24.03.2022 TARIM VE HAYVANCILIK HABERLERİ

TARSUS'TA YERLİ TOHUM EKİMİ GELENEK HALİNE GELDİ

TARSUS’TA YERLİ TOHUM EKİMİ GELENEK HALİNE GELDİ

Tarsus Belediyesi’nin yerli üretimi teşvik etmek amacıyla başlattığı yerli tohum atağı Verimli mahallesinde yeniden yapılan mısır tohumu ekimiyle beraber Tarsus’ta hızla yayılmaya devam ediyor.

Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan;” Yaptığımız işbirliği çalışmalarıyla çiftçinin toprağında hayat bulan yerli tohumlar yeni yerlerin de eklenmesiyle beraber Tarsus topraklarında yeniden bir gelenek haline geldi” dedi.

Tarsus Belediyesi, Tarımsal Araştırma Enstitüleri tarafından ortaya konan tarımsal yeniliklerin çiftçilere ulaştırılması ve yaygınlaştırılması amacıyla yürütülen projenin sürdürülebilirliğini sağlamak adına proje ortağı Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile birlikte Verimli Mahallesinde 5 dönümlük alana yerli tohum mısır çeşidi olan “Kale” tohumlarının ekimini sağladı.

Tarsus Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürü Nadir Ernariçi, Ziraat mühendisi Mehmet Özer, müdürlük görevlileri ile yörenin çiftçisi Murat Pehlivan’a teslim edilen yerli tohum mısır çeşidi olan “Kale” tohumları toprakla buluşturuldu.

“YERLİ TOHUMDA VERİM YÜKSEK TALEP YOĞUN ÇİFTÇİ MEMNUN”

Yerli ve milli tarımı teşvik etmek amacıyla başlattıkları yerli tohum atağının yaygınlaşarak başarıyı yakaladığını dile getiren Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan; “Yerli tohumda verim yüksek, çiftçiler memnun bu da yerli üretimin yayılması açısından başarıyla ilerlediğimizi gösteriyor.

Bu kapsamda yerli tohumların yayılış ve talep hızına baktığımızda çiftçilerimiz arasında yerli tohuma taleplerin arttığını söyleyebiliriz. Yerli tohum için yaptığımız işbirliği çalışmaları kapsamında da çiftçimize toprak analizinden tutun da yerli tohumların hasat dönemine kadar olan takip ve bakımını da yapıyoruz.

Bu süreçte bitki hastalıklarıyla mücadele de dâhil çiftçilerimiz için belediye olarak üzerimize düşen görevi yapmaya her zaman için hazırız.” dedi.

Tarlasına “Kale” mısır tohumlarını eken çiftçi Murat Pehlivan;” Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan’a yerli tohumlara verdiği önemden ötürü teşekkür ederek, bu çalışmanın gelişip genişlemesiyle birlikte dışarıya bağımlılığımızı azaltır.

Kendi tohumumuzu üretmek daha güzel, en verimli şekilde hasadımızı yapmayı umut ediyoruz. Belediyemizin böyle bir projede yer alıp bizi desteklemesi bizleri memnun etti” dedi.

KOP’tan ‘Sürdürülebilir Tarım İçin Su, Su İçin Bilinçli Tüketim’ Paneli

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Türk Mühendis ve Mimarlar Odasına (TMMOB) bağlı Jeoloji Mühendisleri ve Peyzaj Mimarları Konya temsilciliklerinin iş birliğinde 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle düzenlenen ‘Sürdürülebilir Tarım İçin Su, Su İçin Bilinçli Tüketim’ konulu panelde bölgenin su kaynakları, su ihtiyacı ve tarımsal faaliyetlerde bilinçli tüketimin önemi ele alındı.

En küçük canlı organizma faaliyetlerinden, devasa kıta hareketlerine kadar her türlü biyolojik, fiziksel ve kimyasal aktivitenin devamlılığı adına yaşamsal bir önemi bulunan suyun; Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat’tan oluşan ve Türkiye’nin en önemli tarım bölgelerinin başında gelen KOP Bölgesi için hayati bir öneme sahip olduğunu ifade eden KOP İdaresi Başkanı Mahmut Sami Şahin; geleneksel tarım olarak tarif edilebilecek üretim biçimlerinin hâkim olduğu, bitki ve hayvan üretiminde birim alan ve birim hayvandan elde edilen verimin çok düşük olduğu tarımsal yöntemler yerine, birim alan ve birim hayvan başına en yüksek verimin elde edileceği en ileri yöntem ve teknolojilerin kullanılacağı modern tarıma hızlı bir geçiş yapılması gerektiğini söyledi.

“Küçük Dokunuşlarla Büyük Fark Oluşturuyoruz” KOP İdaresinin 2011 yılından günümüze kadar uyguladığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tüm Bölge Kalkınma İdarelerine örnek gösterilerek uygulanması teşvik edilen Küçük Ölçekli Sulama İşleri Programı (KOP KÖSİP) ile bölgenin; hayvansal ve bitkisel üretimde ülke genelinde ilk sıralarda yer aldığına dikkat çeken KOP Başkanı Şahin; “Suyumuz için seferberlik ilan ederek, doğada suyun doğduğu ve geçtiği alanları koruyarak, tarımda sulama yöntemlerimizi iyileştirerek, sanayide suyu kirletmeden verimli kullanarak, kentlerimizde kayıpları önleyerek, her damlayı tasarruf ederek, suyumuzu korumayı birlikte başarabiliriz.

İklim değişikliğine bağlı olarak son yıllarda yaşanan kuraklık nedeni ile ülkemiz genelinde su kaynaklarının tehdit altında olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Türkiye’de işlenen tarım alanlarının yüzde 19’u KOP Bölgesinde iken, kullanılabilir su potansiyelinin ancak yüzde 8’i KOP Bölgesinde yer almaktadır. 4,5 milyon hektar tarım alanın tamamının tasarruflu yöntemlerle bile sulanabilmesi için yıllık 22,5 milyar metreküp suya ihtiyaç bulunmaktadır.

Bu miktarın 13,2 milyarı yer altı, yer üstü ve toprakta biriken sulardan karşılanmaktadır. KOP Bölgesi, bilindiği üzere ülkemizin toprak zengini olmasına rağmen en az yağış alan bölgesidir. Bu durumu olumlu hale getirmek için KOP İdaresi olarak çalışmalarımız devam etmektedir. 2011 yılında 50 milyon TL ödenek ile başlayan KOP KÖSİP programımız; 2021 yıl sonu itibariyle 885 adet projemiz 1 Milyar 600 Milyon TL’lik bütçeyle hayata yatırıma dönüştürülmüştür. Geçen 10 yıl boyunca paydaşlarımızla birlikte havza içindeki akarsu ve pınarlardan tarımda kullanılamayan yılda yaklaşık 273 milyon ton su, kapalı borulu sistemlere alınarak tarlalara yönlendirildi, böylece 545 bin 890 dekar alan sulu tarıma kazandırılmış oldu.

Burada dikkatinizi çekmek istediğim en önemli husus ise tarıma kazandırılan yeni alanların küçük ölçekli olduğu için bir noktada yığılmamış olması, 885 küçük parça halinde kırsal dezavantajlı alanlardaki birçok köy, kasaba ve mahallede uygulanarak KOP Bölgesi’nin geneline yayılmış olması, bölgeler arası gelişmişlik farkının daraltılmış olmasıdır.” dedi. “Kırsala Yapılan Yatırımlarla Köy Nüfusumuzda Artış Yaşanıyor” “Hali hazırdaki mevcut suyun israf edilmeden kullanılması, dış havzadan su getirmek kadar önemlidir” diyen Başkan Şahin; “Bölge genelinde toplam 131 bin hektar alanı kapalı sisteme çevirerek yılda ortalama 200 milyon ton sulama suyunu tasarruf ettik. Su tüketimi daha az olan küçükbaş hayvancılığı desteklemek amacıyla 58 adet hayvan içme suyu tesislerini mera hayvancılığına kazandırarak 357 bin küçük ve büyükbaş hayvanın su ihtiyacını karşıladık.

Türkiye genelinde köy nüfusları azalırken, KOP Bölgesinde sulama projelerinin uygulandığı köylerin yüzde 13,2’lik kısmının nüfusunda artış olduğu gözlemlenmiştir. Bölgemizde suyumuzun tarımsal üreticilerimize yetmediğinin farkında olarak suyun ideal bir şekilde kullanılabilmesi için ‘Sulama Programlanması’ projesini hayata geçirmek istemekteyiz. Böylece suyu; toprak, bitki ve iklim değişkenleri hassas bir şekilde ölçümlenerek optimum bir şekilde vermek istiyoruz. Bölgemizde 439 sulama kooperatifine ait 4 bin 750 Yer Altı Su (YAS) kuyusu bulunmaktadır. Bu kuyularında pompa enerjisi kullanımının çiftçimize getirdiği yükün de farkında olarak üreticilerimizin pompa sistemlerindeki tüm aksaklıkların giderilmesi sonucu ile en az yüzde 20 gibi ciddi bir elektrik tasarrufu sağlamaktayız.

Kısacası geçmiş senelerde yaşanan bölgemizdeki su kıtlığı bize şunu öğretmiş olmalı ki, elimizde var olan kaynaklarımızı en uygun bir şekilde kullanmalı, kuraklığa karşı çiftçimizle el ele vererek önlemimizi almalıyız, ayrıca unutulmamalıdır ki bu topraklarda bizden sonra bir nesil yani çocuklarımız, torunlarımız yaşayacak” diye konuştu. “Su Varlığı Yasasına İhtiyacımız Var” Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Şükrü Arslan ise konuşmasında, azalan yağış oranlarına rağmen izinsiz ve uygun olmayan hidrojeolojik alanlarda açılan su kuyuları, bilinçsiz sulama teknikleri ve tarımda hatalı bitki deseni seçimine dikkat çekti. Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Şükrü Arslan ise konuşmasında, azalan yağış oranlarına rağmen izinsiz ve uygun olmayan hidrojeolojik alanlarda açılan su kuyuları, bilinçsiz sulama teknikleri ve tarımda hatalı bitki deseni seçimine dikkat çekti. Dünyanın uzun yıllar yıllık yağış ortalamasının metrekare başına 1000 milimetre civarında olduğunu ifade eden Arslan, bu rakamın Türkiye genelinde 574 milimetreye, Konya Kapalı Havzası özelinde ise 400 milimetreye kadar gerilediğini belirterek, “Konya Kapalı Havzası’nda son 30-40 yıldır yağışların azalması, gün geçtikçe sayıları artan belgesiz kuyuların çoğalması, uygun olmayan hidrojeolojik ortamlarda sürdürülen sondaj çalışmaları, ekonomik olmadığı gibi bilinçsiz sulama teknikleri, tarımda hatalı bitki deseni seçimi gibi nedenlerle stratejik kaynağımız olan yeraltı suyumuz bitme noktasındadır ve havza için belirlenen emniyetli su rezervinden çok daha fazlası kullanılmış durumdadır. Kurak iklim şartları ile birlikte aşırı ve bilinçsiz yeraltı suyu kullanımı nedeniyle yakın gelecekte yeraltı sularımız çekilemeyecek seviyelere düşmesi beklenirken, tamamen susuz kalma tehlikesi ile karşı karşıyayız.

Gelecek nesillerin güvenilir, sağlıklı ve ekonomik içme ve kullanma suyuna sahip olabilmesi için acilen etkin önlemler alınması ve uygulanması gerekmektedir. Yeraltı ve yerüstü tüm su kaynaklarımızı kapsayan ve suyun devletin hüküm ve tasarrufu altında, kamu yararına bir kaynak olduğu esasına dayalı, yeni bir ‘Su Varlığı Yasası’na ihtiyaç vardır. Bölge özelinde Konya Kapalı Havzası Su Yönetim Merkezi’nin kurulması kaçınılmazdır. İçerisinde veri toplama, veri transferi, erken uyarı sistemi, havza gözleme merkezinin de olacağı, havzadaki tüm suyun idaresine ilişkin her türlü bilginin üretilebileceği yeterli donanımlara sahip bir teşkilatlanmanın oluşturulması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki su; akarsa nehir, düşerse şelâle, durursa göl, biterse çöl olur.” diye konuştu.

PAZAR VE MARKETTE MART AYI ZAM ŞAMPİYONU KIVIRCIK: 17 TL!

Her hafta salı günleri kurulan Atakent Kapalı Pazar Yeri ve marketlerdeki manav reyonlarında Mart ayının zam şampiyonu 17 TL’lik fiyatı ile kıvırcık oldu. 5-8 TL fiyat aralığında satılan kıvırcığın fiyatını gören vatandaşlar, “Pazarda geçen sene 2-3 TL arasında satılan kıvırcık, bu yıl 5-8 TL arasında satılıyordu. Ne oldu da kıvırcık bu ay 17 TL oldu anlayamadık. Patlıcan, biber, domates, salatalık derken kıvırcığın fiyatının bu kadar artması çok şaşırtıcı. Şimdi pazarcı esnafına sorsan artan mazot ve benzin fiyatlarını bahane ederler. 100-150 TL arasında doldurduğumuz arabalarımız 500 TL’ye bile dolmuyor. Her 2-3 günde bir evlerimize alışveriş yapıyoruz. Önceden haftalık Pazar alışverişlerimizi yapardık!” diye sitem etti.

Rizeli arıcılar arı besleme şekeri dağıtımına yoğun ilgi gösterdi

Rizeli arıcılar arı besleme şekeri dağıtımına yoğun ilgi gösterdiRİZE Türkiye Tarım Hayvancılık ve Arı Federasyonu (TAHAP), Türkiye genelinde sürdürdükleri arı besleme şekeri dağıtımını Çayeli’nde de gerçekleştirdi.
Rizeli arıcılar arı besleme şekeri dağıtımına yoğun ilgi gösterdi

RİZE Türkiye Tarım Hayvancılık ve Arı Federasyonu (TAHAP), Türkiye genelinde sürdürdükleri arı besleme şekeri dağıtımını Çayeli’nde de gerçekleştirdi. 2 tır besleme şekerini kilosu 390 TL’ye satarak talebe göre bu miktarın arttırılacağını açıklayan TAHAP yetkilileri, şekerlerin fiyatlarını yarı fiyatına çekince kapıda uzun kuyruklar oluştu.

Şeker satışlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan TAHAP Genel Başkanı Mustafa Sarıoğlu, arıcılara gerekli besini uyguna sunmak için çözüm aradıklarını dile getirdi. Sarıoğlu “Biz zaten pandemi sürecinde de birçok faaliyette bulunduk. Ama iki yıldır Türk Şeker Tarım’ın ununu, hayvan yemini, Türkiye üzerine herhangi bir şey eklemeden artı nakliye ile zaten verdik. Besleme şekerini biz geçen yıl Türk Şeker’in arıcı birliklerine şeker verdiğini öğrendik. Mesela o tarihlerde fabrika çıkışı 188 lirayken 230-240 liraya bunlar arıcıya şeker veriyordu. Biz de gittik dedik ki, ‘bizde alalım’ ama biz resmi yazıyla talep edelim. İl il, ilçe ilçe, üye üye siz onaylayın talimat verin fabrikalara. Dağıtırken de biz bunları tutanaklayalım. Görüntüleyelim, iletişim bilgileri arı sayıları. Tekrar size verelim. Sizde denetim yapın bizde denetim yapalım. Biz denetim yaptık ama onların hiç denetim yaptığını görmedim. Bugün Türk Şeker şunu açıklamalıdır. Rize Arıcılar Birliğine kaç ton şeker verilmiştir. Bunu kaç kişi almıştır. Verilen şekerleri verdim diyorlar ama bunun bir hesabını soran yok. Geçen yıl kuraklıktan gelen ve bu yılda kışın uzamasıyla ve sahil bölgelerine kar yağması arıcılıkta sıkıntılı anlar yaşattı. Arıların hazinesi dolu değildi. Dolayısıyla besleme yapılması gerekliydi. Bununda en doğru şekli şeker pancarından üretilen pancar şekeridir” şeklinde konuştu.

“11 ilde 32 tır şeker dağıtımı yaptık”

Türkiye geneline 32 tır ile arı şekeri dağıttıklarını kaydeden Sarıoğlu, “Bizde başımızın çaresine baktık TAHAP olarak. Milletimizi sokağa döktürmeme adına, devletimize ve milletimize omuz verme adına ithalat anlaşmamızdaki gübrenin bir kısmından feragat ettik. Karımızı sıfırladık. Şeker verin bize dedik ve onlarda bize iç piyasadan şeker verdi. Bugün 11 ilde 32 tır. Şeker dağıtımı yaptık. İnsanların gözünün içi gülüyor. Şekerleri yarı fiyatına veriyoruz nakliyesi dahil. Nakliye dahil buraya 390 liraya teslim ediyoruz bu şekerleri. 10 kovan arıya bir çuval yetecek şekilde koloni başına 5 kilogram. Biz bunu talebe göre devam edeceğiz. Biz hiçbir şekilde milletimizin sokağa dökülmesine asla izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

BAKAN KİRİŞCİ’DEN ÜRETİCİLERİMİZE YAKLAŞIK 5.6 MİLYAR LİRALIK DESTEKLEME ÖDEMESİ MÜJDESİ

BAKAN KİRİŞCİ; ” 5MİLYAR 586 MİLYON LİRALIK DESTEKLEME ÖDEMESİ BUGÜN ÜRETİCİLERİMZİN HESAPLARINA AKTARILACAK”

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci üreticilerimize yapılacak destekleri açıkladı.

Bakan Kirişci, tarımsal destek ödemeleri kapsamında yaklaşık 5 milyar 586 milyon liralık desteğin, bugün (08 Mart 2022 Salı) itibariyle üreticilerin hesaplarına aktarmaya başlayacaklarını söyledi.

Bakan Krişci’nin açıklaması şu şekildedir:

“Tarım ve Orman Bakanlığı olarak vermiş olduğumuz desteklerle üreticilerimizin her zaman yanında olduk. Üreticilerimize desteklerini devam ettiren Bakanlığımız, bu kapsamda toplamda yaklaşık 5 milyar 586 milyon liralık destekleme ödemesini bugün üreticilerimizin hesaplarına aktaracak. Verilecek destekleme ödemeleri;

Mazot ve Gübre Desteği 4.675.260.816 Lira

Yem Bitkileri Desteği 852.701.630 Lira

Hububat, Baklagiller ve Dane Mısır Desteği 48.417.432 Lira

Sertifikalı Tohum Kullanım Desteği 5.567.053 Lira

Sertifikalı Fidan Üretim Desteği 4.451.893 Lira

Olmak üzere toplamda 5.586.398.824 TL’lik destekleme ödemesini yarın çiftçilerimizin hesaplarına aktarıyoruz.

Tüm çiftçilerimize hayırlı olsun”

Söke TARİŞ Pamuk Kooperatifi Başkanı İsmail Özer, kooperatife ait Bağarası ..

Söke TARİŞ Pamuk Kooperatifi Başkanı İsmail Özer, kooperatife ait Bağarası yolundaki tesislerde yapılacak olan 27. Söke Tarım Fuarı’na tüm ortak ve üreticileri davet etti.

Söke Belediyesi ve Söke Genç İş İnsanları Derneği (SÖGİAD) işbirliğiyle yapılacak olan 27. Söke Tarım Fuarı, 24-27 Mart tarihleri arasında Söke-Bağarası karayolunda Söke TARİŞ Pamuk Kooperatifi’ne ait 10 bin metrekarelik alanda gerçekleşecek. Çeşitli sektörlerden 48 firmanın yanı sıra bazı sivil toplum kuruluşlarına ait stantların da yer alacağı fuara tüm ortak ve üreticileri davet eden Söke TARİŞ Pamuk Kooperatifi Başkanı Özer, “Tarımda sürdürülebilirliğe yenilikçi bir vizyon kazandırmasıyla birlikte Sökemizin prestiji için de büyük önem arz eden fuara katılımınız bizleri ziyadesiyle onurlandıracaktır” ifadelerini kullandı.

“Tesislerimiz katılımcıların hizmetindedir”
Söke’de ve farklı illerde üretilen tarım aletlerinin üreticilere ve katılımcılara sergilenmesiyle birlikte, son teknolojik yeniliklerin de görücüye çıktığı fuara ev sahipliği yapıyor olmalarından ötürü büyük mutluluk duyduklarını söyleyen Başkan Özer, “Söke Tariş Pamuk Kooperatifi olarak bizler 3 bin ortağımızla birlikte esasında bu tür fuarların da en yakın ve sıkı takipçileriyiz. Pandemi nedeniyle iki yıl aradan sonra bu imkanın ayağımıza kadar gelmiş olması nedeniyle ayrı bir sevinç içerisinde olduğumuzu da önemle belirtmek isterim. Tesislerimiz fuar müddetince gerek katılımcı firmalarımızın, gerekse ziyaret amaçlı gelen tüm vatandaşlarımızın hizmetindedir” dedi.

Yetim çocuklara organik gıda

Reyhanlı’da kurulan ‘iyilik’ temelli çiftlikte üretilen meyve, süt ve yumurta günlük olarak yetimhanelerdeki çocuklara dağıtılıyor. Üretimde Suriyeli sığınmacılar da yer alıyor.

Hatay Reyhanlı’da ‘Tarım ve Hayvancılık Proje Uygulama Alanı’ projesi kapsamında sera ve çiftlik kuruldu. Burada hem Türklere ve Suriyeli sığınmacılara meslek edinmeleri için imkan sunuluyor hem de üretilen gıda ürünleri yetimhanelere gönderiliyor. Türk Kızılay Toplum Temelli Göç Programları Koordinatörlüğü tarafından yürütülen projede seralardan toplanan çilek ve muzlar vakit kaybedilmeden araçlara yükleniyor.

7.5 TON MEYVE TOPLANDI

Yumurta ve sağılan süt de soğuk hava deposunda muhafaza ediliyor. Türk Kızılay ekipleri ile kursiyerler tarafından bu yılın başından bugüne hasat edilen 7.5 ton muz ve çilek yetimhanelerde kalan çocukları sevindirdi. Çiftlikte günlük ortalama 70 litre süt ile 80 yumurta elde ediliyor. Türk Kızılay Hatay Toplum Merkezi Yöneticisi Onur Karataş, “İhtiyaç sahibi ailelerimize bir nebze de olsa destek olunduğu için mutluyuz” dedi.

Ağrı’da süt soğutma tankı dağıtım töreni düzenlendi

Ağrı’da, ‘Sütümü Koruyorum Projesi ‘ kapsamında Süt Soğutma Tankı Dağıtım Töreni düzenlendi.

Ağrı Valiliği öncülüğünde, DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın katkıları ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün destekleri ile ‘Sütümü Koruyorum Projesi ‘ kapsamında Süt Soğutma Tankı Dağıtım Töreni düzenlendi. Gençlik ve Spor il Müdürlüğü Spor Salonu’nda düzenlenen törenle DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının finanse ettiği proje ile 20 baş ve üzeri sağmal ineğe sahip 40 işletmeye 200’er litrelik süt soğutma tankı dağıtımı yapıldı.

Ağrı’nın her alanda büyük potansiyellerinin olduğunu vurgulayan Ağrı Valisi Dr. Osman Varol, “Belirli sayıdan fazla hayvanı olan işletmelerimizin sütü hijyenik ve standartlara uyumlu bir ortamda muhafaza edebilmesi amacıyla başlatılan süt ürünleri, üretimi noktasında önemli bir projedir” ifadelerine yer verdi.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı Mehmet Özdoğan, “2021 yılında Ağrı İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce yürütülen “Sütümü Koruyorum” projesine 700 bin TL finansman desteği sağlamıştır. Projenin hayata geçmesi ile birlikte faydalanıcı çiftçilerimizin ürettikleri sütün uluslararası standartlara uygunluğu sağlanacak, piyasa bozucu faaliyetler ve mevsimler nedenlerle değişkenlik arz eden fiyatların istikrarına katkı sağlanacak. Ağrı ilimizde süt sektöründe faaliyet gösteren aktörler arasında kalıcı bir işbirliği tesis edilecek. Üretim kapasitesi ve verimlilik de arttırılacak. Proje kapsamında Ağrı İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüz ile koordineli bir şekilde yürütülen proje neticesinde çiftçilerimiz sütlerini soğuk bir ortamda muhafaza ederek daha yüksek bir fiyattan satma fırsatı bulacak ve diğer çiftçilerle birlikte hareket etme imkânı bulacaktır” dedi.

Programda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Kenan Engin ise, “Süt Sağım Makinesi Projesi kapsamında 500 çiftçimize süt sağım makinesi temini sağlanması hedeflenmiş, ilk etapta dağıtılan 295 adet süt sağım makinesi ile aile işletmelerinin piyasaya arz etmediği, günlük 20 ton sütün toplanması ve işlenmesi hedeflenmiştir. Bugün de yine bu kapsamda, 875 bin lira bütçeli ‘Sütümü Koruyorum Projesi’ ile 20 baş ve üzeri sağmal ineğe sahip 40 işletmemize 200’er litrelik süt soğutma tankı dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Projenin başta çiftçilerimize, ilimize ve ülkemiz hayvancılığına hayırlı olmasını temenni ediyorum” ifadelerine yer verdi.
Program işletmesi olan 40 çiftçiye süt soğutma tanklarının dağıtılmasının ardından sona erdi.

Birleşik Kamu-İş, “tsunamiye dönüştü” sözleriyle açıkladı: Gıda fiyatları yüzde 118,8 arttı

Birleşik Kamu-İş, “Halkın Enflasyonu” araştırmasının mart ayı sonuçlarını açıkladı. Buna göre gıda fiyatları aylık olarak yüzde 4,7, üç aylık olarak yüzde 33,9, yıllık olarak ise yüzde 118,8 arttı.
Birleşik Kamu-İş, “Halkın Enflasyonu” araştırmasının mart ayı sonuçlarını açıkladı. Buna göre gıda fiyatları aylık olarak yüzde 4,7, üç aylık olarak yüzde 33,9, yıllık olarak ise yüzde 118,8 arttı. Konfederasyon, “Temel gıda ürünlerinin fiyatlarında son aylarda yaşanan deprem, mart ayında tam bir tsunamiye dönüştü” değerlendirmesini yaptı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, fiyatlarını Ankara’daki pazar ve marketlerden düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 64 gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak yürüttüğü “Halkın Enflasyonu Araştırması’nın” Mart 2022 sonuçlarını açıkladı.

Araştırmanın sonuçları şu şekilde:

“Tam bir tsunami”
Temel gıda ürünlerinin fiyatlarında son aylarda yaşanan deprem, mart ayında tam bir tsunamiye dönüştü. Gıda fiyatlarında ocakta yüzde 9, şubatta yüzde 4,7 olan gıda fiyatlarındaki artış martta yüzde 17,3 olarak gerçekleşti. Gıda fiyatlarında yılın ilk üç aylık döneminde yüzde 33,9 olarak gerçekleşen gıda fiyatlarındaki artış yıllık bazda ise üç haneli rakamlara ulaşarak yüzde 118,8 olarak gerçekleşti.
Gıda fiyatları üç ayda yüzde 33,9 arttı
Türkiye’nin artık üç haneli enflasyonlara doğru hızla gittiği ortaya çıkan bu yılın ilk üç aylık döneminde gıda fiyatlarında yüzde 33,9 oranında artış yaşandı. Ocak-mart döneminde ekmek, un, bulgur, makarna fiyatları yüzde 45,9 oranında arttı, et ve balık fiyatları yüzde 28.8, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 4, yağ fiyatları yüzde 15 oranında, meyve fiyatları yüzde 51, sebze fiyatları yüzde 84,6, bakliyat fiyatları yüzde 10,5, diğer gıda maddelerinin fiyatları da yüzde 16,6 oranında arttı.
Yıllık artış yüzde 118,8

Gıda fiyatlarında yıllık olarak ise (Mart 2021’e göre) yüzde 118,8 oranında artış gözlendi. Diğer bir ifadeyle vatandaşlar Mart 2021’de 100 liraya dolan bir sepet için bu yıl aynı ay 218,8 lira ödemek zorunda kaldılar. Bu yıl martta geçen yılın mart ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 131,9, et-balık fiyatlarında 95,1, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 60,3 oranında artış oldu. Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 98,2 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 180,2, sebze fiyatları ise yüzde 261,4 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 91,7, diğer gıda fiyatları ise yüzde 53,9 oranında zamlandı.

Main Menu