarında tarım buluşması

Antalya tarımının Türkiye’ye önderlik edecek müthiş bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Antalya Ticaret Borsası ve Antalya Tarım Konseyi Başkanı Ali Çandır, Finike’de düzenlenecek fuarın bu birikimin paylaşılacağı müthiş bir organizasyon olacağını ifade etti. Bitkisel üretim değeriyle Türkiye’de ilk sırada yer alan Antalya’da verimli topraklara ve ovalara sahip batı bölgesinin tarımdaki önemine dikkat çeken Çandır, “Hasyurt Tarım Fuarı bilgi, deneyim ve yeniliklerin paylaşılacağı bir fuar olacak” dedi.

Batı Antalya sebze ambarı

Antalya’da yaklaşık 3.5 milyon dekarlık alanda tarım yapıldığını, tarım alanlarının yüzde 29’unun Demre, Elmalı, Finike, Kaş ve Kumluca ilçelerinin bulunduğu Batı Antalya’da yer aldığını belirten Çandır, “Örtüaltında ürettiğimiz domatesin yüzde 40’ı, biber üretimimizin yarısı ve hıyar üretimimizin yüzde 25’ini Batı Antalya üretiyor. Batı Antalya, Antalya’nın 16 milyar TL’nin üzerindeki bitkisel üretim değerinin yarısına sahip” diye konuştu.

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Finike Belediyesi, Antalya Tarım Konseyi, Kumluca Ticaret Borsası ile Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası’nın organizasyonunda, Tarım ve Orman Bakanlığı, Borsamız ve diğer paydaşların desteğiyle düzenlenecek fuarı önümüzdeki yıllarda uluslararası fuar haline getirmeyi hedeflediklerini kaydeden Çandır, “Tarımın öneminin her geçen gün daha fazla anlaşıldığı bir dönemde Hasyurt üreticiye yol gösterecek bir fuar olacak” dedi.

Talep yoğun

Fuara tohumdan gübreye, zirai ilaçtan sulama sistemlerine, sera kostrüksiyonlarına kadar pek çok alanda katılım olduğunu belirten Çandır, “Bölgenin çiftçisinin ziyaret için yoğun talebi var, ziyaretçi konusunda ciddi bir kitle bekliyoruz” dedi.

Çandır fuara davette bulunurken, “Fuar ile katılımcı firmaların ürün tanıtımlarının yanı sıra, üreticiler ve bayilere yeni iş birlikleri sağlama fırsatı sunulacak. Fuara katılanlar, yeni marka, ürün, teknoloji, uygulama ve kullanımlar hakkında detaylı bilgi sahip olacak ve firmalardan teknik destek alma fırsatı da yakalayacak” diye konuştu.

Fide sektörü hızla büyümeye devam ediyor

Fidebirlik Yönetim Kurulu Başkanı M.Kayhan Yıldırım, fide sektörünün geleceği ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Yıldırım: “Modern anlamda ilk kez ABD’de 1968 yılında başlayan viyollerde sebze fidesi üretimi ile Türk çiftçisi 1996 yılında tanıştı ve bu dönemde Antalya’da faaliyete geçen 3 fide işletmesi ile 30 milyon adet civarında fide üretimi gerçekleştirdi. Fide sektörü başlangıç yılındaki bu üretim miktarını olağan üstü bir gelişme ile 2021 yılı sonu itibariyle 6 milyar adede çıkardı. Bunun 285 milyon adedi de, gıda güvenliği bakımından çok önemli bir yöntem olan aşılı sebze fidesi oldu. Bununla birlikte aşılı fidede ulaşılan bu miktar Avrupa ülkelerinin aşılı fide miktarının oransal olarak çok gerisinde kaldı.

2021 yılında 74’ü Antalya’da olmak üzere 28 ilimizde faaliyet gösteren orta ve büyük ölçekli 173 sebze ve 17 çilek fidesi üreticisi üyemiz, bölgelerindeki 745 bin dekarlık örtü-altı sebze üretim alanında çiftçimizin sebze fide ihtiyacının yaklaşık %100’ünü, açık tarla sebze fide ihtiyacının ise %70’ini karşılar duruma gelmiştir. Birliğimiz, 1996 yılında başlayan modern fide üretimi ile bugün Avrupa’nın önde gelen üretici ülkelerinden biri olmanın gururunu taşımaktadır.

Pandemi döneminde ekonomik sorunlarla boğuşan sebze fide sektörü, yıllardır çözülemeyen aşağıdaki 4 önemli soruna çözüm için uğraş vermektedir:

– Son yıllarda olağanüstü artış gösteren enerji giderleri için destek,

– Orta ölçekli bir fide üretim tesisinde en az 100 işçi çalıştıran işletmelerimiz için SGK prim desteği:

– Aşısız fideye oranla 2-3 katı daha pahalı olan aşılı fide alımlarında çiftçiye destek verilmesi ve

– Tarım ve Orman Bakanlığı’nın alt yapı desteği ile TÜRKTOB önderliğinde Antalya merkezli bir bağımsız akredite tanı laboratuvarının kurulmasının tohumluk sektörünün bu en önemli sorununa hizmet edeceğine ve sağlıklı gelişmesine vesile olacağına inanıyoruz.” dedi.

Başkan Geyikçi’den fuara davet var

Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi, 7 yıl aradan sonra tekrar gerçekleştirilecek olan Hasyurt Tarım Fuarı’nın tarihini anlattı. Geyikçi, “Hasyurt Tarım Fuarı 1997 yılında dönemin belediye başkanı Azer Gökyar ve arkadaşları tarafından bir okul bahçesinde seda çadırı olarak başlamış. Daha sonraki yıllar pazar yeri dediğimiz pazar yerine geçmiş. Bu fuarımızı bölgemizde yeniden canlandırarak halkımızın hizmetine sunmak istiyoruz. Bu fuarın özellikle bölgemize hitap edeceğini düşünüyoruz. Tabii tek amacımız Antalya bölgesi değil. Çiftçilerimiz de yeni bilgiler edinmesi ve yeni büyük teknolojileri görmesini istiyoruz. İnşallah fuarımız uluslararası alanlara ulaşır.” dedi.

Geyikçi, 7 yıl aradan sonra 25’incisini düzenlenecek olan Türkiye’nin ilk tarım fuarı Hasyurt Tarım Fuarı’na tüm sektör paydaşlarını ve vatandaşları davet etti.

Finike Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Dernek Başkanı İsmail Karataş:

Üreticimizin yanındayız

Finike Yaş Sebze Meyve Komisyoncuları Dernek Başkanı İsmail Karataş, Yeni Hal Yasası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Üreticinin yanında olduklarını ifade eden Karataş, “Hal’de sorun bitmez. Hal demek tüketicinin halinden anlamak demektir. Hal’de neredeyse 24 saat hayat durmuyor. Sabahın beşinden akşamın dokuza kadar üreticinin hale getirdiği ürünleri 365 gün taze bir şekilde tüketici ile buluşturmak için canla başla çalışıyoruz. Bizler üreticiyle evdeki ailemizden daha fazla beraber oluyoruz.

Devletten isteğimiz, Yeni Hal Yasası’yla birlikte turfanda olan sebze ve meyvenin enflasyon sepetinden çıkarılması. Çünkü tufanda olan sebze, meyve kışın zor şartlarda yetişen, maliyeti bir sebzedir. Yeni çıkacak Hal Yasası’nda şöyle bir talebimiz var. Ürünlerin hangi üreticiden alınıp hangi komisyoncu vasıtasıyla, hangi tüccar veya markete gittiğini gösteren bir sistem olursa çok iyi olur. Tüketici aldığı ürünün üreticiden çıktıktan sonraki aşamaları ve fiyatları görürse daha iyi olacağını düşüyorum. Üretici ile tüketici arasında art niyetli bir halka varsa bunların tespit edilmesi gerekmektedir. Tüketici aldığı ürünü üreticinin ne kadara sattığını, bu ürünlerin evlerine gelene kadarki yolcuğunu bilirse içi rahat ederBizler komisyoncuyuz ama üreticinin ürettiği ürünlere komisyon koymuyoruz. Tam tersi üreticinin yanındayız. Biz de ürünlerin ucuz satılmasını isteriz ancak üreticinin 3 TL’ye ürettiği bir ürünün 2 TL’ye satılmasını istemeyiz. Üretici ürünlerini maliyetinin altında nasıl satsın? Biz kendimize üretici temsilcisi diyoruz. Üreticimizin haklarını koruyamazsak her geçen gün üretim azalır. Aynı zamanda üreticiye de garanti oluyoruz. Hallerdeki komisyoncuların hiçbiri üreticiden alıp ürünü satmazlar.” dedi.

‘Türkiye’nin en uzun soluklu tarım fuarı’

Kumluca Ticaret Borsası Başkanı Fatih Durdaş fuar hakkında görüşlerini paylaştı. Durdaş, “25. sini organize ettiğimiz fuarımız, Türkiye’deki ilk tarım fuarı olma özelliğini taşımakta olup, bu özelliği ile de Türkiye’deki en uzun soluklu Tarım fuarı özelliği kimliğine bürünmüştür. Bölgemizde 30 bin civarında faal çiftçimiz ile birlikte yaklaşık 2,5 milyon ton sebze ve meyve üretimini yaparak ülkemizin sebze ve meyve ihracatının ve iç piyasa ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılamaktayız. Bölgemizin bu özelliğinden dolayı üreticilerimizin gelişmiş ülkelerdeki üreticilerle daha iyi rekabet edebilmesi amacıyla yeni teknolojiler ile tanışması, üretimde kullanılan girdi ürünlerinin (tohum, gübre, fide,ve sera malzemeleri vs.) çeşitliliğini tanıması ve bu bilgileri üretimine entegre ederek üretimini geliştirmesini hedefliyoruz. Fuarımızı uluslararası platforma taşıyarak, seracılığın ve narenciyenin merkezi olan bölgemizi daha tanınır hale getirip ürünlerimizin dünya pazarındaki marka değerini arttırarak bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak istiyoruz.” dedi.

Main Menu